dava - Turkish English Dictionary
History

dava



Meanings of "dava" in English Turkish Dictionary : 71 result(s)

Turkish English
Common Usage
dava case n.
dava lawsuit n.
General
dava action n.
dava difference n.
dava thesis n.
dava instance n.
dava question n.
dava law n.
dava lawsuit n.
dava cause n.
dava prosecution n.
dava trial n.
dava problem n.
dava claim n.
dava plea n.
dava assertion n.
dava theorem n.
dava process n.
dava matter n.
dava plaint n.
dava suit n.
dava agenda n.
dava suing n.
dava court n.
Trade/Economic
dava accusal n.
dava accusation n.
dava action n.
dava courtcase n.
dava law suit n.
dava tare n.
dava suit n.
dava litigation n.
Law
dava accusal n.
dava claim n.
dava case n.
dava lis n.
dava accusation n.
dava legal act n.
dava pleading n.
dava demand n.
dava proceeding n.
dava action n.
dava action at law n.
dava clamor n.
dava law suit n.
dava plea n.
dava court action n.
dava clamour n.
dava legal action n.
dava proceedings n.
dava litigation n.
dava dispute n.
dava official written accusation n.
dava plaint n.
dava suit n.
dava bill of indictment n.
dava lawsuit n.
dava court case n.
dava hearing n.
dava brief n.
dava general issue n.
dava pleading [obsolete] n.
Politics
dava political purpose n.
dava political target n.
dava secret agenda n.
dava political purpose/target/secret agenda n.
dava proceedings n.
dava action n.
dava cause n.
Latin
dava causa n.
Archaic
dava doom n.

Meanings of "dava" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
dava vekili attorney n.
dava açmak sue v.
dava açmak file suit v.
dava etmek sue for v.
General
dava zamanaşımı limitation of actions n.
dava özeti brief n.
dava tarihi motion date n.
dava takip anlaşması retainer n.
dava vekili counsel n.
dava avukatı trial lawyer n.
karşı dava counterclaim n.
dava sırasında vesika veya delil ibraz etme exhibiting n.
dava muamelesi proceeding n.
ingiliz hukukunda devletin vatandaş jones'a karşı açtığı dava rex v. jones n.
kaybedilmiş dava lost cause n.
dava vekili trial attorney n.
gezici dava vekili circuit n.
mukabil dava cross action n.
dava vekili pleader n.
karşı dava counter claim n.
dava konusu matter in dispute n.
dava maddesi count n.
dava açma claim n.
dava vekili general practitioner n.
dava dosyası court file n.
dava açma indictment n.
mahsup ve karşı dava set off and counterclaim n.
ümitsiz dava lost cause n.
dava vekili lawyer n.
dava vekili legal practitioner n.
en yüksek mahkemelerde dava görebilen avukat barrister n.
dava vekili proctor n.
ayni dava real action n.
dava etme litigation n.
dava sigortası litigation insurance n.
dava arkadaşlığı joinder of parties n.
dava vekili attorney n.
dava konusu subject matter n.
dava vekili barrister n.
dava ikamesi (court) case n.
dava ikamesi (legal/judicial) proceedings n.
dava ikamesi litigation n.
dava ikamesi lawsuit n.
dava açma petitioning n.
dava masrafı case expense n.
dava sonucu case result n.
dava vekilliği attorneyship n.
dava vekilliği solicitorship n.
dava konusu cause n.
ticari dava commercial case n.
dava vekili barrister-at-law n.
dava vekili counsellor-at-law n.
dava vekili counselor-at-law n.
mahsup ve dava talebi set-off and counterclaim n.
büyük yankı uyandıran olay/dava cause celebre n.
sürekli tartışma yaratıp ve dava açma barretry n.
dava vekili barrister at law n.
dava vekili counsellor at law n.
dava vekili counselor at law n.
meşhur dava cause celebre n.
ertelenmiş dava adjourned trial n.
dava arkadaşlığı common cause n.
dava adamı a man with a cause n.
dava nevinden action on the case [obsolete] n.
mahkemenin belirli süre aralığında baktığı dava sayısı case load n.
mahkemenin belirli bir süre aralığında baktığı dava sayısı caseload n.
(ingiliz mahkemelerinde) tarafların talebi doğrultusunda açılan dava causes of instance n.
dava vekili esquire [uk] n.
kutsal dava mekka n.
dava adamı devotee n.
ortak dava concause n.
