Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
crack
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"crack"
en diccionario turco inglés : 170 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
crack
n.
çatırtı
2
Common Usage
crack
n.
çatlak
3
Common Usage
crack
v.
yarılmak
4
Common Usage
crack
v.
çatlamak
General
5
General
crack
n.
çıt
6
General
crack
n.
şaklama
7
General
crack
n.
bitirim
8
General
crack
n.
aralık
9
General
crack
n.
deneme
10
General
crack
n.
birinci sınıf şey
11
General
crack
n.
çarpma
12
General
crack
n.
espri
13
General
crack
n.
çene çalma
14
General
crack
n.
çatırtı
15
General
crack
n.
patlama
16
General
crack
n.
as
17
General
crack
n.
özür
18
General
crack
n.
hızlı darbe
19
General
crack
n.
çatlaklık
20
General
crack
n.
vuruş
21
General
crack
n.
şırak
22
General
crack
n.
çatlak
23
General
crack
n.
yarık
24
General
crack
n.
çatırdama
25
General
crack
n.
çok kısa zaman
26
General
crack
n.
an
27
General
crack
n.
(buluğ çağında) sesin çatlaması
28
General
crack
n.
konuşma
29
General
crack
n.
sohbet
30
General
crack
n.
dedikodu
31
General
crack
n.
masal
32
General
crack
n.
hikaye
33
General
crack
n.
şaka
34
General
crack
n.
taşlama
35
General
crack
n.
bozulmadan kaynaklı kusur
36
General
crack
n.
yaşlanma nedeniyle beceride zayıflık
37
General
crack
n.
eksiklikten doğan hata
38
General
crack
n.
kafadan çatlak tip
39
General
crack
n.
eve izinsiz girme
40
General
crack
n.
soygun
41
General
crack
n.
sert ve sesli bir vuruş
42
General
crack
n.
tek bir çaba
43
General
crack
n.
tek bir teşebbüs
44
General
crack
n.
akıl hastalığı
45
General
crack
n.
zeka geriliği
46
General
crack
n.
gürleme
47
General
crack
n.
atıp tutma
48
General
crack
n.
yazılım kırma
49
General
crack
v.
çıtlatmak
50
General
crack
v.
çatırdamak
51
General
crack
v.
patlamak
52
General
crack
v.
çatlamak
53
General
crack
v.
çökmek
54
General
crack
v.
kırmak
55
General
crack
v.
kırılmak
56
General
crack
v.
kütürdemek
57
General
crack
v.
şaklatmak
58
General
crack
v.
yarmak
59
General
crack
v.
ayrılmak
60
General
crack
v.
zorlamak
61
General
crack
v.
açmak (kasayı)
62
General
crack
v.
çözmek (şifreyi)
63
General
crack
v.
çatırdatmak
64
General
crack
v.
çatallaşmak (ses)
65
General
crack
v.
şaklamak
66
General
crack
v.
çatlatmak
67
General
crack
v.
vurmak
68
General
crack
v.
sinirsel çöküntü yaşamak
69
General
crack
v.
sinir krizi geçirmek
70
General
crack
v.
parçalanmak
71
General
crack
v.
konuşmak
72
General
crack
v.
sohbet etmek
73
General
crack
v.
dedikodu yapmak
74
General
crack
v.
mahvolmak
75
General
crack
v.
başarısız olmak
76
General
crack
v.
uyumsuz ses çıkarmak
77
General
crack
v.
sert ses çıkarmak
78
General
crack
v.
hızla gitmek
79
General
crack
v.
hedefe ilerlemek
80
General
crack
v.
birden ve sertçe söylemek
81
General
crack
v.
tokat gibi söylemek
82
General
crack
v.
(şişe) açıp içmek
83
General
crack
v.
bulmacayı çözmek
84
General
crack
v.
gizemini ortaya çıkarmak
85
General
crack
v.
aralamak
86
General
crack
v.
(bir zümrede) ün kazanmak
87
General
crack
v.
çalışmak üzere (kitabı) açmak
88
General
crack
v.
ihlal etmek
89
General
crack
v.
zarar vermek
90
General
crack
v.
yok etmek
91
General
crack
v.
tahrip etmek
92
General
crack
v.
(alışılageldik olanı) aniden son vermek
93
General
crack
v.
kökünü kazımak
94
General
crack
v.
kabul veya onay almak için (bir engeli) aşmak
95
General
crack
v.
(şaka, espri) patlatmak
96
General
crack
v.
(mısır, buğday) ezerek parçalamak
97
General
crack
v.
(parmak) çıtlatmak
98
General
crack
v.
çarpmak
99
General
crack
v.
altında ezilmek
100
General
crack
v.
(ses) çatallaşmak
101
General
crack
v.
yıldırmak
102
General
crack
v.
kilidini kırmak
103
General
crack
v.
lisanssız yazılım edinmek
104
General
crack
v.
yazılım kırmak
105
General
crack
adj.
yetenekli
106
General
crack
adj.
delice
107
General
crack
adj.
başarılı
108
General
crack
adj.
uzman
109
General
crack
adv.
çatırtı sesiyle
Colloquial
110
Colloquial
crack
n.
şaka
111
Colloquial
crack
n.
espri
112
Colloquial
crack
n.
dokundurma
113
Colloquial
crack
n.
taş
114
Colloquial
crack
n.
iğneli söz
115
Colloquial
crack
n.
deneme
116
Colloquial
crack
n.
hamle
117
Colloquial
crack
n.
girişme
118
Colloquial
crack
n.
birim
119
Colloquial
crack
n.
tek seferlik kullanım
120
Colloquial
crack
n.
