|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
kendini tutma |
restraint n.
|
|
Despite his restraint, he agreed to it.
Kendini tutmasına rağmen kabul etti.
More Sentences
|
2 |
General |
kendini beğenme |
superiority n.
|
|
I resented his superiority.
Ben onun kendini beğenmesine alındım.
More Sentences
|
3 |
General |
kendini koruma |
self preservation n.
|
|
My sense of self preservation keeps me from jumping out of perfectly good airplanes.
Kendimi koruma duygum beni mükemmel uçaklardan atlamaktan alıkoyuyor.
More Sentences
|
4 |
General |
kendini geliştirme |
self-improvement n.
|
|
It is both a way of achieving self-improvement and of enhancing one's job prospects.
Bu hem kişinin kendini geliştirmesinin hem de iş olanaklarını arttırmasının bir yoludur.
More Sentences
|
5 |
General |
kendi kendini inceleme |
self-examination n.
|
|
We are not content with self-examination.
Kendi kendimizi incelemekle yetinmiyoruz.
More Sentences
|
6 |
General |
kendini koruma |
self-preservation n.
|
|
First liberalisation, then regulation again, and the heading for this scenario is self-preservation.
Önce serbestleştirme, sonra tekrar düzenleme ve bu senaryonun başlığı kendini koruma.
More Sentences
|
7 |
General |
kendini kontrol etme |
self-control n.
|
|
No one said that self-control was easy.
Kendini kontrol etmek kolaydır diyen olmadı.
More Sentences
|
8 |
General |
kendini ifade etme |
self-expression n.
|
|
Art therapy provides a creative outlet for individuals to engage in self-expression.
Sanat terapisi, bireylerin kendilerini ifade etmeleri konusunda yaratıcı bir çıkış noktası oluşturmaktadır.
More Sentences
|
9 |
General |
kendini tanıtma |
self-promotion n.
|
|
I'm not good at self-promotion.
Kendimi tanıtmakta iyi değilimdir.
More Sentences
|
10 |
General |
kendini kutlama |
self-congratulation n.
|
|
We have, therefore, voted against your self-congratulation.
Bu nedenle, kendi kendinizi kutlamanıza karşı oy kullandık.
More Sentences
|
11 |
General |
kendini tebrik etme |
self-congratulation n.
|
|
When this legislation finally goes through we will hear paeans of self-congratulation.
Bu mevzuat nihayet yürürlüğe girdiğinde, kendi kendimizi tebrik eden övgüler duyacağız.
More Sentences
|
Common Usage |
|
12 |
Common Usage |
kendini tutmak |
refrain v.
|
|
13 |
Common Usage |
kendini kaybetmek |
lose oneself v.
|
|
14 |
Common Usage |
kendini bilmez |
impertinent adj.
|
|
15 |
Common Usage |
kişinin kendini kadın ve erkeğin dinamik akışkan bir karışımı olarak hissetmesi |
gender-fluid adj.
|
|
General |
|
16 |
General |
kendini beğenmişlik |
conceit n.
|
|
|
17 |
General |
kendini beğenmiş |
jackanapes n.
|
|
18 |
General |
kendini algılama |
self perception n.
|
|
19 |
General |
kendini bırakan |
yielder n.
|
|
20 |
General |
kendini kurban eden kimse |
sacrificer n.
|
|
21 |
General |
kendini beğenmiş |
whippersnapper n.
|
|
22 |
General |
kendini kontrol etme |
self control n.
|
|
23 |
General |
kendini güvenceye alma |
self assurance n.
|
|
24 |
General |
kendini beğenmişlik |
haughtiness n.
|
|
25 |
General |
kendini beğenmişlik |
complacence n.
|
|
26 |
General |
kendi kendini telkin etme |
autosuggestion n.
|
|
27 |
General |
kendini beğenmişlik |
pomposity n.
|
|
28 |
General |
kendi kendini suçlama |
self incrimination n.
|
|
29 |
General |
kendini beğenmişlik |
inflation n.
|
|
30 |
General |
kendini beğenmişlik |
complacency n.
|
|
31 |
General |
kendini tutma (özellikle yeme içme konusunda) |
abstemiousness n.
|
|
32 |
General |
kendini bırakma |
abandon n.
|
|
33 |
General |
kendini beğenmiş |
conceit n.
|
|
34 |
General |
kendini beğenmiş memur |
bumble n.
|
|
35 |
General |
kendi kendini yetiştirme |
self education n.
|
|
36 |
General |
kendini beğenmiş |
bighead n.
|
|
|
37 |
General |
kişinin kendini hayvan sanması |
zoanthropy n.
|
|
38 |
General |
kendi kendini şekillendirme |
autoshaping n.
|
|
39 |
General |
kendini toparlama (hasta/yorgun kişi) |
rally n.
|
|
40 |
General |
sadece kendini düşünmeme |
selflessness n.
|
|
41 |
General |
kendini başka türlü tanıtma |
personation n.
|
|
42 |
General |
kendini küçük düşürme |
self mortification n.
|
|
43 |
General |
bir alışkanlıktan kendini yoksun kılma |
abstinence n.
|
|
44 |
General |
kendi kendini tozlama |
self pollination n.
|
|
45 |
General |
kendi kendini yetiştirmiş adam |
self made man n.
|
|
46 |
General |
kendi kendini tatmin |
masturbation n.
|
|
47 |
General |
kendini alıştırma |
adjustment n.
|
|
48 |
General |
korkulan durumlarda belirli hareketler yaparak kendini korumaya yönelik davranışlar |
warding n.
|
|
49 |
General |
kendi kendini iyileştirme |
self betterment n.
|
|
50 |
General |
kendini tutamama |
incontinency n.
|
|
51 |
General |
kendini beğenmişlik |
priggishness n.
|
|
52 |
General |
kendini kafdağında görme |
pomposity n.
|
|
53 |
General |
kendini beğenmişlik |
egotrip n.
|
|
54 |
General |
kendini tutma |
aplomb n.
|
|
55 |
General |
kendini gerçekleştirme |
self realization n.
|
|
56 |
General |
kendi kendini aldatma |
self deceit n.
|
|
57 |
General |
kendini beğenmişlik |
assurance n.
|
|
58 |
General |
kendi kendini geliştirme |
self improvement n.
|
|
59 |
General |
kendini manastıra adamış kimse |
oblate n.
|
|
60 |
General |
görevi nedeniyle kendini birşey sanan memur |
panjandrum n.
|
|
61 |
General |
kendi kendini savunma |
self assertion n.
|
|
62 |
General |
kendini adamış kimse |
votary n.
|
|
63 |
General |
kendini verme |
absorption n.
|
|
64 |
General |
kendini beğenmişlik |
pretentiousness n.
|
|
65 |
General |
kendini öven kimse |
braggart n.
|
|
66 |
General |
kendi kendini düzeltme |
self betterment n.
|
|
67 |
General |
kendi kendini yönetme |
self direction n.
|
|
68 |
General |
kendini beğenmiş |
jackanapeses n.
|
|
69 |
General |
kendini bir şey zanneden kimse |
smart aleck n.
|
|
70 |
General |
kendini beğenmişlik |
smugness n.
|
|
71 |
General |
kendini beğenmişlik |
vanity n.
|
|
72 |
General |
kendi kendini temizleme |
self grooming n.
|
|
73 |
General |
kendini tutma (yeme içme konusunda) |
abstinence from n.
|
|
74 |
General |
kendi kendini doğrulayan |
self verification n.
|
|
75 |
General |
kendini beğenme |
arrogance n.
|
|
76 |
General |
aşırı derecede kendini beğenmişlik |
vainglory n.
|
|
|
77 |
General |
kendini beğenmişlik |
pride n.
|
|
78 |
General |
kendini haklı çıkarma |
self justification n.
|
|
79 |
General |
(kendini) kırbaçlayan kişi |
disciplinant n.
|
|
80 |
General |
kendini beğenme |
self complacency n.
|
|
81 |
General |
kendini rahat hisseden (bir yerde) |
at home in n.
|
|
82 |
General |
kendini cezalandırma |
self punishment n.
|
|
83 |
General |
kendini bir şey sanan |
smart al·eck n.
|
|
84 |
General |
kendini beğenme |
self esteem n.
|
|
85 |
General |
kendini beğenmişlik |
arrogance n.
|
|
86 |
General |
kendi kendini geliştirme |
selfimprovement n.
|
|
87 |
General |
kendi kendini idare etme |
self government n.
|
|
88 |
General |
özellikle yeme içme konusunda kendini tutma |
abstemiousness n.
|
|
89 |
General |
kendini yüceltme/övme |
self praise n.
|
|
90 |
General |
kendini geçindirme |
subsistence n.
|
|
91 |
General |
kendini metheden |
blowhard n.
|
|
92 |
General |
kendini yüksek görme |
self importance n.
|
|
93 |
General |
kendini öven tip |
scaramouch n.
|
|
94 |
General |
kendini ifade etme |
self expression n.
|
|
95 |
General |
kendini tek bir amaca verme |
singleness of purpose n.
|
|
96 |
General |
kendini alçaltma |
self abasement n.
|
|
97 |
General |
kendi kendini kınama |
self condemnation n.
|
|
98 |
General |
kendi kendini suçlama |
self accusation n.
|
|
99 |
General |
kendini kontrol edebilirlik |
assuredness n.
|
|
100 |
General |
kendini tutma |
constraint n.
|
|
101 |
General |
kendini eğlenceye verme |
wantoning n.
|
|
102 |
General |
kendini (bir şeye) kaptırma |
abandon n.
|
|
103 |
General |
kendini tümleyen kod |
self complementing code n.
|
|
104 |
General |
kendi kendini tayin etme |
self appointment n.
|
|
105 |
General |
kendini beğenmişlik |
boastfulness n.
|
|
106 |
General |
kendini gülünç duruma düşüren |
exhibitioner n.
|
|
107 |
General |
kendini düşünmeme |
selflessness n.
|
|
108 |
General |
kendini beğenme |
self worship n.
|
|
109 |
General |
kendini beğenme |
conceit n.
|
|
110 |
General |
kendini koruma |
self protection n.
|
|
111 |
General |
kendi kendini şımartma |
self indulgence n.
|
|
112 |
General |
kendi kendini değerlendirme |
self assessment n.
|
|
113 |
General |
kendini yok eden program |
self destructing program n.
|
|
114 |
General |
kendi kendini ifade etme |
self relation n.
|
|
115 |
General |
kendini tutma |
self discipline n.
|
|
116 |
General |
kendini bir yükümlülükten kurtarma (bir bahaneyle) |
evasion n.
|
|
117 |
General |
kendi kendini aldatma |
self deception n.
|
|
118 |
General |
kendini örgütleme |
self organization n.
|
|
119 |
General |
kendini bırakmış bir şekilde oturma veya yürüme |
slump n.
|
|
120 |
General |
yalandan kendini hasta gösteren |
malingerer n.
|
|
121 |
General |
kendini bir şey sanan tip |
squirt n.
|
|
122 |
General |
yüksek ücretler ödeyip yeni inançlar edinen ve kendini iyi hisseden kimse |
metropagan n.
|
|
123 |
General |
kendi kendini iyileştirme |
self healing n.
|
|
124 |
General |
kendini rezil etme |
self abasement n.
|
|
125 |
General |
kendini beğenen |
narcist n.
|
|
126 |
General |
kendini dinine adamış yahudi |
nazarite n.
|
|
127 |
General |
kendini beğeniş |
narcism n.
|
|
128 |
General |
kendini dinine adamış yahudi |
nazirite n.
|
|
129 |
General |
kendini tutamama |
incontinence n.
|
|
130 |
General |
kendini tanıma |
self knowledge n.
|
|
131 |
General |
kendini koruma iç güdüsü |
biophilia n.
|
|
132 |
General |
kendini beğenmişlik |
priggism n.
|
|
133 |
General |
kendini beğenmişlik |
priggery n.
|
|
134 |
General |
kendini bir şey sanma |
pomposity n.
|
|
135 |
General |
kendini adamışlık |
committedness n.
|
|
136 |
General |
kendini zorla kabul ettirme |
ingratiation n.
|
|
137 |
General |
kendini kontrol edememe |
nonrestraint n.
|
|
138 |
General |
kendini adamış olan kadın |
votaress n.
|
|
139 |
General |
kendini adamış (kadın) |
votaress n.
|
|
140 |
General |
kendini adayan (kadın) |
votaress n.
|
|
141 |
General |
(dini nedenlerle ceza olarak) kendini kırbaçlayan |
flagellant n.
|
|
142 |
General |
kendini öldürme kastı olmadan intihara teşebbüs |
parasuicide n.
|
|
143 |
General |
kendini verme |
devotion n.
|
|
144 |
General |
kendini idrak etme |
self identification n.
|
|
145 |
General |
kendini kimliklendirme |
self identification n.
|
|
146 |
General |
kendini değiştirme |
changing oneself n.
|
|
147 |
General |
kendini bırakmışlık |
laisser-aller n.
|
|
148 |
General |
kendini abartılı bir şekilde önemli gören ikinci derece çalışan |
jack-in-office n.
|
|
149 |
General |
kişinin kendini tanıması |
self-image n.
|
|
150 |
General |
kendini beğenme |
self-worth n.
|
|
151 |
General |
kendi kendini beğenme |
self-admiration n.
|
|
152 |
General |
kendini ifşa etme |
self-revelation n.
|
|
153 |
General |
kendi kendini uyaran |
self-stimulation n.
|
|
154 |
General |
kendi kendini geliştirme |
self-advancement n.
|
|
155 |
General |
kendini bilme |
self-consciousness n.
|
|
156 |
General |
kendini meşgul etme |
self-absorption n.
|
|
157 |
General |
kendini gerçekleştirme |
self-realizing n.
|
|
158 |
General |
kendi kendini seçme |
self-selection n.
|
|
159 |
General |
kendi kendini kontrol |
self-test n.
|
|
160 |
General |
kendi kendini tozlama |
self-pollination n.
|
|
161 |
General |
kendi kendini memnun etme |
self-satisfaction n.
|
|
162 |
General |
kendi kendini yönlendirebilme |
self-leadership n.
|
|
163 |
General |
kendini engelleme |
self-handicapping n.
|
|
164 |
General |
kendi kendini cezalandırma |
self-accusation n.
|
|
165 |
General |
kendi kendini analiz etme |
self-analysis n.
|
|
166 |
General |
kendi kendini değerlendirme |
self-assessment n.
|
|
167 |
General |
kendini zavallı hissetme |
self-pity n.
|
|
168 |
General |
kişinin kendi kendini itham etmesi |
self-indictment n.
|
|
169 |
General |
kendi kendini organize etme |
self-organization n.
|
|
170 |
General |
kendini gerçekleştirme |
self-realization n.
|
|
171 |
General |
kendi kendini yönetme |
self-governance n.
|
|
172 |
General |
kendini açma |
self-revelation n.
|
|
173 |
General |
kendini geçindirme |
self-support n.
|
|
174 |
General |
kendini algılama |
self-concept n.
|
|
175 |
General |
kendini aldatma |
self-deception n.
|
|
176 |
General |
kendi kendini suçlama |
self-accusation n.
|
|
177 |
General |
kendini baltalama |
self-destruction n.
|
|
178 |
General |
kendi kendini tayin etme |
self-appointment n.
|
|
179 |
General |
kendi kendini düzeltme |
self-betterment n.
|
|
180 |
General |
kendini geliştirme |
self-development n.
|
|
181 |
General |
kendi kendini düzenleyen |
self-regulation n.
