bazı bazı - Turkish English Dictionary
History

bazı bazı



Meanings of "bazı bazı" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
bazı bazı at times adv.
bazı bazı now and then adv.
bazı bazı still an end [obsolete] adv.
bazı bazı still and anon [obsolete] adv.
Colloquial
bazı bazı ever and again adv.
bazı bazı every now and then/again adv.
bazı bazı on occasions expr.
bazı bazı ever and again/anon expr.
Idioms
bazı bazı few and far between expr.
Archaic
bazı bazı somewhile adv.

Meanings of "bazı bazı" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çemberi halo n.
bazı some adj.
bazı certain adj.
General
bazı oyunlarda vücudun duruşu stance n.
almanyanın bazı eyaletlerindeki yasama organı landtag n.
bazı bektaşi ermişlerine verilen ad sultan n.
kuşa çeviren (yazıyı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculator n.
vücudun tamamının ya da bazı kısımlarının temizlenmesi primping n.
bazı insanlar some people n.
bazı çevrelerde hala kullanılan, otobüs anlamında bir sözcük charabanc n.
yılanbalığı ve bazı balıkların ince saydam larvaları leptocephali n.
bazı akasya ağaçlarından elde edilen zamk gum arabic n.
kuzey amerika'da bazı ağaçlardan çıkarılan reçineli madde tacamahac n.
bazı hristiyanlar için cumartesi günü the sabbath n.
bazı hayvan cinsleri grayback n.
bazı tohum ve meyvelerde dış kabuk husk n.
bazı kuşlarda gerdandaki kırmızı uzantı wattle n.
kuşa benzeten (yazıyı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculator n.
bir canlının yapabileceği bazı işleri yapan aygıt automat n.
londra ve ingiltere'nin bazı başka yerlerinde metro şebekelerine verilen isim tube n.
bazı ülkelerde devlet ve hükümet başı president n.
şiirde bazı hece ve seslerin tekrarı echoey n.
frer (erkeklere özgü bazı dini tarikatlarda) friar n.
voleybol ve basketbol gibi bazı sporlarda takımların oyun arasında aldıkları kısa dinlenme süreleri stopover n.
bazı çıkar gruplarının temsilcilerinden oluşan topluluk lobby n.
bazı hallerde dalgıçlarca görünen sarhoşluğa benzer bir duyumsuzluk hali nitrogen narcosis n.
yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer hold n.
birine bazı gerçekleri söylememesi verilen para hush money n.
bazı kiliselerde yönetim kurulu vestry n.
bazı türleri insan bağırsaklarında hastalığa sebep olan kamçılı protozonların bir cinsi lamblia n.
bazı hayvanların yumuşak tabanı pad n.
kuzey amerika'da bazı ağaçlardan çıkarılan reçineli madde tacmahack n.
bazı bitki köklerinde bulunan kristalli bir madde glutamine n.
bazı yer some gate n.
bazı şeylerin sivri ön bölümü cape n.
bazı yumuşak tüylü hayvanlara ait tüyler fur n.
bazı kelimelerin telafuzunda zorlanma dysphonia n.
bazı hristiyan mezheplerinde cenaze törenlerinde okunan bir mezmur deprofundis n.
bazı makyaj malzemeleriyle insanın görünümünü değiştirmesi makeover n.
bazı uygulamalar some practices n.
bazı ulaşım araçları means of transport n.
makyaj bazı make-up base n.
bazı tereddütler some hesitations n.
bazı toplumlarda gelinin veya ailesinin damada verdiği para veya mal dowry n.
bazı şeyler some things n.
bazı bilgiler certain information n.
bazı kalıntılar some ruins n.
bazı yönleri some aspects of it n.
bazı hususların açığa kavuşturulması clarification of some matters n.
bazı hususların açıklığa kavuşması clarification of some matters n.
bazı noktaların açığa kavuşturulması clarification of some points n.
bazı noktaların açıklığa kavuşması clarification of some points n.
bazı haftalar some weeks n.
bazı ayrıcalıklar certain privileges n.
bazı duygular some feelings n.
bazı rüyalar some dreams n.
bazı iddialar some claims n.
bazı iddialar some allegations n.
bazı yerler some places n.
sabun bazı soap base n.
hint yogasında bazı teknikler ve egzersizlerle nefesin düzenlenmesi pranayama n.
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime retronym n.
bazı hayvan cinsleri greyback n.
bazı evlerin bahçelerinde bulunan dekoratif cüce biblosu lawn gnome n.
bazı evlerin bahçelerinde bulunan dekoratif cüce biblosu garden gnome n.
tavuksular ailesinin bazı üyelerinin çenesinden sarkan ibiğe benzer etimsi parça wattle n.
bazı ağaçlardan elde edilen çabuk yanabilen bir odun torchwood n.
yüz üstü yatırıp çevresinde bazı oyuncaklar koyarak bebeklerin oyuncaklara ulaşması için sürünmeye ve emeklemeye teşvik edildiği bir aktivite tummy time n.