(insan için) mükemmel
121
Colloquial
crack
n.
(insan için) üst düzey
122
Colloquial
crack
n.
muhteşem
123
Colloquial
crack
v.
dili çözülmek
124
Colloquial
crack
v.
ötmeye başlamak
125
Colloquial
crack
v.
ağzındaki baklayı çıkarmak
126
Colloquial
crack
v.
(kasa) patlatmak
127
Colloquial
crack
v.
(kasa) içine girmek
128
Colloquial
crack
v.
başarmak
Technical
129
Technical
crack
n.
çatlama
130
Technical
crack
n.
çatlak
131
Technical
crack
n.
fisür
132
Technical
crack
n.
yarık
Computer
133
Computer
crack
v.
bilgisayarlara kötü amaçlarla yetkisiz erişim sağlamak
Textile
134
Textile
crack
n.
(dokuma kumaşlarda) çapraz şerit
Construction
135
Construction
crack
n.
çatlak
136
Construction
crack
n.
kırık
137
Construction
crack
n.
(duvarcılıkta) başka bir taşa eklemlemek için eldeki taşa atılan çentik
Automotive
138
Automotive
crack
v.
aralamak
139
Automotive
crack
v.
çatlamak
Food Engineering
140
Food Engineering
crack
n.
çatlak
Gastronomy
141
Gastronomy
crack
n.
kaynayan şeker şurubunun suya damlatılarak soğutulmasıyla birlikte çatladığı aşama
142
Gastronomy
crack
n.
çatlak kabuklu olup membranı yırtılmamış tavuk yumurtası
Chemistry
143
Chemistry
crack
v.
(hidrokarbonu) parçalanmaya maruz bırakmak
144
Chemistry
crack
v.
parçalanmaya maruz bırakarak (hidrokarbon) üretmek
145
Chemistry
crack
v.
(kimyasal bileşik) parçalanmak
146
Chemistry
crack
v.
(kimyasal bileşik) piroliz geçirmek
147
Chemistry
crack
v.
(emülsiyon) dağılmak
148
Chemistry
crack
v.
(kimyasal bileşik) parçalamak
149
Chemistry
crack
v.
(kimyasal bileşik) pirolize maruz bırakmak
Geology
150
Geology
crack
n.
çatlak başlangıcı
Card
151
Card
crack
v.
(briçte) kontur yapmak
152
Card
crack
v.
(pokerde) açmak
Archaic
153
Archaic
crack
n.
hayat kadını
154
Archaic
crack
n.
soyguncu
Slang
155
Slang
crack
n.
taş kokain
156
Slang
crack
n.
çatal
157
Slang
crack
n.
kokain
158
Slang
crack
n.
(kıç) çatal
159
Slang
crack
n.
kıç çatalı
160
Slang
crack
n.
vulvanın dudakları arasındaki yarık
161
Slang
crack
n.
hatun
162
Slang
crack
n.
karı
163
Slang
crack
n.
kristalin
164
Slang
crack
n.
içilebilir kokain
165
Slang
crack
n.
taş kokain
166
Slang
crack
n.
haber
167
Slang
crack
n.
detay
British Slang
168
British Slang
crack
n.
am
169
British Slang
crack
n.
kuku
170
British Slang
crack
n.
vajina
Significados de
"crack"
con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
a hard nut to crack
n.
demir leblebi
2
General
a hard nut to crack
n.
çetin ceviz
3
General
crack cocaine
n.
taş kokain
4
General
crack up
n.
güçten düşme
5
General
crack width
n.
çatlak genişliği
6
General
crack cocaine
n.
krek kokain
7
General
a crack shot
n.
keskin nişancı
8
General
the crack of dawn
n.
sabahın körü
9
General
hard nut to crack
n.
çetin ceviz
10
General
bark crack
n.
kabuk çatlağı
11
General
spread (of crack)
n.
çatlak ilerlemesi
12
General
crack detector
n.
çatlak bulucu
13
General
crack-up
n.
yıkılma
14
General
crack-up
n.
çökme
15
General
hair crack
n.
kılcal çatlak
16
General
crack baby
n.
hamileliği sırasında krek kokain kullanan annenin doğurduğu çocuk
17
General
crack shot
n.
keskin nişancı
18
General
crack of doom
n.
mahşer günü
19
General
crack of doom
n.
kıyamet günü
20
General
a crack shot
n.
usta bir nişancı
21
General
butt crack
n.
kıç çatalı
22
General
crack-up
n.
kaza
23
General
ice crack
n.
buz çatlağı
24
General
crack monitor
n.
çatlak gözlemcisi
25
General
crack monitor
n.
çatlak monitörü
26
General
crack [uk] [dialect]
n.
övünme
27
General
crack [obsolete]
n.
yaramaz erkek çocuğu
28
General
crack addict
n.
taş kokain bağımlısı
29
General
crack down on
v.
müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
30
General
crack a joke
v.
şaka yapmak
31
General
crack a joke
v.
espri yapmak
32
General
crack up
v.
güçten düşmek
33
General
crack a joke
v.
takılmak
34
General
crack up
v.
çökmek
35
General
crack a whip
v.
kamçı şaklatmak
36
General
crack up
v.
övmek
37
General
crack up
v.
yıkılmak
38
General
crack up
v.
dağılmak
39
General
crack jokes
v.
