grey - Turkish English Dictionary
History

grey

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "grey" in Turkish English Dictionary : 42 result(s)

English Turkish
Common Usage
grey n. gri
grey v. ağartmak
grey v. ağarmak
grey adj. gri
General
grey n. külrengi
grey n. kır rengi
grey n. kül rengi
grey n. gri renkli nesne
grey n. gri renkli hayvan
grey n. düşük doygunluğa sahip nesne rengi
grey v. kırlaştırmak
grey v. beyazlamak
grey v. kırlaşmak
grey v. silikleştirmek
grey v. aklar düşmek
grey v. yaşlı nüfusu giderek artmak
grey adj. yaşlı
grey adj. kapalı
grey adj. kırlaşmış
grey adj. kır
grey adj. boz
grey adj. sıkıntılı
grey adj. eski
grey adj. kurşuni
grey adj. kır saçlı
grey adj. (saç) ağarmış
grey adj. saçları ağarmış
grey adj. griye çalan
grey adj. griye bürünmüş
grey adj. gri kıyafet giyen
grey adj. (hayvan) birbirine karışmış siyah ve beyaz tüylü
grey adj. aşırıya kaçmayan
grey adj. belirsiz
Trade/Economic
grey adj. (pazarlama yöntemleri) orta düzeyde
Technical
grey n. külrengi
Computer
grey n. gri
Textile
grey adj. (kumaş) işlenmemiş
grey adj. (kumaş) ham
History
grey n. (amerikan iç savaşı'nda) konfederasyon ordusu askeri
grey n. (amerikan iç savaşı'nda) konfederasyon ordusu
Painting
grey n. çal
Archaic
grey n. porsuk

Meanings of "grey" with other terms in English Turkish Dictionary : 414 result(s)

English Turkish
General
grey cotton cloth n. amerikanbezi
smoke grey n. dumanrengi
grey matter n. gri madde
golden grey mullet n. altınbaş kefal
grey matter n. akıl
grey heron n. külrengi balıkçıl
grey parrot n. jako
grey hypocolius n. tırtılyiyen
tattletale grey n. kirli beyaz
grey matter n. zeka
grey plover n. gümüş yağmurcun
grey mullet n. paçoz
grey literature n. gri yayınlar
grey matter n. beyin
light grey n. açık gri
grey goosefoot n. gri kaz ayağı
grey wagtail n. dağ kuyruksallayanı
common grey n. adi balıkçıl
grey partridge n. çilkeklik
silver grey n. gümüşrengi
grey heron n. gri balıkçıl
grey mouse ear n. gri fare kulağı
grey phalarope n. kızıl denizdüdükçünü
grey fox n. gri tilki
grey mullet n. has kefal
grey area n. boz alan
grey area n. gri saha
grey-headed woodpecker n. küçük yeşil ağaçkakan
dapple-grey n. bakla kırı
dapple-grey n. alaca kır
thin-lipped grey mullet n. pulaterina
grey water n. çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su
grey water n. gri su
grey feather n. gri tüy
dapple-grey n. alaca kır (at)
pearl-grey n. soluk mavimsi gri renk
steel cage with grey bars n. gri parmaklıklı çelik kafes
earl grey n. bergamot ile tatlandırılmış bir çay çeşidi
grey hair n. beyaz saçlar
grey hair n. ağarmış saçlar
grey cardinal n. gri kardinal
lesser grey shrike n. kara alınlı örümcekkuşu
tattletale grey n. gri beyaz
tattletale grey n. griye çalan beyaz
tattletale grey n. gri beyaz
tattletale grey n. griye çalan beyaz
tattletale grey n. gri beyaz
tattletale grey n. griye çalan beyaz
reddish-grey n. kırmızımsı gri
red-grey n. kırmızımsı gri
grey [obsolete] n. porsuğun gri kürkü
grey eminence n. gizli danışman
grey eminence n. gizli karar verici
grey nomad [australia] n. yaşlı göçebe
grey nomad [australia] n. portatif evle ülkeyi dolaşan yaşlı gezgin
grey-hen n. taştan yapılmış büyük içki şişesi
dove-grey n. grinin koyu olmayan bir tonu
morally grey character n. ahlaki açıdan gri karakter
turn grey v. kırlaşmak
turn grey v. saçına ak düşmek (saç)
make grey v. kırlaştırmak
go grey v. saçı beyazlaşmak
go grey v. ak düşmek
become grey v. ak düşmek
turn grey v. kır düşmek
turn grey v. saçları beyazlamak
go grey v. saçı beyazlamak
go grey v. saçları beyazlamak
turn grey v. saçı beyazlamak
go grey v. saçlarına ak düşmek
turn grey v. saçlarına ak düşmek
grow grey v. saçları ağarmak
dull grey adj. kurşuni
dark grey adj. koyu gri
pearl grey adj. gümüşi
grey haired adj. kır saçlı
grey-headed adj. yaşlı adam
slate-grey adj. barut rengi
pearl-grey adj. gümüşi
grey-headed adj. kır saçlı
grey-headed adj. saçları ağarmış
grey-haired adj. kır saçlı
grey-haired adj. saçları ağarmış
black-grey adj. koyu gri
dapple-grey adj. (at) kırçıllı
dove grey adj. pembemsi gri
dove grey adj. mavimsi gri
dove-grey adj. pembemsi gri olan
dove-grey adj. mavimsi gri olan
silver-grey adj. gümüşi gri olan
silver-grey adj. gümüş grisi olan
silvery-grey adj. gümüşi gri olan
silvery-grey adj. gümüş grisi olan
slaty-grey adj. arduvaz veya granit renginde
stone-grey adj. arduvaz veya granit renginde
Proverb
all cats are grey at night n. geceleri tüm kediler gridir
all cats are grey at night n. karanlıkta bütün kediler gridir
all cats are grey at night n. gece/karanlıkta her şey birbirine benzer
all cats are grey by night n. geceleri tüm kediler gridir
all cats are grey by night n. karanlıkta bütün kediler gridir
all cats are grey by night n. gece/karanlıkta her şey birbirine benzer
all cats are grey in the dark zifiri karanlıkta her şey aynıdır
all cats are grey in the dark köre renkten bahsolunmaz
all cats are grey in the dark karanlıkta bütün kediler gridir
all cats are grey in the dark zifiri karanlıkta her şey aynıdır
all cats are grey in the dark köre renkten bahsolunmaz
all cats are grey in the dark karanlıkta bütün kediler gridir
Colloquial
grey knight n. şirket devrinde niyetini açıkça belli etmeden karşı teklifte bulunan bir müdahil
grey-wave adj. kar potansiyeli olan ancak yatırımcı yaşlanmadan önce beklentileri karşılaması mümkün olmayan (şirket, yatırım)
Idioms
little grey cells n. beyin
little grey cells n. akıl
little grey cells n. kafa
little grey cells n. muhakeme yetisi
little grey cells n. bilgi
little grey cells n. düşünme gücü
little grey cells n. anlama gücü
little grey cells n. kavrama gücü
little grey cells n. kavrama ve anlama yeteneği
grey area n. bir konunun belirsiz bölümü
grey area n. hakkında emin olunamayan şey
grey area n. ikilemde kalınan konu
grey matter n. kafa/beyin
the men in grey suits n. siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler
the grey pound [uk] n. yaşlı alım gücü
the grey pound [uk] n. yaşlı kesimin alım gücü
grey power n. kıdemli gücü
grey power n. kıdemli nüfuzu
grey power n. kıdemlilerin bir kurumda sahip olduğu nüfuz
grey power n. kıdemden dolayı sahip olunan nüfuz/etki
grey amber n. amber
grey amber n. gri amber
a grey area n. belirsiz alan/saha
a grey area n. arada kalmış/net olmayan bir alan
grey suits n. siyaset ve ticarette çok büyük gücü ve etkisi olan ancak halkın tanımadığı perde arkasındakiler
Trade/Economic
grey market n. fiyatların normal piyasa fiyatından yüksek olduğu piyasa
grey market n. fiyatların aşırı yüksek olduğu piyasa
grey market n. fiyatların çok yüksek olduğu piyasa
grey market n. gri borsa
grey economy n. kayıt dışı ekonomi
grey-economy n. kayıt dışı ekonomi
grey import n. ihraç edildiği ülkede eşdeğer modeli bulunmayan ithal araç
grey market n. yaşlılara yönelik piyasa
grey panther n. kendini genç ve sosyal olarak gören yaşlı ve zengin tüketici
Politics
grey wolves n. bozkurtlar
oecd grey list n. oecd gri listesi
grey wolves n. ülkü ocağı
grey wolves n. ülkü ocakları
grey vote n. yaşlıların oyları
Institutes
system for information on grey literature on europe n. avrupa ile ilgili bilimsel çalışmalar hakkında enformasyon sistemi
Technical
grey cotton cloth n. amerikan bezi
dapple-grey n. bakla kırı
grey cut n. basit kesme dekor
grey cutting n. basit kesme dekorlama
bragg grey relation n. bragg grey bağıntısı
width in grey n. brüt en
grey cast iron n. gri dökme demir
grey antimony n. gri antimuan
grey slag n. gri curuf
silver-grey n. gümüş rengi
grey scale n. gri skala
grey forge pig n. gri dövme piki
grey area n. gri alan
grey slag n. gri dışık
grey cloth n. ham ürün
grey cotton n. ham pamuk
grey cloth n. ham mamul
mercerization in grey n. ham ürün merserizasyonu
width in grey n. ham en
grey goods n. ham tekstil ürünleri
grey blibe n. ince uzun sülfat kabarcığı
grey cast sewage pipe n. kırdöküm pis su borusu
neutral grey glass n. yansız gri cam
steel-grey adj. çelik grisi renkte olan
Computer
grey scale n. gri ton
blue-grey n. gri mavi
grey texture n. gri doku
Telecom
vertical grey-scale chart n. dikey gri ölçekli çizelge
Mechanic
grey cast iron n. gri dökme demir
Textile
grey cotton cloth n. amerikanbezi
width in grey n. brüt en
grey scale n. gri ölçek
grey marl n. gri melanj
grey marl n. gri pekmez toprağı rengi
grey goods n. ham tekstil ürünleri
grey cloth n. ham ürün
grey cotton n. hain pamuk
width in grey n. ham en
grey cloth n. ham mamul
grey scale for assessing change in colour n. solmanın değerlendirilmesinde yararlanılan gri skala
Construction
grey infrastructure n. (şehircilik) gri altyapı
Lighting
grey body n. gri cisim
Dyeing
charcoal grey n. çok koyu gri renk
charcoal-grey n. çok koyu gri renk
ash grey n. kül rengi
yellow-grey n. sarımsı gri
yellowish-grey n. sarımsı gri
dappled-grey n. kırçıllı gri
dappled-grey n. gri melanj
oxford grey n. koyu gri
oxford grey n. kül rengi
oxford grey n. boz rengi
dove grey n. kahverengimsi bir gri tonu
iron grey n. koyu gri bir renk tonu
iron grey n. koyu gri saç
iron-grey n. taze dökme demir renginde
pearl grey n. inci grisi
pearl grey n. açık mavimsi gri renkli
davy's grey [uk] n. morumsu bir koyu gri tonu
steel grey [uk] n. morumsu bir koyu gri tonu
slate-grey n. koyu grinin bir tonu
blackish-grey adj. koyu gri
bluish-grey adj. maviye çalan gri renkli
brown-grey adj. kahverengiye çalan gri renkte
brownish-grey adj. kahverengiye çalan gri renkte
yellow-grey adj. sarımsı gri
yellowish-grey adj. sarımsı gri
dark-grey adj. koyu gri
dark-grey adj. kül rengi
dark-grey adj. boz rengi
oxford-grey adj. koyu gri
oxford-grey adj. kül rengi
oxford-grey adj. boz rengi
greenish-grey adj. yeşile çalan gri renkte
grey-black adj. grimsi siyah renkte
grey-blue adj. grimsi siyah renkte
grey-brown adj. grimsi kahverengi
grey-green adj. griye çalan yeşil renkte
grey-pink adj. griye çalan pembe renkte
grey-state adj. (kumaş, malzeme) henüz boyanmamış
grey-white adj. griye çalan beyaz renkte
olive-grey adj. içinde zeytin yeşili bulunan gri
oxford-grey adj. koyu gri renkli
oxford-grey adj. kül renkli
oxford-grey adj. boz renkli
oxford-grey adj. grinin koyu tonunda olan
iron-grey adj. demir grisi
Automotive
grey market n. gri piyasa
grey market vehicle n. gri piyasa aracı
grey market parts n. gri piyasa parçaları
Aeronautic
grey out n. flu görüş
Medical
grey-out n. görme yeteneğinin yitmesi
grey substance n. gri madde
grey matter n. (beynin merkezini oluşturan) gri madde
Anatomy
grey matter n. bozmadde
Food Engineering
grey body n. gri cisim
Gastronomy
grey mullet caviar n. balık yumurtası
grey mullet n. kefal balığı
grey mullet n. kefal has
grey mullet n. kefal
grey mullet n. kefal topbaş
gold grey mullet n. kefal altınbaş
thick liped grey mullet n. kefal topbaş
grey gurnard n. kırlangıç balığı benekli
thin lipped grey mullet n. pulaterina
grey mullet n. pulaterine
Physics
grey body n. gri cisim
grey goo n. gri yapışkan
Marine Biology
golden grey mullet n. altın renkli kefal
golden grey mullet n. altınbaş kefalbalığı
grey triggerfish n. balıstes caprıscus
grey gurnard n. benekli kırlangıç
grey gurnard n. benekli kırlangıç balığı
grey wrasse n. çırçır balığı
grey wrasse n. çilçırçır balığı
grey triggerfish n. çotira balığı
grey triggerfish n. çütre balığı
grey triggerfish n. domuz balığı
grey reef shark n. gri resif köpekbalığı
grey cataract n. gri katarakt
flat-head grey mullet n. haskefal
thin-lipped grey mullet n. ince dudaklı kefal
thick-lipped grey mullet n. kalın dudaklı kefal
grey gurnard n. kırlangıç balığı
thicklip grey mullet n. mavri balığı
thicklip grey mullet n. mavraki
grey wrasse n. ot balığı
golden grey mullet n. sarı yanak kefal
golden grey mullet n. singil
leaping grey mullet n. sivriburun kefal
thicklip grey mullet n. top baş kefal
grey flounder (etropus rimosus) n. gri dil balığı
grey snapper n. florida sahilindeki sığ sularda yaşayan bir balık
grey skate n. avrupa'ya özgü yenilebilir bir keler balığı
grey nurse shark n. grimsi bir avustralya köpek balığı
grey skate n. bayağı avrupa tırpanası
Astronomy
grey line n. aydınlanma çemberi
grey line n. dünyanın karanlık ve aydınlık taraflarını birbirinden ayıran çizgi
q star (grey hole) n. q yıldızı (gri delik)
q star (grey hole) n. varsayımsal bir egzotik yıldız
Zoology
grey squirrel n. boz sincap
grey whale n. boz balina
great grey shrike n. büyük örümcekkuşu
grey hamster n. cüce avurtlak
grey hamster n. cüce dağ sıçanı
grey partridge n. çil keklik
grey partridge n. çilkeklik
grey wagtail n. dağ kuyruksallayanı
grey-hooded bunting n. doğu kiraz kuşu
grey-necked bunting n. doğu kiraz kuşu
grey hamster n. gri hamster
grey crowned crane n. gri taçlı turna
grey reef shark n. gri resif köpekbalığı
grey-necked bunting n. gri boyunlu kiraz kuşu
grey rhebuck n. güney afrika'ya özgü bir antilop türü
grey rhebok n. güney afrika'ya özgü bir antilop türü
grey-hooded bunting n. gri boyunlu kiraz kuşu
grey bunting n. gri kiraz kuşu
african grey n. gri papağan
grey wolf n. gri kurt
grey heron n. gri balıkçıl
grey-headed bat n. gri başlı yarasa
grey whale n. gri balina
african grey parrot n. gri papağan
grey-headed albatross n. gri başlı albatros
grey-headed woodpecker n. gri ağaçkakan
grey-faced woodpecker n. gri ağaçkakan
lesser grey shrike n. kara alınlı örümcek kuşu
lesser grey shrike n. kara alınlı boğan
lesser grey shrike n. kara alınlı çekirgekuşu
grey partridge n. keklik
grey wagtail n. yont kuşu
great grey shrike n. yırtıcı boğan
eastern grey squirrel n. boz sincap
eastern grey squirrel n. kuzey amerika'nın doğusunda yaşayan bir sincap
grey fox n. gri tilki
grey fox n. boz tilki
eastern grey kangaroo (macropus giganteus) n. dev kanguru
eastern grey kangaroo (macropus giganteus) n. doğu boz kangurusu
eastern grey kangaroo (macropus giganteus) n. büyük gri kanguru
eastern grey kangaroo (macropus giganteus) n. avustralya'ya özgü grimsi kahverengi çok büyük kanguru
great grey kangaroo (macropus giganteus) n. dev kanguru
great grey kangaroo (macropus giganteus) n. doğu boz kangurusu
great grey kangaroo (macropus giganteus) n. büyük gri kanguru
great grey kangaroo (macropus giganteus) n. avustralya'ya özgü grimsi kahverengi çok büyük kanguru
indian grey mongoose n. boz kuyruksüren
grey lemming n. eski dünya'ya özgü yaban sıçanı
grey lemming n. eski dünya yaban sıçanı
Botanic
grey-leaf pine n. torrey çamı
grey-leaf pine n. kaliforniya'nın güneybatısında yetişen beş iğneli bir çam
grey alder n. avrupa kızılağacı
grey birch n. kavak yapraklı huş
grey birch n. kuzey amerika'nın doğu bölgelerinde yetişen değersiz kerestesi olan orta boylu bir huş ağacı
american grey birch n. kavak yapraklı huş
american grey birch n. kuzey amerika'nın doğu bölgelerinde yetişen değersiz kerestesi olan orta boylu bir huş ağacı
grey alder n. avrupa kızılağacı
grey alder n. kanada ve abd'nin kuzeydoğusunda yetişen bir çalı
goose grey n. beşparmakotu
goose grey n. kaz otu
grey reindeer lichen n. rengeyiği likeni
grey reindeer lichen n. kuzey kutup bölgesinde yetişen dik grimsi bir liken
grey sage n. abd'nin batısında yetişen gümüş rengi yaprakları olan çok yıllık bir bitki
grey corkwood (erythrina vespertilio) n. avustralya'da yetişen ve yumuşak süngerimsi kerestesi olan dikenli bir mercan ağacı
american grey birch n. boz huş
grey birch n. boz huş
dwarf grey willow n. aksöğüt
dwarf grey willow n. abd'nin doğusuna özgü, kurak arazilerde yetişen uzun beyaz yapraklı bir söğüt ağacı
grey goldenrod n. kanada ve doğu abd'ye özgü, sarı çiçekleri boyamada kullanılan bir bitki
grey polypody n. amerika ve güney afrika'ya özgü olup kayalarda ve ağaç gövdelerinde yetişen grimsi yapraklı bir eğreltiotu
grey poplar n. boz kavak
grey poplar n. avrupa'ya özgü olup birçok başka bölgede de yetiştirilen hızlı büyüyen büyük bir kavak
grey willow n. boz söğüt
grey willow n. avrasya'ya özgü, beyazımsı dalları olan çalımsı bir söğüt
grey goldenrod n. gri altınsap
grey gum n. yeni güney galler'deki çeşitli okaliptüs ağaçlarına verilen ad
grey polypody n. diriliş eğrelti otu
grey poplar n. boz kavak
grey willow n. beyazımsı iplikli dalları olan bir avrasya çalımsı söğüdü
grey corkwood n. avustralya'ya özgü dikenli bir mercan ağacı
Fishery
grey sole n. yassı balığın grimsi beyaz eti
Social Sciences
grey ace n. gri aseksüel
grey divorcees n. yaşlı boşananlar
grey divorce n. yaşlılarda boşanma
grey area [uk] n. işsizliğin yüksek olduğu bölge
grey panther n. kendini genç ve sosyal olarak gören yaşlı ve zengin tüketici grubuna mensup kimse
Literature
morally grey character n. ahlaki açıdan gri karakter
morally grey character n. gri ahlaklı karakter
History
grey knight n. gri şövalye
Religious
grey nun n. 1745'te montreal'de kurulmuş bir katolik topluluğa mensup rahibe
grey friar n. fransisken rahip
Environment
grey water n. gri su
Geography
grey eagle n. minnesota eyaletinde şehir
Meteorology
grey body n. gri cisim
Military
grey propaganda n. bulanık propaganda
grey propaganda n. gri propaganda
Cinema
by the power of grey-skull i have the power expr. gölgelerin gücü adına güç bende artık
Printery
grey chipboard n. kalın gri karton
Ornithology
african grey (psittacus erithacus) n. afrika gri papağanı
grey jay n. kuzey amerika'da yaşayan bir alakarga türü
grey jay n. gri alakarga
grey-faced petrel n. yeni zelanda'ya özgü koyu renkli bir fırtına kuşu
grey-faced petrel n. yeni zelanda'ya özgü koyu renkli bir fırtına kuşu
grey francolin n. güney asya'ya özgü bir turaç
grey kingbird n. abd'nin güneydoğusunda görülen bir kral kuşu
grey jumper n. gri ve kahverengi tüyleri olan, yuva yapan bir avustralya kuşu
grey sea eagle n. bayağı deniz kartalı
grey partridge n. çil keklik
grey partridge n. macar kekliği
grey catbird n. kuzey amerika'ya özgü, ötüşü kedi miyavlamasına benzeyen bir kuş
grey hen n. dişi kara tavuk
grey hen n. dişi kayın tavuğu
great grey owl n. kuzey amerika'nın kuzeyi ile avrasya'nın batısında yer alan düz suratlı iri bir baykuş
grey catbird n. kedikuşu
grey catbird n. gri kedikuşu
grey duck n. pasifik siyah ördeği
grey hen n. dişi kara orman tavuğu
grey warbler [new zealand] n. küçük bir çalıkuşu türü
grey-crowned babbler n. boz tepeli yedikardefi
grey catbird n. gri kedikuşu
Entomology
grey sedge n. grimsi şayak sineği
Slang
grey bar hotel n. cezaevi
grey bar hotel n. hapishane
grey goose therapy n. mevcut bağlantılarından uzaklaştırmak amacıyla hükümlünün bir ceza evinden diğerine nakledilmesi
grey [uk] n. bileyicilerin kullanıldığı her iki tarafı da aynı madeni para
Star Wars
sacorrian grey bear n. sacorria gri ayısı