|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
yan bakma |
leer i.
|
|
2 |
Genel |
dikkatle bakma |
beholding i.
|
|
3 |
Genel |
şaşı bakma |
squint i.
|
|
4 |
Genel |
geçmişe bakma |
retrospect i.
|
|
5 |
Genel |
kötü niyetli bir şekilde bakma |
knowing look i.
|
|
6 |
Genel |
tadına bakma |
tasting i.
|
|
7 |
Genel |
ruh çağırarak fala bakma |
necromancy i.
|
|
8 |
Genel |
delikten bakma |
peep i.
|
|
9 |
Genel |
kötü niyetle bakma |
leering i.
|
|
10 |
Genel |
gizlice bakma |
peep i.
|
|
|
11 |
Genel |
dalgasına bakma |
wantoning i.
|
|
12 |
Genel |
yan bakma |
leering i.
|
|
13 |
Genel |
dikkatle bakma |
scrutiny i.
|
|
14 |
Genel |
gizlice bakma |
peek i.
|
|
15 |
Genel |
göz ucuyla bakma |
slant i.
|
|
16 |
Genel |
gözünün içine bakma |
eyeballing i.
|
|
17 |
Genel |
yan yan bakma |
a sidelong glance i.
|
|
18 |
Genel |
ölülerle haberleşerek fala bakma |
necromancy i.
|
|
19 |
Genel |
tepeden bakma durumu |
archness i.
|
|
20 |
Genel |
tepeden bakma |
disdain i.
|
|
21 |
Genel |
teleskopla bakma |
telescope sight i.
|
|
22 |
Genel |
tadına bakma |
gustation i.
|
|
23 |
Genel |
internette saatlerce başkalarının fotoğraf albümlerine bakma |
photolurking i.
|
|
24 |
Genel |
yan bakma |
goggle i.
|
|
25 |
Genel |
tepeden bakma |
scorn i.
|
|
26 |
Genel |
gözüyle bakma |
reckoning i.
|
|
27 |
Genel |
öfkeli bakma |
glowering i.
|
|
28 |
Genel |
gizlice bakma |
observation i.
|
|
29 |
Genel |
dik dik bakma |
gazing i.
|
|
30 |
Genel |
vitrinlere bakma |
window shopping i.
|
|
31 |
Genel |
fala bakma |
geomancy i.
|
|
32 |
Genel |
ruh çağırarak fala bakma |
gramarye i.
|
|
33 |
Genel |
şaşkınlıkla bakma |
hiation i.
|
|
34 |
Genel |
arzuyla bakma |
ogle i.
|
|
35 |
Genel |
iştahla bakma |
ogle i.
|
|
36 |
Genel |
çocuk bakma |
baby-sitting i.
|
|
37 |
Genel |
şaşkın şaşkın bakma |
open-mouthed stare i.
|
|
38 |
Genel |
gözünü dikip bakma |
stare i.
|
|
39 |
Genel |
yan gözle bakma |
sidelong look i.
|
|
40 |
Genel |
yan yan bakma |
sidelong look i.
|
|
41 |
Genel |
tekerleğe bakarak fal bakma |
cyclomancy i.
|
|
42 |
Genel |
çay yaprakları veya kahve telvesinden fal bakma |
tassology i.
|
|
43 |
Genel |
çay yaprakları veya kahve telvesinden fal bakma |
tasseography i.
|
|
44 |
Genel |
çay yaprakları veya kahve telvesinden fal bakma |
tasseomancy i.
|
|
45 |
Genel |
daha derin bakma/inceleme |
further thought i.
|
|
46 |
Genel |
yukarıdan bakma |
uppityness i.
|
|
47 |
Genel |
yukarıdan bakma |
uppishness i.
|
|
48 |
Genel |
gözlerini kısarak bakma |
squinting i.
|
|
49 |
Genel |
kristal küreyle fal bakma |
crystal-gazing i.
|
|
50 |
Genel |
kristal küreyle fal bakma |
crystal-seeing i.
|
|
|
51 |
Genel |
kristal küreyle fal bakma |
crystallism i.
