train - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

train

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "train" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 82 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
train n. tren
train v. eğitim vermek
train v. eğitmek
General
train n. dizi
train n. katar
train n. zincir
train n. takım
train n. silsile
train n. kuyruk (elbise, kuş)
train n. kafile
train n. çok uzun bir eteğin yerde sürünen kısmı
train n. sıra
train n. saf
train n. şimendifer
train n. maiyet
train n. sürü
train n. kervan
train n. akıbet
train n. olayların neticesi
train n. uygun düzenleme
train n. belli başlı sıralama
train n. yol yordam
train n. süreç
train n. metot
train v. alıştırmak
train v. antrenman yapmak
train v. çalıştırmak
train v. eğitim görmek
train v. öğretmek
train v. doğrultmak (silah)
train v. nişan almak
train v. sürüklemek
train v. idman yapmak
train v. idman etmek
train v. terbiye etmek
train v. yetiştirmek
train v. eğitime tabi tutmak
train v. eğitimden geçirmek
train v. büyütmek (bir bitkiyi belirli bir yöne doğru veya belirli bir biçimde)
train v. yetişmek
train v. -e nişan almak
train v. saça istenen şekli vermek
train v. saçı istenen şekilde uzatmak
train v. kandırmak
train v. gözünü boyamak
train v. ikna etmek
train v. aklını çelmek
train v. çekiştirerek uzatmak
train v. sündürmek
train v. yerlere değdirerek sürümek
train v. ortak hareket etmek
train v. işbirliği yapmak
train v. (çocuğa) tuvalet eğitimi vermek
train v. talim görmek
Technical
train n. metali şekillendirmeye yarayan bir dizi düz veya yivli rulo
train n. (bir mekanizmanın çalışmasını sağlayan) düzen
train n. konvoy
train n. tren
train v. eğitmek
train v. yetiştirmek
Mechanic
train n. mekanizma düzeneği
train n. dişli takımı
Textile
train n. yün temizlemeye yarayan bir dizi fıçı/kase
Railway
train v. tren ile seyahat etmek
Physics
train n. art arda gelen titreşimler/salınımlar
Chemistry
train n. birbirine bağlı bir dizi kimyasal aparat
Biology
train v. (mikroorganizmayı) normalde uygun olmadığı bir ortamda büyümeye alıştırmak
Astronomy
train n. meteor veya kuyruklu yıldızın bir süre gökyüzünde kalan izi
Breeding
train v. ehlileştirmek
train v. evcilleştirmek
Apiculture
train n. arıların çiçekte çalışması
Geology
train n. vadiden aşağıya uzanan uzun ve dar jeolojik birikim
train n. artçı sarsıntılar silsilesi
Military
train n. fünye görevi gören çizgi halindeki barut
train n. muharebe ünitesine mal ve hizmet tedarik eden personel, taşıt ve teçhizat
train n. donanma filosuna destek için görevlendirilmiş takviye gemiler
train n. uçaktan art arda atılan bir dizi bomba
Hunting
train n. avı çekmek için sıra halinde yerleştirilen leş parçaları
Sport
train v. antrenman yapmak
Basketball
train n. arka arkaya galibiyet alan takım
Archaic
train n. balina yağı
train n. balık yağı

Bedeutungen, die der Begriff "train" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
train station n. tren istasyonu
train station n. demiryolu istasyonu
get off the train v. trenden inmek
General
wave train n. eşit aralıklı dalgalar
wagon train n. yük treni
express train n. ekspres tren
connection train n. aktarma treni
limited train n. ekspres tren
train timetable n. tren tarifesi
boat train n. tren
freight train n. marşandiz
goods train n. yük katarı
train oil n. balina yağı
train fare n. tren parası
road train n. karayolu treni
wave train n. dalga treni
suburban train n. banliyö treni
evening train n. akşam treni
train depot n. tren istasyonu
railway train n. katar
railroad train n. tren
mail train n. posta
through train n. ekspres tren
direct train n. direkt tren
train fare n. tren ücreti
subway train n. metro
train ticket n. tren bileti
through train n. aktarmasız tren
mail train n. posta treni
goods train n. marşandiz
subway train n. altulaşım taşıtı
local train n. banliyö treni
freight train n. yük treni
pack train n. yük hayvanları katarı
passenger and goods train n. yolcu ve yük treni
goods train n. yük treni
passenger train n. yolcu treni
slow train n. posta treni
stopping train n. posta treni
ghost train n. korku tüneli treni
train travel n. tren yolculuğu
high-speed train n. hızlı tren
