emin - Turkish English Dictionary
History

emin



Meanings of "emin" in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

Turkish English
Common Usage
emin sure adj.
General
emin fiduciary n.
emin bailee n.
emin deliberate adj.
emin assured adj.
emin certain adj.
emin trusty adj.
emin clear adj.
emin unerring adj.
emin positive adj.
emin good adj.
emin confidential adj.
emin confident adj.
emin straight adj.
emin firm adj.
emin unfaltering adj.
emin cocksure adj.
emin reliable adj.
emin proof adj.
emin sanguine adj.
emin sanguineous adj.
emin staunch adj.
emin stanch adj.
emin responsible adj.
emin secure adj.
emin trustworthy adj.
emin convinced adj.
emin decided adj.
emin undoubting adj.
emin undrooping adj.
emin unmistrustful adj.
emin wis [obsolete] adj.
emin witter [obsolete] adj.
emin bold [obsolete] adj.
emin bold [obsolete] adj.
emin measured adj.
emin obliged adj.
emin surefooted adj.
emin sure-footed adj.
Idioms
emin cast-iron adj.
emin in the bag expr.
Trade/Economic
emin bailee n.
emin sound adj.
emin trustworthy adj.
emin secure adj.
Law
emin bailee n.
emin custodian n.
Technical
emin sure adj.
emin safe adj.

Meanings of "emin" with other terms in English Turkish Dictionary : 499 result(s)

Turkish English
Common Usage
emin olmak ensure v.
emin olmak make sure v.
kendinden emin confident adj.
General
-den emin sure of n.
çok emin olma cocksureness n.
kendinden emin olma cockiness n.
emin olma sureness n.
emin adımlar confident steps n.
emin adımlar firm steps n.
bir şeyden emin olma certitude n.
emin adım firm step n.
emin adım confident step n.
emin giriş safe entry n.
kendinden emin ifade confident expression n.
kendinden emin olma durumu self-assuredness n.
emin olmama nonsurety [obsolete] n.
emin olma assecuration [obsolete] n.
emin olmama unconfidence n.
kendinden emin ve olumlu tavır takınan kimse yea-sayer n.
kendinden emin bir şekilde onaylayan kimse yea-sayer n.
emin olmama unsureness n.
emin olmama unsurety n.
kendinden çok emin olma prefidence [obsolete] n.
kendinden aşırı emin olma superconfidence n.
kendinden emin conviction n.
emin olmak be positive about v.
emin olmak be advised v.
kendinden emin bir şekilde hışımla yürümek sweep v.
kendinden emin olmak be sure of oneself v.
emin bir şekilde ileri sürmek aver v.
emin olmak (bir şey hakkında) tell v.
emin olmak be positive of v.
emin olmak için gerekeni yapmak make sure v.
emin adımlarla ilerlemek take firm steps forward v.
emin olmak know one's own mind v.
emin olmak be sure of v.
emin olmamak doubt v.
emin olmak insure v.
ileri sürmek (emin bir şekilde) assert v.
emin olmak feel certain v.
emin olmak check on v.
emin olmak be sure v.
emin olmak rest assured v.
emin olmak be certain v.
kendinden emin bir şekilde hızla yürümek sweep v.
emin olmamak not to be sure v.
emin bir yere gizlemek stash v.
birisinin parası olup olmadığından emin olmak see the color of someone's money v.
bir şeyden emin olmak be positive about v.
bir şeyden emin olmak be positive of v.
-den emin olmak be sure about v.
doğru olup olmadığından emin olmak make sure of v.
emin olmamak be unsure v.
doğruluğundan emin olmak make certain of v.
emin ellerde olmak be in safe hands v.
emin olmak know for certain v.
emin olmak know for sure v.
emin olmak assure oneself v.
emin hissetmek feel sure v.
emin olmak (bir şey hakkında) be sure of/about v.
