crack - Turco Inglés Diccionario
Historia

crack

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "crack" en diccionario turco inglés : 170 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
crack n. çatırtı
crack n. çatlak
crack v. yarılmak
crack v. çatlamak
General
crack n. çıt
crack n. şaklama
crack n. bitirim
crack n. aralık
crack n. deneme
crack n. birinci sınıf şey
crack n. çarpma
crack n. espri
crack n. çene çalma
crack n. çatırtı
crack n. patlama
crack n. as
crack n. özür
crack n. hızlı darbe
crack n. çatlaklık
crack n. vuruş
crack n. şırak
crack n. çatlak
crack n. yarık
crack n. çatırdama
crack n. çok kısa zaman
crack n. an
crack n. (buluğ çağında) sesin çatlaması
crack n. konuşma
crack n. sohbet
crack n. dedikodu
crack n. masal
crack n. hikaye
crack n. şaka
crack n. taşlama
crack n. bozulmadan kaynaklı kusur
crack n. yaşlanma nedeniyle beceride zayıflık
crack n. eksiklikten doğan hata
crack n. kafadan çatlak tip
crack n. eve izinsiz girme
crack n. soygun
crack n. sert ve sesli bir vuruş
crack n. tek bir çaba
crack n. tek bir teşebbüs
crack n. akıl hastalığı
crack n. zeka geriliği
crack n. gürleme
crack n. atıp tutma
crack n. yazılım kırma
crack v. çıtlatmak
crack v. çatırdamak
crack v. patlamak
crack v. çatlamak
crack v. çökmek
crack v. kırmak
crack v. kırılmak
crack v. kütürdemek
crack v. şaklatmak
crack v. yarmak
crack v. ayrılmak
crack v. zorlamak
crack v. açmak (kasayı)
crack v. çözmek (şifreyi)
crack v. çatırdatmak
crack v. çatallaşmak (ses)
crack v. şaklamak
crack v. çatlatmak
crack v. vurmak
crack v. sinirsel çöküntü yaşamak
crack v. sinir krizi geçirmek
crack v. parçalanmak
crack v. konuşmak
crack v. sohbet etmek
crack v. dedikodu yapmak
crack v. mahvolmak
crack v. başarısız olmak
crack v. uyumsuz ses çıkarmak
crack v. sert ses çıkarmak
crack v. hızla gitmek
crack v. hedefe ilerlemek
crack v. birden ve sertçe söylemek
crack v. tokat gibi söylemek
crack v. (şişe) açıp içmek
crack v. bulmacayı çözmek
crack v. gizemini ortaya çıkarmak
crack v. aralamak
crack v. (bir zümrede) ün kazanmak
crack v. çalışmak üzere (kitabı) açmak
crack v. ihlal etmek
crack v. zarar vermek
crack v. yok etmek
crack v. tahrip etmek
crack v. (alışılageldik olanı) aniden son vermek
crack v. kökünü kazımak
crack v. kabul veya onay almak için (bir engeli) aşmak
crack v. (şaka, espri) patlatmak
crack v. (mısır, buğday) ezerek parçalamak
crack v. (parmak) çıtlatmak
crack v. çarpmak
crack v. altında ezilmek
crack v. (ses) çatallaşmak
crack v. yıldırmak
crack v. kilidini kırmak
crack v. lisanssız yazılım edinmek
crack v. yazılım kırmak
crack adj. yetenekli
crack adj. delice
crack adj. başarılı
crack adj. uzman
crack adv. çatırtı sesiyle
Colloquial
crack n. şaka
crack n. espri
crack n. dokundurma
crack n. taş
crack n. iğneli söz
crack n. deneme
crack n. hamle
crack n. girişme
crack n. birim
crack n. tek seferlik kullanım
crack n. (insan için) mükemmel
crack n. (insan için) üst düzey
crack n. muhteşem
crack v. dili çözülmek
crack v. ötmeye başlamak
crack v. ağzındaki baklayı çıkarmak
crack v. (kasa) patlatmak
crack v. (kasa) içine girmek
crack v. başarmak
Technical
crack n. çatlama
crack n. çatlak
crack n. fisür
crack n. yarık
Computer
crack v. bilgisayarlara kötü amaçlarla yetkisiz erişim sağlamak
Textile
crack n. (dokuma kumaşlarda) çapraz şerit
Construction
crack n. çatlak
crack n. kırık
crack n. (duvarcılıkta) başka bir taşa eklemlemek için eldeki taşa atılan çentik
Automotive
crack v. aralamak
crack v. çatlamak
Food Engineering
crack n. çatlak
Gastronomy
crack n. kaynayan şeker şurubunun suya damlatılarak soğutulmasıyla birlikte çatladığı aşama
crack n. çatlak kabuklu olup membranı yırtılmamış tavuk yumurtası
Chemistry
crack v. (hidrokarbonu) parçalanmaya maruz bırakmak
crack v. parçalanmaya maruz bırakarak (hidrokarbon) üretmek
crack v. (kimyasal bileşik) parçalanmak
crack v. (kimyasal bileşik) piroliz geçirmek
crack v. (emülsiyon) dağılmak
crack v. (kimyasal bileşik) parçalamak
crack v. (kimyasal bileşik) pirolize maruz bırakmak
Geology
crack n. çatlak başlangıcı
Card
crack v. (briçte) kontur yapmak
crack v. (pokerde) açmak
Archaic
crack n. hayat kadını
crack n. soyguncu
Slang
crack n. taş kokain
crack n. çatal
crack n. kokain
crack n. (kıç) çatal
crack n. kıç çatalı
crack n. vulvanın dudakları arasındaki yarık
crack n. hatun
crack n. karı
crack n. kristalin
crack n. içilebilir kokain
crack n. taş kokain
crack n. haber
crack n. detay
British Slang
crack n. am
crack n. kuku
crack n. vajina

Significados de "crack" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
a hard nut to crack n. demir leblebi
a hard nut to crack n. çetin ceviz
crack cocaine n. taş kokain
crack up n. güçten düşme
crack width n. çatlak genişliği
crack cocaine n. krek kokain
a crack shot n. keskin nişancı
the crack of dawn n. sabahın körü
hard nut to crack n. çetin ceviz
bark crack n. kabuk çatlağı
spread (of crack) n. çatlak ilerlemesi
crack detector n. çatlak bulucu
crack-up n. yıkılma
crack-up n. çökme
hair crack n. kılcal çatlak
crack baby n. hamileliği sırasında krek kokain kullanan annenin doğurduğu çocuk
crack shot n. keskin nişancı
crack of doom n. mahşer günü
crack of doom n. kıyamet günü
a crack shot n. usta bir nişancı
butt crack n. kıç çatalı
crack-up n. kaza
ice crack n. buz çatlağı
crack monitor n. çatlak gözlemcisi
crack monitor n. çatlak monitörü
crack [uk] [dialect] n. övünme
crack [obsolete] n. yaramaz erkek çocuğu
crack addict n. taş kokain bağımlısı
crack down on v. müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
crack a joke v. şaka yapmak
crack a joke v. espri yapmak
crack up v. güçten düşmek
crack a joke v. takılmak
crack up v. çökmek
crack a whip v. kamçı şaklatmak
crack up v. övmek
crack up v. yıkılmak
crack up v. dağılmak
crack jokes v. şaka yapmak
crack up v. dağıtmak
crack down on v. son vermek için bir şeyin üstüne gitmek
crack down v. sert önlemler almak
crack down v. aşırı önlem almak
crack a joke v. güldürücü öykü anlatmak
crack one’s knuckles v. parmak çıtlatmak
crack the seeds v. çekirdek çitlemek
crack open a watermelon v. karpuz çatlatmak
crack one's knuckles v. parmak çıtlatmak
crack one's knuckles v. parmak kütletmek
crack the window v. pencereyi aralık bırakmak
crack the window v. camı aralamak
crack the window v. camı aralık bırakmak
crack up v. sinir krizi geçirmek
crack up v. sinirsel çöküntü yaşamak
crack one’s skull v. kafatası çatlamak
be caught smoking crack pipe v. krek çekerken yakalanmak
be caught smoking crack pipe v. taş kokain çekerken yakalanmak
crack an egg into a pan v. tavaya yumurta kırmak
crack a nut v. ceviz kırmak
crack (up) v. (baskı altında) verimini kaybedip dağılmak
crack (up) v. aracın (kontrolünü kaybederek) çarpmak
crack (up) v. öve öve bitirememek
crack (up) v. methetmek
crack (on) v. yelkenleri açarak hızlanmak
crack [dialect] v. böbürlenmek
crack [dialect] v. övünmek
crack [uk] v. (eve) zorla girmek
crack-brained adj. çatlak
crack-brained adj. kafadan çatlak
crack-brained adj. kafadan sakat
crack-brained adj. kafadan kontak
crack-brained adj. kaçık
at the crack of dawn adv. şafak sökümünde
Phrasals
crack on v. artırmak
crack down v. aman vermemek
crack down v. aşırı önlem almak
crack down v. göz açtırmamak
crack down v. sıkıştırmak
crack down v. sıkı önlem almak
crack open v. yarılmak
crack down v. (yolsuzlukların) üzerine gitmek
crack through (something) v. (bir şeyi) yarmak
crack through (something) v. (bir şeyin) içinden geçip gitmek
crack through (something) v. zor bir durumun üstesinden gelmek
crack through (something) v. zor bir durumdan çıkmak
crack through (something) v. kurtulmak
crack onto (someone) v. (biriyle) flört etmek
crack onto (something) v. (bir şeye) rastlamak
crack onto (something) v. (bir şeye) denk gelmek
crack onto (something) v. (bir şey) keşfetmek
crack onto (something) v. şans eseri (bir şey) bulmak
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) kesin sınır koymak
crack down (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) sert önlemler almak
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) aman vermemek
crack down (on someone or something) v. (birine/bir şeye) göz açtırmamak
crack down (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
crack down on (something) v. (bir şeye) müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
crack down on (something) v. (bir şeye) kesin sınır koymak
crack down on (something) v. (bir şey üzerinde) sert önlemler almak
crack down on (something) v. (bir şeye) aman vermemek
crack down on (something) v. (bir şeye) göz açtırmamak
crack down on (something) v. (bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
crack on v. hevesle yapmak/devam etmek
crack on v. azimle yapmak/devam etmek
crack on v. hızla yapmak/devam etmek
crack on v. tutkuyla yapmak/devam etmek
crack onto (someone) [australia] v. (biriyle) flört etmek
crack onto (someone) [australia] v. (biriyle) kırıştırmak
crack onto (something) v. (bir şeye) denk gelmek
crack onto (something) v. (bir şeye) rastlamak
crack onto (something) v. (bir şey) keşfetmek
crack onto (something) v. şans eseri (bir şey) bulmak
crack someone or something up v. birini/bir şeyi haşat etmek
crack someone or something up v. birini/bir şeyi harap etmek
crack someone or something up v. birini/bir şeyi mahvetmek
crack something up v. bir şeyi haşat etmek
crack something up v. bir şeyi harap etmek
crack something up v. bir şeyi mahvetmek
crack something up v. bir şeyi çarpmak
crack something up v. bir şeyi parçalamak
Phrases
crack off v. (sıcak camı) üfleme borusundan düşürmek
It is harder to crack a prejudice than an atom expr. bir önyargıyı yıkmak atomu parçalamaktan zordur
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir
you've got to crack a few eggs to make an omelet expr. bir şeyleri başarmak için birilerini incitmekten başka şansın yok
Proverb
he that would eat the kernel must crack the nut emeksiz yemek olmaz
Colloquial
crack of laughter n. çatlak bir kahkaha
dirty crack n. kötü/kaba söz
a tough nut to crack n. zorlu rakip
crack-rack n. motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
crack-rack n. (motosiklette) arka oturak
crack-rack n. motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
crack-rack n. (motosiklette) arka oturak
crack [ireland] n. gündelik eğlence etkinliği
crack team n. uzman ekip
crack someone up v. birini güldürmek
crack a tube v. bir bira açmak
crack a tube v. teneke bira açmak
make a crack v. küstahça konuşmak
make a crack v. küçümseyici yorumlarda bulunmak
make a crack v. iğneleyici konuşmak
make a crack v. laf sokmak
make a crack v. dokundurmak
crack up v. haşat etmek
crack up v. harap etmek
crack up v. mahvetmek
crack up v. kaza yapmak
crack [australia] v. bulmak
crack [australia] v. yakalamak
crack-brained adj. deli
crack-brained adj. kafadan çatlak
at the crack of dawn expr. sabahın köründe
at the crack of dawn expr. sabahın ilk ışığında
Idioms
a hard egg to crack n. zor biri/mesele/durum/iş
a hard egg to crack n. meşakkatli şey
first crack at something n. bir şeyde ilk deneyim/girişim
a tough nut to crack n. çetin ceviz
a hard nut to crack n. çetin ceviz
a hard/tough nut to crack n. çetin ceviz
tough nut to crack n. çetin ceviz
hard nut to crack n. çetin ceviz
a fair crack of the whip n. eşit fırsat
fair crack of the whip n. eşit şans
a fair crack of the whip n. ele geçen şans
fair crack of the whip n. eşit fırsat
a fair crack of the whip n. kendini kanıtlayabilme fırsatı
a fair crack of the whip n. verilecek uygun şans
a hard nut to crack n. zorlu rakip
a fair crack at something n. fırsat
a fair crack at something n. hak edilen fırsat
a fair crack at something n. uygun fırsat
a hard egg to crack n. anlaşılması güç durum
a hard egg to crack n. içinden çıkılması güç durum