the train leaves at four o'clock n. tren saat dörtte kalkar
excursion train n. gezinti treni
merchandise train n. yük treni
through train n. direkt tren
steam train n. buharlı tren
change of train n. aktarma
express train n. hızlı tren
train route n. tren hattı
armored train n. zırhlı tren
commuter's train n. banliyö treni
commuter train n. banliyö treni
special train n. özel tren
split train station n. split tren istasyonu
chapel train n. kuyruklu gelinlik
first train available n. müsait/kalkacak olan ilk tren
first train available n. bulduğum ilk tren
war train n. savaş treni
toy train n. oyuncak tren
the train on platform two n. iki numaralı perondaki tren
busy train station n. yoğun tren istasyonu
train robber n. tren soyguncusu
train robbery n. tren soygunu
train game n. tren oyunu
baggage train n. havalanlarında, tren istasyonlarında, bavulları taşımak için kullanılan, birbirlerine bağlı açık treyler/palet dizisi
baggage train n. yük katarı
baggage train n. yük taşımada kullanılan tren
shuttle train n. aynı hatta gidiş geliş sefer yapan tren
underground train n. yeraltı treni
camel train n. kervan
camel train n. deve kervanı
train conductor n. tren kondüktörü
train crash n. tren kazası
train wreck n. tren kazası
train wreck n. tren enkazı
choo choo train n. çuf çuf tren
mule train n. katır kervanı
train hopping n. gizli bir şekilde yük vagonunda seyahat edilmesi
train [obsolete] n. düzenbazlık
train [obsolete] n. üçkağıtçılık
train [obsolete] n. hayvan tuzağı
train [obsolete] n. kapan
train [obsolete] n. atın izlediği yol
train [obsolete] n. at üstünde yolculuk
train [obsolete] n. at terbiyesi
train [obsolete] n. atın yürüyüşü
train set n. oyuncak tren seti
train-spotting [brit] n. tren istasyonuna gidip tren sayılarını kaydetme faaliyeti
train [obsolete] n. hile
train [obsolete] n. entrika
train case n. makyaj kutusu
train case n. makyaj malzemelerinin konduğu ufak kutu
gravy train n. yüksek gelir getirip kolay ve risksiz olan meslek veya kazançlı girişim
dog train [canada] n. köpek kızağı
dog train [canada] n. köpekli kızak
miss the train v. treni kaçırmak
train something on v. nişan almak
get on the gravy train v. köşe dönmek
train on v. nişan almak
ride in a train v. trene binmek
be out of train v. idmansız olmak
jump a train v. trene atlamak
put in train v. sıraya dizmek
set in train v. başlatmak (etkinlik vb)
train on v. sürüklemek
train on v. doğrultmak
be in good train v. idmanlı olmak
get on the gravy train v. beleşe konmak
train apprentices v. çırak yetiştirmek
train on v. yöneltmek
jump on the train v. trene atlamak
board the train v. trene binmek
get on the train v. trene binmek
hop on the train v. trene binmek
jump aboard the train v. trene atlamak
use the train v. tren sürmek
train the staff v. personel eğitmek
ride the gravy train v. bolluk içerisinde yaşamak
ride the gravy train v. bolluk içinde yaşamak
house-train v. tuvaletini ev dışında yapması için eğitmek
train on v. çevirmek (silah/kamera/projektör vb'ni)
go by train v. trenle gitmek
go to the train station v. tren istasyonuna gitmek
take the same train v. aynı trene binmek
meet on the train v. trende tanışmak
throw oneself under a train v. kendini trenin altına atmak
train students v. öğrenci yetiştirmek
train the trainer v. eğitmeni eğitmek
toilet-train v. (çocuğa) tuvalet eğitimi vermek
crate-train v. (hayvanı) uzun süre kutuda kalmaya alıştırmak
paper-train v. (köpek) evde kağıt üzerinde tuvalet eğitimi vermek
cross-train v. çapraz antrenman yapmak
cross-train v. çapraz antrenman yaptırmak
cross-train v. farklı sporlarda antrenman yapmak
cross-train v. (birine) farklı beceri alanlarında eğitim vermek
potty-train v. (küçük çocuğa) tuvalet eğitimi vermek
potty-train v. (küçük çocuğa) lazımlık kullanmayı öğretmek
by train adv. trenle
the next available train, please expr. bir sonraki tren lütfen
Phrasals
train up v. eğitmek
train up v. yetiştirmek
train up v. terbiye vermek
train down v. egzersiz ve diyet ile kilo vermek
train off v. rejimi/spor düzenini bozmak
train off v. saptırmak
train off v. çelmek
train off v. yön değiştirmek
train off v. egzersiz ve diyet ile kilo vermek
train someone on something v. birini bir konuda eğitmek
