holding - Turco Inglés Diccionario
Historia

holding

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "holding" en diccionario turco inglés : 44 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
holding n. holding
General
holding n. arazi parçası
holding n. alacak
holding n. kira ile tutulmuş arazi
holding n. toprak kiralama
holding n. edinç
holding n. depolama
holding n. göz altına alma
holding n. stok
holding n. istiap
holding n. hisseler, emlak, mülk, mallar (bir kimsenin veya bir kuruluşun sahip olduğu)
holding n. mal
holding n. tutma
holding n. arsa
holding n. hisse
holding n. elde tutma
holding n. arazi
holding n. meşgul etme
holding n. tahvil
holding n. bekleme
holding n. genelde tarım için kullanılan arazi
holding n. tutan şey
holding n. koleksiyon
holding n. holding tarafından kontrol edilen şirket veya girişim
holding adj. ilerlemeyi engelleyen
holding adj. ilerlemeyi geciktiren
holding adj. kısa vadeli depolama için tasarlanan
Trade/Economic
holding n. kirayla tutulmuş arazi
holding n. mal veya mülk ve tahvil
Law
holding n. yasanın davanın belirli unsurlarına nasıl uygulanacağını belirten ve gelecekteki benzer vakalar için emsal teşkil edebilecek mahkeme görüşü kısmı
holding n. mahkeme kararı
Technical
holding n. tutma
Computer
holding n. bekletme
holding n. meşgul etme
holding expr. bekliyor
Aeronautic
holding n. alıkoyma
holding n. bekleme
Sport
holding n. amerikan futbolunda penaltı
holding n. amerikan futbolunda rakibin hareketini engellemeye çalışan oyuncuya verilen penaltı
holding n. rakibin hareketlerini engellemek için kolların, ellerin, vücudun veya sopanın kural dışı kullanımı
Boxing
holding n. rakibin el veya kollarla engellenmesi
Librarianship
holding n. okuma materyalleri koleksiyonu
Slang
holding v. elinde uyuşturucu olmak
holding v. uyuşturucu bulundurmak

Significados de "holding" en diccionario inglés turco : 6 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
holding holding n.
General
holding conglomerate n.
holding holding company n.
Trade/Economic
holding holding company n.
holding conglomeration n.
holding conglomerate n.

Significados de "holding" con otros términos en diccionario inglés turco: 264 resultado(s)

Inglés Turco
General
holding tight n. sıkı tutma
holding companies n. holding şirketler
holding area n. bekleme sahası
holding point n. bekleme noktası
holding company n. holding
small holding n. küçük çiftlik
holding accountable n. sorumlu tutma
property holding n. mal varlığı
holding time n. tutma süresi
record for underwater breath holding n. su altında nefes tutma rekoru
record for underwater breath holding n. su altında nefesini tutma rekoru
underwater breath holding record n. su altında nefes tutma rekoru
underwater breath holding record n. su içinde nefes tutma rekoru
underwater breath holding record n. su altında nefesini tutma rekoru
record of holding breath underwater n. su altında nefes tutma rekoru
record of holding breath underwater n. su altında nefesini tutma rekoru
record for underwater breath holding n. su içinde nefes tutma rekoru
record of holding breath underwater n. su içinde nefes tutma rekoru
breath holding n. nefes tutma
holding vessel n. sıvı bekletme tankı/deposu
holding device n. bir şeyi tutmak için kullanılan cihaz
holding pattern n. bekleme
holding pattern n. askıya alınmış faaliyet
holding pattern n. askıya alınmış ilerleme
leave holding the bag v. sorumluluğu bir başkasına yüklemek
be incapable of holding (a job/post) v. dikiş tutturamamak
leave holding the bag v. üzerine yıkmak
leave someone holding the bag v. sorumluluğu başkasına yüklemek
leave someone holding the bag v. üzerine yıkmak
holding six pieces adj. altılık
in a holding pattern expr. bekleme paterninde
in a holding pattern expr. havaalanına iniş izni beklerken yapılan dairesel uçuş paterninde
in a holding pattern expr. havada dairesel uçuşlarla iniş sırası bekleme sürecinde
Colloquial
holding [australia] adj. sermaye sahibi olan
holding [australia] adj. parası olan
there is no holding someone expr. birini tutmanın imkanı yok
there is no holding someone expr. biri durdurulamaz
there is no holding someone expr. birinin önüne geçmek imkansız
there is no holding someone expr. biri engellenemez
there is no holding someone expr. birini durdurmanın imkanı yok
Idioms
hand-holding n. birine destek olma
hand-holding n. birini destekleme
holding pattern n. uçağın havada iniş sırası beklerken yaptığı dairesel uçuş
holding pattern n. yerinde sayma
holding pattern n. durgunluk
holding pattern n. hareketsizlik
holding pattern n. olduğu yerde sayma
holding pattern n. ilerleme göstermeme
leave someone holding the bag v. birini günah keçisi yapmak
leave someone holding the bag v. birini yüzüstü bırakmak
leave someone holding the baby v. birini günah keçisi yapmak
be left holding the bag v. kabak başına patlamak
be left holding the baby v. kabak başına patlamak
leave someone holding the bag v. suçu başkasının üstüne yıkmak
leave someone holding the baby v. sorumluluğu başkasının üzerine yıkmak
leave someone holding the baby v. suçu başkasının üstüne yıkmak
leave someone holding the bag v. sorumluluğu başkasının üzerine yıkmak
leave holding the baby v. üzerine yıkmak
leave holding the bag v. üzerine yıkmak
be holding (one's) breath v. nefesini tutmak
be holding (one's) breath v. nefesini tutup/soluksuz beklemek
be holding (one's) breath v. sabırsızlıkla beklemek
be holding (one's) breath v. olmasını beklemek
be holding (one's) breath v. heyecanla beklemek
be holding (one's) breath v. merakla beklemek
be holding your breath v. nefesini tutmak
be holding your breath v. soluksuz beklemek
be holding your breath v. sabırsızlıkla beklemek
be holding your breath v. heyecanla beklemek
be holding your breath v. merakla beklemek
leave (one) holding the baby [uk] v. (birini) günah keçisi yapmak
leave (one) holding the baby [uk] v. suçu (birinin) üstüne yıkmak
leave (one) holding the baby [uk] v. sorumluluğu (birinin) üzerine yıkmak
leave (one) holding the baby [uk] v. (birini) yüzüstü bırakmak
leave (one) holding the bag [us] v. (birini) günah keçisi yapmak
leave (one) holding the bag [us] v. suçu (birinin) üstüne yıkmak
leave (one) holding the bag [us] v. sorumluluğu (birinin) üzerine yıkmak
leave (one) holding the bag [us] v. (birini) yüzüstü bırakmak
be left holding the baby expr. işin üzerine yıkılması
be left holding the baby expr. ihalenin birine kalması
be left holding the bag expr. işin üzerine yıkılması
be left holding the bag expr. ihalenin birine kalması
in a holding pattern expr. beklemede
in a holding pattern expr. rölantide
in a holding pattern expr. durgun bir dönemde
in a holding pattern expr. hareketsiz bir dönemde
in a holding pattern expr. sabit bir dönemde
in a holding pattern expr. gelişme kaydedilmeyen bir dönemde
in a holding pattern expr. olduğu yerde sayar durumda
in a holding pattern expr. aynı yerde dönüp duran bir halde
there's no holding (someone) expr. tutmanın/durdurmanın/engel olmanın imkanı yok
Speaking
how's your family holding up? expr. ailen nasıl?
would you mind holding this for me? expr. bunu benim için tutar mısın?
there's nothing holding me here anymore expr. beni burada tutan bir şey yok artık
the barrier is holding expr. bariyer dayanıyor
how long you will be holding me here? expr. beni burada ne kadar tutacaksınız?
how are you holding up? expr. nasıl gidiyor?
