obje - Turkish English Dictionary
History

obje



Meanings of "obje" in English Turkish Dictionary : 5 result(s)

Turkish English
Common Usage
obje object n.
General
obje thing n.
obje oggetto (it) n.
obje object n.
obje thang n.

Meanings of "obje" with other terms in English Turkish Dictionary : 88 result(s)

Turkish English
General
sosyal obje social object n.
merkezi konumdaki obje centerpiece n.
obje tiryakiliği object addict n.
obje olma durumu objecthood n.
sert bir obje a hard object n.
dekoratif obje decorative object n.
merkezi konumdaki obje centrepiece n.
yapay obje artificial object n.
kutsal obje hallow n.
kadınların cinsel obje olarak görülmesini teşvik eden müstehcen kültür raunch culture n.
uğur getirdiğine inanılan obje charm n.
dil benzeri küçük obje tonguelet n.
elmaya benzer obje apple n.
bilgili görünmek isteyenlerin raflarına dizdiği kitap görünümlü sahte obje fake book n.
hoş obje lovely n.
(şamdan benzeri) ışık saçan dekoratif obje luster n.
yarım ay şeklinde obje demilune n.
iç içe geçmiş eğik çizgilerle yapılan bir madeni obje deseni guilloche n.
yuvarlak obje rotundity n.
obje veya malzemelerin döndürülerek cilalama, kaplama, yumuşama, kuruma gibi işlemlere tabi tutulduğu döner varil veya kutu rumble n.
çanak şekilli obje dish n.
göze hitap etmeyen obje dissight n.
fiziksel obje concrete quantity n.
ucu sivri obje prick n.
obje veya şeklin çevre uzunluğunun yarısı semiperimeter n.
batıl inançla ilişkili obje freet n.
küp biçimli obje square n.
devasa obje supergiant n.
çok iri obje supergiant n.
dolaylı obje olarak datively adv.
belirtilen obje ile doldurulmuş anlamını veren bir son ek -filled suf.
Idioms
şans getiren obje a cricket on the hearth n.
uğur getiren obje a cricket on the hearth n.
cinsel obje olarak görülen kadın a bit of crackling [brit] n.
sihirli obje an aladdin's lamp n.
sihirli obje an aladdin's lamp n.
birisine cinsel obje gibi davranmak treat someone like a sexual object v.
birisine cinsel obje gibi davranmak treat someone as a sexual object v.
Technical
batmaz (obje) buoyant n.
herhangi bir radyasyon kaynağı ile bir detektör arasında bulunan obje absorber n.
nesne/obje izleme object tracking n.
obje modeli object model n.
tanımlanamayan uçan obje ufo n.
Computer
(bilgisayar grafiğinde) çok kenarlı obje polygon n.
Lighting
(şamdan benzeri) ışık saçan dekoratif obje lustre n.
Transportation
araba üzerinde taşınabilecek boyut ve ağırlıkta tasarlanmış obje cartopper n.
Medical
obje bağlanması object attachment n.
sivri obje korkusu aichmophobia n.
sivri obje korkusu (iğne vb) trypanophobia n.
Psychology
obje bağlanması object attachment n.
obje ilişkileri object relations n.
Optics
ışığı obje üzerinde odaklamak için kullanılan lens optical condenser n.
obje boyutları arasındaki orantısal bozukluk distortion n.
obje görüntüsünün objektife olan uzaklığı focal distance of a telescope n.
Math
yedinci dereceden matematiksel obje (fonksiyon, eğri) septic n.
Physics
(obje veya nesne) yansıtma özelliği luminosity n.
yıldızaltı obje substellar object n.
Astronomy
yıldızlararası obje interstellar object n.
astronomik obje astronomical object n.
jüpiter kütleli ikili obje jupiter-mass binary object n.
jüpiter kütleli ikili obje jupiter-mass binary object (jumbo) n.
(mesafe tahmininde kullanılan) parlak astronomik obje standard candle n.
History
özellikle antik roma'da kabartmalı yapılarak değerli metal obje takılmış ayrı süsler emblema n.
abraham lincoln'e ilişkin her türlü obje, yazı veya anekdot lincolniana n.
Archaeology
taklit obje skeuomorph n.
taklit obje skeuomorphism n.
Philosophy
(insan, obje) iç doğa inscape n.
Art
lake kaplı, genellikle işlemeli olan dekoratif obje lacquer n.
antik çağdan kalma sanatsal obje an article of virtu n.
japon stilindeki obje japonaiserie n.
(seramik obje) damga ile süslenmiş sigillate adj.
Theatre
edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne vignette n.
Photography
hareketsiz obje fotoğrafçılığı still photography n.
hareketsiz obje fotoğrafçılığında kullanılan bir fotoğraf makinesi markası kodak® n.
hareketsiz obje fotoğrafı kodak [dated] n.
hareketsiz obje fotoğrafı still n.
35 mm'lik ve daha az genişlikte film kullanılan hareketsiz obje fotoğrafçılığı miniature adj.
hareketsiz obje fotoğrafına özgü still adj.
hareketsiz obje fotoğrafı ile ilgili still adj.
hareketsiz obje fotoğrafı için tasarlanan still adj.
Bookbindery
tam sayfaya obje tutturulması için konulmuş yaklaşık 1. 27 cm'ye 1.90 cm ölçülerinde dar yaprak guard n.
Slang
müstehcen obje ya da performans raunch n.
cinsel obje olarak görülen kadın tail n.
mahkumların mastürbasyon yapmak için kullandıkları obje fifi n.
cinsel bir obje olarak kadın a piece of ass n.
cinsel bir obje olarak kadın a piece of tail n.
cinsel obje olarak düşünülen kimse a piece of meat n.
cinsel obje olarak görülen kadınlar minge n.