(19. yüzyılda) britanya'da çiftlerin boşanmayıp ayrı yaşamaları kararının verildiği dava divorce n.
dava vekili orator [obsolete] n.
dava ve kovuşturmaların yürütülme şekli practice n.
dava usulü practice n.
dava usulü practise n.
dava açma dilekçesinde talep bölümü prayer n.
eski dava preaction n.
(dava açma dilekçesinde) şikayetin yazıldığı bölüm premises n.
(dava açma dilekçesinde) şikayetin yazıldığı bölüm premisses n.
bir dava onuruna hazırlanmış simge veya resim içeren yapışkanlı mühür seal n.
desteklenen dava side n.
dava yürüten kimse prosecutor n.
(siyasette) dava adamı stalwart n.
dava adamlığı stalwartism n.
dava savunuculuğu stalwartism n.
dava dosyası brief n.
dava açmak proceed v.
dava açmak commence v.
dava açmak press a charge v.
dava açmak claim against v.
dava açmak file a claim v.
karşı dava açmak counterclaim v.
aleyhinde dava açmak sue against v.
dava açmak process v.
dava açmak prosecute v.
dava açmak call v.
dava açmak present a case v.
dava açmak bring a suit v.
dava etmek litigate v.
reddetmek (dava) quash v.
dava etmek plead v.
dava etmek (birini/bir kurumu) sue v.
dava açmak plead v.
dava açmak litigate v.
aleyhinde dava açmak file charges against v.
dava açmak indict v.
dava açmak make a plea v.
dava açmak take action v.
dava etmek proceed v.
dava etmek sue v.
dava açmak open a case v.
dava açmak claim v.
dava açmak enter an action v.
dava açmak prefer charges v.
dava açmak bring a suit against v.
aleyhine dava açmak indict v.
dava açmak bring a lawsuit v.
dava açmak go to law v.
dava açmak complain v.
dava etmek proceed against v.
dava açmak sue v.
dava açmak bring an action against v.
dava edilmek be sued v.
dava açmak file a lawsuit v.
hakkında dava açılmak be sued v.
dava kabul etmek accept the case v.
-i dava etmek bring suit against v.
-i dava etmek file suit against v.
galip gelmek (dava) win v.
dava açmak go law v.
birinin aleyhine dava açmak proceed against v.
dava açmak enter a lawsuit against v.
dava açmak bring suit v.
dava açmak take an action v.
dava açmak bring an action v.
birisi aleyhine dava açmak bring an action against one v.
dava ikame etmek bring an action v.
birinin aleyhine dava açmak bring an action v.
(dava ile ilgili) mahkemeden görüş talep etmek request the court's opinion on v.
dava açmakla tehdit etmek threaten to sue v.
bir dava üstünde çalışmak work on a case v.
dava açmak commence a suit v.
bir kuruma karşı dava açmak file a suit against the institution v.
birine (karşı) kuşku uyandıran/sağlam temellere dayanmayan (şüpheli/soru işaretli) bir dava açmak mount a questionable case against someone v.
tazminat talebiyle dava açmak file a claim for compensation v.
hastalar tarafından dava edilmek be sued by the patients v.
yabancı suçluları dava etmek prosecute foreign criminals v.
dosya/dava üzerindeki gizliliği kaldırmak declassify v.
dava görmek try v.
dava görmek hear v.
mahkemede dava açmak file a lawsuit v.
yeniden dava açmak relitigate v.
yeniden dava etmek relitigate v.
dava incelemek examine a case v.
dava yoluyla almak obtain via litigation v.
dava masrafını tayin etmek tax v.
dava açmak commence an action v.
dava hakkında medyaya konuşma yasağını kaldırmak ungag v.
dava açmak law v.
dava etmek law v.
dava etmek have up [uk] v.
bir kimse veya dava lehindeki veya aleyhindeki bir düşünceyi halka arz etmek demonstrate v.
dava yoluna baş koymak militate [obsolete] v.
dava açmak dite [obsolete] v.
(oy, dava, ceza) birleştirmek cumulate v.
aleyhinde dava açmak plead [obsolete] v.
(bir neden, dava uğruna) zulmetmek crucify v.
(bir dava, yasal işlem için) yürürlük emri vermek stet v.
(dava) düşürmek dismiss v.
dava edilebilir suable adj.
dava meraklısı litigious adj.
dava açılmış lawed adj.
dava açılmış sued adj.
dava konusu olabilir actionable adj.
dava konusu olabilir litigious adj.
dava edilebilir demandable adj.
dava edilebilir actionable adj.
dava edilmeye açık olmayan nonissuable adj.
dava açılabilir litigable adj.
dava açmaya meraklı litigious adj.
dava edilebilir şekilde actionably adv.
Phrasals
(birine bir suçtan ötürü) dava açmak cite (one) for (something) v.
birine dava açmak prefer something (charges) against someone v.
ötürü dava açmak cite for v.
(birini) dava etmek file (something) against (someone) v.
için dava açmak file for v.
(bir şey) için dava açmak file for (something) v.
-e dava açmak prefer against v.
(birini/bir şeyi) dava etmek proceed against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) aleyhine dava açmak proceed against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) aleyhinde dava açmak proceed against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) dava edip (bir şeyini) almak sue (someone or something) out of (something) v.
(birini/bir şeyi) dava edip (bir ceza) ödetmek sue (someone or something) out of (something) v.
(bir şey) için dava etmek sue for (something) v.
(bir şey) için dava açmak sue for (something) v.
Phrases
değerli dava arkadaşım my right honourable friend expr.
huzurdaki dava in the case before the court expr.
muhterem dava arkadaşım my right honourable friend expr.
Colloquial
büyük dava big case n.
kontrol edilemeyen etkenlere bağlı olarak iki şekilde de sonuçlanabilecek dava wobbler n.
dava düştü case dismissed expr.
dava düşmüştür case dismissed expr.
dava süresince during the course of the trial expr.
dava kapandı case is closed expr.
o halde beni dava et so, sue me expr.
Idioms
dava adamı true believer n.
bir dava veya anlaşmazlık hakkında televizyonda, medyada veya sosyal medyada bir kişiye karşı suçlama veya suçlama iması içerecek şekilde yapılan tartışma trial by the media n.
dikkate değer/şayan dava deserving cause n.
haklı dava deserving cause n.
inceleme ve soruşturma gerektirmeyen dava open-and-shut case n.
kolayca sonuçlanan dava open-and-shut case n.
sonucu baştan belli olan dava a cut-and-dried case n.
uğraşmaya değer dava deserving cause n.
haklı değerleri/amacı olan dava deserving cause n.
birine çok miktarda/ciddi eleştiri getirecek iş/dava hospital pass n.
birinin topa/eleştiri yağmuruna tutulmasına neden olacak iş/dava hospital pass n.
birinin linç edilmesine neden olacak iş/dava hospital pass n.
inceleme ve soruşturma gerektirmeyen bir dava an open-and-shut case n.
kolayca sonuçlanan bir dava an open-and-shut case n.
gidişatı/sonucu net bir dava an open-and-shut case n.
gidişatı/sonucu belli bir dava an open-and-shut case n.
hızlı sonuçlanacak/sonuçlanan bir dava an open-and-shut case n.
her şeyin açıkça ortada olduğu bir dava/suç an open-and-shut case n.
görülecek dava/hesap bone to pick n.
hakkında dava açılmak be had up (for something) v.
hakkında dava açılmak appear before v.
hakkında dava açılmak appear before someone v.
(birine) dava açmak bring (one) up on charges v.
birine bir suçtan ötürü dava açmak cite someone for something v.
(birine) dava açmak bring (one) up on charges v.
dava açmak lay a charge v.
aleyhinde dava açmak file charges against someone v.
aleyhinde dava açmak press charges against someone v.
biri hakkında bir iddiada/şikayette bulunmak/dava açmak place a charge against someone v.
biri hakkında bir iddiada/şikayette bulunmak/dava açmak level a charge against someone v.
dava açılacak nitelikte olmak stand up in court v.
(dava) görülmek go to trial v.
(birini/bir şeyi) dava etmek take (someone or something) to law v.
birini dava etmek take someone to law v.
dava açmak file charges v.
(birinin) aleyhinde dava açmak file charges against (one) v.
-e karşı bir iddiada/şikayette bulunmak/dava açmak level a charge against v.
hakkında bir iddiada/şikayette bulunmak/dava açmak level a charge against v.
(biri) hakkında bir iddiada/şikayette bulunmak/dava açmak level a charge against (one) v.
aleyhinde dava açmak için nedenler bulmak/dosya oluşturmak make out a case v.
(birine) dava açmak prefer charges against (one) v.
dava açmak press charges v.
son kuruşuna kadar almak (amacıyla dava açmak) sue the pants off someone v.
