doğan - Turco Inglés Diccionario
Historia

doğan



Significados de "doğan" en diccionario inglés turco : 21 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
doğan hawk n.
doğan falcon n.
doğan rising adj.
doğan born adj.
General
doğan lanner n.
doğan nascent adj.
doğan emanating adj.
doğan orient adj.
doğan exurgent adj.
Law
doğan arising adj.
doğan inflicted adj.
doğan generating adj.
Zoology
doğan falco peregrinus n.
doğan lanner n.
doğan goshawk n.
doğan peregrine falcon n.
doğan hawk n.
Archaic
doğan originant adj.
Ornithology
doğan circus n.
doğan genus circus n.
doğan faulcon n.

Significados de "doğan" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
gri doğan sooty falcon n.
iddia edilen şeyle alakası olmayan bir sonuç çıkarılmasından doğan hata ignoratio elenchi n.
bir tür doğan harrier n.
boz doğan merlin n.
içindeki potansiyelini iyi kullanmaktan doğan memnuniyet fulfillment n.
boğa burcunda doğan kişi taurean n.
amerika birleşik devletlerinde doğan japon göçmenin torunu sansei n.
akitten doğan borç contractual obligation n.
ilk doğan hayvan firstling n.
bıyıklı doğan lanner falcon n.
doğan (bozdoğan) merlin n.
delice doğan hobby n.
amerika'da 1946 ile 1964 arasında doğan nüfus baby boomers n.
ulu doğan saker falcon n.
sevgiden doğan kuvvet satyagraha n.
gök doğan peregrine n.
alaca doğan tercel n.
doğum oranının yüksek olduğu dönemde doğan kimse baby boomer n.
bir defada doğan yavrular litter n.
kızıl doğan marsh harrier n.
kızıl enseli doğan barbary falcon n.
savaşta doğan bebek war baby n.
yeni doğan aydan itibaren geçen günlerin yılın ilk gününe eklenen sayısı epact n.
ilk doğan eigne n.
yeni doğan bebeğin tanımlanmasında kullanılan kayıt ve bilgiler apgar score n.
bir batında doğan yavrular litter n.
küçük doğan falconet n.
uzun bir uçak yolculuğundan sonra zaman farkından doğan uyku düzensizliği, yorgunluk vb jet lag n.
bir batında doğan domuz yavruları farrow n.
yeni doğan bebek newborn baby n.
yeni doğan bebek newborn infant n.
ölü doğan çocuk stillborn child n.
ala doğan red-footed falcon n.
ilk doğan çocuk first-born child n.
güney afrika'da doğan afrikander n.
erken doğan bebek premature baby n.
sekizi aynı doğumda doğan bebekler octuplet n.
içindeki potansiyelini iyi kullanmaktan doğan memnuniyet self-fulfillment n.
ilk doğan/doğmuş çocuk first-born child n.
doğan güneş rising sun n.
içindeki potansiyelini iyi kullanmaktan doğan memnuniyet self-fulfilment n.
içindeki potansiyelini iyi kullanmaktan doğan memnuniyet fulfilment n.
yahudilikte yeni doğan erkek bebeklerini sünnet ritüelini gerçekleştiren kişi/sünnetçi mohel n.
doğan/şahin midesi pannel n.
erkek at ile dişi eşeğin çiftleşmesinden doğan hayvan hinny n.
doğan bebeğin leylekler tarafından getirildiği yönündeki hikaye stork myth n.
yengeç burcunda doğan kimse moonchild n.
gençlerin eylemleri ya da etkilerinden doğan, kayda değer kültürel, politik ya da sosyal değişim youthquake n.
1924'te doğan amerikalı aktris bacall n.
1928'de doğan popüler şarkıların bestesini yapan amerikalı bestekar bacharach n.
konuşmacının söylediklerine, dinleyicinin sözlü/sözsüz olarak verdiği karşılıktan doğan iletişim biçimi call-and-response n.
14. yy'de italya'da doğan bir iskambil oyunu tarok n.
15. yy'de italya'da doğan bir iskambil oyunu taroc n.
evlilik bağından doğan akraba affine n.
yeniden doğan kimse rebirther n.
erken doğan yavru castling [dialect] n.
evlilikten doğan akrabalık relative-in-law n.
yengeç burcunda doğan kimse moonchild n.
yargılanma hissinden doğan utangaçlık uneasiness n.
sonradan evlenen ve meşru bir oğulları olan ebeveynlerin evlilikten önce doğan oğlu bastard elder n.
ailede en son doğan kimse lastborn n.
ailede en son doğan kimse last-born n.
ailenin ilk çocuğundan sonra doğan çocuk laterborn n.
ailenin ilk çocuğundan sonra doğan çocuk later-born n.
mandela'nın çok ırklı güney afrika'nın ilk başkanı olduğu 1994 yılı civarında doğan nesil madiba generation [south africa] n.
abd'nin ohio eyaletinde doğan kimse buckeye n.
abd'nin ohio eyaletinde doğan kimse ohioan n.
hatadan doğan sorumluluk wite [scotland] n.
aksilikten doğan sorumluluk wite [scotland] n.
zenci-beyaz melezi ile zenci-kızılderili melezinden doğan çocuk marabou n.
doğan etinin servis edildiği tahta hack n.
evlilik dışı doğan kız çocuğu haramzadi n.
avlanmak için doğan yetiştirme sanatı hawking n.
hareket edememeden doğan güçsüzlük helplessness n.
londra'daki bow kilisesinin çanlarının duyulma mesafesinde doğan kimse bowbell n.
bir faaliyet veya tarihi bir olay gibi belirli bir durumdan doğan mitler bütünü mythoi n.
tek doğumda doğan sekiz yavrudan her biri octuplet n.
vücudu yapışık doğan ikiz kardeşlerden her biri conjoined twin n.
(bir diğeri ile) birlikte doğan şey connascence n.
(bir diğeri ile) birlikte doğan şey connascency n.
eksiklikten doğan hata crack n.
avustralya'da doğan bir avustralyalı currency n.
küllerinden yeniden doğan kimse phenix n.
ilk doğan çocuk olma primogenitive [obsolete] n.
ilk doğan çocuk olma primogenitureship n.
erken doğan bebek premie n.
aynı anda doğan dört çocuktan biri fourling n.
özgün bir konseptten doğan yeni konsept superstructure n.
şahin doğan ya da atmacaları evcilleştirmek için gözkapaklarını dikmek seel v.
başarısız avdan sonra tekrar uçuşa geçmek (şahin, doğan vs.) canceleer v.
başarısız avdan sonra tekrar uçuşa geçmek (şahin, doğan vs.) cancelier v.
(doğan veya şahin) avlanmak için uçmak hawk v.
doğan gibi uçmak hawk v.
çok sık uçmak (doğan overfly v.
çok uzun süre uçmak (doğan overfly v.
ilk doğan firstborn adj.
ensest sonucu doğan incestuous adj.
yeniden doğan renascent adj.
zamanı gelmeden doğan premature adj.
-den doğan resultant adj.
evlilik dışı doğan illegitimate adj.
ilk doğan first born adj.
canlı doğan born alive adj.
içten doğan spontaneous adj.
ihmalden doğan resulting from negligence adj.
evlilik dışı doğan bastardly adj.
normal doğum yolu ile doğan born vaginally adj.
etkisinden doğan afflated adj.
yeniden doğan reborn adj.
yeniden doğan renate [obsolete] adj.
esaret altında doğan thrallborn adj.
köle olarak doğan thrallborn adj.
zıtlıktan doğan antitypal adj.
zıtlıktan doğan antitypic adj.
zıtlıktan doğan antitypical adj.
eğitilmemiş (doğan) unmanned [obsolete] adj.
en son doğan lastborn adj.
en son doğan last-born adj.
daha sonra doğan laterborn adj.
daha sonra doğan later-born adj.
doğum yapan kadınların ve yeni doğan bebeklerin bakımına ayrılmış maternity adj.
1980'lerin başından 1990'ların sonuna kadar doğan kuşağa ait millennial adj.
1980'lerin başından 1990'ların sonuna kadar doğan kuşakla ilgili millennial adj.
nefretten doğan hate adj.
yeniden doğan reorient [rare] adj.
aşk acısından doğan love-sick adj.
evlilik dışı doğan lowborn adj.
fakir ailede doğan lowborn adj.
evlilik dışı doğan lowbred adj.
fakir ailede doğan lowbred adj.
karanlık güçten doğan dark adj.
kötülükten doğan dark adj.
kırsal alanda doğan rurigenous adj.
aynı anda doğan connascent adj.
aynı anda doğan connate adj.
aynı soydan gelen ana-babadan doğan in-and-in adj.
hür doğan ingenuous adj.
nikahsız birliktelikten doğan concubinal [obsolete] adj.
nikahsız birliktelikten doğan concubinary adj.
nikahsız birliktelikten doğan concubinarian adj.
doktrinden doğan dogmatic adj.
içe doğan fatal [obsolete] adj.
mülkiyetten doğan possessionary adj.
babasının vefatından sonra doğan posthumous adj.
korolla üzerinde doğan corolline adj.
içe doğan divinatory adj.
içine doğan divining adj.
ilk doğan primigenial adj.
ilk önce doğan primigenial adj.
ilk doğan primigenial adj.
ilk doğan primigenious adj.
ilk doğan primogenial adj.
ilk doğan primogenit [obsolete] adj.
ilk doğan çocuk ile ilgili primogenital adj.
ilk doğan çocuk ile ilgili primogenitive adj.
Phrases
bu sözleşmeden doğan arising from this contract expr.
Proverb
pazartesi doğan çocuk güzel olur monday's child is fair of face
(monday's child adlı ninniden hareketle) salı günü doğan çocuklar nurludur tuesday's child is full of grace
(monday's child adlı ninniden hareketle) salı günü doğan çocuk nazik, zarif, ince ve sevimli olur tuesday's child is full of grace
kızıl doğan gün, kötü hava habercisi red sky in the morning, shepherd's warning
Colloquial
iki veya daha fazla şeyin etkileşiminden doğan sonuç, ürün fruit of the union n.
1977-1983 yılları arasında doğan neslin üyesi xennial n.
x kuşağı ile y kuşağı arasında doğan nesle dahil kimse xennial n.
burcun ilk gününde doğan kimse cusp n.
erken doğan bebek prem n.
(yeni doğan bebeğiyle) hastanede aynı odada kalmak room-in (with one's baby) v.
ses egzersizi olarak doğan şaka yollu selamlama (how are you ne var yu) how now brown cow expr.
ses egzersizi olarak doğan şaka yollu selamlama "how are you ne var yu" how now, brown cow? expr.
Idioms
bir batında doğan yavruların en küçüğü runt of the litter n.
birlikte hareket eden insanların çok sayıda olmasından doğan güç force of numbers n.
doğum oranının yüksek olduğu dönemde doğan kimse a baby boomer [us] n.
birinin hayatına güneş gibi doğan kimse a ray of sunshine n.
yeni doğan her güne duacı olmak feel grateful for each day v.
ebeveynleri evlenmeden önce doğan parentally challenged adj.
Trade/Economic
akdi sözleşmeden doğan contractual n.
akıntıdan doğan kayıp wantage n.
akıntıdan doğan kayıp outage n.
akidden doğan contractual n.
birleşmeden doğan kıymet fazlası surplus from consolidation n.
bu sözleşme sonucu ya da bu sözleşme ile bağlantılı olarak doğacak/doğan tüm anlaşmazlıklar all disputes arising out of or in connection with this contract n.
birleşme sonucu doğan şirket surviving company n.
bir sözleşmeden doğan hakkın başkasına devri assignment n.
çapraz kur farklılıklarından doğan arbitraj arbitrage through cross rate n.
dış satımdan doğan alacakların bir fınans kurumu tarafından satın alınması forfaiting n.
elde yeterli stok bulundurmaktan doğan maliyet cost of not carrying n.
füzyondan doğan şirket surviving company n.
geçici iş duraklamasından doğan zararları karşılamaya yönelik sigorta business interruption insurance n.
finansal kiralamadan doğan kazanımlar rewards associated with a leased asset n.
faizden doğan zararlar interest damages n.
fesihten doğan iddia termination claim n.
hisse senetlerinin emisyonunda nominal değeriyle ihraç değeri arasındaki farktan doğan sermaye fazlalığı watered capital n.
ihracattan doğan alacakların iskonto edilmesi forfeiting n.
ihracattan doğan alacakların devri ile finansman sağlama factoring n.
