süresince - Turco Inglés Diccionario
Historia

süresince



Significados de "süresince" en diccionario inglés turco : 16 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
süresince during prep.
General
süresince along adv.
süresince throughout adv.
süresince all along adv.
süresince through adv.
süresince over prep.
süresince for prep.
süresince amid prep.
süresince amidst prep.
süresince as long as conj.
süresince while conj.
süresince long (along) abrev.
Phrases
süresince during the course of prep.
süresince over the course of expr.
Colloquial
süresince right along expr.
süresince in the course of expr.

Significados de "süresince" con otros términos en diccionario inglés turco: 49 resultado(s)

Turco Inglés
General
hohenzollern hanedanlığı dönemi ve nazi rejimi süresince alman emperyalizminin savunucuları tarafından idealize edilmiş olan alman kültürü ve medeniyeti kultur n.
gebelik süresince giyilen genellikle bol ve ihtiyaca göre ayarlanabilir olan giysi maternity n.
hayvanları kış süresince beslemek winterfeed v.
zor bir dönem süresince dişini sıkmak stand the gaff v.
süresince uzanmak span v.
okul süresince gerçekleşen schoolwide adj.
okul süresince devam eden schoolwide adj.
tüm yıl süresince all year round adv.
boyunca/süresince all the way through adv.
sezon dışı süresince off-season adv.
yaz süresince summer-long adv.
süresince anlamı veren ön ek intra- pref.
Phrasals
süresince/boyunca uyumak sleep through something v.
belli şeyleri kontrat süresince güvence altına almak lock in v.
Phrases
anlaşma süresince during the term of the agreement/contract expr.
birinin büyüme çağı süresince throughout one's entire upbringing expr.
hafta sonu süresince over the weekend expr.
önümüzdeki bir kaç yıl boyunca/süresince for the next few years expr.
müfredat süresince across the curriculum expr.
sözleşme süresince during the term of the agreement/contract expr.
-ması kaydıyla/süresince if and to the extent expr.
Colloquial
dava süresince during the course of the trial expr.
Idioms
boks maçında beklenen sürede/nakavt sayımı süresince yerden kalkamayıp kaybetmek/nakavt olmak take the long count [dated] v.
(belli bir zaman) süresince at a clip expr.
Trade/Economic
konjonktür dalgalanması süresince üretim procyclical n.
(ilgili dönem süresince) geçerli prim applicable premium n.
Law
suçluların tutuklulukları süresince topluma geri kazandırılmasının amaçlandığı kuruluş secure unit n.
(ingiliz kilise hukuku) kadroların boşluğu süresince idare edilmesi için piskoposun kilise idarecilerine boş arpalık verilmesine yönelik aldığı karar sequestration n.
üçüncü bir şahsın hayatı süresince per autre vie expr.
Politics
uluslar arası nakil süresince hayvanların korunmasına dair avrupa sözleşmesine ek protokol additional protocol to the european convention for the protection of animals during international transport n.
Industry
çalışanın bir mesai süresince ortaya koyduğu iş manshift n.
Technical
deney süresince ölçüm değişkenlerinin doğruluk özellikleri accuracy characteristics for measuring parameters during testing n.
durma süresince ısıtma shutdown heating n.
mürekkepli ya da karbonlu şerit basımı süresince hareket etmeye devam eden bir darbeli yazıcı on the-fly printer n.
zayıf yük süresince termal depolama ısıtması off-peak storage heating n.
sinyal lambası deklanşörünün yaklaşık üç nokta süresince açılmasından kaynaklı yanıp sönme dash n.
zaman süresince for prep.
Aeronautic
seyahat süresince kullanılacak yakıtın tamamı trip fuel n.
uluslararası hava nakil vasıtalarında uçucu personel olarak görev yapanlara shgm tarafından tanzim edilen ve görevleri süresince hava hudut kapılarından giriş ve çıkışlarını sağlayan pasaport yerine geçerli belge landing card n.
Marine
bir geminin yükleme ve boşaltma süresince gemiyi kiralayanın herhangi bir tazminat talebinde bulunmaksızın beklemeye mecbur olduğu süre lay day n.
Biology
embriyo gelişimi süresince embriyonik hücrelerin oluşturduğu ortası sıvı ile dolu hücresel yapı blastosphere n.
embriyo gelişimi süresince embriyonik hücrelerin oluşturduğu ortası sıvı ile dolu hücresel yapı blastocyst n.
Zoology
gastrulasyon süresince oluşan embriyoblastın iki tabakasından içteki endoblast n.
gastrulasyon süresince oluşan embriyoblastın iki tabakasından içteki hypoblast n.
Linguistics
nefesi dışarı verme süresince değiştirilmeden sürekli telaffuz edilen ünsüz continuant n.
Religious
tövbe etmesi için kişiyi bir mumun yanma süresince aforoz etme excommunication by inch of candle n.
Sport
yeteneklerinin geliştirilmesi amacıyla bir sene süresince müsabaklardan uzak tutulan kolej takımı oyuncusu redshirt n.
Engineering
(ölçüm süresince) teleskopik mira tutan kimse staffman [uk] n.
Slang
pek bir işlevi olmayan tek işi mesai süresince oturmak olan çalışan chairwarmer n.