-den emin olmak make sure of v.
adı gibi emin olmak know for certain v.
kendinden emin bir havası olmak have an air of confidence v.
emin adımlarla yürümek take firm steps forward v.
hemen hemen emin olmak all but certain v.
kendinden emin olmak promise one's self v.
emin olmak assecure [obsolete] v.
emin olmamak hang v.
emin olmak mind v.
kendinden emin bir şekilde hareket etmek breeze v.
emin olmak broadseal v.
emin olmamak mistrow [obsolete] v.
emin olmadan aramak grope v.
emin olmadan arayarak bulmak grope v.
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek countercheck v.
kendinden emin yürümek flounce v.
rahat ve kendinden emin suave adj.
emin olmayan uncertain adj.
çabuk ve kendinden emin crisp adj.
kendinden çok emin cocksure adj.
kendinden çok emin presumptuous adj.
kendinden emin assured adj.
fazla emin overconfident adj.
kendinden çok emin presuming adj.
kendinden çok emin mining adj.
kendinden fazla emin cocksure adj.
-den emin certain of adj.
emin olmayan unconvinced adj.
kendinden çok emin overconfident adj.
en emin safest adj.
-den emin confident of adj.
emin ellerde safe adj.
kendinden çok emin milling adj.
emin yerde out of harm's way adj.
kendinden fazla emin overweening adj.
kendinden emin confident adj.
kendinden çok emin cocky adj.
gayet emin cocksure adj.
en emin securest adj.
emin olmayan unsafe adj.
kendinden emin self-assured adj.
kendinden çok emin self-assertive adj.
emin olmayan unsure adj.
kendinden emin assertive adj.
kendinden emin bullish adj.
oldukça emin quite sure adj.
güvenli ve emin safe and secure adj.
emin olmayan unclear adj.
emin ellerde safe adj.
emin olmayan unsettled adj.
emin olmayan unsicker [scotland] adj.
kendinden çok emin upstart adj.
başaracağından emin made adj.
yarı emin half-convinced adj.
kendinden emin haltless adj.
kendinden emin self-secure adj.
emin olmadan hareket eden groping adj.
oldukça emin odds-on adj.
aşırı kendinden emin overassertive adj.
aşırı emin oversanguine adj.
fazla emin oversure adj.
aşırı emin oversure adj.
kendinden emin robust adj.
kendinden emin crank [dialect] adj.
kendinden emin cranky [dialect] adj.
fikrinden emin constant [obsolete] adj.
bekleneni verdiğinden emin cocksure [obsolete] adj.
kendinden çok emin prefident [obsolete] adj.
kendinden emin foursquare adj.
kendinden aşırı emin superconfident adj.
emin adımlarla emphatically adv.
emin olarak magnetically adv.
emin bir şekilde positively adv.
emin olarak crousely adv.
emin olarak confidently adv.
emin olarak surely adv.
kendinden çok emin bir şekilde overconfidently adv.
kendinden çok emin militarily adv.
kendinden emin bir şekilde cocksurely adv.
emin ellerde in safe hands adv.
emin olarak positively adv.
emin olarak rightly adv.
kendinden emin bir şekilde self-assuredly adv.
emin biçimde fastly adv.
emin bir şekilde undoubtingly adv.
emin halde dependably adv.
kendinden çok emin bir şekilde overlarge [obsolete] adv.
kendinden emin bir şekilde familiarly adv.
emin olarak constantly [obsolete] adv.
kendinden çok emin bir halde presumptuously adv.
kendinden çok emin bir halde presumingly adv.
kendinden çok emin bir halde pretendingly adv.
emin bir şekilde stanchly adv.
kendinden emin bir şekilde surely adv.
Phrasals
varlığından emin olmak swear by v.
bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için sözkonusu kişiyle irtibat halinde olmak follow up with somebody v.
(bir şeyin birine) teslim edildiğinden emin olmak get to (someone) v.
-in onayladığından emin olmak square with v.
birinin onayladığından emin olmak square something with someone v.
(bir şeyle) uyuştuğundan emin olmak key to (something) v.
bir projenin/işin yolunda gittiğinden emin olmak nurse along v.
yavaş ve kararlı/emin bir şekilde ilerlemek plod on v.
kendinden emin bir şekilde (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak/yanına gitmek breeze up to (someone or something) v.
