su gibi - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

su gibi



Bedeutungen von dem Begriff "su gibi" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 14 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
su gibi soaking wet adj.
su gibi soppy adj.
su gibi fast adj.
su gibi sweaty adj.
su gibi watery adj.
su gibi like water adj.
su gibi liquid adj.
su gibi smoothly adv.
su gibi easily adv.
su gibi fluently adv.
Idioms
su gibi off pat adj.
su gibi on wheels expr.
Technical
su gibi aqueous adj.
Biology
su gibi hydatoid adj.

Bedeutungen, die der Begriff "su gibi" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 126 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
su veya hava gibi bir ortamda taşıma wafting n.
su ve hava gibi bir ortamda taşıma waftage n.
deniz nehir göl gibi su adları bilimi hydronomy n.
(ördek, kaz gibi) su kuşu avcısı fowler n.
cüceler, hava perileri ve su perileri gibi ruhani güçler elementals n.
çatı teknesi veya küvet gibi bir tesisatın altında yer alan su toplama haznesi safe n.
bent ve su yolu gibi yapıları erozyondan koruma amacıyla kullanılan, çalılık, sırık gibi malzemelerden örülmüş hasır dutch mattress n.
bir takıma müsabakalarda eşlik etmek için seçilmiş, su getirme ve ekipmana bakım yapma gibi görevleri olan küçük erkek çocuğu mascot n.
(su damlaması gibi) tekrarlayan ses blip n.
(su yüzeyindeki bir mantar gibi) sallanma hareketi bobble n.
periyodik olarak su ile kaplanan, üzerinde genellikle ot, sukamışı gibi tekçenekli bitkilerin yetiştiği ağaçsız arazi mesh n.
(özellikle viski gibi bir içkiyle karıştırılmış) sade su branch water n.
su gibi para harcamak spend money like water v.
su gibi bilmek know something backwards v.
uzun bacaklı su kuşu gibi yürümek stalk v.
su gibi harcamak spend like water v.
su gibi akıp gitmek fly by v.
su gibi bilmek know something perfectly v.
içindekileri su akıtır gibi tahliye etmek disembogue v.
kaynar su gibi acıtmak scald v.
(varilin birleşme yerlerini) hasırotu gibi sazlarla su geçirmez hale getirmek flag v.
(içki vb.) su gibi akmak flow v.
içine su katılmış gibi (sıvı) thin adj.
su gibi akarak giren instreaming adj.
Phrasals
zaman su gibi akıvermek cruise by v.
zaman su gibi akıvermek/uçup gitmek fly by v.
zaman su gibi akıvermek/uçup gitmek slide by v.
zaman su gibi akıvermek/uçup gitmek speed by v.
zaman su gibi akıvermek zip by v.
(bir şeyi) su gibi harcayıp bitirmek burn through (something) v.
(bir şeyi) su gibi tüketmek/bitirmek sail through (something) v.
Proverb
zaman su gibi akıp gider time and tide tarry for no man
zaman su gibi akıp gider time and tide wait for no one
Colloquial
biranın su gibi aktığı eğlence/parti keggers n.
içkinin su gibi aktığı ortam drunkathon n.
su gibi para harcamak spend a bomb v.
Idioms
zamanın su gibi akıp gidişi the march of time n.
paranın su gibi aktığı bir yaşam tarzı the high life n.
su gibi satılmak go like hot cakes v.
su gibi para harcamak spend money like it's going out of style v.
su gibi gitmek go like a bomb v.
su gibi öğrenmek learn something off pat v.
su gibi gitmek go a bomb v.
su gibi para harcamak spend money like water v.
su gibi para harcamak spend money like there's no tomorrow v.
su gibi bilmek have something down pat v.
su gibi öğrenmek learn something down pat v.
su gibi satılmak sell like hot cakes v.
(bir şeyi) su gibi öğrenmek get (something) off pat v.
(bir şeyi) su gibi öğrenmek have (something) off pat v.
(bir şeyi) su gibi öğrenmek have (something) down pat v.
(bir şeyi) su gibi öğrenmek get (something) down pat v.
su gibi akıp gitmek go rinso v.
(zamanın) su gibi akıp gitmesine izin vermek let slide by v.
(zamanın) su gibi akıp gitmesine izin vermek let slip by v.
zamanın akıp gitmesine/su gibi akmasına izin vermek let something slip by v.
zamanın akıp gitmesine/su gibi akmasına izin vermek let something slide by v.
su gibi para harcamak spend money hand over fist v.
su gibi terlemek be in a sweat v.
(bir şeyi) su gibi bilmek get (something) down pat v.
(bir şeyi) su gibi bilmek have (something) down pat v.
birini/bir şeyi su gibi bilmek know somebody/something backwards [uk] v.
birini/bir şeyi su gibi bilmek know somebody/something inside out v.
su gibi para harcamak spend like a sailor (on shore leave) v.
çarşaf gibi (durgun su) (as) smooth as glass adj.
cam gibi (durgun su) (as) smooth as glass adj.
zaman su gibi akıp gidiyor the clock is ticking expr.
havanda su dövmek gibi like nailing jelly to the wall expr.
su gibi (harcamak vb) like it was going out of style expr.
havansa su dövmek gibi like nailing jell-o to a tree expr.
havansa su dövmek gibi like nailing jell-o to the wall expr.
su gibi (harcamak) like it's going out of fashion expr.
denize su taşımak gibi like taking coals to newcastle expr.
havanda su dövmek gibi like taking coals to newcastle expr.
denize su taşımak gibi like carrying coals to newcastle expr.
havanda su dövmek gibi like carrying coals to newcastle expr.
havanda su dövmek gibi like trying to nail jell-o to a tree expr.
havanda su dövmek gibi like trying to nail jell-o to the wall expr.
havanda su dövmek gibi like trying to scratch your ear with your elbow expr.
yağ ve su gibi oil and water expr.
Trade/Economic
su ve çevre gibi common property n.
su/gaz/elektrik gibi amme hizmetleri utility business n.
Law
bir su kütlesine petrol veya atık gibi malzemelerin dökülmesinden sorumlu olan taraf spiller n.
Technical
bazı su bitkileri gibi su yüzünde duran emersed n.
yansıtıcı (su/ayna gibi) reflector n.
Marine
dalgıçların su yüzüne çıkarken yaşadıkları basınç azalması ki bu süreç içinde azot gibi çözünmüş gaz decompression n.
Gastronomy
su, bal, maya gibi malzemelerden yapılan fermente edilmiş bir içki meath [obsolete] n.
Chemistry
uinta dağlarında bulunan, boya, mürekkep gibi kimyasal ürünlerde ve su yalıtımında kullanılan siyah, parlak bir madde uintaite n.
uinta dağlarında bulunan, boya, mürekkep gibi kimyasal ürünlerde ve su yalıtımında kullanılan siyah bir madde uintaite n.
su haricindeki bir çözücünün hidroliz tepkimesindeki suya benzer bir rolde olduğu alkoliz gibi tepkime solvolysis n.
Marine Biology
kopepod gibi organizmaların küçük kamçılı, bakteri ve benzeri organizmaları tükettiği açık su ekosistemi neuston n.
deniz, haliç ve tatlı su gibi çeşitli habitatlarda yaşayan büyük bir levrek asian seabass (lates calcarifer) n.
deniz, haliç ve tatlı su gibi çeşitli habitatlarda yaşayan büyük bir levrek white seabass n.
deniz, haliç ve tatlı su gibi çeşitli habitatlarda yaşayan büyük bir levrek lates calcarifer n.
deniz, haliç ve tatlı su gibi çeşitli habitatlarda yaşayan büyük bir levrek giant seaperch n.
deniz, haliç ve tatlı su gibi çeşitli habitatlarda yaşayan büyük bir levrek giant perch n.
deniz, haliç ve tatlı su gibi çeşitli habitatlarda yaşayan büyük bir levrek barramundi n.
echinoidea sınıfına ait, deniz kestanesi ve yassı su kirpisi gibi canlıların bulunduğu derisidikenliler echinoid n.
barbus, puntius gibi cinslere ait çeşitli tatlı su balıklarına verilen ad barb n.
Zoology
tuzlu su timsahı ve nil timsahı gibi insan eti yiyen timsah man-eater n.
Botanic
güney amerika'da yetişen çimen gibi yaprakları ve kısa beyaz çiçekleri olan bir su otu alligator grass (alternanthera philoxeroides) n.
güney amerika'da yetişen çimen gibi yaprakları ve kısa beyaz çiçekleri olan bir su otu alligator weed n.
güney amerika'da yetişen çimen gibi yaprakları ve kısa beyaz çiçekleri olan bir su otu alligator weed (alternanthera philoxeroides) n.
güney amerika'da yetişen çimen gibi yaprakları ve kısa beyaz çiçekleri olan bir su otu alligator grass n.
tohum, meyve gibi bitki parçalarının su ile dağılması hydrochory n.
Environment
içinde kaya tuzu, alçıtaşı gibi evaporit yataklarının bulunduğu bir su kütlesi dead sea n.
gelgitsiz su ile ilgili, ağaç, çalı gibi bitki örtüsünün yokluğu ile karakterize olan iç sulak alanlar ve derin su habitatlarıyla ilgili riverine adj.
Geography
göl, nehir, deniz gibi su birikintisinde görülen su kaybı drying-up n.
esen rüzgar sebebiyle deniz gibi su kütlesinde meydana gelen çalkantı sea n.
Geology
volkanik bölgelerdeki kaplıca, gayzer gibi yerlerden gaz ve su ile atılan ince çamurlardan oluşan koni şeklinde tümsek mud volcano n.
yeryüzü katmanı, su kanalı, yarık, fay gibi jeolojik şekillerin yatay düzlemle yaptığı açı dip n.
mağaralarda kalsiyum karbonat gibi minerallerin su akışı ile oluşan katmanlı tortusu flowstone n.
Sport
(sörf, uçurtma sörfü, su kayağı gibi sporlarda) tekniği zayıf ve az becerikli sporcu kook n.
Art
su gibi sıvıya düşen bir yağ damlasının aldığı şekil oleo n.
Engineering
(su pompası gibi düzeneklerde) toplam verimlilik göstergesi duty n.
Entomology
kabuklu hayvan, yumuşakça ve su böceği gibi çıplak gözle görülebilen omurgasız macroinvertebrate n.
Slang
ispirto/su/çiş gibi bira queer beer n.
su/çiş gibi bira queer-beer n.
içkinin su gibi aktığı parti hoochfest n.
biranın su gibi aktığı parti hopfest n.
içkinin su gibi aktığı parti keg party n.
biranın su gibi aktığı eğlence/parti kegger n.
su gibi içen kimse swiller n.
su gibi para harcamak piss money up the wall v.
su gibi içmek swill down v.
British Slang
su gibi iterlemek sweat cobs v.