şaka yapmak
40
General
crack up
v.
dağıtmak
41
General
crack down on
v.
son vermek için bir şeyin üstüne gitmek
42
General
crack down
v.
sert önlemler almak
43
General
crack down
v.
aşırı önlem almak
44
General
crack a joke
v.
güldürücü öykü anlatmak
45
General
crack one’s knuckles
v.
parmak çıtlatmak
46
General
crack the seeds
v.
çekirdek çitlemek
47
General
crack open a watermelon
v.
karpuz çatlatmak
48
General
crack one's knuckles
v.
parmak çıtlatmak
49
General
crack one's knuckles
v.
parmak kütletmek
50
General
crack the window
v.
pencereyi aralık bırakmak
51
General
crack the window
v.
camı aralamak
52
General
crack the window
v.
camı aralık bırakmak
53
General
crack up
v.
sinir krizi geçirmek
54
General
crack up
v.
sinirsel çöküntü yaşamak
55
General
crack one’s skull
v.
kafatası çatlamak
56
General
be caught smoking crack pipe
v.
krek çekerken yakalanmak
57
General
be caught smoking crack pipe
v.
taş kokain çekerken yakalanmak
58
General
crack an egg into a pan
v.
tavaya yumurta kırmak
59
General
crack a nut
v.
ceviz kırmak
60
General
crack (up)
v.
(baskı altında) verimini kaybedip dağılmak
61
General
crack (up)
v.
aracın (kontrolünü kaybederek) çarpmak
62
General
crack (up)
v.
öve öve bitirememek
63
General
crack (up)
v.
methetmek
64
General
crack (on)
v.
yelkenleri açarak hızlanmak
65
General
crack [dialect]
v.
böbürlenmek
66
General
crack [dialect]
v.
övünmek
67
General
crack [uk]
v.
(eve) zorla girmek
68
General
crack-brained
adj.
çatlak
69
General
crack-brained
adj.
kafadan çatlak
70
General
crack-brained
adj.
kafadan sakat
71
General
crack-brained
adj.
kafadan kontak
72
General
crack-brained
adj.
kaçık
73
General
at the crack of dawn
adv.
şafak sökümünde
Phrasals
74
Phrasals
crack on
v.
artırmak
75
Phrasals
crack down
v.
aman vermemek
76
Phrasals
crack down
v.
aşırı önlem almak
77
Phrasals
crack down
v.
göz açtırmamak
78
Phrasals
crack down
v.
sıkıştırmak
79
Phrasals
crack down
v.
sıkı önlem almak
80
Phrasals
crack open
v.
yarılmak
81
Phrasals
crack down
v.
(yolsuzlukların) üzerine gitmek
82
Phrasals
crack through (something)
v.
(bir şeyi) yarmak
83
Phrasals
crack through (something)
v.
(bir şeyin) içinden geçip gitmek
84
Phrasals
crack through (something)
v.
zor bir durumun üstesinden gelmek
85
Phrasals
crack through (something)
v.
zor bir durumdan çıkmak
86
Phrasals
crack through (something)
v.
kurtulmak
87
Phrasals
crack onto (someone)
v.
(biriyle) flört etmek
88
Phrasals
crack onto (something)
v.
(bir şeye) rastlamak
89
Phrasals
crack onto (something)
v.
(bir şeye) denk gelmek
90
Phrasals
crack onto (something)
v.
(bir şey) keşfetmek
91
Phrasals
crack onto (something)
v.
şans eseri (bir şey) bulmak
92
Phrasals
crack down (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
93
Phrasals
crack down (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kesin sınır koymak
94
Phrasals
crack down (on someone or something)
v.
(biri/bir şey üzerinde) sert önlemler almak
95
Phrasals
crack down (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) aman vermemek
96
Phrasals
crack down (on someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz açtırmamak
97
Phrasals
crack down (on someone or something)
v.
(biri/bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
98
Phrasals
crack down on (something)
v.
(bir şeye) müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
99
Phrasals
crack down on (something)
v.
(bir şeye) kesin sınır koymak
100
Phrasals
crack down on (something)
v.
(bir şey üzerinde) sert önlemler almak
101
Phrasals
crack down on (something)
v.
(bir şeye) aman vermemek
102
Phrasals
crack down on (something)
v.
(bir şeye) göz açtırmamak
103
Phrasals
crack down on (something)
v.
(bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
104
Phrasals
crack on
v.
hevesle yapmak/devam etmek
105
Phrasals
crack on
v.
azimle yapmak/devam etmek
106
Phrasals
crack on
v.
hızla yapmak/devam etmek
107
Phrasals
crack on
v.
tutkuyla yapmak/devam etmek
108
Phrasals
crack onto (someone) [australia]
v.
(biriyle) flört etmek
109
Phrasals
crack onto (someone) [australia]
v.
(biriyle) kırıştırmak
110
Phrasals
crack onto (something)
v.
(bir şeye) denk gelmek
111
Phrasals
crack onto (something)
v.
(bir şeye) rastlamak
112
Phrasals
crack onto (something)
v.
(bir şey) keşfetmek
113
Phrasals
crack onto (something)
v.
