fall - Turkish English Dictionary
History

fall

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "fall" in Turkish English Dictionary : 173 result(s)

English Turkish
Common Usage
fall n. güz
fall n. düşüş
fall n. sonbahar
fall v. inmek
fall v. düşmek
General
fall n. yıkma
fall n. çöküş
fall n. yamaç
fall n. düşme
fall n. çağlayan
fall n. düşürme
fall n. yıkılma
fall n. fırfır
fall n. çökme
fall n. inkıraz
fall n. döküm
fall n. sarkma
fall n. sukut
fall n. yaprak dökümü
fall n. dökülme
fall n. yavrulama
fall n. yağış
fall n. azalma
fall n. akma
fall n. kat
fall n. tuş
fall n. inme
fall n. düşüş (fiyat/talep/ısı vb'nde)
fall n. şelale
fall n. iniş
fall n. eğim
fall n. hazan
fall n. meyil
fall n. kadının şapkasına asılı olup sırtına doğru sarkan tül
fall n. elbise yakasına takılan süslü dantel şerit veya harç
fall n. uzun ve salınmış postiş
fall n. ahlaki sapma
fall n. yukarı kaldırma işlemindeki güçle çekilen kablo, halat veya zincir ucu
fall n. uçan çulluk ailesi
fall n. bir şeyin düşüş mesafesi
fall n. uzun takma saç
fall n. çıtçıt
fall n. kıyafette bol şekilde sarkan şey
fall n. teslim olma
fall n. kadının iffetini kaybetmesi
fall n. masumiyetini yitirme
fall n. kesilen ağaç sayısı
fall n. (güreşte) tuş
fall v. yatağa düşmek
fall v. yağmak
fall v. suratı asılmak
fall v. yüzü asılmak
fall v. kesilmek
fall v. dağılmak
fall v. sıyrılmak
fall v. alınmak
fall v. gerilemek
fall v. ayrılmak
fall v. karanlık basmak
fall v. alçalmak
fall v. devrilmek
fall v. gelmek
fall v. tünmek
fall v. kar düşmek
fall v. eğimli olmak
fall v. kapanmak
fall v. bitmek
fall v. yıkılmak
fall v. tam yerine denk gelmek
fall v. saldırmak
fall v. bölünmek
fall v. fenalaşmak
fall v. basmak
fall v. atışmak
fall v. gece çökmek
fall v. vurmak
fall v. dalmak
fall v. başlamak
fall v. tutulmak
fall v. eksilmek
fall v. mahvolmak
fall v. girişmek
fall v. ölmek
fall v. sukut etmek
fall v. çıkmak
fall v. rastlamak
fall v. zaptolunmak (kale)
fall v. bozuşmak
fall v. ucuzlamak
fall v. dökülmek
fall v. atlatmak
fall v. asılmak (surat)
fall v. ortalık kararmak
fall v. çökmek
fall v. vurmak (piyango)
fall v. karanlık bastırmak
fall v. hastalanmak
fall v. düşmek
fall v. düşüş kaydetmek
fall v. düşüş yaşamak
fall v. düşüş göstermek
fall v. aşağıya düşmek
fall v. azalmak
fall v. denk düşmek
fall v. (miras) hakkına düşmek
fall v. ödenmesi gerekmek
fall v. (ödemelerin) vadesi gelmek
fall v. ters düşmek
fall v. belirli bir duruma geçmek
fall v. (sıcaklık) düşmek
fall v. (aşık) olmak
fall v. (huy) edinmek
fall v. sarkmak
fall v. (gölge vb.) düşmek
fall v. denk gelmek
fall v. ele geçmek
fall v. (ses) kısılmak
fall v. (güçten) düşmek
fall v. canından olmak
fall v. darbe inmek
fall v. darbe yemek
fall adj. güz dönemine ait
fall adj. güz dönemi ile ilişkili
fall adj. güz döneminde gerçekleşen
fall adj. güz dönemine uygun
fall adj. güz döneminde yetişen
Irregular Verb
fall v. fell - fallen
Colloquial
fall n. tutuklanma
fall n. tutukluluk
fall n. tutuklanıp ceza alma
fall n. yakayı ele verme
fall n. polisin eline düşme
fall v. suç işleyip yakalanmak
fall v. yakayı ele vermek
fall v. tutuklanmak
fall v. bir suç yüzünden ceza almak
fall v. tutuklanmak
Technical
fall n. hidrolik yük
fall n. hidrostatik yük
