bakma - Turkish English Dictionary
History

bakma



Meanings of "bakma" in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

Turkish English
Common Usage
bakma watch n.
General
bakma superintendence n.
bakma eyeing n.
bakma view n.
bakma watch n.
bakma search n.
bakma eying n.
bakma nursing n.
bakma attendance n.
bakma regarding n.
bakma look n.
bakma looking n.
bakma trial n.
bakma feeding n.
bakma reference n.
bakma survey n.
bakma caretaking n.
bakma insight [obsolete] n.
bakma intuition [obsolete] n.
bakma fosterment n.
Idioms
bakma a look-see n.
bakma eye-view n.
Speaking
bakma don't look interj.
Trade/Economic
bakma survey n.
Technical
bakma lookup n.
Archaic
bakma sight n.
British Slang
bakma looksy n.
bakma looksee n.
bakma dekko n.
bakma deek n.

Meanings of "bakma" with other terms in English Turkish Dictionary : 298 result(s)

Turkish English
General
yan bakma leer n.
dikkatle bakma beholding n.
şaşı bakma squint n.
geçmişe bakma retrospect n.
kötü niyetli bir şekilde bakma knowing look n.
tadına bakma tasting n.
ruh çağırarak fala bakma necromancy n.
delikten bakma peep n.
kötü niyetle bakma leering n.
gizlice bakma peep n.
dalgasına bakma wantoning n.
yan bakma leering n.
dikkatle bakma scrutiny n.
gizlice bakma peek n.
göz ucuyla bakma slant n.
gözünün içine bakma eyeballing n.
yan yan bakma a sidelong glance n.
ölülerle haberleşerek fala bakma necromancy n.
tepeden bakma durumu archness n.
tepeden bakma disdain n.
teleskopla bakma telescope sight n.
tadına bakma gustation n.
internette saatlerce başkalarının fotoğraf albümlerine bakma photolurking n.
yan bakma goggle n.
tepeden bakma scorn n.
gözüyle bakma reckoning n.
öfkeli bakma glowering n.
gizlice bakma observation n.
dik dik bakma gazing n.
vitrinlere bakma window shopping n.
fala bakma geomancy n.
ruh çağırarak fala bakma gramarye n.
şaşkınlıkla bakma hiation n.
arzuyla bakma ogle n.
iştahla bakma ogle n.
çocuk bakma baby-sitting n.
şaşkın şaşkın bakma open-mouthed stare n.
gözünü dikip bakma stare n.
yan gözle bakma sidelong look n.
yan yan bakma sidelong look n.
tekerleğe bakarak fal bakma cyclomancy n.
çay yaprakları veya kahve telvesinden fal bakma tassology n.
çay yaprakları veya kahve telvesinden fal bakma tasseography n.
çay yaprakları veya kahve telvesinden fal bakma tasseomancy n.
daha derin bakma/inceleme further thought n.
yukarıdan bakma uppityness n.
yukarıdan bakma uppishness n.
gözlerini kısarak bakma squinting n.
kristal küreyle fal bakma crystal-gazing n.
kristal küreyle fal bakma crystal-seeing n.
kristal küreyle fal bakma crystallism n.
kristal küreyle fal bakma crystallomancy n.
kristal küreyle fal bakma gastromancy n.
kristal küreyle fal bakma spheromancy n.
tadına bakma taste n.
lezzetine bakma taste n.
ateşe atılan nesnelerin çıkardığı alev ve kıvılcımlardan fal bakma causinomancy n.
tepeden bakma cavalierness n.
hayvan kafataslarının şekli ve ölçülerinden fal bakma cephalomancy n.
bakır kaplarla fal bakma chalcomancy n.
davaya yeniden bakma rehearing n.
tadına bakma relishing n.
hedefe bakma vizy [scotland] n.
alındaki işaretlere göre fal bakma sanatı metoposcopy n.
tepeden bakma hoker [obsolete] n.
geriye bakma retroversion n.
hızlıca bakma look-in n.
şöyle bir bakma look-in n.
genç kadınlara alıcı gözle bakma girl-watching n.
dik dik bakma glaring n.
yan yan bakma gledge n.