ıkrazattan doğan meblağlar due from other funds n.
kanundan doğan yükümlülük legal liability n.
kiralamaktan doğan hak leasehold n.
kişisel zarardan doğan borç personal injury liability n.
kullanımdan doğan amortisman payı depreciation arising from use n.
menkul değer satışından doğan zarar loss on securities n.
ölümden doğan intikal transmission on death n.
senetten doğan borç specialty debt n.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması securitisation n.
sözleşmeden doğan talepler contractual claim n.
sözleşmeden doğan haklar contractual rights n.
sözleşmeden doğan yükümlülük contractual obligation n.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması securitization n.
sözleşmeden doğan haklar sigorta sözleşmesine bağlı haklar contractual rights n.
sözleşmeden doğan contractual n.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması structured finance n.
şirketin finansman sağlamak için kendi varlıklarından doğan nakit akımını kullanması asset securitization n.
uluslararası anlaşmadan doğan gümrük tarifesi conventional tariff n.
yasal yükümlülükten doğan borç legal liability n.
yeniden değerlemeden doğan amortisman giderleri depreciation expenses after revaluation n.
yeni doğan sanayi infant industry n.
yetersiz kapasite veya kullanımdan doğan masraf veya zarar inadequacy n.
zımni kabulden doğan yükümlülük constructive obligation n.
sözleşmeden doğan yükümlülükler contractual obligations n.
yatırımcının kaynakları taahhüdünden önce çekmesi nedeniyle doğan ceza penalty n.
bir poliçeden doğan tüm hakları başka birine devretmek alienatory endorsement v.
Law
akitten doğan conventional n.
akitten doğan borç conventional obligation n.
akitten doğan borçlar contractual obligations n.
babasının ölümünden sonra doğan çocuk posthumous child n.
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst implied trust n.
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst constructive trust n.
bir sözleşmenin yerine getirilmemesinden doğan zarar davası general assumpsit n.
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst resulting trust n.
bir şahsın herhangi bir menkul mal veya hak ile ilgili güvene dayanan bir muamele yapmasından doğan tröst express trust n.
çarpışmadan doğan tazminat davası running down case n.
davacının hem haksız fiil hem de akitten doğan dava hakkına sahip olduğu durumlarda akitten doğan dava hakkını kullanması waiver of court n.
devletin egemen gücünün kullanımı dışındaki eylemlerinden doğan sorumluluğu acta jure gestionis n.
eserden doğan haklar rights arising from the work n.
evlat edinmeden doğan hısımlık kinship by adoption n.
evlilik bağından doğan akrabalık affinity n.
evlilik öncesi doğan çocuk antenatus n.
evlat edinmeden doğan akrabalık adoptive relationship n.
evlilik dışı doğan illegitimate child n.
gabinden doğan zarar lesion n.
evlilik dışı doğan çocuk bastard n.
evlilik dışı doğan çocuk adulterine bastard n.
evlilik dışı doğan çocuk adulterine n.
evlilik dışı doğan çocuğun statüsü illegitimacy n.
evlilik dışı doğan çocuk natural child n.
evlilik dışı doğan çocuğun babasının tayini affiliation n.
haksız fiilden doğan zarar tort n.
haksız fiilden doğan tazminat hakkı ile ilgili taraflar arasında varılan anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi accord and satisfaction n.
haksız fiilden doğan zararlar tort damages n.
hem kan bağı hem de evlat edinmeden doğan akrabalık mixed cognation n.
idari sözleşmelerden doğan anlaşmazlıklarla ilgili davalar actions relating to disputes arising from administrative contracts n.
kanundan doğan borçlar legal duties n.
kanun yollarından doğan masraflar expenses resulting from appeals n.
mirastan doğan haklardan vazgeçme renunciation of the inheritance rights n.
mukaveleden doğan contractual n.
netice kabilinden doğan zararlar consequential damages n.
patent haklarından doğan hak talepleri claims in respect of patent rights n.
sözleşmeden doğan borçlar contractual obligations n.
sözleşmeden doğan borç conventional obligation n.
sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler contractual rights and obligations n.
sözleşmeden doğan sorumluluk contractual responsibility n.
sözleşme görüşmelerinden doğan sorumluluk culpa in contrahendo n.
sözleşmeden doğan vecibe burden of a contract n.
sözleşmeden doğan contractual n.
yasadan doğan ipotek hakkı tacit hypothecation n.
yasadan doğan ipotek hakkı tacit mortgage n.
yazılı sözleşmenin bozulmasından doğan dava action of covenant n.
