|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
ingiltere'nin resmi haritacılık kuruluşu olan ordnance survey'ce üretilen ayrıntılı haritalar dizisi |
ordnance survey maps n.
|
|
2 |
General |
yarış için üretilen at |
bangtail n.
|
|
3 |
General |
yağlı deriden üretilen oduncular ve avcılar tarafından giyilen diz boyunda bir çeşit bot |
larrigan n.
|
|
4 |
General |
üretilen ürün |
manufactured product n.
|
|
5 |
General |
üretilen miktar |
production n.
|
|
6 |
General |
bir mantar tarafından üretilen fosforlu bir ışık |
foxfire n.
|
|
7 |
General |
yürümekte zorluk çeken kimselere yardım etmek amacıyla üretilen dört ayaklı bir yürüme desteği sistemi (ticari marka) |
zimmer n.
|
|
8 |
General |
bal likörü üretilen yer |
meadery n.
|
|
9 |
General |
ticari olarak üretilen acı sosların yapımında kullanılan bir çeşit biber |
tabasco pepper n.
|
|
10 |
General |
pelin otu ile farklı bitkileri karıştırarak üretilen yeşil renkte sert bir içki |
absinthe n.
|
|
11 |
General |
pelin otu ile farklı bitkileri karıştırarak üretilen yeşil renkte sert bir içki |
absinth n.
|
|
12 |
General |
yeni oyuncu kadrosuyla üretilen yapım |
recast n.
|
|
13 |
General |
özellikle 17. yüzyılda iskoçya'da üretilen metal kap |
thistle cup n.
|
|
14 |
General |
farmakolojik etkileri nedeniyle endojen olarak üretilen bir interferon formu |
alpha-interferon n.
|
|
15 |
General |
ingiltere'de üniversite denetimleri sırasında içilmek için üretilen bir tür bira |
audit ale n.
|
|
16 |
General |
gece saatlerinde çok yoğun çalışarak üretilen edebi eser |
elucubration n.
|
|
|
17 |
General |
üretilen/imal edilen miktar |
making n.
|
|
18 |
General |
manila kenevirinden üretilen, sarımsı veya solgun renkli, pürüzsüz ve dayanıklı bir kağıt |
manilla paper n.
|
|
19 |
General |
özellikle evsel kullanım için su veya yiyecek depolamak üzere üretilen aşağı burma menşeli büyük yeşil sırlı bir tür çömlek |
martaban n.
|
|
20 |
General |
bira üretilen küçük fabrika |
micro n.
|
|
21 |
General |
ingiltere'nin worcester şehrinde üretilen porselen ürünler |
worcester china n.
|
|
22 |
General |
1793'den bu yana stoke-on-trent' de üretilen yüksek kalite bir porselen |
minton n.
|
|
23 |
General |
amatörlerce evde üretilen ürünler |
home brew n.
|
|
24 |
General |
amatör kimselerce evde üretilen ürünler |
home-brew n.
|
|
25 |
General |
eskiden almanya'da üretilen yuvarlak bir içki kadehi |
humpen n.
|
|
26 |
General |
aşılama ile üretilen bitki |
graft n.
|
|
27 |
General |
hochheim bölgesinde üretilen bir alman beyaz şarabı |
hochheimer n.
|
|
28 |
General |
fransa'nın rouen şehrinde üretilen süslü çini ve yumuşak porselen |
rouen n.
|
|
29 |
General |
malt üretilen/depolanan bina |
malting n.
|
|
30 |
General |
vermont'un bennington kasabasında üretilen seramik eşya |
bennington n.
|
|
31 |
General |
vermont'un bennington kasabasında üretilen seramik eşya |
bennington ware n.
|
|
32 |
General |
vermont'un bennington kasabasında üretilen seramik eşya |
bennington pottery n.
|
|
33 |
General |
konteynır üretilen mukavva |
containerboard n.
|
|
34 |
General |
genellikle siyah, gri veya kahverengi olup kil ve grafitten üretilen pastel boya |
conte n.
|
|
35 |
General |
sıvıya daldırılarak üretilen kesintisiz yapay lif |
filament n.
|
|
36 |
General |
doğu asya'da üretilen süs eşyaları |
orientalia n.
|
|
|
37 |
General |
kendisinden kopyalar üretilen resim veya eser |
original n.
|
|
38 |
General |
üretilen şey |
output n.
|
|
39 |
General |
belirli bir zamanda üretilen miktar |
output n.
|
|
40 |
General |
kopyası üretilen orijinal parça |
principal n.
|
|
41 |
General |
halat ve ip üretilen tesis |
ropework n.
|
|
42 |
General |
dikilerek üretilen şey |
seaming n.
|
|
43 |
General |
koyun derisinden üretilen maroken |
french morocco n.
|
|
44 |
General |
üretilen miktar |
bearing n.
|
|
45 |
General |
belli bir amaç için üretilen |
specialized adj.
|
|
46 |
General |
topluca üretilen |
mass produced adj.
|
|
47 |
General |
kendinden üretilen |
self-produced adj.
|
|
48 |
General |
belli bir amaç için üretilen |
specialised adj.
|
|
49 |
General |
boğazda üretilen |
throaty adj.
|
|
50 |
General |
boğaz tarafından üretilen |
throaty adj.
|
|
51 |
General |
iki kişi tarafından üretilen |
two-man adj.
|
|
52 |
General |
yuan hanedanlığı döneminde üretilen çin porselenine ait veya ilgili |
yuan adj.
|
|
53 |
General |
ekstravazasyonla üretilen |
extravasated adj.
|
|
54 |
General |
fransız kökenli kanadalı çiftçi tarafından üretilen |
habitant adj.
|
|
55 |
General |
ezerek veya ufalayarak üretilen |
mashy adj.
|
|
56 |
General |
basit ve kalitesiz bir biçimde üretilen |
quick-and-dirty adj.
|
|
57 |
General |
makine veya aletle üretilen veya işletilen |
mechanical adj.
|
|
58 |
General |
mülkte üretilen |
home-built adj.
|
|
59 |
General |
boynuza benzer maddeden üretilen |
horn adj.
|
|
60 |
General |
modüller şeklinde üretilen |
modularized adj.
|
|
61 |
General |
dağda üretilen |
montigenous adj.
|
|
62 |
General |
en iyi kalitede üretilen |
rich adj.
|
|
63 |
General |
(belirli bir şekilde veya yerde) üretilen |
-grown adj.
|
|
64 |
General |
rastgele üretilen |
identikit [uk] adj.
|
|
65 |
General |
seri üretilen |
identikit [uk] adj.
|
|
66 |
General |
entelektüel kimselerce üretilen |
long-haired adj.
|
|
67 |
General |
tamı tamına sekiz kez üretilen |
octuplicate adj.
|
|
68 |
General |
yalnızca bir kez üretilen |
one-shot adj.
|
|
69 |
General |
aynı anda üretilen |
connascent adj.
|
|
70 |
General |
aynı anda üretilen |
connate adj.
|
|
71 |
General |
özel bir günü kutlamak amacıyla sınırlı süre ve sayıda üretilen (madeni para, pul) |
commemorative adj.
|
|
72 |
General |
kozmik ışınların etkisiyle üretilen |
cosmogenic adj.
|
|
73 |
General |
isteyerek üretilen |
fanatic adj.
|
|
74 |
General |
şevk ile üretilen |
fanatic adj.
|
|
75 |
General |
poligraf tarafından üretilen |
polygraphic adj.
|
|
76 |
General |
kültivasyonla üretilen |
cultural adj.
|
|
|
77 |
General |
yerli esnaflarca üretilen |
peasant adj.
|
|
78 |
General |
pepsin tarafından üretilen bir madde içeren |
peptic adj.
|
|
79 |
General |
arazide üretilen |
field adj.
|
|
80 |
General |
ince katmanlara bölerek üretilen |
foliated adj.
|
|
81 |
General |
yaprak haline getirilerek üretilen |
foliated adj.
|
|
82 |
General |
organ tarafından üretilen |
organic adj.
|
|
83 |
General |
perküsyonla üretilen |
percussion adj.
|
|
84 |
General |
fetih öncesi dönemde üretilen |
preconquest adj.
|
|
85 |
General |
kendi kendine üretilen |
self-generated adj.
|
|
86 |
General |
sürtünme ile üretilen |
frictional adj.
|
|
87 |
General |
hemencecik üretilen |
snapshot adj.
|
|
88 |
General |
güneş ışığında üretilen |
solar adj.
|
|
89 |
General |
seri üretilen |
staple adj.
|
|
90 |
General |
toptan satış için üretilen |
staple adj.
|
|
91 |
General |
rüzgar ile üretilen |
subventaneous adj.
|
|
92 |
General |
süpersonik dalga ile üretilen |
supersonic adj.
|
|
93 |
General |
yapay genden üretilen yapıya ait veya ilgili |
synthetic adj.
|
|
94 |
General |
yapay gen ile üretilen |
synthetic adj.
|
|
95 |
General |
yapay genden üretilen yapıya ait veya ilgili |
synthetical adj.
|
|
96 |
General |
yapay gen ile üretilen |
synthetical adj.
|
|
97 |
General |
'-den üretilen |
of prep.
|
|
98 |
General |
kendinden üretilen anlamına gelen ön ek |
idio- pref.
|
|
99 |
General |
ile üretilen |
-tile suf.
|
|
100 |
General |
üretilen anlamı veren son ek |
-gen suf.
|
|
101 |
General |
üretilen anlamı veren son ek |
-gene suf.
|
|
102 |
General |
tarafından üretilen anlamı veren son ek |
-genic suf.
|
|
103 |
General |
-den üretilen anlamı veren son ek |
-genic suf.
|
|
104 |
General |
tarafından üretilen anlamı veren son ek |
-genous suf.
|
|
105 |
General |
işlem sonucu üretilen madde anlamı veren son ek |
-ite suf.
|
|
106 |
General |
… süreci ile üretilen madde anlamına gelen bir son ek |
-state suf.
|
|
107 |
General |
… işlemi ile üretilen madde anlamına gelen bir son ek |
-state suf.
|
|
Colloquial |
|
108 |
Colloquial |
abd'de araba üretilen eyaletler olarak da bilinen detroit, michigan'a verilen takma isim |
motown n.
|
|
109 |
Colloquial |
yasadışı üretilen içki |
white lightning n.
|
|
110 |
Colloquial |
teknoloji tutkunlarınca üretilen ekipman |
home-brew n.
|
|
Idioms |
|
111 |
Idioms |
yapay zeka kullanarak üretilen, birini taklit edildiği video |
deepfake n.
|
|
112 |
Idioms |
bir çiftçinin karısının çiftlikte üretilen bazı ürünleri (yumurta, tereyağı) satarak kazandığı ekstra para |
(butter and) egg money [old-fashioned] n.
|
|
113 |
Idioms |
çin'de üretilen parlak yeşil bir bitkisel boya |
chinese green n.
|
|
114 |
Idioms |
basit ve kalitesiz bir biçimde üretilen |
quick and dirty expr.
|
|
Trade/Economic |
|
115 |
Trade/Economic |
bir şirket tarafından üretilen ürünlerin sınıfı |
line n.
|
|
116 |
Trade/Economic |
bir ülkede üretilen ve kullanılan bazı mallardan alınan vergi |
excise n.
|
|
117 |
Trade/Economic |
düşük çevre standartları dolayısıyla ihracatçı ülkede ithalatçı ülkeden daha düşük fiyatla üretilen malın ithali üzerine konulan ek tarife |
border tax adjustments n.
|
|
118 |
Trade/Economic |
fabrikada üretilen ürün |
output n.
|
|
119 |
Trade/Economic |
ihracat için üretilen mahsul |
cash crop n.
|
|
120 |
Trade/Economic |
işletmenin kendi kullanımı için üretilen ve aktifleştirilen varlıklar |
work performed by the undertaking for its own purposes and capitalized n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
parti halinde üretilen onarılabilir malzemeler |
repairable items manufactured in lots n.
|
|
122 |
Trade/Economic |
piyasa için üretilen ürünler |
cash crops n.
|
|
123 |
Trade/Economic |
üretilen miktar |
outturn n.
|
|
124 |
Trade/Economic |
üretilen işin hacmi |
throughput n.
|
|
125 |
Trade/Economic |
üretilen malla ilgili olmayan maddeler |
factory supplies n.
|
|
126 |
Trade/Economic |
üretilen son birimin getirdiği maliyet |
marginal cost n.
|
|
127 |
Trade/Economic |
üretilen diğer malların fiyatları |
prices of other goods produced n.
|
|
128 |
Trade/Economic |
üretimde girdi olarak kullanılan sermaye mallarının üretim sonucunda çıktı olarak tekrar sermaye malına dönüşmesi ve bu üretilen sermaye mallarının birbirini izler şekilde tekrar tekrar üretimde girdi olarak kullanılması yöntemi |
roundabout method of production n.
|
|
129 |
Trade/Economic |
yurtiçinde üretilen mallar |
domestically produced goods n.
|
|
130 |
Trade/Economic |
tahmin edilenden daha az üretilen miktar |
underrun n.
|
|
131 |
Trade/Economic |
hesaplanandan daha az üretilen nicelik |
underrun n.
|
|
132 |
Trade/Economic |
tahmin edilen miktar ile üretilen arasındaki fark |
underrun n.
|
|
133 |
Trade/Economic |
hesaplananla üretilen nicelik arasındaki fark |
underrun n.
|
|
134 |
Trade/Economic |
günümüzde irlanda'da üretilen bir ingiliz filtresiz sigara markası |
woodbine® n.
|
|
135 |
Trade/Economic |
kalite gözetilmeksizin üretilen mallar |
run-of-the-mill n.
|
|
136 |
Trade/Economic |
astların sayısının üretilen işin miktarından bağımsız olarak sabit bir oranla arttığı teorisi |
parkinson's law n.
|
|
137 |
Trade/Economic |
savaş, kriz gibi ihtiyaç durumlarında basılan ve alternatif materyallerden üretilen (para) |
necessity adj.
|
|
138 |
Trade/Economic |
seri olarak üretilen |
serially produced adj.
|
|
139 |
Trade/Economic |
alt kalitede üretilen |
low-end adj.
|
|
140 |
Trade/Economic |
(kumaş) kalitesiz üretilen |
low-end adj.
|
|
141 |
Trade/Economic |
sıralı üretilen |
in-line adj.
|
|
142 |
Trade/Economic |
devlet bütçesi beyanından önce üretilen |
prebudget adj.
|
|
143 |
Trade/Economic |
yığın olarak üretilen |
off the shelf expr.
|
|
Law |
|
144 |
Law |
kanunname öncesi üretilen |
precode adj.
|
|
Politics |
|
145 |
Politics |
üretilen mal |
output n.
|
|
Industry |
|
146 |
Industry |
bira üretilen küçük fabrika |
microbrewery n.
|
|
147 |
Industry |
bira üretilen küçük fabrika |
craft brewery n.
|
|
148 |
Industry |
palmiye yağı veya kauçuk üretilen fabrikada/çiftlikte diğer işçileri denetleyen işçi |
mandore n.
|
|
149 |
Industry |
palmiye yağı veya kauçuk üretilen fabrikada/çiftlikte diğer işçileri denetleyen işçi |
mandor n.
|
|
150 |
Industry |
bira üretilen küçük fabrika |
microbrewer n.