train (someone or an animal) for something v. için eğitmek/yetiştirmek
train up to something v. idman yapmak
train (someone or an animal) as something v. olarak eğitmek/yetiştirmek
train someone in something v. (bir alanda) eğitmek/yetiştirmek
train on (someone or something) v. (birine/bir şeye) nişan almak
train on (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğrultmak
train on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yöneltmek
train on (someone or something) v. (birine/bir şeye) çevirmek
train on (someone) v. (birini) bir şeye çalıştırmak
train on (someone) v. (birini) bir konuda eğitmek
train on (someone) v. (birine) bir konuda yol göstermek/rehberlik etmek
train on (something) v. (bir şey) üzerinde çalışmak
train on (something) v. (bir şey) üzerinde pratik yapmak
train on (something) v. (bir şey) üzerinde alıştırma yapmak
train on (something) v. (bir şeyle) çalışmak
train on (something) v. (bir şeyle) antrenman yapmak
train as (something) v. (bir şey) olarak eğitim görmek
train as (something) v. (bir mesleğin) eğitimini görmek/almak
train as (something) v. (bir şey) olarak eğitmek
train as (something) v. (bir şey) olarak yetiştirmek
train for (something) v. (bir şeye) hazırlanmak
train for (something) v. (bir şey) için hazırlık yapmak
train for (something) v. (bir şeye) hazırlamak
train for (something) v. (bir şey) için hazırlamak
train for (something) v. (bir şey) için yetiştirmek/eğitmek
train in (something) v. (bir alanda) eğitim almak
train in (something) v. (bir alanda) pratik yapmak
train in (something) v. (bir alanda) beceri kazanmak
train in (something) v. (bir yerde) eğitim almak
train in (something) v. (bir yerde) okumak
train in (something) v. (bir alanda) eğitim vermek/eğitmek
train in (something) v. (bir alanda) beceri kazandırmak
train in (something) v. (bir alanda) çalıştırmak
train up to (something) v. (bir şeye) hazırlanmak
train up to (something) v. (bir şey) için hazırlık yapmak
train up to (something) v. (bir şey) için idman yapmak
train up to (something) v. (belli bir seviyede) hazırlanmak
train up to (something) v. çalışıp (belli bir seviyeye) gelmek
train up to (something) v. (belli bir sıklıkta) egzersiz yapmak
train up to (something) v. (belli bir süreye kadar) egzersiz/idman yapmak
train up to (something) v. (bir şeye) hazırlamak
train up to (something) v. (bir şeye) çalıştırmak
train up to (something) v. (bir şey) için eğitmek
Phrases
train like you've never won expr. hiç kazanmamışsın gibi çalış
in the train of (someone) [old-fashioned] expr. (birinin) peşinde
in the train of (someone) [old-fashioned] expr. (birinin) peşinden
in the train of (someone) [old-fashioned] expr. (birinin) arkasında
in the train of (someone) [old-fashioned] expr. (birinin) arkasından
in the train of (someone) [old-fashioned] expr. (birinin) peşi sıra
in the train of (someone) [old-fashioned] expr. (birinin) hemen arkasından
Colloquial
train smash [south african] n. facia
train smash [south african] n. felaket
train spotter n. önemsiz ayrıntılara takıntılı kimse
gravy train n. kolay kazanılmış para
owl train n. gece treni
Idioms
train of thought n. düşünce silsilesi
train of thought n. düşünce dizisi
train of thought n. düşünce zinciri
the gravy train n. beleşten zengin olma
train of thought n. fikir dizisi
train wreck n. felaket
train of thought n. fikir silsilesi
slow motion train wreck n. izlenen fakat durdurulamayan felaket
train wreck n. karmaşa
train wreck n. kötü durum
slow motion train wreck n. yavaş yavaş gelen ve durdurulamayan afet
a gravy train n. çok para kazanmanın kolay yolu
a gravy train n. az emek harcayıp çok para kazanılan iş/makam/durum
a gravy train n. uzun vadede kolay yoldan çok para getiren iş/makam/durum
a gravy train n. yağlı kapı
a train of thought n. düşünce dizisi
a train of thought n. düşünce silsilesi
a train of thought n. düşünce zinciri
a train of thought n. fikir dizisi
a train of thought n. bir dizi düşünce/fikir
a train of thought n. fikir silsilesi
a train of thought n. arka arkaya gelen düşünceler
gravy train n. kolay para getiren iş
gravy train n. kolay kazanç sağlayan iş
board the gravy train v. kebap gibi bir işe gelmek
board the gravy train v. az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek
board the gravy train v. turnayı gözünden vurmak
board the gravy train v. sağlam yere olta atmak
board the gravy train v. sağlam yere kapak atmak
board the gravy train v. işi iş olmak
climb on the gravy train v. kebap gibi bir işe gelmek
climb on the gravy train v. az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek
climb on the gravy train v. turnayı gözünden vurmak
climb on the gravy train v. sağlam yere olta atmak
climb on the gravy train v. sağlam yere kapak atmak
climb on the gravy train v. işi iş olmak
get on the gravy train v. kebap gibi bir işe gelmek
get on the gravy train v. az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek
get on the gravy train v. turnayı gözünden vurmak
get on the gravy train v. sağlam yere olta atmak
get on the gravy train v. sağlam yere kapak atmak
get on the gravy train v. işi iş olmak
train one's sights on something v. amacı olmak
train one's sights on something v. amaç edinmek
ride the gravy train v. bir eli yağda bir eli balda olmak
lose one's train of thought v. bahsettiği şeyi unutmak
bring something in its train v. beraberinde getirmek
train one's sights on something v. gözüne kestirmek
bring something in its train v. neden olmak
lose one's train of thought v. söyleyeceklerini unutmak
lose one's train of thought v. söylediklerini unutmak
be in somebody's train v. birini takip etmek
be in somebody's train v. birinin arkasından gelmek
be in somebody's train v. peşinde olmak
be on the gravy train v. köşeyi dönmek
be on the gravy train v. köşe olmak
be on the gravy train v. para kırmak
be on the gravy train v. turnayı gözünden vurmak
be on the gravy train v. cukkalamak
be on the gravy train v. (kumarda) duman yapmak
be on the gravy train v. mangır kesmek
be on the gravy train v. yükü tutmak
be on the gravy train v. beleşe konmak
be on the gravy train v. işleri kebap olmak
be on the gravy train v. işleri gıcırında olmak
lose train of thought v. söylediklerini unutmak
lose train of thought v. bahsettiği şeyi unutmak
lose train of thought v. söyleyeceklerini unutmak
train (one's) sights on (someone or something) v. amacı (biri/bir şey) olmak
train (one's) sights on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) amaç edinmek
train (one's) sights on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) gözüne kestirmek
train sights on v. gözüne kestirmek
train sights on v. amacı olmak
train sights on v. amaç edinmek
in (one's) train expr. (birinin) peşinden
in (one's) train expr. (birinin) arkasından
in (one's) train expr. (birini) takiben
in (one's) train expr. (birinin) hemen arkasından/ardından
in train expr. hareket halinde
in train expr. ilerleme halinde
in train expr. devam etmekte
in train expr. sürmekte
in train expr. hazırlık aşamasında
in train expr. işlem halinde
in train expr. hazırlanmakta
in train expr. yürütmekte
in train expr. yapılmakta
in train expr. işlemde
in train expr. yolda
in somebody’s train expr. birinin arkasından
in somebody’s train expr. birinin hemen ardından
in somebody’s train expr. birini takiben
in somebody’s train expr. birinin peşinden
on the gravy train expr. turnayı gözünden vurmuş
on the gravy train expr. köşeyi dönmüş
on the gravy train expr. köşe olmuş
on the gravy train expr. beleşe konmuş
on the gravy train expr. işleri gıcırında
that train (has) already left the station expr. atı alan üsküdar'ı geçti
that train (has) already left the station expr. o tren çoktan kaçtı
that train (has) already left the station expr. o gemi çoktan kaçtı
that train (has) already left the station expr. o fırsat çoktan kaçtı
that train has left the station expr. atı alan üsküdar'ı geçti
that train has left the station expr. o tren çoktan kaçtı
that train has left the station expr. o gemi çoktan kaçtı
that train has left the station expr. o fırsat çoktan kaçtı
Speaking
what time does the train from miami arrive? expr. miami'den gelen tren ne zaman burada olur?
what time does the train from miami arrive? expr. miami'den gelen tren buraya ne zaman varır?
what time does the train from miami arrive? expr. miami'den gelen tren buraya ne zaman ulaşır?
what time does the train from miami arrive? expr. miami treni ne zaman gelir?
I lost my train of thought expr. söyleyeceklerimi unuttum
when does the train leave? expr. tren ne zaman kalkıyor?
when does the train leave? expr. tren ne zaman ayrılıyor?
train is slower than plane expr. tren uçaktan daha yavaştır
I missed the train expr. treni kaçırdım
are there any cheap train fares? expr. ucuz tarifeli tren bileti var mı?
when is the next train? expr. bir sonraki tren ne zaman?
Trade/Economic
through train n. aktarmasız tren
fast goods train n. ekspres marşandiz
express train n. ekspres tren
mixed train n. karma tren
container train n. konteynır treni
container train n. konteyner treni
freight train n. marşandiz
mail train n. posta katarı
mail train n. posta treni
freight train n. yük treni
train personnel v. adam yetiştirmek
train personnel v. eleman yetiştirmek
Tourism
special cruise train n. özel turistik tren
cruise train n. turistik tren
Technical
train of rolls n. metali çeşitli şekillere sokmakta kullanılan düz veya oluklu merdane seti
roll train n. metali çeşitli şekillere sokmakta kullanılan düz veya oluklu merdane seti
drive train n. aktarma organları
intermediate train n. ara hadde
gross train weight n. azami yüklü katar ağırlığı
train oil n. balık yağı
train of unit impulses n. birim dürtü katarı
finishing train n. bitirme katarı
cross country train n. çapraz hadde dizisi
gravel train n. çakıl tabakası
wave train n. dalga katarı
wave train n. dalga dizisi
gear train n. dişli çark takımı
periodic pulse train n. dönemli darbe katarı
gear train n. dişli takımı
epicyclic gear train n. episiklik dişli donanımı
train of stands n. hadde ayağı dizisi
power train n. güç aktarma organı
boat train n. gemi treni
mixing-placing train n. harmanlayıcı- betonlayıcı katar
roughing train n. hazırlama hadde dizisi
bullet train n. hızlı tren
reversing train n. iki yönlü tren
blooming train n. kabakütük hadde katarı
cable train n. kablolu tren
mixing train n. karıştırma katarı
train ferry n. katar araba vapuru
bullet train n. kurşun hızında tren
compartment for train crew n. refakat personeli kompartımanı
looping train n. salgılama tezgahları
train cable n. sofaj ana kablosu
continuous rolling train n. sürekli sıralı hadde tezgahları
train protecting signal n. tren koruma sinyali
train ferry n. tren taşıyan vapur
train of stands n. tezgahlar dizisi
reversing train n. tersinir tren
train of bubbles n. tel kabarcıkları
turbo train n. türbin lokomotifli tren
mixing train n. toprak beton katarı
boat train n. vapur bağlantılı tren
sea train n. vagon gemisi
seven-strand mill train n. yedi ayaklı hadde dizisi
open train n. yanyana tezgahlar dizisi
freight train n. yük treni
baggage train n. yük treni
way train n. yolcu treni
jamaica train n. kamış suyu kaynatmak için kullanılan bir tür demir su ısıtıcısı
going train n. saat mekanizmasının içindeki bir parça
pontoon train n. duba köprü malzemelerini taşıyan tren
Computer
train of unit impulses n. dürtü katarı
train now expr. şimdi eğit
Informatics
spike train n. ani vurum katarı
wave train n. dalga katarı
pulse train n. vurum katarı
Mechanic
train of mechanism n. mekanizma düzeneği
gear train n. birbirine geçmiş müteaddit dişli tertibatı
gear train n. dişli düzeni
epicyclic gear train n. planeter dişli takımı
epicyclic train n. planeter dişli takımı
Textile
sweep train n. kısa gelinlik kuyruğu
chapel train n. orta uzunlukta gelinlik kuyruğu
court train n. uzun gelinlik kuyruğu
Construction
concreting train n. betonlama katarı
construction train n. yapım katarı
Automotive
drive-train n. aktarma organları
drive train n. aktarma organları
gear train n. dişli çark takımı
power train n. güç aktarma organları
valve train n. supap ayarı
valve train n. supap mekanizması
valve train subsystem n. supap mekanizması tali sistemi
valve train assembly n. valf mekanizması grubu
valve train auxiliary drive n. valf mekanizması yardımcı tahriki
road train n. yol treni
Transportation
car train n. hem yolcuları hem arabalarını taşıyan tren
car train n. arabalı tren
cat-train [canadian] n. kışın kuzeyde yük vs. taşımak için kullanılan paletli bir traktör ve arkasına takılan kızaklı vagonlar
tonnage train n. yalnızca belirli bir tonajda yük elde edildiğinde çalışan yük treni
sky train n. gökyüzü treni
the train is running ten minutes late expr. tren on dakika geç kalkıyor/geliyor
the train is running ten minutes late expr. tren on dakika rötar yapıyor
Traffic
road train n. taşıt katarı
road train n. konvoy
Railway
rail train n. raylı tren
train car n. demiryolu vagonu
train wagon n. demiryolu vagonu
train car n. vagonu
train wagon n. vagonu
toc (train operating company) n. tren işletme şirketi
train dispatcher n. demiryolu bakım istasyonundan sorumlu memur
train mile n. trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi
train spotter n. lokomotif meraklısı
train-workers n. demiryolu işçileri
train-workers n. tren çalışanları
train workers n. demiryolu işçileri
train workers n. tren çalışanları
train guard n. tren bekçisi
train line n. fren borusu
train line n. elektrikli trenlerde kullanılan sürekli elektrik kontrol devresi
train pipe n. fren borusu
train-mile n. trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi
train order n. mühendis veya kondüktöre trenin nasıl çalışacağıyla ilgili talimatlar veren yazılı mesaj
train shed n. tren hangarı
train sheet n. tren hareket memuru tarafından tren hareketlerini kaydetmekte kullanılan kağıt
train signal n. mekanik bir cihaz vasıtasıyla vagonlardan lokomotife aktarılan sinyal
train stop n. sinyalde sorun olması halinde treni durdurmak için otomatik olarak freni devreye sokan cihaz
automatic train control system n. atc sistemi
automatic train stop system n. ats sistemi
ballast train n. balast treni
block train n. blok yük treni
unit train n. blok yük trenleri
road train n. çeşitli sayıda treyler çeken büyük karayolu lokomotifi
diesel-hauled train n. dizelli tren
rolling stock and train detection systems n. demiryolu aracı ve güzergah algılama sistemi
railroad train n. demiryolu katarı
direct train n. direkt tren
through goods train n. ekspres yük treni
nonstop train n. ekspres tren
fast train n. ekspres tren
through train n. ekspres tren
electric train n. elektrikli tren
through freight train n. ekspres yük treni
train depot n. gar
train station n. gar
communications-based train control (cbtc) n. haberleşme tabanlı tren kontrolü
fast freight train n. hızlı yük trenleri
fast goods train n. hızlı yük trenleri
work train n. hizmet vagonu
light train n. hafif tren
service train n. hizmet treni
accommodation train n. her istasyonda duran tren
service train n. iş katarı
supplementary train n. ilave tren
relief train n. imdat treni
train operating company n. ingiltere'de demiryolu seferi düzenleyen şirketlerin her biri
work train n. iş katarı
road train n. karayolu treni
disused train tunnel n. kullanılmayan tren tüneli
freight train n. marşandiz
luggage train n. marşandiz treni
merchandise train n. marşandiz
goods train n. marşandiz treni
motor train n. motorlu tren
special train n. özel tren
automatic train examination station n. otomatik tren muayene istasyonu
mail train n. posta treni
rail-grinding train n. ray taşlama makinesi
radio train n. radyolu tren
express train n. sürat treni
bullet train n. sürat treni
railroad train n. tren
train circulating graphic n. tren seyir grafiği
cruise train n. turistik tren
train cable n. tren kablosu
train depot n. tren garı
train timetable n. tren tarifesi
train station n. tren garı
train bus n. tren otobüsü
train shed n. tren garı
train dispatcher n. tren hareket memuru
train schedule n. tren tarifesi
train whistle n. tren düdüğü
test train n. test treni
train tunnel n. tren tüneli