|
|
182 |
General |
ergenlikte kendini kabul |
self-acceptance in adolescence n.
|
|
183 |
General |
kendi kendini denetleme |
self-assessment n.
|
|
184 |
General |
kendini aşmışlık |
self-transcendence n.
|
|
185 |
General |
kendi kendini onaylama |
self-authentication n.
|
|
186 |
General |
kendini adama |
self-commitment n.
|
|
187 |
General |
kendi kendini telkin |
self-suggestion n.
|
|
188 |
General |
kendini sevme |
self-love n.
|
|
189 |
General |
kendini inkar etme |
self-denial n.
|
|
190 |
General |
kendi kendini yok etme |
self-destruction n.
|
|
191 |
General |
kendi kendini hipnoz etme |
self-hypnosis n.
|
|
192 |
General |
kendi kendini onaylama |
self-approbation n.
|
|
193 |
General |
kendini tutma |
self-restraint n.
|
|
194 |
General |
kendi kendini gerçekleştirme |
self-fulfillment n.
|
|
195 |
General |
kendini gerçekleştirme |
self-fulfillment n.
|
|
196 |
General |
kendini motive eden şeyleri gözden geçirme |
soul-searching n.
|
|
197 |
General |
kendi kendini iyileştirme |
self-betterment n.
|
|
198 |
General |
kendini anlama |
self-understanding n.
|
|
199 |
General |
kendini ayarlama |
self-control n.
|
|
200 |
General |
kendini tutma |
self-denial n.
|
|
201 |
General |
kendi kendini yenileme |
self-perpetuation n.
|
|
202 |
General |
kendini kabul |
self-acceptance n.
|
|
203 |
General |
kendini tutma |
self-control n.
|
|
204 |
General |
kendini kabul etme |
self-acceptance n.
|
|
205 |
General |
kendi kendini övme |
self-approbation n.
|
|
206 |
General |
kendini suçlama |
self-reproach n.
|
|
207 |
General |
kendini değersiz hissetme |
self-depreciation n.
|
|
208 |
General |
kendini bulma |
self-discovery n.
|
|
209 |
General |
kendini değiştirme |
self-change n.
|
|
210 |
General |
bireyin kendi kendini geliştirmesi |
self-guided improvement n.
|
|
211 |
General |
kendini birşey sanan kişi |
bighead n.
|
|
212 |
General |
kendini yüceltme |
egotism n.
|
|
213 |
General |
kendini sıkma |
effort n.
|
|
214 |
General |
kendi kendini yok etme |
self destruct n.
|
|
215 |
General |
kişinin kendini adadığı ilişki |
committed relationship n.
|
|
216 |
General |
kendini öldürme |
suicide n.
|
|
217 |
General |
kendi kendini yok etme |
autodestruction n.
|
|
218 |
General |
kendi kendini yetiştirmiş insan |
self made man n.
|
|
219 |
General |
kendini ... olarak tanıtma |
representation of oneself as n.
|
|
220 |
General |
kendini olarak tanıtma |
representation of oneself as n.
|
|
221 |
General |
kendini sorgulama |
self-questioning n.
|
|
222 |
General |
kendini beğenmiş bir şekilde konuşma |
bloviation n.
|
|
223 |
General |
kendi kendini sakatlama |
deliberate injury to one's own body n.
|
|
224 |
General |
kendi kendini sakatlama |
self mutilation n.
|
|
225 |
General |
gülmekten kendini alamayan kimse |
hypergelast n.
|
|
226 |
General |
kendini suçlama |
self-recrimination n.
|
|
227 |
General |
kendini inkar |
self-negation n.
|
|
228 |
General |
sahneye çıkmadan önce kendini kötü hissetme |
stage struck n.
|
|
229 |
General |
kendini beğenmişlik |
self-conceit n.
|
|
230 |
General |
kendini birşey sanan kişi |
big head n.
|
|
231 |
General |
kendini beğenmiş |
big head n.
|
|
232 |
General |
kişinin kendini acındırması |
dramatizing oneself n.
|
|
233 |
General |
kişinin kendini acındırması |
self dramatisation n.
|
|
234 |
General |
kişinin kendini acındırması |
dramatising oneself n.
|
|
235 |
General |
kişinin kendini acındırması |
self dramatization n.
|
|
236 |
General |
kendini beğenme |
self-love n.
|
|
237 |
General |
kendini aşağılama |
self-abuse n.
|
|
238 |
General |
kendi kendini geliştirme |
self-improvement n.
|
|
239 |
General |
kendini ifade etme kabiliyeti |
self-expression skill n.
|
|
240 |
General |
kendini ifade etme becerisi |
ability of self-expression n.
|
|
241 |
General |
kendini ifade etme kabiliyeti |
ability of self-expression n.
|
|
242 |
General |
kendini ifade etme becerisi |
self-expression skill n.
|
|
243 |
General |
kendini hasta gösterme |
simulation n.
|
|
244 |
General |
kendini gerçekleme |
self-fulfillment n.
|
|
245 |
General |
kendini yükseltme |
self-enhancement n.
|
|
246 |
General |
kendini geliştirme |
self-enhancement n.
|
|
247 |
General |
kendini üstün görme |
self-righteousness n.
|
|
248 |
General |
kendini çürüten fikir |
self-refuting idea n.
|
|
249 |
General |
kendini önemseme |
self-regarding n.
|
|
250 |
General |
kendini feda etme |
self-immolation n.
|
|
251 |
General |
kendi kendini gerçekleştiren kehanet |
self-fulfilling prophecy n.
|
|
252 |
General |
kendini doğrulayan kehanet |
self-fulfilling prophecy n.
|
|
253 |
General |
kendini ifşa etme |
self-exposure n.
|
|
254 |
General |
kendini açığa çıkarma |
self-exposure n.
|
|
255 |
General |
kendini beğenmişlik |
hubris n.
|
|
256 |
General |
kendini tamamlama ihtiyaçları |
self-actualization needs n.
|
|
257 |
General |
kendini gerçekleştirme ihtiyaçları |
self-actualization needs n.
|
|
258 |
General |
kendi kendini kandırma |
self-delusion n.
|
|
259 |
General |
kendi kendini onaylama |
self-approval n.
|
|
260 |
General |
kendini haklı çıkaran |
self-justifier n.
|
|
261 |
General |
kendini haklı çıkarıcı |
self-justifier n.
|
|
262 |
General |
kendini cezalandırma |
self-flagellation n.
|
|
263 |
General |
kendini açığa çıkarma |
self-revelation n.
|
|
264 |
General |
kendini cezalandırma |
self-mortification n.
|
|
265 |
General |
kendi kendini cezalandırma |
self mortification n.
|
|
266 |
General |
kendini düşünmeden verme/bağışlama |
unselfish giving n.
|
|
267 |
General |
kendini tanımladığı isim/ad |
self-designation n.
|
|
268 |
General |
kendi kendini kanıtlayan önerme |
begging the question n.
|
|
269 |
General |
kendi kendini kanıtlayan önerme |
petitio principii n.
|
|
270 |
General |
kendini bilmeme |
unselfconsciousness n.
|
|
271 |
General |
kendini koyverme |
abandon n.
|
|
272 |
General |
kendi kendini doğrulama/onaylama |
self validation n.
|
|
273 |
General |
kendi kendini yetiştirme |
auto training n.
|
|
274 |
General |
kendi kendini hipnoz etme |
autohypnosis n.
|
|
275 |
General |
kendi kendini yetiştirmiş kimse |
autodidact n.
|
|
276 |
General |
kendi kendini toksinleme |
autointoxication n.
|
|
277 |
General |
kendini beğenmişlik |
self concern n.
|
|
278 |
General |
kendini gerçekleştiren kehanet |
self-fulfilling prophecy n.
|
|
279 |
General |
kendini gerçekleme |
self-fulfilment n.
|
|
280 |
General |
kendini gerçekleştirme |
self-realisation n.
|
|
281 |
General |
kendini gerçekleştirme |
self-fulfilment n.
|
|
282 |
General |
kendi kendini organize etme |
self-organisation n.
|
|
283 |
General |
kendi kendini gerçekleştirme |
self-fulfilment n.
|
|
284 |
General |
kendini toplumun refahına ve sosyal reformlara adamış kimse |
do-gooder n.
|
|
285 |
General |
kendini genç hisseden insanlar |
people who feel young n.
|
|
286 |
General |
kendi kendini kurtarma/tahliye |
self-evacuation n.
|
|
287 |
General |
kendini beğenmişlik |
uppishness n.
|
|
288 |
General |
kendini beğenmişlik |
uppityness n.
|
|
289 |
General |
bireyin kendi eksik yönlerinin farkında olması ve kendini küçük görmesi |
self-deprecation n.
|
|
290 |
General |
kendini yakma eylemi |
self-immolation n.
|
|
291 |
General |
kendini gerçekleştiren bireyler |
self-realized individuals n.
|
|
292 |
General |
kendini koruma mekanizması |
self protection mechanism n.
|
|
293 |
General |
kendini eleştirme |
self-denigration n.
|
|
294 |
General |
kendini aşağılama |
self-denigration n.
|
|
295 |
General |
kendini çok önemli biriymiş gibi gören kimse |
chocolate soldier n.
|
|
296 |
General |
kendi kendini güçlendiren |
self-reinforcing n.
|
|
297 |
General |
kendi kendini tanıma yönlendirme ya da kendi yolunu çizme |
self-authorship n.
|
|
298 |
General |
kendini aşağılama |
self-humiliation n.
|
|
299 |
General |
kendini iyi ve güvende hissetme |
at-homeness n.
|
|
300 |
General |
kendi kendini tanımlama |
self-definition n.
|
|
301 |
General |
kendini damgalama |
self-stigma n.
|
|
302 |
General |
kendi kendini yeme |
self-cannibalisation n.
|
|
303 |
General |
kendi kendini yeme |
self-cannibalization n.
|
|
304 |
General |
kendi kendini yiyerek beslenme |
self-cannibalization n.
|
|
305 |
General |
kendi kendini yiyerek beslenme |
self-cannibalisation n.
|
|
306 |
General |
kendini tanrı'ya emanet etme hali |
state of grace n.
|
|
307 |
General |
kendini doğrulayan mantık |
self-fulfilling logic n.
|
|
308 |
General |
feminist literatürde kendini yücelten erkek |
mansplaining n.
|
|
309 |
General |
kendini özgürleştirme |
self-emancipation n.
|
|
310 |
General |
kişinin rolünü kurnazlıkla ve kendini dizginleyerek oynaması |
underplaying one's role n.
|
|
311 |
General |
kendini üretme |
self production n.
|
|
312 |
General |
kişinin kendini pohpohlaması |
self-puffery n.
|
|
313 |
General |
kişinin kendini övmesi |
self-puffery n.
|
|
314 |
General |
kendini methetme |
self-adulation n.
|
|
315 |
General |
kendini övme |
self-adulation n.
|
|
316 |
General |
kendini uzman ilan etmiş kimse |
self-proclaimed expert n.
|
|
317 |
General |
kendini aşka adamış kimse |
amorist n.
|
|
318 |
General |
kendini gerçekleştirme |
self-actualisation n.
|
|
319 |
General |
kendini koruma |
self-defense n.
|
|
320 |
General |
kendini çekme |
absistence n.
|
|
321 |
General |
kendini verme |
absorbition n.
|
|
322 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
cacafuego n.
|
|
323 |
General |
dar görüşlü, orta sınıf değerlerine ve materyalizme bilinçsizce bağlı olan kendini beğenmiş kimse |
babbitt n.
|
|
324 |
General |
kişinin kendini kaybetmesi |
tailspin n.
|
|
325 |
General |
kendini alıştırma |
adjustage n.
|
|
326 |
General |
göz merceğinin mesafeye göre kendi kendini ayarlaması |
accommodation n.
|
|
327 |
General |
kendini tanıtma isteği |
reclame n.
|
|
328 |
General |
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini nefessiz bırakma durumu |
erotic asphyxiation n.
|
|
329 |
General |
kendini tutan kimse |
refrainer n.
|
|
330 |
General |
kendini frenleme |
refrainment n.
|
|
331 |
General |
kendini tutma |
refrainment n.
|
|
332 |
General |
kendini frenleme |
refrenation [obsolete] n.
|
|
333 |
General |
tanrının korku ve saygı uyandıracak şekilde kendini göstermesi |
numinous n.
|
|
334 |
General |
kendini tanıma |
self-acquaintance n.
|
|
335 |
General |
kendini tanıtma |
self-acquaintance n.
|
|
336 |
General |
kendini pazarlayan |
self-promoter n.
|
|
337 |
General |
kendini modelleme |
self-modeling n.
|
|
338 |
General |
birinin kendi kendini özellikle dinî âyin kabîlinden incitmesi ya da yaralaması |
self-laceration n.
|
|
339 |
General |
gerçeği bulmaya kendini adamış kimse |
truth-lover n.
|
|
340 |
General |
kendini beğenmişlik |
turgescence n.
|
|
341 |
General |
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme |
self dramatisation n.
|
|
342 |
General |
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme |
self dramatization n.
|
|
343 |
General |
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme |
dramatising oneself n.
|
|
344 |
General |
kendini, özelliklerini, yetkilerini abartarak ifade etme |
dramatizing oneself n.
|
|
345 |
General |
kendini iyi hissettiren film |
a feel-good film n.
|
|
346 |
General |
kendini beğenmişlik |
ego n.
|
|
347 |
General |
kendini beğenmişlik |
high-handedness n.
|
|
348 |
General |
kendini beğenme |
arrogancy n.
|
|
349 |
General |
kendini beğenme |
arrogantness n.
|
|
350 |
General |
kendini savunma fırsatı |
audience n.
|
|
351 |
General |
kendini savunma şansı |
audience n.
|
|
352 |
General |
kendini kanıtlama |
self-realization n.
|
|
353 |
General |
kendini gösterme |
self-realization n.
|
|
354 |
General |
kendini bilimsel olarak inceleme |
autology n.
|
|
355 |
General |
kendi kendini ölçme |
autometry n.
|
|
356 |
General |
kendini beğenmişlik |
egomism [obsolete] n.
|
|
357 |
General |
kendini çabuk toparlayabilme |
elasticity n.
|
|
358 |
General |
kendini öven kimse |
avauntour [obsolete] n.
|
|
359 |
General |
kendini sevdirme |
endearedness n.
|
|
360 |
General |
kendini sevdiren şey |
endearment n.
|
|
361 |
General |
kendini vermeme |
undevotion n.
|
|
362 |
General |
kendini özdeşleştirdiği kişilerin özelliklerini ya da dış görünüşlerini bilinçsizce taklit eden kimse |
zelig n.
|
|
363 |
General |
kendini beğenme |
vainglory n.
|
|
364 |
General |
kendini adama |
zealousness n.
|
|
365 |
General |
kendini beğenmiş tutum |
smug attitude n.
|
|
366 |
General |
atlantik okyanusunda kendi kendini yöneten bir ingiliz kolonisi |
bermuda n.
|
|
367 |
General |
amaca veya aktiviteye kendini kaptırma |
madness n.
|
|
368 |
General |
otomatik dolumlu sobada olduğu gibi, ateşi kendi kendini besleyen bir yakıt haznesine sahip ocak |
magazine stove n.
|
|
369 |
General |
kendini öven kimse |
vaporer n.
|
|
370 |
General |
kendini konuşarak ifade eden kimse |
verbalizer n.
|
|
371 |
General |
kendini konuşarak ifade eden kimse |
verbaliser n.
|
|
372 |
General |
kendini konuşarak ifade eden kimse |
utterer n.
|
|
373 |
General |
kendini koruma içgüdülerini barındıran organ |
vitativeness n.
|
|
374 |
General |
kendini adamış kimse |
votarist n.
|
|
375 |
General |
kendini adamış hayran |
votary n.
|
|
376 |
General |
(bir dine) kendini adamış kimse |
voteen [ireland] n.
|
|
377 |
General |
kendini adamış kadın |
votress n.
|
|
378 |
General |
kendini yalandan hasta veya sakat gösterme |
malingery n.
|
|
379 |
General |
kendini servet yapmaya adama |
mammonism n.
|
|
380 |
General |
servet yapmaya kendini adamış kimse |
mammonist n.
|
|
381 |
General |
sinirinden, sıkıntıdan kendini yemeğe verme |
comfort eating n.
|
|
382 |
General |
kendini önemli sanan boş kimse |
bladder n.
|
|
383 |
General |
kendini gösterme |
blaze n.
|
|
384 |
General |
suya bakarak kendi kendini hipnoz etme |
lecanoscopy n.
|
|
385 |
General |
bir şeye kendini tamamen adamış kimse |
whole-hogger [us] n.
|
|
386 |
General |
genellikle bomba patlatarak kendini imha ederken başkalarına zarar verme |
martyr operation n.
|
|
387 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
whipster n.
|
|
388 |
General |
sarkma ve kırışma ile kendini gösterip genellikle parazitlerin köke saldırmasından kaynaklanan bitki hastalığı |
wilts n.
|
|
389 |
General |
kendini beğenmişlik |
wind n.
|
|
390 |
General |
kendini kaf dağında görme |
wind n.
|
|
391 |
General |
kendini ifade edemeyen kimse |
wooden indian n.
|
|
392 |
General |
kendini zapt etme yetisi |
measure n.
|
|
393 |
General |
kendini toparlama |
bounce n.
|
|
394 |
General |
kendini kaybetme |
breakup n.
|
|
395 |
General |
kendini beğenmiş tavır |
heroic n.
|
|
396 |
General |
kendini beğenmiş tavır |
heroics n.
|
|
397 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
hoity-toity n.
|
|
398 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
holier-than-thou n.
|
|
399 |
General |
kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer |
home away from home n.
|
|
400 |
General |
kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer |
home from home n.
|
|
401 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
huff [obsolete] n.
|
|
402 |
General |
bir faaliyete kendini kaptırmış görünme |
hum n.
|
|
403 |
General |
kendini beğenmiş tutum |
humbuggery n.
|
|
404 |
General |
kendini imparator sanan deli bir italyan'a verilen lakap |
monarcho n.
|
|
405 |
General |
dini yaşama kendini adayıp kısmen veya tamamen inzivada yaşayan insan topluluğu |
monastery n.
|
|
406 |
General |
kendini beğenmişlik |
morgue n.
|
|
407 |
General |
kendini yineleme |
revolving door n.
|
|
408 |
General |
yüce bir amaç için kendini feda eden adam |
galahad n.
|
|
409 |
General |
kendini beğenme |
hybris n.
|
|
410 |
General |
yaratıcı bir işin altında yatan veya sembolik olarak kendini gösteren tema |
mythoi n.
|
|
411 |
General |
mitin sürekli kendini gösteren teması |
mythologem n.
|
|
412 |
General |
kendini övme |
gloriation n.
|
|
413 |
General |
kendini öven kimse |
glorioser n.
|
|
414 |
General |
kendini öven kimse |
glorioso [obsolete] n.
|
|
415 |
General |
kendini iyi hissetme |
glow n.
|
|
416 |
General |
kendini beğenmişlik |
loftiness n.
|
|
417 |
General |
kendini beğenme |
loftiness n.
|
|
418 |
General |
kendini oluşturan şeyden farklı özellikleri olan şey |
chip n.
|
|
419 |
General |
kendini inkar etme |
denial n.
|
|
420 |
General |
kendini tutma |
denial n.
|
|
421 |
General |
kendini inkar etme |
denial of one's self n.
|
|
422 |
General |
kendini tutma |
denial of one's self n.
|
|
423 |
General |
kendini inkar etme |
deniance n.
|
|
424 |
General |
kendini tutma |
deniance n.
|
|
425 |
General |
kişinin davranış ve kendini sunma biçimi |
deportment n.
|
|
426 |
General |
kişinin davranış ve kendini sunma biçimi |
deporture n.
|
|
427 |
General |
kendini değersizleştirme |
deprecation n.
|
|
428 |
General |
kendini yıpratma |
deprecation n.
|
|
429 |
General |
kendini beğenmişlik |
grandiosity n.
|
|
430 |
General |
kendi kendini analiz etme |
heart-searching n.
|
|
431 |
General |
kendini beğenmişlik |
height [obsolete] n.
|
|
432 |
General |
kendini farklı bir grup ile özdeşleştirme |
identification n.
|
|
433 |
General |
kendini memnun etme |
onanism n.
|
|
434 |
General |
kendini beğenmişlik |
opinion [obsolete] n.
|
|
435 |
General |
kendini yanılsamalara kaptırmış kimse |
illusionist n.
|
|
436 |
General |
kendini insan refahı ve sosyal reformların uygulanmasına adayan kimse |
improver n.
|
|
437 |
General |
kendi kendini yöneten devlet |
commonalty [obsolete] n.
|
|
438 |
General |
kendini davasına adamış erkek |
devot n.
|
|
439 |
General |
kendini davasına adamış kimse |
devotary n.
|
|
440 |
General |
kendini davasına adamış kadın |
dévote n.
|
|
441 |
General |
kendini adayan kimse |
devoter n.
|
|
442 |
General |
kişinin kendini adadığı şey |
devotion [obsolete] n.
|
|
443 |
General |
kendini adamış kimse |
devotionalist n.
|
|
444 |
General |
kendini adayan kimse |
devotor n.
|
|
445 |
General |
kendini gösterme |
disportment [obsolete] n.
|
|
446 |
General |
(kendini bir şey ile) öne çıkarma |
disportment [obsolete] n.
|
|
447 |
General |
kendini değersiz hissetme |
inferiority complex n.
|
|
448 |
General |
kendini gerçekleştirebilme |
good life n.
|
|
449 |
General |
kendini sanatsal yazına adamış kimse |
belletrist n.
|
|
450 |
General |
kendini sanatsal yazına adamış kimse |
belle-lettrist n.
|
|
451 |
General |
kendini yatıştırma |
self-soothing n.
|
|
452 |
General |
soyut bir mevhumun kendini gösterme biçimi |
clothing n.
|
|
453 |
General |
kendini beğenmişlik |
donnism n.
|
|
454 |
General |
kendini maruz bırakma |
incurrence n.
|
|
455 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
pontificator n.
|
|
456 |
General |
kendini abartan kimse |
pontificator n.
|
|
457 |
General |
kendini emniyete alma |
self-assurance n.
|
|
458 |
General |
dürtüye veya arzuya kapılmama konusunda kendini tutma |
continency n.
|
|
459 |
General |
kendini olduğundan alt sosyal sınıfta gören kimse |
inverted snob n.
|
|
460 |
General |
kendini olduğundan alt sosyal sınıfta gören kimse |
reverse snob n.
|
|
461 |
General |
kendini beğenmiş görevli |
panjandarum n.
|
|
462 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
peacock n.
|
|
463 |
General |
kendini beğenmiş kimse |
prima donna n.
|
|
464 |
General |
kendini kırbaçlayan kimse |
disciplinant n.
|
|
465 |
General |
mutluluk veren kendini kandırma hali |
flattery [obsolete] n.
|
|
466 |
General |
kendini gerçekleştirme ve ahlaki mükemmelliğe ulaşmayı temel alan etik doktrin |
perfectibility n.
|
|
467 |
General |
kendini beğenmişlik |
phariseeism n.
|
|
468 |
General |
kendini soyutlama |
prescission n.
|
|
469 |
General |
kendini aşka adayan kimse |
romeo n.
|
|
470 |
General |
kimliğini gizleyerek suçlunun kendini ele vermesini sağlamaya çalışan dedektif |
roper n.
|
|
471 |
General |
italyan komedisinde kendini beğenmiş ve korkak bir tipleme |
scaramouch n.
|
|
472 |
General |
italyan komedisinde kendini beğenmiş ve korkak bir tipleme |
scaramouche n.
|
|
473 |
General |
davasına kendini adamış kimse |
sectary n.
|
|
474 |
General |
kendini güvende sanan kimse |
securitan [obsolete] n.
|
|
475 |
General |
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı |
segway® n.
|
|
476 |
General |
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı |
segway human transporter® n.
|
|
477 |
General |
kendi kendini dengeleyen iki tekerlekli bir kişisel ulaşım aracı |
segway ht® n.
|
|
478 |
General |
kendini olduğun gibi kabul etme |
self acceptance n.
|
|
479 |
General |
kendini cezalandırma |
self-abasement n.
|
|
480 |
General |
kendini küçük düşürme |
self-abasement n.
|
|
481 |
General |
kendini kandırma |
self-abuse [obsolete] n.
|
|
482 |
General |
kendini aldatma |
self-abuse [obsolete] n.
|
|
483 |
General |
kendini ayıplama |
self-abuse n.
|
|
484 |
General |
kendini suçlama |
self-abuse n.
|
|
485 |
General |
kendini kaybetme |
self-annihilation n.
|
|
486 |
General |
kendini alkışlama |
self-applause n.
|
|
487 |
General |
kendini onaylama |
self-applause n.
|
|
488 |
General |
kendini onaylama |
self-approving n.
|
|
489 |
General |
kendini doğrulama |
self-approving n.
|
|
490 |
General |
kendini düşünme |
self-concern n.
|
|
491 |
General |
kendini suçlama |
self-condemnation n.
|
|
492 |
General |
kendini ayıplama |
self-condemnation n.
|
|
493 |
General |
kendini kınama |
self-condemnation n.
|
|
494 |
General |
kendini sorumlu tutma |
self-condemnation n.
|
|
495 |
General |
kendi kendini memnun etme |
self-content n.
|
|
496 |
General |
kendini yargılama |
self-conviction n.
|
|
497 |
General |
kendini işleme |
self-cultivation n.
|
|
498 |
General |
kendini eğitme |
self-cultivation n.
|
|
499 |
General |
kendini kültürlü hale getirme |
self-cultivation n.
|
|
500 |
General |
kendini yetiştirme |
self-cultivation n.
|
|