|
|
151 |
Industry |
limoges kentinde üretilen bir porselen tipi |
limoges n.
|
|
152 |
Industry |
limoges kentinde üretilen bir porselen tipi |
limoges ware n.
|
|
153 |
Industry |
günlük üretilen ürünler |
dailies n.
|
|
154 |
Industry |
elma şarabı üretilen bina |
cidery n.
|
|
155 |
Industry |
perdahlama öncesi balmumu kaplanarak üretilen pürüzsüz kağıt yüzeyi |
ivory n.
|
|
156 |
Industry |
basınçlı veya enjeksiyonlu kalıplama ile elektroform baskısından üretilen taş plak |
pressing n.
|
|
157 |
Industry |
tek seferde üretilen taş plakların tam sayısı |
pressing n.
|
|
158 |
Industry |
presleme sonucu üretilen malzeme |
pressings n.
|
|
159 |
Industry |
ısı etkisi ile üretilen madde |
pyrogen n.
|
|
160 |
Industry |
makine ile çok sayıda üretilen |
mass-produced adj.
|
|
161 |
Industry |
at postundan üretilen |
horsehide adj.
|
|
162 |
Industry |
standart bedenlerde üretilen (giyim) mallarla ilgili |
off-the-rack adj.
|
|
163 |
Industry |
standart bedenlerde üretilen (giyim) mallara ait |
off-the-rack adj.
|
|
164 |
Industry |
(atık veya geri dönüştürülmüş ürünler) imalat esnasında üretilen malzemeden oluşan |
post-industrial adj.
|
|
165 |
Industry |
(atık veya geri dönüştürülmüş ürünler) imalat esnasında üretilen malzemeyi içeren |
post-industrial adj.
|
|
166 |
Industry |
yeni bir ürün geliştirip bu ürünü piyasaya küçük miktarlarda arz eden bir üretim tesisinde kullanılan veya üretilen |
semiworks adj.
|
|
167 |
Industry |
doğal koşullarda üretilen |
free-range [uk] adj.
|
|
Advertising |
|
168 |
Advertising |
marka için veya kampanyayla ilgili üretilen oyun |
advergaming n.
|
|
Technical |
|
169 |
Technical |
doğa tarafından üretilen süreç |
natural action n.
|
|
170 |
Technical |
doğa tarafından üretilen süreç |
natural process n.
|
|
171 |
Technical |
amonyak buharında çeliğin uzun süre ısıtıldığı, yüzeydeki ayrışma sonucu üretilen azotun çeliğe girdiği sertleştirme metodu |
nitriding n.
|
|
172 |
Technical |
önceden mineral olarak var olup günümüzde genellikle sentetik olarak üretilen fosforlu veya floresan malzeme |
noctiluca [obsolete] n.
|
|
173 |
Technical |
doğada var olan veya doğa tarafından üretilen süreç |
natural process n.
|
|
174 |
Technical |
rusya'nın tula şehrinde üretilen gümüş, bakır ve kurşun alaşımı |
tula metal n.
|
|
175 |
Technical |
ark kaynağıyla üretilen gaz ve dumandan numune alma |
sampling fume and gases generated by arc welding n.
|
|
176 |
Technical |
basit alev almayan seri olarak üretilen tank |
simple unfired serially made pressure vessel n.
|
|
177 |
Technical |
dizelle çalışan bir jeneratörce üretilen elektrik tarafından harekete geçirilen taşıt |
diesel-electric n.
|
|
178 |
Technical |
ejderha ağacından üretilen kırmızı reçine |
dragon's blood n.
|
|
179 |
Technical |
ergitme yoluyla üretilen ön alaşımlar |
master alloys produced by melting n.
|
|
180 |
Technical |
enjeksiyonla kalıplanarak üretilen deney parçaları |
injection moulded test specimens n.
|
|
181 |
Technical |
elektrik boşalımları ile üretilen ışıldama |
electroluminescence n.
|
|
182 |
Technical |
gaz bölücüsü ile üretilen gaz karışımları |
traceability of the gas mixtures produced by a gas divider n.
|
|
183 |
Technical |
giromanyetik bir düzende üretilen ara modülasyon ürünleri |
intermodulation products generated in a gyromagnetic system n.
|
|
184 |
Technical |
insan tarafından üretilen doğal kuvvet |
prime mover n.
|
|
185 |
Technical |
ışık dalgalarının karışması ile üretilen koyu çizgiler |
fringe n.
|
|
186 |
Technical |
kömürden üretilen elektrik gücü |
coal-generated electric power n.
|
|
187 |
Technical |
kömür katranı kullanılarak üretilen boya maddesi |
coal tar dyes n.
|
|
188 |
Technical |
kurşunun havada erime noktasına kadar ısıtılmasıyla üretilen sarı kurşun oksit |
massicot n.
|
|
189 |
Technical |
lastikten ufalanarak üretilen kauçuk malzeme |
crumb rubber n.
|
|
190 |
Technical |
linyit kömürü yakılarak enerji üretilen güç tesisi |
lignite power plant n.
|
|
191 |
Technical |
polimer plastik filmden üretilen bir ambalaj malzemesi |
shrinkwrap n.
|
|
192 |
Technical |
program sunucusunun mikrofon başında program sunarken söylediklerinin anlaşılması için arka planda üretilen sesi belli bir oranda kısması |
ducking n.
|
|
193 |
Technical |
polimer plastik filmden üretilen bir ambalaj malzemesi |
shrink film n.
|
|
194 |
Technical |
paketleme amaçlı üretilen çelik |
packaging steel n.
|
|
195 |
Technical |
polimer plastik filmden üretilen bir ambalaj malzemesi |
shrink wrap n.
|
|
196 |
Technical |
su gücüyle üretilen elektrik |
hydroelectricity n.
|
|
197 |
Technical |
sunucunun mikrofon başında program sunarken söylediklerinin anlaşılması için arka planda üretilen sesi belli bir oranda kısması |
ducking n.
|
|
198 |
Technical |
su gücüyle üretilen elektrik |
hydroplant n.
|
|
199 |
Technical |
üretilen adres |
generated address n.
|
|
200 |
Technical |
üretilen iş |
throughput n.
|
|
201 |
Technical |
hindistan'da üretilen renkli ve kalitesiz bir arap zamkı |
amrad gum n.
|
|
202 |
Technical |
sertleştirilmiş kırmızı kauçuktan üretilen dayanıklı bir çeşit elastik |
antimony rubber n.
|
|
203 |
Technical |
dordogne ve garonne nehirleri arasındaki alanda üretilen şaraplar |
entre-deux-mers n.
|
|
204 |
Technical |
zimografi yardımıyla üretilen tahlil kaydı |
zymogram n.
|
|
205 |
Technical |
dört ayrı kanal kullanılarak kaydedilen veya yeniden üretilen stereofonik ses |
quadriphonic system n.
|
|
206 |
Technical |
doğrudan demir cevherinden dövülebilir demir üretilen bir yer |
blomary n.
|
|
207 |
Technical |
her biri farklı bir yöne bakacak şekilde yerleştirilmiş birden fazla megafon tarafından aynı anda üretilen sesi yükseltilmiş sis işareti |
megafog n.
|
|
208 |
Technical |
bazı metalik bileşiklerin birikmesiyle üretilen bir boya |
metallochrome n.
|
|
209 |
Technical |
elde üretilen kağıdın üretim sırasında kalıba temas eden yüzü |
wrong side n.
|
|
210 |
Technical |
makinede üretilen kağıdın üretim sırasında tel eleğe temas eden yüzü |
wrong side n.
|
|
211 |
Technical |
hektografi ile üretilen kopya |
hektograph n.
|
|
212 |
Technical |
eskiden üretilen genellikle mavi-beyaz renkli bir tür çömlek |
bristol n.
|
|
213 |
Technical |
eskiden üretilen sert macunlu bir tür porselen |
bristol n.