fall v. düşmek
Mechanic
fall n. halat takımını yukarı kaldırmak için kuvvet uygulanan uç
Textile
fall n. özellikle şövalyelerin 17. yüzyılda giydiği ince kumaş ve dantelden yapılmış çok geniş yaka
fall n. katlanmış yakanın pli kısmından dış kenarına doğru olan kısmı
fall n. özellikle denizci pantolonlarında görülen önden sarkan geniş parça
fall n. paltonun etek kısmının serbest olan alt kenarı
Marine
fall n. tirenti
fall n. güvertenin seviyesinde görülen batma veya yükselme
fall n. kargoyu veya filikaları yukarı çekmek ve nakletmek için kullanılan gereç
fall v. çarpışmak
fall v. çatışmak
Astrology
fall n. bir gezegenin etkisinin en olumsuz olduğu zodyak alanı
Zoology
fall n. bir defada doğan yavrular
fall n. bazı teriyer türlerinde yüze dökülen uzun tüyler
Botanic
fall n. yaprak dökümü
Breeding
fall v. (kuzu) doğmak
Linguistics
fall n. düşen perde
Religious
fall n. (teolojide) adem ve havva'nın cennet bahçesi'ndeki yasaklı meyveyi yemesi sonucu insanlığın başlangıçta var olan masumiyetini ve mutluluğunu kaybetmesi
fall v. (teolojide) yasaklı meyveyle ezeli masumiyeti ve mutluluğu kaybetmek
fall v. (hristiyanlık'ta) şeytana uymak
fall v. (hristiyanlık'ta) günaha girmek
Meteorology
fall n. düşüş
Geology
fall n. göçme
Hunting
fall n. tuzak
fall n. ağırlıklı tuzak
Sport
fall n. güreşte rakibin omuzlarının mat ile temasının kesilmeyeceği şekilde sırt üstü kalmasını sağlamak
fall n. tuş
fall n. tuş ile sonuçlanan çeşitli güreş hareketleri
fall v. (krikette vurucunun kalesine) yuvarlanan topla gol yemek
Music
fall n. müziksel kadans
fall n. esas notanın altına ve üstüne eklenen iki küçük ayrı nota
fall n. farklı seslerde veya kısımlarda meydana gelen iki küçük nota
Archaic
fall v. (tımar) derebeyine intikal etmek
fall v. (mevki) boşalmak

Meanings of "fall" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
fall down v. çökmek
General
fall irrigation n. güz sulaması
causing to fall n. düşürme
team fall back n. tim geri çekilin
fall guy n. abalı
fall budding n. güz aşısı
fall range n. güzlek
fall wind n. düşüş rüzgarı
fall guy n. dolandırılan kimse
rise and fall n. iniş çıkış
rain fall n. yağmur
the fall n. hz adem ve havva'nın işlediği günah ve sonuçları
rate of fall n. düşüş hızı
fall of man n. hz adem ve havva'nın işlediği günah ve sonuçları
fall guy n. başkasının cezasını çeken kimse
slope of fall n. düşüş meyili
slope of fall n. düşüş eğikliği
fall guy n. enayi
fall guy n. keriz
fall guy n. dolandırılan
fall guy n. şamar oğlanı
dew-fall n. akşam
fall-out n. nükleer atık
fall-out n. radyoaktif çökelek
fall-out n. radyoaktif tortu
fall-out n. yan ürün
fall-out n. döküntü
fall-out n. atık
fall of an empire n. bir imparatorluğun çöküşü
fall guy n. kurban
rock fall n. kaya düşmesi
fall of darkness n. karanlığın bastırması
fall-board n. piyano klavyesini koruyan menteşeli kapak
risk of fall n. düşme riski/tehlikesi
large fall n. büyük düşüş
big fall n. büyük düşüş
heavy fall of snow n. yoğun kar yağışı
fall tournament n. sonbahar turnuvası
last fall n. son düşüş
marked fall n. belirgin düşüş
fall foliage n. yaprak dökümü
to-fall [scottish] n. akşam vakti
to-fall [scottish] n. akşam üzeri
fall equinox n. sonbahar ekinoksu
fall equinox n. 22 eylül
fall equinox n. eylül ekinoksu
