toward - Turc Anglais Dictionnaire

toward

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "toward" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 36 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
toward prep. karşı
My parents taught me to be considerate toward the poor.
Ailem bana yoksullara karşı düşünceli olmayı öğretti.

More Sentences
General
toward prep. yönünde
There is broad agreement between the Commission and all Members of this House that we should move toward alignment.
Komisyon ve bu Meclisin tüm Üyeleri arasında uyum yönünde ilerlememiz gerektiği konusunda geniş bir mutabakat vardır.

More Sentences
toward prep. için
We need to work towards a solution.
Bir çözüm için çalışmalıyız.

More Sentences
toward prep. -e doğru
We’re determined to drive your organization toward its goals.
Kuruluşunuzu hedeflerine doğru yönlendirmeye kararlıyız.

More Sentences
toward prep. -e/a
He gave him money to put towards a new car.
Yeni bir arabaya yatırması için ona para verdi.

More Sentences
toward prep. yakınında
They had a wooden cabin our towards the river.
Nehrin yakınında ahşap bir kulübeleri vardı.

More Sentences
toward prep. .-e doğru
We heard the doorbell rang toward midnight.
Gece yarısına doğru kapı zilinin çaldığını duyduk.

More Sentences
toward prep. yönelik
I think that it makes the whole attitude toward math different.
Bunun matematiğe yönelik tavrı bütünüyle farklı kıldığını düşünüyorum.

More Sentences
toward adj. yumuşak başlı
toward adj. çok şey vaat eden
toward adj. uysal
toward adj. şu anda gerçekleşen
toward adj. müsait
toward adj. elverişli
toward prep. bir şeyin ödenmesi olarak
toward prep. hakkında
toward prep. doğrultusunda
toward prep. tarafına doğru
toward prep. -in yanına doğru
toward prep. -e yakın (bir zaman)
toward prep. -e karşı
toward prep. ile ilgili olarak
toward prep. -e kıyasla
toward prep. varlığında
toward prep. mevcudiyetinde
toward prep. -den kısa süre önce
toward prep. -den hemen önce
toward prep. -e yardım etmek için
toward prep. -in gelişmesi yolunda
toward prep. kısmi ödemesi için
toward prep. maliyetlerinin karşılanmasında
toward prep. yaklaşık olarak
toward prep. sularında
toward prep. -den önce
toward prep. -e yönelik
toward prep. olmadan

Sens de "toward" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 383 résultat(s)

Anglais Turc
Phrasals
point toward v. (birşeyi) işaret etmek
All of these questions point toward how we should spend our money.
Bütün bu sorular paramızı nasıl harcamamız gerektiğine işaret ediyor.

More Sentences
advance toward (something or some place) v. (bir yere veya amaca doğru) ilerlemek
The soldiers advanced toward the town.
Askerler kasabaya doğru ilerledi.

More Sentences
lean toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru eğilmek
Thomas leaned toward Joanna and they hugged.
Thomas Joanna'ya doğru eğildi ve sarıldılar.

More Sentences
General
gesture toward n. -e karşı güzel davranış
gesture toward n. -e karşı jest
conduce toward v. neden olmak
conduce toward v. vesile olmak
behave as an older sister (toward) v. ablalık etmek
behave unjustly toward v. mağdur etmek
lean toward v. sıcak bakmak
lean toward v. olumlu bakmak
pull toward oneself v. kendine çekmek
go a long way toward doing something v. çok yararlı olmak
go a long way toward doing something v. bir şeye çok katkıda bulunmak
steer toward someone v. direksiyonu üzerine kırmak
drive toward someone v. direksiyonu üzerine kırmak
drive toward someone v. direksiyonu üstüne kırmak
steer toward someone v. direksiyonu üstüne kırmak
aim one's attention toward something v. dikkatini bir şeye vermek
make a difference in one's attitude toward doctors v. doktorlara yönelik düşüncesini/tavrını vs değiştirmek
pull toward oneself v. kendine doğru çekmek
toward [obsolete] adj. eli kulağında
toward [obsolete] adj. iyi niyetli
toward [obsolete] adj. yardımsever
toward [obsolete] adj. çabuk öğrenen
toward [obsolete] adj. öğrenmeye eğilimli
toward the past adv. geçmişe doğru
toward noon adv. öğleye doğru
toward the front adv. öne doğru
toward the side adv. kenara doğru
toward [obsolete] prep. mağazada
toward [obsolete] prep. görünürde
Phrasals
point toward v. (birşeyin) göstergesi olmak
fall away toward something v. aşağıya doğru uzanmak
drift toward something v. -e doğru gelmek/sürüklenmek
head toward v. -e doğru yol almak
head toward v. -e doğru yöneltmek
move toward v. 'e doğru hareket etmek
progress toward something v. 'e doğru ilerlemek
push someone toward someone or something v. 'e doğru itmek
push toward someone or something v. 'e doğru hareket etmek/ilerlemek
lean toward v. yaslanmak
lean toward v. dayanmak
reach toward v. 'e uzanmak/davranmak
save money toward something v. (bir şey almak/belli bir amaç/hedef için) para biriktirmek
slope (down) toward something v. aşağıya doğru uzanmak
swim toward someone or something v. -e/doğru yüzmek
barrel toward v. ileri atılmak
barrel toward v. paldır küldür gitmek
barrel toward v. koşmak
barrel toward v. depar atmak
steer toward (something) v. (başka bir şeye) çekmek
steer toward (something) v. aklını çelmek
steer toward (something) v. yöneltmek
steer toward (something) v. yönlendirmek
steer toward (something) v. gözünü (bir şeye) çevirtmek
steer toward something v. seçmesi için ikna etmeye çabalamak
steer toward something v. birine doğru yönlendirmek
steer toward something v. bir araya getirmeye çalışmak
steer toward something v. arabanın vs. burnunu bir yere doğru çevirmek
steer toward something v. arabayı, tekneyi, uçağı vs. bir yere doğru yöneltmek
steer toward something v. bir yere doğru ilerlemek
advance toward (something or some place) v. (bir yere doğru) yürümek
advance toward someone or something v. (birine veya bir şeye doğru) ilerlemek/yürümek
draw someone or something toward someone or something v. birini/bir şeyi yanaştırmak
draw someone or something toward someone or something v. birini/bir şeyi yaklaştırmak
draw someone or something toward someone or something v. birini/bir şeyi çekmek
fall toward something v. bir şeye doğru devrilmek
fall toward something v. bir şeye doğru eğrilmek/yatmak
fall toward something v. bir şeye doğru düşmek
gear toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlamak
gear toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) göre tasarlamak
gear toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) göre ayarlamak
gear toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) göre düzenlemek
gear toward (someone or something) v. (biri/bir şey) için tasarlamak
gear toward (someone or something) v. belli bir amaç için tasarlamak
lurch toward someone or something v. birine veya bir şeye doğru yalpalamak
lurch toward someone or something v. birine veya bir şeye doğru sendelemek
lurch toward someone or something v. birine veya bir şeye doğru sallana sallana yürümek
go toward someone or something v. birine/bir şeye doğru yönelmek
go toward someone or something v. bir amaca gitmek
go toward v. '-e katkı sağlamak
go toward v. '-e katkıda bulunmak
go toward someone or something v. birine/bir şeye yönelmek
go toward v. bir yöne doğru gitmek
go toward someone or something v. birine/bir şeye doğru gitmek
go toward someone or something v. bir şey için kullanılmak
draw (someone or something) toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye) doğru çekmek
draw (someone or something) toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye) çekmek
