string ! - Turkish English Dictionary

string !

Meanings of "string !" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
string n. sicim
Do you have a knife I can use to cut this string with?
Bu sicimi kesmek için kullanabileceğim bir bıçağın var mı?

More Sentences
string n. dizi
He owns a string of tech companies.
Bir dizi teknoloji şirketinin sahibi.

More Sentences
General
string instrument n. telli çalgı
The cello is a string instrument.
Viyolonsel bir telli çalgı.

More Sentences
string n. şart
The Convention should look to reach consensus rather than draft a catalogue with no strings attached.
Kongre, hiçbir şarta bağlı olmayan bir katalog taslağı hazırlamak yerine uzlaşmaya varmaya çalışmalıdır.

More Sentences
string n. sicim
How much string do you need?
Ne kadar sicime ihtiyacın var?

More Sentences
string n. ip
Tying a string around meat helps it stay in shape while roasting.
Etin etrafına ip bağlamak, kavurma sırasında şeklini korumasına yardımcı olur.

More Sentences
string n. tel
What strings do you use on your guitars?
Gitarlarınızda hangi telleri kullanıyorsunuz?

More Sentences
string n. dizi
Volkswagen, too, is developing a string of electric cars.
Volkswagen de bir dizi elektrikli otomobil geliştiriyor.

More Sentences
guitar string n. gitar teli
Where can I buy guitar strings around here?
Bu civarda gitar tellerini nerede satın alabilirim?

More Sentences
string n. (gitar) tel
The strings on the guitar were green with rust.
Gitarın telleri pastan yeşile dönmüştü.

More Sentences
string v. tel takmak
She knows how to string a violin.
Kemana nasıl tel takılacağını biliyor.

More Sentences
string v. germek
He strung a rope between the two trees.
O, iki ağaç arasına bir ip germiş.

More Sentences
string v. ipe dizmek
Dried peppers were strung together on a thread.
Kurutulmuş biberler bir ipe dizilmişti.

More Sentences
string v. asmak
Colorful lights were strung along both sides of the river bank.
Nehir kıyısının her iki tarafına renkli ışıklar asılmıştı.

More Sentences
Technical
string n. sicim
How long a string do you need?
Ne kadar uzunluğunda bir sicime ihtiyacın var?

More Sentences
string n. ip
What happened when you released the string?
İpi serbest bıraktığınızda ne oldu?

More Sentences
string n. tel
Strings 1, 5 and 6 must not be played.
1, 5 ve 6 numaralı teller çalınmamalıdır.

More Sentences
string n. dizi
Call this member function to add a string to a list box.
Liste kutusuna bir dize eklemek için bu üye işlevini çağırın.

More Sentences
Computer
string n. dize
What is the best regular expression to check if a string is a valid URL?
Bir dizenin geçerli bir URL olup olmadığını kontrol etmek için en iyi normal ifade nedir?

More Sentences
string n. dizi
In VBA, use a string expression to set the value of this property.
VBA'da, bu özelliğin değerini ayarlamak için bir dize ifadesi kullanın.

More Sentences
Textile
string n. iplik
Give me a knife to cut this string with.
Bana bu ipliği kesmek için bir bıçak verin.

More Sentences
Automotive
string n. tel
Think of the strings of a guitar.
Bir gitarın tellerini düşünün.

More Sentences
Physics
string theory n. sicim teorisi
String theory, you know, space and time.
Sicim teorisi, bilirsiniz işte, mekan ve zaman.

More Sentences
Linguistics
string n. dizi
Bitcoin is effectively a string of computer code.
Bitcoin aslında bir bilgisayar kodu dizisidir.

More Sentences
General
string n. kiriş
string giving the lowest sound n. bamteli
word string n. kelime dizisi
shoe string n. ayakkabı bağı
string bag n. file
second string n. ikinci sınıf
string n. fasülye kılçığı
string n. yay
string n. kınnap
string n. damar (yaprak)
string n. kılçık
string n. seri
empty string n. boş dizgi
string n. tahdit
string beans n. çalıfasulyesi
string bean n. çalıfasulyesi
string n. lif
string n. kaytan
string bean n. ayşekadın
string n. keman yayı
string n. kordon
string n. tel (piyanoda)
string n. yay (keman)
string bean n. çalı fasülyesi
string of fruits n. hevenk
string n. koşul
string n. bağcık
string n. kılçık (fasulye vb)
string models n. string modelleri
string trimmer n. ot biçme makinesi
g-string n. g-string
string-pull n. piston
string-pulling n. torpil
piano string n. piyano teli
string n. limon kirişi
string n. hevenk
string n. yaprak damarı
string n. şerit
string n. sua
string n. sinir
string hanger n. askı bağı
string puller n. kukla oynatıcısı
shoe string n. ayakkabı bağcığı
string of victories n. zaferler dizisi
balls of string n. ip yumağı
leading string n. bebek yürüteci
leading string n. yürüteç
string beans n. taze fasulye
string game n. ip oyunu
string of ideas n. fikir silsilesi
string of ideas n. düşünce silsilesi
string of ideas n. düşüncenin devamlılığı
string of ideas n. düşünce dizisi
string of ideas n. fikirler dizisi
string of ideas n. fikir dizisi
string of ideas n. düşünce zinciri
string n. dizgi
string trimmer n. ot biçici
string trimmer n. ot biçme makinesi
string shopping bag n. alışveriş filesi
string shopping bag n. pazar filesi
glass string n. (malezya'daki uçurtmalarla oynanan bir oyunda) tutkal ve öğütülmüş camdan oluşan aşındırıcı tabaka ile kaplı uçurtma ipi
drawing string n. bir açıklığın çevresindeki ek yerinden geçen sicimden oluşan bir bağ
five-horse string out n. yan yana araç çeken beş at
five-horse string out n. at arabasına bağlanan beşli çubuk
five-horse string out n. beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek
second string n. ikinci eylem planı
second string n. ikinci çare
second string n. alternatif yöntem
second string n. alternatif eylem planı
second string n. alternatif yol
four-horse string out n. iki atın önde iki atın arkada ilerlediği bir at arabası düzeni
camel string n. deve kervanı
string v. dizmek
string v. yutturmak
fasten with a string v. iple bağlamak
string v. ipe dizmek (boncuk vb)
string along v. kandırmak
string v. kılçıklarını ayıklamak
string v. sıralamak
string v. boncuk dizmek
string v. sıra halinde gitmek
string v. takmak (ip vb)
string along with v. ayak uydurmak
string v. kandırmak
string up v. asmak
string out v. ipe asmak
string along v. ayak uydurmak
string v. aldatmak
string along with v. uymak
string along v. oyalamak
string along with v. birine uymak
string up v. sinirlendirmek
string out a utility line v. kablo çekmek
string v. bağlamak
string along with v. birinin dediklerini yapmak
string up v. ipe çekmek
string v. düzenlemek
string v. ipe geçirmek
string out v. olması gerekenden daha fazla uzatmak
like beads-on-a-string adj. art arda dizili/dizilmiş
first-string adj. mühim
first-string adj. baş
first-string adj. başta gelen
first-string adj. nitelikli
first-string adj. vasıflı
first-string adj. çok önemli
first-string adj. düzenli katılımcılardan meydana gelen
first-string adj. temel
first-string adj. birinci derece
first-string adj. ana
first-string adj. as
first-string adj. düzenli üyelerden oluşan
first-string adj. kaliteli
first-string adj. birincil
second-string adj. alt dereceli
second-string adj. düşük önemde olan
second-string adj. düşük dereceli
second-string adj. yedek
second-string adj. düşük kaliteli
on a string adv. sermayesiz olarak baskı veya kontrol altında
on a shoe string adv. çok az para ile
on a string adv. baskı veya kontrol altında
on the string adv. peşinde
like beads-on-a-string adv. sıra halinde/birbiri ardına gelen
Irregular Verb
string v. strung - strung
Phrasals
string out v. uzanmak
string out v. uzamak (zaman)
string out v. dizilmek
string out v. zamana yaymak
string something together v. bir şeyleri ip ile birbirlerine birleştirmek/bağlamak
string together v. birbirine bağlamak
string together v. yarım yamalak toparlayıp oluşturmak
string together v. birbirine birleştirmek
string together v. gelişigüzel sıralamak
string something together v. bir şeyleri ipe dizmek
string together v. bir araya getirip bir şey yapıvermek
string together v. iple birbirine bağlamak
string together v. hızlıca arka arkaya dizmek
string together v. yan yana dizivermek
string together v. gelişigüzel sıralayıp oluşturmak
string together v. öylesine/gelişigüzel bir araya getirmek
string together v. öylesine/gelişigüzel bir araya getirip oluşturmak
string something together v. bir şeyleri birbirine bağlamak
string something together v. bir şeyleri bir araya getirmek
string together v. arka arkaya/yan yana sıralayıp bir şey oluşturuvermek
string together v. üstüne dizmek
string together v. yarım yamalak toparlamak
string something together v. bir şeyleri iple birbirine bağlamak
string together v. bir araya getirmek
string something together v. bir şeyleri birbirine birleştirmek
string together v. ipe dizmek
string on v. bekletmek
string on v. oyalamak
string on v. belirsizlik içinde bırakmak
string on v. sürüncemede bırakmak
Colloquial
junkie with a long string of convictions n. sabıkası kabarık bir keş
having (thousands/hordes/a string of) men/women at her/his beck and call expr. elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
Idioms
string of good luck n. bir dizi şanslı olay
string of bad luck n. talihsizlik zinciri
string of bad luck n. bir dizi şanssızlık
the first string n. ilk
the first string n. birincil
another string to bow n. ek nitelik
another string to one's bow n. ek nitelik
string of bad luck n. bir dizi talihsizlik
apron-string hold n. kadının sahip olduğu fakat o yaşadığı sürece kocası tarafından idare edilen mal mülk
apron-string tenure n. kadının sahip olduğu fakat o yaşadığı sürece kocası tarafından idare edilen mal mülk
apron-string hold n. iç güveyisi tarafından idare edilen mal mülk
apron-string tenure n. iç güveyisi tarafından idare edilen mal mülk
a string of (good) luck n. şanslı dönem
a string of (good) luck n. bir dizi şanslı olay
a string of bad luck n. şanssızlıklar silsilesi
a string of bad luck n. talihsizlik zinciri
a string of (good) luck n. şansın yaver gittiği dönem
a string of (good) luck n. talihin yüze güldüğü dönem
a string of (good) luck n. üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem
a string of bad luck n. talihsiz/şanssız bir dönem
a string of bad luck n. bir dizi şanssızlık/talihsizlik
a string of bad luck n. şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
a string of bad luck n. üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
a string of bad luck n. üst üste gelen talihsizlikler
another string to your bow [uk] n. yedekte bir şey
another string to your bow [uk] n. ek bir seçenek
another string to your bow [uk] n. ek bir beceri
another string to your bow [uk] n. başka bir seçenek
another string to your bow [uk] n. elinde alternatif bir şey
another string to your bow [uk] n. ek bir nitelik
another string to your bow [uk] n. kullandığı veya yaptığı şey başarısız olursa alternatif bir yol
apron string n. bir kadının ailesine olan bağı
apron string n. bir kadının kocasına/çocuğuna olan bağı
apron string n. (annesinin) eteği/dibi
apron string n. (anasının) kuzusu
apron string n. (anasının) dizinin dibi
brother of the string n. kemancı
brother of the string n. müzisyen
gathering string n. detay toplama
gathering string n. ayrıntı toplama
third string n. ikinci yedek oyuncu (oyuna ilk çıkan oyuncunun yerine geçen oyuncunun da değiştirilmesi sonucu oyuna üçüncü sırada giren yedek oyuncu)
have somebody on a string v. parmağının ucunda oynatmak
string someone along v. biriyle gönül eğlendirmek
harp on the same string v. diline dolamak
have someone on a string v. parmağında oynatmak
have more than one string to fiddle v. on parmağında on marifet olmak
have more than one string to fiddle v. birçok alanda yeteneği olmak
the first string v. a takımında olmak
have somebody on a string v. dizginlerini elinde tutmak
have someone on the string v. (birini cevap için) bekletmek
have more than one string to one's fiddle v. her alanda kabiliyeti olmak
have more than one string to one's fiddle v. on parmağında on marifet olmak
have more than one string to one's fiddle v. birçok alanda yeteneği olmak
harp on one string v. bıkmak bilmeden aynı mevzuyla uğraşmak
harp on one string v. bir konuyu diline dolamak
have more than one string to (one's) bow v. mevcut durumda elinin altında birden çok uygulanabilir seçenek olmak
have more than one string to (one's) bow v. birden fazla şansı/seçeneği olmak
have the world on a string v. dünyanın dizginlerini elinde gibi hissetmek
have the world on a string v. dünya kendi etrafında dönüyor gibi hissetmek
have the world on a string v. her şey lehinde gittiği için mutlu/kendinden emin hissetmek
have a second string to your bow v. bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
have/keep somebody on a string v. birine her istediğini yaptırmak
have another string to (one's) bow v. ek bir becerisi olmak
have/keep somebody on a string v. birini parmağında oynatmak
have another string to (one's) bow v. ek bir seçeneği olmak
have a second string to your bow v. bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
have another string to (one's) bow v. elinde alternatif bir becerisi/seçeneği olmak
have another string/more strings to your bow v. kullandığı veya yaptığı şey başarısız olursa alternatif bir/birden fazla yolu olmak
keep (one) on a string v. (birinin) dizginlerini elinde tutmak
have another string to your bow v. ek bir becerisi olmak
have another string to your bow v. elinde alternatif bir becerisi/seçeneği olmak
have a second string to (one's) bow v. bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
keep (one) on a string v. (birini) kukla gibi oynatmak
have/keep somebody on a string v. birini istediği gibi yönetmek
have/keep somebody on a string v. birini kontrolü altına almak
have a second string to (one's) bow v. bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
have another string to your bow v. başka bir seçeneği olmak
have another string to your bow v. ek bir seçeneği olmak
have/keep somebody on a string v. birinin dizginlerini elinde tutmak
have a second string to your bow v. ilk çare başarısız olursa devreye sokabileceği alternatif bir çaresi olmak
have a second string to your bow v. ikinci/alternatif bir eylem planı olmak
have/keep somebody on a string v. birinin iplerini elinde tutmak
keep (one) on a string v. (birini) parmağında oynatmak
have another string/more strings to your bow v. yedekte bir/birden fazla şeyi olmak
have a second string to your bow v. yedek bir yol haritası olmak
have a second string to your bow v. bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
have/keep somebody on a string v. birini kukla gibi oynatmak
have another string to your bow v. ek bir niteliği olmak
keep (one) on a string v. (birinin) iplerini elinde tutmak
have another string to (one's) bow v. ek bir niteliği olmak
have another string/more strings to your bow v. elinde alternatif bir/birden fazla şeyi olmak
have a second string to (one's) bow v. bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
have another string to (one's) bow v. başka bir seçeneği olmak
add another string to (one's) bow v. koluna bir altın bilezik daha takmak
add another string to (one's) bow v. bir altın bileziği daha olmak
add another string to (one's) bow v. bir yetenek daha edinmek
add another string to (one's) bow v. bir beceri daha kazanmak
have on the string v. cevap için bekletmek
have on the string v. sürüncemede bırakmak
string to (one's) bow v. ek bir beceri/nitelik
string to (one's) bow v. alternatif bir yol
string to (one's) bow v. bir altın bilezik
string to (one's) bow v. başka bir seçenek
latch string is always out expr. başımın üstünde yerin var
latch string is always out expr. kapım sana her zaman açık
how long is a piece of string expr. ahret sorusu
how long is a piece of string expr. ahiret sorusu
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı soru
the first string expr. öncelikli
how long is a piece of string expr. kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı sorulan soru
on the string expr. askıda
on the string expr. sürüncemede
on the string expr. belirsizlik içinde
Trade/Economic
shoe-string budget n. kısıtlı bütçe
shoe-string budget n. yetersiz bütçe
shoe-string budget n. eksik bütçe
run on a shoe-string v. az parayla işletmek
Technical
alphabetic string n. abecesel dizgi
string n. rondela
string insulator n. zincir izolatör
null string n. boş katar
string matching n. dizgi eşleme
alphabetic string n. abecesel damga dizgisi
string length n. dizgi uzunluğu
string insulator unit n. zincir izolatör birim
symbol string n. simge dizgisi
alphabetic string n. alfabetik karakter katarı
string break n. dizgi kırılması
unit string n. birim dizgi
string manipulation n. dizgi işleme
numeric string n. sayısal dizgi
string n. dizgi
string processing languages n. dizgi işleme dilleri
unit string n. birim katar
string polygon n. ip poligonu
numeric string n. sayısal katar
symbol string n. simge katarı
text string n. metin dizgisi
vibrating string n. vibrasyonlu tel
string electrometer n. kordonlu elektrometre
string break n. dizgi bitişi
open string n. basamaklı limon kirişi
plummet string n. şakul iplik
closed string n. basamak oyuntulu kiriş
flip-flop string n. flip-flop dizgisi
string n. ayakkabı bağı
string n. şerit
string n. bağ
outside string n. dış serbest limon kirişi
string vest n. tire fanila
bit string n. bit dizisi
string insulator unit n. zincir izolatör birimi
drill string n. sondaj dizisi
string n. ince damar
bow string n. yay kirişi
composite string insulator units n. birleşik zincir izolatör birimleri
string-gnomon n. güneş saati
g-string n. yüksek frekanslı bir tür iletim hattı
string v. sıkıştırmak
re-string v. (okçuluk) yeni kiriş takmak
re-string v. (mücevher) yeni bir ipe dizmek
Computer
invalid class string n. geçersiz sınıf dizini
setup string n. kurma dizisi
class string n. sınıf dizini
setup string n. kurma dizesi
ssid string n. ssıd dizesi
string variable n. dizi değişkeni
test string n. sınama dizesi
string number n. dize numarası
string n. metin
string literal n. harflerden oluşan dizi
string value n. dize değeri
string n. dizilim
string n. string
string n. dizge
text string n. metin dizesi
symbol string n. simge dizilimi
string control byte n. dizilim denetim baytı
string n. karakter dizisi
string storage n. dize deposu
string option n. dizi seçenekleri
string editor n. dize düzenleyicisi
string n. dizilim dizi
string storage n. dize depolama birimi
unknown string n. bilinmeyen dize
unicode string n. unicode dize
variable string n. değişken dize
search string n. arama dizesi
second string n. ikinci dize
sample string n. örnek dize
adapter string n. bağdaştırıcı dizesi
adapter string n. bağdaştırıcı dizisi
alphabetic string n. alfabetik dizgi
character string n. karakter dizesi
character string n. karakter dizilimi
character string n. damga dizgisi
bit string n. bit dizgisi
category string n. kategori dizesi
character string n. karakter dizgisi
conversion string n. dönüştürme dizesi
help string n. yardım dizesi
first string n. ilk dize
invalid string n. geçersiz dize
internal string error n. iç dize hatası
multi string n. çoklu dize
null string n. boş dizgi
octet string n. sekizli dize
null string n. boş dizilim
other string n. diğer dize
query string n. sorgu dizesi
alphabetical string n. abecesel dizgi
alphabetical string n. abecesel damga dizgisi
bit string n. ikil dizgisi
empty string n. boş dizgi
unit string n. birim katar
unit string n. birim dizgi
numeric string n. sayısal dizgi
null string n. boş katar
numeric string n. sayısal katar
string break n. dizgi kırılması
string processing languages n. dizgi işleme dilleri
symbol string n. simge dizgisi
string manipulation n. dizgi işleme
string length n. dizgi uzunluğu
symbol string n. simge katarı
string break n. dizgi bitişi
ia5-string n. ia5-dizesi
text string n. metin dizgisi
string variables n. dizi değişkenleri
single-quoted string n. tek tırnaklı dizge
double-quoted string n. çift tırnaklı dizge
string n. katar
string n. karakter katarı
string concatenation n. string birleştirme
snobol (string oriented symbolic language) n. karakter zincirlerine yönelik sembolik dil
alphabetical string adj. alfabetik karakter katan
string too long expr. dize çok uzun
string too big expr. dize çok büyük
edit string expr. dize düzenle
path string yol dizesi
Informatics
character string n. karakter dizgisi
alphabetic string n. alfabetik dizgi
character string n. damga dizgisi
string variable n. dizgi değişkeni
search string n. arama dizgisi
string matching n. dizgi eşleme
sorting string n. sıralama dizgisi
unit string n. birim dizgi
null string n. boş dizgi
symbol string n. simge dizgisi
approximate string matching n. yakınsak/yaklaşık dizgi eşleştirme
Telecom
bit string n. bit dizgisi
Electric
string electrometer n. kordonlu elektrometre
string insulator unit n. zincir izolatör ünitesi
Television
neck string n. boyun askısı
Textile
ball of string n. yumak
gee string n. striptizcilerin giydiği bir tür kısa don
gee string n. bacakların arasından ve belin çevresinden geçen kumaş şeritten oluşan kısa bir don
Construction
drill string n. sondaj düzeneği
string n. limon kirişi
drill string n. sondaj tertibatı
continuous string n. sürekli limon kirişi
string piece n. döşeme kirişi
face string n. alınlık
face string n. alınlık kirişi
open string n. basamaklı limon kirişi
wall string n. duvar limon kirişi
cut string n. merdiven basamaklarını desteklemek için her iki yandan kesilen tahta
Lighting
lighting string n. ışık zinciri
Automotive
string plug n. lastik onarım fitili
string insert tool n. biz
Marine
navel string n. göbek kordonu
Petrol
drill-string motion compensator n. sondaj dizisi hareket dengeleyicisi
Medical
navel string n. göbek kordonu
string of beads appearance n. tespih tanesi görünümü
purse string n. torba ağzı (dikişi)
purse string n. kese ağzı (dikişi)
purse-string operation n. hamilelerde rahim ağzının dikişle kapatılması ameliyatı
Anatomy
string ligament n. dilaltı bağı
Gastronomy
string beans n. çalı fasulyesi
walnuts on a string dipped in starch grape molasses n. cevizli sucuk
string bean n. ayşekadın fasülye
string beans n. ayşekadın fasulye
string beans n. çalı fasulye
string cheese n. dil peyniri
low-fat string cheese of erzurum n. civil
string cheese n. tel peynir
string v. çıkarmak (fasulyenin kılçığını)
Physics
string theory n. sicim kuramı
string theory n. string teorisi
string theory n. tel teorisi
bosonic string n. bozonik sicim kuramı
Astronomy
cosmic string n. bazı kozmoloji teorilerine göre büyük patlamanın bir sonucu olarak evrende var olduğu düşünülen uzay-zamandaki tek boyutlu bozukluk
Botanic
string bean n. çalı fasulyesi
string bean n. çalıfasulyesi
Linguistics
basic string n. taban zinciri
constituent string n. kurucudizi
terminal string n. sonuç dizgisi
string n. zincir
string n. diziliş
terminal string n. bitim zinciri
string of word n. kelime dizisi
linguistic string n. kelime dizisi
word string n. kelime dizisi
Sport
the first string n. as takım
the first string n. ilk onbir
the first string n. bir klubün as takımı
the first string n. ilk beş
the first string n. as kadro
string line n. çizgilerle sınırlamaların yapıldığı bir tür bilardo oyunu
string line n. (bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
string line n. bilardo masasında lastikli iç kenarlara paralel çizilen dört çizgiden biri
head string n. bilardoda oyuna başlama noktasından geçen çizgi
first string n. ana kadro
first-string n. sahaya çıkan oyuncu kadrosu
first string n. as oyuncu kadrosu
first string n. sahaya çıkan oyuncu kadrosu
first-string n. ana kadro

Meanings of "string !" with other terms in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
string modelleri string models n.
g-string g-string n.
Computer
string string n.
string birleştirme string concatenation n.
Physics
string teorisi string theory n.
Music
string modelleri string models n.