|
|
52 |
Genel |
kristal küreyle fal bakma |
crystallomancy i.
|
|
53 |
Genel |
kristal küreyle fal bakma |
gastromancy i.
|
|
54 |
Genel |
kristal küreyle fal bakma |
spheromancy i.
|
|
55 |
Genel |
tadına bakma |
taste i.
|
|
56 |
Genel |
lezzetine bakma |
taste i.
|
|
57 |
Genel |
ateşe atılan nesnelerin çıkardığı alev ve kıvılcımlardan fal bakma |
causinomancy i.
|
|
58 |
Genel |
tepeden bakma |
cavalierness i.
|
|
59 |
Genel |
hayvan kafataslarının şekli ve ölçülerinden fal bakma |
cephalomancy i.
|
|
60 |
Genel |
bakır kaplarla fal bakma |
chalcomancy i.
|
|
61 |
Genel |
davaya yeniden bakma |
rehearing i.
|
|
62 |
Genel |
tadına bakma |
relishing i.
|
|
63 |
Genel |
hedefe bakma |
vizy [scotland] i.
|
|
64 |
Genel |
alındaki işaretlere göre fal bakma sanatı |
metoposcopy i.
|
|
65 |
Genel |
tepeden bakma |
hoker [obsolete] i.
|
|
66 |
Genel |
geriye bakma |
retroversion i.
|
|
67 |
Genel |
hızlıca bakma |
look-in i.
|
|
68 |
Genel |
şöyle bir bakma |
look-in i.
|
|
69 |
Genel |
genç kadınlara alıcı gözle bakma |
girl-watching i.
|
|
70 |
Genel |
dik dik bakma |
glaring i.
|
|
71 |
Genel |
yan yan bakma |
gledge i.
|
|
72 |
Genel |
şaşı bakma |
glee [scotland] i.
|
|
73 |
Genel |
yan yan bakma |
glee [scotland] i.
|
|
74 |
Genel |
tek gözle bakma |
glee [scotland] i.
|
|
75 |
Genel |
dik dik bakma |
glout [obsolete] i.
|
|
76 |
Genel |
falcının elini tuttuğu kişinin istemsiz kas hareketlerinden çıkarım yaparak fal bakma |
muscle reading i.
|
|
77 |
Genel |
defne yapraklarını yakarak fal bakma |
daphnomancy i.
|
|
78 |
Genel |
tepeden bakma |
despection i.
|
|
79 |
Genel |
tepeden bakma |
despiciency i.
|
|
80 |
Genel |
rüyaları yorumlayarak fal bakma |
oneiromancy i.
|
|
81 |
Genel |
ikinci kez bakma |
deuteroscopy i.
|
|
82 |
Genel |
(iş bitsin diye) sürekli saate bakma |
clock-watching i.
|
|
83 |
Genel |
elek ve makas kullanarak fal bakma |
coscinomancy i.
|
|
84 |
Genel |
ikinci kez bakma |
double take i.
|
|
85 |
Genel |
ikinci kez bakma |
double-take i.
|
|
86 |
Genel |
kordona asılı anahtarla fal bakma |
cleidomancy i.
|
|
87 |
Genel |
kordona asılı anahtarla fal bakma |
clidomancy i.
|
|
88 |
Genel |
balık gibi bakma |
fisheye i.
|
|
89 |
Genel |
mide gurultusundan fal bakma |
gastromancy i.
|
|
90 |
Genel |
(lacancı psikanalizde) öznenin bakma arzusu ile birine bakılabileceğine dair sahip olduğu bilinci arasındaki ilişki |
gaze i.
|
|
91 |
Genel |
kuşların uçuş ve ötüşlerinden fal bakma |
ornithoscopy i.
|
|
92 |
Genel |
birine ebeveyn gibi bakma |
parenting i.
|
|
93 |
Genel |
hayvan bakma |
petting i.
|
|
94 |
Genel |
tepeden bakma |
phariseeism i.
|
|
95 |
Genel |
gül yapraklarıyla fal bakma |
phyllorhodomancy i.
|
|
96 |
Genel |
yüzden fal bakma |
physiognomics i.
|
|
97 |
Genel |
başının çaresine bakma |
self-help i.
|
|
98 |
Genel |
burnunun ucu ile bakma |
short shrift i.
|
|
99 |
Genel |
yukarıdan bakma |
condescension i.
|
|
100 |
Genel |
cam veya kristal küreden fal bakma |
crystal gazing i.
|
|
101 |
Genel |
fal bakma |
fortune i.
|
|
102 |
Genel |
fal bakma |
fortune telling i.
|
|
103 |
Genel |
fal bakma |
fortunetelling i.
|
|
104 |
Genel |
yiyip içip keyfine bakma |
free living i.
|
|
105 |
Genel |
göz ucu ile bakma |
slight care i.
|
|
106 |
Genel |
şöyle bir bakma |
slight care i.
|
|
107 |
Genel |
şaşı bakma durumu |
squinny i.
|
|
108 |
Genel |
kısık göz ile bakma |
squint i.
|
|
109 |
Genel |
yan yan bakma |
squint i.
|
|
110 |
Genel |
sinsice bakma |
squint i.
|
|
111 |
Genel |
acele ile bakma |
squint i.
|
|
112 |
Genel |
üstünkörü bakma |
squint i.
|
|
113 |
Genel |
(tokluk verdiği inancıyla) gün batımında veya gün doğumunda doğrudan güneşe bakma uygulaması |
sungazing i.
|
|
114 |
Genel |
e bakma |
exposure i.
|
|
115 |
Genel |
fal bakma |
fortune-telling f.
|
|
116 |
Genel |
kusura bakma |
no offence ünl.
|
|
117 |
Genel |
kusura bakma |
excuse me! ünl.
|
|
118 |
Genel |
kusura bakma |
honestly ünl.
|
|
119 |
Genel |
karlı bir yere bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması |
snow-blindness i.
|
|
Phrases |
|
120 |
İfadeler |
gecikme için kusura bakma |
apologies for the delay expr.
|
|
121 |
İfadeler |
kusuruma bakma ama gitmeliyim |
I must love you and leave you expr.
|
|
122 |
İfadeler |
kusura bakma ama |
with all due respect expr.
|
|
Colloquial |
|
123 |
Konuşma Dili |
e-postalara ve mesajlara bakma saplantısı |
infomania i.
|
|
124 |
Konuşma Dili |
hızlıca bakma |
a quick glance i.
|
|
125 |
Konuşma Dili |
hızlıca bakma |
a fleeting glance i.
|
|
126 |
Konuşma Dili |
şöyle bir bakma |
a fleeting glance i.
|
|
127 |
Konuşma Dili |
şöyle bir bakma |
a quick glance i.
|
|
128 |
Konuşma Dili |
tepeden bakma |
high horse i.
|
|
129 |
Konuşma Dili |
(açık planlı ofiste) üstten bakma |
prairie-dogging i.
|
|
130 |
Konuşma Dili |
şöylece bir bakma |
squint i.
|
|
131 |
Konuşma Dili |
göz ucu ile bakma |
stickybeak [australia/new zealand] i.
|
|
132 |
Konuşma Dili |
bana bakma |
don't go by me expr.
|
|
133 |
Konuşma Dili |
kusura bakma benim alanım değil |
sorry not my thing expr.
|
|
134 |
Konuşma Dili |
kusura bakma ama |
sad to say expr.
|
|
135 |
Konuşma Dili |
kusura bakma ama gitmeliyim |
sorry I must go expr.
|
|
136 |
Konuşma Dili |
kusura bakma bu gece çıkamam |
sorry I can't go out tonight expr.
|
|
137 |
Konuşma Dili |
uzaktan bakma yakına gel |
step right up expr.
|
|
138 |
Konuşma Dili |
kusura bakma rahatsız ettim (kinaye) |
excuse me for breathing! expr.
|
|
139 |
Konuşma Dili |
kusura bakma bir daha olmaz (kinaye) |
excuse me for breathing! expr.
|
|
140 |
Konuşma Dili |
kusura bakma rahatsız ettim (kinaye) |
excuse me for living! expr.
|
|
141 |
Konuşma Dili |
kusura bakma bir daha olmaz (kinaye) |
excuse me for living! expr.
|
|
142 |
Konuşma Dili |
kusura bakma rahatsız ettim (kinaye) |
(well,) pardon me for existing! expr.
|
|
143 |
Konuşma Dili |
kusura bakma bir daha olmaz (kinaye) |
(well,) pardon me for existing! expr.
|
|
144 |
Konuşma Dili |
bana bakma, ben yapmadım |
don't look at me expr.
|
|
145 |
Konuşma Dili |
hiç bana bakma, ben yapamam |
don't look at me expr.
|
|
146 |
Konuşma Dili |
kendi rahatına bakma |
I'm all right, Jack [uk] expr.
|
|
147 |
Konuşma Dili |
kusura bakma/bakmayın ama… |
(I) beg your pardon, but... expr.
|
|
148 |
Konuşma Dili |
kusura bakma/bakmayın ama… |
begging your pardon, but... expr.
|
|
149 |
Konuşma Dili |
kusura bakma/bakmayın ama (bir şey) |
begging your pardon, but (something) expr.
|
|
150 |
Konuşma Dili |
arkana bakma |
don't look back expr.
|
|
151 |
Konuşma Dili |
hemen bakma |
don't look now expr.
|
|
152 |
Konuşma Dili |
şimdi bakma |
don't look now expr.
|
|
153 |
Konuşma Dili |
hemen dönüp bakma |
don't look now expr.
|
|
154 |
Konuşma Dili |
(birine) bakma |
don't mind (someone) expr.
|
|
155 |
Konuşma Dili |
kusura bakma/bakmayın ama (bir şey) |
I beg your pardon, but (something) expr.
|
|
156 |
Konuşma Dili |
kusuruma bakma ama gitmeliyim |
I have to love you and leave you expr.
|
|
157 |
Konuşma Dili |
kusuruma bakma ama gitmeliyim |
love you and leave you expr.
|
|
158 |
Konuşma Dili |
fazlalık olduğum için kusura bakma |
pardon me for doing something expr.
|
|
159 |
Konuşma Dili |
kusura bakma |
pardon me for doing something expr.
|
|
160 |
Konuşma Dili |
fazlalık olduğum için kusura bakma |
(well,) pardon me for breathing! exclam.
|
|
161 |
Konuşma Dili |
kusura bakma |
(well,) pardon me for breathing! exclam.
|
|
162 |
Konuşma Dili |
fazlalık olduğum için kusura bakma! |
(well,) pardon me for living! exclam.
|
|
163 |
Konuşma Dili |
rahatsız ettim, kusura bakma! |
(well,) pardon me for living! exclam.
|
|
164 |
Konuşma Dili |
kusura bakmayın/bakma |
beg pardon exclam.
|
|
165 |
Konuşma Dili |
kusura bakma/bakmayın (ama) |
beg pardon exclam.
|
|
166 |
Konuşma Dili |
kusura bakma |
I beg yours exclam.
|
|
167 |
Konuşma Dili |
kusura bakma/bakmayın ama |
I beg yours exclam.
|
|
Idioms |
|
168 |
Deyim |
sadece olumlu özelliklere (bakma) |
rose-colored glasses [us] i.
|
|
169 |
Deyim |
sadece olumlu özelliklere (bakma) |
rose-coloured spectacles [uk] i.
|
|
170 |
Deyim |
alçaktan bakma |
a worm's-eye view i.
|
|
171 |
Deyim |
kötü kötü bakma |
the evil eye i.
|
|
172 |
Deyim |
kaşlarını çatarak bakma |
fish eye i.
|
|
173 |
Deyim |
ters bakma |
a dirty look i.
|
|
174 |
Deyim |
pis pis bakma |
a dirty look i.
|
|
175 |
Deyim |
yan bakma |
a dirty look i.
|
|
176 |
Deyim |
ters bakma |
a filthy look i.
|
|
177 |
Deyim |
pis pis bakma |
a filthy look i.
|
|
178 |
Deyim |
yan bakma |
a filthy look i.
|
|
179 |
Deyim |
ters bakma |
a black look i.
|
|
180 |
Deyim |
pis pis bakma |
a black look i.
|
|
181 |
Deyim |
yan bakma |
a black look i.
|
|
182 |
Deyim |
bir daha bakma |
a double take i.
|
|
183 |
Deyim |
tekrar bakma |
a double take i.
|
|
184 |
Deyim |
dönüp tekrar bakma |
a double take i.
|
|
185 |
Deyim |
dönüp dönüp bakma |
a double take i.
|
|
186 |
Deyim |
tekrar tekrar bakma |
a double take i.
|
|
187 |
Deyim |
arzuyla/istekle bakma |
big eyes i.
|
|
188 |
Deyim |
talepkar bir şekilde bakma |
big eyes i.
|
|
189 |
Deyim |
yalvaran gözlerle bakma |
big eyes i.
|
|
190 |
Deyim |
sadece kendi çıkarına bakma |
looking out for number one i.
|
|
191 |
Deyim |
tepeden bakma |
down nose i.
|
|
192 |
Deyim |
hızlıca bakma |
fleeting glance i.
|
|
193 |
Deyim |
şöyle bir bakma |
fleeting glance i.
|
|
194 |
Deyim |
göz ucuyla bakma/görme |
fleeting glance i.
|
|
195 |
Deyim |
kokusuna bakma |
sniff test i.
|
|
196 |
Deyim |
olumlu bakma |
wishcasting i.
|
|
197 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
leave (someone or something) in (someone's) care f.
|
|
198 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
leave (someone or something) in the care of (someone) f.
|
|
199 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
leave (someone or something) under (someone's) care f.
|
|
200 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
place (someone or something) in (someone's) care f.
|
|
201 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
place (someone or something) in the care of (someone) f.
|
|
202 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
place (someone or something) under (someone's) care f.
|
|
203 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
leave (someone or something) in the charge of (someone) f.
|
|
204 |
Deyim |
(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak |
place (someone or something) in the charge of (someone) f.
|
|
205 |
Deyim |
(birine/bir şeye) bakma/hizmet etme görevi üstüne düşen |
be duty bound to (someone or something) f.
|
|
206 |
Deyim |
gözleri balık gibi bakma |
like an owl in an ivy bush zf.
|
|
207 |
Deyim |
boş gözlerle/anlamsız anlamsız bakma |
like an owl in an ivy bush zf.
|
|
208 |
Deyim |
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü |
I must love you and leave you expr.
|
|
209 |
Deyim |
kusura bakma ama gitmeliyim anlamında söylenen bir vedalaşma sözü |
I'll love you and leave you expr.
|
|
210 |
Deyim |
gözlerini hiç ayırmadan bir şeye bakma |
your eyes glued on something expr.
|
|
211 |
Deyim |
fazlalık olduğum için kusura bakma |
pardon me for living/breathing/existing expr.
|
|
212 |
Deyim |
sarhoş olduğu için boş boş bakma |
like an owl in an ivy bush expr.
|
|
213 |
Deyim |
(kendi) işine bakma |
about (one's) business expr.
|
|
214 |
Deyim |
işine bakma |
about business expr.
|
|
215 |
Deyim |
bardağın boş tarafından bakma |
the glass is half empty expr.
|
|
Speaking |
|
216 |
Konuşma |
arkadaşımın kusuruna bakma |
I'm very sorry about my friend expr.
|
|
217 |
Konuşma |
asla geçmişe pişmanlıkla/pişmanlık içinde bakma |
never look back in regret expr.
|
|
218 |
Konuşma |
bakma bana öyle |
don't look at me like that expr.
|
|
219 |
Konuşma |
bana öyle bakma |
don't give me that look expr.
|
|
220 |
Konuşma |
bana öyle bakma |
don't look at me like that expr.