draw (someone or something) toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye) yaklaştırmak
draw (someone or something) toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye) doğru yaklaştırmak
sway toward (something) v. (başka bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak
sway toward (something) v. (bir şeye) doğru çekmek
sway toward (something) v. (bir şeye/tarafa) eğilmek
sway toward (something) v. (bir şeye/tarafa) doğru yön değiştirmek
sway toward (something) v. (bir şeye) doğru yönlendirmek
sway toward (something) v. (başka bir şeye/tarafa) doğru yönlenmek
sway toward (something) v. (bir şeyi) benimsemeye ikna etmek
sway toward (something) v. (bir şeye) doğru meyil ettirmek
sway toward (something) v. (başka bir şeye/tarafa) eğilim göstermek
sway toward (something) v. (bir şeyi) yapmaya ikna etmek
sway toward (something) v. (bir şeyi) kabul etmeye/benimsemeye meyilli olmak
sway toward (something) v. (bir şeye/tarafa) meyil etmek
sway toward (something) v. (bir şeyi) kabul etmeye/benimsemeye yatkın olmak
sway toward (something) v. (bir şeye) doğru saptırmak
sway toward (something) v. (başka bir şeye/tarafa) meyletmeye başlamak
sway toward (something) v. (bir şeye/tarafa) yönelmeye başlamak
sway toward (something) v. (bir şeye) doğru aklını çelmek
sway toward (something) v. (bir şeye/tarafa) sapmak
sway toward (something) v. (bir şeyi) yapmaya razı etmek
sway toward (something) v. (bir şeye/tarafa) dönmek
incline toward someone or something v. birine/bir şeye olumlu bakmak
incline toward someone or something v. birini/bir şeyi tercih etmeye meyilli olmak
incline toward someone or something v. birine/bir şeye doğru eğilmek
incline toward someone or something v. birine/bir şeye daha yakın hissetmek
incline toward someone or something v. tercihi birinden/bir şeyden yana olmak
incline toward someone or something v. birine/bir şeye sıcak bakmak
push toward v. '-e zorlamak
push toward v. '-e yolunda aşama kaydetmek
push toward v. birini/bir şeyi bir sonuca yaklaştırmak
push toward v. konusunda baskı yapmak
push toward v. -e teşvik etmek
push toward v. -e doğru ilerleme kaydetmek
push toward v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru itmek
push toward v. birini/bir şeyi bir sonuca doğru ilerletmek
push toward v. birini/bir şeyi bir sonuca itmek
push toward v. birini/bir şeyi bir amaca itmek
push toward v. birini/bir şeyi bir amaca yaklaştırmak
push toward v. birini/bir şeyi bir amaca doğru ilerletmek
push toward v. '-e doğru zar zor ilerlemek
push toward v. -e doğru ilerlemek/hareket etmek
push toward v. '-e mecbur bırakmak
work toward (something) v. (bir şeyi) bir yere doğru çekmeye/itmeye çalışmak
work toward (something) v. (bir şey) için yoğun çaba sarf etmek
work toward v. bir amaca ulaşmak için uğraşmak
work toward something v. bir şeye/yere ulaşmaya çalışmak
work toward (something) v. tüm enerjisini, zamanını, çabasını bir şeye sarf etmek
work toward something v. bir şeye/yere doğru gitmeye çalışmak
work toward (something) v. yoğun bir şekilde (bir şeye) ulaşmaya çalışmak
work toward something v. bir amaca doğru ilerlemek
work toward v. bir amaç için gayret sarf etmek
work toward v. bir amaç için çabalamak
work toward v. bir yere doğru ilerletmeye çalışmak
work toward (something) v. güçlükle (bir şeyi) bir yere doğru taşımaya çalışmak
work toward v. güçlükle bir yere doğru taşımaya çalışmak
work toward (something) v. (bir şeyi) bir yere doğru ilerletmeye çalışmak
work toward v. bir yere götürmeye çalışmak
work toward something v. bir şeye/yere doğru ilerlemeye çalışmak
work toward (something) v. (bir şeyi) bir yere götürmeye çalışmak
work toward something v. terfiye, göreve doğru ilerlemek
work toward v. bir yere doğru çekmeye/itmeye çalışmak
make toward (something) v. (bir şeye/yere) doğru hızla yol almak
make toward v. '-e doğru hızla gitmek
make toward (something) v. (bir şeye/yere) doğru kaçarcasına ilerlemek
make toward (something) v. (bir şeye/yere) doğru hızla gitmek
make toward v. '-e doğru kaçarcasına ilerlemek
make toward (something) v. (bir şeye/yere) doğru hızla ilerlemek
make toward v. -e doğru hızla ilerlemek
make toward v. '-e doğru hızla yol almak
make toward v. '-e hızla ulaşmaya çalışmak
point toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) göstermek
point toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) parmağıyla işaret etmek
point toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yerini işaret etmek
point toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) parmağıyla göstermek
point toward (someone or something) v. yüzü (birine/bir şeye) dönük olmak
