History

doğru olarak

Meanings of "doğru olarak" in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	doğru olarak	right adv.
2	General	doğru olarak	accurately adv.
3	General	doğru olarak	justly adv.
4	General	doğru olarak	rightly adv.
5	General	doğru olarak	straight adv.
6	General	doğru olarak	truly adv.
7	General	doğru olarak	correctly adv.
8	General	doğru olarak	emendately adv.
9	General	doğru olarak	rightwise [rare] adv.
Technical
10	Technical	doğru olarak	properly adv.
11	Technical	doğru olarak	correctly adv.

Meanings of "doğru olarak" with other terms in English Turkish Dictionary : 83 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	ile doğru orantılı olarak	in direct proportion to prep.
General
2	General	birdenbire arkaya doğru savurma (tepki olarak başını)	toss n.
3	General	tam olarak doğru olmayan şey	half-lie n.
4	General	şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt	medicine-wheel n.
5	General	doğru olarak tanımlanmış	properly defined adj.
6	General	gramer olarak doğru	grammatically correct adj.
7	General	iç mekanizması kuarts kristalinden bir elektronik aksamla değiştirilerek zamanı daha doğru olarak gösteren	quartzed adj.
8	General	tarihsel olarak doğru	historically accurate adj.
9	General	bilimsel olarak doğru	scientifically accurate adj.
10	General	paleontolojik olarak doğru	paleontologically accurate adj.
11	General	son derece doğru olarak	rigorously adv.
12	General	mezara doğru yönlenmiş olarak	graveward adv.
13	General	mezara doğru yönlenmiş olarak	gravewards adv.
Phrasals
14	Phrasals	(bir şeyi) (doğru, gerçek, cevap vb) olarak düşünmek/kabul etmek	take (something) to be (something) v.
Phrases
15	Phrases	doğru veya gerçek olarak görülen ya da kabul edilen bir şey	given expr.
16	Phrases	değeri doğru olarak görülen	in perspective expr.
Colloquial
17	Colloquial	doğru veya güncel olarak konuşulan ingilizce	kings english n.
18	Colloquial	eksiksiz olarak doğru	all right adj.
19	Colloquial	eksiksiz olarak doğru	all right adj.
20	Colloquial	tam olarak doğru	right on the nail expr.
21	Colloquial	tam olarak doğru	exactly right exclam.
Idioms
22	Idioms	tam olarak doğru/gerçek	the straight goods n.
23	Idioms	tam olarak doğru	spot on the mark n.
24	Idioms	siyasal olarak doğru	pc (politically correct) n.
25	Idioms	doğru olarak saptamak	put one's finger v.
26	Idioms	doğru olarak saptamak	lay one's finger v.
27	Idioms	doğru olarak kabul etmek	take something for granted v.
28	Idioms	neyin doğru neyin yanlış olduğunu doğru olarak belirlemek	lay one's finger v.
29	Idioms	mutlak doğru olarak kabul etmek	take something as truth v.
30	Idioms	mutlak doğru olarak kabul etmek	take as gospel v.
31	Idioms	mutlak doğru olarak kabul etmek	accept something as gospel v.
32	Idioms	mutlak doğru olarak kabul etmek	take something as gospel v.
33	Idioms	mutlak doğru olarak kabul etmek	accept something truth v.
34	Idioms	neyin doğru neyin yanlış olduğunu doğru olarak belirlemek	put one's finger v.
35	Idioms	söyleneni doğru olarak almak/kabullenmek	take something on trust v.
36	Idioms	(bir şeyi) dış görünümüne göre/görüntüsüne bakarak/yüzeysel olarak değerlendirmek/ doğru kabul etmek	take at face value v.
37	Idioms	(bir şeyi) mutlak/tereddütsüz doğru olarak kabul etmek	take (something) for gospel v.
38	Idioms	(bir şeyi) doğru olarak almak	take (something) for gospel v.
39	Idioms	(bir şeyi) sorgulamadan/itiraz etmeden doğru olarak kabul etmek	take (something) for gospel v.
40	Idioms	yaklaşık olarak doğru olmak	be close to/near the mark v.
41	Idioms	(birini/bir şeyi) tam/doğru olarak yansıtmak	do (someone or something) justice v.
42	Idioms	(birini/bir şeyi) doğru/tam olarak yansıtmak	do justice to (someone or something) v.
43	Idioms	birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak	do justice to v.
44	Idioms	birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak	do justice to something/someone v.
45	Idioms	birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak	do someone or something justice v.
