diffuse - Turkish English Dictionary

diffuse

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "diffuse" in Turkish English Dictionary : 39 result(s)

English Turkish
General
diffuse v. dağıtmak
In order to diffuse people's anger, you must listen to them.
İnsanların öfkesini dağıtmak için onları dinlemelisiniz.

More Sentences
diffuse v. yayılmak
Estrogens diffuse into their target cells and interact with a protein receptor.
Östrojenler hedef hücrelerine yayılır ve bir protein reseptörü ile etkileşime girer.

More Sentences
diffuse adj. dağınık
European Union actions are still very diffuse and complex in this area.
Avrupa Birliği'nin bu alandaki eylemleri hala çok dağınık ve karmaşıktır.

More Sentences
Linguistics
diffuse adj. dağınık
At present, decision-making in the EU is too diffuse and too sluggish, which leads to alienation.
Halihazırda AB'de karar alma mekanizması çok dağınık ve çok yavaş işlemekte; bu da yabancılaşmaya yol açmaktadır.

More Sentences
General
diffuse n. dağılma
diffuse v. yaymak
diffuse v. karıştırmak
diffuse v. dağılmak
diffuse v. dökmek
diffuse v. neşretmek
diffuse v. nüfuz etmek
diffuse v. (yüzey, gelen ışığı) yansımayla kırıp dağıtmak
diffuse adj. mufassal
diffuse adj. zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan
diffuse adj. ayrıntılı
diffuse adj. pek tafsilatlı
diffuse adj. dağılmış
diffuse adj. gereksiz ayrıntılı
diffuse adj. geniş
diffuse adj. uzun uzadıya yayılmış
diffuse adj. yaygın
diffuse adj. yayılmış
diffuse adj. yayılan
diffuse adj. dağılan
diffuse adj. birçok yöne hareket eden
diffuse adj. sözü çok uzatan
diffuse adj. çenesi düşük
diffuse adj. lafı uzatan
Technical
diffuse n. yaygın
diffuse v. yayılmak (sıvı gaz)
diffuse adj. yayılmış
Computer
diffuse n. dağılım
Medical
diffuse n. difüze
diffuse adj. difüz
Optics
diffuse adj. kırılarak dağılmış (ışık yansıması)
Physics
diffuse adj. yayınık
Biochemistry
diffuse v. yayınmak
Botanic
diffuse adj. geniş alana yayılan (sürüngen gövde)
diffuse adj. dokudan gelişen (bitki büyümesi)

Meanings of "diffuse" with other terms in English Turkish Dictionary : 125 result(s)

English Turkish
General
diffuse abscess n. yaygın apse
diffuse root n. saçak kök
diffuse around v. çevreye yayılmak
diffuse [obsolete] adj. karışık
diffuse [obsolete] adj. anlaşılması zor
diffuse [obsolete] adj. zor
diffuse [obsolete] adj. karışmış
diffuse [obsolete] adj. şaşkın
Phrasals
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şey/yer) boyunca dağıtmak
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şey/yer) boyunca yaymak
diffuse through something v. bir şeyin her yanına nüfuz etmek
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şeye/yere) baştan başa yaymak
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şeyin/yerin) her yanına yaymak
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şeye/yere) dağıtmak
diffuse something through something (else) v. bir şeyi (başka) bir şeyin her yanına dağıtmak/yaymak
diffuse through something v. bir şeye tamamen yayılmak/nüfuz etmek
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şeye/yere) yaymak
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şeye/yere) baştan başa dağıtmak
diffuse something through something (else) v. bir şeyi (başka) bir şeyin her yanına nüfuz ettirmek
diffuse (something) through (something) v. (bir şeyi bir şeyin/yerin) her yanına dağıtmak
diffuse something through something (else) v. bir şeyi (başka) bir şeye yaymak/nüfuz ettirmek
diffuse through something v. bir şeyin her yanına yayılmak/dağılmak
diffuse through v. -e yaymak/nüfuz ettirmek
diffuse through v. -e dağıtmak
diffuse through v. her yanına nüfuz etmek
diffuse through v. boyunca dağıtmak
diffuse through v. her yanına yaymak
diffuse through v. baştan başa yaymak
diffuse through v. boyunca yaymak
Technical
diffuse series n. yayınık diziler
diffuse reflection n. dağınık yansıma
diffuse reflection n. işığın kaba yüzeylerden yansıması
diffuse reflectance n. yayılma yansıması
diffuse sound n. dağınık ses
diffuse series n. dağılma serisi
diffuse scattering n. yayınık saçılma
diffuse light luminaire n. dağıtılmış ışıklı lamba
random incidence and diffuse n. tesadüfi geliş ve yayılma
thermal diffuse scattering n. ısıl yayınık saçılım
diffuse reflectance ftir spectroscopy n. dağınık yansıtımlı ftır spektroskopisi
diffuse reflectance n. dağınık yansıtanç
diffuse scattering n. dağınık saçılma
diffuse reflectance factor n. yayılan yansıtma faktörü
free-field and diffuse-field listening conditions n. serbest alan ve dağınık alan dinleme şartları
diffuse blue reflectance factor n. yayılan mavi yansıtma faktörü
diffuse reflection n. yansıma yayılımı
opto-electronic protective devices responsive to diffuse reflection n. yansıma yayılımına duyarlı aktif optonik koruyucu cihaz
diffuse reflectance method n. dağınık yansıtma metodu
diffuse blue reflectance factor n. dağınık mavi yansıtma faktörü
diffuse natural daylight or artificial daylight n. yayılmış tabii veya suni gün ışığı
Informatics
diffuse scattering n. yayınık saçılma
Lighting
diffuse sky radiation n. yayınık gök ışınımı
diffuse reflectance n. yayınık yansıtma çarpanı
diffuse transmission n. yayınık geçme
diffuse reflection n. yayınık yansıma
isotropic diffuse transmission n. izotrop yayınık geçme
diffuse transmittance n. yayınık geçirme çarpanı
isotropic diffuse reflection n. izotrop yayınık yansıma
Medical
diffuse alveoler damage n. difüz alveoler hasar
diffuse large cell lymphoma n. diffüz büyük hücreli lenfoma
diffuse histiocytic lymphoma n. diffüz histiositik lenfoma
diffuse undifferentiated lymphoma n. diffüz indifferensiye lenfoma
diffuse pulmonary infiltration n. diffüz pulmoner infiltrasyon
diffuse astrocytomas n. diffüz astrositoma
diffuse large B cell lymphoma n. diffüz büyük B hücreli lenfoma
intracerebral diffuse astrocytomas n. intraserebral diffuz astrositoma
diffuse carcinoma of the stomach n. midenin diffüz karsinomu
diffuse acute infective mastitis n. panmastit
diffuse lung disease n. diffüz akciğer hastalığı
diffuse pleural thickening n. diffüz plevral kalınlaşma
diffuse parenchymal lung disease n. interstisyel akciğer hastalığı
diffuse brain injury n. diffüz beyin hasarı
diffuse reticulonodular opacities n. diffüz retikülonodüler opasiteler
diffuse pleural thickening n. difüz plevra kalınlaşması
diffuse gastric metastasis n. diffüz gastrik metastaz
diffuse gastric wall thickening n. midede diffüz duvar kalınlaşması
diffuse bone disease n. difüz kemik hastalığı
diffuse interstitial infiltration n. difüz interstisyel infiltrasyon
diffuse interstitial lung disease n. difüz interstisyel akciğer hastalığı
characterized by diffuse hyperkeratosis n. difüz hiperkeratozla karakterize
diffuse interstitial lung diseases n. difüz interstisyel akciğer hastalıkları
diffuse diabetic macular edema n. diffüz diyabetik makula ödemi
diffuse dilatation of the anterior urethra n. ön üretranın yaygın genişlemesi
diffuse lewy body disease n. lewy cisimli demans
diffuse hair loss n. diffüz gelişen saç dökülmesi
diffuse interstitial lung diseases n. diffüz interstisyel akciğer hastalıkları
diffuse osteomyelitis n. yaygın osteomiyelit
diffuse pigmented villonodular synovitis n. yaygın pigmente villonodüler sinovit
diffuse cutaneous mastocytosis n. diffüz kutanöz mastositoz
diffuse idiopathic skeletal hyperostosis n. difüz idiyopatik skeletal hiperostozis
diffuse large cell lymphoma n. yaygın büyük hücreli lenfoma
diffuse idiopathic skeletal hyperostosis n. yaygın idiyopatik iskelet hiperostozu
Dentistry
diffuse gingival enlargement n. diffüz dişeti büyümesi
Pathology
iodine-deficiency-related diffuse goitre n. iyot-eksikliğine-bağlı diffüz guatr
diffuse cystic mastopathy n. memenin diffüz kisti
diffuse crescentic glomerulonephritis n. diffüz kresentik glomerülonefrit
thyrotoxicosis with diffuse goitre n. diffüz guatrlı tirotoksikoz
nontoxic diffuse goitre n. toksik olmayan diffüz guatr
toxic diffuse goiter n. ekzoftalmik guatr
toxic diffuse goiter n. basedow hastalığı
toxic diffuse goiter n. toksik guatr
Optics
diffuse choroidal atrophy n. yaygın koroidal atrofi
Food Engineering
diffuse reflection n. yayıngan yansıma
diffuse transmission n. yayıngan geçirim
diffuse transmission n. dağınık geçirim
diffuse reflection n. dağınık yansıma
Statistics
diffuse prior n. ayrıntılı önsel
Physics
diffuse reflection n. değişmiş yansıma
diffuse series n. dağılma serisi
diffuse series n. yayınık diziler
diffuse reflection n. dağınık yansıma
diffuse scattering n. yayınık saçılma
diffuse reflection n. yaygın yansıma
Astronomy
diffuse nebula n. toz ve gaz bulutu içindeki yıldız kümesi
ultra-diffuse galaxy (udg) n. aşırı dağınık galaksi
ultra-diffuse galaxy (udg) n. ultra difüze galaksi
ultra-diffuse galaxy n. aşırı dağınık galaksi
ultra-diffuse galaxy (udg) n. aşırı dağınık galaksi
diffuse nebula n. dağınık nebula
diffuse nebula n. dağınık bulutsu
Botanic
diffuse knapweed n. peygamber çiçeği
diffuse knapweed n. zerdali dikeni
diffuse knapweed n. kara kantaron
Meteorology
diffuse reflection n. dağınık yansıma
diffuse sky radiation n. dağınık gökyüzü radyasyonu