(bazı afrika ve arap kentlerinde) çarşı souq n.
bazı ülkelerde belediyeler tarafından konaklama sırasında turistlerden alınan vergi türü city tax n.
bazı dans türlerinde temel dans adımı do-si-do n.
bazı akasya ağaçlarından elde edilen zamk acacin n.
bazı palmiye türlerinin yenilebilir tomurcukları cabbage n.
hindistan'ın bazı eyaletlerinde bulunan idari bölüm tahsil n.
güney asya'daki bazı ülkelerde idari bölüm taluk n.
güney asya'daki bazı ülkelerde idari bölüm talook n.
çavdar ve bazı tahılların karışımından yapılan bir viski canadian whisky n.
mısır, suriye ve etiyopya'daki bazı hristiyan kiliselerinde piskoposlar ve patrikler için kullanılan şeref unvanı abba n.
(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavı agrégation n.
(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavını geçen aday agrégé n.
bazı havai fişeklerde yanıcı malzemeleri tutan kağıttan kap cartouche n.
toplantı veya bazı faaliyetler için tesisleri olan bina veya binanın bir kısmı center n.
toplantı veya bazı faaliyetler için tesisleri olan bina veya binanın bir kısmı centre n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası nacker n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası nacre n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası mother-of-pearl n.
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl bayramı noruz n.
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl tatili nowrooz n.
iran, azerbaycan, afganistan, pakistan'da, kürtler arasında ve hindistan’ın bazı bölgelerinde ilkbahar ekinoksunda kutlanan yeni yıl tatili nowruz n.
(rusya'nın bazı bölgelerinde) kira veya gelir toplayan kimse arendator n.
(bazı isviçre kantonları ve italyan cumhuriyetlerinde) memur banneret n.
makyaj bazı base n.
afrika'nın bazı bölgelerinde savunma için kullanılan, dikenli çalılardan inşa edilmiş yapı zeriba n.
bazı kamu görevlilerinin pozisyonlarının simgesi olarak taşıdığı kısa değnek batton n.
(bazı üniversitelerde) öğrenci odası temizlikçisi bedder [uk] n.
(bazı kızılderili halklarında) transseksüel kimse berdache n.
burma, bangladeş ve hindistan'ın bazı kısımlarındaki mongoloid özellikler gösteren, düz siyah saçlı, buğday tenli ve kahverengi gözlü insanlardan oluşan dağlı kabilelere mensup kimse kuki n.
bazı kısımları veya kenarları birbirinin üzerine binen bir el işi lapwork n.
bazı alanlarda büyük prestij sahibi kimse mahatma n.
kamu yararına olan bazı sorunların serbestçe tartışılması ventilation n.
bazı kutlu olayların anısına verilen bir madalya votive medal n.
yıl içinde bazı ödemelerin yapıldığı dört gün quarter day n.
bazı ülkelerde tatil olan, paskalya sonrası ilk pazartesi günü black monday [obsolete] n.
bazı komedi gösterilerinde sopa gibi kullanılan içi hava dolu kese bladder n.
bazı kedilerde iki farklı rengin burundan aşağıya doğru bir çizgide buluştuğu desen blaze n.
bazı kadın kuruluşlarında yönetici kadın matron n.
abd'nin birtakım şehirlerinde mahkeme süreçlerinde hizmet vermek ve bazı görevleri ifa etmek üzere görevlendirilmiş kanun görevlisi marshall n.
bazı köpek ırklarına özgü soluk sarı veya kahverengi renk wheaten n.
bazı bitkilerin üstünde görülen ağdamsı veya tozumsu tabaka bloom n.
bazı ingiliz özel okullarında üniforma olarak giyilen kıyafet tarzı bluecoat n.
amerikan tazısı gibi bazı köpeklere özgü uzun dar kapalı ayak harefoot n.
böceklerde, çokayaklılarda, kabuklularda ve bazı eklembacaklılarda görülen, alt çenenin arkasındaki ağız uzuvlarının ilk veya ikinci çifti maxillae n.
genellikle bahar şenliği olarak ve bazı ülkelerde ise işçi bayramı olarak kutlanan mayıs ayının ilk günü mayday n.
bazı amerikan yerlileri tarafından kullanılan, içinde kişisel veya kabileye ait dini nesnelerin bulunduğu kapalı veya sarılı bohça medicine bundle n.
bazı memeli deniz hayvanlarının kafasında bulunup sesle yer belirlemeye yaradığı düşünülen yuvarlak bir organ melon n.
bazı iskoç ve ingiliz topluluklarında bulunan, üyelerin her hafta belirli bir tutar ödediği ve yapılan ödemelerin her hafta farklı bir üyesine verildiği tasarruf artırım kulübü menage n.
bazı orkidelerde görülen, çiçeğin çanakyaprağı ile ginostemyumundan oluşan çene benzeri çıkıntı mentum n.
bazı yumuşakçaların ağız kısmında yer alan bir tür çıkıntı mentum n.
bazı alanlarda çalışan kimselerce kullanılan yöntemler, uygulamalar, prosedürler ve kurallar bütünü methodology n.
boyutu bir mikron ile bir milyon milimikron arasında olup kömür ve bazı şistlerde bulunan organik bir koloidal parçacık micelle n.
bazı basit eylemleri sürekli tekrarlayan makine mill n.
bazı ngoni kabilelerindeki evli savaşçıların taktığı yapraklar ve hayvan tüyleriyle süslü kafa aksesuarı headring n.
bazı kovalamaca oyunlarında yakalananların tutulmak üzere götürüldüğü yer hell n.
bazı fantastik saatlerde saat başı zili çalan figür minute-jack n.
bazı kümes hayvanlarının bacak ve ayak parmaklarındaki tüyler boot n.
afrika'nın bazı bölgelerinde giyilen uzun bir kıyafet boubou n.
afrika'nın bazı bölgelerinde giyilen uzun bir kıyafet bubu n.
bazı tekir kedilerin ön bacaklarındaki koyu renkli halka bracelet n.
bazı özel hizmetler için teçhiz edilmiş tekerlekli bir ünite mobile unit n.
nesli tükenmiş bazı balıkların kafasını çevreleyen kemik tabakası galea n.
