-e karşı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

-e karşı



Sens de "-e karşı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 16 résultat(s)

Turc Anglais
General
-e karşı over looking adj.
-e karşı overlooking adj.
-e karşı up against prep.
-e karşı counter to prep.
-e karşı versus prep.
-e karşı opposite to prep.
-e karşı toward prep.
-e karşı with prep.
-e karşı for prep.
-e karşı against prep.
-e karşı to prep.
-e karşı vs (versus) prep.
-e karşı on [dialect] prep.
Colloquial
-e karşı down on adj.
Trade/Economic
-e karşı anti- pref.
Technical
-e karşı against prep.

Sens de "-e karşı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 296 résultat(s)

Turc Anglais
General
-e karşı isteksizlik aversion to n.
-e karşı sorumluluk duty towards n.
-e karşı tedbir provision against n.
-e karşı tedbir provision for n.
-e karşı güzel davranış gesture toward n.
-e karşı jest gesture toward n.
'e karşı yöneltilen eleştiri criticism raised against n.
-e karşı avantaj elde etmek gain an advantage over v.
-e karşı savunmak defend against v.
-e karşı olmak be down on v.
-e karşı ilgisiz olmak be indifferent to v.
-e karşı olmak be averse to v.
-e karşı şansı olmak have a chance against v.
-e karşı önlem almak guard against v.
-e karşı sigorta etmek insure against v.
-e karşı yüksek sesle protestoda bulunmak cry out against v.
-e karşı olmak go against v.
-e karşı gelmek cross v.
-e karşı ayırım yapmak discriminate against v.
-e karşı gelmek go against v.
-e karşı hazırlıklı olmak provide against v.
-e karşı isyan etmek rebel against v.
-e karşı uyarmak warn against v.
-e karşı harekete geçmek mobilize against v.
-e karşı saldırıya geçmek mount an attack against v.
-e karşı olmak oppose v.
-e karşı olmak side against v.
-e karşı savaşmak wage war on v.
-e karşı korumak safeguard against v.
-e karşı ilgisiz olmak be insensible to v.
-e karşı ilgisiz olmak be insensitive to v.
-e karşı savaşmak wage war against v.
-e karşı savaşım vermek crusade against v.
-e karşı savaşmak wage war with v.
-e karşı şiddetli ilgi duymak take an eager interest in v.
-e karşı kamuoyu oluşturmak create a public opinion against v.
-e karşı ayaklanmak rise against v.
-e karşı bahse girmek bet against v.
-e karşı suçlamalarda bulunmak make allegations against v.
-e karşı birlik olmak align against v.
-e karşı günah işlemek sin against v.
-e karşı garanti vermek guarantee against something v.
-e karşı çıkmak/durmak be in opposition to v.
-e karşı kazanma şansı olmak have a chance to win against someone v.
-e karşı ayaklanmak rebel against v.
-e karşı güvenlik (güvenliği) sağlamak provide security against v.
(mahkeme aracılığıyla) -e karşı yasaklama/durdurma kararı aldırmak secure an injunction against v.
-e karşı avantajlı duruma geçmek gain an advantage over v.
-e karşı üstünlük sağlamak gain an advantage over v.
-e karşı üstünlük elde etmek gain an advantage over v.
-e karşı yasal süreç başlatmak initiate legal action against v.
-e karşı hukuki süreç başlatmak initiate legal action against v.
e karşı tedbirler almak take precautions against v.
-e karşı günah işlemek aguilt v.
'-e karşı akmak lave v.
-e karşı şiddetle harekete geçmek whack v.
-e karşı akmak lip v.
-e karşı dikkatsiz olmak by-pass v.
'-e karşı hesaplamak offset v.
'-e karşı avantajlı duruma geçmek one up v.
'-e karşı üstünlük sağlamak one up v.
'-e karşı tetikte olmak counterwait v.
-e karşı öğüt vermek disadvise v.
'-e karşı nasihat etmek disadvise v.
'-e karşı tavsiye vermek disadvise v.
'-e karşı hazırlıklı olmak foresee [obsolete] v.
-e karşı hırslı ambitious of adj.
-e karşı sorumlu accountable for adj.
-e karşı isteksiz averse to adj.