|
|
221 |
Konuşma |
bunu görmek zorunda kaldığın için kusura bakma |
i'm sorry you had to see that expr.
|
|
222 |
Konuşma |
bakma fırsatın oldu mu? |
did you have a chance to take a look? expr.
|
|
223 |
Konuşma |
bana bakma |
don't count on me expr.
|
|
224 |
Konuşma |
gecikme için kusura bakma |
sorry for the delay expr.
|
|
225 |
Konuşma |
geciktim kusura bakma |
sorry I'm late expr.
|
|
226 |
Konuşma |
hemen oldu gözüyle bakma! |
don't speak too soon! expr.
|
|
227 |
Konuşma |
kusura bakma geç kaldım |
sorry I'm late expr.
|
|
228 |
Konuşma |
kusura bakma ama |
sorry to say expr.
|
|
229 |
Konuşma |
öyle bakma bana |
don't look at me like that expr.
|
|
230 |
Konuşma |
kusura bakma ama |
take no offense but expr.
|
|
231 |
Konuşma |
kusura bakma yanlışlıkla oldu |
sorry it was a mistake expr.
|
|
232 |
Konuşma |
kusura bakma! |
I beg your pardon! expr.
|
|
233 |
Konuşma |
kusura bakma, benim hatam |
sorry, my bad expr.
|
|
234 |
Konuşma |
sana bakma dedim |
I said don't look expr.
|
|
235 |
Konuşma |
sakın arkana bakma |
don't ever look back expr.
|
|
236 |
Konuşma |
sen bana bakma |
don't pay any attention to me expr.
|
|
237 |
Konuşma |
sen bana bakma |
don't mind me expr.
|
|
238 |
Konuşma |
(bir daveti) kusura bakma, geri çevirmek zorundayım |
I'll have to beg off expr.
|
|
239 |
Konuşma |
kusura bakma dalmışım |
sorry I was miles away expr.
|
|
Trade/Economic |
|
240 |
Ticaret/Ekonomi |
kendi başının çaresine bakma prensibine dayalı ekonomik model |
yoyo economics (you're on your own economics) i.
|
|
Law |
|
241 |
Hukuk |
geriye bakma |
retroaction i.
|
|
242 |
Hukuk |
ölünceye kadar bakma akdi |
contract for lifelong support i.
|
|
243 |
Hukuk |
ölünceye kadar bakma sözleşme |
contract of support for life i.
|
|
244 |
Hukuk |
ölünceye kadar bakma akdi |
lifelong support agreement i.
|
|
245 |
Hukuk |
(roma hukukunda) davaya bakma ve hüküm verme yetkisi |
imperium i.
|
|
Technical |
|
246 |
Teknik |
bakma camı klepe kapağı |
inspection shutter i.
|
|
247 |
Teknik |
çizelgeye bakma |
table lookup i.
|
|
248 |
Teknik |
dikkatlı bakma |
observation i.
|
|
249 |
Teknik |
dikkatki bakma |
observation i.
|
|
250 |
Teknik |
tabloya bakma |
table lookup i.
|
|
251 |
Teknik |
alçaktan bakma |
worm's-eye view i.
|
|
252 |
Teknik |
aşağıdan bakma |
worm's-eye view i.
|
|
253 |
Teknik |
alçaktan bakma |
worms-eye view i.
|
|
254 |
Teknik |
aşağıdan bakma |
worms-eye view i.
|
|
Computer |
|
255 |
Bilgisayar |
bakma sütunu |
lookup column i.
|
|
256 |
Bilgisayar |
bakma sihirbazı |
lookup wizard i.
|
|
257 |
Bilgisayar |
büyük harfli sözcüklere bakma |
ignore uppercase i.
|
|
258 |
Bilgisayar |
çizelgeye bakma |
table lookup i.
|
|
259 |
Bilgisayar |
dosyaya hızlı bakma hatası |
error quick viewing file i.
|
|
260 |
Bilgisayar |
tabloya bakma |
table lookup i.
|
|
Lighting |
|
261 |
Aydınlatma |
bakma alanı |
field of view i.