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı gall n.
bazı kumtaşlarında ve kumlu şeyllerde görülen küçük kil topağı clay gall n.
abraham lincoln'ü anma amacıyla abd'nin bazı eyaletlerinde resmi tatil olan 12 şubat günü lincoln's birthday n.
on altıncı yüzyılda çok küçük yazı yazan bazı alman gravürcülere verilen ad little masters n.
bazı topluluklara özgü olup sadece üyelerine açıklanan ritüel, faaliyet veya öğretiler mystery n.
kökeni bilinmese de bazı tarihi olaylarla ilişkilendirilebilen ve genellikle dini ritüel ve inançlara ışık tutan hikaye mythoi n.
bazı kart oyunlarında en yüksek puanlı kartlara sahip olan oyunculara verilen puan game n.
bazı kart oyunlarında on puanlık koz game n.
bazı kart oyunlarında teklif verene yükümlülükler getiren teklif veya deklarasyon game n.
bazı kaynak sularının yüzeyinde veya çevresinde bulunan yumurta akına benzer yapışkan bir madde glairin n.
bazı yerleşik politikalara karşı çıkan kimse objector n.
(hasırotu mantarının büyümesi sonucu bazı otların çiçeklenmesinde görülen) gelişim durması choke n.
(bazı kiliselerde bulunan) ahşap çıngırak clapper n.
ingiltere'de bazı adli kurumların tatil olarak kabul ettiği günler grand days n.
ingiltere'de bazı adli kurumların tatil olarak kabul ettiği günler dies non juridici n.
bazı kart oyunlarında oyun sırasında istenmeyen veya çıkarılan kart kümesi graveyard n.
(orta çağ'da) britanya'nın bazı bölümlerinde yerel ticareti kontrol eden ve bazen yerel yönetimde rol alan tüccar birliği guild n.
bazı laden türlerinden elde edilen ve parfüm yapımında kullanılan, hoş kokulu bir yağ reçinesi gum labdanum n.
bazı laden türlerinden elde edilen ve parfüm yapımında kullanılan, hoş kokulu bir yağ reçinesi gum ladanum n.
bazı alanlarda uzman kimse operator [obsolete] n.
bazı ingiliz üniformalarının parçası olup resmi ata binme aktivitelerinde de giyilen dar kalıplı pantolon overall n.
(bazı etkinliklerde) deneyimli kimse old sweat n.
(bazı etkinliklerde) tecrübeli kimse old sweat n.
(bazı avrupa kentlerinde) gezginler için çeşitli hizmetler sunan görevli sınıfına mensup kimse commissionnaire [obsolete] n.
(abd'nin bazı güney eyaletlerinde) içki satılan fakat müessese dahilinde tüketilemeyen dükkan dispensary n.
(abd'nin bazı güney eyaletlerinde) içki satılan fakat müessese dahilinde tüketilemeyen dükkan işletmecisi dispenser n.
bazı ordu üniformalarında subayların boyunlarına taktığı süslü küçük plaka gorget n.
(bazı modern inançlarda) sihirli çember circle of being n.
yazılı belgede bazı hususların resmi olarak beyan edilmesi cital [obsolete] n.
bazı kabilelerde bekar erkeklerin kaldığı ortak konut clubhouse n.
(bazı metropolitan polis teşkilatlarında) bir birimden sorumlu üst düzey subay commander n.
bazı tek kabuklularda bulunan helezonik kıvrım concho-spiral n.
bazı faaliyetleri bastırmak için güç kullanan silahlı birlik üyesi cossack n.
bazı trenlerde engellilere, yaşlılara ve hamile kadınlara ayrılan ilk vagon courtesy coach n.
(bazı çocuk oyunlarında) gol dole [dialect] [uk] n.
bazı dini toplulukların üye adaylarından istediği para bağışı dower n.
bazı oyunlarda kullanılan küçük bir tezgah dump [dialect] [uk] n.
(hindistan) bazı ödül unvanlarının ilk bölümü padma [india] n.
bazı halkalı solucanlarda küçük boynuzumsu diş benzeri ağız paragnath n.
bazı köpeklerde kalın alt tüyler pile n.
uğursuzluk getirmemesi için bazı kelimelerin yerine hüsnütabirlerini kullanma cledonism [rare] n.
asayişi sağlayıp bazı ufak yargı görevleri bulunan devlet memuru constable n.
ispata ihtiyaç duymaksızın bazı hastalıklarının bulaşıcı olduğuna inanan kimse contagionist n.
onaylanmış tedarik hedefini ve ekonomik maksatla alıkonma stokunu aşan fakat bazı acil durumlarda kullanılmak üzere elde tutulan malzemeler contingency retention stock n.