(birini/bir şeyi) dava etmek take (someone or something) to court v.
dava etmeden/açmadan out of court expr.
Speaking
dün gece bir dava üstünde çalıştık we worked on a case last night expr.
dava sona erdiğinde when the case is over expr.
Trade/Economic
adli dava case legal case n.
ayni dava real action n.
bir fiil veya kararın geçersizliğini sağlamak üzere açılan dava action for nullity n.
dava olmaması absence of litigation n.
dava, talep veya soruşturma litigation, suit, claim, action, proceeding or investigation n.
dava yönetimi case management n.
dava açma hakkı right of litigation n.
dava açma süresi term of litigation n.
dava tebliği service of process n.
dava hakkı cause of action right n.
dava açma hakkı veren neden cause of action n.
dava işlemleri proceedings n.
dava açma litigation n.
dava ve emek masrafları sue and labor charges n.
dava raporu trial report n.
dava etme claim n.
dava hakkı cause of action n.
dava dilekçesini içeren tebligat original process n.
hükümet namına açılan davaya ait dava dilekçesi bill of information n.
idari dava administrative proceeding n.
karşı başlatılacağı bildirilmiş olan dava litigation ... threatened against n.
karşılıklı dava setoff n.
muvazaalı dava simulated lawsuit n.
satılmakta olan bir malın öncelikle satın alınması amacıyla açılan dava action for preemption n.
şirket aleyhine açılan dava lawsuit against the company n.
ticari anlaşmazlıkların dava açma yoluyla çözümlenmeye çalışılması litigation n.
tröste karşı açılan dava anti-trust suit n.
ticari dava commercial cause n.
ticari dava commercial litigation n.
vergi dava daireleri genel kurulu general assembly of tax courts n.
pazarda serbest rekabeti sınırlamakla suçlanan taraflara karşı açılmış dava antitrust case n.
aleyhinde dava açmak sue v.
aleyhine dava açmak bring an action v.
dava etmek sue v.
dava etmek accuse v.
dava etmek claim v.
dava ve say masrafları hariç excluding sue and labour charges expr.
Law
dava nevinden action on the case n.
halihazırda mahkemede değerlendirilen dava case at bar n.
sürmekte olan dava case at bar n.
dava avukatı case lawyer n.
dava vekili case lawyer n.
şerifin el koyduğu mülke dava bitene dek emaneten bakan kimse receiptor n.
tekrar tartışma (dava) reargument n.
tekrar tartışma (dava) re-argument n.
yasadışı şekilde dışarıdan davaya müdahil olarak kazanma halinde dava gelirinden pay alma champerty n.
ilave dava gerekçesi novel assignment n.
yeniden dava açma reindictment n.
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse relator [brit] n.
başsavcının aleyhine dava açtığı kişi hakkında bilgi veren kimse (kadın) relatrix n.
dava sırasında yapılan uzlaşma teklifi tender n.
emsal teşkil eden dava test suit n.
emsal dava test suit n.
dava hakkı thing in action n.
birinin şahitliğine dayanarak açılan dava trial by certificate n.
bir suçlunun aleyhinde dava açan kişiye verilen sertifika tyburn ticket n.
evli eşlerin arasını bozan üçüncü şahsa karşı açılan dava alienation of affection n.
açılan dava lawsuit brought against n.
ayni dava action in rem n.
aynı iddia ile ilgili gereksiz yere birden fazla dava açılması multiplicity of actions n.
askıda kalan dava lis pendens n.
askıda kalan dava a pending lawsuit n.
arazi hakkındaki ayni dava writ of right n.
ayni dava real action n.
asli dava principal action n.
adalet kurallarına dayanan dava equitable action n.
asıl dava original action n.
asli dava principal claim n.
askıda kalan dava pending suit n.
aynı taraflar arasında yine aynı konuda görülmekte bulunan diğer bir dava another action pending between the same parties n.
avukat ve dava vekillerinin suistimali misconduct by lawyers and solicitors n.
asıl dava principal case n.
aleyhine dava açılan kimse indictee n.
bekleyen dava pending litigation n.
başkasın ait dava hakkının satın alınması champarty n.
başkasına ait dava hakkının satın alınması champerty n.
başkasına ait dava hakkının satın alınması champarty n.
bir malın alıcısının kendisine kusurlu olarak teslim edilen malın satışını iptal etmeyip kusur oranında fiyatında indirim yaptırmak için dava açması actio quanti minoris n.
başkasına ait bir dava hakkını satın alan kimse champertor n.
başkasına ait bir dava hakkını satın alma suçunu işleyen kimse champertor n.
bir gayri-reşit adına dava açmak ve onu davada temsil etmek üzere mahkeme tarafından atanan vasi guardian ad litem n.
bir üyenin üye olduğu grubun diğer üyeleri için açtığı dava representative action n.
bir toplumda yaşayan vatandaşların sahip olduğu yasal haklar (dava açma hakkı vb) due process n.
bir dava sonucunda kaybeden tarafın kazanan tarafa ödeyeceği tutarı belgeleyen mahkeme kararı belgesi allocatur n.
bir mahkeme kararının hükümsüz olduğunun başka bir dava sırasında iddia edilmesi collateral impeachment n.
boşanma dava dilekçesi divorce complaint n.
bir iftiraya karşı açılan dava libel suit n.
borcun ifasını dava açarak talep etmeyeceğine yönelik alacaklı tarafından -genellikle- yazılı olmadan yapılan anlaşma pactum de non petendo n.
birlikte dava olunan codefendant n.
bizatihi dava hakkı veren actionable per se n.
bir dava görülürken dava konusunu satın alan kimse purchaser pendente lite n.
bir dava görülmekte iken pendente lite n.
birlikte dava olunan co-defendant n.
bir dava yada ihtilaf hakkında yerel mahkemeler ya da yetkili organların, uluslararasi mahkeme yada yetkili organlardan daha iyi karar verebileceği ilkesi margin of appreciation n.
borçlunun ipotekle bağlanan gayrimenkul üzerinde sahip olduğu hakkın kaldırılmasına dair dava foreclosure suit n.
bir üst mahkemede dava açma talebini içeren dilekçe bill of certiorari n.
bir şey yapmak konusunda açılan dava action of mandamus n.
birlikte dava joint lawsuit n.
bilumum dava ve takipler all hearing and proceedings n.
birlikte dava olunan joint defendant n.
çeşitli suçlardan dolayı tek bir iddianameyle dava açılması joinder of offenses n.
dava zamanaşımı nonclaim statute n.
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup da mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse amicus curiae n.
dava dairesi judicial chamber n.
dava hakkı chose in action n.
dava hakkı veren sebep cause of action n.
dava kaydı için for the records n.
dava açıldıktan sonra post litem motam n.
dava ikamesi mecburiyeti prensibi principle of compulsory public prosecution n.
dava vekillerinin suistimali misconduct by solicitors n.
dava gideri case expenses n.
dava süresi duration of a lawsuit n.
dava dilekçesi lawsuit petition n.
denizcilik mahkemesince görülen dava admiralty action n.
dava dairesi lawsuit department n.
dava evrakı case document n.
dava masrafı lawsuit expense n.
dava hakkı right to sue n.
dava hakkının kötüye kullanılması abuse of procedure n.
dava türleri types of lawsuits n.
dava hakkı right of suit n.
dava süreci lawsuit process n.
dava tutarı trial cost n.
dava etme litigation n.
dava layihası statement of claim n.
dava konusu cause n.
dava şartı cause of action n.
dava süreci process of a lawsuit n.
dava duyurusu notice of action n.
dava açılış ücreti filing fee n.
dava formülü kayıtları register of writs n.
dava talebi litigation action n.
danıştay idari dava daireleri kurulu council of state, plenary session of the chambers for administrative cases n.
daha önceden bir emsali bulunmayan durum/dava a case of first impression n.
dava ve emek klozu sue and labour clause n.
dava vekili attorney at law n.
dava gideri court case expense n.
dava hakkı right of litigation n.
dava etme hakkı right to sue n.
dava hülasası brief n.
dava açma ihtarı notice of action n.
dava gerekçeleri particulars of the claim n.
dava vekili attorney n.
dava dilekçesi bill of claims n.
dava nakli transfer of case n.
dava dosyası case document n.
davacı tarafından dava dilekçesinde dava edilen şeyin adım adım talep edilmesi petitioner's prayer for alternative relief n.
devlet memuruna karşı amerikan temsilciler meclisi'nde dava açma impeachment n.
dava düşmesi abatement n.
dava vekili barrister n.
dava gerekçesi reason n.
davacının dava konusu olan birşey üzerinde bir hak iddiasında bulunan kişiye karşı açtığı dava action to quiet title n.