there is no holding somebody expr. tutmanın imkanı yok
keep holding on expr. tutmaya devam et
thank you for holding expr. (telefonda) beklediğiniz için teşekkür ederiz
Trade/Economic
minority holding n. azınlık hissesi
bank holding company n. banka holding şirketi
bank holding company n. birden fazla bankaya sahip olan banka dışı şirket
personal holding company n. bireysel holding şirketi
vertical holding n. dikey holding
inventory holding cost n. envanter tutma masrafi
inventory holding n. envanter tutma
holding period yield n. elde tutma dönemi kazancı
holding costs n. elde tutma maliyetleri
personal holding company n. ferdi holding şirket
financial holding company n. finansal holding şirketi
holding company n. hakim şirket
holding company n. holding şirketi
holding company n. hakim firma
holding company n. holding
holding company n. holding şirket
reciprocal share holding n. karşılıklı iştirak
opportunity cost of holding money n. para tutmanın fırsat maliyeti
east of holding money n. para tutma maliyeti
holding period return n. senedi elde tutma süresi getirisi
one-bank holding company n. tek bankalı holding şirketi
Law
holding over n. bir arazi üzerindeki zilyetliği zamanında geri vermeme
federal holding facility n. federal tutukevi
disablement from holding public office n. kamu hizmetlerinden yasaklılık
holding cell n. mahkumların duruşma sırasında mahkeme içinde tutuldukları hücre
holding cell n. nezarethane
holding out n. yanlış zehabı uyandırma
holding deposit n. (evi kiralamadan önce emlakçıya veya ev sahibine verilen) kapora
blanch holding [scotland] n. gümüş ödenerek elde edilen kullanım hakkı
blench holding [scotland] n. gümüş ödenerek elde edilen kullanım hakkı
Politics
dual office holding n. aynı zamanda iki farklı göreve sahip olma
perpetual disqualification from holding public office n. devlet memuriyeti hakkından daimi mahrumiyet cezası
mixed activity holding company n. faaliyet sahası karışık olan holding şirketi
disablement from holding public office n. kamu hizmetlerinden men edilme
mixed activity holding company n. karma faaliyete sahip holding şirketi
holding of securities n. menkul kıymetleri ellerinde bulunduranlar
holding statement n. (bir olay sonrası yapılan ilk) resmi açıklama
Institutes
petrokimya holding corporation n. petrokimya holding aş.
Industry
multibank holding company n. birden fazla bankaya sahip olan banka holding şirketi
Technical
holding-down bolt n. ankraj bulonu
holding heat n. avarya ısısı
holding pattern n. bekleme paterni
holding basket n. bekletme sepeti
holding period n. bekletme süresi
pressure holding valve n. basınç tutucu valf
holding time n. bekletme zamanı
holding furnace n. bekletme fırını
holding vessel n. bekletme tankı/deposu
power holding capability n. enerji tutma kapasitesi
holding valve n. geri tepme ventili
holding pattern n. havaalanına iniş izni bekleyen uçakların izledikleri belirli yol
self-holding tapers n. kendiliğinden tutan konikler
holding winding n. kilit sargısı
holding arbor n. kavrama mili
holding down bracket n. köşe halkası
average holding time n. ortalama meşguliyet süresi
mean holding time n. ortalama meşguliyet süresi
moisture holding capacity n. nem tutma kapasitesi
holding-up hammer n. perçin dayaması
water holding capacity n. su tutma kapasitesi
water-holding capacity n. su tutma kapasitesi
holding force n. tutma kuvveti
holding current n. tutunma akımı
holding current n. tutma akımı
holding spring n. tutucu yay
dust holding capacity n. toz tutma kapasitesi
box holding removable accessories n. takma tel kafes sandığı
holding basket n. tutma sepeti
holding beam n. tutma ışını
holding piece n. tutamak
holding anode n. tutma anodu
high dust holding capacity n. yüksek toz tutma kapasitesi
holding operation n. mevcut durumu uzatmak için tasarlanmış prosedür
Computer
mean holding time n. ortalama meşguliyet süresi
average holding time n. ortalama meşguliyet süresi
holding time n. tutma süresi
holding current n. tutma akımı
call holding expr. arama bekletiliyor
Informatics
holding time n. meşgul etme süresi
Telecom
holding time n. bekletme süresi
regional Bell holding company n. bell bölge holding şirketi
average holding time n. ortalama tutma süresi
holding time n. tutma süresi
average holding time on trunks n. trunklardaki ortalama bekleme süresi
Electric
holding anode n. tutma anodu
holding beam n. tutma ışını
Textile
heel pin holding strength n. topuk çivisi tutma mukavemeti
heel pin holding strength n. (ökçenin) çivi tutma dayanımı
Automotive
pressure holding valve n. basınç tutma valfi
pressure holding valve n. basınç tutma valfi
holding down n. bastırma
self-holding circuit n. otomatik tutma mekanizması
self holding circuit n. otomatik tutma mekanizması
screw-holding screwdriver n. vida tutucu tornavida
road holding n. yol tutuş
holding the road n. yola yapışma
road-holding ability n. yol tutma kabiliyeti
Railway
holding down force n. aşağı tutma kuvveti
holding track n. bekleme hattı
Aeronautic
minimum holding altitude n. asgari bekleme irtifası
intermediate holding position n. ara bekleme pozisyonu
road-holding position n. araç yol bekleme pozisyonu
holding facility n. bekletme nirengi noktası
holding pattern n. beklemede uçuş yolu
holding track n. beklemede uçuş yolu
holding pattern n. bekleme paterni
holding bay n. bekleme yeri
holding pattern mode n. beklemede uçuş yolu şekli
holding point n. bekleme noktası
holding pattern n. beklerken yapılan dairesel uçuş
holding bay n. bekleme alanı
holding area n. bekleme sahası
holding fix n. bekleme fiksi
holding point n. bekletme noktası
holding procedure n. bekletme yöntemi
visual holding n. görerek bekleme
minimum holding altitude n. minimum bekleme irtifası
runway-holding position n. pist bekleme pozisyonu
taxi holding position n. taksi bekleme pozisyonu
taxi-holding position n. taksi bekletme düzeni
Marine
holding anchorage n. bekleme demir yeri
holding power n. tutucu güç
holding ground n. tutucu zemin
Mining
moisture holding capacity n. su tutma kapasitesi
Medical
breath holding spell n. katılma nöbeti
Food Engineering
holding tube n. bekletme tüpü
water holding n. su tutma
water holding capacity n. su tutma kapasitesi
Botanic
holding stem n. sarılıcı gövde
Agriculture
moisture holding capacity n. nem tutma kapasitesi
Breeding
holding paddock [australia/new zealand] n. sığır veya koyunların geçici olarak tutulduğu yer
holding pen n. çiftlik hayvanlarının geçici olarak kapatıldığı ağıl
holding yard n. çiftlik hayvanlarının geçici olarak kapatıldığı ağıl
Tobacco
fire-holding capacity n. ateş tutma yeteneği
holding tank n. bekleme tankı
Environment
water holding capacity n. su tutma kapasitesi
Geography
maximum water holding capacity n. maksimum su tutma kapasitesi
Military
holding pattern mode n. bekleme paterni modu
holding point n. bekleme noktası
holding and reconsignment point n. bekletme ve tutma noktası
holding area n. bekletme bölgesi
holding anchorage n. dağılma demir yeri
records holding area n. geçici arşiv sahası
holding battalion n. hasta ve yaralı teslim alma ve sevk taburu
holding station n. hasta ve yaralı teslim alma ve sevk istasyonu
holding element n. tespit kuvveti
holding force n. tespit kuvveti
holding position n. tespit mevzii
holding attack n. tespit taarruzu
Sport
holding techniques n. tutma teknikleri
Football
foul by holding n. rakip futbolcuya sarılmak suretiyle yapılan faul
Music
holding note n. diğer kısımlar devam ederken bir yerde sürdürülen nota
Slang
holding pen n. duruşmayı bekleyen mahkumların tutulduğu hapishane hücresi
British Slang
holding the folding adj. üzerine yeterince nakit olan
Modern Slang
ain't holding no air adj. yalancı
ain't holding no air adj. palavracı
ain't holding no air adj. güvenilmez
Star Wars
abridon holding camp n. abridon tutuklu kampı
galactic senate chamber holding office n. galaktik senato meclisi bekleme ofisi
holding back the chaos n. kaosu geride tutuyor
holding pens n. bekleme dolma kalemleri
imperial holding facility n. imparatorluk alıkoyma tesisi
kessel station holding cell n. kessel istasyonu alıkoyma hücresi
rebel alliance holding facility n. asi birliği alıkoyma tesisi