a hard egg to crack n. kapalı kutu
a hard egg to crack n. çözmesi zor kimse
tough egg (to crack) n. çetin ceviz
tough egg (to crack) n. zorlu rakip
tough egg (to crack) n. kapalı kutu
tough egg to crack n. çetin ceviz
tough egg to crack n. zorlu rakip
tough egg to crack n. kapalı kutu
tough nut to crack n. çetin ceviz
tough nut to crack n. zorlu rakip
tough nut to crack n. kapalı kutu
a fair crack at something n. (bir şeyde) eşit şans
a fair crack at something n. (bir şey için) eşit fırsat
a fair crack at something n. kendini kanıtlayabilme fırsatı
a fair crack at something n. kendi yeteneğini deneme/gösterme fırsatı
a hard nut (to crack) n. kapalı kutu
a hard nut (to crack) n. anlaşılması zor kimse/şey
a hard nut (to crack) n. zor kimse/iş
a hard nut (to crack) n. baş etmesi zor kimse/iş
a sledgehammer to crack a nut [uk] n. gereğinden fazla güç/çaba
a sledgehammer to crack a nut [uk] n. orantısız güç
a sledgehammer to crack a nut [uk] n. yumurtayı balyozla kırma
a sledgehammer to crack a nut [uk] n. fındık kırmak için balyoz kullanma
a tough nut (to crack) n. çetin ceviz
a tough nut (to crack) n. başa çıkılması zor kimse
a tough nut (to crack) n. zorlu kimse
a tough nut (to crack) n. dişli kimse
a tough nut (to crack) n. yaman kimse
a hard nut (to crack) n. çetin ceviz
a hard nut (to crack) n. başa çıkılması zor kimse
a hard nut (to crack) n. zorlu kimse
a hard nut (to crack) n. dişli kimse
a hard nut (to crack) n. yaman kimse
a tough nut to crack n. zorlu iş
a tough nut to crack n. başa çıkılması güç iş
a tough nut to crack n. halletmesi güç iş
a tough nut to crack n. zor iş
a tough nut to crack n. uğraştırıcı iş
a tough nut to crack n. zor kimse
a tough nut to crack n. baş etmesi güç kimse
a tough nut to crack n. uğraştırıcı kimse
a tough nut to crack n. anlaşması güç kimse
crack of dawn n. sabahın körü
crack of dawn n. sabahın ilk ışıkları
crack of dawn n. karga bokunu yemeden
first crack at n. -de ilk deneyim/girişim
first crack at n. '-de ilk fırsat/şans
the first crack at (something) n. (bir şeyde) ilk fırsat
the first crack at (something) n. (bir şeyde) öncelik
the first crack at (something) n. (bir şeyi yapmak için) ilk şans
give a fair crack at something v. birine fırsat tanımak/vermek
give a fair crack at something v. birine şans tanımak/vermek
crack one's egg v. (bir maçta) ilk sayısını yapmak
crack one's egg v. (bir maçta) iyi bir açılış yapmak
crack one's egg v. sayı yapmaya başlamak
crack one's egg v. şeytanın bacağını kırmak
crack one's duck v. (bir maçta) ilk sayısını yapmak
crack one's duck v. (bir maçta) iyi bir açılış yapmak
crack one's duck v. sayı yapmaya başlamak
crack one's duck v. şeytanın bacağını kırmak
crack the code v. bir sorunu ya da gizemi çözmek
crack the code v. açıklığa kavuşturmak
crack the code v. zor problemlere açıklık getirmek
take a crack at something v. bir şeyde şansını denemek
crack up v. balatayı sıyırmak
crack something open v. bir şeyi çatlatmak/yarmak
use a sledgehammer to crack a nut v. bir işi gerektiğinden fazla güç veya çabayla yapmak
give somebody a fair crack of the whip v. birisine şans tanımak
crack something wide open v. bir şeyi çatlatmak/yarmak
give someone a fair crack of the whip v. birine bir fırsat vermek
take a crack at doing something v. bir şeyi tecrübe etmek
give somebody a fair crack of the whip v. birisine fırsat vermek
take a crack at something v. bir şeyi tecrübe etmek
take a crack at doing something v. bir şeyde şansını denemek
crack up v. balatayı yakmak
take a crack at something v. bir şeyi denemek
take a crack at doing something v. bir şeyi denemek
take a crack at something v. bir denemek
give somebody a fair crack of the whip (brit) v. birine bir şans vermek
crack open v. çatlamak
crack the whip v. despot davranışlar sergilemek
crack a good joke v. güzel bir espri patlatmak
take a crack at something v. girişimde/teşebbüste bulunmak
take a crack at doing something v. girişimde/teşebbüste bulunmak
crack a joke v. fıkra patlatmak
crack up v. gülmekten ölmek
crack up v. gülmekten yarılmak
crack up v. gül gül ölmek
crack a joke v. espri patlatmak
crack under the strain v. iş yükünden/stresinden bunalıma girmek
crack the door open v. kapıyı birazcık aralamak
use a sledgehammer to crack a nut v. orantısız güç kullanmak
crack up v. kahkahalara boğulmak
to crack something wide open v. ortaya çıkarmak
crack the whip v. kamçıyı eline almak
crack the secret of v. sırrını çözmek
crack a joke v. şaka yapmak
crack wise v. şakalar yapmak
take a crack at something v. şansını denemek
take a crack at v. son bir girişimde bulunmak
take a crack at v. riske girmek
crack up v. şalteri atmak
take a crack at v. son bir deneme yapmak
have a crack at v. son bir deneme yapmak
crack a crib v. soyup soğana çevirmek
take a crack at v. sırası gelmek
crack open the champagne v. şampanyayı patlatmak
have a crack at v. son bir girişimde bulunmak
have a crack at something v. şansını denemek
have a crack at v. riske girmek
have a crack at v. sırası gelmek
crack a smile v. tebessüm etmek
crack up v. tepesi atmak
crack up v. tükenmek
crack the whip v. yetkisini tümüyle kullanmak
crack a bottle open v. (kutlama amacıyla) bir şişe açmak
crack something wide open v. (bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
crack open a bottle v. (kutlama amacıyla) bir şişe açmak
crack the top v. (listede vb) zirveye ulaşmak
crack something open v. (bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
crack up v. (sağlık açısından) çökmek
use a sledgehammer to crack a nut v. yumurtayı balyozla kırmak
crack the code v. zor bir sorunu çözmek
crack the code v. bir gizemi çözmek
crack the code v. bir sırrı açığa çıkarmak
crack the code v. bir bilinmezi ortaya çıkarmak
employ a steam engine to crack a nut v. orantısız güç kullanmak
employ a steam engine to crack a nut v. basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
employ a steam engine to crack a nut v. fındık kırmak için balyoz kullanmak
get the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk sırada yer almak
get the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
get the first crack at (something) v. (bir şeyde) önceliği olmak
get the first crack at (something) v. (bir şeyi) ilk yapan olmak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk sırada yer almak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyde) önceliği olmak
take a sledgehammer to crack a nut v. orantısız güç kullanmak
take a sledgehammer to crack a nut v. basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
take a sledgehammer to crack a nut v. fındık kırmak için balyoz kullanmak
use a sledgehammer to crack a nut v. basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
use a sledgehammer to crack a nut v. fındık kırmak için balyoz kullanmak
want the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk sırada yer almak
want the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
want the first crack at (something) v. (bir şeyde) önceliği olmak
employ a steam engine to crack a nut v. bir işi gereğinden fazla güç/kaynak kullanarak yapmak
employ a steam engine to crack a nut v. bir iş için gereksiz güç/kaynak kullanmak
employ a steam engine to crack a nut v. yumurtayı balyozla kırmak
employ a steam engine to crack a nut v. orantısız güç kullanmak
get the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
get the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
get the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önceliği olmak
give (someone) the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) önce (birine) şans vermek/tanımak
give (someone) the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önce (birine) fırsat vermek/tanımak
give (someone) the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önceliği (birine) vermek/tanımak
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
have (the) first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) önceliği olmak
(take/have a) crack at someone v. (birini) konuşturmaya çalışmak
(take/have a) crack at someone v. (birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
(take/have a) crack at someone v. (birine bir şey) yaptırmayı bir denemek
(take/have a) crack at someone v. (birine bir şey) yaptırmada şansını denemek
(take/have a) crack at something v. (bir şey) yapmayı denemek
(take/have a) crack at something v. (bir şey) yapmayı bir denemek
(take/have a) crack at something v. (bir şeyde) şansını denemek
want the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmak için) ilk şansı istemek
want the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) ilk fırsatı istemek
want the first crack at (something) v. (bir şeyi yapmada) öncelik istemek
take the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı/şansı yakalamak
take the first crack at (something) v. (bir şeyde) ilk fırsatı/şansı değerlendirmek
crack a book v. bir kitap açmak
crack a book v. kitap yüzü/kapağı açmak
crack open a book [us] v. bir kitap açmak
crack open a book [us] v. kitap yüzü/kapağı açmak
crack a window (open) v. pencereyi aralamak
crack a window (open) v. camı aralamak
crack open v. açmak
crack open v. aralamak
crack open v. yarmak
crack open v. çatlatmak
crack open v. açığa çıkarmak
crack open v. meydana çıkarmak
crack open v. ifşa etmek
crack open v. herkese duyurmak
crack open v. açığa vurmak
crack open a bottle v. bir şişe (içki) açmak
crack open the bottle v. şişe (içki) açmak
crack the door v. kapıyı açmak/aralamak
give (one) a fair crack of the whip v. (birine) bir fırsat vermek
give (one) a fair crack of the whip v. (birine) şans tanımak
give (one) a fair crack of the whip v. (birine) adilce bir şans vermek
have a crack at (doing) something v. bir şey (yapmayı) denemek
have a crack at (doing) something v. bir şeyi tecrübe etmek
have a crack at (doing) something v. bir şeyde şansını denemek
have a crack at (doing) something v. bir şey girişiminde/teşebbüsünde bulunmak
get a crack at (doing) something v. bir şey (yapmayı) denemek
get a crack at (doing) something v. bir şeyi tecrübe etmek
get a crack at (doing) something v. bir şeyde şansını denemek
get a crack at (doing) something v. bir şey girişiminde/teşebbüsünde bulunmak
crack open v. (kitabı) okumaya başlamak
you've got to crack a few eggs to make an omelette expr. bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
at the crack of dawn expr. karga bokunu yemeden
at the crack of dawn expr. sabahın köründe
at the crack of dawn expr. sabah sabah
(good) black don't crack [cliché] expr. siyahiler genç kalır
(good) black don't crack [cliché] expr. siyahiler yaşlanmaz
(good) black don't crack [cliché] expr. siyahiler genç gösterir
(good) black don't crack [cliché] expr. siyahiler yaşlanma belirtilerini göstermez
(good) black don't crack [cliché] expr. siyahilerin cildi bozulmaz
step on a crack, break your mother's back expr. çatlağa basanın annesinin beli kırılır (çocuklar arasında kaldırımdaki çatlaklara basılırsa olacağına inanılan ve bir tekerleme olarak söylenen ifade)
Speaking
leave my door open just a crack expr. kapımı biraz açık bırak
Technical
pressing crack n. basma çatlağı
joint crack n. bağlantı çatlağı
concrete crack n. beton çatlağı
longitudinal corner crack n. boyuna köşe çatlağı
longitudinal facial crack n. boyuna yüzey çatlağı
neck crack n. bilezik altı çatlağı
annular crack n. boyun çatlağı (cam)
longitudinal crack n. boyuna çatlak
crack due to shrinkage n. büzülmenin yol açtığı çatlak
wet shrinkage crack n. büzülme çatlağı
crack pattern n. çatlak biçimi
crack growth n. çatlak büyümesi
crack propagation n. çatlak yayılması
crack formation temperature n. çatlak oluşma sıcaklığı
crack detector n. çatlak algılayıcı
crack detector n. çatlak detektörü
crack propagation n. çatlak ilerlemesi
diagonal crack n. çapraz çatlak
crack length n. çatlak boyu
anti-crack reinforcement n. çatlak önleyici teçhizat
crack injection n. çatlak içitimi
crack tip stress intensity n. çatlak ucu gerilim yoğunluğu
crack mouth opening displacement n. çatlak ağzı açılımı kayması
pull crack n. çekme çatlağı
resistance to crack propagation n. çatlak ilerlemesi mukavemeti
crack size n. çatlak büyüklüğü
crack plane n. çatlak düzlemi
mud crack n. çamur çatlağı
crack surface n. çatlak yüzeyi
crack extension n. çatlak uzaması
crack length n. çatlama
crack width n. çatlak eni
crack nucleation n. çatlak çekirdeklenmesi
crack branching n. çatlak dallanması
crack mouth n. çatlak ağzı
crack pattern n. çatlak izi
original crack size n. çatlağın ilk büyüklüğü
crack opening displacement n. çatlak açılım kayması
crack tip n. çatlak ucu
crack surface displacement n. çatlak yüzeyi kayması
crack detector n. çatlak bulucu
crack inspection n. çatlak muayenesi
crack-arrester n. çatlak durdurucu
crack plane orientation n. çatlak düzlemi konumu
crack inspection n. çatlak kontrolü
anti-crack steel n. çatlak önleyici teçhizat
opening of crack n. çatlak açıklığı
crack zone n. çatlak bölgesi
crack deflection n. çatlak saptırma
crack growth rate n. çatlak büyüme hızı
crack propagation rate n. çatlak ilerleme hızı
crack formation n. çatlak oluşumu
crack propagation sensitivity n. çatlak ilerleme hassasiyeti
crack velocity n. çatlak hızı
tension crack n. çekme çatlağı
crack bowing n. çatlak eğilmesi
crack arrest n. çatlak durdurma
crack initiation stress n. çatlak başlatma gerilimi
crack tip displacement n. çatlak ucu kayması
crack length n. çatlak uzunluğu
slow crack growth on notched pipes n. çentikli borular üzerindeki yavaş çatlak ilerlemesi
crack propagation test n. çatlak ilerleme deneyi
crack formation n. çatlak oluşması
crack front n. çatlak önü
crack initiation n. çatlak başlaması
crack depth n. çatlak derinliği
contraction crack n. daralma çatlağı
etching crack n. dağlama çatlağı
unstable crack n. dengesiz çatlak
restriction crack n. daralma çatlağı
wall crack n. duvar çatlağı
underbead crack n. dikişaltı çatlağı
diagonal crack n. diyagonal çatlak
toe crack n. dip çatlağı
vertical crack n. dikey çatlak
transverse crack n. enine çatlak
pull crack n. enine çatlak
electromagnetic crack detector n. elektromanyetik çatlak sezici
electromagnetic crack detector n. elektrikli mıknatıssal çatlak sezici
crack water n. fisür suyu
physical crack size n. fiziksel çatlak büyüklüğü
effective crack size n. etkin çatlak büyüklüğü
griffith crack model n. griffith çatlak modeli
crack due to expansion n. genişlemenin yol açtığı çatlak
cruciform crack n. haç şekilnde oluşan çatlak
griffith crack theory n. griffith çatlak kuramı
brittle crack propagation n. gevrek çatlak ilerlemesi
brittle crack n. gevrek çatlak
rolling crack n. hadde çatlağı
rolling crack n. haddeleme çatlağı
expansion crack n. genleşme çatlağı
stress crack n. gerilim çatlağı
crescent crack n. hilalsi çatlak
resistance to rapid crack propagation n. hızlı çatlak ilerlemesine mukavemet
resistance to rapid crack propagation n. hızlı çatlak ilerlemesine direnci
hertzian crack n. hertz çatlağı
hair crack n. ince çatlak
heat crack n. ısı çatlağı
crack due to thermal stress n. ısıl gerilmenin yol açtığı çatlak
fire crack n. ısıl çatlak
thermal crack n. ısı çatlağı
heat crack n. ısıl çatlama
bark crack n. kabuk çatlağı
conchoidal crack n. kabuksu çatlak
mould crack n. kalıp çatlağı
crack temperature n. kırılma sıcaklığı
capillary crack n. kılcal çatlak
weld crack n. kaynak çatlağı
solidification shrinkage crack n. katılaşma çekmesi çatlağı
solidification-shrinkage crack n. katılaşma çekintisi çatlağı
hairline crack n. kılcal çatlak
discontinuous crack propagation n. kesintili çatlak ilerlemesi
hair crack n. kılcal çatlak
drying crack n. kurutma çatlağı
critical crack length n. kritik çatlak boyu
corrosion crack n. korozyon çatlağı