şaşı bakma glee [scotland] n.
yan yan bakma glee [scotland] n.
tek gözle bakma glee [scotland] n.
dik dik bakma glout [obsolete] n.
falcının elini tuttuğu kişinin istemsiz kas hareketlerinden çıkarım yaparak fal bakma muscle reading n.
defne yapraklarını yakarak fal bakma daphnomancy n.
tepeden bakma despection n.
tepeden bakma despiciency n.
rüyaları yorumlayarak fal bakma oneiromancy n.
ikinci kez bakma deuteroscopy n.
(iş bitsin diye) sürekli saate bakma clock-watching n.
elek ve makas kullanarak fal bakma coscinomancy n.
ikinci kez bakma double take n.
ikinci kez bakma double-take n.
kordona asılı anahtarla fal bakma cleidomancy n.
kordona asılı anahtarla fal bakma clidomancy n.
balık gibi bakma fisheye n.
mide gurultusundan fal bakma gastromancy n.
(lacancı psikanalizde) öznenin bakma arzusu ile birine bakılabileceğine dair sahip olduğu bilinci arasındaki ilişki gaze n.
kuşların uçuş ve ötüşlerinden fal bakma ornithoscopy n.
birine ebeveyn gibi bakma parenting n.
hayvan bakma petting n.
tepeden bakma phariseeism n.
gül yapraklarıyla fal bakma phyllorhodomancy n.
yüzden fal bakma physiognomics n.
başının çaresine bakma self-help n.
burnunun ucu ile bakma short shrift n.
yukarıdan bakma condescension n.
cam veya kristal küreden fal bakma crystal gazing n.
fal bakma fortune n.
fal bakma fortune telling n.
fal bakma fortunetelling n.
yiyip içip keyfine bakma free living n.
göz ucu ile bakma slight care n.
şöyle bir bakma slight care n.
şaşı bakma durumu squinny n.
kısık göz ile bakma squint n.
yan yan bakma squint n.
sinsice bakma squint n.
acele ile bakma squint n.
üstünkörü bakma squint n.
(tokluk verdiği inancıyla) gün batımında veya gün doğumunda doğrudan güneşe bakma uygulaması sungazing n.
e bakma exposure n.
fal bakma fortune-telling v.
kusura bakma no offence interj.
kusura bakma excuse me! interj.
kusura bakma honestly interj.
karlı bir yere bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması snow-blindness n.
Phrases
gecikme için kusura bakma apologies for the delay expr.
kusuruma bakma ama gitmeliyim I must love you and leave you expr.
kusura bakma ama with all due respect expr.
Colloquial
e-postalara ve mesajlara bakma saplantısı infomania n.
hızlıca bakma a quick glance n.
hızlıca bakma a fleeting glance n.
şöyle bir bakma a fleeting glance n.
şöyle bir bakma a quick glance n.
tepeden bakma high horse n.
(açık planlı ofiste) üstten bakma prairie-dogging n.
şöylece bir bakma squint n.
göz ucu ile bakma stickybeak [australia/new zealand] n.
bana bakma don't go by me expr.
kusura bakma benim alanım değil sorry not my thing expr.
kusura bakma ama sad to say expr.
kusura bakma ama gitmeliyim sorry I must go expr.
kusura bakma bu gece çıkamam sorry I can't go out tonight expr.
uzaktan bakma yakına gel step right up expr.
kusura bakma rahatsız ettim (kinaye) excuse me for breathing! expr.
kusura bakma bir daha olmaz (kinaye) excuse me for breathing! expr.
kusura bakma rahatsız ettim (kinaye) excuse me for living! expr.
kusura bakma bir daha olmaz (kinaye) excuse me for living! expr.
kusura bakma rahatsız ettim (kinaye) (well,) pardon me for existing! expr.
kusura bakma bir daha olmaz (kinaye) (well,) pardon me for existing! expr.
bana bakma, ben yapmadım don't look at me expr.
hiç bana bakma, ben yapamam don't look at me expr.
kendi rahatına bakma I'm all right, Jack [uk] expr.
kusura bakma/bakmayın ama… (I) beg your pardon, but... expr.
kusura bakma/bakmayın ama… begging your pardon, but... expr.
kusura bakma/bakmayın ama (bir şey) begging your pardon, but (something) expr.
arkana bakma don't look back expr.
hemen bakma don't look now expr.