(bir şeyde) emin adımlarla ilerlemek plod through (something) v.
emin adımlarla ilerlemek plow on v.
(bir şeyden/bir şeyin olacağından) emin olmak bet on (something) v.
(birinden) emin olmak bet on (someone) v.
kendinden emin bir şekilde yanına gitmek/karşısına çıkmak breeze up v.
(birinin) ölçülerini alarak (bir giysiye) uygun olduğundan emin olmak fit (one) for (something) v.
(bir giysinin birine) uyacağından emin olmak fit (one) for (something) v.
birinin ölçülerini alarak bir giysiye uygun olduğundan emin olmak fit someone for something v.
bir giysinin birine uyacağından emin olmak fit someone for something v.
(bir işin) yapılıp yapılmadığından emin olmak için söz konusu kişiyle irtibat halinde olmak follow up on (something) v.
bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için (biriyle) irtibat halinde olmak follow up with (one) v.
(bir şey) sınırları içerisinde olduğundan emin olmak keep to (something) v.
-de emin adımlarla ilerlemek plod through v.
(bir şeyden) emin olmak/durmak stand behind (something) v.
emin hale getirmek sure up v.
(bir şeyden) emin olmak swear by (something) v.
kendinden emin bir şekilde yaklaşmak/yürümek/gelmek/gitmek waltz up v.
kendinden emin bir şekilde (birine/bir şeye) yaklaşmak/yürümek/gelmek/gitmek waltz up (to someone or something) v.
Phrases
'-in duyulduğundan/bilindiğinden emin olmak let it be known that… v.
'-in duyulduğundan/bilindiğinden emin olmak make it known that… v.
doğruluğundan emin olmayarak with all reserve expr.
emin olun make sure that expr.
(bir şeyde) kendinden emin in control of (something) expr.
(şundan) emin olunmalıdır ki it must be ensured (that) expr.
Proverb
babanın kim olduğundan asla emin olamazsın it is a wise child that knows its own father
tek bir kanıtla durumdan emin olunamaz one swallow does not a spring make
tek bir kanıtla durumdan emin olunamaz one swallow does not make a spring
ne kadar çok bilirsen o kadar zor inanırsın/emin olursun the more one knows, the less one believes
görmeden emin olma there is many a slip twixt cup and lip
Colloquial
sonucundan emin olunmayan girişim a leap in the dark n.
kendinden emin olmak know what (one) is about v.
başarıdan emin olmak have it made v.
bir şeyin yapıldığından emin olmak see to it that something is done v.
birinin iyi olduğundan emin olmak make sure someone is all right v.
bir şeyin yapıldığından emin olmak see that something is done v.
emin olmak make certain v.
emin olmak bet one's boots on v.
emin olmak make sure v.
emin olmak make sure of v.
hakkında emin olmak be clear about v.
kesinlikle emin olmak bet one's boots on v.
-den emin olmak see to it that v.
kendinden çok emin olmak be cocksure of (oneself) v.
kendinden fazla emin davranmak think you own the place v.
harekete geçmeden önce karar vermek/emin olmak cut out v.
başarıdan emin olmak get it made v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) on the way to (something) v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) one's way to (something) v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) on the way towards (something) v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) one's way towards (something) v.
(bir şeyden) emin olmak be certain of (something) v.
(bir şeydin olacağından/olduğundan) emin olmak be certain that (something will happen or is the case) v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) on the way towards something v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) on your way towards something v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) on the way to something v.
(amacına/sonuca) doğru emin adımlarla ilerlemek be (well) on your way to something v.
emin olmak bet on it v.
son derece emin olmak bet on it v.
emin olmak ice v.
(bir şeyin) yapıldığından/gerçekleştiğinden emin olmak see (to it) that (something happens) v.
(bir şeyin) olduğundan/yerine getirildiğinden emin olmak see (to it) that (something happens) v.
yapıldığından/bittiğinden emin olmak see that it is done v.
emin olmak see to it v.
kendinden emin hareket etmek style it out v.
tamamen emin dang sure adj.
kesinlikle emin dang sure adj.
tamamen emin danged sure adj.
kesinlikle emin danged sure adj.
kendinden emin sure of yourself adj.
işin içinde o olunca hiçbir şeyden emin olamazsın you can never tell with (someone or something) expr.
bilemeyeceğim emin değilim can't say as I do (can't say as i don't) expr.
emin değilim not sure expr.
emin olabilirsin! make no mistake about it! expr.
emin değilim can't rightly say expr.
emin olmak için for good measure expr.
etrafta kimsenin olmadığından emin ol make sure there's nobody around expr.
emin olabilirsin! make no bones about it! expr.
emin ol ki to heaven expr.
tam emin değilim ama beni not al pencil me in expr.
(birinden/bir şeyden) asla emin olmazsın you never know with (someone or something) expr.
bir şeyi yaptığından emin ol be sure to do something expr.
(sadece) emin olmak için (just) to be safe expr.
emin olmak mümkün değil (there's) no way to tell expr.
kendinden emin at (your) ease expr.
emin değilim can't say as I do expr.
emin değilim can't say that I do expr.
emin değilim can't say that I have expr.
kesinlikle emin certain sure expr.
tamamen emin certain sure expr.
bundan emin değilim I doubt it/that expr.
(bir şeyden) o kadar emin olmazdım I wouldn't bet on (something) expr.
doğruluğundan emin değilim icbw (I could be wrong) expr.
kendinden emin in control expr.
emin olmak mümkün değil no way to tell expr.
o kadar emin olmazdım wouldn't bet on it expr.
emin olabilirsin you (can) bet your (sweet) bippy expr.
emin ol ki you (can) bet your (sweet) bippy expr.
emin olabilirsin you (can) bet your (sweet) life expr.
emin ol ki you (can) bet your (sweet) life expr.
emin olabilirsin you (can) bet your boots expr.
emin ol ki you (can) bet your boots expr.
emin olabilirsin you can bet the farm expr.
emin ol ki you can bet the farm expr.
(bir şeyin olacağına/bir şeyin öyle olduğuna) emin olabilirsin you can bet the farm that (something will happen or is the case) expr.
emin ol ki (bir şey olacak/bir şey öyle) you can bet the farm that (something will happen or is the case) expr.
emin olabilirsin you (had) better believe it! exclam.
Idioms
emin eller safe hands n.
hakkında emin olunamayan şey gray area n.
hakkında emin olunamayan şey grey area n.
kendinden son derece emin kişi fire-breather n.
tam olarak emin olmama a question mark n.
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak bet (one's) shirt on (something) v.
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak bet someone dollars to doughnuts v.
(bir şey olacağına) emin olmak be no question that (something will happen/is the case) v.
(biri veya bir şey hakkında) emin olamamak have (one's) doubts (about someone or something) v.
bir şeyin doğru olduğunu düşünmek ama emin olmamak have sneaking suspicion v.
çok emin olmak bet one's life v.
çok emin olmak bet one's bottom dollar v.
çok emin olmak feel it in one's bones v.
göz önünde olduğundan emin olmak keep someone in sight v.
emin olmamak have doubts about v.
kendinden emin olmak be secure in one's skin v.
kendinden emin olmak comfortable in one's skin v.
tümüyle emin olmak put the record straight v.
tümüyle emin olmak get the record straight v.
tümüyle emin olmak set the record straight v.
tümüyle emin olmak keep the record straight v.
(bir şeyin olacağından) emin olmak feel something in one's bones v.
(emin olmak için) kitaba bakmak look up v.
(bir şeyi yaptığından) emin olmak make it a point to (do something) v.
(çok emin olmak) kalıbını basmak stake your life v.
(çok emin olmak) kalıbını basmak stake one's life v.
emin olmak know for a fact v.
her şey lehinde gittiği için mutlu/kendinden emin hissetmek have the world on a string v.
(birinin) her zaman doğruyu söylediğinden emin olmak keep (one) honest v.
birinin bir şeyi doğru anladığından emin olmak put straight v.
doğru hissettiğinden, davrandığından, düşündüğünden emin olmak put straight v.
birinin (bir şeyi) doğru anladığından emin olmak put somebody straight (about/on something) v.
birinin (bir şey hakkındaki) unsurları yanlış anlamadığından emin olmak put somebody straight (about/on something) v.
birinin (bir şeyi) doğru anladığından emin olmak set somebody straight (about/on something) v.
birinin (bir şey hakkındaki) unsurları yanlış anlamadığından emin olmak set somebody straight (about/on something) v.
-den emin olmak be safe in the knowledge that v.
(bir şeyin) zaman harcamaya değeceğinden emin olmak make (something) worth (one's) while v.
(bir şeyi) yaparken vaktini boşa harcamadığından emin olmak make (something) worth (one's) while v.
kendinden emin olmak be on firm ground v.
inançlarından, bilgisinden emin olmak be on firm ground v.
kendinden emin ve neşeli olmak be bright and breezy v.
(kendinden) fazla emin olmak be cocksure of (oneself) v.
(kendinden) gayet emin olmak be cocksure of (oneself) v.
kendinden emin olmak be in control v.
bir şeye doğru emin adımlarla ilerlemek be on the way towards something v.
bir şeye doğru emin adımlarla ilerlemek be on the way to something v.
bir şeye doğru emin adımlarla ilerlemek be on your way towards something v.
bir şeye doğru emin adımlarla ilerlemek be on your way to something v.
(biri) emin olmamak be scratching (one's) head v.
emin olmamak be scratching your head v.
(bir şeyden) emin olmak be sold on (something) v.
bir şeyden emin olmak be sold on something v.
(bir şeyi) yaptığından emin olmak be sure to (do something) v.
emin olmak bet (one's) boots v.
kesinlikle emin olmak bet (one's) boots v.
adı kadar emin olmak bet (one's) boots v.
çok emin olmak bet bottom dollar v.
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak bet dollars to doughnuts v.
emin olmak one can bet one's bottom dollar v.
kesinlikle emin olmak one can bet one's bottom dollar v.
başaracağından emin olmak fancy (one's) chances v.
başaracağından emin olmak fancy chances v.
başaracağından emin olmak fancy your chances v.
başaracağından emin olmak fancy someone's chances v.
birinin başaracağından emin olmak fancy somebody's chances v.
(biri/bir şey) hakkındaki kararından emin olmamak/şüphe duymaya başlamak get second thoughts (about someone or something) v.
(biri veya bir şeyden) emin olamamak have doubts about someone or something v.
(bir şeyden) emin olamamak have your doubts (about something) v.
emin olamamak have your doubts v.
(bir şey hakkında) emin olamamak have your doubts (about something) v.
doğru yolda gittiğinden/ilerlediğinden emin olmak keep on (the right) track v.
emin olmak know your own mind v.
bir şeyden bahse girecek kadar emin olmak make book on something v.
bir şeyden emin olmak make certain (that) something v.
(bir şeyden) emin olmak make certain of (something) v.
bir şeyden emin olmak make certain of something/of doing something v.
(bir şeyin) olacağından emin olmak put (one's) money on (something) v.
birinin bir şey yapacağından/bir şeyin olacağından emin olmak put (your) money on somebody/something v.
olacağından emin olmak put your shirt on [uk] v.
kendinden emin konuşmak talk the talk v.
emin olamayan a little leery adj.
hızla ve emin swift and sure adj.
kendinden emin ve neşeli bright and breezy adj.
kendinden emin comfortable in (one's) own skin adj.
(bir şeyden) emin sold on (something) adj.
emin olmadan with a grain of salt adv.
emin olmadan with a pinch of salt adv.
emin olabilirsin! you bet your bottom dollar! expr.
emin ellerde in good hands expr.
emin olabilirsin! you can bet your bottom dollar! expr.
o kadar emin olmazdım I wouldn't count on it expr.
kendinden emin biçimde dimdik bolt upright expr.
o kadar emin olmazdım I wouldn't bet on it expr.
yavaş ama emin adımlarla slow but sure expr.
yavaş ama emin adımlarla slowly but surely expr.
kendinden emin bir şekilde with (one's) tail up expr.
kendinden emin bir şekilde with your tail up expr.
kendinden emin/neşeli bir tavırla with your tail up expr.
emin olmak imkansız (there's) no knowing expr.