point toward (someone or something) v. yüzü (birine/bir şeye) döndürmek
point toward (someone or something) v. önü (bir yere/bir şeye) döndürmek
point toward (someone or something) v. önü (bir yere/bir şeye) dönük olmak
point toward (someone or something) v. önü (bir yere/bir şeye) bakmak
point toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yerini göstermek/tarif etmek
point toward (someone or something) v. yüzü (birine/bir şeye) bakmak
point toward (someone or something) v. yüzü (birine/bir şeye) baktırmak
point toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) işaret etmek
point toward (someone or something) v. önü (bir yere/bir şeye) baktırmak
point toward (someone or something) v. işaret ederek (birinin/bir şeyin) yerini göstermek/tarif etmek
put (something) toward (something) v. (bir şey) için (bir şey) harcamak
put toward v. için sağlamak
put (something) toward (something) v. (bir şeyi) elde etmek için (bir şey) yapmak/harcamak
put (something) toward (something) v. (bir şey) için para ayırmak
put (something) toward (something) v. (bir şey) için (bir şey) sarf etmek
put (something) toward (something) v. (bir şey) için kenara para koymak
put toward v. için kenara koymak
put (something) toward (something) v. parayı (bir şey, borç, fatura) için kullanmak
put toward v. için ayırmak
angle off (to or toward something) v. (bir şey yönünde) açı yapmak
angle off (to or toward something) v. (bir şeye doğru) bir açı yapmak
angle off (to or toward something) v. (bir şeye doğru) bir açıyla dönmek
angle off (to or toward something) v. (bir şeye doğru) açılı dönmek
angle off (to or toward something) v. (bir şeye doğru) bir açıyla hareket etmek
come out toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne atlamak
come out toward someone or something v. ortaya çıkıp birine/bir şeye saldırmak
come out toward someone or something v. çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak
come out toward someone or something v. birden birine/bir şeye saldırmak
come out toward someone or something v. birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak
come out toward someone or something v. çıkıp birine/bir şeye saldırmak
come out toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak
come out toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek
drift toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru gelmek/sürüklenmek
drift toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yaklaşmak
drift toward v. -e doğru gelmek/sürüklenmek
fall away toward v. -e doğru uzanmak
fall away toward v. aşağıya doğru uzanmak
fall toward v. -e doğru eğrilmek/yatmak
fall toward v. -e doğru düşmek
fall toward v. -e doğru devrilmek
gear toward v. '-e hitap edecek şekilde planlamak
gear toward v. için tasarlamak
gear toward v. … olacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek
gear toward v. '-e göre değiştirmek
gear toward v. '-e göre ayarlamak/uyarlamak
gear toward v. -e göre düzenlemek
gear toward v. '-e uyacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek
gear toward v. '-e göre tasarlamak
gravitate toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) meyletmek
gravitate toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) eğilim göstermek
gravitate toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yönelmek
gravitate toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) yönelmek
harbor (something) toward (someone or something) v. birine/bir şeye karşı bir his beslemek/duymak
head toward someone or something v. dosdoğru birine/bir şeye gitmek
head toward someone or something v. direkt/doğrudan birine/bir şeye gitmek
head toward something v. bir sonuca doğru gitmek/ilerlemek
head toward something v. bir şeye doğru ilerlemek/evrilmek
head toward someone or something v. birine/bir şeye doğru yol almak/yönelmek
incline toward v. -e doğru eğilmek
incline toward v. '-i tercih etmeye meyilli olmak
incline toward v. '-e olumlu bakmak
incline toward v. '-e sıcak bakmak
incline toward v. '-e meyilli olmak
incline toward v. '-den yana olmak
incline toward v. '-e daha yakın hissetmek
lean toward (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana olmak
lean toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) tercih etmek
lean toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) meyilli olmak
lean toward doing v. yapmaktan yana olmak
lean toward doing v. yapmayı tercih etmek
lean toward doing v. yapmaya meyilli olmak
lean toward doing v. yapmaya olumlu/sıcak bakmak
