iki - Turkish English Dictionary
History

iki



Meanings of "iki" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
Common Usage
iki two n.
General
iki either n.
iki couple n.
iki brace n.
iki deux n.
iki eucre n.
iki dyad n.
iki euchre n.
iki 2 n.
iki twa [scottish] n.
iki twae [scottish] n.
iki twain n.
iki twain adj.
iki a couple of adj.
iki double adj.
iki dual adj.
iki tway [dialect] adj.
iki twey [obsolete] adj.
iki either pron.
iki bi pref.
iki di pref.
iki bi- pref.
iki duo- pref.
iki ambi pref.
iki amphi pref.
Technical
iki two n.
Medical
iki dipole n.

Meanings of "iki" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
iki şey twosome n.
iki tekerlekli hafif araba buggy n.
iki kat double n.
iki misli yapmak double v.
iki haftada bir olan biweekly adj.
iki yüzlü two-faced adj.
iki kişilik double adj.
iki kez twice adv.
iki kat double adv.
iki misli double adv.
iki sefer twice adv.
iki kere twice adv.
General
iki karşıt gruba bölünme dichotomy n.
iki kişilik kanepe love seat n.
tek ses veren iki harf digram n.
bağlantı (iki şey arasındaki) connecting link n.
iki ayaklı hayvan biped n.
iki dillilik bilingualism n.
dış açı oluşturan iki siper redan n.
iki çenekli bitki dicotyledon n.
iki lokomotifli tren double header n.
arka arkaya bağlı iki kızak bobsled n.
aynı anda iki zıt fikre inanma doublethink n.
iki anlamlılık equivocalness n.
iki yüzlülük double dealing n.
iki hükümdarlı yönetim dyarchy n.
iki kişilik ufak çadır pup tent n.
iki kola ayrılma bifurcation n.
aynı konuyu yazan karşılıklı iki sayfa (gazete) spread n.
iki mors harfinden uzun olanı dah n.
iki yüzlü dissimulator n.
iki yüzlü smoothie n.
iki ağızlı büyük kılıç claymore n.
hastanede iki yataklı oda semiprivate room n.
iki katlı apartman duplex apartment n.
iki kişilik üç tekerlekli bisiklet sociable n.
iki tekerlekli araba yarışı chariot race n.
iki parçayı birleştiren yer joint n.
iki bölmeli çanta portmanteau n.
iki partili sistem two party system n.
iki başlı kas frog n.
ileriye doğru iki tane ucu olan ve kolu söküp takılabilen ütü sadiron n.
iki elini de aynı beceriyle kullanabilme ambidexterity n.
iki tabanına göre logaritma logarithm to the base two n.
iki kişilik bisiklet bicycle built for two n.
iki veya beş kişiyle oynanan top oyunu fives n.
iki kişilik bisiklet tandem n.
iki film birden double feature n.
iki yüzlülük hypocrisy n.
iki kanallı renk modu duotone n.
iki heceli kelime disyllable n.
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi suit n.
iki yanı çifte meyilli çatı curb roof n.
iki tarafa çekilebilecek söz double entendre n.
iki manalılık ambiguity n.
on iki heceli sözcük dodecasyllable n.
gemileri farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz lock n.
iki elini de kullanabilen kimse ambidexter n.
iki yüzlü hypocrite n.
iki yüzlülük doubleness n.
çıkıntı (iki koyak arasındaki) spur n.
iki kanatlı tablo diptych n.
iki tekerlekli el arabası truck n.
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) stairway n.
iki kişilik araba coupe n.
iki yaşayışlı hayvan amphibian n.
iki uç arasındaki uzunluk spread n.
iki tarafa açılır kapı bidirectional doors n.
tek sesi oluşturan iki harf digraph n.
iki kat hızlı double time n.
arka arkaya bağlı iki kızak bobsleigh n.
üçte iki two thirds n.
iki uzun heceli sözcük spondee n.
iki elini de kullanabilme ambidexterity n.
iki başlı kas biceps n.
iki anlama gelebilirlik equivocacy n.
ulaşım amaçlı olarak iki hamalca taşınan koltuk sedan n.
iki saplı bıçak drawshave n.
iki çift laf word n.
iki kulplu kupa loving cup n.
iki tekerlekli yük taşıyıcısı dolly n.
iki dilde yazılmış yazı veya kitap diglot n.
iki kuyruklu twin tail n.
iki misline çıkarma reduplication n.
iki diş arasındaki boşluk diastemata n.
iki seviyede olan oda split level n.
iki kanun arasındaki zıtlık antinomy n.
iki şeyin birbirleri ile birleştikleri yer join n.
iki eşlilik bigamy n.
iki ya da daha çok uçağın uçma yeteneğinin birbiriyle kıyaslanması flyoff n.
iki yüzlülük insincerity n.
iki anlama gelecek şekilde konuşan equivocator n.
çarpışma (iki taşıt arasındaki) smash n.
iki yer arasında sürekli sefer yapan yolcu aracı shuttle n.
on iki yüzlü şekil dodecahedra n.
iki haftada bir yayımlanan dergi biweekly n.
gemide iki öğünün ikincisi second sitting n.
birbirinden farklı iki hayvan türünü çiftleştirme cross breeding n.
iki kişilik yaylı araba buckboard n.
yaprak tabanlarının birbirinin üstüne bindiği iki sıralı yaprak dizilişi equitant n.
iki dalga sırtı arasındaki çukur trough n.
iki düğüm ortası loop n.
iki tarafa açılır kapı swing door n.
iki yıllık süre biennium n.
iki devlet arasındaki dar toprak parçası corridor n.
iki tekerlekli tek atlı araba hansom n.
birbirinin içine giren iki tencere double saucepan n.
iki sert yüzün birbirine sürtünmesinden çıkan ses crepitation n.
iki manalılık equivocality n.
iki tekerlekli at arabası chariot n.
iki çift laf just a couple of words n.
iki cephe arasındaki sahipsiz toprak no man's land n.
on iki düzine gross n.
iki yolun kesişmesi crossroad n.
iki nehir havzası arasındaki set watershed n.
on iki ay twelvemonth n.
iki cinsli yaratık centaur n.
iki peni twopence n.
iki anlamlılık ambiguity n.
iki eşli bigamist n.
üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okul junior college n.
iki tekerlekli at arabası hansom n.
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan tekne ferryboat n.
ikişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda ortak oynayan iki kişiden her biri spouse n.
iki direkli küçük yelkenli pinnace n.
iki parçaya bölünebilirlik dichotomousness n.
iki nokta arasındaki eğik mesafe slant range n.
yüz yirmi ile iki yüz kişiden oluşan süvari birliği squadron n.
akarsuların iki yakasına gerilen ve geçisi önleyen kalın zincir boom n.
iki taraflı çalışan casus double agent n.
iki kanatlı böcek two winged insects n.
çok dayanıklı filmlerin ve kimi sentetik kumaşların yapımında kullanılan bileşiminde iki alkol drubu bulunan madde glycol n.
iki yüzlülük two facedness n.
yirmi iki twenty two n.
iki kanatlı uçan balık two wing flying fish n.
harfin üzerine konan iki nokta diereses n.
abd'de missouri ırmağının iki yakasında kurulu minneapolis ve st paul şehirleri twin cities n.
iki kişi twain n.
iki yüzlü shammer n.
iki boyutluluk two dimensionality n.
iki koltuklu teleferik double chair n.
iki kişilik yatak double bed n.
iki kıyı arasında yolcu taşıyan deniz taşıtı ferry n.
on iki yapraklı forma duodecimo n.
iki kişilik araba buggy n.
iki peni değerinde gümüş para dandiprat n.
budizm'de öğrenci ve ustası arasında öğrencinin meditasyon gelişmesi üzerine günde iki kere yapılan günlük toplantı sanzen n.
iki kat folded double n.
yüksek basınçlı iki dalgıç tüpünü birleştiren boru manifold n.
iki akarsuyun karşılaşıp birbirlerine karıştıkları nokta confluence n.
iki kişiden küçük olanı junior n.
iki düzine two dozen n.
iki veya daha çok şirketin birleşmesi merger n.
on iki yüzlü şekil dodecahedron n.
iki sesli harfi ayırma diereses n.
iki gözle görme binocular vision n.
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri spouse n.
iki sesli harfin ayrılması diaeresis n.
birbirini izleyen iki ya da daha fazla sayıda tümce ya da dizenin sonlarının tekrarı epistrophe n.
ahşap gemilerde baş bodoslamasındaki iki yelpazeden biri knighthead n.
silahlı çatışma (iki kişi arasındaki) gunfight n.
iki yüzlülük pharisaicalness n.
iki hörgüçlü deve bactrian camel n.
iki uçlu kuyruk deque n.
on iki sayısı (12, XII) twelve n.
iki kara parçasını birbirine bağlayan ve deniz kabardığında suyla kaplanan beton yol causeway n.
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları endleaf n.
suratı iki karış a face as long as a fiddle n.
iki cadde arasındaki binalar block n.
yayan bir veya birkaç kişi tarafından çekilen iki tekerlekli hafif taşıt rickshaw n.
iki ucunu birleştirme splice n.
iki çift söz a word or two n.
iki anlama gelecek söz söyleme equivocating n.
iki tahtanın yan yana birleştiği çizgi seam n.
iki cinslilik hermaphroditism n.
iki dolar meselesi a matter of two dollars n.
iki direkli gemi brig n.
birinin seçilmesi gereken iki güç seçenek horns of a dilemma n.
sondan iki önceki the second before the last n.
sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti diaeresis n.
iki şekilli dimorph n.
birbirine zıt iki şey antipodes n.
iki çiftin buluşması double date n.
iki kat arasında kurulu ara kat mezzanine n.
iki yüz metre furlong n.
iki tekerlekli araba chariot n.
iki kola ayırılma bifurcation n.
iki tekerlekli ve motorlu taşıt motor cycle n.
iki tekerli at arabası dogcart n.
iki anlamlı söz double entendre n.
iki boyutlu model two dimensional model n.
iki nokta arasında bu amaçla özel olarak kurulmuş olan bir şirket tarafından yapılan taşıma işi carriage n.
on iki burç the signs of the zodiac n.
iki adım two step n.
iki eşli kimse bigamist n.
iki heceli sözcük dissyllable n.
iki hafta two weeks n.
iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu strait n.
tıraştan sonraki bir iki gün içinde uzayan sakal stubble n.
iki yüzüncü yıldönümü bicentennial n.
iki katlı ev duplex house n.
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan gemi ferry n.
iki direkli yelken kayığı ketch n.
iki parçalı elbise two piece suit n.
karşılıklı iki sayfa folio n.
dikenli kuyruğu olan iki ayaklı ejderha wivern n.
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) staircase n.
iki fikir arasında gidip gelen wobbler n.
her iki kategoriye de girebilecek bir durum borderline case n.
bir/iki günlük tıraş stubble n.
dürbün (iki gözle bakılabilen) binoculars n.
iki tekerlekli at arabası sulky n.
anlaşma (iki devlet arasında olan) accord n.
iki bir (zar) deuce ace n.
iki tekerlekli çekici dolly n.
iki kez tekrarlanması gereken bir harfin yalnızca bir kez yazılması haplography n.
iki yüzlü ambidexter n.
iki çift laf a word or two n.
iki katlı tencere double boiler n.
iki su kütlesini birleştiren genişçe su yolu sound n.
iki kez oy veren kimse repeater n.
iki yüzlü consultant n.
iki kıyı arasındaki dar ve derin deniz canal n.
iki anlamlılık equivocacy n.
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları endpaper n.
iki uç arasındaki genişlik spread n.
iki başlı kol kası biceps n.
iki yıl yaşayan bitki biennial n.
iki şekillilik dimorph n.
iki yüzlülük disingenuousness n.
iki kemerin birleştiği nokta groin n.
haftada iki defa çıkan (yayın) semiweekly n.
iki rakamı two n.
iki parçadan oluşan şey pair n.
iki yılda bir düzenlenen faaliyet bienal n.
ön tarafından iki arka taraftan tek katlı olan bina saltbox n.
bir fiyatına iki twofer n.
birbirine tıpatıp benzeyen iki şey tweedledum and tweedlelee n.
iki büyük kart tenace n.
iki örgü (saç) angel wings n.
iki örgü (saç) bunches n.
iki örgü (saç) pigtail n.
bir ya da iki ayağın olmaması footlessness n.
iki kat arasındaki merdivenler flight of stairs n.
iki kat arasındaki merdivenler flight of steps n.
iki nokta üst üste colon n.
iki vasıf good quality n.
iki kopya duplicate n.
iki hafta fortnight n.
iki nüsha duplicate n.
iki çocuk babası the father of two n.
iki çocuk babası the father of two children n.
iki alternatif arasına konan bölme işareti veya taksim işareti virgule n.
iki farklı maddeyi aynı anda yakma cofire n.
iki farklı maddeyi aynı anda yakma cofiring n.
aynı anda iki yerde birden olma bilocation n.
iki renk two colors n.
iki sayfa two pages n.
on iki twelve n.
elektriksel iki kutuplu electrical dipole n.
elektriksel iki uçlu electric dipole n.
iki taraf both sides n.
on iki yapraklı forma twelvemo n.
iki düzine thrave n.
iki veya dört tekerlekli bir taşıt herdic n.
iki şeyin arasında olma intermediacy n.
iki dil bilme bilingualism n.
iki dilde eğitim bilingual education n.
bir kelimenin bir cümle içerisinde iki farklı anlamda kullanılması zeugma n.
her iki ayağı ve kolu felçli olan kimse quadriplegic n.
evlilik dışı ilişkilerin her iki eş tarafından da karşılıklı olarak kabul edildiği evlilik open marriage n.
eski ahit'in iki tarih kitabı chronicles n.
iki kanallı dual channel n.
tek metinde birleştirilmiş iki ya da daha fazla sayıda yazı conflate text n.
iki çifte kayık rowboat with two pairs of oars n.
iki dünya this world and the world to come n.
iki çift söz a few words n.
iki çift laf a few words n.
iki çifteli rowboat with two pairs of oars n.
iki eş arasındaki mükemmel uyum perfect match n.
iki çocuklu aile family with two children n.
iki yüzyılın sonu ile başı arasındaki süre turn of the century n.
on iki gün twelve days n.
iki kapılı spor araba coupe n.
iki katına çıkarma reduplication n.
iki noktaya göre hizalama colon alignment n.
iki zarla oynanan kumar craps n.
iki eşit parça two equal parts n.
iki eşit parça two equal pieces n.
iki kişilik koltuk love seat n.
geometride bir kavisin iki ucu arasına çekilen doğru çizgi subtend n.
iki katına çıkarma doubling n.
iki misli yapma doubling n.
iki yüzlülük duplicity n.
iki kişilik araba runabout n.
iki ya da dörde katlanmış kağıt tabakası folio n.
iki ya da dörde katlanmış yapraklardan oluşmuş kitap folio n.
iki buçukluk a two-and-a-half lira coin n.
uzak doğu’da insan gücüyle çekilen iki tekerlekli küçük faytonun motorlu versiyonu auto-rickshaw n.
iki katlı otobüs double-decker n.
iki yüzlü double-dealer n.
biri uygunsuz iki farklı anlam taşıyan söz double-entendre n.
su çizgisi üzerinde iki güvertesi olan gemi double-decker n.
iki tarafı keskin kılıç double-edged sword n.
iki katlı taşıt double-decker n.
iki yüzlülük two-facedness n.
sadece iki kişi arasında geçen mücadele two-horse race n.
u harfi biçiminde iki ucu yivli cıvata u-bolt n.
sadece iki kişi arasında geçen konuşma tête-à-tête n.
iki kişilik araba two-seater n.
yakın ilişki (iki hayvan arasında) pair-bond n.
savaşan iki tarafın nbc silahlara sahip olması nuclear-biological-chemical conditions n.
karşılıklı iki düşman kuvvetin cephe hatları arasında kalan arazi şeridi no-man's-land n.
iki başlı yarış two-horse race n.
iki odalı ev two-roomed house n.
iki uyaklı 10-13 dizelik şiir rondeau n.
iki kişilik uçak two-seater n.
iki başlı mücadele two-horse race n.
iki birim kalınlığında tahta two-by-four n.
iki tekerlekli el arabası handcart n.
iki tekerlekli el arabası hand truck n.
iki yüzlülük lip services n.
iki ailelik ev two-family house n.
iki daireli ev two-family house n.
iki ayaklı yaratık biped n.
iki tekerlikli at arabası chariot n.
iki yüzlülük cant n.
iki milyon two millions n.
iki kamaralı büyük motor cruiser n.
iki arkadaş couple n.
iki bilinmezli sorun dilemma n.
kızarmış ekmek üzerine kırılmış iki yumurta adam and eve on a raft n.
iki yüzlü double dealer n.
iki taraflılık bilateralism n.
iki ucuna kısa takozlar çakılmış tahta planchette n.
iki çift two pairs n.
karşılıklı iki yan sediri olan araba waggonette n.
iki kefeli terazi scales n.
iki uçlu çivi staple n.
bir metinde iki biçimin bir arada bulunması conflation n.
iki dalga arasındaki çukur trough n.
her iki elini de kullanamayan ambisinister n.
iki tekerlekli at arabası trap n.
iki yüzlülük lip service n.
(iki ev sahibi arasında) ev değiştirme house swapping n.
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması home exchange n.
(iki ev sahibi arasında) ev değiştirme home exchange n.
iki kişilik yastık pair-pillow n.
iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması house swapping n.
iki misline çıkma reduplication n.
iki katına çıkma reduplication n.
her iki elini de kullanma mixed-handedness n.
her iki elini de kullanma cross-dominance n.
iki katlı otobüs two-layered bus n.
iki katlı otobüs double decker bus n.
arasında boşluk olmayan iki kişilik koltuk bench seat n.
uçak veya kanat şeklinin iki boyutlu kuş bakışı görünüşü planform n.
iki yıllık deneyim two year experience n.
iki taraflı alt yapı bilateral infrastructure n.
iki tane two pieces n.
son iki yıl last two years n.
iki buçuk two and a half n.
otuz iki thirty two n.
kırk iki forty two n.
elli iki fifty two n.
altmış iki sixty two n.
yetmiş iki seventy two n.
seksen iki eighty two n.
doksan iki ninety two n.
iki sene üst üste two consecutive years n.
iki yüz elli bin two hundred fifty thousand n.
iki yüz elli bin two hundred and fifty thousand n.
iki saatlik uygulama two-hour application n.
iki yüzlü kimse two-faced person n.
her iki şirket both of the companies/firms n.
her iki firma both companies/firms n.
her iki şirket both companies/firms n.
her iki firma both of the companies/firms n.
iki kişilik at arabası stanhope n.
iki yataklı otel odası twin room n.
iki kişilik taşıt two-seater n.
üstü açık iki tekerlekli araba tilbury n.
iki yüz milyar two hundred billion n.
üniversite veya lisenin son iki sınıfında olan öğrenci upperclassman n.
sadece iki yüz dolar only two hundred dollars n.
iki film bir arada double feature n.
iki çizgi two lines n.
iki hat two lines n.
iki satır two lines n.
iki sıra two lines n.
iki taraflı iletişim bilateral communication n.
198 x 203 cm boyutlarında iki kişilik yatak king-size bed n.
153 x 203 cm boyutlarında iki kişilik yatak queen-size bed n.
(bilmiyorum veya ilgilendirmiyor anlamında) iki omuzu yukarı kaldırma shrug n.
aynı anda iki farklı yöne sallanan ikili oyun ipi double dutch n.
iki tür two types n.
iki tip two types n.
iki haftalık amerika tatili two-week american vacation n.
iki numaralı perondaki tren the train on platform two n.
iki addan oluşan isim double-barrelled name n.
iki addan oluşan soyadı double-barrel surname n.
iki yıllık lisans two-year license n.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapei n.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapai n.
her iki taraf both sides n.
iki kişilik gösteri double act n.
iki önde/iki arkada olmak üzere dört tekerlekli paten roller/quad skate n.
iki delikli delgi makinesi two hole paper perforator n.
iki delikli zımba makinesi two hole paper perforator n.
iki numara number two n.
on iki kızgın adam twelve angry men n.
iki bin beş yüz on bir two thousand five hundred eleven n.
iki kişilik bir iş a two-person job n.
yüzey beklemesi (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre) surface interval n.
yüzey bekleme aralığı (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre) surface interval n.
iki katlı pasta double tier cake n.
iki katlı pasta two tier cake n.
alarm iki seviyesindeki daire yangını two-alarm apartment blaze n.
iki anlamlı bir kelime yüzünden kolaylıkla yanlış anlaşılan bir cümle garden path sentence n.
tek kişi tarafından çekilen iki tekerli araç rickshaw n.
elleri iki yana açılarak tanrıya yakarma hareketi orant n.
iki yıllık tecrübe two-year experience n.
iki yıllık deneyim two-year experience n.
iki dilin karışmasıyla oluşan melez dil pidgin n.
iki dilimli ekmek kızartma makinesi two-slice toaster n.
iki metni bir metne birleştirme conflation n.
iki anlamlı ifade amphibology n.
iki anlamlılık amphibology n.
iki anlamlılık amphiboly n.
iki anlamlı ifade amphiboly n.
iki yüzlülük ambidexterity n.
iki kısa bir uzun heceli ölçü anapaest n.
iki kısa bir uzun heceli ölçü anapest n.
iki yanı ağaçlıklı yol avenue n.
iki ayda bir çıkan dergi bimonthly n.
iki tarafı da tutma bipartisanship n.
iki kulplu şarap bardağı coaster n.
iki müzik grubunun ya da müzisyenin kimin daha iyi olduğunu görmek için karşı karşıya gelmesi rock off n.
iki yüzlü counterfeiter n.
iki vezinli mısra dimeter n.
iki yüzlülük dissimulation n.
iki mısra distich n.
iki yüzlü dissembler n.
iki heceli sözcük disyllable n.
iki veya daha fazla anlamlılık equivocality n.
iki uç arasında tarafsız olma durumu fence-sitting n.
birbirini seven iki kişinin evlendiklerini ilan etmek için, aile ve sevdikleriyle birlikte, dış ortamda yaptıkları, genellikle yasal olmayan, evlilik töreni handfasting n.
iki ayağında içine girdiği tek palet monofin n.
sesli harfin üzerine koyulan iki nokta işareti dieresis n.
iki sesli harfin ayrılması dieresis n.
iki kemerin birleştiği nokta groyne n.
harfin üzerine konan iki nokta diaereses n.
iki sesli harfi ayırma diaereses n.
haftada iki defa çıkan (yayın) semi-weekly n.
iki yatak odalı süit two-bedroom suite n.
her iki taraftan biri either party n.
her iki taraf either side n.
her iki taraftan biri either side n.
her iki taraf either party n.
iki parmakla selam two finger salute n.
fazladan iki şarjör two extra mags n.
iki fincan çay two cups of tea n.
iki çiftli randevu double date n.
gövdeye iki kafaya tek atış mozambique drill n.
gövdeye iki kafaya tek atış mozambic drill n.
gövdeye iki kafaya tek atış failure drill n.
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi failure to stop drill n.
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi mozambique drill n.
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi mozambic drill n.
gövdeye iki kafaya tek atış failure to stop drill n.
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi failure drill n.
iki rekat namaz a two-rakat prayer n.
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı christmas cracker n.
iki ucundan çekilererek açılan içinde küçük bir hediye bulunan noel oyuncağı bon-bons n.
manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması manhattanhenge n.
manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması manhattan solstice n.
iki katlı ingiliz somun ekmeği cottage loaf n.
iki katlı ev two-story house n.
iki katlı ev two-storey house n.
yedi bin yüz on iki seven thousand one hundred and twelve n.
iki kişilik koltuk loveseat n.
alfabetik bir yazı sisteminde iki harfle yazılmış sözcük bigram n.
iki harfli sözcük/iki harfli bigram n.
iki yılda bir düzenlenen sanat etkinliği biennale n.
iki bebek two babies n.
iki kez gövdeye sonrasında kafaya yapılan ateş etme şekli mozambique drill n.
iki kap two cups n.
iki tabak yemek two plates of food n.
iki kap two vessels n.
üstü mayo altı bikini gibi olan iki parçalı plaj giysisi tankini n.
iki zıt anlamdaki sözcüğün bir araya gelip oluşturdukları sözcük a conflict in terms n.
iki zıt anlamdaki sözcüğün bir araya gelerek farklı anlama gelen bir sözcük oluşturması a conflict in terms n.
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse chance interpreter n.
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse ad hoc interpreter n.
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse lay interpreter n.
aynı paranın iki yüzü two faces of the same coin n.
aynı paranın iki yüzü two sides of the same coin n.
iki basamaklı sayılar two-digit numbers n.
iki aşamalı doğrulama two-step verification n.
topun bir iple dikey bir sırığa asıldığı ve iki kişi arasında oynanan bir top oyunu tetherball n.