(bazı fransızca cümlelerde) renk couleur n.
bazı kızılderililerde savaş sırasında cesaret göstergesi olarak düşmana vurma veya dokunma geleneği coup n.
(balık veya av kuşu gibi) normalde evcil olmayan bazı hayvanları yetiştiren kimse culturist n.
bazı yeni ingiltere koloni ve eyaletlerinde devlet adamlarının ibadet ve oruç tatili ilan ettiği gün fast day n.
(bazı yuvarlak solucanlarda) farinksin orta bölümü isthmus n.
bazı kelimeleri vurgulu söyleme italics n.
bazı yerli kuzey amerika halklarının kullandığı bileklik peag n.
bazı yerli kuzey amerika halklarının para olarak kullandığı boncuk peag n.
bazı yerli kuzey amerika halklarının kullandığı bileklik peage n.
bazı yerli kuzey amerika halklarının para olarak kullandığı boncuk peage n.
bazı yerli kuzey amerika halklarının kullandığı bileklik peak n.
bazı yerli kuzey amerika halklarının para olarak kullandığı boncuk peak n.
bazı böceklerden salgılanan bir balmumu pela n.
(güneydoğu abd'nin bazı bölgelerinde) işçilik yapan hükümlü peon n.
güneydoğu abd'nin bazı bölümlerinde uygulanan müteahhitlere hükümlü işçi kiralama sistemi peonage n.
bazı eski avrupa sikkelerine verilen ad pistole n.
bazı eski avrupa sikkelerine verilen ad pistolet [obsolete] n.
(bazı oyunlarda) havaya atılan ufak nesne pitcher n.
bazı animasyon oyunlarında kullanılan yapay bir dil sarus n.
bazı üretim süreçlerinde kullanılan çözelti sauce n.
(bazı kültürlerde) şifacı kadın doctress n.
(bazı gizli cemiyetlerde) memur orator n.
hücre içindeki bazı protoplazmik cisimlerin (ışık, ısı) dış etkilere göre gösterdiği konum değişikliği orientation n.
hücre içindeki bazı protoplazmik cisimlerin birbirlerine göre gösterdiği konum değişikliği orientation n.
bazı gezegen ve uyduların göreli hareketlerini göstermek için saatlere eklenen bir tür cihaz orrery n.
(bazı sürüngen ve kuşların gözakında) kemik tabaka ossicle n.
(bazı kabukluların midesinde) öğütücü kısmın parçaları ossicle n.
bazı antozoanların vücudunun genellikle geri çekilen alt kısmı physa n.
bazı ingiliz ve amerikan okullarında gözlemci öğrenci praefect n.
çin halk cumhuriyeti'nde bazı üst düzey komünist yetkililerin soyundan gelen kimse princeling n.
(bazı kültürlerde) malını yabancının takdir ettiği değerde satma hakkı preemption n.
(bazı kiliselere göre) hz. isa'nın komünyonda bulunma şekli presence n.
(bazı kiliselerdeki kabule göre) hz. isa'nın bedeni ve kanı olarak görülen komünyon unsurları presence n.
bazı pul kanatlılarda arka kanat dibi çıkıntısı pterygium [obsolete] n.
bazı kızılderili erkeklerin kafalarını kazıtırken uzun bıraktıkları saç tutamı scalp lock n.
bazı yahudi topluluklarındaki çöpçatanlıkla geçimini sağlayan kimse schatchen n.
bazı kızılderili kabilelerinin para olarak kullandığı deniz kabuğundan yapılmış boncuklar seawan n.
bazı kızılderili kabilelerinin para olarak kullandığı deniz kabuğundan yapılmış boncuklar sewan n.
bazı kızılderili kabilelerinin para olarak kullandığı deniz kabuğundan yapılmış boncuklar seawant n.
nicholas frederick seebeck adına basılıp bazı devletlere hediye edilen pullardan oluşan pul serisi seebeck n.
bazı yüzeyleri yuvarlağımsı olan hileli kumar zarı shape n.
bazı ingiliz üniformalarının parçası olup resmi ata binme aktivitelerinde de giyilen dar kalıplı pantolon sherryvallies n.
(bazı yahudilerde) bukle sidelock n.
sarayda görevli olan bazı ingiliz süvarilerine verilen bir unvan silver stick [uk] n.
(eskiden bazı bar veya meyhanelerde) içki alanlara açık büfe şeklinde sunulan öğle yemeği free lunch n.
bazı müslüman ülkelerde kadınlar tarafından giyilen uzun siyah elbise abaya n.
bazı bölgesel lehçelerde olan abartılı burundan konuşma durumu snuffle n.
bazı üst yapıları desteklemek için yere çakılan büyük kazık spile n.
bazı üyelerinin her yıl seçime gittiği müdürler kurulu staggered board of directors n.
(bazı abd eyaletlerinde) yüksek oy ile seçilen devlet görevlisi supervisor n.
(bazı abd eyaletlerinde) idari işler müdürü supervisor n.
bazı protozoa kitlelerinde gelişen yığılma syzygy n.
bazı tohum ve meyvelerin kabuğunu çıkarmak husk v.
bazı ipuçlarını kullanarak (bir olayı) (belirli bir nedene) bağlamak trace to v.
bazı kısımları çıkararak veya sansür ederek bir yazıyı kuşa benzetmek emasculate v.
bazı ipuçlarını izleyerek birinin yerini saptamak trace to v.
-e razı olduğunu belirten bazı adımlar atmak make overtures for v.
bazı cevaplar istemek want some answers v.
bazı psişik güçlere sahip olmak have some psychic powers v.
isimleri unutmak ve bazı şeyleri karıştırmak forget names and confuse things v.
bazı aksaklıklarla karşılaşmak run into some setbacks v.
birisi için bazı düzenlemeler yapmak make arrangements for someone v.
bazı çözümler getirmek bring some solutions v.
bazı sesler duymak hear some noises v.
(bazı sınırlar arasında) değişmek range v.
bazı gereklilik ve amaçları yerine getirecek şekilde yapmak tailor-make v.
bazı etkiler yaratmak için bir şey eklemek ya da serpiştirmek lace v.
(bazı özelliklerini) yitirmek change v.
kötü amaçlarla bazı süreç veya kaynakların kontrolünü ele geçirmek highjack v.
bazı eylemleri kısıtlamak obligate v.
bazı eylemleri bağlamak obligate v.
(özellikle cırcır böceği gibi bazı böcekler) sert ve titrek bir ses çıkarmak chirre v.
(bazı kuşlar) sesli kanat çırpmak clap v.
bazı hislere karşı duyarsız hale getirmek desensitize [us] v.
bazı hislere karşı duyarsız hale getirmek desensitise [uk] v.
(bazı kuşların kuyruğunu) sivriltmek graduate v.
(değiştirerek) bazı ayarlamalar yapmak odds [dialect] [uk] v.
bazı özelliklerini almak devoid v.
bazı özelliklerini çıkarmak devoid v.
bazı özelliklerinden arındırmak devoid v.
bazı yazı tiplerini kullanarak (manşeti, başlıkları) vurgulamak display v.
bir şeyin bazı özelliklerine sahip olmak participate v.
(bazı kart oyunlarında) sayı alamamak scratch v.
(bazı kuş ve hayvanlar) tiz tiz bağırmak shriek v.
(bazı kuş ve hayvanlar) tiz ses çıkartmak shriek v.
kuşa çevrilmiş (yazı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculating adj.
kuşa çevrilmiş (yazı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculatory adj.
kuşa çevrilmiş (yazı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculative adj.
bazı sundry adj.
kuşa dönmüş (yazı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculatory adj.
kuşa dönmüş (yazı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculative adj.
kuşa dönmüş (yazı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculating adj.
bazı protestan ilkelere aşırı bağlı olan evangelical adj.
ancak özel seçilmiş bazı kişilere açık olan exclusive adj.
bazı any adj.
bazı kentsel özellikler taşıyan bölge semiurban adj.
bazı certain adj.
bazı bankacılık hizmetlerini sunan ama resmi olarak banka olmayan nonbank adj.
bazı this adj.
bazı a number of adj.
bazı bölümleri çıkarılarak değiştirilmemiş unreduced adj.
(bazı dini topluluklarda) yalnızca sandalet giyen barefoot adj.
(bazı dini topluluklarda) yalnızca sandalet giyen barefooted adj.
bazı what adj.
abd'nin new york ile güney karolina arasındaki tüm veya bazı eyaletleri kapsayan bölgesine ait veya ilişkin mid-atlantic adj.
bazı bilgilerin yayılmasını önlemeyi amaçlayan hush adj.
bazı çin porselenleri gibi opak mavi china adj.
(asker) bazı kişilerce kullanılması yasak olan off-limits adj.
(asker) bazı kişilerce himaye edilmesi yasak olan off-limits adj.
(asker) bazı kişilerce gidilmesi yasak olan off-limits adj.
(bazı köpeklerin çenesi gibi) üst çenesi uzun olan overshot adj.
bazı faal değişkenlerden olumsuz etkilenmiş performansı düzelten (yardımcı ünite) compensating adj.
(bazı oyunlar) üç kişilik cut-throat adj.
(bazı oyunlar) üç kişi ile oynanan cut-throat adj.
bazı unsurları uymayan incongruent adj.
bazı unsurları uymayan incongruous adj.
(bazı şeftaliler) eti çekirdeğine yapışık olan cling adj.
(bazı şeftaliler) eti çekirdeğine yapışık olan clingstone adj.
bazı küçük protestan cemaatlerinin doktrinlerine ait veya ilişkin primitive adj.
(kurum) bazı grupların girişine müsaade edilmeyen segregated adj.
(kurum) bazı grupları kapsamayan segregated adj.
bazı yerleri esnek olan semi-flexible adj.
bazı somedeal adj.
bazı nedenlerden dolayı for some reason adv.
bazı hususlarda in part adv.
bazı bakımlardan in some ways adv.
bazı yolla in some way adv.
bazı konularda in some respects adv.
bazı durumlarda in some cases adv.
bazı sınırlı şartlar altında in some limited circumstances adv.
bazı durumlarda in some instances adv.
bazı yönlerden in many respects adv.
bazı yönlerden in some respects adv.
bazı yönlerden in some aspects adv.
bazı diğer/başka durumlarda/vakalarda in some other cases adv.
bazı çevrelerde in some quarters adv.
bazı konularda in some matters adv.
bazı hususlarda in some matters adv.
bazı keyfi ölçülerde some extent arbitrary adv.
bazı açılardan in some ways adv.
bazı bakımlardan in some sense adv.
bazı yerlerde in some places adv.
bazı nedenlerden dolayı somewhy adv.
bazı fiilleri pekiştirmek için kullanılır out prep.
bazı eski ifadelerde dolaylı nesne olarak kullanılan ve fiille bitişik yazılan bir zamir me pron.
bazı somewhat pron.
bazı māori kabilelerinin isimlerinden önce kullanılan ön ek ngai pref.
bazı ünlemleri oluştururken kelime sonlarına eklenen son ek -o suf.
Phrasals
'-e kadar soyunmak (üzerinde yalnızca bazı kıyafetleri kalana kadar soyunmak) strip down (to) v.
-e kadar soymak (üzerinde yalnızca bazı kıyafetleri kalana kadar soymak) strip down (to) v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları çıkarmak edit something out of something v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri çıkarmak edit something out of something v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları atmak edit something out of something v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri atmak edit something out of something v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları çıkarmak edit something out v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri çıkarmak edit something out v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları atmak edit something out v.
yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri atmak edit something out v.
hikayenin bazı yerlerini uydurmak embellish something with something v.
bazı şeyleri önemli olarak algılamak get/put something in perspective v.
bazı şeyler anlamlı gelmek get/put something in perspective v.
bazı şeylere anlam kazandırabilmek/anlamlandırabilmek get/put something in perspective v.
bazı şeyleri önemsiz olarak algılamak get/put something out of perspective v.
bazı şeylerin anlamını yitirmek get/put something out of perspective v.
bazı şeyleri anlamsızlaştırmak/anlamsız görmek get/put something out of perspective v.
bazı şeyler anlamsız gelmek get/put something out of perspective v.
(kitaptan, gösteriden) bazı sakıncalı bulunan sahneleri veya bölümleri çıkarmak/kesmek expurgate something from something v.
(kitapta, gösteride) bazı sakıncalı bulunan sahneleri veya bölümleri sansürlemek expurgate something from something v.
bazı bilgilerden bir sonuca ulaşmak extrapolate something from something v.
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak face off v.
-e kadar soymak (üzerinde sadece iç çamaşırı/bazı kıyafetleri kalana kadar soymak) strip to (something) v.
-e kadar soyunmak (üzerinde sadece iç çamaşırı/bazı kıyafetleri kalana kadar soyunmak) strip to something v.
(birinden/bir şeyden) bazı talepleri olmak require (something) of (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) bazı beklentileri olmak require (something) of (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yerine getirmesi gereken bazı gereklilikler/zorunluluklar olmak require (something) of (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) yerine getirmesi istenen (bazı şeyler) olmak require (something) of (someone or something) v.
(bazı fikirlerden/düşüncelerden/davranışlardan) uzaklaşmak move away from (something) v.
hafızadan bazı bölümleri ikinci bir depolama alanına atmak/aktarmak page out v.
Phrases
bazı orta çağ el yazmalarının başlangıcında kullanılan bir kelime incipit n.
bazı eski şarkılarda nakarat olarak kullanılan anlamsız söz öbeği tol-de-rol expr.
başka bazı nedenlerden dolayı for some other reasons expr.
bazı insanlar vardır ki there are some people that expr.
başka bazı nedenlerden for some other reasons expr.
başka bazı nedenler yüzünden for some other reasons expr.
günün bazı saatlerinde/zamanlarında at some times of the day expr.
Proverb
istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir the cat would eat fish, but would not wet her feet
istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir the cat would eat fish, but would not wet her feet
nereye gitsen bazı şeyler hep aynı the more things change, the more they stay the same
bazı şeyler hep eski hamam eski tas the more things change, the more they stay the same
eşit gibi görünseler de bazı insanlara daha ayrıcalıklı davranılır some are more equal than others
eşit gibi görünseler de bazı insanlar daha çok tercih edilir some are more equal than others
bazı şartlar altında durum değişir circumstances alter cases
Colloquial
bazı teknik alanlarda oldukça yetkin ve meraklı teknisyen tekki n.
bazı teknik alanlarda oldukça yetkin ve meraklı teknisyen tekkie n.
bazı zamanlar the whiles n.
başta esrar olmak üzere bazı uyuşturucuları içmekte kullanılan nargile bong n.
bazı avustralya eyaletleri arasında tel örgüyle belirlenmiş sınır rabbit-proof fence n.
bazı erkekler some men n.
bazı adamlar some men n.
bazı insanlar some people n.
bazı zamanlar sometimes n.
bazı hayvanların yavrusu kit n.
(bazı kart oyunlarında) aynı renkteki üçlü kart grubu prial n.
bazı yanlış seçimler yapmak make some bad choices v.
sınıf içinde bazı sorunlar yaşamak have certain problems in the class v.
bazı işlerle uğraşmak do stuff v.
bazı yerleri kaçırmak zone in and out v.
bazı kısımlara odaklanamamak zone in and out v.
bazı (bir şeyler) a number of (something) adj.