şimdi bakma don't look now expr.
hemen dönüp bakma don't look now expr.
(birine) bakma don't mind (someone) expr.
kusura bakma/bakmayın ama (bir şey) I beg your pardon, but (something) expr.
kusuruma bakma ama gitmeliyim I have to love you and leave you expr.
kusuruma bakma ama gitmeliyim love you and leave you expr.
fazlalık olduğum için kusura bakma pardon me for doing something expr.
kusura bakma pardon me for doing something expr.
fazlalık olduğum için kusura bakma (well,) pardon me for breathing! exclam.
kusura bakma (well,) pardon me for breathing! exclam.
fazlalık olduğum için kusura bakma! (well,) pardon me for living! exclam.
rahatsız ettim, kusura bakma! (well,) pardon me for living! exclam.
kusura bakmayın/bakma beg pardon exclam.
kusura bakma/bakmayın (ama) beg pardon exclam.
kusura bakma I beg yours exclam.
kusura bakma/bakmayın ama I beg yours exclam.
Idioms
sadece olumlu özelliklere (bakma) rose-colored glasses [us] n.
sadece olumlu özelliklere (bakma) rose-coloured spectacles [uk] n.
alçaktan bakma a worm's-eye view n.
kötü kötü bakma the evil eye n.
kaşlarını çatarak bakma fish eye n.
ters bakma a dirty look n.
pis pis bakma a dirty look n.
yan bakma a dirty look n.
ters bakma a filthy look n.
pis pis bakma a filthy look n.
yan bakma a filthy look n.
ters bakma a black look n.
pis pis bakma a black look n.
yan bakma a black look n.
bir daha bakma a double take n.
tekrar bakma a double take n.
dönüp tekrar bakma a double take n.
dönüp dönüp bakma a double take n.
tekrar tekrar bakma a double take n.
arzuyla/istekle bakma big eyes n.
talepkar bir şekilde bakma big eyes n.
yalvaran gözlerle bakma big eyes n.
sadece kendi çıkarına bakma looking out for number one n.
tepeden bakma down nose n.
hızlıca bakma fleeting glance n.
şöyle bir bakma fleeting glance n.
göz ucuyla bakma/görme fleeting glance n.
kokusuna bakma sniff test n.
olumlu bakma wishcasting n.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak leave (someone or something) in (someone's) care v.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak leave (someone or something) in the care of (someone) v.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak leave (someone or something) under (someone's) care v.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak place (someone or something) in (someone's) care v.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak place (someone or something) in the care of (someone) v.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak place (someone or something) under (someone's) care v.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak leave (someone or something) in the charge of (someone) v.
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak place (someone or something) in the charge of (someone) v.
(birine/bir şeye) bakma/hizmet etme görevi üstüne düşen be duty bound to (someone or something) v.
gözleri balık gibi bakma like an owl in an ivy bush adv.
boş gözlerle/anlamsız anlamsız bakma like an owl in an ivy bush adv.
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü I must love you and leave you expr.
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü I'll love you and leave you expr.
gözlerini hiç ayırmadan bir şeye bakma your eyes glued on something expr.
fazlalık olduğum için kusura bakma pardon me for living/breathing/existing expr.
sarhoş olduğu için boş boş bakma like an owl in an ivy bush expr.
(kendi) işine bakma about (one's) business expr.
işine bakma about business expr.
bardağın boş tarafından bakma the glass is half empty expr.
Speaking
arkadaşımın kusuruna bakma I'm very sorry about my friend expr.
asla geçmişe pişmanlıkla/pişmanlık içinde bakma never look back in regret expr.
bakma bana öyle don't look at me like that expr.
bana öyle bakma don't give me that look expr.
bana öyle bakma don't look at me like that expr.
bunu görmek zorunda kaldığın için kusura bakma i'm sorry you had to see that expr.
bakma fırsatın oldu mu? did you have a chance to take a look? expr.
bana bakma don't count on me expr.
gecikme için kusura bakma sorry for the delay expr.
geciktim kusura bakma sorry I'm late expr.
hemen oldu gözüyle bakma! don't speak too soon! expr.
kusura bakma geç kaldım sorry I'm late expr.
kusura bakma ama sorry to say expr.
öyle bakma bana don't look at me like that expr.
kusura bakma ama take no offense but expr.
kusura bakma yanlışlıkla oldu sorry it was a mistake expr.
kusura bakma! I beg your pardon! expr.
kusura bakma, benim hatam sorry, my bad expr.
sana bakma dedim I said don't look expr.
sakın arkana bakma don't ever look back expr.
sen bana bakma don't pay any attention to me expr.
sen bana bakma don't mind me expr.
(bir daveti) kusura bakma, geri çevirmek zorundayım I'll have to beg off expr.
kusura bakma dalmışım sorry I was miles away expr.
Trade/Economic
kendi başının çaresine bakma prensibine dayalı ekonomik model yoyo economics (you're on your own economics) n.
Law
geriye bakma retroaction n.
ölünceye kadar bakma akdi contract for lifelong support n.
ölünceye kadar bakma sözleşme contract of support for life n.
ölünceye kadar bakma akdi lifelong support agreement n.
(roma hukukunda) davaya bakma ve hüküm verme yetkisi imperium n.
Technical
bakma camı klepe kapağı inspection shutter n.
çizelgeye bakma table lookup n.
dikkatlı bakma observation n.
dikkatki bakma observation n.
tabloya bakma table lookup n.
alçaktan bakma worm's-eye view n.
aşağıdan bakma worm's-eye view n.
alçaktan bakma worms-eye view n.
aşağıdan bakma worms-eye view n.
Computer
bakma sütunu lookup column n.
bakma sihirbazı lookup wizard n.
büyük harfli sözcüklere bakma ignore uppercase n.
çizelgeye bakma table lookup n.
dosyaya hızlı bakma hatası error quick viewing file n.
tabloya bakma table lookup n.
Lighting
bakma alanı field of view n.
Automotive
üstünkörü bakma optical check n.
Medical
yukarı bakma upgaze n.
Optics
aşağıya bakma downgaze n.
Astrology
yıldız falı bakma astromancy n.
Botanic
(tohum tomurcuğu) gelişim sırasında içe bakma anatropy n.
Breeding
çiftlikte koyun yetiştirip bakma sheep farming n.
History
ayna ile fal bakma enoptomancy n.
ayna veya başka yansıtıcılar ile fal bakma enoptromancy n.
Religious
daireler biçiminde gezinerek fal bakma ambulomancy n.
embriyonik kesesi veya amniyotik sıvıdan fal bakma amniomancy n.
hayvanlar yardımıyla fal bakma zoomancy n.
yüz özelliklerinin incelendiği bir fal bakma şekli metopomancy n.
hayvan karaciğerinden fal bakma hepatoscopy n.
dini meselelere bakma ministration n.
bitkilerin yaprak ve dallarını yakarak fal bakma botanomancy n.
sıçan veya farelerin hareketlerini yorumlayarak fal bakma myomancy [obsolete] n.
göbek deliği ile fal bakma omphalomancy n.
yüzükle fal bakma dactyliomancy n.
Military
üst rütbeli bir subayın tüm davalara bakma yetkisinin bulunduğu askeri mahkeme field officer's court n.
Latin
işe bak lafa bakma facta non verba expr.
Archaic
ruh çağırarak fala bakma gramary n.
Slang
dalgasına bakma effing around n.
dalgasına bakma f-ing around n.
ters ters bakma resting bitch face n.
ters ters bakma bitchy resting face n.
dik dik bakma mad dogging n.
dik dik bakma dogface n.
kısaca bakma a captain cook n.
ters ters/kötü kötü bakma/bakış hairy eyeball n.
(mağazada vb) sadece bakma lookie loo n.
kusura bakma sowwie (sorry) expr.
British Slang
ters ters/kötü kötü bakma/bakış hairy eye n.
bana pis pis bakma stop givin' me the evils expr.
Modern Slang
belli bir saatte kalkılması gerektiğinde kaygıdan uyuyamayıp sürekli saate bakma hali alarm clock anxiety n.
(bir şeyin) derhal çaresine bakma all over it like a rash expr.
(bir şeyin) çaresine bakma all over it expr.
hemen çaresine bakma all over it like a donkey on a waffle expr.