|
|
214 |
Technical |
eskiden üretilen genellikle mavi-beyaz renkli bir tür çömlek |
bristol delft n.
|
|
215 |
Technical |
eskiden üretilen sert macunlu bir tür porselen |
bristol porcelain n.
|
|
216 |
Technical |
çok düşük karbonlu çelik dökümden üretilen dövülebilir demir |
mitis metal n.
|
|
217 |
Technical |
piyasaya ilk sürümündeki üreticisinden farklı biri tarafından veya farklı marka ile tekrar üretilen taş plak |
repressing n.
|
|
218 |
Technical |
çelik üretilen bir tür yankı fırını |
open-hearth furnace n.
|
|
219 |
Technical |
seri üretilen kağıt |
run n.
|
|
220 |
Technical |
17. yüzyılda üretilen bir tür menteşe |
coxcomb n.
|
|
221 |
Technical |
içinde selülozik hamur üretilen bir tür kazan |
digestor [us] n.
|
|
222 |
Technical |
içinde selülozik hamur üretilen bir tür kazan |
digester [uk] n.
|
|
223 |
Technical |
üretilen malzeme ile kullanılan malzemenin uzunluğu arasındaki oranı ifade eden bir büyüklük |
draft n.
|
|
224 |
Technical |
eskiden ingiltere'nin derby şehrinde üretilen bir tür porselen |
crown derby® n.
|
|
225 |
Technical |
bir günde üretilen emeğin birimi |
day n.
|
|
226 |
Technical |
kısa parçalar halinde kesilmiş semente çeliğin yüksek ısı altında lehimlenip çekiçle dövülmesiyle üretilen çelik |
shear steel n.
|
|
227 |
Technical |
kısa parçalar halinde kesilmiş semente çeliğin yüksek ısı altında lehimlenip çekiçle dövülmesiyle üretilen çelik |
single-shear steel n.
|
|
228 |
Technical |
açık fırın yöntemi ile üretilen çelik türü |
siemens-martin steel n.
|
|
229 |
Technical |
çok yüksek sıcaklıklarda laboratuvarda üretilen incelikli metal formu |
protometals n.
|
|
230 |
Technical |
fotografik emülsiyon sırasında üretilen yıldızcık görüntüsü |
star n.
|
|
231 |
Technical |
(yeni üretilen sabunu) istenen yapıya ulaşana kadar kaynatmak |
pitch v.
|
|
232 |
Technical |
test tüpünde üretilen |
test-tube adj.
|
|
233 |
Technical |
ısı tarafından üretilen |
thermic adj.
|
|
234 |
Technical |
odun damıtılması ile üretilen |
pyroligneous adj.
|
|
235 |
Technical |
stereotipi ile üretilen |
stereotypic adj.
|
|
236 |
Technical |
radyasyon dedektörleri tarafından üretilen |
generated by radiation detectors adj.
|
|
237 |
Technical |
silisyumdam üretilen |
silicic adj.
|
|
238 |
Technical |
önemli parçaları mıknatıslanmaya dirençli malzemeden üretilen |
antimagnetic adj.
|
|
239 |
Technical |
kimyasal etki ile üretilen elektriğe ait |
volta-electric adj.
|
|
240 |
Technical |
yekpare çipten üretilen |
monolithic adj.
|
|
241 |
Technical |
sıvı kuvveti ile üretilen elektriği içeren |
hydrogalvanic adj.
|
|
242 |
Technical |
sıvı kuvveti ile üretilen elektrikten oluşan |
hydrogalvanic adj.
|
|
243 |
Technical |
açık ocakla üretilen |
open-hearth adj.
|
|
244 |
Technical |
eriyik maddeden üretilen |
run adj.
|
|
245 |
Technical |
pres dökümle üretilen |
die-cast adj.
|
|
246 |
Technical |
karışım bileşenlerinin yoğunluk farklılıklarına göre ayrıldığı teknikle üretilen |
isopycnic adj.
|
|
247 |
Technical |
odunun damıtılması ile üretilen |
pyrolignous adj.
|
|
248 |
Technical |
çok küçük elektronik ve mekanik parçaları bir araya getirerek hareketli aksamları bulunan sistemler oluşturan teknoloji veya bu teknoloji ile üretilen cihaz |
mems (microelectromechanical systems) abrev.
|
|
Computer |
|
249 |
Computer |
apple tarafından üretilen yüksek hızlı arayüz bağlantısı |
firewire n.
|
|
250 |
Computer |
üretilen iş |
throughput n.
|
|
251 |
Computer |
üretilen adres |
generated address n.
|
|
252 |
Computer |
bilgisayarla üretilen görüntü |
computer graphic n.
|
|
Informatics |
|
253 |
Informatics |
üretilen süreç |
child process n.
|
|
254 |
Informatics |
at&t tarafından üretilen bir mikroişlemci |
hobbit® n.
|
|
Telecom |
|
255 |
Telecom |
üretilen adres |
generated address n.
|
|
Electric |
|
256 |
Electric |
mıknatıs ile üretilen elektrik |
magnetoelectricity n.
|
|
257 |
Electric |
elektrikle üretilen ısının tedavi amacıyla kullanılması |
electrothermy n.
|
|
258 |
Electric |
su ile üretilen elektrik |
hydropower n.
|
|
259 |
Electric |
kaynak tarafından üretilen kuvvetin etkin olduğu alan |
field of force n.
|
|
260 |
Electric |
tüm enerji santrallerinin kullanılması ile üretilen elektrik gücü |
superpower n.
|
|
261 |
Electric |
su ile üretilen |
undigenous adj.
|
|
262 |
Electric |
hidrolik kuvvetle üretilen elektriği kullanan |
hydro-electric adj.
|
|
263 |
Electric |
hidrolik kuvvetle üretilen elektrik ile oluşan |
hydro-electric adj.
|
|
264 |
Electric |
hidrolik kuvvetle üretilen elektrik ile ilgili |
hydro-electric adj.
|
|
Mechanic |
|
265 |
Mechanic |
makine ile üretilen kuvvetin uygulanan kuvvete oranı |
mechanical advantage n.
|
|
Radio |
|
266 |
Radio |
taşıyıcı dalgayla aynı frekansı paylaşan bir yerel osilatör setiyle iki radyo sinyalinin kombinasyonundan üretilen veya ilgili |
homodyne adj.
|
|
Textile |
|
267 |
Textile |
hafif kumaştan üretilen kolsuz gömlek |
tank n.
|
|
268 |
Textile |
özellikle abd'nin montana, wyoming, idaho, utah, nevada, colorado ve washington eyaletlerinde üretilen yün |
territory wool n.
|
|
269 |
Textile |
çin'de üretilen bir tür ham ipek |
tsatlee n.
|
|
270 |
Textile |
(genelde araplar tarafından) keçi veya deve kılından üretilen bir kumaş |
aba n.
|
|
271 |
Textile |
aslen amerika'da üretilen ağartılmamış pamuklu çarşaf |
americani n.
|
|
272 |
Textile |
aslen amerika'da üretilen ağartılmamış pamuklu çarşaf |
amerikani n.
|
|
273 |
Textile |
hindistan'da üretilen sert bir kumaş |
baft n.
|
|
274 |
Textile |
zein proteininden üretilen sentetik lif |
zein n.
|
|
275 |
Textile |
kaşmirin belçika'da üretilen ince bir kumaş türü |
zephyr cloth n.
|
|
276 |
Textile |
genelde ipek, reyon, ya da doğal ve sentetik iplerden üretilen yumuşak ve hafif iplik |
zephyr yarn n.
|
|
277 |
Textile |
filipinler'e özgü bir sabırlık bitkisinin yapraklarından üretilen ve kaba sicim yapımında kullanılan sert bir lif |
manila maguey n.
