base - Turkish English Dictionary
History

base

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "base" in Turkish English Dictionary : 185 result(s)

English Turkish
Common Usage
base n. üs
base n. baz
base n. temel
base n. taban
base n. dayanak
base n. kaide
base n. esas
base n. altlık
base n. alt
base n. kök
base v. dayandırmak
base adj. alçak
base adj. aşağılık
base adj. adi
General
base n. katışık
base n. karargah
base n. başlangıç sayısı
base n. altyapı
base n. altlık
base n. alt
base n. kök
base n. asıl
base n. saha kenarı
base n. dayanak
base n. taban
base n. esas
base n. dip
base n. temel
base n. ana
base n. ayak
base n. esas rakam
base n. başlama sayısı
base n. usul
base n. kaide
base n. taban plakası
base n. kural
base n. etek (dağ)
base n. zemin
base n. fon
base n. taban
base n. esas/ana madde
base n. çıkış noktası
base n. makyaj bazı
base n. fondöten altına sürülen baz
base n. ölçüm veya hesaplama için referans çizgisi
base n. başlangıç noktası
base n. çıkış noktası
base n. konumlanılan ve görevlerin başladığı yer
base n. diğer parçaların üzerine monte edildiği parça
base n. aktif destekleyici bileşen
base n. arka plan
base n. mordan
base n. en büyük destekçi kitlesi
base n. hayran kitlesi
base n. merkez
base n. (beyzbol) kale
base n. alt kat
base v. dayanmak
base v. bina etmek
base v. dayandırmak
base v. kurmak
base v. temellenmek
base v. bağlamak
base v. temel atmak
base v. konumlandırmak
base v. yerleştirmek
base v. yakarak ve dumanını soluyarak saf kokain kullanmak
base v. (bir yerde) yaşamak
base adj. sütü bozuk
base adj. ciğeri beş para etmez
base adj. süfli
base adj. rezil
base adj. sütsüz
base adj. kaba
base adj. korkak
base adj. kalp
base adj. sefil
base adj. sahte
base adj. soysuz
base adj. adi
base adj. değersiz
base adj. aşağılık
base adj. kanı bozuk
base adj. değersiz
base adj. kısa
base adj. ufak tefek
base adj. alelade
base adj. özelliksiz
base adj. kalın tonlu
base adj. bas
base adj. taban oluşturan
base adj. taban görevi gören
base adj. tabanda veya dipte bulunan
base adj. tabana veya dibe yakın olan
base adj. köleliğe ait
base adj. köleliğe özgü
base adj. köylünün çiftliğini derebeyinin taleplerine göre işletmesine dayalı
Trade/Economic
base n. baz fiyat
base n. indeks sayısındaki varyasyonların ölçüldüğü yüze eşit miktar
base n. fiyatı düşmekte olan bir tahvilin ulaşabileceği alt sınır
Law
base n. aşağı
base n. baz
base n. esas
base n. madun
base n. tali derecede
base n. temel
base n. örgüt merkezi
base n. şirket merkezi
base n. tedarik merkezi
base n. faaliyet merkezi
base n. parti tabanı
Politics
base n. el kaide terör örgütü
base n. marksizm'de yasal, sosyal ve siyasi ilişkilerin üzerinde inşa edildiği ekonomik faktörler
Industry
base n. doğal incilerin fiyatlandırılmasında kullanılan kalite faktörü
Technical
base n. alt kısım
base n. baz
base n. dip
base n. esas
base n. şişe dibi
base n. taban
base n. üst tabaka
base n. (kristal) bazal pinakoid
base n. (kristal) hekzagonal bazis
base v. kullanmak
base v. referans almak
base v. temel almak
Electric
base n. transistörde verici ile alıcı arasındaki bölge
base n. transistörde verici ile alıcı arasındaki bölgeye yerleştirilen elektrot
Mechanic
base n. kaide
Architecture
base n. ayaklık
base n. bina eteği
Construction
base n. süpürgelik
Dyeing
base n. boya bazı
base n. boyanın parlak pigmentler halinde emilmesini sağlayan inorganik malzeme
base n. fondöten
base n. cilt görünümü eşitlemek için sürülen kozmetik
base n. içinde boya pigmentlerinin karıştırıldığı madde
base n. renk sabitleyici madde
Automotive
base n. baz kat
base n. taban
Mining
base n. yuvarlak kesimli cevherin alt yüzeyi
Geometry
base n. geometrik şeklin tabanı