(yanlış teşhis sonucu) sakat doğan çocuğun (maddi manevi) tazminat talebinde bulunması wrongful life n.
son doğan hakkı ultimogeniture n.
aynı baronluk ve tımarın komşu kiracılarından doğan ortak kullanım hakkı vicinage n.
arazilerin hibe edilmesi veya kiralanmasıyla doğan derebeyine verilen ücret heriot service n.
sözleşmeden doğan yükümlülük obligation n.
(taraflardan birinin yetkin olmamasından doğan) sözleşme engeli impediment n.
ahlaki ödevden doğan borçlar imperfect obligations n.
eşler arasında evlilik veya sözleşmeden doğan medeni hukuk ortaklığı community n.
ganimet davaları haricinde tüm denizcilik sözleşmeleri ve haksız fiilden doğan zararlar üzerinde yargı yetkisi olan bir deniz mahkemesi kolu instance court n.
evlilik dışı doğan çocuk child born out of wedlock n.
ilk doğan hakkı primogeniture n.
birbirleriyle bağlantılı olup süresi birlikte doğan (kira sözleşmeleri) conterminous adj.
Politics
devletin egemenliğine dayanarak yapmış olduğu eylemlerden doğan sorumluluğu acta jure imperii n.
devletin egemenliğine dayanarak yapmış olduğu eylemlerden doğan sorumluluğu acts by right of dominion n.
ödemeler dengesinden doğan kredilendirme gereksinimi balance of payments financing need n.
sözleşmeden doğan sorumluluk contractual liability n.
sözleşmeden doğan yükümlülüğünün ihlal edilmesi breach of contractual obligation n.
mevzuatın teşvik edilmesinden doğan masraflar lobbying expense n.
mevzuatın değerlendirilmesinden doğan masraflar lobbying expense n.
babası tahta geçtikten sonra doğan ilk erkek çocuk porphyrogenite n.
babası tahta geçtikten sonra doğan ilk erkek çocuk porphyrogenitus n.
(hanedanlarda) babası tahta geçtikten hemen sonra doğan ilk çocuğun varisliğe uygun görülmesi porphyrogenitism n.
Technical
doğan trafik generated traffic n.
hava akışının yüzey ve şekille sürtünmesinden doğan geri sürüklenme parasite drag n.
sıcaklıktan doğan fren gücünde azalma heat fading n.
yeni doğan sanayi nascent industries n.
içten doğan spontaneous adj.
Transportation
taşınan mallardaki farklılık nedeniyle doğan ücret farkı differential rate n.
Railway
cer akımından doğan kıvılcım oluşumu formation of sparks from traction current n.
Marine
aşırı ısı kaybından doğan bir hastalık hypothermia n.
Medical
aynı anda doğan dokuz bebekten her biri nonuplet n.
kazalardan doğan yaralanmalarla ilgilenen tıp dalı traumatology n.
ana hormonlarının etkisiyle bazı yeni doğan kız bebeklerinin memelerinde salgılanan süt witches milk n.
anne kanı ile fetal kan arasında rh uyuşmazlığı nedeniyle yeni doğan çocukta ortaya çıkan patolojik durum erythroblastosis fetalis n.
babanın veya annenin ölümünü takiben doğan çocuk posthumous child n.
babanın veya annenin ölümünü takiben doğan çocuk posthumously born person n.
doğan dili tulipa gesneriana n.
geç doğan bebek postmature baby n.
evrensel yeni doğan işitme taraması universal newborn hearing screening n.
fazla miktarda tütün kullanımından doğan zehirlenme tabacism n.
fazla miktarda tütün kullanımından doğan zehirlenme tabagism n.
kalsiyum noksanlığından doğan kasılma tetany n.
kan damarlarında doğan urlar hemangioma n.
kan damarlarında doğan urlar haemangioma n.
kazalardan doğan yaralanmalarla ilgilenen tıp dalı accident surgery n.
kendiliğinden doğan abiogenist n.