|
|
278 |
Textile |
almanya'da çam iğnesinden üretilen bir tekstil malzemesi |
vegetable flannel n.
|
|
279 |
Textile |
pamuk atıklarından üretilen bir deri kumaş |
vegetable leather n.
|
|
280 |
Textile |
witney, oxfordshire'de üretilen bir tür battaniye |
witney n.
|
|
281 |
Textile |
witney, oxfordshire'de üretilen bir tür ağır kumaş |
witney n.
|
|
282 |
Textile |
doğal malzemelerden yapılan veya kimyasal süreçlerle üretilen lif |
man-made fiber n.
|
|
283 |
Textile |
dantel makinesinde üretilen ağlı kumaş |
bobbinet n.
|
|
284 |
Textile |
dantel makinesinde üretilen ağlı kumaş |
bobinet n.
|
|
285 |
Textile |
genellikle kabarık çapraz dokuma ile tek renk üretilen ve keçeli sert bir dokusu bulunan ağır bir yünlü kumaş |
melton n.
|
|
286 |
Textile |
genellikle kabarık çapraz dokuma ile tek renk üretilen ve keçeli sert bir dokusu bulunan ağır bir yünlü kumaş |
melton cloth n.
|
|
287 |
Textile |
eskiden hollanda'da üretilen keten bir gömleklik kumaş |
holland n.
|
|
288 |
Textile |
hindistan'da üretilen bir tür mavi kumaş |
moory n.
|
|
289 |
Textile |
irlanda'da üretilen bir keten |
moygashel n.
|
|
290 |
Textile |
keten veya kenevirin kalın bölümlerinden üretilen kumaş |
hurden [dialect] [uk] n.
|
|
291 |
Textile |
baskılı ve düz renkli olarak üretilen yün ve pamuktan hafif bir elbise kumaşı |
muslin delaine n.
|
|
292 |
Textile |
özellikle doğu ülkelerinde üretilen parlak ve düz bir kumaş |
grass cloth n.
|
|
293 |
Textile |
ıhlamur ağacının iç kabuğundan elde edilen ve rusya'da üretilen bir hasır |
russia matting n.
|
|
294 |
Textile |
eskiden ingiltere ve iskoçya'da üretilen kaba bir tür keten bezi |
dowlas n.
|
|
295 |
Textile |
yün veya keçeden üretilen dayanıklı kumaş |
durance n.
|
|
296 |
Textile |
18. yüzyılda ingiltere'de üretilen sert bir yün kumaş |
duroy n.
|
|
297 |
Textile |
hindistan'da üretilen pamuklu bir halı |
durrie n.
|
|
298 |
Textile |
eskiden hindistan'da üretilen boyalı veya baskılı basma kumaş |
pintado n.
|
|
299 |
Textile |
pamuk fabrikalarındaki atık malzemelerden üretilen iplik |
fibroline n.
|
|
300 |
Textile |
izmir'de üretilen makine halısı |
smyrna n.
|
|
301 |
Textile |
kumaş boyama ve baskısında aşındırma işlemiyle üretilen |
discharge adj.
|
|
Construction |
|
302 |
Construction |
sağlam malzemeden üretilen dikey yapı elemanı |
whale n.
|
|
303 |
Construction |
kiracının isteklerine göre üretilen tesis |
build-to-suit (bts) n.
|
|
Woodworking |
|
304 |
Woodworking |
özsuyundan kauçuk üretilen brezilya'ya özgü bir orman ağacının kırmızı veya kırmızımsı kahverengi, sert ve dayanıklı ahşabı |
massaranduba n.
|
|
305 |
Woodworking |
özsuyundan kauçuk üretilen brezilya'ya özgü bir orman ağacının kırmızı veya kırmızımsı kahverengi, sert ve dayanıklı ahşabı |
macaranduba n.
|
|
306 |
Woodworking |
göknardan üretilen |
firry adj.
|
|
Dyeing |
|
307 |
Dyeing |
naftol veya naftokinonun karmaşık azotlu türevlerinden üretilen parlak boyarmaddeler |
naphthol blue n.
|
|
308 |
Dyeing |
iki ikincil rengin karıştırılmasıyla üretilen üçüncül renk |
tertiary n.
|
|
309 |
Dyeing |
ilk üretilen sentetik organik boya olma özelliği olan mor boya |
mauvaniline [obsolete] n.
|
|
310 |
Dyeing |
ticari anilinin oksidasyonu sonucunda sentetik olarak koyu kahverengi veya tunç rengi toz şeklinde üretilen ve çözüldüğünde mor renk veren bir boyar madde |
mauve aniline n.
|
|
311 |
Dyeing |
ticari anilinin oksidasyonu sonucunda sentetik olarak koyu kahverengi veya tunç rengi toz şeklinde üretilen ve çözüldüğünde mor renk veren bir boyar madde |
aniline purple n.
|
|
312 |
Dyeing |
ticari anilinin oksidasyonu sonucunda sentetik olarak koyu kahverengi veya tunç rengi toz şeklinde üretilen ve çözüldüğünde mor renk veren bir boyar madde |
violine n.
|
|
313 |
Dyeing |
sentetik olarak üretilen ve merkürik sülfit içeren parlak kırmızı bir pigment |
english vermilion n.
|
|
314 |
Dyeing |
sentetik olarak üretilen ve merkürik sülfit içeren parlak kırmızı bir pigment |
chinese vermilion n.
|
|
315 |
Dyeing |
boyayarak üretilen ürün |
dyeing n.
|
|
316 |
Dyeing |
ingiltere'nin coventry bölgesinde üretilen mavi boyalı iplik |
coventry blue n.
|
|
317 |
Dyeing |
yapay üretilen ultramarin pigmenti |
french ultramarine n.
|
|
318 |
Dyeing |
yapay olarak üretilen ultramarin pigmenti |
french ultramarine blue n.
|
|
Furniture |
|
319 |
Furniture |
yemek odasında kullanılmak üzere üretilen mobilyalar |
dining-room furniture n.
|
|
320 |
Furniture |
meissen, almanya'da 1710'dan sonra üretilen porselen |
dresden china n.
|
|
321 |
Furniture |
on dokuzuncu yüzyılda almanya'da üretilen biedermeier mobilya türüne ait veya ilgili |
biedermeier adj.
|
|
Automotive |
|
322 |
Automotive |
cadillac şirketi tarafından 1927 ila 1940 yılları arasında üretilen otomobil |
la salle® n.
|
|
323 |
Automotive |
tahliye edilmeden önce üretilen yanma ürünlerin ısısından yararlanmaya olanak tanıyan sistem |
recovery heat system n.
|
|
324 |
Automotive |
abd'de auburn otomobil şirketi tarafından üretilen bir otomobil |
auburn n.
|
|
325 |
Automotive |
abd'de 20 yüzyılda bir otomobil firması tarafından üretilen bir araba |
willys n.
|
|
326 |
Automotive |
1909-1922 yılları arasında massachusetts'te metz firması tarafından üretilen bir otomobil |
metz n.
|
|
327 |
Automotive |
bmw tarafından üretilen küçük ve ekonomik bir aile arabası modeli |
mini® n.
|
|
328 |
Automotive |
eskiden abd'de üretilen bir otomobil |
hupmobile n.
|
|
329 |
Automotive |
abd'nin indiana eyaletinde eskiden üretilen çok pahalı bir araba |
duesenberg n.
|
|
330 |
Automotive |
abd'de üretilen ve benzinle başarılı bir şekilde çalışan ilk araba |
duryea n.
|
|
331 |
Automotive |
packard kardeşler tarafından üretilen otomobil |
packard n.
|
|
Aeronautic |
|
332 |
Aeronautic |
uçağın kanatlarınca üretilen ve uçmasını sağlayan güç |
lift n.
|
|
Marine |
|
333 |
Marine |
20. yüzyılın ortalarında denizaltı keşifleri yapmak için üretilen bir dalış gemisi |
mesoscaphe n.
|
|
334 |
Marine |
denizde veya deniz kenarında üretilen |
marigenous adj.
|
|
Petrol |
|
335 |
Petrol |
hidrojenle kırılma reaksiyonları sonucu üretilen yüksek oktanlı bir petrol ürünü |
reformate n.
|
|
Mining |
|
336 |
Mining |
hint sanatında çokça kullanılan, çelik üzerine altın kakma şeklinde üretilen süsleme işi |
koftgari n.
|
|
337 |
Mining |
kurşunun havada erime noktasına kadar ısıtılmasıyla üretilen sarı kurşun oksit |
lead ocher n.
|
|
Medical |
|
338 |
Medical |
kurutulmuş laminaria dokusundan üretilen, rahimde genişlemeyi uyarmak için iç servikal açıklığa uygulanan küçük çubuk |
laminaria n.
|
|
339 |
Medical |
megavoltaj potansiyel farkında üretilen x-ışınları |
megavoltage beams n.
|
|
340 |
Medical |
midede üretilen asit miktarını azaltmaya yarayan ilaçlar |
h2-blockers n.
|
|
341 |
Medical |
hastalıkları canlı organizmalardan üretilen ürünlerle tedavi etme |
biotherapy n.
|
|
342 |
Medical |
büyüme hormonunun rekombinant dna teknolojisi ile üretilen sentetik formu |
human growth hormone n.
|
|
343 |
Medical |
yardımcı t hücreleri ve bağışıklık sisteminin diğer hücreleri tarafından üretilen bir sitokin |
gamma-interferon n.
|
|
344 |
Medical |
bazı bitkilerin nektarında ve bu nektardan üretilen pastörize edilmemiş balda bulunup mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve düzensiz kalp atışı gibi geçici etkileri olan bir nörotoksin |
grayanotoxin n.
|
|
345 |
Medical |
fetüste belirli kanserler veya karaciğer hastalıkları sonucunda üretilen çeşitli antijenlere verilen ad |
fetoprotein n.
|
|
346 |
Medical |
karaciğerde üretilen |
hepatogenous adj.
|
|
347 |
Medical |
aynı organlar tarafından üretilen |
homorganic adj.
|
|
348 |
Medical |
homolog organlar tarafından üretilen |
homorganic adj.
|
|
349 |
Medical |
renogram ile üretilen |
renographic adj.
|
|
350 |
Medical |
opsoninler tarafından üretilen |
opsonic adj.
|
|
Anatomy |
|
351 |
Anatomy |
pankreasta glukagon ve insülin üretilen endokrin bölgeleri |
pancreatic islets n.
|
|
352 |
Anatomy |
tiroid bezinden üretilen |
thyroideal adj.
|
|
353 |
Anatomy |
koryoallantoik membranda üretilen |
chorioallantoid adj.
|
|
354 |
Anatomy |
paratiroid bezleri tarafından üretilen |
parathyroid adj.
|
|
355 |
Anatomy |
paratiroid bezleri tarafından üretilen |
parathyreoid adj.
|
|
356 |
Anatomy |
paratiroid bezleri tarafından üretilen |
parathyroidal adj.
|
|
Psychology |
|
357 |
Psychology |
hipokondriyle üretilen |
hypochondriac adj.
|
|
358 |
Psychology |
hastalık hastalığıyla üretilen |
hypochondriac adj.
|
|
Physiology |
|
359 |
Physiology |
iltihaplanma bölgelerinde çeşitli hücreler tarafından üretilen sitokin grupları |
chemokine n.
|
|
360 |
Physiology |
hipotalamusta üretilen ve damar yoluyla ön hipofizi uyaran çeşitli hormonlar |
releasing factor n.
|
|
361 |
Physiology |
anabolik süreçler sonucu salgı hücrelerinde üretilen bir dizi maddeden biri |
anastate n.
|
|
362 |
Physiology |
yüksek kan basıncı sonucu üretilen bir peptid hormonu |
atrial natriuretic peptide n.
|
|
363 |
Physiology |
yüksek kan basıncı sonucu üretilen bir peptid hormonu |
atrial natriuretic factor n.
|
|
364 |
Physiology |
ince bağırsak mukozasında üretilen, mide salgısını ve hareketlerini engelleyen bir hormon |
enterogastrone n.
|
|
365 |
Physiology |
ergenlik ve menopoz arasındaki dönemlerde yumurtalıklarda üretilen östrojenik bir hormon |
estradiol n.
|
|
366 |
Physiology |
makrofaj hücreleri veya monositik hücrelerce üretilen bir protein tipi |
monokine n.
|
|
367 |
Physiology |
makrofaj hücreleri veya monositik hücrelerce üretilen sitokin |
monokine n.
|
|
368 |
Physiology |
ön hipofiz bezinde üretilen ve vücudun yağ hücrelerinde depolanan lipidlerin parçalanmasını destekleyen bir hormon |
lipotropin n.
|
|
369 |
Physiology |
yardımcı t hücreleri ve bağışıklık sisteminin diğer hücreleri tarafından üretilen sitokin |
gamma interferon n.
|
|
370 |
Physiology |
rekombinant dna teknolojisi ile üretilen bir glikoprotein |
darbepoetin alfa n.
|
|
371 |
Physiology |
böbreküstü bezlerinin korteksinde üretilen hormonlar |
corticosteroids n.
|
|
372 |
Physiology |
enzim tarafından üretilen |
enzymatic adj.
|
|
373 |
Physiology |
enzim tarafından üretilen |
enzymic adj.
|
|
Pathology |
|
374 |
Pathology |
vücutta normalde bulunan maddelere karşı üretilen antikorların neden olduğu (hastalık) |
autoimmune n.
|
|
Pharmaceutics |
|
375 |
Pharmaceutics |
bazı meyve çekirdeklerindeki amygdalin maddesinden üretilen, kansere iyi geldiği iddia edilen fakat etkisi kanıtlanmamış bir ilaç |
laetrile n.
|
|
376 |
Pharmaceutics |
kargabüken ağacının tohumundan üretilen, önceden kalp uyarıcı olarak kullanılan ilaç |
nux vomica n.
|
|
377 |
Pharmaceutics |
aromatik bitkilerden üretilen, ateşli silah yaralarını iyileştirmekte kullanılan damıtılmış su |
arquebusade n.
|
|
378 |
Pharmaceutics |
çeşitli enfeksiyonlara karşı etkili olan tetrasiklinden üretilen bir antibiyotik |
vibramycin n.
|
|
Printing |
|
379 |
Printing |
negatife maruz bırakılıp baskıya hazırlanmış jelatinli filmden mürekkeple ölçü alınan baskı işlemiyle üretilen jelatinli levha |
heliotype n.
|
|
380 |
Printing |
negatife maruz bırakılıp baskıya hazırlanmış bir jelatinli filmden mürekkeple ölçü alınan bir baskı işlemiyle üretilen jelatinli levhadan üretilen baskı |
heliotype n.
|
|
381 |
Printing |
galvanografi yöntemiyle üretilen bakır levha |
galvanograph n.
|
|
382 |
Printing |
galvanografi yöntemiyle üretilen bakır levha ile yapılan baskı |
galvanograph n.
|
|
383 |
Printing |
gravür baskı ile üretilen kopya |
gravure n.
|
|
384 |
Printing |
döküm makinesi ile üretilen boş veya dolu satır |
slug n.
|
|
385 |
Printing |
döner baskı presiyle üretilen |
rotary adj.
|
|
Food Engineering |
|
386 |
Food Engineering |
talebe özgü üretilen gıda |
tailor-made food n.
|
|
387 |
Food Engineering |
aspartik asitten üretilen yapay bir tatlandırıcı |
aspartame n.
