forehand - Turkish English Dictionary
History

forehand

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "forehand" in Turkish English Dictionary : 32 result(s)

English Turkish
General
forehand n. baş mevki
forehand n. sağ vuruş
forehand n. atın binicisinin önünde kalan bölümü
forehand n. ön pozisyon
forehand n. (teniste) el önü
forehand adj. baskın elin ayasını öne doğru açarak yapılan
forehand adj. en başta gelen
forehand adj. en önemli
forehand adj. önde gelen
forehand adj. en öndeki
forehand adj. en yüksek
forehand adj. başlıca
forehand adj. üstün
forehand adj. rütbece üstün olan
forehand adj. baş
forehand adj. öncülük eden
forehand adv. el önü vuruşu ile
forehand adv. bileği vuruş yönüne çevirerek
Sport
forehand n. sağ vuruş
forehand n. el önü vuruşların yapıldığı taraf
forehand n. (disk sporlarında) diski tutan kolun tarafından orta parmağın kontrolünde yapılan atış
forehand v. el önü ile vuruş yapmak
forehand adj. el önü ile yapılan (vuruş)
forehand adj. bileği vuruş yönüne çevirerek yapılan (vuruş)
forehand adj. oyuncunun baskın el tarafına ait
forehand adj. oyuncunun baskın el tarafı ile ilişkili
Tennis
forehand n. topa elin iç tarafı ile yapılan vuruş
forehand n. teniste el-önü vuruş
forehand adj. sağ vuruşla yapılan
Card
forehand n. (skat oyununda) teklif verme sırası önde olan oyuncu
Archaic
forehand n. üstün pozisyon
forehand n. avantaj

Meanings of "forehand" with other terms in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

English Turkish
General
forehand [obsolete] n. başlıca kısım
forehand [obsolete] n. en önemli bölüm
forehand [obsolete] adj. önceden gerçekleşen
forehand [obsolete] adj. önceden yapılan
forehand [obsolete] adj. önceden verilen
forehand [obsolete] adj. önceden
forehand [obsolete] adj. daha önce olan
forehand [obsolete] adj. daha erken olan
forehand [obsolete] adj. önceki
forehand [obsolete] adj. evvelki
Law
forehand rent [scotland] n. kiracının ödeme kaynağı olan ekinleri hasat edilmeden önce ödeyebildiği kira
forehand rent [uk] n. kiracının kira için ödediği prim
forehand rent [uk] n. (kira için) önden yapılan ödeme
Industry
forehand [uk] n. çalışmakta olan ustabaşı
forehand [uk] n. iş başındaki denetmen
forehand [uk] n. (bakır çıkarma işinde) sorumlu kimse
Technical
forehand welding n. öne çekişli kaynaklama
Aeronautic
forehand welding n. el yazısı yönünde kaynak
Sport
forehand drive n. (tenis, badminton ve duvar tenisinde) el önü vuruşu yapılan taraftan verilen sert ve düz karşılık
forehand shot n. (tenis, badminton ve duvar tenisinde) topu el ayasını atış yönüne çevirerek geri gönderme
forehand stroke n. (tenis, badminton ve duvar tenisinde) topu el ayasını atış yönüne çevirerek geri gönderme