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler some people just don't know when to give up expr.
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler some people just don't know when to stop expr.
bazı insanlar böyle düşünmüyor some people don't think so expr.
kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz come back to bite you/someone expr.
bazı insanlar çok şanslı some people have all the luck expr.
bazı insanlar ne kadar şanslı some people have all the luck expr.
bazı yönlerden evet bazı yönlerden hayır yes and no expr.
bazı nedenlerden dolayı for xyz reasons expr.
bazı hisse senetlerini tut, bazılarını sat hold some, fold some expr.
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler some people don't know when to quit expr.
bazı hakları saklıdır some rights reserved expr.
bazı şeyler asla değişmez some things never change expr.
Idioms
bir konuda/bazı konularda sürekli fikir belirten kimse johnny one-note [us/canada] n.
bir konuda/bazı konularda güçlü fikirleri olan kimse johnny one-note [us/canada] n.
genel olarak kötü fakat bazı iyi tarafları da olan durum horse and rabbit stew n.
bir çiftçinin karısının çiftlikte üretilen bazı ürünleri (yumurta, tereyağı) satarak kazandığı ekstra para (butter and) egg money [old-fashioned] n.
17. yüzyıl'da ingiliz kilisesi'nin doktrin ve ayinler gibi bazı ibadetlerini reddeden grup broad church n.
bazı eksik kalmış işler some loose ends n.
oyuncu takası veya bazı oyuncularla ilişkiyi kesip bütçe yaratmak free up cap space v.
bazı ortak yanları olmak/bulunmak have something in common (with) v.
birinin aklına bazı fikirler sokmak put some ideas into someone's head v.
bazı yenilikler getirmek blow the cobwebs away v.
bir/bazı ortak noktaları bulunmak have something in common v.
razı olduğunu belirten bazı adımlar atmak make overtures about doing something v.
(bazı konularda) tutum belirleyememek ride the fence v.
(bazı konularda) tavır takınamamak ride the fence v.
(birisi için) bazı kapıları açmak open some doors for someone v.
(birisi için) bazı kapıları açmak open a few doors for someone v.
(biri/bir şey) üzerinde bazı değişiklikler yaratmak make some difference (to/in somebody/something) v.
(biri/bir şey) üzerinde bazı etkileri olmak make some difference (to/in somebody/something) v.
(bazı) yarım kalmış işleri tamamlamak send (one) to glory v.
(bazı) eksik kalmış şeyleri tamamlamak send (one) to glory v.
(bazı) göze batan işleri halletmek send (one) to glory v.
(bazı) küçük ayrıntılarla ilgilenmek send (one) to glory v.
bazı eksik kalmış işleri halletmek tie up (some/a few) loose ends v.
(biri/bir şey hakkında) bazı gerçekleri öğrenmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) bazı bilgiler öğrenmek find out a thing or two (about someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) bazı niteliklerini öğrenmek find out a thing or two (about someone or something) v.
bazı gerçekleri öğrenmek find out a thing or two v.
bazı bilgiler öğrenmek find out a thing or two v.
bazı nitelikleri öğrenmek find out a thing or two v.
bazı çalışanları göndermek make heads roll v.
bazı duyguları serbest bırakmak let loose of (something) v.
bazı şeyleri önemli olarak algılamak get/put something in perspective v.
bazı şeyleri anlamlı görmek get/put something in perspective v.
bazı şeyler anlamlı gelmek get/put something in perspective v.
bazı şeyleri önemsiz olarak algılamak get/put something out of perspective v.
bazı şeyleri anlamsız görmek get/put something out of perspective v.
bazı şeyler anlamsız gelmek get/put something out of perspective v.
(birinin) kafasına bazı fikirler sokmak give (one) ideas v.
birinin kafasına bazı fikirler sokmak give somebody ideas v.
(biriyle/bir şeyle) bir yönden/bazı yönlerden birbirine benzemek have something in common (with someone or something) v.
yapacağı bazı kontroller olmak have some checking up to do v.
yapılacak bazı kontroller olmak have some checking up to do v.
(biriyle/bir şeyle) bazı ortak yanları olmak/bulunmak have something in common (with somebody/something) v.
için bazı düzenlemeler yapmak make arrangements for v.
'-i yapmak için bazı düzenlemeler yapmak make arrangements to do v.
bazı kapıları açmak open a few doors v.
(biri) için bazı kapıları açmak open a few doors for (one) v.
bazı kapıları açmak open some doors v.
(birine) bazı kapıları açmak open the door to (someone) v.
birine bazı bilgiler vermek tell (or teach) someone a thing or two v.
elde bazı kıyafetleri yıkamak wash a few things out v.
ufukta kara bulutlar belirmek (olumsuz bazı durumların yaşanacığını gösterir) clouds on the horizon expr.
ufukta kara bulutlar belirmek (olumsuz bazı durumların yaşanacığını gösterir) dark clouds on the horizon expr.
bazı yönlerden iyi, bazı yönlerden değil all well and good expr.
bazı şartlarla with strings expr.
bazı şartlarla with strings attached expr.
Formal
bazı memurlar için kullanılan bir unvan veya hitap şekli honor n.
feodal avrupa gibi bazı toplumlarda görülen şeref kanunu honor n.
ingiltere ve abd'nin bazı bölgelerinde bulunan idari bölümlerin arazi sahipleri ile buralarda yaşayanlar hundred n.
bazı soyluların çocukları için kullanılan bir unvan honorable interj.
Speaking
bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler some people just don't know when to quit n.
benimle bazı sorunlarınız olduğunu biliyorum I know you have some issues with me expr.
bazı kendini bilmezler yüzünden because of some irresponsible person expr.
bazı sorunlarımız var we have some issues expr.
bazı arkadaşlarım some friends of mine expr.
gurur duymadığım bazı şeyler yaptım I did some things that i'm not proud of expr.
eskiden yaptığımız bazı işlerle ilgileniyorlar they are interested in some of the works we were doing back then expr.
iyi olmadığım bazı şeyler var there are some things i'm not good at expr.
şu anda bazı şeyleri anlamaya/birbiriyle ilişkilendirmeye çalışıyorum I’m just working through some stuff right now expr.
şu anda bazı şeyleri düzeltmeye çalışıyorum I’m just working through some stuff right now expr.
size bazı sorular sormamız gerek we need to ask you some questions expr.
sana bazı sorular soracağım I'm going to ask you some questions expr.
şu anda bazı şeyleri anlamaya/oturtmaya çalışıyor I’m just working through some stuff right now expr.
size bazı sorular sormamız gerekiyor we need to ask you some questions expr.
teoride bazı açıklar var the theory has a few holes in it expr.
yapacak bazı işlerim var (birisinden kurtulmak için söylenir) I have to wash a few things out expr.
Trade/Economic
geçmişte büyük britanya için para basan ve bazı hak ve ayrıcalıklar talep eden memurlar the company of moneyers n.
abd'de ithalata rakip bazı malların gümrük vergisinin hesaplanmasında vergi temeli olarak amerika'nın kendi iç fiyatlarının esas alınması american selling price n.
bazı işçi istekleri karşılanırken işletmenin genel çalışanlarının ihmal edilmesi behavior bias n.
bazı düşük maliyetli malların gerçek değerinden daha yüksek gümrük değer tespiti minimum valuation n.
bazı karinelere göre belirlenen gelir presumptive income n.
bazı şartları taşıyan ciro qualified endorsement n.
bazı masraflarda ve şüpheli alacaklarda zarar kaydetme charge off n.
belirli amaç doğrultusunda bazı belirgin soruların cevaplarını aramak amacıyla yapılan mülakat objective interview n.
belli bir olay veya durumu açıklayan ana etkenleri bulabilmek üzere bazı basitleştirici koşulların varlığının kabul edilmesi annual compounding n.
bazı hileci aracı kurumların piyasada az prim yapan hisse senetlerini çok çekici bir yatırım aracıymış gibi gösterip kendilerine haksız komisyon geliri sağlamaları churning n.
bazı ülke mallarına uygulanan düşük gümrük tarifesi preferential tariff n.
bir ülkede üretilen ve kullanılan bazı mallardan alınan vergi excise n.
borç alana borç veren ülkeden bazı ürünleri almasını şart koşan kredi tied loan n.
bir şirketin maliyetlerini azaltmak amacıyla üretimin bazı aşamalarını ülke dışında gerçekleştirmesi offshoring n.
bir derneğe tam ortak olmayıp normal üyelerin bazı yükümlülüklerini kabul ederek tam üyeliğin bazı avantajlarından faydalanan kısmi üye associate member n.
faizlerin arttığı ancak yeteri kadar yükselmediği dolayısıyla krediye aşırı talebin bulunduğu bir ortamda bazı insanların cari faiz oranından ödünç alacak fon bulamamaları dolayısıyla bir tür kredi dağıtımı durumunun ortaya çıkması credit crunch n.
fransızca konuşulan ülkelerde, bazı türdeki limited şirket isimlerinin ardından kullanılan unvan sarl n.
gelir veya sermaye dağıtımı takdiri yetkisinin bazı durumlarda kurum yöneticilerinin elinde olduğu vakıf discretionary trust n.
hisse senedi satışında kazanılan bazı hakların sınırlandırılması ex rights n.
ithalatta bazı ülkelerin mallarına uygulanan düşük tarifeler preferential duty n.
ihracatçıların bazı ihraç maddelerinin gönüllü olarak kısıtlanması için yaptıkları gayriresmi düzenlemeler voluntary restraint agreements n.
iki tarafın ödemelerini bazı esas ve kurallar çerçevesinde karşılıklı olarak değiştirmeleri swap n.
karşılaştırma bazı basis of comparison n.
şirketlerin veya devletlerin birbiriyle rekabet ederken birbirine karşı avantaj elde etmek amacıyla bazı avantajlarını veya karlarını düşürecek eylemlere yönelmesi race to the bottom n.
vergi değerlendirmesinin bazı basis of tax assessment n.
üretimin bazı aşamalarının ülke içinde gerçekleştirilmesi on-shoring n.
19. yy başlarında ingiltere'de bazı işçi gruplarına verilen isim luddities n.
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce a race to the bottom n.
ekonomik yarışın standartları düşüreceğine, çalışanların durumunu aşağı çekeceğine ve bazı ülkelerde işlerini daha ucuz işçilere kaybedeceklerine dair düşünce the race to the bottom n.