Statistics
base n. temel
Chemistry
base n. baz
base n. saf kokain
base n. serbest baz kokain
base n. kokain hidroklorürün alkaloid bir baz ile tepkimeye girmesi sonucu elde edilen saflaştırılmış katı kokain
base n. kokain hidroklorürün amonyak gibi alkaloid solüsyonlarla tepkimeye girip bir çözücü ile ayrıştırılması sonucu elde edilen kokain türü
base adj. tabana ait
base adj. tabana dair
base adj. tabanı olan
base adj. düşük kaliteli metalden oluşan
base adj. düşük kaliteli metal alaşımlı
Biology
base n. bitki veya hayvan organının birleşim noktasına en yakın kısmı
base n. bitki veya hayvan organının birleşim noktası
base n. dna veya rna'nın şeker bileşenine bağlı olarak ortaya çıkan nitrojen içeren pürin veya pirimidin
Linguistics
base n. kök
base n. taban
base n. eklerin veya diğer köklerin eklenebildiği biçimbirim
History
base n. arazinin bağlı köylülerce veya aşağı tabakaya özgü amaçlar için kullanılması
base adj. derebeyine bağlı köylülerce veya aşağı tabakaya özgü amaçlarla kullanılan (arazi)
Archaeology
base n. sütun altlığı
Environment
base n. baz
Meteorology
base n. bulutun alt kısmı
Military
base n. askeri üs
base n. üs
base n. kalkanın alt kısmı
Sport
base n. gol
Baseball
base n. kale
base n. köşe
base n. beyzboldaki dört kaleden her biri
Card
base n. gerekli sayıda kart eklendiğinde kanasta oluşturan minimum kart sayısı
Music
base adj. bas (ses)
Photography
base n. kaplandığı hassaslaştırılmış emülsiyonu destekleyen cam, kağıt veya selüloz ester film
Bookbindery
base n. ciltçinin kitaba bastığı büyük damga
Archaic
base n. belden dize kadar uzanan, kadife, brokar veya zırhlı etek
base adj. avam tabakasına mensup
base adj. gayrimeşru
base adj. alt tabakadan olan
base adj. düşük mevkili
base adj. düşük rütbeli
Slang
base n. piç
base n. uyuşturucu
base exclam. iğrenç
base exclam. görgüsüz

Meanings of "base" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
marine recreation base n. denizle ilgili dinlenme alanları
base metal n. adi metal
base metal n. ana metal
home base n. üs
cylinder base n. silindir tabanı
base camp n. üs
base register n. temel yazmaç
base plate n. altlık
base map n. temel harita
knowledge base n. bilgi tabanı
base coin n. sahte para
three base hit n. üç adım vuruşu
lower base n. alt taban
bed base n. yatak bazası
bed base n. baza
naval base n. deniz üssü
second base n. ikinci taban
acid base imbalance n. asit baz dengesizliği
base for living n. yaşam sınırı
local base n. yerel taban
logarithm to the base two n. iki tabanına göre logaritma
base of the neck n. ense kökü
base of operations n. harekat üssü
pudding with a caramel base n. kazandibi
reduced base moment arm n. azaltılmış taban moment kolu
disaster prevention shelter base n. afetten korunma barınak üssü
legal base n. hukuki mesnet
home base n. merkez
base line n. ana hat
data base n. veri tabanı
base temperature n. taban ısısı
base material n. temel malzemesi
customer base n. müşteri tabanı
client base n. müşteri tabanı
acid base n. asit baz
stable base n. sağlam zemin
stable base n. sabit zemin
sturdy base n. sabit zemin
sturdy base n. sağlam zemin
air force base n. hava kuvvetleri üssü
scientific base n. bilimsel dayanak
home base n. yönetim merkezi
base line n. esas hat
base colour n. ana renk
base level n. ana düzey
base pay n. taban ücret
base period n. temel dönem
base colour n. zemin rengi
base line n. ana çizgi
base quantity n. temel büyüklük
base level n. temel düzeyi
supply base n. ikmal üssü
base-court n. arka bahçe
acid-base imbalance n. asit-baz dengesizliği
base-court n. saray avlusu
acid-base equilibrium n. asit-baz dengesi
faith-base n. inanç temeli
make-up base n. makyaj bazı
zero-base budgeting n. sıfır tabanlı bütçeleme
base level n. temel seviyesi
base case lease n. esas kira kontratı
morphine base n. baz morfin
compound base n. bileşik baz
base period n. temel süre
base point n. taban puan
american base n. amerikan üssü
base explosive n. baz patlayıcı
secret base n. gizli üs
gum base n. sakız mayası
soap base n. sabun bazı
base effect n. baz etkisi
base line n. kenar çizgisi
base line n. ölçü alınan çizgi
base metal n. anametal
base hospital n. askeri üs hastanesi
compacted granular base n. sıkıştırılmış granüler temel
small base n. ufak üs
small base n. küçük üs
base fare n. esas tarife
base fare n. esas ücret
the base of the n. ...tabanı
people at the base of the pyramid n. piramidin tabanındakiler
bed base n. somya
broad base of knowledge n. geniş bilgi tabanı
base ten blocks n. onluk taban blokları
acid-base indicator n. asit baz belirteci
acid-base indicator n. asit baz göstergesi
target base line n. bir coğrafi alanın çevresiyle ana hedefleri birleştiren çizgi
prisoner's base n. köşe kapmaca oyunu
base [obsolete] n. bas şarkıcı
base [obsolete] n. bas ses
base [obsolete] n. bir tür yakalamaca oyunu
prisoner's base n. bir tür yakalamaca oyunu
prison base n. bir tür yakalamaca oyunu
dexter base n. (armacılıkta) kalkanın sağ alt kısmında bir nokta
fan base n. hayran koleksiyonu
fan base n. hayran kitlesi
fan base n. fan grubu
fan base n. destekçiler
fan base n. taraftarlar
country-base n. bir tür yakalamaca oyunu
first base n. ilk adım
first base n. ilk girişim
first base n. ilk evre
first base n. ilk basamak
prisoners base n. bir tür yakalamaca oyunu
free-base n. saflaştırılmış toz uyuşturucu
base camping n. kendi canlanma noktasında pusma (video oyunlarında)
base something on v. bir şeyi bir şeye dayandırmak
touch base with v. konuşmak
base upon v. dayanmak
base on v. esas kabul etmek
base upon v. dayandırmak
touch base with v. biriyle görüşmek
base on v. baz almak
base oneself on v. bel bağlamak
base oneself on v. güvenmek
base upon v. dayamak
base on v. esas almak
base on v. dayanmak
touch base v. görüşmek
touch base v. konuşmak
base on v. dayandırmak
base on v. dayamak
lay the base v. temel atmak
be established on base v. temel üzerine kurulmak
use as a base v. baz olarak almak
use something as base v. temel olarak kullanmak
set up a base v. üs kurmak
use something as base v. baz almak
use something as base v. temel almak
base (something) on (another) v. dayandırmak
base upon v. temele dayandırmak
base on v. temele dayandırmak
base on a scientific foundation v. bilimsel temele dayandırmak
base upon a scientific foundation v. bilimsel temele dayandırmak
use something as base v. dayanak almak
steal a base v. kale çalmak
extract data from the data base v. veritabanından veri çekmek
free-base v. (kokaini) tortusunu ısıtılmış çözücü yardımıyla ayırarak saflaştırmak
free-base v. (saflaştırılmış katı kokaini) tüttürerek içmek
off base adj. yanlış yolda
off base adj. yoldan çıkmış
off base adj. yanılmış
wide base adj. geniş tabanlı
base [obsolete] adj. kısa boylu
off-base adj. hatalı (kimse)
off-base adj. yanılmış (kimse)
off-base adj. görüşü yanlış (kimse)
off-base adj. kararı yanlış (kimse)
off-base adj. hatalı (davranış, inanç, fikir)
off-base adj. uygunsuz (davranış, inanç, fikir)
off-base adj. düzgün bir şekilde yürütülmemiş
off-base adj. düzgün bir şekilde tasavvur edilmemiş
off-base adj. düzgün bir şekilde anlaşılmamış
off-base adj. aniden
off-base adj. ansızın
off-base adj. bilmeden
off-base adj. hazırlıksız
in base adv. (hanedan arması) armanın alt kısmında
Phrasals
base in v. (bir düşünceye veya bulguya) dayandırmak
base in v. temelini (bir düşünceye veya bulguya) oturtmak
