|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
(new york'ta) soho |
soho n.
|
|
Soho in New York is a hub for creativity and artistic expression.
New York'taki Soho, yaratıcılık ve sanatsal ifadenin merkezi durumundadır.
More Sentences
|
2 |
General |
facebook'ta aramak |
facebook v.
|
|
She decided to Facebook her old high school classmates.
Lisedeki eski sınıf arkadaşlarını Facebook'ta aramaya karar verdi.
More Sentences
|
3 |
General |
(ios'ta) yazılım kısıtlamalarını kaldırmak |
jailbreak v.
|
|
Tech-savvy users may choose to jailbreak their phones.
Teknoloji meraklısı kullanıcılar telefonlarındaki yazılım kısıtlamalarını kaldırmayı seçebilirler.
More Sentences
|
4 |
General |
ta kendisi |
very adv.
|
|
Perhaps the very air we breathe?
Belki de soluduğumuz havanın ta kendisidir?
More Sentences
|
5 |
General |
ta ki |
until conj.
|
|
Arthur Andersen also had a good reputation until that business was struck by disaster.
Arthur Andersen'in de iyi bir itibarı vardı, ta ki bu iş felakete uğrayana kadar.
More Sentences
|
Religious |
|
6 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) şeytana uymak |
fall v.
|
|
Young men are prone to fall into temptation.
Genç insanlar şeytana uymaya eğilimlidir.
More Sentences
|
General |
|
7 |
General |
1 mayıs'ta kızların etrafında dans ettiği çiçeklerle süslü direk |
maypole n.
|
|
8 |
General |
star wars'ta kullanılan şarjlı, düşük zekalı robotlar |
droid n.
|
|
9 |
General |
ta kendisi |
the epitome of n.
|
|
10 |
General |
abd connecticut'ta bir kasaba |
killingly n.
|
|
11 |
General |
6 ocak´ta kutlanan bir yortu |
epiphany n.
|
|
12 |
General |
inşaat ta geçici teminat |
bid bond n.
|
|
13 |
General |
utah’ta bir kasaba |
layton n.
|
|
14 |
General |
teksas'ta bir şehir |
laredo n.
|
|
15 |
General |
-in ta kendisi |
the epitome of n.
|
|
|
16 |
General |
ta kendisi |
embodiment n.
|
|
17 |
General |
gerçeğin ta kendisi |
the plain truth n.
|
|
18 |
General |
penjap'ta bir şehir |
bathinda n.
|
|
19 |
General |
new york'ta yaşayan kişi |
new yorker n.
|
|
20 |
General |
1800'lerin sonu ve 1900'lerin başında new york'ta demokrat parti'nin içinde yer alan politik topluluk |
tammany n.
|
|
21 |
General |
1800'lerde new york'ta güçlü demokratik ve politik bir topluluk olan tammany hall'ın etkinlik ve ilkeleri |
tammanyism n.
|
|
22 |
General |
ta-ra sakızı |
tara gum n.
|
|
23 |
General |
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı |
labor n.
|
|
24 |
General |
teksas'ta eskiden kullanılan yaklaşık 177 dönümlük bir arazi alanı |
labour n.
|
|
25 |
General |
new york'ta yaşayan porto rikolu |
neorican n.
|
|
26 |
General |
new york'ta bir süre yaşayıp memleketine dönmüş porto rikolu |
neorican n.
|
|
27 |
General |
teksas'ta yaşayan ispanyol asıllı kimse |
tejano n.
|
|
28 |
General |
(geçmişte) new york'ta yolsuzluk ve rüşvet ile bilinen bölge |
tenderloin [usa] n.
|
|
29 |
General |
21 aralık'ta st. thomas gününde evden eve dolaşıp dilenmek |
thomasing [brit] n.
|
|
30 |
General |
arkansas'ta yaşayan kimse |
arkansan n.
|
|
31 |
General |
arkansas'ta yaşayan kimse |
arkansawyer n.
|
|
32 |
General |
pencap'ta yaşayan kimse |
east punjabi n.
|
|
33 |
General |
kansas'ta yaşayan kimse |
kansan n.
|
|
34 |
General |
bath'ta yaşayan kimse |
bathonian n.
|
|
35 |
General |
utah'ta yaşayan kimse |
utahan n.
|
|
|
36 |
General |
(özellikle new orleans'ta) mardi gras karnavalı kapsamındaki balo ve geçit töreni gibi etkinlikleri finanse eden özel sosyal kulüp |
krewe n.
|
|
37 |
General |
(iran veya ırak'ta) parlamento |
mejlis n.
|
|
38 |
General |
(iran veya ırak'ta) parlamento |
majles n.
|
|
39 |
General |
(iran veya ırak'ta) parlamento |
mejliss n.
|
|
40 |
General |
vermont'ta yaşayan kimse |
vermonter n.
|
|
41 |
General |
levant'ta yaşayan kimse |
levanter n.
|
|
42 |
General |
levant'ta yaşayan kimse |
levantine n.
|
|
43 |
General |
1 mayıs'ta çiçeklerle süslü bir direğin etrafında kurdelelerle yapılan bir halk dansı |
maypole dance n.
|
|
44 |
General |
(birleşik krallık'ta) rock müzikten ve kaykaydan hoşlanan bir genç |
mosher n.
|
|
45 |
General |
(hristiyanlık'ta) dini toplantılar sırasında herkesin önünde tövbe eden kimse |
mourner n.
|
|
46 |
General |
ırak'ta bataklık arazilere inşa edilen sazdan kulübe |
mudhif n.
|
|
47 |
General |
gucarat'ta yaşayan kimse |
gujarati n.
|
|
48 |
General |
1960'ta bağımsız hale gelen ve geçici askeri hükümetle yönetilen bir kuzeybatı afrika ülkesi |
muritaniya n.
|
|
49 |
General |
(eskiden new york'ta) bir pipoluk tütün içilecek mesafe |
pipe n.
|
|
50 |
General |
kıbrıs'ta yaşayan kimse |
cypriote n.
|
|
51 |
General |
güney fas'ta yaşayan bir berberi halkı |
shluh n.
|
|
52 |
General |
güney fas'ta yaşayan bir berberi halkı |
shilluh n.
|
|
53 |
General |
güney fas'ta yaşayan bir berberi halkı |
shilha n.
|
|
54 |
General |
cebelitarık'ta kullanılan bir madeni para |
sovereign n.
|
|
55 |
General |
(new york'ta) yerel yargı görevlisi |
surrogate n.
|
|
56 |
General |
ta kendisi olmak (somut bir şeyin) |
personify v.
|
|
57 |
General |
(hristiyanlık'ta) dini kardeşlik altında toplamak |
consociate [us] v.
|
|
58 |
General |
ta kendisi |
quintessential adj.
|
|
59 |
General |
new york'ta yaşayan porto rikolulara ait |
neorican adj.
|
|
60 |
General |
new york'ta bir süre yaşayıp memleketine dönmüş porto rikolulara ait |
neorican adj.
|
|
61 |
General |
ta kendisi |
veriest adj.
|
|
62 |
General |
ta başından |
all along adv.
|
|
63 |
General |
ta ötede |
over there adv.
|
|
64 |
General |
ta ki |
even adv.
|
|
65 |
General |
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde sahnelenen deneysel tiyatro oyunlarında |
off off broadway adv.
|
|
66 |
General |
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde bulunan deneysel tiyatrolarda |
off off broadway adv.
|
|
67 |
General |
ta orada |
owerby [dialect] [scotland] adv.
|
|
68 |
General |
ta -e kadar |
clear to prep.
|
|
69 |
General |
ta kendisi |
his very self pron.
|
|
70 |
General |
ta ki |
in order that conj.
|
|
71 |
General |
ta ki |
so that conj.
|
|
72 |
General |
ta kendisi |
the very same interj.
|
|
73 |
General |
birleşik krallık'ta yaygın kullanılan seçim tekniği |
pig (persuade identify gotv) abrev.
|
|
Phrases |
|
74 |
Phrases |
ta ilk zamanlardan bu yana |
since the beginning of time adv.
|
|
75 |
Phrases |
ta kendisi |
there's (or that's) for you expr.
|
|
|
76 |
Phrases |
ta başından beri |
from the very first expr.
|
|
Colloquial |
|
77 |
Colloquial |
porto rikolu olup new york'ta yaşayan kimse |
nuyorican n.
|
|
78 |
Colloquial |
gerçeğin ta kendisi |
reality itself n.
|
|
79 |
Colloquial |
birleşik krallık'ta eskiden 16-18 yaş arasındaki gençlere staj ve çalışma sağlayan programla işe girmiş genç |
yopper [uk] n.
|
|
80 |
Colloquial |
oxford üniversitesi'ne bağlı bulunan magdalen college'ta verilen bir burs tipi |
demy n.
|
|
81 |
Colloquial |
(birleşik krallık'ta) kooperatifin ödediği temettü |
divi [dated] n.
|
|
82 |
Colloquial |
ta (bir yere) kadar gitmek |
go all the way to (some place) v.
|
|
83 |
Colloquial |
porto rikolu olup new york'ta yaşayanlarla ilgili |
nuyorican adj.
|
|
84 |
Colloquial |
facebook'ta ilan edilmiş (ilişki) |
facebook official adj.
|
|
85 |
Colloquial |
facebook'ta onaylanmış (ilişki) |
facebook official adj.
|
|
86 |
Colloquial |
facebook'ta resmileşmiş (ilişki) |
facebook official adj.
|
|
87 |
Colloquial |
kabadayılık yapan aslında korkağın ta kendisidir |
bully is always a coward expr.
|
|
88 |
Colloquial |
ta kendisi |
selfsame expr.
|
|
89 |
Colloquial |
birinin ta kendisi |
none other than somebody expr.
|
|
Idioms |
|
90 |
Idioms |
1929'da new orleans'ta grev yapan işçilere bölgedeki bir restoranın yapıp verdiği sandviç (poor boy'un kısaltılmışı) |
po' boy n.
|
|
91 |
Idioms |
(birinin) ta kalbinin içi |
cockles of (one's) heart n.
|
|
92 |
Idioms |
(birinin) ta kalbinin içi |
cockles of (one's) heart n.
|
|
93 |
Idioms |
gerçeğin ta kendisi |
the bare truth n.
|
|
94 |
Idioms |
şeytanın ta kendisi |
devil in disguise n.
|
|
95 |
Idioms |
şeytanın ta kendisi |
the devil incarnate n.
|
|
96 |
Idioms |
ölümün ta kendisi |
king of terrors n.
|
|
97 |
Idioms |
ta kalbinin içi |
cockles of heart n.
|
|
98 |
Idioms |
ta kendisi |
the mccoy n.
|
|
99 |
Idioms |
arafat´ta soyulmuş hacıya dönmek |
lose everything one has and have nowhere to turn v.
|
|
100 |
Idioms |
ta baştan beri |
out of the chute adv.
|
|
101 |
Idioms |
mars'ta mı yaşıyorsun? |
what planet are you on? expr.
|
|
102 |
Idioms |
ta fizana kadar |
all the way to egery and back expr.
|
|
103 |
Idioms |
ta kendisi |
the real mccoy expr.
|
|
104 |
Idioms |
ta baştan |
right from the word go expr.
|
|
105 |
Idioms |
ta kendisi (bir de ne göreyim/tam karşımda/gelmiş) |
as large as life expr.
|
|
106 |
Idioms |
ta kendisi (bir de ne göreyim/tam karşımda/gelmiş) |
as big as life expr.
|
|
107 |
Idioms |
ta kendisi |
large as life expr.
|
|
108 |
Idioms |
ta içinde |
deep down inside expr.
|
|
109 |
Idioms |
mayıs'ta sat ve uzaklaş |
sell in may and stay away expr.
|
|
110 |
Idioms |
biri ay'da mı/mars'ta mı yaşıyor? |
what planet is somebody on? expr.
|
|
111 |
Idioms |
ta ötede |
over yonder expr.
|
|
Speaking |
|
112 |
Speaking |
gerçeğin ta kendisi |
the very truth n.
|
|
113 |
Speaking |
gerçeğin ta kendisi |
the simple truth n.
|
|
114 |
Speaking |
gerçeğin ta kendisi |
the naked truth n.
|
|
115 |
Speaking |
facebook'ta arkadaşız |
we are friends on facebook expr.
|
|
116 |
Speaking |
facebook'ta arkadaşlar |
they are friends on facebook expr.
|
|
117 |
Speaking |
kıbrıs'ta mı yaşıyorsun |
do you live in cyprus expr.
|
|
118 |
Speaking |
kıbrıs'ta mı yaşıyorsun? |
do you live in cyprus? expr.
|
|
119 |
Speaking |
vegas'ta olan vegas'ta kalır |
what happens in vegas stays in vegas expr.
|
|
Trade/Economic |
|
120 |
Trade/Economic |
merkezi new york'ta bulunan gelişmiş bir bilgisayarlı denkleştirme sistemi |
clearing house interbank payment system n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
new york'ta wall street'te yoğunlaşan bankalar, yatırım kuruluşları ve menkul değerler borsalarına verilen genel isim |
wall street n.
|
|
122 |
Trade/Economic |
1944'de amerika'da bretton woods'ta (new hampshire) yapılan ve savaş'tan sonraki uluslararası para sisteminin kararlaştırıldığı |
bretton woods conference n.
|
|
123 |
Trade/Economic |
(birleşik krallık'ta) bir mülkün kirasının muhitindeki benzerlerine ve kiracıların eğilimlerine göre belirlendiği sistem |
market rent n.
|
|
124 |
Trade/Economic |
eskiden kıbrıs'ta kullanılan bir para birimi |
mil n.
|
|
125 |
Trade/Economic |
ondalık sisteme geçilmeden önce birleşik krallık'ta kullanılıp pound, şilin, peniden oluşan para sistemi |
old money [uk] n.
|
|
126 |
Trade/Economic |
cebelitarık'ta kullanılmak üzere basılan bir madeni para |
crown n.
|
|
127 |
Trade/Economic |
birleşik krallık'ta kullanılan yatırıma dayalı bir birikim yöntemi |
pep (personal equity plan) n.
|
|
128 |
Trade/Economic |
(birleşik krallık'ta) malların sahibine teslim edlimesini emrini verip vergilerin ödenmesini onaylayan bir gümrük belgesi |
docket [uk] n.
|
|
129 |
Trade/Economic |
(barbados'ta) mesai saatleri sonrası ev eşyaları satan küçük dükkan |
first aid n.
|
|
130 |
Trade/Economic |
(borsada mayıs-ekim arası yaşanan istikrarsızlıktan etkilenmemek için) mayıs'ta sat |
sell in may expr.
|
|
131 |
Trade/Economic |
(eskiden birleşik krallık'ta) kaynağında ipotek faiz indirimi |
miras (mortgage interest relief at source) abrev.
|
|
132 |
Trade/Economic |
(birleşik krallık'ta) yemek fişi |
lv (luncheon voucher) [uk] abrev.
|
|
133 |
Trade/Economic |
(birleşik krallık'ta) teminatlı hisse senedi tahvili |
geb (guaranteed equity bond) abrev.
|
|
Law |
|
134 |
Law |
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup ta mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse |
friend of the court n.
|
|
135 |
Law |
(maine, hampshire veya vermont'ta) devletin kişiye veya kuruma verdiği küçük idari bölge |
grant n.
|
|
Politics |
|
136 |
Politics |
1800'lerde new york'ta güçlü demokratik ve politik bir topluluk olan tammany hall'ın etkinlik ve ilkeleri |
tammanism n.
|
|
137 |
Politics |
1800'lerde new york'ta güçlü demokratik ve politik bir topluluk olan tammany hall'ın etkinlik ve ilkeleri |
tammanyism n.
|
|
138 |
Politics |
birleşik krallık'ta ırkçı ve radikal politikaları ile bilinen aşırı sağ parti |
national front n.
|
|
139 |
Politics |
kuzey teksas'ta yaşayan ve kado dilini konuşan kızılderililerin kurduğu büyük bir konfederasyon |
texas n.
|
|
140 |
Politics |
fas'ta yaşayan etnik bir grup |
jebala n.
|
|
141 |
Politics |
fas'ta yaşayan etnik bir grup |
chiadma n.
|
|
142 |
Politics |
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi |
ba'ath n.
|
|
143 |
Politics |
marksizm ve panislamizmi birleştirmeyi amaçlayan, önceden ırak'ta, şimdilerde suriye'de aktif olan michel aflaq tarafından kurulan arap sosyalist partisi |
ba'th n.
|
|
144 |
Politics |
tce/ta oranı |
tce/ta ratio n.
|
|
145 |
Politics |
ta oi |
ta oi n.
|
|
146 |
Politics |
birleşik krallık'ta bir protestan kilise |
united reformed church n.
|
|
147 |
Politics |
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey yetkili |
sachem n.
|
|
148 |
Politics |
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey makam |
sachemdom [us] n.
|
|
149 |
Politics |
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey makam |
sachemship n.
|
|
150 |
Politics |
(arnavutluk'ta) hükümdar |
mpret n.
|
|
151 |
Politics |
ırak'ta bulunan iranlı gerillalar |
mujahedeen khalq n.
|
|
152 |
Politics |
çin halk cumhuriyeti'nin ekonomik sorunları çözmek için 1959-60'ta yürüttüğü emek yoğun sanayileşme projesi |
great leap forward n.
|
|
153 |
Politics |
ırak'ta saddam hüseyin yönetimine karşı birleşen çeşitli gruplardan oluşan topluluk |
inc n.
|
|
154 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) parlamentoya ibraz edilen devlet belgesi |
command paper n.
|
|
155 |
Politics |
amerikan devrimi sırasında genellikle new york'ta faaliyet göstermiş bir gerilla veya süvari grubu |
cowboy n.
|
|
156 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) muhafazakar parti'nin ilke ve politikaları |
conservatism n.
|
|
157 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) muhafazakar parti'ye mensup kimse |
conservative n.
|
|
158 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) lordlar kamarası'nın bir önergeyi veya kanun teklifini onayladığını belirten ifade |
content n.
|
|
159 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) denizaşırı kalkınma bakanı tarafından atanan bir kurul üyesi |
crown agent n.
|
|
160 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) 1917'de kurulan kooperatif hareketi destekleyip işçi partisi ile bağlantılı olan bir siyasi parti |
cooperative party n.
|
|
161 |
Politics |
1951'de frankfurt'ta kurulan ve çoğunlukla komünizm karşıtı sosyal demokrat partilerden oluşan uluslar arası bir birlik |
socialist international n.
|
|
162 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) kont, vikont, baron veya belediye başkanları için kullanılan bir saygı unvanı |
right honourable [uk] adj.
|
|
163 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) muhafazakar parti ile liberal demokratlar partisinin 2010'da oluşturduğu koalisyon hükümetine ait |
con-dem adj.
|
|
164 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) muhafazakar parti ile liberal demokratlar partisinin 2010'da oluşturduğu koalisyon hükümetine ait |
con-lib adj.
|
|
165 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) muhafazakar parti ile liberal demokratlar partisinin 2010'da oluşturduğu koalisyon hükümetine ait |
lib-con adj.
|
|
166 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) kökenini 18. yüzyıldaki toriler'den alan iki ana siyasi partiye ait |
conservative adj.
|
|
167 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) kökenini 18. yüzyıldaki toriler'den alan iki ana siyasi partiyi oluşturan |
conservative adj.
|
|
168 |
Politics |
1938-66 yılları arasında birleşik krallık'ta yoksullara yardım yapan bir gönüllü örgüt |
wvs (women's voluntary service) abrev.
|
|
169 |
Politics |
(eski) birleşik krallık'ta bir gaz düzenleyici kuruluşu |
ofgas [obsolete] [uk] abrev.
|
|
170 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) bir şövalyelik nişanı |
gcb (grand cross of the bath) abrev.
|
|
171 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) istihbarat ve güvenlik kurumu |
gchq (government communications headquarters) abrev.
|
|
172 |
Politics |
(birleşik krallık'ta) 1896'da kraliçe tarafından kurulmuş şövalye nişanının derecelerinden biri |
gcvo (grand cross of the royal victorian order) abrev.
|
|
Institutes |
|
173 |
Institutes |
birleşik krallık'ta perakende sektöründe çalışanların dahil olduğu bir işçi sendikası |
usdaw (union of shop, distributive, and allied workers) n.
|
|
174 |
Institutes |
birleşik krallık'ta gönüllü çalışmak isteyen kişileri uygun gönüllü kuruluşlarla eşleştiren bir kuruluş |
volunteer bureau [uk] n.
|
|
175 |
Institutes |
(birleşik krallık'ta) genç gönüllüleri becerilerini kullanmaları ve öğretmeleri için gelişmekte olan ülkelere gönderen bir kuruluş |
vso (voluntary service overseas) n.
|
|
176 |
Institutes |
(birleşik krallık'ta ve ingiliz milletler topluluğu ülkeleri'nde) kadın kuruluşu |
women's institute n.
|
|
177 |
Institutes |
(birleşik krallık'ta ve ingiliz milletler topluluğu ülkeleri'nde) ev için sorunlarla ve sosyal faaliyetlerle ilgilenen kadınlar için bir kuruluş |
women's institute n.
|
|
178 |
Institutes |
1760'ta kurulan bir ticaret gemisi derneği |
lloyd's register n.
|
|
179 |
Institutes |
1938-66 yılları arasında birleşik krallık'ta yoksullara yardım yapan bir gönüllü örgüt |
wrvs (women's royal voluntary service) abrev.
|
|
180 |
Institutes |
(birleşik krallık'ta) tekeller ve birleşmeler komisyonu |
mmc (monopolies and mergers commission) abrev.
|
|
181 |
Institutes |
birleşik krallık'ta belirli birleşmeler ve tekelleri araştırıp rapor etmek için kurulmuş eski bir kanuni kuruluş |
mmc (monopolies and mergers commission) abrev.
|
|
182 |
Institutes |
birleşik krallık'ta veteriner hekimler için kurulmuş olan ulusal ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş |
bva (british veterinary association) abrev.
|
|
183 |
Institutes |
(birleşik krallık'ta) 2005'e kadar emeklilikle ilgili çeşitli düzenlemelerden sorumlu olan bir kamu kuruluşu |
opra (occupational pensions regulatory authority) [uk] abrev.
|
|
184 |
Institutes |
(birleşik krallık'ta) pazarlama ve iletişim işlerine bakan bir devlet dairesi |
coi (central office of information) abrev.
|
|
185 |
Institutes |
(eskiden birleşik krallık'ta) bilim ve mühendislik alanlarındaki araştırmalardan sorumlu resmi kurum |
serc (science and engineering research council) abrev.
|
|
Industry |
|
186 |
Industry |
(birleşik krallık'ta) antrepodan sorumlu gümrük çalışanı |
locker [uk] n.
|
|
187 |
Industry |
(birleşik krallık'ta) ulusal demiryolu, deniz ve ulaşım işçileri sendikası |
rmt (national union of rail, maritime and transport workers) abrev.
|
|
188 |
Industry |
(birleşik krallık'ta) ulusal sağlık sistemi çalışanlarını temsil eden bir sendika |
cohse (confederation of health service employees) abrev.
|
|
Media |
|
189 |
Media |
1760'ta kurulan bir ticaret gemisi derneğinin belirlediği şekilde yapılan gemilerin detaylarını belirten bir yıllık yayım |
lloyd's register n.
|
|
Technical |
|
190 |
Technical |
çok-taşıyıcılı çok-kanallı sistem |
multicarrier multichannel system n.
|
|
191 |
Technical |
kes-taşı yöntemi |
cut-and-carry method n.
|
|
192 |
Technical |
renk alt-taşıyıcısı |
colour subcarrier n.
|
|
193 |
Technical |
sözdizimde uzun-taşımada çift taşımaya elverişlilik |
successive cyclicity n.
|
|
194 |
Technical |
(birleşik krallık'ta) esasen askeri amaçlarla üretilip günümüzde eğlence ve iş için kullanılan bir dizi yüksek kaliteli ve detaylı harita |
ordnance survey map n.
|
|
Computer |
|
195 |
Computer |
çok-taşıyıcılı çok-kanallı sistem |
multicarrier multichannel system n.
|
|
196 |
Computer |
çok-taşıyıcılı radyo verici |
multicarrier radio transmitter n.
|
|
197 |
Computer |
linux'ta metin editörü |
sed n.
|
|
198 |
Computer |
linux'ta metin editörü |
stream editor n.
|
|
199 |
Computer |
mortal kombat'ta bir hayali karakter |
zebron n.
|
|
200 |
Computer |
skype'ta görüşme |
skyping n.
|
|
201 |
Computer |
(microsoft outlook'ta) ikincil gelen kutusu |
clutter n.
|
|
202 |
Computer |
facebook'ta birinin profilini aramak |
facebook v.
|
|
203 |
Computer |
1 ocak'ta başlar |
starts on jan 1 expr.
|
|
204 |
Computer |
facebook'ta ilan edilmiş (ilişki) anlamındaki ifadenin kısaltması |
fbo (facebook official) abrev.
|
|
205 |
Computer |
facebook'ta onaylanmış (ilişki) |
fbo (facebook official) abrev.
|
|
206 |
Computer |
facebook'ta resmileşmiş (ilişki) anlamındaki ifadenin kısaltması |
fbo (facebook official) abrev.
|
|
Telecom |
|
207 |
Telecom |
çok-taşıyıcılı çok-kanallı sistem |
multicarrier multichannel system n.
|
|
208 |
Telecom |
çoklu-taşıyıcılı mobil istasyon |
multi-carrier mobile station n.
|
|
209 |
Telecom |
e-taşıyıcı sistem |
e-carrier system n.
|
|
210 |
Telecom |
T-taşıyıcı sistem |
t-carrier system n.
|
|
Television |
|
211 |
Television |
birleşik krallık'ta satılan dijital bir set üstü cihaz markası |
digibox® n.
|
|
Textile |
|
212 |
Textile |
eskiden levant'ta yapılan ipek kumaş |
levantine n.
|
|
213 |
Textile |
fas'ta giyilen geniş bir kıyafet |
hyke n.
|
|
214 |
Textile |
eskiden orléans'ta dokunan bir kumaş |
orléans n.
|
|
Architecture |
|
215 |
Architecture |
(new york'ta, eskiden) binanın ana su temin borusu |
croton n.
|
|
Dyeing |
|
216 |
Dyeing |
kıbrıs'ta imal edilen ham ombra boyası |
turkey umber n.
|
|
Furniture |
|
217 |
Furniture |
16. yüzyıl ingiltere'sinde rönesans'ta ortaya çıkmış bir mobilya stili |
tudor style n.
|
|
Transportation |
|
218 |
Transportation |
eskiden new york'ta hizmet veren tarihi feribot |
yankee n.
|
|
Marine |
|
219 |
Marine |
hollanda ve baltık'ta kullanılan bir çeşit düz tabanlı tekne |
praam n.
|
|
Mining |
|
220 |
Mining |
(birleşik krallık'ta) kömür madenciliğinden sorumlu kamu şirketi |
bcc (british coal corporation) n.
|
|
Medical |
|
221 |
Medical |
gebe uterus'ta desidua'nın iltihabı |
deciduitis n.
|
|
222 |
Medical |
birleşik krallık'ta doktorların advers ilaç reaksiyonlarını bildirmek için kullandığı sarı bir form |
yellow-card [uk] n.
|
|
Gastronomy |
|
223 |
Gastronomy |
fas'ta kullanılan bir toprak pişirme kabı |
tajine n.
|
|
224 |
Gastronomy |
fas'ta kullanılan bir toprak pişirme kabı |
tagine n.
|
|
225 |
Gastronomy |
kuzey afrika ve levant'ta kesilmiş sütten yapılan yarı sıvı bir yiyecek |
leben n.
|
|
226 |
Gastronomy |
kaliforniya ve new york'ta üretilen bir şarap |
sauternes n.
|
|
227 |
Gastronomy |
wok’ta karıştırarak kızartmak |
stir fry v.
|
|
228 |
Gastronomy |
(new orleans'ta) marul, domates ve mayonez gibi çeşitli malzemelerle hazırlanan bir sandviç |
dressed adj.
|
|
Astronomy |
|
229 |
Astronomy |
mars'ta kanalların kesiştiği noktalarda bulunan çok sayıda küçük koyu yuvarlak leke |
oasis n.
|
|
230 |
Astronomy |
mars'ta gerçekleşen deprem benzeri sallantı |
marsquake n.
|
|
231 |
Astronomy |
mars'ta bir volkan |
olympus mons n.
|
|
232 |
Astronomy |
mars'ta yer alan buzul kuşağı |
polar cap n.
|
|
Astrology |
|
233 |
Astrology |
zodyak'ta veya yıldızların diziliminde erkek, kadın veya çocuk şeklinde sembolize edilen |
human adj.
|
|
Botanic |
|
234 |
Botanic |
teksas'ta yetiştirilen bir ot |
ant rice (aristida oligantha) n.
|
|
235 |
Botanic |
teksas'ta yetiştirilen bir ot |
prairie threeawn n.
|
|
236 |
Botanic |
teksas'ta yetiştirilen bir ot |
oldfield threeawn n.
|
|
237 |
Botanic |
eski dünya'ta özgü meyvesi ve morumsu çiçekleri olan yumru köklü sarılıcı bir asma |
winged bean n.
|
|
238 |
Botanic |
eski dünya'ta özgü meyvesi ve morumsu çiçekleri olan yumru köklü sarılıcı bir asma |
goa bean n.
|
|
239 |
Botanic |
eski dünya'ta özgü meyvesi ve morumsu çiçekleri olan yumru köklü sarılıcı bir asma |
goa bean vine n.
|
|
240 |
Botanic |
eski dünya'ta özgü meyvesi ve morumsu çiçekleri olan yumru köklü sarılıcı bir asma |
manila bean n.
|
|
241 |
Botanic |
eski dünya'ta özgü meyvesi ve morumsu çiçekleri olan yumru köklü sarılıcı bir asma |
psophocarpus tetragonolobus n.
|
|
242 |
Botanic |
eski dünya'ta özgü meyvesi ve morumsu çiçekleri olan yumru köklü sarılıcı bir asma |
winged pea n.
|
|
243 |
Botanic |
batı teksas'ta ve meksika'nın dağlarında yetişen küçük bir ağaç |
mexican juniper n.
|
|
244 |
Botanic |
batı teksas'ta ve meksika'nın dağlarında yetişen küçük bir ağaç |
drooping juniper n.
|
|
245 |
Botanic |
batı teksas'ta ve meksika'nın dağlarında yetişen küçük bir ağaç |
juniperus flaccida n.
|
|
246 |
Botanic |
meksika ve güney teksas'ta yetişen, iki veya üç iğneli olabilen bir bodur çam |
mexican nut pine n.
|
|
Agriculture |
|
247 |
Agriculture |
amerika ve birleşik krallık'ta hükümet tarafından sağlıklı ve hastalıktan arınmış olarak tescillenen bitkiler |
certified stock n.
|
|
Social Sciences |
|
248 |
Social Sciences |
anadolu ve ırak'ta yaşayıp neo-süryanice konuşan esmer bir kafkas etnik grubun üyesi olan kimse |
nestorian n.
|
|
249 |
Social Sciences |
teksas'ta yaşayan kızılderili halkı |
tonkawa n.
|
|
250 |
Social Sciences |
teksas'ta yaşayan kızılderili halkının bir mensubu |
tonkawa n.
|
|
251 |
Social Sciences |
boston ve new york'ta cemaatlerin ve hayırsever derneklerin yıllık toplantılarının yapıldığı hafta |
anniversary week n.
|
|
252 |
Social Sciences |
(abd'nin güneyinde) iç savaş'ta birlik'le aynı tarafta olan eyaletlere özgü dil veya kültür özelliği |
yankeeism n.
|
|
253 |
Social Sciences |
kuzeydoğu teksas'ta yaşayan caddo halkından olan kimse |
eyeish n.
|
|
254 |
Social Sciences |
oklahoma ve teksas'ta yaşayan kado halkı |
waco n.
|
|
255 |
Social Sciences |
oklahoma ve teksas'ta yaşayan kado halkının bir üyesi |
waco n.
|
|
256 |
Social Sciences |
önceden kansas'ta yaşayan bir kızılderili konfederasyonun üyesi olan bir halk |
wichita n.
|
|
257 |
Social Sciences |
eskiden batı ve orta teksas'ta ve doğu new mexico'da yaşamış olan bir apaçi halkı |
mescalero n.
|
|
258 |
Social Sciences |
eskiden batı ve orta teksas'ta ve doğu new mexico'da yaşamış olan apaçi halkına mensup kimse |
mescalero n.
|
|
259 |
Social Sciences |
güneydoğu connecticut'ta yaşayan bir amerikan yerlisi halkı |
mohegan n.
|
|
260 |
Social Sciences |
19. yüzyılın ortasında putney, vermont, oneida ve new york'ta faal olan dini bir topluluk |
oneida perfectionists n.
|
|
261 |
Social Sciences |
(birleşik krallık'ta) gerçekte roman olmayıp çingeneler gibi karavanda yaşayan grup |
didicoy n.
|
|
262 |
Social Sciences |
(birleşik krallık'ta) gerçekte roman olmayıp çingeneler gibi karavanda yaşayan grup |
didaka n.
|
|
Education |
|
263 |
Education |
oxford üniversitesi'ne bağlı bulunan magdalen college'ta verilen bir burs tipi |
demyship n.
|
|
264 |
Education |
(birleşik krallık'ta) orta öğretimin son iki yılı |
sixth form n.
|
|
265 |
Education |
new york'ta bir üniversite |
columbia n.
|
|
266 |
Education |
new york'ta bir üniversite |
columbia university n.
|
|
267 |
Education |
(birleşik krallık'ta) genellikle lisans ve yüksek lisans mezunlarından oluşan müzakere, danışma veya seçme topluluğu |
convocation [uk] n.
|
|
268 |
Education |
(birleşik krallık'ta) üniversite danışma kurulu toplantısı |
convocation [uk] n.
|
|
269 |
Education |
new york'ta yer alan bir üniversite |
cornell university n.
|
|
270 |
Education |
(birleşik krallık'ta) gençlere macera eğitimi vermek için tasarlanmış bir programın markası |
outward bound® n.
|
|
271 |
Education |
(birleşik krallık'ta) 1988'de kurulan ve 1993'te yerini müfredat ve değerlendirme yetkili kurulu'na devreden kurul |
seac (school examination and assessment council) abrev.
|
|
Literature |
|
272 |
Literature |
(mahabharat'ta) pandava kardeşlerin düşman oldukları kuzenleri |
kauravas n.
|
|
Linguistics |
|
273 |
Linguistics |
new york'ta yaşayanlara özgü kelime veya cümleler |
new yorkerism n.
|
|
274 |
Linguistics |
ırak'ta konuşulan modern arapça lehçesi |
iraki n.
|
|
275 |
Linguistics |
ırak'ta konuşulan modern arapça lehçesi |
iraqi n.
|
|
276 |
Linguistics |
ırak'ta konuşulan arapça lehçesi |
iraqi arabic n.
|
|
277 |
Linguistics |
kıbrıs'ta konuşulan yunan lehçesi |
cypriot n.
|
|
278 |
Linguistics |
kıbrıs'ta konuşulan yunan lehçesine özgü |
cypriot adj.
|
|
279 |
Linguistics |
kıbrıs'ta konuşulan yunan lehçesine ait veya ilgili |
cypriot adj.
|
|
280 |
Linguistics |
kıbrıs'ta konuşulan yunan lehçesine özgü |
cypriote adj.
|
|
281 |
Linguistics |
kıbrıs'ta konuşulan yunan lehçesine ait veya ilgili |
cypriote adj.
|
|
History |
|
282 |
History |
eskiden ingiltere'de stuart hanedanı'nın tahta egemen oluşunun yıldönümü olarak 29 mayıs'ta kutlanan anma günü |
oak-apple day n.
|
|
283 |
History |
ingiltere parlamentosunun 1640’ta kral 1. charles'a sunduğu, hükümetin kötülüklerini, suiistimalleri ve meclis’in savunduğu reformları listeleyen belge |
remonstrance n.
|
|
284 |
History |
her yıl romalılar tarafından 23 şubat'ta sınır tanrısı terminus'un onuruna düzenlenen festival |
terminalia n.
|
|
285 |
History |
ingiltere parlamentosunun 1640’ta kral i. charles'a sunduğu, hükümetin yanlışlarını, suiistimalleri ve meclis’in savunduğu reformları listeleyen belge |
grand remonstrance n.
|
|
286 |
History |
(özellikle birleşik krallık'ta) asilzadeler, ruhban sınıfı ve avamlardan oluşan üç siyasi sınıf |
the three estates n.
|
|
287 |
History |
1940’ta nazi işgaliyle son bulan, 1870’de fransa’da kurulan cumhuriyet |
third republic n.
|
|
288 |
History |
bizans'ta bir vergi toplama sistemi |
pronoia n.
|
|
289 |
History |
(eskiden new york'ta) kira ödenmesine karşı olan partinin destekçisi kimse |
antirenter n.
|
|
290 |
History |
yeri günümüzde ırak'ta bulunan eski bir kuzey mezopotamya krallığı |
assyria n.
|
|
291 |
History |
birleşik krallık'ta yerel hükümet tarafından yönetilmiş bir bölge |
unitary authority n.
|
|
292 |
History |
eskiden orta kuzey teksas'ta yaşayan caddo kabilesine mensup kimse |
kichai n.
|
|
293 |
History |
antik mezopotamya'da günümüzde ırak'ta yer alan bir sümer şehri |
ur n.
|
|
294 |
History |
birleşik krallık'ta bir soyluluk rütbesi |
viscount n.
|
|
295 |
History |
karya satrapı mausolus'un halikarnas'ta yer alan anıtmezarı |
mausoleum n.
|
|
296 |
History |
halikarnas'ta pers satrapı mausolus'un anısına inşa edilen beyaz mermerden bir anıt mezar |
mausoleum at halicarnasus n.
|
|
297 |
History |
bizans'ta dini konulardan sorumlu yargıç |
hieromnemon n.
|
|
298 |
History |
19. yüzyılın ortalarında özellikle teksas'ta aktif olan çok sayıda yasadışı gruptan birinin üyesi |
moderator n.
|
|
299 |
History |
amerikan bağımsızlık savaşı'nda vermont'ta organize olan bir askeri birliğin üyeleri |
green mountain boys n.
|
|
300 |
History |
1536'ta calvin tarafından yazımı tamamlanmış protestan inancının temellerini anlatan bir kitap |
institutes n.
|
|
301 |
History |
1536'ta calvin tarafından yazımı tamamlanmış protestan inancının temellerini anlatan bir kitap |
institutes of the christian religion n.
|
|
302 |
History |
kıbrıs'ta afrodit'e tapılan antik döneme ait veya ilgili |
cyprian adj.
|
|
Archaeology |
|
303 |
Archaeology |
ırak'ta arkeolojik bölge |
qal'at jarmo n.
|
|
Religious |
|
304 |
Religious |
özellikle kudüs ve new york'ta yaşayan küçük bir ultra-ortodoks yahudi grubu |
neturei karta n.
|
|
305 |
Religious |
1875 yılında new york'ta madam blavatsky tarafından kurulan ve çoğunlukla brahman ve budist öğretilere dayanan, dünya çapında çeşitli dinlerin karışımı bir inanca sahip topluluk |
theosophical society n.
|
|
306 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) isa mesih tarafından söylediği varsayılan kurallar |
tradition n.
|
|
307 |
Religious |
bazı kilise şubelerinin 6 ağustos'ta verdiği ziyafet |
transfiguration n.
|
|
308 |
Religious |
isa'nın mucizelerinden birini kutlamak için kilisenin 6 ağustos'ta verdiği ziyafet |
transfiguration n.
|
|
309 |
Religious |
hristiyanların 6 ocak´ta kutladığı bir yortu |
twelfth n.
|
|
310 |
Religious |
hristiyanların 6 ocak´ta kutladığı bir yortu |
twelfth day n.
|
|
311 |
Religious |
hristiyanların 6 ocak´ta kutladığı bir yortu |
twelfth night n.
|
|
312 |
Religious |
hristiyanların 6 ocak´ta kutladığı bir yortu |
twelfth-day n.
|
|
313 |
Religious |
hristiyanların 6 ocak´ta kutladığı bir yortu |
twelfth-night n.
|
|
314 |
Religious |
ibranice kutsal kitap'ta tanrı için kullanılan ad |
elohim n.
|
|
315 |
Religious |
tevrat'ta adı geçen mezopotamyalı bir kahin ve peygamber |
balaam n.
|
|
316 |
Religious |
şabat'ta yasaklanan şeylerin yapılması için oluşturulan musevi alanı |
eruv n.
|
|
317 |
Religious |
(protestanlık'ta) presbiteryen kilisesi'nin en alt mahkemesi |
kirk session n.
|
|
318 |
Religious |
(protestanlık'ta) iskoçya'nın ulusal kilisesi'ne mensup kimse |
kirkman n.
|
|
319 |
Religious |
(protestanlık'ta) iskoçya'nın ulusal kilisesi'nin destekçisi |
kirkman n.
|
|
320 |
Religious |
levant'ta aziz pavlus'un gemisinin batmasına yol açan kuzeyli rüzgar |
euroclydon n.
|
|
321 |
Religious |
(hinduizm'de) mahabharat'ta yaşam öyküsü anlatılan, en çok tapınılan ilah |
krishna n.
|
|
322 |
Religious |
ürdün'de ortaya çıkan ve ırak'ta günümüze kadar gelen, vaftizci yahya'nın mesih olduğuna inan küçük gnostik bir mezhebe üye kimse |
mandaean n.
|
|
323 |
Religious |
ürdün'de ortaya çıkan ve ırak'ta günümüze kadar gelen, vaftizci yahya'nın mesih olduğuna inanan küçük gnostik bir mezhebe üye kimse |
mandean n.
|
|
324 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) baltazar ve gaspar ile üç mecusi olarak anılan kimse |
melchior n.
|
|
325 |
Religious |
hristiyanlık'ta küçük bir tarikat |
mennonist n.
|
|
326 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) azizlerin yaşamını aylara göre sıralı şekilde içeren tören kitabı |
menology n.
|
|
327 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) dünyevi zevklerden feragat ederek münzevi yaşam süren dindar kimse |
renunciate n.
|
|
328 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) papazlığa yeniden terfi etme |
reordination n.
|
|
329 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) cehennemde sonsuz azaba mahkum edilme (hristiyanlık'ta) tanrı tarafından lanetlenme |
reprobation n.
|
|
330 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) cehennemde sonsuz azaba mahkum edilmenin varlığına inanan kimse |
reprobationer n.
|
|
331 |
Religious |
(protestanlık'ta) yönetimsel görevlere sahip olup ruhban sınıfının dışında bulunan kimselere verilen onursal unvan |
ruling elder n.
|
|
332 |
Religious |
(port royal des champs'ta) sistersiyen manastırı sakini |
port-royalist n.
|
|
333 |
Religious |
(özellikle hristiyanlık'ta) yabancı bir ülkeye misyonerlik için gönderilen dini grup |
foreign mission n.
|
|
334 |
Religious |
(erken hristiyanlık'ta) zangoç |
sceuophylax n.
|
|
335 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) kilisenin resmi olarak ayrılması |
schism n.
|
|
336 |
Religious |
şabat'ta mişkan'a yerleştirilen on iki adak ekmeği |
showbread n.
|
|
337 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) simon magus'un veya öğretilerinin takipçisi |
simonian n.
|
|
338 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) hz. isa |
son of man n.
|
|
339 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) günaha girmek |
fall v.
|
|
340 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) günah işleyerek tanrı'nın sevgisini kaybetmek |
fall from grace v.
|
|
341 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) vaaza ait |
kerygmatic adj.
|
|
342 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) vaaz ile ilişkili |
kerygmatic adj.
|
|
343 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) dünyevi zevklerden feragat ederek münzevi yaşam süren dindar kimseye ait veya ilişkin |
renunciate [rare] adj.
|
|
344 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) kaderinde cehennemde sonsuz azap yazılı olan |
reprobate adj.
|
|
345 |
Religious |
(hristiyanlık'ta) ebedi cehennem cezasına mahkum edilmiş |
reprobate adj.
|
|
Philosophy |
|
346 |
Philosophy |
(kantçılık'ta) duyu temsilinin mevcudiyetinin temelleri veya sebepleri ile ilişkili |
dynamic adj.
|
|
Geography |
|
347 |
Geography |
kuzey fas'ta bir bölge |
abila n.
|
|
348 |
Geography |
new york' ta bulunan finger lakes'ten biri |
canandaigua lake n.
|
|
349 |
Geography |
vistula nehri’nin batı belarus’ta yükselen ve doğu polonya’ya akan bir kolu |
narew n.
|
|
350 |
Geography |
arizona sınırındaki güneydoğu utah'ta yer alan bir zirve |
navajo mountain n.
|
|
351 |
Geography |
doğu teksas'ta yer alan, güney ve güneydoğu yönünde sabine gölü'ne akan bir nehir |
neches river n.
|
|
352 |
Geography |
fas'ta bir dağ |
jebel toubkal n.
|
|
353 |
Geography |
teksas'ta bir nehir |
trinity river n.
|
|
354 |
Geography |
teksas'ta bir nehir |
trinity n.
|
|
355 |
Geography |
new york'ta bir semt |
turtle bay n.
|
|
356 |
Geography |
tanca (fas'ta bir şehir) |
tangier n.
|
|
357 |
Geography |
utah'ta bulunan, doğal kemer oluşumları olan bir milli park |
arches national park n.
|
|
358 |
Geography |
hint okyanusu ve büyük okyanus'ta asya ve avustralya arasında dağılmış adalar topluluğu |
east indies n.
|
|
359 |
Geography |
batı iran ve güneydoğu ırak'ta bir nehir |
karkheh n.
|
|
360 |
Geography |
new mexico ve güneybatı teksas'ta bir dağ silsilesi |
sacramento mountains n.
|
|
361 |
Geography |
orta vermont'ta green sıradağları'nda bir zirve |
killington peak n.
|
|
362 |
Geography |
guadeloupe'ta bir liman |
basse-terre n.
|
|
363 |
Geography |
new york'ta bir park |
battery n.
|
|
364 |
Geography |
kuzeybatı fas'ta rabat'ın kuzeydoğusunda bir liman şehri |
kenitra n.
|
|
365 |
Geography |
bugün orta ırak'ta yer alan, fırat nehri vadisi'nde eski bir mezopotamya şehri |
kish n.
|
|
366 |
Geography |
kuzeydoğu tunus'ta bir şehir |
kairouan n.
|
|
367 |
Geography |
belarus'ta bir şehir |
baranovichi n.
|
|
368 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
basia n.
|
|
369 |
Geography |
kuzey ırak'ta bir şehir |
erbil n.
|
|
370 |
Geography |
texas'ta bir yerleşim |
zephyr n.
|
|
371 |
Geography |
nijerya'nın başkenti Lagos'ta bir banliyö |
yaba n.
|
|
372 |
Geography |
güney kıbrıs'ta bir tatil beldesi |
ayia napa n.
|
|
373 |
Geography |
tunus'ta bir şehir |
ehadhamen n.
|
|
374 |
Geography |
arnavutluk'ta bir şehir |
avlona n.
|
|
375 |
Geography |
arnavutluk'ta bir liman |
vlorë n.
|
|
376 |
Geography |
arnavutluk'ta bir liman |
vlonë n.
|
|
377 |
Geography |
arnavutluk'ta bir şehir |
valona n.
|
|
378 |
Geography |
arnavutluk'ta bir şehir |
avlona n.
|
|
379 |
Geography |
hint okyanusu ve büyük okyanus'ta asya ve avustralya arasında dağılmış adalar topluluğu |
east indies n.
|
|
380 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
al ʽamārah n.
|
|
381 |
Geography |
hint okyanusu ve büyük okyanus'ta asya ve avustralya arasında dağılmış adalar topluluğu |
east india n.
|
|
382 |
Geography |
tunus'ta bir şehir |
ariana n.
|
|
383 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
al fallūjah n.
|
|
384 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
al falluja n.
|
|
385 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
falluja n.
|
|
386 |
Geography |
teksas'ta bir doğa parkı |
alibates flint quarries national monument n.
|
|
387 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
al kut n.
|
|
388 |
Geography |
arnavutluk'ta bir şehir |
tiranë n.
|
|
389 |
Geography |
new york'ta bir şehir |
troy n.
|
|
390 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
ramadi n.
|
|
391 |
Geography |
fas'ta bir liman kenti |
agadir n.
|
|
392 |
Geography |
batı ırak'ta bir bölge |
al anbar n.
|
|
393 |
Geography |
new york'ta bulunan dünyaca ünlü konser salonu |
carnegie hall n.
|
|
394 |
Geography |
ırak'ta, dicle ve fırat arasında bir köy |
telloh n.
|
|
395 |
Geography |
ırak'ta fırat nehri yakınında bulunan ve şii islam'ın merkezi olan kutsal şehir |
najaf n.
|
|
396 |
Geography |
güneybatı new york'ta long island'da yer alan, bir dönem birleşmiş milletler güvenlik konseyi'nin geçici karargahı olan kasaba |
lake success n.
|
|
397 |
Geography |
new york'ta bir şehir |
beacon n.
|
|
398 |
Geography |
belarus'ta bir nehir |
berezina n.
|
|
399 |
Geography |
texas'ta yer alan bir şehir |
eureka n.
|
|
400 |
Geography |
utah'ta yer alan bir şehir |
eureka n.
|
|
401 |
Geography |
güneydoğu arnavutluk'ta bir ticaret şehri |
korçë n.
|
|
402 |
Geography |
güney teksas'ta, san antonio'nun güneybatısında rio grande kıyısında bir şehir |
laredo n.
|
|
403 |
Geography |
1940'ta fransa'daki lascaux'de keşfedilen eşine az rastlanır paleolitik kaya resimleri ve gravürleri içeren mağara |
lascaux cave n.
|
|
404 |
Geography |
los angeles'ta bir semt |
venice n.
|
|
405 |
Geography |
new orleans'ta ünlü bir mahalle ve eğlence bölgesi |
vieux carré n.
|
|
406 |
Geography |
new orleans'ta ünlü bir mahalle ve eğlence bölgesi |
french quarter n.
|
|
407 |
Geography |
belarus'ta bir şehir |
vitebsk n.
|
|
408 |
Geography |
belarus'ta bir şehir |
vitsyebsk n.
|
|
409 |
Geography |
arnavutluk'ta bir şehir |
vlorë n.
|
|
410 |
Geography |
doğu tunus'ta yer alan, ülkenin en büyük ikinci kenti |
safaqis n.
|
|
411 |
Geography |
doğu tunus'ta yer alan, ülkenin en büyük ikinci kenti |
sfax n.
|
|
412 |
Geography |
batı fas'ta bir liman |
safi n.
|
|
413 |
Geography |
güneydoğu new york'ta bulunan long island'ın doğu kesiminde bir tatil beldesi |
sag harbor n.
|
|
414 |
Geography |
tunus'ta bir şehir |
bizerte n.
|
|
415 |
Geography |
tunus'ta bir liman |
bizerte n.
|
|
416 |
Geography |
tunus'ta bir şehir |
bizerta n.
|
|
417 |
Geography |
tunus'ta bir liman |
bizerta n.
|
|
418 |
Geography |
teksas'ta verimli topraklı bir bölge |
blacklands n.
|
|
419 |
Geography |
tunus'ta dağlık bir burun |
cape blanc n.
|
|
420 |
Geography |
güneydoğu teksas'ta, meksika körfezi'nde yer alan bir koy |
matagorda bay n.
|
|
421 |
Geography |
teksas'ta bir kent |
lawn n.
|
|
422 |
Geography |
new york'ta bir ilçe |
white plains n.
|
|
423 |
Geography |
arkansas'ta bir nehir |
white river n.
|
|
424 |
Geography |
kuzey-orta vermont'ta yer alan green sıradağı'nın en yüksek zirvesi |
mansfield mount n.
|
|
425 |
Geography |
doğu-orta kansas'ta doğup batı missouri'deki osage nehri'ne dökülen bir nehir |
marais des cygnes n.
|
|
426 |
Geography |
batı-orta fas'ta atlas dağları'nın eteklerinde bulunan bir kent |
marrakesh n.
|
|
427 |
Geography |
halifax'ta yaşayan kimse |
haligonian n.
|
|
428 |
Geography |
avusturya'da salzkammergut'ta yer alan bir köy |
hallstatt n.
|
|
429 |
Geography |
utah'ta bir nehir |
weber river n.
|
|
430 |
Geography |
teksas'ta bir nehir |
wichita n.
|
|
431 |
Geography |
belarus'ta bir şehir |
bobruisk n.
|
|
432 |
Geography |
belarus'ta bir şehir |
bobruysk n.
|
|
433 |
Geography |
new york'ta yer alan bir kanal |
harlem river n.
|
|
434 |
Geography |
kuzey fas'ta bir kent |
meknes n.
|
|
435 |
Geography |
kuzey fas'ta, fes'in kuzeydoğusunda yer alan bir liman kenti |
melilla n.
|
|
436 |
Geography |
birleşik krallık'ta bir nehir |
wye n.
|
|
437 |
Geography |
tunus'ta bir yarımada |
bon n.
|
|
438 |
Geography |
tunus'ta bir yarımada |
cape bon n.
|
|
439 |
Geography |
arkansas'ta bir kent |
hatfield n.
|
|
440 |
Geography |
teksas'ta bir il |
hays n.
|
|
441 |
Geography |
belarus'ta bir şehir |
brest n.
|
|
442 |
Geography |
new york'ta bir ilçe |
bronx n.
|
|
443 |
Geography |
new york'ta bir köprü |
bronx-whitestone bridge n.
|
|
444 |
Geography |
orta teksas'ta tepelik bölge |
hill country n.
|
|
445 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
hilla n.
|
|
446 |
Geography |
ırak'ta bir şehir |
hillah n.
|
|
447 |
Geography |
belarus'ta bir sanayi şehri |
homel n.
|
|
448 |
Geography |
belarus'ta bir sanayi şehri |
homyel n.
|
|
449 |
Geography |
teksas'ta bir kent |
hubbard n.
|
|
450 |
Geography |
marakeş, fas'ta bir liman şehri |
mogador n.
|
|
451 |
Geography |
belarus'ta bir kent |
mohilev n.
|
|
452 |
Geography |
belarus'ta bir kent |
mogilev n.
|
|
453 |
Geography |
new york'ta bir nehir |
mohawk n.
|
|
454 |
Geography |
new york'ta bir nehir |
mohawk river n.
|
|
455 |
Geography |
orta fas'ta bir şehir |
morocco n.
|
|
456 |
Geography |
güneydoğu new york'ta, bronx'un kuzeyinde yer alan bir kent |
mount vernon n.
|
|
457 |
Geography |
new york'ta bir ilçe |
yonkers n.
|
|
458 |
Geography |
tunus'ta bir liman |
gabès n.
|
|
459 |
Geography |
tunus'ta bir körfez |
gabès n.
|
|
460 |
Geography |
tunus'ta bir körfez |
gulf of gabès n.
|
|
461 |
Geography |
tunus'ta bir vaha |
gafsa n.
|
|
462 |
Geography |
tunus'ta bir vaha |
capsa n.
|
|
463 |
Geography |
güneydoğu new york'ta bir yerleşim |
levittown n.
|
|
464 |
Geography |
laos'ta bulunan bir ticaret kasabası |
luang prabang n.
|
|
465 |
Geography |
belarus'ta yer alan ve bir süreliğine chabad hareketinin merkezi olan bir kasaba |
lubavitch n.
|
|
466 |
Geography |
birleşik krallık'ta bir göl |
loch linnhe n.
|
|
467 |
Geography |
new york'ta bir kasaba |
oceanside n.
|
|
468 |
Geography |
cebelitarık'ta bir dağ |
rock of gibraltar n.
|
|
469 |
Geography |
teksas'ta bir kent |
granger n.
|
|
470 |
Geography |
kuzeybatı utah'ta yer alan bir tuz gölü |
great salt lake n.
|
|
471 |
Geography |
new mexico'nun güneyinde ve güneybatı teksas'ta yer alan bir sıradağ |
guadalupe mountains n.
|
|
472 |
Geography |
güneydoğu teksas'ta bir nehir |
guadalupe river n.
|
|
473 |
Geography |
batı teksas'ta bir şehir |
odesa n.
|
|
474 |
Geography |
orta new york'ta bir kent |
oneida n.
|
|
475 |
Geography |
orta new york'ta bir göl |
oneida n.
|
|
476 |
Geography |
orta new york'ta bir göl |
oneida lake n.
|
|
477 |
Geography |
birleşik krallık'ta bir köy |
rockhampton n.
|
|
478 |
Geography |
(doğu norfolk ve suffolk'ta) sığ göl |
broad [dialect] [uk] n.
|
|
479 |
Geography |
fas'ta bir nehir |
draa n.
|
|
480 |
Geography |
arnavutluk'ta bir nehir |
drin n.
|
|
481 |
Geography |
arnavutluk'ta bir nehir |
drina n.
|
|
482 |
Geography |
arnavutluk'ta bir liman şehri |
durazzo n.
|
|
483 |
Geography |
arnavutluk'ta bir liman şehri |
dyrrachium n.
|
|
484 |
Geography |
arnavutluk'ta bir şehir |
durrës n.
|
|
485 |
Geography |
güneybatı belarus'ta bir kent |
pinsk n.
|
|
486 |
Geography |
fas'ta bir şehir |
fès n.
|
|
487 |
Geography |
fas'ta bir şehir |
port lyautey n.
|
|
488 |
Geography |
kuzeybatı fas'ta bir liman şehri |
salé n.
|
|
489 |
Geography |
kuzeybatı fas'ta bir liman şehri |
sallee n.
|
|
490 |
Geography |
büyük okyanus'ta bir ada |
san cristóbal n.
|
|
491 |
Geography |
batı honduras'ta bir köy |
santa rosa de copán n.
|
|
492 |
Geography |
teksas'ta bir koy |
corpus christi bay n.
|
|
493 |
Geography |
fas'ta bir şehir |
fez n.
|
|
494 |
Geography |
güneydoğu new york'ta bir kent |
shirley n.
|
|
495 |
Geography |
new york'ta bir hapishane |
sing sing n.
|
|
496 |
Geography |
arkansas'ta bir kasaba |
beaver n.
|
|
497 |
Geography |
new york'ta yer alan bir haliç |
spuyten duyvil creek n.
|
|
498 |
Geography |
new mexico'nun güneydoğu ve doğusu ile batı teksas'ta yaylalık bir bölge |
staked plain n.
|
|
499 |
Geography |
new york'ta bir şehir |
syracuse n.
|
|
500 |
Geography |
alsas'ta |
alsatian adj.
|
|