(kendinden) emin değil at odds with (oneself) expr.
emin olabilirsin bet your bottom dollar expr.
emin olabilirsin bet your life expr.
emin olabilirsin (ki) (you can) bet your bottom dollar (on something/that...) expr.
emin olabilirsin (ki) (you can) bet your life (on something/that...) expr.
(bir şeyden) emin olabilirsin can take (something) to the bank expr.
bundan emin olabilirsin can take it to the bank expr.
(birinden/bir şeyden) emin olabilirsin you can bet the farm (on someone or something) [rural] expr.
emin olmak için (bir şey yapmak) (do something) for good measure expr.
bilmenin/emin olmanın bir yolu yok there is no knowing expr.
emin değilsen yapma when in doubt, do nothing expr.
emin olmadan with reservations expr.
Speaking
emin olamamak can't be sure v.
anladığımdan emin değilim i’m not sure that I understand expr.
artık emin ellerde she's in good hands now expr.
aynı gece olduğundan emin misin? are you sure it was the same night? expr.
bu görev için doğru kişi olup olmadığından emin değilim I don't know if you are the right person for this position expr.
bundan emin misin? are you sure about this? expr.
bundan emin ol be sure of that expr.
bundan tam olarak emin değilim I am not so sure about that expr.
bunu yapmak istediğinizden emin misiniz? are you sure you wanna do this? expr.
bunu yapmak istediğine emin misin? are you sure you want to do this? expr.
bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin? are you sure this is a good idea? expr.
bundan emin misin? are you sure about that? expr.
bunu yapmak istediğinizden emin misin? are you sure you want to do this? expr.
bunu yapmak istediğinizden emin misin? are you sure you wanna do this? expr.
bunu yapmak istediğinizden emin misiniz? are you sure you want to do this? expr.
bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin? are you sure that's a good idea? expr.
bu adama güvenebileceğine %100 emin misin? are you 100% sure you can trust this guy? expr.
bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim I'm not sure this is such a great idea expr.
doğru anladığımdan emin değilim I am not sure if I understood correctly expr.
doğru anladığımdan emin değilim I am not sure if I understand correctly expr.
çok emin olma don't be too sure expr.
çok emin olma don't be so sure expr.
emin değilim I can't rightly say expr.
gelmemin sorun olmayacağından emin misin? are you sure it's okay that i come? expr.
emin değilim I'm not sure expr.
emin olmalıyım I need to know for sure expr.
emin olabilirsin you better believe it expr.
emin değilim I doubt that expr.
emin olabilirsin! you bet your sweet bippy! expr.
emin olabilirsin! you bet your bippy! expr.
emin olun ki be sure that expr.
emin olabilirsin you can bet your life expr.
emin değilim I am not sure expr.
hiçbir şeyden emin değilim I'm not sure of anything expr.
emin olabilirsin! you bet your boots! expr.
emin olabilirsin you can bet your bottom dollar expr.
emin ellerdesin you're in good hands expr.
emin olun! please rest assured! expr.
emin olabilirsin I'll tell you that expr.
henüz emin değilim I'm not sure yet expr.
emin olabilirsin you bet expr.
emin olabilirsin! you bet your life! expr.
emin olabilirsin you can bet the farm on expr.
emin olabilirsin you'd better believe it expr.
emin misin? are you positive? expr.
emin olabilirsin! you bet your sweet life! expr.
emin misin? are you sure? expr.
emin olabilirsin don't you know it! expr.
emin misin? are you sure? expr.
emin değilim I doubt it expr.
emin olun be assured expr.
emin olabilirsiniz you can be sure expr.
işin doğru yapıldığından emin ol dot your i's and cross your t's expr.
iyi olduğundan emin misin? you sure you're all right? expr.
iyi olduğuna emin misin? are you sure you're okay? expr.
iyi olduğunuza emin misiniz? are you sure you're okay? expr.
iyi olduğuna emin misin? are you sure you're all right? expr.
kapıyı açık bırakmadığından emin ol make sure you don't leave the door open expr.
kesinlikle emin olabilirsin you can bet your life on expr.
ondan emin ol be sure of that expr.
nasıl bu kadar emin olabilirsin? how can you be so sure? expr.
ne yapmamız gerektiğinden tam olarak emin değilim I'm not really sure what we're supposed to be doing expr.
nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? how can you be so sure? expr.
sadece iyi olduğundan emin olmak istedim I just wanted to make sure you were all right expr.
sen olduğundan emin olmak istedim just want to make sure it's you expr.
pek emin değilim I'm not really sure expr.
sana güvenebileceğimden emin olmam lazım I have to be sure that I can trust you expr.
tamir edemeyeceğinden emin misin? are you sure you can't fix it? expr.
temiz olduklarından emin olmalıyız we have to make sure they're clean expr.
(dediğin yerin) burası olduğuna emin misin? are you sure this is the place? expr.
yapabileceğimden gerçekten emin değilim I'm not really sure if I can expr.
Trade/Economic
emin yatırım safe investment n.
emin istif safe stowage n.
yed-i emin sözleşmesi escrow agreement n.
yeddi emin gratuitous bailee n.
yed-i emin fonu trust fund n.
Law
üçüncü kişiye yeddi emin olarak bırakılan şey escrow n.
yed-i emin depository n.
Technical
emin olmak make sure v.
emin olmak make certain v.
emin olmak assure v.
emin olmak verify v.
Computer
emin misiniz? are you sure? expr.
Marine
emin liman safe port n.
emin rıhtım safe berth n.
Philosophy
varlığından emin olmadan kabul ettiğimiz şey noumenon n.
kişilerin nesneleri birbirinden farklı algılaması sebebiyle bir şeyin doğru algılandığından emin olunamayacağını ifade eden kavram barrier of ideas n.
Military
emin depolama sahası vault storage space n.
emin saha safe area n.
öldüğünden emin olunamayan ordu personeline geçici verilen şehitlik statüsü duty status-whereabouts unknown n.
öldüğünden emin olunamayan ordu personeline verilen geçici statü dustwun (duty status-whereabouts unknown) abrev.
Hunting
namlu ve mekanizmaların sağlamlığından emin olmak için yapılan yüksek şarjlı deneme atışı proof n.
Wagering
at yarışında tüyocunun kazanan attan neredeyse emin olduğu seçim nap [uk] n.
Latin
yavaş ama emin adımlarla tarde sed tute expr.
Archaic
emin olmayan unsured adj.
Slang
kendinden emin kadın slick chick n.
sade, kendinin farkında ve kendinden emin olma aw–shucks n.
yalnızca kazanacağından emin olduğunda bahse giren kimse locksmith n.
bahse girecek kadar emin olmak make book on v.
başarıdan emin olmak have it knocked v.
kazanacağından/başarılı olacağından emin olmak have it knocked v.
kendinden emin davranmak walk heavy v.
emin olmak bet one's ass v.
kesinlikle emin olmak bet one's ass v.
emin olabilirsin you bet your ass expr.
emin ol ki you bet your ass expr.
emin ol ki you bet your sweet ass expr.
emin olabilirsin you bet your sweet ass expr.
emin olabilirsin ybysaia (you bet your sweet ass I am) expr.
emin ol ki ybysaia (you bet your sweet ass I am) expr.
emin olabilirsin you (can) bet your (sweet) ass expr.
emin ol ki you (can) bet your (sweet) ass expr.
emin olabilirsin you (can) bet your (sweet) patoot expr.
emin ol ki you (can) bet your (sweet) patoot expr.
emin olabilirsin you (can) bet your (sweet) patootie expr.
emin ol ki you (can) bet your (sweet) patootie expr.
emin olabilirsin you bet your bottom expr.
Modern Slang
çekilecek olan sıkıntının/yapılacak olan fedakarlığın alınacak olan sonuca değip değmeyeceğinden emin ol always know if the juice is worth the squeeze expr.
bir şeyin yapılacak olan fedakarlıklara/katlanılacak sıkıntılara değip değmeyeceğinden emin ol always know if the juice is worth the squeeze expr.