dava edebilme yeterliği capacity to sue n.
dava vekili proctor n.
dava dosyası case file n.
dava ikame etme bringing an action n.
dava, hukuki, idari veya tahkime ilişkin işlem veya diğer yasal işlemler litigation and other judicial, arbitral, administrative or other proceedings n.
dava ilanı notice of action n.
dava takibi litigation n.
dava taraflarıyla ilişkisi olmayan ve bu sebeple tanıklığa engel durumu bulunmayan kimse disinterested witness n.
dava zamanaşımı statute of repose n.
dava sebebi ground of action n.
dava dilekçesi plaint n.
dava hakkının kötüye kullanılması abuse of process n.
dava edebilme ehliyeti capacity to sue n.
dava vekili counsel n.
dava savunucusu pleader n.
davada olması gereken birinin dava dışı bırakılması nonjoinder n.
davacının hem haksız fiil hem de akitten doğan dava hakkına sahip olduğu durumlarda akitten doğan dava hakkını kullanması waiver of court n.
dava günü appearance day n.
dava yolu remedies n.
dava eden pursuer n.
dava avukatı trial lawyer n.
dava gerekçeleri particulars of claim n.
dava sırasında yapılan tebligat intermediate process n.
dava tutarı lawsuit cost n.
dava sonuçlanana kadar söz konusu şeyler için yediemin olarak atanan şahıs receiver pendente lite n.
dava açma hakkı right of bringing action n.
dava ikame etme suit n.
danıştay idari dava daireleri kurulu plenary session of administrative law divisions n.
dava vekili lawyer n.
dava/soruşturma açmaya yer olmaması no case to answer n.
dava ve savunma actions and defenses n.
dava hakkı cause of action n.
dava masrafları cost of proceedings n.
dava usulü procedure n.
dava eden plaintiff n.
dava özeti summing up n.
dava açma bringing an action n.
dava konusu litigious question n.
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup ta mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse friend of the court n.
dava vekili pleader n.
dava özeti brief n.
dava dilekçesi writ of summons n.
dava sonuçlanana kadar kocanın eşine ödediği geçici nafaka temporary alimony n.
dava açılması zorunluluğu ilkesi principle of compulsory public prosecution n.
dava karşılığı lawsuit provision n.
dava dilekçesi libel n.
dava harcı court fee n.
dava dilekçesi statement of claim n.
dava dilekçesi petition n.
dava dilekçesinin ıslahı amendment n.
dava vekili prog n.
dava eden suitor n.
dava etme hakkı right to litigate n.
dava hakkı right of action n.
dava hakkı veren nedenler causes of action n.
dava veya yasal işlem action or proceeding n.
dava vekaletnamesi warrant of attorney n.
dava ihbarnamesi notice of action n.
dava sırasında yapılan tebligat mesne process n.
davada olması gereken birinin dava dışı bırakılması non-joinder n.
dava ikame etme filing a motion n.
dava önergeleri pleadings n.
dava olmadan şüpheliyi öldürmek isteyen sinirli kalabalık lynch mob n.
dava açmama anlaşması a pactum de non petendo n.
dava ehliyeti capacity to sue n.
dava hakkı right to action n.
dava dilekçesinde yapılan değişiklik mutation of libel n.
dava açma dilekçesi bill in equity n.
dava vekili solicitor n.
dava açma zorunluluğu ilkesi principle of compulsory public prosecution n.
dava daireleri judicial chambers n.
dava edilen defender n.
dava giderleri case expenses n.
dava açmaya değer actionable n.
dava harcı case fee n.
dava hakkında medyaya konuşmayı yasaklayan emir gag order n.
dava dilekçesine cevap verme süresi imparlance n.
dava zamanaşımını belirleyen kanun veya hükümler statute of limitations n.
dava hakkında varılan kesin kanı abiding conviction n.
dava açılış ücreti lawsuit fee n.
dava açma süresi term of litigation n.
dava zamanaşımı limitation of action n.
dava edilemeyecek borç material obligation n.
dava maddesi count n.
dava dosyasına erişim access to the case file n.
dava etme hakkı right of litigation n.
dava dilekçesi complaint n.
dava ikame etme müddeti term of litigation n.
dava dairesi trial chamber n.
dava hukuku case law n.
dava vekili advocate n.
davalıyı gittiği yerde takip eden dava transitory action n.
dava türü type of case n.
dava ve say masrafı sue and labour charge n.
dava vekaletnamesi proxy n.