treat - Turco Inglés Diccionario
Historia

treat

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "treat" en diccionario turco inglés : 54 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
treat v. davranmak
treat v. işlemek
treat v. muamele etmek
treat v. tedavi etmek
treat n. ikram
General
treat n. sürpriz
treat n. ısmarlama
treat n. zevk
treat n. ziyafet
treat n. köpek vb. eğitiminde ödül
treat n. hoş bir sürpriz
treat n. hediye
treat v. otamak
treat v. otalamak
treat v. kullanılır duruma getirmek
treat v. ele almak
treat v. bahsetmek
treat v. işlemek (konuyu)
treat v. ısmarlamak
treat v. işlemden geçirmek (ham ya da ara malları)
treat v. ikram etmek
treat v. kimyasal değişikliklerle daha uygun hale getirmek
treat v. gözüyle bakmak
treat v. tedavi etmek
treat v. muamele etmek
treat v. görmek
treat v. düşünmek
treat v. işleme sokmak
treat v. bakmak
treat v. geçirmek
treat v. konu etmek
treat v. incelemek
treat v. ele almak
treat v. (bir konuyu) işlemek
treat v. iyileştirmek
treat v. ağırlamak
treat v. anlaşma koşullarını müzakere etmek
treat v. anlaşma şartlarını görüşmek
treat v. ilgili olmak
treat v. saymak
treat v. uygulamak
treat v. (yemek vb.) ısmarlamak
treat v. güzellik yapmak
Colloquial
treat n. kıyak
Trade/Economic
treat v. davranmak
treat v. muamele etmek
Technical
treat v. muamele etmek
treat v. müdahale etmek
treat v. tedavi etmek
Petrol
treat v. işlemek
Medical
treat v. sağaltmak
treat v. tedavi etmek
Chemistry
treat v. kimyasal işleme tabi tutmak
Sport
treat v. tedavi etmek

Significados de "treat" con otros términos en diccionario inglés turco: 227 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
treat (as) v. saymak
General
dutch treat n. alman usulü
a dutch treat n. alman usulü
dutch treat n. herkesin kendi masrafını ödediği eğlence
treat day n. (diyet dönemindeki) ziyafet günü
treat day n. diyet yapanların haftada bir gün istediklerini yedikleri gün
visual treat n. görsel ziyafet
treat [obsolete] n. rica
treat [obsolete] n. yalvarma
treat [obsolete] n. davranış
treat [obsolete] n. muamele
treat [obsolete] n. misafirperverlik
treat roughly v. hırpalamak
treat with respect v. adamdan saymak
treat of v. söz etmek
treat somebody like a fool v. deli yerine koymak
treat of v. bahsetmek
treat well v. hoş tutmak
treat manually v. elle tedavi etmek
treat somebody with contempt v. hor tutmak
treat (a guest) with respect v. saygıyla ağırlamak
treat with ammoniac v. amonyaklamak
treat equally v. eşit mesafede davranmak
treat somebody like a fool v. salak yerine koymak
treat somebody like a fool v. enayi muamelesi yapmak
treat to v. ikram etmek
treat something as a joke v. işi şakaya vurmak
treat somebody as an enemy v. düşmanlık etmek
treat equally v. eşit davranmak
treat with honour v. el üstünde tutmak
ill treat v. hırpalamak
treat somebody like a dirt v. hiçe saymak
treat unfairly v. üvey evlat muamelesi yapmak
treat someone with great respect v. baş tacı etmek
treat differently v. fark gözetmek
treat somebody to something v. ısmarlamak
treat with respect v. saygıyla yaklaşmak
treat fairly v. adil davranmak
treat something with skepticism v. bir şeye şüpheli bir gözle bakmak
treat a patient v. hastayı tedavi etmek
treat something seriously v. işi ciddiye almak
treat a subject v. konu işlemek
stand treat v. ısmarlamak
ill treat v. kötü davranmak
treat sensitively treat in a sensitive manner v. hassas davranmak
treat with v. görüşme yapmak
treat with v. ile görüşmek
treat with v. müzakere etmek
treat (somebody) in a way that's intended v. nabzına göre (şerbet vermek)
treat honestly v. dürüst davranmak
treat the disease v. hastalığı tedavi etmek
treat a patient v. hasta tedavi etmek
treat neutral v. tarafsız davranmak
treat impartial v. tarafsız davranmak
treat unbiased v. tarafsız davranmak
treat someone like dirt v. pislikmiş gibi davranmak
treat someone like dirt v. adamdan saymamak
treat someone like dirt v. adam yerine koymamak
treat as unimportant v. hafife almak
heat-treat v. tavlamak
ill-treat v. hor kullanmak
heat-treat v. ısı tedavisi yapmak
ill-treat v. kötü davranmak
heat-treat v. ısı uygulamak
ill-treat v. hırpalamak
ill-treat v. üvey evlat muamelesi yapmak
treat with tlc (tender loving care) v. itina göstermek
treat like a step-child v. üvey evlat gibi tutmak
treat like a step-child v. üvey evlat gibi saymak
treat like a step-child v. üvey evlat muamelesi yapmak
treat a question v. sorunu çözmek
treat a question v. meseleyi halletmek
treat with contempt v. saygısız davranmak
treat oneself v. kendini şımartmak
treat with contempt v. saygısızlık etmek
treat with contempt v. kaba davranmak
treat with contempt v. hor görmek
treat everyone equally v. herkese eşit davranmak
give a treat to a dog v. köpeğe ödül maması vermek
treat someone like a child v. birisine çocukmuş gibi davranmak
treat with tenderness and affection v. şefkat göstermek
treat someone kind v. birisine kibar davranmak
treat time v. zamanı kullanmak/değerlendirmek
treat yourself v. kendini ödüllendirmek
treat yourself v. kendini ödüllendirmek
treat badly v. kötü davranmak
trick-or-treat v. cadılar bayramında şeker toplamaya çıkmak
treat unfairly v. haksız muamelede bulunmak
re-treat v. yeniden işlemek
intent-to-treat adj. tedavi amaçlı
Phrasals
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gözüyle bakmak
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak düşünmek
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) olarak görmek
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) saymak
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birine/bir şeye, başka biri/bir şey) olarak davranmak
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birine/bir şeye, başka biri/bir şey) gibi yaklaşmak
treat (someone or something) as (someone or something else) v. (birini/bir şeyi başka biri/bir şey) olarak ele almak
treat someone or something as something v. birini/bir şeyi, başka bir şey gibi değerlendirmek/düşünmek
treat someone or something as something v. birine/bir şeye, başka bir şey olarak davranmak
treat someone or something as something v. birine/bir şeye, başka bir şey gibi yaklaşmak
treat someone or something as something v. birini/bir şeyi başka bir şey olarak ele almak
treat someone or something as something v. birini/bir şeyi, başka bir şey saymak
treat as v. gibi davranmak
treat as v. gibi/olarak düşünmek
treat as v. gibi/olarak değerlendirmek
treat as v. olarak ele almak
treat someone (for something) (with something) v. hastalığını (bir şeyle) tedavi etmek
treat someone (for something) (with something) v. (bir hastalığı
treat someone (for something) (with something) v. yarayı vs. bir ilaçla
treat someone (for something) (with something) v. tedaviyle vs.) iyileştirmeye çalışmak
treat (someone or oneself) to (something) v. (birine/kendine bir şey) ısmarlamak
treat (someone or oneself) to (something) v. (birini/kendini) bir şeyle ödüllendirmek
treat (someone or oneself) to (something) v. (birini/kendini bir şeyle) şımartmak
treat of (something) [obsolete] v. (bir şeyden) söz etmek
treat of (something) [obsolete] v. (bir şeyden) bahsetmek
treat of (something) [obsolete] v. (bir şeyi) ele almak
treat of (something) [obsolete] v. (bir şeye) odaklanmak
treat with (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şekilde davranmak/muamele etmek
treat with (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir tavırla yaklaşmak
treat with (someone) v. (biriyle) anlaşmaya varmaya çalışmak
treat with (someone) v. (biriyle) müzakerede bulunmak
treat with (someone) v. (biriyle) görüşme yapmak
Phrases
treat others as you would have them treat you expr. sana nasıl davranmalarını istiyorsan diğerlerine öyle davran
trick or treat expr. şeker mi şaka mı
treat others as you would have them treat you expr. sana nasıl davranılmasını istiyorsan diğerlerine öyle davran
Proverb
treat them mean keep them keen ilgi gösterme ilgi duysun
treat them mean keep them keen seversen üzülürsün üzersen sevilirsin
Colloquial
treat somebody like dirt v. adam yerine koymamak
treat like dirt v. adam yerine koymamak
treat someone like an adult v. birine yetişkin gibi davranmak
treat someone like a piece of shit v. birisine bir pislik gibi davranmak
treat like dirt v. kaale almamak
treat somebody like dirt v. kaale almamak
(do something) a treat [uk] v. (bir şeyi) mükemmel yapmak
(do something) a treat [uk] v. (bir şeyi) harika yapmak
(do something) a treat [uk] v. (makine) mükemmel çalışmak
(do something) a treat [uk] v. (elbise) harika oturmak
treat people the way you want to be treated expr. insanlara kendine davranılmasını istediğin şekilde davran
treat people the way you want to be treated expr. kendine davranılmasını istediğin şekilde davran insanlara
treat people the way you want to be treated expr. kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
your treat expr. sen öde
it is your treat expr. sen öde
that went down a treat expr. çok keyifliydi
that went down a treat expr. çok zevkliydi
that went down a treat expr. çok iyi/hoş oldu
Idioms
dutch treat n. alman hesabı
dutch treat n. herkes kendi hesabını öder
a treat n. mükemmel
treat somebody like dirt v. adam yerine koymamak
treat somebody like dirt v. aşağı görmek
stand someone to a treat v. birine (yemek vb) ısmarlamak
pay for a treat for someone v. birine (yemek vb) ısmarlamak
treat someone as a kick in the teeth v. birisine pislikmiş gibi davranmak
treat someone like a sexual object v. birisine cinsel obje gibi davranmak
go down a treat v. büyük keyif vermek
go down a treat v. büyük rağbet görmek
treat someone as a sexual object v. birisine cinsel obje gibi davranmak
treat someone like a sexual object v. birisine cinsel objeymiş gibi davranmak
treat someone as a sexual object v. birisine cinsel objeymiş gibi davranmak
work a treat v. çok etkili olmak
go down a treat v. çok tutmak
treat someone as a kick in the teeth v. haksızlık yapmak
be in for a treat v. hoşuna gitmek
treat with kid gloves v. gözü gibi sakınmak
treat somebody like dirt v. önemsememek
treat oneself with something v. kendini bir şey ile şımartmak
treat someone as a kick in the teeth v. mağdur etmek
treat with kid gloves v. pamuklara sararak sakınmak
treat somebody like muck v. saygısızca davranmak
treat someone as a kick in the teeth v. yüzüstü bırakmak
work a treat v. (çok) işe yaramak
treat someone with kid gloves v. birine karşı çok nazik ve hassas davranmak
treat someone with kid gloves v. birine karşı itina ile davranmak
treat someone with kid gloves v. birine yumuşak davranmak
stand to a treat v. ısmarlamak
treat (one) like royalty v. (birine) kral/kraliçe gibi davranmak
treat (one) like royalty v. (birini) el üstünde tutmak
treat (one) like royalty v. (birine) krallar/kraliçeler gibi muamele etmek
treat (someone or something) like (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka bir şey/biri) gibi değerlendirmek/düşünmek
treat (someone or something) like (someone or something else) v. (birine/bir şeye, başka biriymiş/bir şeymiş) gözüyle bakmak
treat (someone or something) like (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi düşünmek
treat (someone or something) like (someone or something else) v. (birini/bir şeyi, başka biriymiş/bir şeymiş) gibi görmek
treat (someone or something) with kid gloves v. (birini/bir şeyi) gözü gibi sakınmak
treat (someone or something) with kid gloves v. (birini/bir şeyi) pamuklara sararak sakınmak
treat (someone or something) with kid gloves v. (birine/bir şeye) karşı çok nazik ve hassas davranmak
treat (someone or something) with kid gloves v. (birine/bir şeye) karşı itina ile davranmak
treat (someone or something) with kid gloves v. (birine/bir şeye) yumuşak davranmak
treat like v. yerine koymak
treat like v. gibi davranmak
treat like v. gibi yaklaşmak
treat like v. gibi ele almak
treat like v. gibi düşünmek
trick-or-treat expr. cadılar bayramında çocukların kapı kapı dolaşıp söyledikleri söz
trick or treat expr. hediye ver yoksa karışmam
a treat expr. harika
Speaking
it's my treat expr. ben ısmarlıyorum
you can't treat me like that expr. bana böyle davranamazsın
don't treat people the way you don't want to be treated expr. kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
you shouldn't treat her this way expr. ona böyle davranamazsın
it's my treat expr. (yemekler/içkiler vb) benden
treat me like a queen expr. bana kraliçeymişim gibi davran
Law
ill treat n. fena muamele etme
invitation to treat n. icaba davet
Politics
notice to treat n. kamulaştırma ihbarı
Tourism
as a treat n. ikramlık
hospitality treat n. ikramlık
Advertising
treat yourself expr. kendini şımart
Technical
heat-treat n. ısıl işlem
surface treat n. yüzey işleme
heat treat v. sıcak işlemek
heat treat v. tavlamak
treat with tannin v. tanenlemek
Computer
treat consecutive delimiters as one expr. ardışık ayraçları tek olarak düşün
treat as html expr. html olarak davran
what a treat expr. ne müthiş
Medical
intention to treat n. tedaviye niyetlenme
number needed to treat (nnt) n. tedavi için gerekli sayı
intention-to-treat analysis n. tedavi amaçlı analiz
intention-to-treat analysis n. tedavi amacına yönelik analiz
treat migraine v. migreni tedavi etmek
treat psychiatric illness v. psikiyatrik hastalıkları tedavi etmek
Veterinary
dog treat n. köpek bisküvisi
Agriculture
treat [dialect] n. irice yapıdaki buğday kepeği
Social Sciences
trick or treat v. cadılar bayramında şeker toplamaya çıkmak