base in v. (bir yerden) yönetmek
base in v. merkezi (bir yerde) olmak
base in v. (bir yerde) üslenmek
base in v. faaliyetini (bir yerde) yürütmek
base in v. (bir yere) kurmak
base in v. (bir yerde) tesis etmek
base in v. (bir yerden) yönetmek
base in v. merkezi (bir yerde) olmak
base in v. (bir yerde) üslenmek
base in v. faaliyetini (bir yerde) yürütmek
base in v. (bir yere) kurmak
base in v. (bir yerde) tesis etmek
base in v. (bir düşünceye veya bulguya) dayandırmak
base in v. temelini (bir düşünceye veya bulguya) oturtmak
base something upon someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye dayandırmak
base something upon someone or something v. bir şeyin temelini birine/bir şeye oturtmak
base something on someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye dayandırmak
base something on someone or something v. bir şeyin temelini birine/bir şeye oturtmak
base in v. -de konumlandırmak
base in v. '-de bina etmek
base off (of) (something else) v. (bir şeyden) türetmek
base off (of) (something else) v. köklerini/temelini (bir şeye) dayandırmak
base off (of) (something else) v. (bir şey) üzerine kurmak
base off (of) (something else) v. (bir şeye) dayandırmak
base off (of) (something else) v. (bir şeyden) elde etmek
base off (of) (something else) v. (bir şeyden) sağlamak
base off (of) (something else) v. (bir şeyden) kaynaklanmak
base off (of) (something else) v. temeli (bir şeye) dayanmak
base off (of) (something else) v. (bir şeyi) esas almak
base off (of) (something else) v. (bir şeyi) baz almak
Phrases
all your base are belong to us expr. 1980'lerde bir japon bilgisayar oyununda kullanılıp sonradan espri haline gelmiş saçma bir altyazı
as the base expr. esas olarak
all your base are belong to us expr. seni/sizi tamamen hezimete uğrattık
all your base are belong to us expr. seni/sizi tamamen hezimete uğrattık
Proverb
the beacon does not shine on its own base n. mum dibine ışık vermez
Colloquial
base on balls n. (beyzbol) atış bölgesinin dışına çıkan dört atıştan sonra vurucunun ilk kaleye gelmesi/yürümesi
base rate [uk] n. birleşik krallık merkez bankasının iskonto kurumlarına borç verirken uyguladığı faiz oranı
get to first base v. ilk evreyi geçmek
get to first base v. ilk aşamayı geçmek
get to first base v. iyi bir başlangıç yapmak
off base adj. hatalı
off base expr. yanlış
Idioms
base instinct n. temel içgüdü
base instinct n. hayvani içgüdü
base motive n. ahlakdışı güdü
base motive n. bencilce neden
base motive n. haysiyetsiz sebep
base motive n. temel güdü
base motive n. kişinin davranışının arkasındaki motivasyon
get to first base v. aşama/gelişme kaydetmek
get to first base with something v. bir şeyde önemli bir aşama kaydetmek
reach first base with something v. bir şeyde önemli bir aşama kaydetmek
base one's opinion on something v. görüşünü/fikrini bir şeye dayandırmak/temellendirmek
get to first base with something v. ilk aşamayı geçmek
reach first base v. ilk girişimi yapmak
make first base v. ilk girişimi yapmak
get to first base with something v. ilk evreyi/aşamayı geçmek
reach first base v. ilk adımı atmak
make first base v. ilk adımı atmak
get to first base with something v. iyi bir başlangıç yapmak
reach first base with something v. iyi bir başlangıç yapmak
reach first base with something v. ilk evreyi/aşamayı geçmek
reach first base with something v. ilk aşamayı geçmek
be off base v. yanlış olmak
way off base v. yanlış yolda olmak
get to first base v. ilk aşamayı başarıyla tamamlamak
reach first base v. ilk aşamayı başarıyla tamamlamak
reach first base v. (beyzbol) ilk kaleye ulaşmak
reach first base v. iyi bir başlangıç yapmak
reach first base v. ilk evreyi geçmek
reach first base v. ilk aşamayı geçmek