|
|
Automotive |
|
262 |
Otomotiv |
üstünkörü bakma |
optical check i.
|
|
Medical |
|
263 |
Medikal |
yukarı bakma |
upgaze i.
|
|
Optics |
|
264 |
Optik |
aşağıya bakma |
downgaze i.
|
|
Astrology |
|
265 |
Astroloji |
yıldız falı bakma |
astromancy i.
|
|
Botanic |
|
266 |
Botanik |
(tohum tomurcuğu) gelişim sırasında içe bakma |
anatropy i.
|
|
Breeding |
|
267 |
Hayvancılık |
çiftlikte koyun yetiştirip bakma |
sheep farming i.
|
|
History |
|
268 |
Tarih |
ayna ile fal bakma |
enoptomancy i.
|
|
269 |
Tarih |
ayna veya başka yansıtıcılar ile fal bakma |
enoptromancy i.
|
|
Religious |
|
270 |
Dini |
daireler biçiminde gezinerek fal bakma |
ambulomancy i.
|
|
271 |
Dini |
embriyonik kesesi veya amniyotik sıvıdan fal bakma |
amniomancy i.
|
|
272 |
Dini |
hayvanlar yardımıyla fal bakma |
zoomancy i.
|
|
273 |
Dini |
yüz özelliklerinin incelendiği bir fal bakma şekli |
metopomancy i.
|
|
274 |
Dini |
hayvan karaciğerinden fal bakma |
hepatoscopy i.
|
|
275 |
Dini |
dini meselelere bakma |
ministration i.
|
|
276 |
Dini |
bitkilerin yaprak ve dallarını yakarak fal bakma |
botanomancy i.
|
|
277 |
Dini |
sıçan veya farelerin hareketlerini yorumlayarak fal bakma |
myomancy [obsolete] i.
|
|
278 |
Dini |
göbek deliği ile fal bakma |
omphalomancy i.
|
|
279 |
Dini |
yüzükle fal bakma |
dactyliomancy i.
|
|
Military |
|
280 |
Askeri |
üst rütbeli bir subayın tüm davalara bakma yetkisinin bulunduğu askeri mahkeme |
field officer's court i.
|
|
Latin |
|
281 |
Latince |
işe bak lafa bakma |
facta non verba expr.
|
|
Archaic |
|
282 |
Eski Kullanım |
ruh çağırarak fala bakma |
gramary i.
|
|
Slang |
|
283 |
Argo |
dalgasına bakma |
effing around i.
|
|
284 |
Argo |
dalgasına bakma |
f-ing around i.
|
|
285 |
Argo |
ters ters bakma |
resting bitch face i.
|
|
286 |
Argo |
ters ters bakma |
bitchy resting face i.
|
|
287 |
Argo |
dik dik bakma |
mad dogging i.
|
|
288 |
Argo |
dik dik bakma |
dogface i.
|
|
289 |
Argo |
kısaca bakma |
a captain cook i.
|
|
290 |
Argo |
ters ters/kötü kötü bakma/bakış |
hairy eyeball i.
|
|
291 |
Argo |
(mağazada vb) sadece bakma |
lookie loo i.
|
|
292 |
Argo |
kusura bakma |
sowwie (sorry) expr.
|
|
British Slang |
|
293 |
İngiliz Argosu |
ters ters/kötü kötü bakma/bakış |
hairy eye i.
|
|
294 |
İngiliz Argosu |
bana pis pis bakma |
stop givin' me the evils expr.
|
|
Modern Slang |
|
295 |
Modern Argo |
belli bir saatte kalkılması gerektiğinde kaygıdan uyuyamayıp sürekli saate bakma hali |
alarm clock anxiety i.
|
|
296 |
Modern Argo |
(bir şeyin) derhal çaresine bakma |
all over it like a rash expr.
|
|
297 |
Modern Argo |
(bir şeyin) çaresine bakma |
all over it expr.
|
|
298 |
Modern Argo |
hemen çaresine bakma |
all over it like a donkey on a waffle expr.
|
|