46	Idioms	birini çok iyi anlayıp doğru olarak tanımlamak	get someone bang to rights [uk] v.
47	Idioms	söyleneni doğru olarak almak/kabullenmek	take on trust v.
48	Idioms	yanlış bir şeyi doğru olarak kabul etmek	take the shadow for the substance [dated] v.
49	Idioms	tam olarak doğru	on-target adj.
50	Idioms	doğru olarak kabul edilmiş olan	an article of faith expr.
51	Idioms	tam olarak doğru	on target expr.
52	Idioms	yaklaşık olarak doğru	close to the mark expr.
53	Idioms	yaklaşık olarak doğru	near the mark expr.
Speaking
54	Speaking	cevabın temel olarak doğru	your answer is basically correct expr.
55	Speaking	cevabınız temel olarak doğru	your answer is basically correct expr.
Politics
56	Politics	siyasal olarak doğru	politically correct adj.
Technical
57	Technical	kimyasal olarak doğru karışım	perfect mixture n.
58	Technical	küçük uçağın dikey olarak tırmanışa geçip daha sonra durarak aşağı doğru yaptığı manevra	whipstall n.
59	Technical	merkezkaç kuvvetine bağlı olarak dışa doğru hareket eden kütle	flyweight n.
60	Technical	sadece bir yöne doğru kademeli olarak hareket ettirmek	rachet up v.
61	Technical	bilgi sistemini matematiksel olarak doğru ve hatasız fonksiyon grubuna bölmek için kullanılan tasarım ve dokümantasyon tekniği	hos (higher order software) abrev.
Architecture
62	Architecture	mimari bir süsleme olarak inşa edilen, yapından dışarıya doğru çıkma yapan küçük kemer dizisi	machicolation n.
Construction
63	Construction	üstten alta doğru kademeli olarak eğimli bir düzlemden inen bir sundurma çatısı türü	skillion n.
Aeronautic
64	Aeronautic	kanat ucuna doğru ya da kanat ucuna daha yakın olarak yerleştirilmiş	outboard n.
Optics
65	Optics	polarize ışık düzlemini sağa doğru döndüren optik olarak aktif bir maddeyle ilgili	dextrorotatory adj.
Logic
66	Logic	koşullu bir önerme ve öncülü doğru olarak verildiğinde sonucun da doğru çıkabileceği ilkesi	modus ponens n.
67	Logic	koşullu bir önermenin ve sonucunun olumsuzlaması doğru olarak verildiğinde, öncülünün olumsuzlamasının da geçerli olabileceği ilkesi	modus tollens n.
68	Logic	matematiğin sonsuz kümelerin özelliklerini net şekilde kavrayamayacağı ve yalnızca kanıtlanabilir önermelerin doğru olarak ileri sürülebileceği teorisi	intuitionalism n.
69	Logic	yalnızca kanıtlanabilir önermelerin doğru olarak ileri sürülebileceği görüşüyle mantık ve matematiğin yeniden şekillendirilmesi	intuitionalism n.
70	Logic	matematiğin sonsuz kümelerin özelliklerini net şekilde kavrayamayacağı ve yalnızca kanıtlanabilir önermelerin doğru olarak ileri sürülebileceği teorisi	intuitionism n.
71	Logic	yalnızca kanıtlanabilir önermelerin doğru olarak ileri sürülebileceği görüşüyle mantık ve matematiğin yeniden şekillendirilmesi	intuitionism n.
72	Logic	bir şeyi argümanın temeli olarak doğru kabul eden kimse	postulator n.
Chemistry
73	Chemistry	kimyasal olarak doğru karışım	perfect mixture n.
Astronomy
74	Astronomy	devasa bir galaksi kümesi olduğu düşünülen ve pek çok galaksinin uzaydaki belirli bir noktaya doğru hareket ettiği gerçeğine delil olarak gösterilen büyük kitle	great attractor n.
Botanic
75	Botanic	merkez etrafında soldan sağa sarmal olarak yukarı doğru kıvrılan (bitki parçası)	dextrorse adj.
76	Botanic	merkez etrafında soldan sağa sarmal olarak yukarı doğru kıvrılan (bitki parçası)	dextrorsal adj.
Linguistics
77	Linguistics	doğru veya güncel olarak konuşulan ingilizce	the king's english n.
Meteorology
78	Meteorology	atmosferik özelliklerin dikey olarak (özellikle yukarı doğru) taşınması	convection n.
Military
79	Military	(ingiliz ordusunda) dışlara doğru yuvarlaklaşıp çatallanan ve birlik işaretleyicisi olarak kullanılan bir bayrak	guidon n.
Sport
80	Sport	(kriket) sopayı dikey olarak sallayıp topun kaleye doğru yerden atıldığı bir vuruş	drive n.
81	Sport	topu kasıtlı olarak yere doğru atmak	ground v.
Music
82	Music	iki nota arasındaki aralığı doğru olarak algılama ve tekrarlama yeteneği	relative pitch n.
Engineering
83	Engineering	bir dizi deneme yardımıyla mekanik cihazın doğru olarak ayarlanmasına olanak sağlayan yöntem	tentation n.