reach first base v. ilk aşamayı başarıyla tamamlamak
cover every base v. ne gerekiyorsa yapmak
touch every base v. her noktaya değinmek
touch every base v. ne gerekiyorsa yapmak
be off base v. hatalı olmak
base opinion on v. fikrini (bir şeye) dayandırmak
base opinion on v. fikrini (bir şey üzerine) temellendirmek
base opinion on v. fikrine (bir şeyi) esas/baz almak
get to first base (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) büyük gelişme/ilerleme kaydetmek
get to first base (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilk aşamayı geçmek
reach first base (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) büyük gelişme/ilerleme kaydetmek
reach first base (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilk aşamayı geçmek
get to first base (with somebody/something) v. (biriyle/bir şeyle) büyük gelişme/ilerleme kaydetmek
get to first base (with somebody/something) v. (biriyle/bir şeyle) ilk aşamayı geçmek
touch base (with someone) v. (biriyle) görüşmek
touch base (with someone) v. (biriyle) konuşmak
touch base (with someone) v. (biriyle) temas/irtibat kurmak
touch base (with someone) v. birinden son bilgileri almak veya birine son bilgileri vermek için (biriyle) görüşmek
born on third base but believes (one) hit a triple adj. hazıra konup kendi yapmış gibi davranan
born on third base but believes (one) hit a triple adj. hazıra konup kendi başarısıymış gibi gösteren
off base expr. habersiz
off base expr. gafil
Trade/Economic
depreciation base n. amortisman esası
base bid specifications n. ana teklif tanımlamaları
base pay n. asıl maaş
base services n. alt tabakadan kimselerin yaptığı hizmetler
depreciation base n. amortismana tabi değer
depreciation base n. amortismana tabi maliyet
depreciation base n. amortismana temel olan değer
base bid n. ana teklif
base pay n. asıl ücret
monthly tax base n. aylık matrah
base year n. baz yıl
base money n. baz para
base cost n. baz maliyet
base bid n. baz teklif
base effect n. baz etkisi
base price n. baz fiyat
base period n. baz dönem
base period n. başlama devresi
base rate n. baz oran
base rate of interest n. baz faiz oranı
tax base of an asset or liability n. bir varlık veya borcun vergiye esas değeri
tax base of an asset or liability n. bir varlık veya borcun vergi tabanı
declared tax base n. beyan olunan matrah
tax base of an asset or liability n. bir varlık veya borcun vergiye esas matrahı
base period n. diğer yıllara ait verilerin karşılaştırılması için ele alınan dönem
base stock method n. envanter değerleme yöntemi
base period n. esas dönem
base cost n. esas maliyet
base pay n. esas ücret
base period n. esas alman dönem
base pay n. esas maaş
base period n. finansal tabloları karşılaştırmada temel alınan hesap dönemi
base year n. fiyat indeksleri hazırlanırken diğer yılların fiyatlarını karşılaştırmada esas alınan yıl
base pay n. fiyat düzeylerini ölçmek için yaygın olarak kullanılan bir indeks
income tax base n. gelir vergisi matrahı
revenue base n. gelir tabanı
base interest rate n. gösterge faiz oranı
economical base n. iktisadi temel
human resource base n. insan kaynakları temeli
corporate base n. kurumsal baz
rule base n. kural tabanı
corporate tax base n. kurumlar vergisi matrahı
loan base n. kredi tabanı
credit base n. kredi tabanı
installed base n. kurulu sistem
institutional base n. kurumsal baz
metallic base n. madensel baz
base price n. malın üretim ya da dağıtım yerindeki fiyatı
tax base increase n. matrah artırımı
tax base increase n. matrah arttırımı
base price n. liste fiyatı
base erosion and profit shifting n. matrah aşındırma ve kar aktarımı
customer base n. müşteri tabanı
common consolidated corporate tax base n. ortak konsolide kurumlar vergisi matrahı
total capital base to ratio n. orana esas sermaye toplamı
nonborrowed base n. ödünç olmayan para tabanı
money base n. parasal taban
monetary base n. para tabanı
base rate n. parça başına ücret
monetary base n. parasal taban
base unit n. parça adedi
industrial resource base n. sanayi kaynakları temeli
base rate n. saat başına ücret
zero base budgetting n. sıfır tabanlı bütçeleme
zero-base budgeting n. sıfır temelli bütçeleme
capital base n. sermaye tabanı
base unit n. temel birim
base drift n. temel eğilim
base currency n. temel birim
base stock n. temel stok
base-point pricing n. temel noktaya göre fiyatlandırma
base data n. temel veri
base value n. temel fiyat
base period n. temel dönem
base-case analysis n. temel durum analizi
base currency n. temel para birimi
base rate of interest n. temel faiz oranı
base pay n. temel ücret
base stock method n. temel stok yöntemi
base time n. taban zaman
base bid price n. taban teklif fiyatı
base price n. taban fiyat
base salary n. taban aylık
product base price n. ürün taban fiyatı
tax base n. vergi esası
tax base n. vergi matrahı
base money n. ülkenin uluslararası rezervleri ile yurt içi kredilerinin toplamı
taxable base n. vergi matrahı
tax base n. vergiye esas değer
loss of tax base n. vergi matrahı kaybı
tax base n. vergi tabanı
production base n. üretim kaynağı
installed user base n. kurulu sistem
installed user base n. kayıtlı kullanıcılar
installed user base n. kayıtlı kullanıcı tabanı
installed user base n. kayıtlı kullanıcı kitlesi
user base n. kullanıcılar
user base n. kullanıcı tabanı
user base n. kullanıcı kitlesi
base fee n. sabit değişmez ücret
base fee n. taban ücret
base fee simple n. sabit değişmez ücret
base fee simple n. taban ücret
base fee [obsolete] n. mülk sahibinin takdiriyle kiracı elinde tutulan mülk
base fee [obsolete] n. mülkiyet sahibi olmayan bir dolaylı varisin ilgili hukuk kurallarına uymadan devrettiği mülk
base fee simple [obsolete] n. mülk sahibinin takdiriyle kiracı elinde tutulan mülk
base fee simple [obsolete] n. mülkiyet sahibi olmayan bir dolaylı varisin ilgili hukuk kurallarına uymadan devrettiği mülk
base salary n. brüt maaş
base fee n. yararlanma hakkının belirli koşullara bağlı olduğu mülkiyet
base rate [uk] n. taban kredi faiz oranı
customer base n. müşteri kitlesi
have a large customer base v. büyük bir müşteri hacmine sahip olmak
have a large customer base v. müşterisi bol olmak
zero-base adj. ihtiyaç veya maliyet açısından gerekçelendirilmiş (harcama kalemi)
Law
base salary n. asli maaş
base court n. aşağı dereceli mahkeme
base courts n. alt mahkemeler
base services n. aşağı tabakadan insanların yapacağı türden hizmetler
base patent n. esas patent
base pay n. esas ücret
base stock method n. envanter değerleme yöntemi
base training pattern n. esas yetiştirme örneği
base price n. esas fiyat
base salary n. esas maaş
base right n. ikinci derecedeki hak
base pay n. ikramiye
base patent n. ilk alınan patent
base pay n. ilave
base time n. işin yapılması için gereken süre
base rate n. parça başına ücret
base rate n. saat başına ücret
base stock n. temel stok
base pay n. temel ücret
base price n. taban fiyat
base right n. tali hak
base pay n. tahsisat gibi şeyler hariç olarak verilen ücret
base salary n. temel ücret
base sizes n. temel ölçüler
tax base n. vergi matrahı
base price rate n. üretime göre değişmeyen parça fiyatı
tax base n. vergi matrahı
10 digit base expr. onlar bazında
Politics
military base n. askeri üs
base period n. asıl dönem
base-case scenario n. baz senaryo
naval base n. deniz üssü
sovereign base area n. egemenlik bölgesi
imperial intelligence base n. imparatorluk istihbarat üssü
power base n. kuvvet üssü
voter base n. seçmen tabanı
power base n. siyasetçinin seçmen grubu
power base n. seçmen grubu
base year n. temel yıl
base prospectus n. temel izahname
social base n. toplumsal taban
membership base n. üye tabanı
base area n. zemin alanı
establish a political base v. siyasi taban oluşturmak
create a political base v. siyasi taban oluşturmak
form a political base v. siyasi taban oluşturmak
Technical
base colour n. ana renk
asphalt base course n. asfalt altı temel tabakası
base frame n. ana şasi
base fitting n. altlık parçası
base frame n. ayak çerçevesi
base glass n. ana cam
mirror base n. ayna kaidesi
base metal n. adi metal
base metals n. adi metaller
wood base n. ağaç taşıyıcı dizge
wooden base n. ağaç taşıyıcı dizge
wood base n. ahşap taşıyıcı sistem
wooden base n. ahşap taşıyıcı sistem
leuco base n. ak boya
base metal n. alaşımda esas teşkil eden metal
plaster base finish n. alçılı yüzey
base stock n. alkalin yağ
sub-base course n. alt temel
sub-base n. alt temel
gold base alloy n. altın esaslı alaşım
base fitting n. altlık
base plate n. altlık
aluminium base alloys n. alüminyum temelli alaşımlar
aluminium base coatings n. alüminyum temelli dökümler
base line n. ana çizgi
base frame n. ana karkas
base machine and equipment n. ana makine ve teçhizat
base metal n. ana metal
base pulse width n. ana sinyal genişliği
antenna base n. anten bağlantısı
determination of acid or base number n. asit veya baz sayısı tayini
air base n. askeri uçuş pisti
paint base n. astar kat
lunar base n. ay üssü
base coat n. baz kat
base load n. baz yük
metal-clad base material n. bakır kaplı temel malzeme
base frequency n. baz frekansı
base metal n. baz metal
base of the dam n. baraj tabanı
base flow n. baz akışı
base oil n. baz yağı
base materials for printed circuits n. baskılı devreler için temel malzemeler
tuned-base oscillator n. baz akortlu osilatör
copper base alloys n. bakır temelli alaşımlar
base oil n. baz karakterli yağ
base load power plant n. bazyük santralı
base spreading resistance n. baz içi direnci
chimney base n. baca temeli
copper-clad base material n. bakır kaplama taban malzemesi
cloud base n. bulut alt sınırı
bituminous treated base n. bitümlü temel
asphalt base oil n. bitüm esaslı yağ
dye base n. boya bazı
cloud base recorder n. bulut yüksekliği ölçme aygıtı
black base foundation n. bitüm ile tutturulmuş yol temeli
paint base n. boya astarı
base of neck n. boyun altı (cam)
boom base pins n. bom kule bağlantı pimleri
zinc-base bearing alloys n. çinko temelli yatak alaşımlar
zinc-base alloys n. çinko temelli alaşımlar
double-base junction transistor n. çift bazlı jonksiyon transistörü
base circle n. çark dişi taban dairesi
zinc base die casting alloys n. çinko temelli basınçlı döküm alaşımları
steel base n. çelik temel
circular time base n. dairesel zaman tabanı
iron-base rolls n. demir temelli merdaneler
high-temperature iron-base alloys n. demir temelli yüksek sıcaklık alaşımları
iron- base heat resisting alloys n. demir temelli ısı dirençli alaşımlar
iron base alloys n. demir temelli alaşımlar
distributed data base n. dağınık veri tabanı
fast colour base n. diazo bazı
wheel base n. dingiller arası mesafe
vertical base n. düşey baz hattı
wheel base n. dingil aralığı
vertical base system n. düşey hattı usulü
wheel base n. dingil mesafesi
rest base n. dilatometrede numunelerin konulduğu düz yuva
base silver n. düşük ayarlı gümüş
breaking off of base n. dip kırılması
natural base n. doğal temel zemini
vertical base method n. düşey baz hattı usulü
upholstered bed base n. döşenmiş yatak tabanı
sprue base n. döküm topuğu
electronic tube base n. elektronik tüp tabanı