lean toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) olumlu/sıcak bakmak
pay (something) toward (something else) v. (bir şey) için (bir miktar) para ödemek
pay (something) toward (something else) v. (bir şeye) yönelik olarak (bir miktar) para ödemek
progress toward v. -e doğru ilerlemek
pull (someone or something) toward (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye/kendine) doğru çekmek
pull (someone or something) toward (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye/kendine) çekmek
reach toward (someone or something) v. bir şeyi (birine/bir şeye) doğru uzatmak
reach toward (someone or something) v. elini (birine/bir şeye) doğru uzatmak
reach toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) uzanmak
reach toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru uzanmak
reach toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) elini uzatmak
save toward (something) v. (bir şey) almak için para biriktirmek
save toward (something) v. (bir şey) için kenara para koymak
save toward (something) v. (bir şey) için para biriktirmek
slant toward v. -e doğru eğilmek
slant toward v. '-e doğru yan yatmak
slope toward v. -e doğru uzanmak
slant toward v. -in tarafını temsil etmek
slope toward v. aşağıya doğru uzanmak
slope toward v. yokuş aşağı uzanmak
slope toward (something) v. (bir şeye) doğru meyillendirmek
slant toward v. taraflı yazı yazmak
slope toward (something) v. (bir şeye) doğru yokuş aşağı uzatmak
slant toward v. '-e doğru kaykılmak
slant toward v. -in tarafını tutmak
slant toward v. -in tarafına meyilli olmak
slope toward (something) v. (bir şeye) doğru meyillenmek
slant toward v. -in tarafını desteklemek
slant toward v. -den yana olmak
slant toward v. -e dayanmak/yaslanmak
slope toward (something) v. (bir şeye) doğru yokuş aşağı uzanmak
slant toward v. taraflı bir şey sunmak
slant toward v. -e doğru meyletmek
strive toward (something) v. (bir şey) için gayret etmek
strive toward (something) v. (bir şey) için uğraşmak
swim toward v. -e/doğru yüzmek
tend toward v. -e yönelmek
tend toward v. -e eğilimli olmak
tend toward v. -e yatkın olmak
tend toward v. -e meyilli olmak
tend toward (something) v. (bir şeye) eğilimli olmak
tend toward (something) v. (bir şeye) meyilli olmak
tend toward v. -e doğru yönelmek
tend toward (something) v. (bir şeye) yatkın olmak
tilt toward (something) v. (bir şeye) doğru eğmek
tilt toward (something) v. (bir şeye) doğru eğilmek
trend toward v. '-e doğru yönelmek
trend toward v. -e doğru eğilim göstermek
turn toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kabul etmek
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) sarılmak
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) dönmek
turn toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) benimsetmek
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) dönmesini sağlamak
turn toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kabul etmek
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yöneltmek
turn toward (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgilenmesini sağlamak
turn toward (someone or something) v. (birini/bir şeyi) benimsemek
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru döndürmek
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) merak duymasını sağlamak
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) inanmasını sağlamak
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru dönmek
turn toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) inanmak
Phrases
slant toward someone or something v. birine/bir şeye doğru eğilmek
slant toward someone or something v. birine/bir şeye doğru devrilmek
slant toward (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana bir yazı yazmak
slant toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) dayanmak/yaslanmak
slant toward (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana olmak
slant toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru meyletmek
slant toward someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne doğru eğilmek
slant toward someone or something v. birine/bir şeye doğru yan yatmak
slant something toward someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını desteklemek
slant toward (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana bir şey sunmak
slant something toward someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını yansıtmak
slant toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yan yatmak
slant toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru devrilmek
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını destekleyen bir şey sunmak