ölü doğan stillborn n.
yeni doğan kanı neonatal blood n.
yeni doğan ünitesi newborn unit n.
yeni doğan bebekte omurga veya boyunun bebeğin kafasını taşımada gecikmeli gelişim göstermesi head lag n.
zamanında doğan full-term newborn n.
yeni doğan bebeğin ilk ağlayışı vagitus n.
doğum yapan kadınların ve yeni doğan bebeklerin bakımına ayrılmış hastane veya bölüm maternity n.
doğuştan tek bacaklı veya ayaklı doğan kimse monopus n.
henüz rahimdeyken alyuvarları rh negatif kan grubuna mensup annesinin ürettiği antikorlar tarafından saldırıya uğradığı için eritroblastozis fetalis hastalığına sahip olarak doğan bebek rhesus baby n.
kilosu 2500 gramın altında doğan bebek low-birth-weight infant n.
42 haftalık gebelik sürecinden sonra doğan bebek postmature infant n.
yeni doğan bebeğin kreş yerine annenin yatağının yanında bir beşikte yatırıldığı bir hastane düzenlemesi rooming-in n.
prematüre doğan bebek preterm n.
37 haftadan önce doğan bebek preterm baby n.
37 haftadan önce doğan bebek preterm infant n.
ölü doğan bebek stillborn infant n.
üçüz doğan trigeminous adj.
ışıktan doğan photogenic adj.
sinir sisteminden doğan neurogenous adj.
vücut dışından doğan (dış kaynaklı) exogenic adj.
ters doğumla doğan breech adj.
erken doğan bebeğe ait premature adj.
erken doğan bebek ile ilgili premature adj.
erken doğan bebekte kullanılan premature adj.
(çocuk) ölü doğan still [obsolete] adj.
Psychology
ilk doğan kuralı primogeniture n.
Pathology
aşırı apsent içmekten doğan bir tür rahatsızlık absinthism n.
yeni doğan bebeklerin doğum kanalında enfekte olması sebebiyle gözlerde ortaya çıkan akut inflamasyon ophthalmia neonatorum n.
Veterinary
yeni doğan kuzularda ayakların soyulmasına ve tırnak düşmesine sebep olan ölümcül bir hastalık redfoot n.
bir batında doğan yavrulardan her biri littermate n.
bilinci kapalı doğan tay sleeper n.
komada doğan tay sleeper n.
erken doğan yavru hayvan slink n.
erken doğan buzağı derisi slinkskin n.
erken doğan slink adj.
Math
doğan üstel fonksiyon exponential function n.
Chemistry
kimyasal etkiden doğan chemogenic adj.
Biology
yakın akrabaların çiftleşmesi sonucu doğan kimse inbred n.
(yeni doğan memelilerde) emme refleksi suckling reflex n.
(yeni doğan memelilerde) arama-emme refleksi suckling reflex n.
laboratuvarda döllenme ile doğan test-tube adj.
konaktan doğan/oluşan host-induced adj.
Marine Biology
oluklu balina ve mavi balina çiftleşmesinden doğan melez hybrid fin-blue whale n.
dişi narval ve erkek beyaz balina çiftleşmesinden doğan melez narluga n.
Astronomy
güneşle benzer zamanlarda doğan bir gök cisminin şafak vakti gökyüzünde ilk göründüğü zaman heliacal rising n.
ekvatorun koç takımyıldızı ile doğan bir yıldız arasında kalan yayı oblique ascension n.
Astrology
oğlak burcunda doğan kimse capricornian n.
yengeç burcunda doğan kimse moon child n.
şafakta veya hemen öncesinde doğan (yıldız) matutine adj.
Zoology
aynı anda doğan yavrulardan az gelişmiş olanı reckling [dialect] n.
aynı anda doğan yavrulardan az gelişmiş olanı wallydrag n.
farklı familyalardan aynı cins hayvanların çiftleşmesi ile doğan hayvan topcross n.
ala doğan red footed falcon n.
ala doğan falco vespertinus n.
bayağı doğan peregrine n.
bayağı doğan goshawk n.
bayağı doğan circus cyaneus n.
bayağı doğan peregrine falcon n.
bayağı doğan northern harrier n.
bayağı doğan duck hawk n.
bayağı doğan hen harrier n.
bayağı doğan marsh hawk n.
bayağı doğan falco peregrinus n.
bir aslanla bir kaplanın çiftleşmesi ile doğan yavru tiglon n.
bıyıklı doğan lanner falcon n.
boz doğan falco columbarius n.
bıyıklı doğan lanner n.
bıyıklı doğan falco biarmucus n.
bıyıklı doğan falco biarmicus n.
boz doğan merlin n.
delice doğan hobby n.
delice doğan eurasian hobby n.
delice doğan falco subbuteo n.
doğan türü lanneret n.
erkek kaplan ve dişi aslanın çiftleşmesiyle doğan yavru tiglon n.
gök doğan falco peregrinus n.
gezginci doğan peregrine falcon n.
gezginci doğan duck hawk n.
gök doğan northern harrier n.
gök doğan goshawk n.
gezginci doğan peregrine n.
gök doğan peregrine n.
gök doğan peregrine falcon n.
gri doğan falco concolor n.
gezginci doğan falco peregrinus n.
gök doğan hen harrier n.
gri doğan sooty falcon n.
gök doğan duck hawk n.
gök doğan circus cyaneus n.
gök doğan marsh hawk n.
kara doğan falco eleonorae n.
kara doğan eleonora's falcon n.
kara doğan eleonora’s falcon n.
kırmızı doğan puttock n.
kırmızı doğan marsh hawk n.
kırmızı doğan western marsh harrier n.
kızılayak doğan red-footed falcon n.
kızıl enseli doğan falco pelegrinoides n.
kırmızı doğan circus aeruginosus n.
kırmızı doğan marsh harrier n.
kızılayak doğan western red-footed falcon n.
kırmızı doğan moor buzzard n.
kızılayak doğan falco vespertinus n.
kırmızı doğan moor hawk n.
kırmızı doğan eurasian marsh harrier n.
mavi doğan circus cyaneus n.
mavi doğan marsh hawk n.
mavi doğan northern harrier n.
mavi doğan hen harrier n.
ulu doğan seker falcon n.
üsküflü doğan moor hawk n.
üsküflü doğan marsh hawk n.
ulu doğan falco cherrug n.
üsküflü doğan eurasian marsh harrier n.
üsküflü doğan moor buzzard n.
üsküflü doğan marsh harrier n.
üsküflü doğan western marsh harrier n.
üsküflü doğan puttock n.
ulu doğan saker falcon n.
üsküflü doğan circus aeruginosus n.
bir defada doğan yavrular fall n.
gezginci doğan peregrine falcon n.
erkek aslan ile dişi kaplanın çiftleşmesi sonucu doğan melez hayvan liger n.
erkek kaplan ile dişi aslanın çiftleşmesi sonucu doğan melez hayvan tigon n.
doğan pençesi falculate adj.
ilk önce doğan primigenial adj.
Botanic
bitkinin gövdesinden doğan cauligenous adj.
Breeding
yavrulama zamanında koyunların ve yeni doğan kuzuların bakımıyla meşgul olan kimse lamber n.
bir defada doğan yavrular kyndyll n.
(bir batında doğan) küçük domuz whinock n.
yavrulama döneminde koyun ve yeni doğan kuzuların bakımıyla ilgilenmek lamb v.
(yırtıcı kuş/doğan) ibiğini çıkarmak unhood v.
yakın akraba olmayan farklı ebeveynden doğan outbred adj.
Social Sciences
bir neslin sonunda ve diğerinin başlangıcında doğan kişi cusper n.
batı dünyasında 1950'li ve 1960'lı yıllar arasında doğan kuşak generation jones n.
bazı kültürlerde yeni doğan bebeğin babasının bebeği kendi doğurmuş gibi yatağına götürüp ilgilendiği ve oruç tutma gibi çeşitli ritüeller yaptığı gelenek couvade n.
finlandiya'da doğan kimse finn n.
ataları ingiliz adaları'nda doğan (avustralyalı) anglo-celtic [australia] adj.
Literature
1950'lerde ve 1960'larda eserleri beat yaklaşımlarından doğan ve bunları ifade eden bir grup abd'li yazar beat n.
History
belirli bir tarih veya olaydan önce doğan insanlar antenati n.
belirli bir olay sonrası doğan kimseler postnati n.
(iskoçya) ingiltere ile birleşme sonrası doğan kimseler postnati n.
(abd) bağımsızlık bildirisi sonrası doğan kimseler postnati n.
Religious
(yahudilikte) anne-babanın ilk doğan erkek çocuğuna karşılık sembolik bir fidye ödediği dini tören redemption n.
tanrı ve tanrı'nın karısından doğan oğul lucifer n.
beytüllahim'de doğan ve hristiyanlığın temelini oluşturan bir peygamber deliverer n.
kongregasyonal kilise ile hristiyan kilisesinin birleşmesinden doğan kilise congregational christian church n.
ilk doğan orucu fast of the firstborn n.
1740-42 amerikan canlanma hareketinden doğan baptist mezhebine mensup bir grubun üyesi separate n.
Philosophy
3. yüzyılda iskenderiye'de doğan eflatun'un düşünceleriyle doğu gizemciliğinin karışımından oluşan felsefi ve dini sistem neo-platonism n.
3. yüzyılda iskenderiye'de doğan eflatun'un düşünceleriyle doğu gizemciliğinin karışımından oluşan felsefi ve dini sistem neoplatonism n.
entelektüel süreçten doğan noetic adj.
Environment
alkali imalatından doğan atık maddeler alkali waste n.
genetik kaynakların kullanımından doğan faydalar benefits arising from the utilization of genetic resources n.
Geography
mississippi'nin kuzeyinden doğan ve güneybatı yönüne yazoo nehrine doğru akan bir nehir tallahatchie river n.
gatun gölü'nün güneybatısında doğan ve karayip denizi'nin kuzeybatısına dökülen panama nehri chagres n.
hindistan'ın kuzeyinde doğan ve batı pakistan'a uzanan bir nehir chenab n.
rusya federasyonu'nun batısındaki valdai tepeleri'nden doğan nehir northern dvina n.
rusya federasyonu'nun batısındaki valdai tepeleri'nden doğan nehir dvina n.
rusya federasyonu'nun batısındaki valdai tepeleri'nden doğan nehir western dvina n.
rusya federasyonu'nun batısındaki valdai tepeleri'nden doğan nehir daugava n.
güney afrika'da doğan ve kuzeydoğuya doğru akan bir nehir northern province n.
güney afrika'da doğan ve kuzeydoğuya doğru akan bir nehir limpopo n.
kanada'nın kuzeyinden doğan yaklaşık 900 km uzunluğundaki nehir thelon river n.
tennessee nehri'nin cumberland platosu'ndan doğan bir kolu elk river n.
nevada'nın kuzeydoğusundan doğan bir nehir owyhee river n.
Meteorology
bulutlardan doğan nubigenous adj.
Military
(aynı yılda doğan kişilerin oluşturduğu) askeri birlik class n.
(aynı yılda doğan) askerliğe çağrılan kişiler class n.
Hunting
(doğan ve şahin için) kayış lune n.
Music
1993'te doğan ispanyol opera sopranosu montserrat caballe caballe n.
swahili dilini konuşan doğu afrikalılar arasında popüler olan, mısır ve hint melodilerinin afrika ezgileriyle karışımından doğan bir müzik çeşidi taarab n.
Mythology
(mısır mitolojisinde) doğan güneş tanrısı khepera n.
roma mitolojisinde yeni doğan çocukları koruyan tanrıça levana n.
Ottoman Turkish
evlilik dışı doğan erkek çocuğu haramzada n.
Latin
ilk doğan çocuk primogenitus n.
vasiyetten doğan dava actio ex testamento n.
Archaic
satürn etkisi altında doğan saturnine adj.
ölü doğan deadborn adj.
Ornithology
erkek doğan tarse n.
erkek doğan tarsel n.
erkek doğan tercel n.
erkek doğan tiercel n.
erkek doğan tercelet n.
erkek doğan tarsel n.
erkek doğan tercel n.
erkek doğan tiercel n.
erkek doğan tarsel n.
erkek doğan tercel n.