fall equinox n. gündüz ve gece süresinin eşit olduğu tarih
fall [scotland] n. başa gelen şey
fall guy n. günah keçisi
fall guy n. suç üzerine yıkılan kimse
flag fall [australia] n. asgari taksi ücreti
fall flat v. başarı sağlayamamak
fall down in a fit v. fenalık geçirerek yere düşmek
fall in step v. adım uydurmak
fall for somebody v. kesilmek
fall in love with v. meyil vermek
fall to v. isabet etmek
fall back on v. başvurmak
fall on v. tarihin belirli bir güne rastlaması
fall behind v. geri kalmak
fall prostrate v. yüzükoyun kapaklanmak
fall on v. düşmek
fall into confusion v. karmakarışık olmak
fall into v. yer almak
fall into place v. yere düşmek
fall in a faint v. yığılmak
fall behind with v. sürüncemede kalmak
fall astern v. gerisinde kalmak
fall behind intentionally v. ağırdan almak
fall apart v. hayatı kararmak
fall off a horse v. attan düşmek
fall to one's lot v. çıkmak
fall ill v. hasta düşmek
fall on v. saldırmak
fall in love v. abayı yakmak
fall to pieces v. parçalanmak
fall back up v. son çare olarak başvurmak
fall within v. yer almak
fall from grace v. suç işlemek
fall apart v. dağılmak
fall off v. terketmek
fall for v. bağlanmak
fall down v. geri çevirmek
fall apart v. parçalara ayrılmak
fall off v. bozulmak
fall out with somebody v. biriyle bozuşmak
get somebody to fall for it v. dalgaya düşmek
fall loosely v. halsiz düşmek
fall foul v. çatışmak
fall in with v. uyuşmak
fall down v. aşağı düşmek
fall away v. azalmak
fall into a reverie v. hayale dalmak
fall into disuse v. bırakılmak
fall asleep v. uykuya dalmak
fall over v. devrilmek
fall asleep v. dalmak
fall to loggerheads v. araları bozulmak
fall away v. eksilmek
fall into a trap v. çürük tahtaya basmak
fall for v. bitmek
fall short v. yeterli olmamak
fall to bits v. parçalanmak
fall on all fours v. dört ayak üzerine düşmek
fall foul v. ters düşmek
fall in love v. aşık olmak
fall ill v. rahatsızlanmak
fall in v. dizilmek
fall over v. düşmek
fall under v. kapsamı içerisinde olmak
fall flat v. umulan rağbeti hiç görmemek
fall asleep v. uyuyakalmak
fall out of favor v. ikbalden düşmek
fall through v. gerçekleşmemek
fall victim to v. kurban gitmek
fall short of v. umduğu gibi çıkmamak
fall for a trick v. oltayı yutmak
ride for a fall v. felakete sürüklenmek
fall in v. kapılmak
fall for v. bayılmak
fall under v. çatısı altında toplanmak
fall down v. başarısızlığa uğramak
fall into v. dökülmek
fall back upon v. başvurmak
fall off v. azalmak
fall into a habit v. adet edinmek
fall behind with v. gecikmek
fall to v. kalmak
fall in love with v. ateşine yanmak
fall short v. yetmemek
fall to v. başlamak
fall to v. payına düşmek
fall back v. geri çekilmek
fall in love v. sevdalanmak
fall victim to another's wrath v. gazaba uğramak
fall in v. çökmek
fall away v. inmek
fall in with v. rastlamak
fall into a habit v. alışkanlık edinmek
fall into decay v. bozulmak (durum vb)
fall in v. sıraya girmek
fall out with somebody v. arası açılmak
fall about laughing v. katılmak
fall behind v. gerisinde kalmak
fall in value v. devalüe olmak
fall for it v. çapraza gelmek
fall for v. çok beğenmek
fall into disfavor v. gözden düşmek
let fall v. düşürmek
fall foul v. zıt düşmek
fall into the hands of an expert v. adamına düşmek
fall in love with v. sevdalanmak
fall away v. eğimli olmak
fall from v. düşmek
fall a victim to v. kurban gitmek
fall through v. başarısızlığa uğratmak
fall into v. akmak
fall due v. günü gelmek
fall flat on one's face v. kapaklanmak
fall back on v. müracaat etmek
fall off v. dökülmek
fall through v. suya düşmek
fall back upon a thing v. sığınmak
fall in love with v. aşık olmak
fall over oneself v. kendini çok istekli göstermek
fall short of v. eksik gelmek
fall into disrepute v. adı kötüye çıkmak
fall for v. tutulmak
fall into ruin v. tahrip olmak
fall into one's lap v. anafordan gelmek
fall with v. karşılaşmak
fall behind v. geride kalmak
fall sick v. hastalanmak
fall by the wayside v. başarısız olmak
fall down v. eğilmek
fall on one's feet v. başarmak
fall in love v. tutulmak (aşık olmak)
fall out with v. külahları değişmek
fall to one's share v. payına düşmek
fall asleep v. uyumak
fall prey to v. tutsağı olmak
fall short of v. aşağı kalmak
fall into v. uğramak
get someone's to fall for it v. dalgaya gelmek
fall ill v. yatağa düşmek
fall into sin v. sapmak
fall down v. düşmek
fall out v. kavga etmek
fall from v. devrilmek
fall in love with v. vurulmak
fall down v. reddetmek
fall of one's chair v. küçükdilini yutmak
fall afoul v. çatışmak
fall for somebody v. aşık olmak (birisine)
fall from favour v. gözden düşmek
fall prostrate v. yüzüstü düşmek
fall due v. vadesi dolmak
fall under v. dahil olmak
fall abundantly and continuously v. sapır sapır dökülmek
fall on v. rastlamak
fall out with v. kavga etmek
fall away v. gerilemek
fall short of v. yetmemek
fall with v. rastlamak
fall with v. uymak
fall upon v. saldırmak
fall into ruin v. haraplaşmak
fall into the hands of v. eline düşmek
fall about laughing v. gülmekten ölmek
fall overboard v. gemiden denize düşmek
fall out v. araları açılmak
fall to pieces v. yıkılmak
fall out in the end v. külahları değişmek
fall down v. yıkılmak
fall back upon a thing v. güvenmek
fall among v. düşmek
fall ill v. hastalanmak
fall at somebody's feet v. dizlerine kapanmak
fall into oblivion v. unutulup gitmek
fall with v. uyum sağlamak
fall over v. yıkılmak
fall to pieces v. paramparça olmak
fall on v. hücum etmek
fall afoul v. zıt düşmek
fall into decay v. dökülmek
fall for v. kanmak
fall into discredit v. pabucu dama atılmak
fall like a bombshell v. gündeme bomba gibi düşmek
fall ill v. şifayı kapmak
fall back on v. son çare olarak başvurmak
fall out with v. bozuşmak
fall into error v. hataya düşmek
fall pregnant v. hamile kalmak
let fall v. ağzından kaçırmak
cause to fall v. düşürmek
fall for v. vurulmak
fall behind v. arkasında kalmak
fall away v. çekilmek
fall a victim v. kurban gitmek
fall ill v. hasta olmak
fall into oblivion v. unutulmak
fall in with v. kabul etmek
fall in love with v. abayı yakmak
fall into v. bölünmek
fall on one's feet v. dört ayağının üstüne düşmek
fall afoul v. ters düşmek
fall about with laughter v. katıla katıla gülmek
fall flat v. başarısız olmak
fall into disuse v. kullanılmaz olmak
fall on v. vurmak (piyango)
fall fast asleep v. derin uykuya dalmak
fall into abeyance v. hükümsüz olmak
fall into v. edinmek
fall short of v. yeterli olmamak
fall on one's feet v. sıyrılmak
fall off v. damlamak
fall on v. gelmek
fall into a trap v. tuzağa düşmek
fall for v. aldatılmak
fall in love with v. yanmak
fall through v. başarısız olmak
fall in love v. aşka düşmek
fall on one's knees v. dize gelmek
fall ill v. hastalığa yakalanmak
fall in a heap v. düşmek
fall on one's feet v. atlatmak
fall prey to v. kapılmak
fall in v. göçmek
fall into v. maruz kalmak
fall for somebody v. aşka düşmek
fall from favour v. yıldızı sönmek
fall behind v. geriye düşmek
fall sick v. rahatsızlanmak
fall into ruin v. dökülmek
fall into desuetude v. yürürlükten kalkmak
fall into step with v. ayak uydurmak
fall from v. yoldan çıkmak
fall for v. kendini kaptırmak
fall desperately in love v. abayı yakmak
fall in step v. ayak uydurmak
fall in step with v. ayak uydurmak
fall foul of v. ile çatışmak
fall out v. dışarıya düşmek
fall behind v. yetersiz kalmak
fall back on v. el atmak
fall back upon v. el atmak
fall back v. gerilemek
fall back upon v. müracaat etmek
fall headlong v. kafa üstü düşmek
fall out v. eksilmek
fall out v. dışarıya çıkmak
fall out v. külahları değişmek
fall out v. sıradan çıkmak
fall out v. bozuşmak
fall out v. ortaya çıkmak
fall out v. dökülmek
fall into abeyance v. artık kullanılmamak
fall from grace v. gözden düşmek
fall from grace v. itibarını yitirmek
fall from someone's grace v. gözünden düşmek
fall from grace v. itibarı yerle bir olmak
fall out with v. papaz olmak
fall from grace v. popülerliğini yitirmek
fall into a trance v. transa geçmek
fall under the hegemony of v. hakimiyeti altına girmek
fall under someone's rule v. yönetimi altına girmek
fall under someone's rule v. hakimiyeti altına girmek
fall under the hegemony of v. yönetimi altına girmek
fall in poverty v. acından ölmek
fall in disfavor v. gözden düşmek
fall out of favor v. gözden düşmek
fall for a trick v. zokayı yutmak
fall for a trick v. zokaya gelmek
fall out with v. birbirine girme
fall out with v. arası açılmak
fall into a hole v. çukura düşmek
fall into a pit v. çukura düşmek
fall into a hollow v. çukura düşmek
fall sick v. hasta olmak
fall sick v. hasta düşmek
fall short v. az gelmek
fall short v. yetersiz gelmek
fall short v. yetersiz kalmak
fall short v. eksik gelmek
fall a prey to time v. zamana yenilmek
fall a prey to time v. zamana yenik düşmek
fall under suspicion v. zan altına girmek
(burden) fall on somebody v. üzerine yük binmek
fall into sleep v. uykuya dalmak
fall into silence v. sessizliğe bürünmek
fall head over heels v. tepetaklak düşmek
fall down into one's knees v. dizlerinin üzerine düşmek
fall down v. aşağıya düşmek
fall over oneself to do something v. birşeyi yapmakta çok istekli olmak
fall into one's arm v. kola girmek
fall apart to pieces v. mücadele yeteneğini kaybetmek
fall from high v. yüksekten düşmek
fall off v. yüksekten düşmek
fall apart to pieces v. bin parçaya bölünmek
fall into place v. anlamlı gelmeye başlamak
fall in with v. rastlaşmak
fall into disuse v. kullanımdan kalkmak
fall in with v. tesadüfen karşılaşmak
fall into one's arm v. koluna girmek
take the fall v. suçu üzerine almak
fall off motorbike v. motordan düşmek
(plan) fall through v. plan bozulmak
fall in importance v. önemi azalmak
(one's profit) fall v. karı düşmek
(one's profit) fall v. karı azalmak
fall into a debt trap v. borç batağına sürüklenmek
fall into debt v. borç batağına sürüklemek
fall into decrease v. inişe geçmek
fall into decline v. inişe geçmek
fall short v. eksik çıkmak
fall under domination v. hakimiyeti altına girmek
fall under domination v. hakimiyete girmek
fall leaf v. yaprak dökmek
fall into depression v. bunalıma girmek
fall into depression v. depresyona girmek
trip and fall v. takılarak düşmek
stumble and fall v. takılıp düşmek
trip and fall v. takılıp düşmek
stumble and fall v. takılarak düşmek
be riding for a fall v. dikkatsizce davranak başarısızlığa davetiye çıkarmak
ride for a fall v. saçmalamak
ride for a fall v. çıldırmak
ride for a fall v. deli gibi davranmak
fall on deaf ear v. duymamazlıktan gelinmek
fall on deaf ear v. yok sayılmak
fall into trouble v. derde düşmek
fall foul of a rule v. kuralı çiğnemek
fall on evil days v. dara düşmek
fall foul of the rule v. kuralı ihlal etmek
fall down stairs v. merdivenden yuvarlanmak
fall into dispute v. ihtilafa düşmek
fall to pieces v. parçalara ayrılmak
fall to pieces v. tuzla buz olmak
(one's price) fall v. fiyatı düşmek
fall for v. gönlünü kaptırmak
fall in love with v. aşka düşmek
fall for v. abayı yakmak
fall for v. aşka düşmek
fall for v. birine aşık olmak
fall in love with v. birine aşık olmak
fall in love with v. gönlünü kaptırmak
fall for v. aşık olmak
fall for v. tongaya basmak
fall in with somebody v. rastlamak
fall in with somebody v. uyuşmak
fall in with somebody v. kabul etmek
fall for v. aldanmak
fall into error v. yanılgıya düşmek
half-fall v. neredeyse düşmek
fall back upon v. çare olarak -e başvurmak
fall on v. -e hücum etmek
fall in with somebody v. -e rastlamak
fall to v. -e koyulmak
fall short of v. tükenmek
fall off v. düşmek
fall to pieces v. dağılmak
fall down v. kötü gitmek
get/fall in the wrong hands v. kötü ellere düşmek
get/fall in the wrong hands v. yanlış ellere düşmek
fall behind in the class v. derslerden geri kalmak
fall within the remit of someone v. görev alanına girmek
fall into instability v. istikrarsızlığa düşmek
fall behind v. derslerden geri kalmak
fall into one’s area of responsibility v. görev alanına girmek
fall into one's remit v. görev alanına girmek
fall into someone's lap v. şans ile başarmak
fall into someone's lap v. (fırsat vb) ayağına gelmek
fall into line with v. aynı şekilde hareket etmek
fall down v. saygıyla eğilmek
fall into place v. anlamını bulmaya başlamak
fall out of favor with v. gözden düşmek
fall into step with v. ortama ayak uydurmak
fall in step with v. ortama ayak uydurmak
fall into oblivion v. unutulmaya yüz tutmak
fall victim to an incurable disease v. tedavisi olmayan bir hastalığın pençesine düşmek
fall asleep at the wheel v. direksiyonda uyuyakalmak
fall to loggerheads v. bozuşmak
fall asleep at the wheel v. direksiyon başında uyuyakalmak
fall asleep at the wheel v. direksiyonda uyumak
fall victim to an incurable disease v. tedavi edilemeyen bir hastalığın pençesine düşmek
fall below the critical level v. kritik seviyenin altına düşmek
fall into trap v. tuzağa düşmek
fall short of the expectations v. beklentilerine yetmemek
fall asleep at the wheel v. direksiyon başında uyumak
fall to loggerheads v. araları açılmak
fall victim to a stray bullet from a celebratory gunfire v. maganda kurşununa kurban gitmek
fall in love v. aşkın içine düşmek
fall in despair v. ümitsizliğe düşmek
fall in love v. aşka tutulmak
fall into a vegetative state v. bitkisel hayata girmek
fall to the level of v. seviyesine gerilemek
lose one's balance and fall v. dengesini kaybedip düşmek
fall in price v. fiyatı düşürmek
fall behind the schedule v. programın gerisinde kalmak
darkness to fall v. karanlık çökmek
fall victim to v. azizliğine uğramak
fall into danger v. tehlikeye düşmek
price to fall v. fiyat düşmek
fall faint v. düşüp bayılmak
fall onto one's knees v. diz üstü çökmek
fall onto one's knees v. dizlerinin üstüne çökmek
make someone fall v. birini düşürmek
make someone fall v. düşmesine neden olmak
fall out with each other v. birbirine düşmek
fall into this category v. bu kategoriye girmek
fall into the category of v. kategorisine girmek
fall off the agenda v. gündemden kalkmak
fall apart v. uzak düşmek
fall apart v. ırak düşmek
fall short of v. bekleneni vermemek
fall short of v. beklentileri karşılayamamak
fall short of v. yetersiz kalmak
fall short of v. başaramamak
fall short of v. beklentileri karşılamamak
fall short of v. bekleneni verememek
fall victim to slander v. iftiraya kurban gitmek
fall back v. saatleri geri almak
fall out of bed v. yataktan düşmek
fall out of bed v. hızla taban yapmak
fall out of bed v. hızla düşmek
fall out of touch with v. -ile irtibatı yitirmek
fall out of touch with v. -ile irtibatı kaybetmek
fall out of work v. işsiz kalmak
fall out of a window v. pencereden düşmek
fall heir to something v. mirasçı olmak
fall heir to something v. varis olmak
fall by 1.0 percent v. değeri %1 düşmek
fall by 1.0 percent v. %1 değer kaybetmek/yitirmek
fall from the top shelf v. üst raftan düşmek
fall out of a helicopter v. bir helikopterden düşmek
fall off the monkey bars v. oyun parkındaki demirlerden düşmek
fall to the ground like a sack of spuds v. patates çuvalı gibi düşmek
fall/come under the influence of v. etkisi altına girmek
fall behind the times v. zamanın gerisinde kalmak
(for night) to fall v. gece çökmek
fall vacant v. (koltuk/oda vb) boşalmak
fall down the stairs v. merdivenlerden düşmek
fall asleep on the bed v. yatakta uyuyakalmak
slip and fall v. kayıp düşmek
fall into the trap of prostitution v. fuhuş tuzağına düşmek
fall in the trap of prostitution v. fuhuş tuzağına düşmek
fall into the prostitution trap v. fuhuş tuzağına düşmek
fall into the prostitution trap v. fuhuş batağına saplanmak/düşmek
fall into the trap of prostitution v. fuhuş batağına saplanmak/düşmek
fall in the trap of prostitution v. fuhuş batağına saplanmak/düşmek
trip and fall v. ayağı takılıp düşmek
fall back and regroup v. geri çekilip yeniden toparlanmak
fall back and regroup v. geri çekilip yeniden toplanmak
fall into carelessness v. gaflete düşmek
fall into heedlessness v. gaflete düşmek
fall asleep at the table v. masada uyuyakalmak
fall victim to bad weather v. kötü havanın azizliğine uğramak
fall off the agenda v. gündemden düşmek
fall down an open elevator shaft v. asansör boşluğuna düşmek
fall down the elevator shaft v. asansör boşluğuna düşmek