-e karşı hoşgörüsüz intolerant of adj.
-e tamamen karşı dead set against adj.
-e karşı sorumlu liable for adj.
-e karşı bağışık immune to adj.
-e karşı dikkatli careful of adj.
-e karşı dikkatli heedful of adj.
-e karşı dikkatsiz heedless of adj.
-e karşı nazik kind to adj.
-e karşı muhalif rebelled against adj.
-e karşı sorumlu responsible adj.
-e son derece karşı damning adj.
-e karşı dayanıklı proof adj.
-e karşı galibiyet triumphing over adj.
(e karşı) kayıtsız overlooking adj.
-e karşı koyan offending adj.
-e karşı duran set adj.
-e karşı yoğun engellere rağmen despite overwhelming odds against adv.
-e karşı dikkatli attentive to prep.
-e karşı olarak as opposed to prep.
-e karşı olarak in opposition to prep.
-e karşı istekli inclined to prep.
-e karşı dost friendly to prep.
-e karşı tersine counter to prep.
-e karşı misafirperver hospitable to prep.
-e karşı sorumlu liable to prep.
e karşı against prep.
e/a karşı to prep.
e/a karşı (skor) to prep.
e karşı towards prep.
-e karşı anlamı veren ön ek cross- pref.
Phrasals
-e karşı ses çıkarmak clamor against n.
'-e söz ve eylemleriyle karşı çıkmak clamor against n.
'-e alenen karşı olmak clamor against n.
'-e karşı güç birliği etmek combine (something) against (someone or something) v.
'-e karşı el ele vermek combine (something) against (someone or something) v.
'-e karşı güç birliği oluşturmak combine something against someone or something v.
'-e karşı el ele vermek combine something against someone or something v.
-e karşı propaganda yapmak agitate against v.
'-e karşı kışkırtmak agitate against v.
'-e karşı ayaklandırmak agitate against v.
'-e karşı galeyana getirmek agitate against v.
-e karşı çıkmak come up against v.
-e karşı galip gelmek/yenmek win out over someone v.
'e karşı zehirlemek poison someone against someone or something v.
-e karşı korumak/izole etmek insulate someone against something v.
(birini) -e karşı bağışık kılmak immunize someone against something v.
-e karşı birilerine liderlik etmek lead someone against someone v.
-e karşı lobi yapmak lobby against v.
-e karşı gösteri düzenlemek demonstrate against v.
-e karşı yürümek (protesto amacıyla) march against v.
-e karşı aşı yapmak vaccinate against v.
-e karşı başlatmak institute against v.
-e karşı birleşmek unite against v.
'-e karşı birini ya da bir şeyi koruma altına almak cover someone or something against something v.
'-e karşı yarışmak face off v.
'-e karşı mücadele etmek face off v.
-e karşı mücadele etmek play against v.
-e karşı oynamak play against v.
'-e karşı işlemek/kışkırtmak play against v.
'-e karşı oynamak play against v.
'-e karşı çıkmak kick about v.
'-e karşı çıkmamak acquiesce to v.
-e karşı uyarmak/ikaz etmek advise against doing v.
-e karşı uyarmak/ikaz etmek advise against doing v.
'-e karşı çıkmak argue with v.
'-e karşı bir anlayış geliştirmek attune to v.
-e karşı uyarmak caution about v.
-e karşı birlik oluşturmak combine against v.
'-e karşı güç birliği etmek combine against v.
'-e karşı el ele vermek combine against v.
'-e karşı birleşmek combine against v.
'-e karşı yarışmak contend against v.
'-e karşı çarpışmak contend against v.
-e karşı uyarmak counsel against v.
-e karşı korumak defend against v.
-e karşı müdafaa etmek defend against v.
-e karşı savunmak defend against v.
-e karşı duyarsızlaştırmak desensitize to v.
-e karşı hassasiyetini azaltmak desensitize to v.
-'e karşı garanti vermek guarantee against v.
-e karşı (bir şey) beslemek have against v.
'-e karşı (bir şeyi) olmak have against v.
'-e karşı bir şeyi/bir sorunu olmak have against v.
-e karşı olmak have something against v.
'-e karşı bir şeyi/bir sorunu olmak have something against v.
-e karşı korumak hedge against v.
-e karşı aşılamak inoculate against v.
-e karşı korumak insulate against v.
'-e karşı izole etmek/yalıtmak insulate against v.
-e karşı haklı çıkarmaya çalışmak justify to v.
'-e karşı meşrulaştırmaya çalışmak justify to v.
-e karşı birilerine liderlik etmek lead against v.
'-e karşı yasa/kanun yapmak legislate against v.
'-e karşı daha hoşgörülü olmak let up on v.
'-e karşı daha az acımasız olmak let up on v.
-e karşı bir araya getirmek line up against v.
-e karşı dizilmek line up against v.
'-e karşı sıralanmak line up against v.
'-e karşı sıraya girmek line up against v.
-e karşı dizmek line up against v.
'-e karşı sıralamak line up against v.
'-e karşı sıraya sokmak line up against v.
-e karşı (bir şey) yapmak make against v.
'-e karşı boyunu ölçmek/hesaplamak measure against v.
'-e karşı boyunu ölçmek/hesaplamak measure up against v.
-e karşı güç kazanmak mount against v.
'-e karşı atağa geçmek mount against v.
'-e karşı harekete geçmek mount against v.
'-e karşı bir hazırlık içinde olmak mount against v.
'-e karşı bir şey hazırlamak mount against v.
'-e karşı bir şey başlatmak mount against v.
'-e karşı bir şeyi etkin hale getirmek mount against v.
-e karşı kazan kaldırmak mutiny against v.
'-e karşı isyan etmek mutiny against v.
'-e karşı ayaklanmak mutiny against v.
'-e karşı sıkıştırmak pin against v.
-e karşı zehirlemek poison against v.
-e karşı doldurmak poison against v.
e karşı kışkırtmak poison against v.
-e karşı korumak preserve against v.
-e karşı korumak preserve from v.
-e karşı çıkmak protest about v.
-e karşı protestoya katılmak protest about v.
-e karşı yarışmak race against v.
-e karşı baş kaldırmak rebel at v.
-e karşı entrika düzenlemek scheme against v.
-e karşı komplo düzenlemek scheme against v.
-e karşı komplo kurmak scheme against v.
-e karşı puan kazanmak/sayı yapmak score against v.
-e karşı korumak secure against v.
-e karşı güvenlik security against v.
-e karşı koruma security against v.
-e karşı duyarlılaştırmak sensitize to v.
-e karşı duyarlı hale getirmek sensitize to v.
-e karşı hassaslaştırmak sensitize to v.
-e karşı fazla/aşırı duyarlı hale getirmek sensitize to v.
-e karşı farkındalığını artırmak sensitize to v.
-e karşı önyargılı olmak slant against v.
-e karşı önyargı beslemek slant against v.
'-e karşı ön yargılı bir tutum yaratacak şekilde yazmak/göstermek slant against v.
-e karşı yığmak stack against v.
-e karşı hazırlanmak/hazırlamak steel against v.
-e karşı güçlü hale gelmek/getirmek steel against v.
-e karşı kendini hazırlamak steel oneself for v.
-e karşı yeminli ifade vermek swear out against v.
-e karşı yüzmek swim into v.
-e karşı bir suç işlemek transgress against v.
'-e karşı bir günah işlemek transgress against v.
'-e karşı bir kusur işlemek transgress against v.
'-e karşı saldırıda bulunmak transgress against v.
'-e karşı gelmek transgress against v.
-e karşı dizlerinin bağı çözülmek/titremek tremble at v.
-e karşı zafer kazanmak triumph over v.
'-e karşı üstün gelmek triumph over v.
'-e karşı savaşmak wage against v.
-e karşı (bir şey) yazmak write against v.
-e karşı mücadele etmek combat (with) v.
-e karşı çabalamak combat (with) v.
-e karşı mücadele etmek combat (against) v.
-e karşı çabalamak combat (against) v.
Phrases
'-e karşı büyük bir merhamet beslemek yearn over v.
'-e karşı derin bir acıma duymak yearn over v.
'-e karşı çok hassas olmak yearn over v.
Colloquial
-e karşı avantaj leg up on n.
'-e karşı üstünlük leg up on n.
-e karşı yarış race against n.
-e karşı önlemler almak be on one's guard against v.
'-e karşı sorumlu olmak answer to v.
'-e karşı savunma yapmak answer to v.
-e karşı doğru/iyi olanı yapmak do somehow by v.
-e karşı önyargı bias against adj.
-e karşı peşin hüküm bias against adj.
-e karşı negatif down on adj.
-e karşı düşman/muhalif down on adj.
Idioms
-e karşı bir adım önde/avantajlı olmak hold upper hand against v.
-e karşı kazanma şansı olmak match up against somebody v.
-e karşı saf almak side against someone v.
-e karşı bir araya gelmek line up against v.
'-e karşı avantaj sağlamak have the wood on [australia/new zealand] v.
'-e karşı dayanıklı olmak have a head for v.
'-e karşı dayanıklı olmak have a good head for v.
'-e karşı dayanıklı olmak have a strong head for v.
-e karşı taş kalpli olmak steel one's heart against v.
'-e karşı merhamet etmemek/merhametsiz olmak steel one's heart against v.
'-e karşı acımasız olmak steel one's heart against v.
-e karşı içindekileri kusmak cast the gorge at v.
-e karşı üstünlük elde etmek gain dominion over v.
'-e karşı üstünlük kazanmak gain dominion over v.
'-e karşı hakimiyet kazanmak gain dominion over v.
-e karşı desteklemek go to bat against v.
'-e karşı olmak have a down on v.
'-e karşı çekimser olmak have a down on v.
'-e karşı olmak be down on v.
'-e karşı çekimser olmak be down on v.
'-e karşı önyargılı olmak have a thing about v.
'-e karşı bir şeyler hissetmek have feelings about v.
-e karşı çıkmak have heart set against v.
'-e karşı durmak have heart set against v.
-e karşı şehvet duymak have the hots for v.
'-e karşı cinsel arzu/istek duymak have the hots for v.
-e karşı savunmasız bırakmak leave oneself wide open for v.
-e karşı bir iddiada/şikayette bulunmak/dava açmak level a charge against v.
-e karşı ses çıkarmak raise voice against v.
-e karşı çıkmak raise voice against v.
-e karşı durmak set heart against v.
-e karşı çıkmak set heart against v.
-e karşı saflarını birleştirmek take sides against v.
-e karşı taraf tutmak take sides against v.
-e karşı savaşmak bear arms against v.
-e karşı önyargı prejudice against adj.
-e karşı sert tough on adj.
'-e karşı müsamahasız tough on adj.
'-e karşı acımasız tough on adj.
-e karşı iyi/nazik well disposed to adj.
-e tamamen karşı one's heart is set against expr.
Politics
işid'e karşı koalisyon anti-isis coalition n.
1900'de avrupa'nın başlıca devletleri, abd ve japonya arasında yapılan ve doğu'da yalnızca çin'e karşı ortak hareket edileceğini ifade eden anlaşma concert of the powers n.
Computer
karşı tarafın rızası olmadan gönderilen e-posta unsolicited e-mail n.
History
louis xıv'e karşı ayaklanmış cévennes bölgesi protestan isyancılar camisard n.
iskoç ayrılık kiliseleri'ndeki auld lichts'e karşı gönüllülük ilkesini destekleyen iki partiden birinin üyesi olan kimse new light n.
1555'te dağılana kadar cenevre'de faal olmuş ve kentin özgürlüğünü calvin'e ve fransız mültecilere karşı savunmuş siyasi bir partiye mensup kimse libertine n.
1555'te dağılana kadar cenevre'de faal olmuş ve kentin özgürlüğünü calvin'e ve fransız mültecilere karşı savunmuş siyasi bir partiye mensup kimse perrinist n.
Military
birleşik devletler'e karşı gerçekleştirilen saldırı veya güç kullanımı hostile act n.
Abbreviation
karşı tarafın rızası olmadan gönderilen toplu e-posta ube (unsolicited bulk e-mail) n.
karşı tarafın rızası olmadan gönderilen ticari e-posta uce (unsolicited commercial e-mail) n.
Modern Slang
'-e karşı duyarlı allergic to adj.
'-e karşı alerjik allergic to adj.