|
|
388 |
Food Engineering |
peynir mayasının sebep olduğu pıhtılaşma durduktan sonra süte asetik asit eklenerek üretilen kaymak |
ziega n.
|
|
389 |
Food Engineering |
sütün fermente edilmesi ile üretilen yoğurta benzer bir süt ürünü |
madzoon n.
|
|
390 |
Food Engineering |
sütün fermente edilmesi ile üretilen yoğurta benzer bir süt ürünü |
matzoon n.
|
|
391 |
Food Engineering |
güney afrika'ya yasadışı olarak üretilen oldukça güçlü bir içki |
witblits [south africa] n.
|
|
392 |
Food Engineering |
üst fermantasyon yoluyla üretilen açık renkli ve bol köpüklü buğday biraları |
wheat beer n.
|
|
393 |
Food Engineering |
üst fermantasyon yoluyla üretilen açık renkli ve bol köpüklü buğday biraları |
weissbier n.
|
|
394 |
Food Engineering |
üst fermantasyon yoluyla üretilen açık renkli ve bol köpüklü buğday biraları |
white beer n.
|
|
395 |
Food Engineering |
şarap üretilen damıtma tesisi |
wine maker n.
|
|
396 |
Food Engineering |
bitkisel yağlardan üretilen bir katı yağ |
ghi n.
|
|
397 |
Food Engineering |
tek seferde üretilen bira |
gyle n.
|
|
398 |
Food Engineering |
tek seferde üretilen tereyağı miktarı |
churning n.
|
|
Gastronomy |
|
399 |
Gastronomy |
isviçre, almanya ve fransa'da üretilen tütsülenmiş sarımsaklı bir sosis |
cervelas n.
|
|
400 |
Gastronomy |
kaliforniya'da üretilen harmanlanmış beyaz bir sofra şarabı |
chablis n.
|
|
401 |
Gastronomy |
fransa'da gevrey-chambertin'de üretilen bir kırmızı şarap çeşidi |
chambertin n.
|
|
402 |
Gastronomy |
güney italya’daki napoli körfezi civarında üretilen kırmızı veya beyaz şarap |
lachryma christi n.
|
|
403 |
Gastronomy |
güney italya’daki napoli körfezi civarında üretilen kırmızı veya beyaz şarap |
lachrymae christi n.
|
|
404 |
Gastronomy |
fransa'nın bordeaux bölgesinde üretilen şarap |
chateau wine n.
|
|
405 |
Gastronomy |
fransa'nın güney rhone nehri vadisinde üretilen kırmızı şaraplar |
châteauneuf-du-pape n.
|
|
406 |
Gastronomy |
almanya'da nierstein civarındaki bölgede üretilen bir beyaz şarap |
niersteiner n.
|
|
407 |
Gastronomy |
burgonya'daki nuits-saint-georges kasabası yakınlarında üretilen hoş bir kırmızı şarap |
nuits-saint-georges n.
|
|
408 |
Gastronomy |
biranın fermantasyonu ile üretilen sirke |
alegar n.
|
|
409 |
Gastronomy |
malay takım adalarında kırmızı yosundan üretilen agar |
algal-algal n.
|
|
410 |
Gastronomy |
ispanya'nın alicante şehri veya yakınlarında üretilen bir şarap |
alicant n.
|
|
411 |
Gastronomy |
öğütülmüş hardal tohumundan üretilen kıvamlı bir sos |
table mustard n.
|
|
412 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
american cheddar n.
|
|
413 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
american cheese n.
|
|
414 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
cheddar cheese n.
|
|
415 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
cheddar n.
|
|
416 |
Gastronomy |
fermente tahıl ezmesi veya patatesten üretilen yüksek alkollü bir likör |
auld kirk n.
|
|
417 |
Gastronomy |
almanya'da üretilen tatlı bir beyaz şarap |
auslese n.
|
|
418 |
Gastronomy |
schloss johannisberg'de üretilen kaliteli bir beyaz şarap |
johannisberger n.
|
|
419 |
Gastronomy |
fransa'nın saone-et-loire bölgesinde üretilen köpüksüz bir burgonya şarabı |
macon n.
|
|
420 |
Gastronomy |
fransa'nın saone-et-loire bölgesinde üretilen köpüksüz bir burgonya şarabı |
maconnais n.
|
|
421 |
Gastronomy |
özellikle ispanya'nın malaga kentinde üretilen güçlü ve tatlı bir şarap |
malaga n.
|
|
422 |
Gastronomy |
fransız üzümünden üretilen orta veya yüksek keskinlikte bir kırmızı şarap |
malbec n.
|
|
423 |
Gastronomy |
kaliforniya'da üretilen tatlı bir şarap |
angelica n.
|
|
424 |
Gastronomy |
ispanya'nın la mancha bölgesinde koyun sütünden üretilen, mayhoş ve cevizimsi bir tadı olan, delikli sert bir peynir |
manchego n.
|
|
425 |
Gastronomy |
bordeaux yakınlarındaki margaux köyü ve civarında üretilen bir kırmızı şarap |
margaux n.
|
|
426 |
Gastronomy |
fransa'nın médoc bölgesinde üretilen bir bordo şarabı |
médoc n.
|
|
427 |
Gastronomy |
ilk defa 1800 civarında rouen'de üretilen, bademle süslenmiş küçük turta veya bisküvi |
mirliton n.
|
|
428 |
Gastronomy |
batı pennsylvania'da üretilen bir çavdar viskisi |
monongahela n.
|
|
429 |
Gastronomy |
fransa'nın burgonya bölgesinde üretilen yumuşak bir keçi peyniri |
montrachet n.
|
|
430 |
Gastronomy |
ren şarabı gibi hafif ve sek olup başka bölgede üretilen şaraplara verilen ad |
rhine wine n.
|
|
431 |
Gastronomy |
fransa'nın ron nehri vadisi'nde üretilen bir şarap |
rhone n.
|
|
432 |
Gastronomy |
fransa'nın ron nehri vadisi'nde üretilen bir şarap |
rhône n.
|
|
433 |
Gastronomy |
fransa'nın ron nehri vadisi'nde üretilen çeşitli şaraplara verilen ad |
rhone wine n.
|
|
434 |
Gastronomy |
ren bölgesinde üretilen bir beyaz sofra şarabı |
liebfraumilch n.
|
|
435 |
Gastronomy |
ren bölgesinde üretilen bir beyaz sofra şarabı |
liebfrauenmilch n.
|
|
436 |
Gastronomy |
içi kaymak kıvamında olan küçük dikdörtgen bloklar şeklinde üretilen keskin lezzetli yumuşak bir peynir |
liederkranz ® n.
|
|
437 |
Gastronomy |
misket üzümlerinden üretilen bir kuru üzüm |
muscadel n.
|
|
438 |
Gastronomy |
misket üzümlerinden üretilen bir kuru üzüm |
muscadell n.
|
|
439 |
Gastronomy |
misket üzümlerinden üretilen bir kuru üzüm |
muscadelle n.
|
|
440 |
Gastronomy |
orta-kuzey ispanya'da üretilen, vanilya kokulu ve aromalı bir kırmızı veya beyaz şarap |
rioja n.
|
|
441 |
Gastronomy |
güneybatı fransa'da graves'te üretilen sofra şarabı |
graves n.
|
|
442 |
Gastronomy |
brunswick'te üretilen bir alman birası |
mum n.
|
|
443 |
Gastronomy |
10. yüzyıldan beri münih'te üretilen bir bira |
munchener n.
|
|
444 |
Gastronomy |
concord üzümünden üretilen kırmızı şarap |
concord n.
|
|
445 |
Gastronomy |
güney afrika'da üretilen yüksek alkollü ve tatlı bir şarap |
constantia n.
|
|
446 |
Gastronomy |
fransa'da üretilen bir beyaz sek şarap |
sancerre n.
|
|
447 |
Gastronomy |
sao paulo'da üretilen bir brezilya kahvesi |
santos n.
|
|
448 |
Gastronomy |
sao paulo'da üretilen bir brezilya kahvesi |
santos coffee n.
|
|
449 |
Gastronomy |
kaliforniya ve new york'ta üretilen bir şarap |
sauternes n.
|
|
450 |
Gastronomy |
fransa'da üretilen genellikle kırmızı renkli bir sofra şarabı |
beaune n.
|
|
451 |
Gastronomy |
soave ve civarında üretilen sek beyaz şarap |
soave n.
|
|
452 |
Gastronomy |
yurt içinde üretilen |
home-grown adj.
|
|
453 |
Gastronomy |
yurt içinde üretilen |
homegrown adj.
|
|
Math |
|
454 |
Math |
her bir terimi aynı matematiksel işlem tekrarlanarak üretilen (dizi) |
recursive adj.
|
|
455 |
Math |
tarafından üretilen |
on prep.
|
|
Physics |
|
456 |
Physics |
yüklü bir parçacığın bir ortamdaki ışık hızından daha yüksek bir hızda o ortamın içinden geçirilmesiyle üretilen elektromanyetik ışıma |
cherenkov radiation n.
|
|
457 |
Physics |
termiyonik emisyon tarafından salınan elektronların sonucu olarak iki elektrot arasında üretilen elektrik akımı |
thermionic current n.
|
|
458 |
Physics |
mıknatıs ile üretilen elektrik |
magneto-electricity n.
|
|
459 |
Physics |
mıknatısların faaliyetleri ile üretilen elektriği inceleyen bir bilim dalı |
magneto-electricity n.
|
|
460 |
Physics |
nükleer reaktörde tüketilenden daha fazla bölünebilir malzeme üretilen süreç |
breeding n.
|
|
461 |
Physics |
algılanan elektromanyetik radyasyon sonucu üretilen görüntü |
infrared frequency n.
|
|
462 |
Physics |
benzer frekanslı iki sesin/sinyalin birleştirilmesiyle üretilen düşük düzenli frekans |
beat n.
|
|
463 |
Physics |
farklı frekanslardaki iki dalganın üst üste binmesiyle üretilen dalga |
beat wave n.
|
|
464 |
Physics |
lambayla üretilen yapay ultraviyole ışık |
sun-ray n.
|
|
465 |
Physics |
komşu cisimlerin yarattığı titreşimler ile üretilen titreşim |
sympathetic vibration n.
|
|
466 |
Physics |
ısı tarafından üretilen |
thermotic adj.
|
|
467 |
Physics |
ısı tarafından üretilen |
thermotical adj.
|
|
468 |
Physics |
çinko levha ve bakır levha arasındaki voltaik döngüde üretilen elektriğe dair |
zincoid adj.
|
|
469 |
Physics |
mıknatısların faaliyeti ile üretilen elektriğe ilişkin |
magneto-electric adj.
|
|
470 |
Physics |
mıknatıslarla üretilen elektrikle nitelendirilen |
magneto-electric adj.
|
|
471 |
Physics |
röntgenografi tarafından üretilen |
roentgenographic adj.
|
|
472 |
Physics |
(radyasyon) yanlış frekansta üretilen |
spurious adj.
|
|
Chemistry |
|
473 |
Chemistry |
yapay olarak üretilen bir radyoaktif element |
nihonium n.
|
|
474 |
Chemistry |
eritritrin ile ilişkili ya da eritritrinden üretilen kırmızı bir kristalli bileşik |
telerythin n.
|
|
475 |
Chemistry |
terebentin üzerindeki nitrik asidin tepkimeye girmesiyle üretilen beyaz kristalli bir karboksilik asit |
terebic acid n.
|
|
476 |
Chemistry |
çay yapraklarından elde edilen veya sentetik olarak üretilen renksiz, kristalli bir alkaloid |
theobid n.
|
|
477 |
Chemistry |
çay yapraklarından elde edilen veya sentetik olarak üretilen renksiz, kristalli bir alkaloid |
elixophyllin n.
|
|
478 |
Chemistry |
çay yapraklarından elde edilen veya sentetik olarak üretilen renksiz, kristalli bir alkaloid |
slo-bid n.
|
|
479 |
Chemistry |
çay yapraklarından elde edilen veya sentetik olarak üretilen renksiz, kristalli bir alkaloid |
theophylline n.
|
|
480 |
Chemistry |
kömür katranının benzen fraksiyonunda bulunan ve bütan ve sülfürden üretilen renksiz sıvı bir heterosiklik bileşik |
thiophen n.
|
|
481 |
Chemistry |
kömür katranının benzen fraksiyonunda bulunan ve bütan ve sülfürden üretilen renksiz sıvı bir heterosiklik bileşik |
thiophene n.
|
|
482 |
Chemistry |
kömür katranının benzen fraksiyonunda bulunan ve bütan ve sülfürden üretilen renksiz sıvı bir heterosiklik bileşik |
thiofuran n.
|
|
483 |
Chemistry |
rn-220 radonunun 54.5 saniyelik yarı ömrü olan ve toryumların parçalanması ile üretilen radyoaktif izotopu |
thoron n.
|
|
484 |
Chemistry |
kömür katranı ve petrol içinde oluşan, sentetik olarak da üretilen yağlı bir hidrokarbon |
mesitylene n.
|
|
485 |
Chemistry |
izobutilenin hidrasyonu ile üretilen tersiyer alkol |
trimethylcarbinol n.
|
|
486 |
Chemistry |
izobutilenin hidrasyonu ile üretilen tersiyer alkol |
tert-butyl alcohol n.
|
|
487 |
Chemistry |
ürik asidin oksidasyonu ile üretilen kırmızı renkli bir organik bileşik |
alloxan n.
|
|
488 |
Chemistry |
üriğin sıcak ve çok seyreltik nitrik asit ile etkimesiyle üretilen madde |
alloxantin n.
|
|
489 |
Chemistry |
kaplama, toner ve plastiklerde kullanım için nişasta ve alil klorürden üretilen nişasta alil eterleri |
allyl starch n.
|
|
490 |
Chemistry |
yapay olarak üretilen bir sıvı hidrokarbon |
rutylene n.
|
|
491 |
Chemistry |
plütonyumun yüksek enerjili nötronlarla radyasyona maruz bırakılmasıyla yapay olarak üretilen radyoaktif metalik element |
americium n.
|
|
492 |
Chemistry |
efedra bitkisinden elde edilen veya sentetik olarak üretilen bir alkaloid türü |
ephedrine n.
|
|
493 |
Chemistry |
efedra bitkisinden elde edilen veya sentetik olarak üretilen bir alkaloid türü |
ephedrin n.
|
|
494 |
Chemistry |
yapay olarak üretilen bir arsenik trisülfür |
orpiment n.
|
|
495 |
Chemistry |
yapay olarak üretilen bir arsenik trisülfür |
turner's yellow n.
|
|
496 |
Chemistry |
barbitürik asitten üretilen kompleks azotlu bir madde |
violantin n.
|
|
497 |
Chemistry |
beyaz bir toz olarak üretilen, üre ve ürik asitle ilişkili olan kompleks bir azotlu madde |
xanthinine n.
|
|
498 |
Chemistry |
foron yapımında yan ürün olarak üretilen, sardunya benzeri kokan sarı bir yağ |
xylitone n.
|
|
499 |
Chemistry |
foron yapımında yan ürün olarak üretilen, sardunya benzeri kokan sarı bir yağ |
xylite oil n.
|
|
500 |
Chemistry |
biyokütledeki şekerler fermente edilerek üretilen etanol |
bioethanol n.
|
|