şans eseri (bir şey) bulmak
114
Phrasals
crack someone or something up
v.
birini/bir şeyi haşat etmek
115
Phrasals
crack someone or something up
v.
birini/bir şeyi harap etmek
116
Phrasals
crack someone or something up
v.
birini/bir şeyi mahvetmek
117
Phrasals
crack something up
v.
bir şeyi haşat etmek
118
Phrasals
crack something up
v.
bir şeyi harap etmek
119
Phrasals
crack something up
v.
bir şeyi mahvetmek
120
Phrasals
crack something up
v.
bir şeyi çarpmak
121
Phrasals
crack something up
v.
bir şeyi parçalamak
Phrases
122
Phrases
crack off
v.
(sıcak camı) üfleme borusundan düşürmek
123
Phrases
It is harder to crack a prejudice than an atom
expr.
bir önyargıyı yıkmak atomu parçalamaktan zordur
124
Phrases
you've got to crack a few eggs to make an omelet
expr.
yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
125
Phrases
you've got to crack a few eggs to make an omelet
expr.
omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir
126
Phrases
you've got to crack a few eggs to make an omelet
expr.
bir şeyleri başarmak için birilerini incitmekten başka şansın yok
Proverb
127
Proverb
he that would eat the kernel must crack the nut
emeksiz yemek olmaz
Colloquial
128
Colloquial
crack of laughter
n.
çatlak bir kahkaha
129
Colloquial
dirty crack
n.
kötü/kaba söz
130
Colloquial
a tough nut to crack
n.
zorlu rakip
131
Colloquial
crack-rack
n.
motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
132
Colloquial
crack-rack
n.
(motosiklette) arka oturak
133
Colloquial
crack-rack
n.
motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
134
Colloquial
crack-rack
n.
(motosiklette) arka oturak
135
Colloquial
crack [ireland]
n.
gündelik eğlence etkinliği
136
Colloquial
crack team
n.
uzman ekip
137
Colloquial
crack someone up
v.
birini güldürmek
138
Colloquial
crack a tube
v.
bir bira açmak
139
Colloquial
crack a tube
v.
teneke bira açmak
140
Colloquial
make a crack
v.
küstahça konuşmak
141
Colloquial
make a crack
v.
küçümseyici yorumlarda bulunmak
142
Colloquial
make a crack
v.
iğneleyici konuşmak
143
Colloquial
make a crack
v.
laf sokmak
144
Colloquial
make a crack
v.
dokundurmak
145
Colloquial
crack up
v.
haşat etmek
146
Colloquial
crack up
v.
harap etmek
147
Colloquial
crack up
v.
mahvetmek
148
Colloquial
crack up
v.
kaza yapmak
149
Colloquial
crack [australia]
v.
bulmak
150
Colloquial
crack [australia]
v.
yakalamak
151
Colloquial
crack-brained
adj.
deli
152
Colloquial
crack-brained
adj.
kafadan çatlak
153
Colloquial
at the crack of dawn
expr.
sabahın köründe
154
Colloquial
at the crack of dawn
expr.
sabahın ilk ışığında
Idioms
155
Idioms
a hard egg to crack
n.
zor biri/mesele/durum/iş
156
Idioms
a hard egg to crack
n.
meşakkatli şey
157
Idioms
first crack at something
n.
bir şeyde ilk deneyim/girişim
158
Idioms
a tough nut to crack
n.
çetin ceviz
159
Idioms
a hard nut to crack
n.
çetin ceviz
160
Idioms
a hard/tough nut to crack
n.
çetin ceviz
161
Idioms
tough nut to crack
n.
çetin ceviz
162
Idioms
hard nut to crack
n.
çetin ceviz
163
Idioms
a fair crack of the whip
n.
eşit fırsat
164
Idioms
fair crack of the whip
n.
eşit şans
165
Idioms
a fair crack of the whip
n.
ele geçen şans
166
Idioms
fair crack of the whip
n.
eşit fırsat
167
Idioms
a fair crack of the whip
n.
kendini kanıtlayabilme fırsatı
168
Idioms
a fair crack of the whip
n.
verilecek uygun şans
169
Idioms
a hard nut to crack
n.
zorlu rakip
170
Idioms
a fair crack at something
n.
fırsat
171
Idioms
a fair crack at something
n.
hak edilen fırsat
172
Idioms
a fair crack at something
n.
uygun fırsat
173
Idioms
a hard egg to crack
n.
anlaşılması güç durum
174
Idioms
a hard egg to crack
n.
içinden çıkılması güç durum
175
Idioms
a hard egg to crack
n.
kapalı kutu
176
Idioms
a hard egg to crack
n.
çözmesi zor kimse
177
Idioms
tough egg (to crack)
n.
çetin ceviz
178
Idioms
tough egg (to crack)
n.
zorlu rakip
179
Idioms
tough egg (to crack)
n.
kapalı kutu
180
Idioms
tough egg to crack
n.
çetin ceviz
181
Idioms
tough egg to crack
n.
zorlu rakip
182
Idioms
tough egg to crack
n.
kapalı kutu
183
Idioms
tough nut to crack
n.
çetin ceviz
184
Idioms
tough nut to crack
n.
zorlu rakip
185
Idioms
tough nut to crack
n.
kapalı kutu
186
Idioms
a fair crack at something
n.
(bir şeyde) eşit şans
187
Idioms
a fair crack at something
n.
(bir şey için) eşit fırsat
188
Idioms
a fair crack at something
n.
kendini kanıtlayabilme fırsatı
189
Idioms
a fair crack at something
n.
kendi yeteneğini deneme/gösterme fırsatı
190
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
kapalı kutu
191
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
anlaşılması zor kimse/şey
192
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
zor kimse/iş
193
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
baş etmesi zor kimse/iş
194
Idioms
a sledgehammer to crack a nut [uk]
n.
gereğinden fazla güç/çaba
195
Idioms
a sledgehammer to crack a nut [uk]
n.
orantısız güç
196
Idioms
a sledgehammer to crack a nut [uk]
n.
yumurtayı balyozla kırma
197
Idioms
a sledgehammer to crack a nut [uk]
n.
fındık kırmak için balyoz kullanma
198
Idioms
a tough nut (to crack)
n.
çetin ceviz
199
Idioms
a tough nut (to crack)
n.
başa çıkılması zor kimse
200
Idioms
a tough nut (to crack)
n.
zorlu kimse
201
Idioms
a tough nut (to crack)
n.
dişli kimse
202
Idioms
a tough nut (to crack)
n.
yaman kimse
203
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
çetin ceviz
204
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
başa çıkılması zor kimse
205
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
zorlu kimse
206
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
dişli kimse
207
Idioms
a hard nut (to crack)
n.
yaman kimse
208
Idioms
a tough nut to crack
n.
zorlu iş
209
Idioms
a tough nut to crack
n.
başa çıkılması güç iş
210
Idioms
a tough nut to crack
n.
halletmesi güç iş
211
Idioms
a tough nut to crack
n.
zor iş
212
Idioms
a tough nut to crack
n.
uğraştırıcı iş
213
Idioms
a tough nut to crack
n.
zor kimse
214
Idioms
a tough nut to crack
n.
baş etmesi güç kimse
215
Idioms
a tough nut to crack
n.
uğraştırıcı kimse
216
Idioms
a tough nut to crack
n.
anlaşması güç kimse
217
Idioms
crack of dawn
n.
sabahın körü
218
Idioms
crack of dawn
n.
sabahın ilk ışıkları
219
Idioms
crack of dawn
n.
karga bokunu yemeden
220
Idioms
first crack at
n.
-de ilk deneyim/girişim
221
Idioms
first crack at
n.
'-de ilk fırsat/şans
222
Idioms
the first crack at (something)
n.
(bir şeyde) ilk fırsat
223
Idioms
the first crack at (something)
n.
(bir şeyde) öncelik
224
Idioms
the first crack at (something)
n.
(bir şeyi yapmak için) ilk şans
225
Idioms
give a fair crack at something
v.
birine fırsat tanımak/vermek
226
Idioms
give a fair crack at something
v.
birine şans tanımak/vermek
227
Idioms
crack one's egg
v.
(bir maçta) ilk sayısını yapmak
228
Idioms
crack one's egg
v.
(bir maçta) iyi bir açılış yapmak
229
Idioms
crack one's egg
v.
sayı yapmaya başlamak
230
Idioms
crack one's egg
v.
şeytanın bacağını kırmak
231
Idioms
crack one's duck
v.
(bir maçta) ilk sayısını yapmak
232
Idioms
crack one's duck
v.
(bir maçta) iyi bir açılış yapmak
233
Idioms
crack one's duck
v.
sayı yapmaya başlamak
234
Idioms
crack one's duck
v.
şeytanın bacağını kırmak
235
Idioms
crack the code
v.
bir sorunu ya da gizemi çözmek
236
Idioms
crack the code
v.
açıklığa kavuşturmak
237
Idioms
crack the code
v.
zor problemlere açıklık getirmek
238
Idioms
take a crack at something
v.
bir şeyde şansını denemek
239
Idioms
crack up
v.
balatayı sıyırmak
240
Idioms
crack something open
v.
bir şeyi çatlatmak/yarmak
241
Idioms
use a sledgehammer to crack a nut
v.
bir işi gerektiğinden fazla güç veya çabayla yapmak
242
Idioms
give somebody a fair crack of the whip
v.
birisine şans tanımak
243
Idioms
crack something wide open
v.
bir şeyi çatlatmak/yarmak
244
Idioms
give someone a fair crack of the whip
v.
birine bir fırsat vermek
245
Idioms
take a crack at doing something
v.
bir şeyi tecrübe etmek
246
Idioms
give somebody a fair crack of the whip
v.
birisine fırsat vermek
247
Idioms
take a crack at something
v.
bir şeyi tecrübe etmek
248
Idioms
take a crack at doing something
v.
bir şeyde şansını denemek
249
Idioms
crack up
v.
balatayı yakmak
250
Idioms
take a crack at something
v.
bir şeyi denemek
251
Idioms
take a crack at doing something
v.
bir şeyi denemek
252
Idioms
take a crack at something
v.
bir denemek
253
Idioms
give somebody a fair crack of the whip (brit)
v.
birine bir şans vermek
254
Idioms
crack open
v.
çatlamak
255
Idioms
crack the whip
v.
despot davranışlar sergilemek
256
Idioms
crack a good joke
v.
güzel bir espri patlatmak
257
Idioms
take a crack at something
v.
girişimde/teşebbüste bulunmak
258
Idioms
take a crack at doing something
v.
girişimde/teşebbüste bulunmak
259
Idioms
crack a joke
v.
fıkra patlatmak
260
Idioms
crack up
v.
gülmekten ölmek
261
Idioms
crack up
v.
gülmekten yarılmak
262
Idioms
crack up
v.
gül gül ölmek
263
Idioms
crack a joke
v.
espri patlatmak
264
Idioms
crack under the strain
v.
iş yükünden/stresinden bunalıma girmek
265
Idioms
crack the door open
v.
kapıyı birazcık aralamak
266
Idioms
use a sledgehammer to crack a nut
v.
orantısız güç kullanmak
267
Idioms
crack up
v.
kahkahalara boğulmak
268
Idioms
to crack something wide open
v.
ortaya çıkarmak
269
Idioms
crack the whip
v.
kamçıyı eline almak
270
Idioms
crack the secret of
v.
sırrını çözmek
271
Idioms
crack a joke
v.
şaka yapmak
272
Idioms
crack wise
v.
şakalar yapmak
273
Idioms
take a crack at something
v.
şansını denemek
274
Idioms
take a crack at
v.
son bir girişimde bulunmak
275
Idioms
take a crack at
v.
riske girmek
276
Idioms
crack up
v.
şalteri atmak
277
Idioms
take a crack at
v.
son bir deneme yapmak
278
Idioms
have a crack at
v.
son bir deneme yapmak
279
Idioms
crack a crib
v.
soyup soğana çevirmek
280
Idioms
take a crack at
v.
sırası gelmek
281
Idioms
crack open the champagne
v.
şampanyayı patlatmak
282
Idioms
have a crack at
v.
son bir girişimde bulunmak
283
Idioms
have a crack at something
v.
şansını denemek
284
Idioms
have a crack at
v.
riske girmek
285
Idioms
have a crack at
v.
sırası gelmek
286
Idioms
crack a smile
v.
tebessüm etmek
287
Idioms
crack up
v.
tepesi atmak
288
Idioms
crack up
v.
tükenmek
289
Idioms
crack the whip
v.
yetkisini tümüyle kullanmak
290
Idioms
crack a bottle open
v.
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak
291
Idioms
crack something wide open
v.
(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
292
Idioms
crack open a bottle
v.
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak
293
Idioms
crack the top
v.
(listede vb) zirveye ulaşmak
294
Idioms
crack something open
v.
(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
295
Idioms
crack up
v.
(sağlık açısından) çökmek
296
Idioms
use a sledgehammer to crack a nut
v.
yumurtayı balyozla kırmak
297
Idioms
crack the code
v.
zor bir sorunu çözmek
298
Idioms
crack the code
v.
bir gizemi çözmek
299
Idioms
crack the code
v.
bir sırrı açığa çıkarmak
300
Idioms
crack the code
v.
bir bilinmezi ortaya çıkarmak
301
Idioms
employ a steam engine to crack a nut
v.
orantısız güç kullanmak
302
Idioms
employ a steam engine to crack a nut
v.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
303
Idioms
employ a steam engine to crack a nut
v.
fındık kırmak için balyoz kullanmak
304
Idioms
get the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak
305
Idioms
get the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
306
Idioms
get the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) önceliği olmak
307
Idioms
get the first crack at (something)
v.
(bir şeyi) ilk yapan olmak
308
Idioms
have (the) first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak
309
Idioms
have (the) first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
310
Idioms
have (the) first crack at (something)
v.
(bir şeyde) önceliği olmak
311
Idioms
take a sledgehammer to crack a nut
v.
orantısız güç kullanmak
312
Idioms
take a sledgehammer to crack a nut
v.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
313
Idioms
take a sledgehammer to crack a nut
v.
fındık kırmak için balyoz kullanmak
314
Idioms
use a sledgehammer to crack a nut
v.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
315
Idioms
use a sledgehammer to crack a nut
v.
fındık kırmak için balyoz kullanmak
316
Idioms
want the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak
317
Idioms
want the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
318
Idioms
want the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) önceliği olmak
319
Idioms
employ a steam engine to crack a nut
v.
bir işi gereğinden fazla güç/kaynak kullanarak yapmak
320
Idioms
employ a steam engine to crack a nut
v.
bir iş için gereksiz güç/kaynak kullanmak
321
Idioms
employ a steam engine to crack a nut
v.
yumurtayı balyozla kırmak
322
Idioms
employ a steam engine to crack a nut
v.
orantısız güç kullanmak
323
Idioms
get the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
324
Idioms
get the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
325
Idioms
get the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) önceliği olmak
326
Idioms
give (someone) the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmak için) önce (birine) şans vermek/tanımak
327
Idioms
give (someone) the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) önce (birine) fırsat vermek/tanımak
328
Idioms
give (someone) the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) önceliği (birine) vermek/tanımak
329
Idioms
have (the) first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
330
Idioms
have (the) first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
331
Idioms
have (the) first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) önceliği olmak
332
Idioms
(take/have a) crack at someone
v.
(birini) konuşturmaya çalışmak
333
Idioms
(take/have a) crack at someone
v.
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
334
Idioms
(take/have a) crack at someone
v.
(birine bir şey) yaptırmayı bir denemek
335
Idioms
(take/have a) crack at someone
v.
(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek
336
Idioms
(take/have a) crack at something
v.
(bir şey) yapmayı denemek
337
Idioms
(take/have a) crack at something
v.
(bir şey) yapmayı bir denemek
338
Idioms
(take/have a) crack at something
v.
(bir şeyde) şansını denemek
339
Idioms
want the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı istemek
340
Idioms
want the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) ilk fırsatı istemek
341
Idioms
want the first crack at (something)
v.
(bir şeyi yapmada) öncelik istemek
342
Idioms
take the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk fırsatı/şansı yakalamak
343
Idioms
take the first crack at (something)
v.
(bir şeyde) ilk fırsatı/şansı değerlendirmek
344
Idioms
crack a book
v.
bir kitap açmak
345
Idioms
crack a book
v.
kitap yüzü/kapağı açmak
346
Idioms
crack open a book [us]
v.
bir kitap açmak
347
Idioms
crack open a book [us]
v.
kitap yüzü/kapağı açmak
348
Idioms
crack a window (open)
v.
pencereyi aralamak
349
Idioms
crack a window (open)
v.
camı aralamak
350
Idioms
crack open
v.
açmak
351
Idioms
crack open
v.
aralamak
352
Idioms
crack open
v.
yarmak
353
Idioms
crack open
v.
çatlatmak
354
Idioms
crack open
v.
açığa çıkarmak
355
Idioms
crack open
v.
meydana çıkarmak
356
Idioms
crack open
v.
ifşa etmek
357
Idioms
crack open
v.
herkese duyurmak
358
Idioms
crack open
v.
açığa vurmak
359
Idioms
crack open a bottle
v.
bir şişe (içki) açmak
360
Idioms
crack open the bottle
v.
şişe (içki) açmak
361
Idioms
crack the door
v.
kapıyı açmak/aralamak
362
Idioms
give (one) a fair crack of the whip
v.
(birine) bir fırsat vermek
363
Idioms
give (one) a fair crack of the whip
v.
(birine) şans tanımak
364
Idioms
give (one) a fair crack of the whip
v.
(birine) adilce bir şans vermek
365
Idioms
have a crack at (doing) something
v.
bir şey (yapmayı) denemek
366
Idioms
have a crack at (doing) something
v.
bir şeyi tecrübe etmek
367
Idioms
have a crack at (doing) something
v.
bir şeyde şansını denemek
368
Idioms
have a crack at (doing) something
v.
bir şey girişiminde/teşebbüsünde bulunmak
369
Idioms
get a crack at (doing) something
v.
bir şey (yapmayı) denemek
370
Idioms
get a crack at (doing) something
v.
bir şeyi tecrübe etmek
371
Idioms
get a crack at (doing) something
v.
bir şeyde şansını denemek
372
Idioms
get a crack at (doing) something
v.
bir şey girişiminde/teşebbüsünde bulunmak
373
Idioms
crack open
v.
(kitabı) okumaya başlamak
374
Idioms
you've got to crack a few eggs to make an omelette
expr.
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
375
Idioms
at the crack of dawn
expr.
karga bokunu yemeden
376
Idioms
at the crack of dawn
expr.
sabahın köründe
377
Idioms
at the crack of dawn
expr.
sabah sabah
378
Idioms
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler genç kalır
379
Idioms
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler yaşlanmaz
380
Idioms
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler genç gösterir
381
Idioms
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler yaşlanma belirtilerini göstermez
382
Idioms
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahilerin cildi bozulmaz
383
Idioms
step on a crack, break your mother's back
expr.
çatlağa basanın annesinin beli kırılır (çocuklar arasında kaldırımdaki çatlaklara basılırsa olacağına inanılan ve bir tekerleme olarak söylenen ifade)
Speaking
384
Speaking
leave my door open just a crack
expr.
kapımı biraz açık bırak
Technical
385
Technical
pressing crack
n.
basma çatlağı
386
Technical
joint crack
n.
bağlantı çatlağı
387
Technical
concrete crack
n.
beton çatlağı
388
Technical
longitudinal corner crack
n.
boyuna köşe çatlağı
389
Technical
longitudinal facial crack
n.
boyuna yüzey çatlağı
390
Technical
neck crack
n.
bilezik altı çatlağı
391
Technical
annular crack
n.
boyun çatlağı (cam)
392
Technical
longitudinal crack
n.
boyuna çatlak
393
Technical
crack due to shrinkage
n.
büzülmenin yol açtığı çatlak
394
Technical
wet shrinkage crack
n.
büzülme çatlağı
395
Technical
crack pattern
n.
çatlak biçimi
396
Technical
crack growth
n.
çatlak büyümesi
397
Technical
crack propagation
n.
çatlak yayılması
398
Technical
crack formation temperature
n.
çatlak oluşma sıcaklığı
399
Technical
crack detector
n.
çatlak algılayıcı
400
Technical
crack detector
n.
çatlak detektörü
401
Technical
crack propagation
n.
çatlak ilerlemesi
402
Technical
diagonal crack
n.
çapraz çatlak
403
Technical
crack length
n.
çatlak boyu
404
Technical
anti-crack reinforcement
n.
çatlak önleyici teçhizat
405
Technical
crack injection
n.
çatlak içitimi
406
Technical
crack tip stress intensity
n.
çatlak ucu gerilim yoğunluğu
407
Technical
crack mouth opening displacement
n.
çatlak ağzı açılımı kayması
408
Technical
pull crack
n.
çekme çatlağı
409
Technical
resistance to crack propagation
n.
çatlak ilerlemesi mukavemeti
410
Technical
crack size
n.
çatlak büyüklüğü
411
Technical
crack plane
n.
çatlak düzlemi
412
Technical
mud crack
n.
çamur çatlağı
413
Technical
crack surface
n.
çatlak yüzeyi
414
Technical
crack extension
n.
çatlak uzaması
415
Technical
crack length
n.
çatlama
416
Technical
crack width
n.
çatlak eni
417
Technical
crack nucleation
n.
çatlak çekirdeklenmesi
418
Technical
crack branching
n.
çatlak dallanması
419
Technical
crack mouth
n.
çatlak ağzı
420
Technical
crack pattern
n.
çatlak izi
421
Technical
original crack size
n.
çatlağın ilk büyüklüğü
422
Technical
crack opening displacement
n.
çatlak açılım kayması
423
Technical
crack tip
n.
çatlak ucu
424
Technical
crack surface displacement
n.
çatlak yüzeyi kayması
425
Technical
crack detector
n.
çatlak bulucu
426
Technical
crack inspection
n.
çatlak muayenesi
427
Technical
crack-arrester
n.
çatlak durdurucu
428
Technical
crack plane orientation
n.
çatlak düzlemi konumu
429
Technical
crack inspection
n.
çatlak kontrolü
430
Technical
anti-crack steel
n.
çatlak önleyici teçhizat
431
Technical
opening of crack
n.
çatlak açıklığı
432
Technical
crack zone
n.
çatlak bölgesi
433
Technical
crack deflection
n.
çatlak saptırma
434
Technical
crack growth rate
n.
çatlak büyüme hızı
435
Technical
crack propagation rate
n.
çatlak ilerleme hızı
436
Technical
crack formation
n.
çatlak oluşumu
437
Technical
crack propagation sensitivity
n.
çatlak ilerleme hassasiyeti
438
Technical
crack velocity
n.
çatlak hızı
439
Technical
tension crack
n.
çekme çatlağı
440
Technical
crack bowing
n.
çatlak eğilmesi
441
Technical
crack arrest
n.
çatlak durdurma
442
Technical
crack initiation stress
n.
çatlak başlatma gerilimi
443
Technical
crack tip displacement
n.
çatlak ucu kayması
444
Technical
crack length
n.
çatlak uzunluğu
445
Technical
slow crack growth on notched pipes
n.
çentikli borular üzerindeki yavaş çatlak ilerlemesi
446
Technical
crack propagation test
n.
çatlak ilerleme deneyi
447
Technical
crack formation
n.
çatlak oluşması
448
Technical
crack front
n.
çatlak önü
449
Technical
crack initiation
n.
çatlak başlaması
450
Technical
crack depth
n.
çatlak derinliği
451
Technical
contraction crack
n.
daralma çatlağı
452
Technical
etching crack
n.
dağlama çatlağı
453
Technical
unstable crack
n.
dengesiz çatlak
454
Technical
restriction crack
n.
daralma çatlağı
455
Technical
wall crack
n.
duvar çatlağı
456
Technical
underbead crack
n.
dikişaltı çatlağı
457
Technical
diagonal crack
n.
diyagonal çatlak
458
Technical
toe crack
n.
dip çatlağı
459
Technical
vertical crack
n.
dikey çatlak
460
Technical
transverse crack
n.
enine çatlak
461
Technical
pull crack
n.
enine çatlak
462
Technical
electromagnetic crack detector
n.
elektromanyetik çatlak sezici
463
Technical
electromagnetic crack detector
n.
elektrikli mıknatıssal çatlak sezici
464
Technical
crack water
n.
fisür suyu
465
Technical
physical crack size
n.
fiziksel çatlak büyüklüğü
466
Technical
effective crack size
n.
etkin çatlak büyüklüğü
467
Technical
griffith crack model
n.
griffith çatlak modeli
468
Technical
crack due to expansion
n.
genişlemenin yol açtığı çatlak
469
Technical
cruciform crack
n.
haç şekilnde oluşan çatlak
470
Technical
griffith crack theory
n.
griffith çatlak kuramı
471
Technical
brittle crack propagation
n.
gevrek çatlak ilerlemesi
472
Technical
brittle crack
n.
gevrek çatlak
473
Technical
rolling crack
n.
hadde çatlağı
474
Technical
rolling crack
n.
haddeleme çatlağı
475
Technical
expansion crack
n.
genleşme çatlağı
476
Technical
stress crack
n.
gerilim çatlağı
477
Technical
crescent crack
n.
hilalsi çatlak
478
Technical
resistance to rapid crack propagation
n.
hızlı çatlak ilerlemesine mukavemet
479
Technical
resistance to rapid crack propagation
n.
hızlı çatlak ilerlemesine direnci
480
Technical
hertzian crack
n.
hertz çatlağı
481
Technical
hair crack
n.
ince çatlak
482
Technical
heat crack
n.
ısı çatlağı
483
Technical
crack due to thermal stress
n.
ısıl gerilmenin yol açtığı çatlak
484
Technical
fire crack
n.
ısıl çatlak
485
Technical
thermal crack
n.
ısı çatlağı
486
Technical
heat crack
n.
ısıl çatlama
487
Technical
bark crack
n.
kabuk çatlağı
488
Technical
conchoidal crack
n.
kabuksu çatlak
489
Technical
mould crack
n.
kalıp çatlağı
490
Technical
crack temperature
n.
kırılma sıcaklığı
491
Technical
capillary crack
n.
kılcal çatlak
492
Technical
weld crack
n.
kaynak çatlağı
493
Technical
solidification shrinkage crack
n.
katılaşma çekmesi çatlağı
494
Technical
solidification-shrinkage crack
n.
katılaşma çekintisi çatlağı
495
Technical
hairline crack
n.
kılcal çatlak
496
Technical
discontinuous crack propagation
n.
kesintili çatlak ilerlemesi
497
Technical
hair crack
n.
kılcal çatlak
498
Technical
drying crack
n.
kurutma çatlağı
499
Technical
critical crack length
n.
kritik çatlak boyu
500
Technical
corrosion crack
n.
korozyon çatlağı
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of crack
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy