Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
fijar (pesos y medidas)
kilise giriş salonu
lastik veya plastikle kaplanmış kumaşlar
peel
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historia
Frases
Significados de
"peel"
en diccionario turco inglés : 41 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
peel
v.
soymak
Who, nowadays,
peels
their carrots and potatoes themselves?
Bugünlerde kim havuç ve patateslerini kendisi
soyuyor?
More Sentences
General
2
General
peel
n.
kabuk
You can't eat the orange and throw the
peel
away—a man is not a piece of fruit.
Portakalı yiyip
kabuğunu
atamazsın. İnsan bir meyve parçası değildir.
More Sentences
3
General
peel
v.
soymak
I have to
peel
a whole bucket of apples for a jam.
Reçel yapmak için koca bir kova elmayı
soymam
gerekiyor.
More Sentences
4
General
peel
v.
derisi soyulmak (bronzlaşmaktan vb. dolayısı ile)
My skin is
peeling.
Derim soyuluyor.
More Sentences
Technical
5
Technical
peel
v.
soyulmak
My skin is
peeling.
Cildim
soyuluyor.
More Sentences
General
6
General
peel
n.
sebze kabuğu
7
General
peel
n.
fırıncı küreği
8
General
peel
n.
meyve kabuğu
9
General
peel
n.
soyuntu
10
General
peel
n.
deri
11
General
peel
n.
ağaç kabuğu
12
General
peel
n.
(kollodyon filmine gömülü) ince organik malzeme tabakası
13
General
peel
n.
kimyasal cilt soyucu
14
General
peel
n.
iskoç-ingiliz sınırında yer alan ufak bir ortaçağ kulesi
15
General
peel
v.
kabuğunu soymak (meyvenin/sebzenin)
16
General
peel
v.
soyunmak
17
General
peel
v.
soymak (meyveyi/sebzeyi)
18
General
peel
v.
kabuğunu çıkarmak (karidesin)
19
General
peel
v.
(patates vb) kabuğunu soymak
20
General
peel
v.
sıyrılmak (ağacın kabuğu/insanın derisi/boya vb)
21
General
peel
v.
kabuğunu soymak
22
General
peel
v.
(kabuğu/derisi) soyulmak
23
General
peel
v.
pullanmak
24
General
peel
v.
pul pul dökülmek
25
General
peel
v.
kabuğunu çıkarmak
26
General
peel
v.
hareketli bir araç/uçak grubundan ayrılarak farklı yöne gitmek
27
General
peel
v.
ayrılmak
Technical
28
Technical
peel
n.
dövülebilir demir döküm üzerindeki soyulur tabaka
29
Technical
peel
n.
soyulabilir döküm tabakası
30
Technical
peel
v.
kabuğunu soymak
31
Technical
peel
v.
pul pul dökülmek
32
Technical
peel
v.
(dövülebilir dökme demir) dışı soyulmak
Marine
33
Marine
peel
n.
kürek palası
Gastronomy
34
Gastronomy
peel
n.
soyulmuş kabuk
Agriculture
35
Agriculture
peel
v.
tahıl kepeğini ayıklamak
36
Agriculture
peel
v.
tahıl kepeğini temizlemek
Geography
37
Geography
peel
n.
kanada'nın kuzeybatısında bir nehir
Sport
38
Sport
peel
n.
(körling) rakibin taşını oyun dışına itmek için yapılan atış
39
Sport
peel
v.
(kroket) topu kaleden geçirmek
Football
40
Football
peel
n.
(ragbi) oyun düzeninden kopma
Printery
41
Printery
peel
n.
t biçimli kağıt kurutma aparatı
Significados de
"peel"
con otros términos en diccionario inglés turco: 199 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
banana peel
n.
muz kabuğu
He slipped on a
banana peel.
Muz kabuğuna
basıp düştü.
More Sentences
2
General
(paint) peel
v.
boya soyulmak
The paint is
peeling
off.
Boyası soyuluyor.
More Sentences
3
General
peel potato
v.
patates soymak
I'd rather
peel potatoes
with a potato peeler than with an ordinary knife.
Patatesleri sıradan bir bıçak yerine
patates soyacağı
ile soymayı tercih ederim.
More Sentences
4
General
peel potatoes
v.
patates soymak
Tom is in the kitchen,
peeling potatoes.
Tom mutfakta,
patatesleri soyuyor.
More Sentences
Phrasals
5
Phrasals
peel off
v.
soyulmak
His fake moustache started to
peel off
on one side.
Sahte bıyığının bir tarafı
soyulmaya
başladı.
More Sentences
6
Phrasals
peel off
v.
soyulmak
Sami's skin began to
peel off.
Sami'nin cildi
soyulmaya
başladı.
More Sentences
7
Phrasals
peel off
v.
soyunmak
Since it was getting even hotter, Tom
peeled off
another layer of clothing.
Hava daha da sıcaklaştığı için Tom bir kat daha
soyundu.
More Sentences
Common Usage
8
Common Usage
orange peel
n.
portakal kabuğu
General
9
General
orange peel
n.
timsah derisi
10
General
baker's peel
n.
kürek
11
General
lemon peel
n.
limon kabuğu
12
General
peel shim
n.
lamel
13
General
peel shim
n.
ince şim
14
General
apple peel
n.
elma kabuğu
15
General
tomato peel
n.
domates kabuğu
16
General
pizza peel
n.
pizza küreği
17
General
fruit peel
n.
meyve kabuğu
18
General
peel [dialect] [uk]
n.
yastık
19
General
peel [dialect] [uk]
n.
kömür küreği
20
General
peel [scotland]
n.
eş
21
General
peel [scotland]
n.
denk
22
General
peel [scotland]
n.
eşleme
23
General
peel tower
n.
iskoç-ingiliz sınırında bulunan ufak bir tahkimat kulesi
24
General
orange peel
n.
portakal kabuğuna benzeyen pürüzlü yüzey
25
General
peel off
v.
kabuğunu soymak (meyve vb)
26
General
peel off one's clothes
v.
soyunmak
27
General
peel off one's clothes
v.
elbiselerini çıkarmak
28
General
peel off
v.
kabuk soymak (meyve vb)
29
General
peel off
v.
kabuğunu soymak
30
General
peel off
v.
sıyırmak
31
General
peel off with knife
v.
bıçakla sıyırmak
32
General
peel off
v.
bıçakla sıyırmak
33
General
peel off
v.
inişe geçmek
34
General
(plaster) peel off
v.
alçısı dökülmek
35
General
(plaster) peel off
v.
tavanın alçısı dökülmek
36
General
peel off one's glove
v.
eldivenini çıkarmak
37
General
peel off stocking
v.
çorap çıkarmak
38
General
peel out
v.
pati çekmek
39
General
peel away
v.
bir kaplama filmi veya tabakayı sıyırarak veya kavlatarak yapışık olduğu yüzeyden ayırmak
40
General
peel away
v.
kabuğunu yüzmek
41
General
one's skin to peel
v.
derisi soyulmak
42
General
peel away
v.
kabuğunu soymak
43
General
peel away
v.
kabuğunu çıkarmak
44
General
peel someone off the pavement
v.
birini kaldırımdan kazımak
45
General
tear the peel from the banana
v.
kabuğu muzdan ayırmak/soymak
46
General
peel a tomato
v.
domates soymak
47
General
peel a tomato
v.
domatesin kabuğunu soymak
48
General
step on a banana peel
v.
muz kabuğuna basmak
49
General
step on a banana peel
v.
muza basmak
50
General
peel an egg
v.
yumurta soymak
51
General
peel an onion
v.
soğan soymak
52
General
peel [scotland]
v.
eşleştirmek
53
General
peel [scotland]
v.
eşlemek
54
General
peel [scotland]
v.
birleştirmek
55
General
peel [obsolete]
v.
yağmalamak
56
General
peel [obsolete]
v.
soymak
57
General
peel [obsolete]
v.
zorla almak
58
General
peel [obsolete]
v.
gasp etmek
59
General
peel (off)
v.
(gruptan, oluşumdan) ayrılmak
Phrasals
60
Phrasals
peel off
v.
çırılçıplak bırakmak
61
Phrasals
peel off
v.
kabuğunu soymak
62
Phrasals
peel off (of) (something)
v.
soyulmak/dökülmek
63
Phrasals
peel off
v.
parça parça soymak
64
Phrasals
peel something away (from something)
v.
soyup çıkarmak
65
Phrasals
peel off
v.
soymak
66
Phrasals
peel something back (from something)
v.
(yorganı vb) kaldırıp çıkarmak
67
Phrasals
peel something off (of) (something)
v.
(kabuğu vb) soyarak çıkarmak
68
Phrasals
peel something off from something
v.
(kabuğu vb) soyarak çıkarmak
69
Phrasals
peel off
v.
sıyırmak
70
Phrasals
peel off
v.
sıyırıp çıkarmak
71
Phrasals
peel off
v.
dış tabakasını soymak
72
Phrasals
peel off
v.
derisini, boyasını, kabuğunu sıyırmak/soymak
73
Phrasals
peel off
v.
sıyrılmak
74
Phrasals
peel off
v.
dış tabakası kalkmak
75
Phrasals
peel off
v.
dış tabakasını, kabuğunu, boyasını kaldırmak
76
Phrasals
peel off
v.
kaplamasını/üst tabakasını kaldırmak
77
Phrasals
peel off
v.
kaplamasını/üst tabakasını sökmek
78
Phrasals
peel off
v.
kaplamasını/üst tabakasını çıkarmak
79
Phrasals
peel off
v.
ince bir kısmını/tabakasını sökmek
80
Phrasals
peel off
v.
ince bir kısmını/tabakasını kaldırmak
81
Phrasals
peel off
v.
ince bir kısmını/tabakasını çıkarmak
82
Phrasals
peel off
v.
üst katmanını çıkarmak/soymak
83
Phrasals
peel off
v.
dış katmanını çıkarmak/soymak
84
Phrasals
peel off
v.
gruptan ayrılmak
85
Phrasals
peel off
v.
grubun gittiği yönden sapmak
86
Phrasals
peel off
v.
gruptan kopmak
87
Phrasals
peel off
v.
sıyrılmak
88
Phrasals
peel off
v.
ince bir tabaka halinde kalmak
89
Phrasals
peel off
v.
kıyafetleri çıkarmak
90
Phrasals
peel off
v.
sıkan kıyafetleri çıkarmak
91
Phrasals
peel off
v.
uçuş düzeninden ayrılıp inmek veya dalış yapmak
92
Phrasals
peel off
v.
birlikte uçtuğu diğer uçaklardan ayrılıp inmek veya dalış yapmak
93
Phrasals
peel off
v.
gruptan ayrılmak
94
Phrasals
peel off
v.
grubun gittiği yönden sapmak
95
Phrasals
peel off
v.
gruptan kopmak
96
Phrasals
peel off
v.
gruptan ayrılıp başka bir yöne doğru gitmek
97
Phrasals
peel off from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) soyulmak
98
Phrasals
peel off from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) soymak
99
Phrasals
peel off from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerinden çıkarmak
100
Phrasals
peel off from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstünü soymak
101
Phrasals
peel off from (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstünden koparmak
102
Phrasals
peel off from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) ayrılmak
103
Phrasals
peel off from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) ayrı bir yöne gitmek
104
Phrasals
peel off from (something)
v.
(bir şeyden/yerden) hızla uzaklaşmak
105
Phrasals
peel off from (something)
v.
(bir şeyden/yerden) gaza basıp uzaklaşmak
106
Phrasals
peel off from (something)
v.
(bir şeyden/yerden) bir araçla basıp gitmek
107
Phrasals
peel back
v.
soyup çıkarmak
108
Phrasals
peel back
v.
yüzeyinden sökmek
109
Phrasals
peel back
v.
sıyırmak
110
Phrasals
peel away
v.
ana gövdesini ayırmak
111
Phrasals
peel away
v.
bir tarafını almak
112
Phrasals
peel away
v.
bir tarafını çıkarmak
113
Phrasals
peel away
v.
ana gruptan ayrılmak
114
Phrasals
peel away
v.
esas bölümden ayrılmak
115
Phrasals
peel away
v.
ayrılmak
116
Phrasals
peel away
v.
soyulmak
117
Phrasals
peel away
v.
çıkarılmak
118
Phrasals
peel away
v.
bir yerden götürmek
119
Phrasals
peel away
v.
bir yerden uzaklaştırmak
Colloquial
120
Colloquial
slip on a banana peel [uk]
v.
gülünç bir duruma düşmek
121
Colloquial
slip on a banana peel [uk]
v.
aptal durumuna düşmek
122
Colloquial
slip on a banana peel [uk]
v.
aptalca bir hata yapmak
123
Colloquial
slip on a banana peel [uk]
v.
utanç verici bir hata yapmak
Idioms
124
Idioms
peel off
v.
inişe geçmek
125
Idioms
peel the onion
v.
bir şeyin derinine inmek
126
Idioms
peel the onion
v.
bir şeyin başka yönlerini açığa çıkarmak
127
Idioms
peel the onion
v.
bir şeyin iç yüzünü açığa çıkarmak
128
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir ayağı çukurda olmak
129
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
hayatının sonuna yaklaşmış olmak
130
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
ölmek üzere olmak
131
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir gözü torağa bakmak
132
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
gidici olmak
133
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
belirsiz bir durumda olmak
134
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
her an değişebilecek bir durumda olmak
135
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
problemli bir durumda olmak
136
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak
137
Idioms
have one foot in the grave and the other on a banana peel
v.
pamuk ipliğine bağlı olmak
138
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
sürekli bir belirsizlik içinde
139
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
sürekli bir kararsızlık içinde
140
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
sürekli bir değişkenlik içinde
141
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
her an değişebilir bir halde
142
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
kesin/stabil bir durumda değil
143
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
her an bir şey olabilecek gibi
144
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
her an her şey bozulabilirmiş gibi
145
Idioms
have one foot on a banana peel
expr.
her an her şey ayağının altından/elinden kayacakmış gibi
Technical
146
Technical
orange peel
n.
camda pütürlü yüzey
147
Technical
wet peel test
n.
ıslak sıyırma deneyi
148
Technical
peel strength
n.
kabuk dayancı
149
Technical
peel strength of a touch and close fastener
n.
kenetlenen bantın ayrılma mukavemeti
150
Technical
peel test perpendicular to the weld
n.
kaynağa dik sıyırma deneyi
151
Technical
mechanized peel test
n.
mekanize soyma deneyi
152
Technical
orange peel
n.
portakal kabuğumsu görüntü
153
Technical
measurement of peel adhesion from stainless steel or from its own backing
n.
paslanmaz çelik plakadan ve kendi üzerinden ayrılma dayanımı tayini
154
Technical
orange peel
n.
portakal kabuğu (yüzey kusuru)
155
Technical
peel off
n.
pilof
156
Technical
orange peel
n.
portakal kabuğu
157
Technical
orange peel effect
n.
portakal kabuğumsu görüntü
158
Technical
orange peel
n.
pürüzlü metal yüzeyi
159
Technical
peel test
n.
sıyırma deneyi
160
Technical
peel resistance
n.
sıyrılma mukavemeti
161
Technical
peel ply
n.
soyma kumaşı
162
Technical
peel strength
n.
soyulma dayanımı
163
Technical
peel test
n.
soyma deneyi
164
Technical
peel force
n.
soyulma kuvveti
Computer
165
Computer
peel off
expr.
ayır
Construction
166
Construction
peel resistance of joints
n.
bağlantıların soyulma mukameti
167
Construction
peel resistance of joints
n.
birleşim yerinin ayrılmaya karşı direnci
168
Construction
orange peel surface
n.
portakal kabuğu görünümlü yüzey bitişi
169
Construction
peel test
n.
sıyrılma testi
Dyeing
170
Dyeing
orange peel
n.
portakal kabuğu oluşumu
171
Dyeing
orange peel
n.
bir turuncu tonu
Automotive
172
Automotive
peel or burn rubber
n.
soyulmuş veya yanmış lastik
173
Automotive
peel ply
n.
soyma kumaşı
Traffic
174
Traffic
peel off
n.
beton sökülmesi
Aeronautic
175
Aeronautic
peel off
n.
uçuş düzeninden yarım tono ile ayrılma
Marine
176
Marine
orange peel
n.
ince tabaka tarayıcı
Medical
177
Medical
chemical peel
n.
aşındırıcı kimyasal uygulayarak ciltteki kırışıklıkların ve lekelerin giderilmesi
178
Medical
chemical peel
n.
kimyasal cilt temizleme
179
Medical
orange peel appearance
n.
portakal kabuğu görünümü
180
Medical
peel-off label
n.
soyularak çıkan etiket
Food Engineering
181
Food Engineering
orange peel oil
n.
portakal kabuğu yağı
Gastronomy
182
Gastronomy
candied citrus peel
n.
narenciye kabuğu şekerlemesi
183
Gastronomy
candied orange peel
n.
portakal kabuğu şekerlemesi
184
Gastronomy
grapefruit peel
n.
şeker şurubunda pişirilip şekerle kaplanan greyfurt kabuğu şeritleri
185
Gastronomy
potato peel
n.
patates kabuğu cipsi
186
Gastronomy
peel garlic
v.
sarımsak soymak
Marine Biology
187
Marine Biology
salmon peel
n.
ilk dönen
188
Marine Biology
salmon peel
n.
kışı denizde geçirdikten sonra tatlı suya dönen yavru somon
Zoology
189
Zoology
orange peel fungus (aleuria aurantia)
n.
parlak turuncu fincan veya tabak şeklinde sporokarpları olan bir mantar
Agriculture
190
Agriculture
orange peel fungus
n.
mantar filizlerinin yaprak ve tomurcuklarından hazırlanan bir çay
191
Agriculture
orange peel fungus
n.
hindistan ve seylan'a özgü küçük yapraklı bir çay
192
Agriculture
orange peel fungus
n.
yüksek kaliteli hint veya seylan çayı
Archaic
193
Archaic
peel [us]
n.
kürek bıçağı
Slang
194
Slang
peel off
v.
çekip gitmek
195
Slang
peel off
v.
uzaklaşmak
196
Slang
peel off
v.
uzaklaştırmak
197
Slang
peel off
v.
göndermek
198
Slang
peel off
v.
terk etmek
199
Slang
peel off
v.
gönderilmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of peel
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy