başlıca - Turkish English Dictionary
History

başlıca



Meanings of "başlıca" in English Turkish Dictionary : 49 result(s)

Turkish English
Common Usage
başlıca major adj.
başlıca primary adj.
başlıca chief adj.
başlıca principal adj.
başlıca main adj.
General
başlıca paramount adj.
başlıca ruling adj.
başlıca cardinal adj.
başlıca staple adj.
başlıca primal adj.
başlıca elemental adj.
başlıca principal adj.
başlıca essential adj.
başlıca chief adj.
başlıca main adj.
başlıca prime adj.
başlıca basic adj.
başlıca top adj.
başlıca leading adj.
başlıca maister adj.
başlıca big-ticket adj.
başlıca bigtime adj.
başlıca most [dialect] adj.
başlıca classic adj.
başlıca palmary adj.
başlıca forehand adj.
başlıca primate adj.
başlıca primatial adj.
başlıca cardinally adv.
başlıca mostly adv.
başlıca primarily adv.
başlıca principally adv.
başlıca chiefly adv.
başlıca mainly adv.
başlıca topmostly adv.
başlıca majorly adv.
başlıca muchly adv.
başlıca particularly adv.
başlıca prime adv.
başlıca primely adv.
başlıca primitively adv.
başlıca primordially adv.
başlıca maj. (major) abrev.
Colloquial
başlıca big-league adj.
Trade/Economic
başlıca primary adj.
Politics
başlıca leading adj.
başlıca chiefly adv.
Technical
başlıca principal adj.
başlıca prime adj.

Meanings of "başlıca" with other terms in English Turkish Dictionary : 152 result(s)

Turkish English
General
başlıca sıfat forte n.
başlıca olma durumu essentialness n.
başlıca dayanak atlas n.
portekiz'in güney kıyısı ve başlıca turistik konaklama bölgesi algarve n.
başlıca şikayet konusu pet peeve n.
başlıca dayanak mainstay n.
başlıca satış ürünleri staple commodities n.
bir ülkenin başlıca idari bölümlerinden her biri province n.
başlıca fikirler gist n.
başlıca sorun main problem n.
başlıca amacı para kazanmak olan kimse huckster n.
başlıca mahsül staple n.
başlıca ürün staple n.
başlıca öğe staple n.
başlıca neden the primary reason n.
başlıca neden the main reason n.
başlıca nokta essential point n.
başlıca nedenler main reasons n.
başlıca sebepler main reasons n.
başlıca neden leading cause n.
başlıca sebep leading cause n.
başlıca nedenleri the main reasons of n.
başlıca nedenleri the primary reasons of n.
başlıca nedenler primary reasons n.
başlıca sebepleri the primary reasons of n.
başlıca sebepleri the main reasons of n.
başlıca sebepler primary reasons n.
başlıca kirlilik kaynağı major source of pollution n.
başlıca tehlike main danger n.
eskiden belirli politik haklara sahip olan başlıca sosyal sınıf estate n.
sakızağacındaki çatlaklardan sızan ve başlıca cila yapımında kullanılan, sarımsı-yeşilimsi renkte şeffaf ve aromatik bir reçine mastich n.
ön sayfa gibi başlıca sayfalarda birincil önemdeki hikayeleri diğerlerinden ayıran pratik çizgi fold n.
başlıca kısım forehand [obsolete] n.
başlıca dayanak sinew n.
(bir şeyi) başlıca ilgi alanı olarak seçmek major v.
(bir şeyi) başlıca ilgi alanı yapmak major v.
başlıca rollerde starring in adj.
başlıca ürün olmayan nonstaple adj.
başlıca nedeni main reason of prep.
Phrases
başlıca sebeplerinden biri one of the main reasons of expr.
başlıca nedenlerinden biri one of the main reasons of expr.
başlıca sebeplerinden biri one of the primary resons of expr.
başlıca nedenlerinden biri one of the primary resons of expr.
Colloquial
..olmasının başlıca nedeni/sebebi main reason why expr.
..olmasının başlıca nedeni/sebebi primary reason why expr.
Idioms
ana/asıl/esas/başlıca neden/başlangıç nedeni a prime mover n.
birşeyin başlıca kaynağı a mother lode of something n.
bir alanda başlıca otorite olmak write the book v.
başlıca ve önemli bricks and mortar adj.
Trade/Economic
anlaşmanın başlıca konuları heads of agreement n.
ana/başlıca mallar main/primary goods n.
başlıca ortak senior partner n.
başlıca döviz kaynağı primary source of foreign exchange n.
başlıca rakipler principal competitors n.
başlıca finansal araçlar primary financial instruments n.
başlıca tarım ürünleri basic corps n.
başlıca döviz kaynağı main source of foreign exchange n.
başlıca ürünler staple commodities n.
başlıca sorumluluk alanları principal accountabilities n.
başlıca ürün staple commodity n.
başlıca ekonomik göstergeler main economic indicators n.
başlıca maddeler ticareti staple trade n.
başlıca hammaddeler major commodities n.
başlıca ürün staple n.
bir piyasanın başlıca satış maddesi staple n.
dünya borsa fiyatlarına tabi başlıca maddeler staples n.
dünya borsa fiyatlarına tabi başlıca maddeler staple commodities n.
piyasanın başlıca ticaret malı staple n.
şirket hisselerinin başlıca sahipleri major holders of company shares n.
(bankacılık) frankfurt menkul kıymetler borsası'nda işlem gören ortalama 30 başlıca hisse senedine dayalı bir fiyat endeksi dax n.
Law
başlıca hak essential right n.
kamu hukukunun başlıca dalları main branches of public law n.
(ingiliz idari bölgesinde) başlıca sulh hakimi custos rotulorum n.
Politics
abd'deki başlıca siyasi partilerden biri the democratic party n.
başlıca öncelik high priority n.
başlıca koşul sine qua non n.
başlıca sorunlar key disputes n.
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü ss (secret service) n.
1900'de avrupa'nın başlıca devletleri, abd ve japonya arasında yapılan ve doğu'da yalnızca çin'e karşı ortak hareket edileceğini ifade eden anlaşma concert of the powers n.
Institutes
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü united states secret service n.
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü us secret service n.
abd kamu güvenlik teşkilatının başlıca görevi abd başkanlarını ve ailelerini korumak olan bir bölümü usss (united states secret service) n.
Technical
başlıca görevi ikinci derece elektronlar yaymak olan elektrot dynode n.
Computer
başlıca haberler top newsfeed n.
Electric
başlıca silikon karbürden meydana gelen elektriksel olarak dirençli bir malzeme thyrite n.
Railway
başlıca demiryolu hattı main line n.
Mining
silikat zinciri içeren benzer kristal yapıları olan ve başlıca sodyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve alüminyumdan oluşan bir mineral grubu amphibole group n.
başlıca alüminyum cevheri beauxite n.
Medical
başlıca belirti major symptom n.
bakır taşıyıcı başlıca plazma proteini ceruloplasmin n.
başlıca belirti major sign n.
başlıca mekanizma major mechanism n.
başlıca/temel sağlık sorunları top health concerns n.
başlıca değişiklik major variation n.
başlıca mekanizma main mechanism n.
Pathology
hastalığa neden olan başlıca faktör incitant n.
Gastronomy
bir öğünün başlıca yemeği main course n.
öğünün başlıca yemeği main n.
Chemistry
başlıca vandanat tuzları formunda bilinen bir vanadyum oksiasidi orthovanadic acid n.
Biology
asperjilosis’in başlıca etmeni aspergillus fumigatus n.
başlıca keratinden oluşan sert vücut yapısı unguis n.
Marine Biology
başlıca tropikal denizlerde yetişen kalın çift kabuklu yumuşakçaları içeren bir familya tridacnidae n.
Botanic
greyfurttaki acı tadı veren başlıca flavanoid naringin n.
başlıca akdeniz otlarından oluşan bir bitki cinsi vesicaria n.
başlıca akdeniz otlarından oluşan bir bitki cinsi genus vesicaria n.
gıdalara zarar veren birçok yaygın küfü içerip başlıca saprofit mantarları içeren geniş bir mantar familyası mucoraceae n.
gıdalara zarar veren birçok yaygın küfü içerip başlıca saprofit mantarları içeren geniş bir mantar familyası family mucoraceae n.
Agriculture
başlıca tarımsal ürünler basic crops n.
Social Sciences
ebeveyn ve çocuklardan oluşan başlıca sosyal birim nuclear family n.
başlıca afrika savanında yaşayan batı afrikalı siyahi bir halkın mensubu tiv n.
başlıca gine ve mali olmak üzere batı afrika ülkelerinde yaşayan ve deniz kabuklarını para olarak kullanmaları ile bilinen siyahi bir halka mensup kimse malinke n.
başlıca gine ve mali olmak üzere batı afrika ülkelerinde yaşayan ve deniz kabuklarını para olarak kullanmaları ile bilinen siyahi bir halka mensup kimse maninke n.
başlıca afrika savanında yaşayan batı afrikalı siyahi bir halkın mensubu munshi n.
Literature
klasik yunancanın başlıca edebi lehçesi attic n.
Linguistics
başlıca afrika savanında yaşayan batı afrikalı siyahi halkın konuştuğu dil tiv n.
eski ingilizce'nin başlıca lehçelerinden biri jutish n.
History
asur'un başlıca şehirlerinden biri asshur n.
asur'un başlıca şehirlerinden biri assur n.
asur'un başlıca şehirlerinden biri asur n.
asur'un başlıca şehirlerinden biri ashur n.
amerikan iç savaşı'nda güneylilerin başlıca üretim maddesi olan pamuğu kişileştiren bir ifade king cotton n.
Archaeology
başlıca küçük fitoplanktonların bir araya gelmesiyle oluşan plankton nannoplankton n.
Religious
hayır işleyen başlıca derneklerden herhangi birine üye olan kimse red man n.
yahudilikte başlıca dört melekten biri uriel n.
budizm'in başlıca dallarından biri vajrayana n.
(mormon kilisesi'nde) kilisenin başlıca idari organı presidency n.
Environment
başlıca hava kirleticileri major air pollutants n.
başlıca nükleer güç major nuclear power n.
başlıca bulgular main findings n.
başlıca bulgular ve engeller main findings and obstacles n.
Geography
afrika'daki nil nehri'nin başlıca su kaynağı olan en büyük göl ve dünyadaki ikinci en büyük tatlı su gölü lake victoria n.
başlıca volkanik kökenli malzemenin oluşturduğu tortul kayaçlar main volcanoclastic sedimentary rocks n.
başlıca asidik volkanik kayaçlar main acidic volcanic rocks n.
başlıca çökel taşınma yönü main sediment transport direction n.
başlıca bazik volkanik kayaçlar main basic volcanic rocks n.
tonga'nın başkenti ve başlıca liman şehri nukualofa n.
tonga'nın başkenti ve başlıca liman şehri nuku'alofa n.
kuzeybatı italya'nın ligurya bölgesinde, italya'nın başlıca deniz üssü olan liman şehri la spezia n.
güneybatı finlandiya'da yer alan aland adaları'nın başlıca liman kenti mariehamn n.
hint okyanusu'nda bulunan seyşeller'in başlıca adası mahé n.
güneybatı finlandiya'da yer alan aland adaları'nın başlıca liman kenti maarianhamina n.
güneybatı finlandiya'da yer alan aland adaları'nın başlıca liman kenti mariel n.
(britanya hindistanı'nda) başlıca idari bölüm province n.
Geology
başlıca diyatom içeren toprak infusorial earth n.
Military
başlıca ast komutan principal subordinate commander n.
başlıca ast komutanlık principal subordinate command n.
Sport
modern iniş kayağı tekniğinin başlıca formu alpine skiing n.
Art
italya’nın milano şehrinde yer alan başlıca opera binası la scala n.
Cinema
başlıca rol principal role n.
başlıca rol leading role n.
Abbreviation
abd deniz kuvvetleri'nin hava savaşı ve füze silah sistemleri için arge çalışmaları yürüten başlıca birimi nawcwpns (naval air warfare center weapons division) n.
Entomology
başlıca palaeartik notodontid güvelerden oluşan bir güve cinsi thaumetopoea n.