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını temsil eden bir şey sunmak
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak
slant toward someone or something v. birine/bir şeye dayanmak/yaslanmak
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını tutan bir şey sunmak
slant something toward someone or something v. bir şeyi birinden/bir şeyden tarafa yapmak
slant toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru eğilmek
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını temsil etmek
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını destekleyen yazı yazmak
slant something toward someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek
slant toward (someone or something) v. taraflı yazı yazmak
slant toward (someone or something) v. taraflı bir şey sunmak
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafında olmak
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını tutan bir yazı yazmak
slant something toward someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin lehine çevirmek
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını temsil eden bir yazı yazmak
slant toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yatmak
slant something toward someone or something v. bir şeyi birini/bir şeyi destekler şekilde yapmak
slant toward someone or something v. birine/bir şeye doğru kaykılmak
slant toward someone or something v. birine/bir şeye doğru meyletmek
slant toward (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) tarafını tutmak
slant toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru kaykılmak
slant toward someone or something v. birine/bir şeye doğru yatmak
veer toward someone or something v. aniden birine/bir şeye doğru kırmak
veer toward someone or something v. keskin bir şekilde birine/bir şeye doğru kırmak
veer toward someone or something v. birden birine/bir şeye doğru sapmak
veer toward someone or something v. aniden birine/bir şeye dönmek
toward the future expr. geleceğe doğru
Colloquial
be getting on toward (a time) v. (bir zamana) yaklaşmak
be getting on toward (a time) v. neredeyse (bir zaman) olmak
getting on toward expr. (bir şeyin zamanı) geliyor/yaklaşıyor
Idioms
go a long way toward something v. çok yardımcı olmak
gravitate toward someone v. birine meyletmek
gravitate toward someone v. birinin çekim alanına girmek
be well disposed toward someone v. birine karşı iyi/nazik olmak
trend toward something v. -e doğru bir eğilim olmak
make (one's) way toward (something or some place) v. (bir şeye/birine) doğru ilerlemek
make (one's) way toward (something or some place) v. (bir şeye/birine) doğru gitmek/yol almak
make (one's) way toward (something or some place) v. (bir şeye/birine) doğru yönelmek
harbor ill will toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı düşmanlık beslemek
harbor ill will toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kin gütmek
harbor ill will toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı garezi olmak
harbor ill will toward (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kin beslemek/duymak
go a long way toward v. '-e çok yardımcı olmak
go a long way toward v. '-e çok yararlı olmak
go a long way toward doing v. yapmaya çok yardımcı olmak
go a long way toward doing v. yapmaya çok yararlı olmak
go a long way toward v. -e çok katkıda bulunmak/katkısı olmak
go a long way toward doing v. yapmaya çok katkıda bulunmak/katkısı olmak
geared toward (someone or something) adj. (birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlanmış
geared toward (someone or something) adj. belli bir amaç için tasarlanmış
geared toward (someone or something) adj. (biri/bir şey) için tasarlanmış
geared toward (someone or something) adj. (birinin/bir şeyin) kullanımı için tasarlanmış
geared toward (someone or something) adj. (birine/bir şeye) göre düzenlenmiş
geared toward (someone or something) adj. (birine/bir şeye) göre tasarlanmış
geared toward (someone or something) adj. (birine/bir şeye) göre ayarlanmış
well disposed toward (someone or something) adj. (birine/bir şeye) karşı iyi/nazik
trend toward something expr. -e eğilimin/rağbetin artması
Speaking
hands toward heaven! expr. ellerinizi yukarı kaldırın!
Politics
trend toward military dictatorship n. askeri diktatörlük kurma eğilimi
Technical
tendency toward sliding n. kaymaya karşı meyil
tendency toward sliding n. kayma eğilimi
Computer
look toward v. 'e doğru bakmak
Telecom
increasing trend toward integrating and interconnecting computer n. bütünleştirici ve arabağlantı bilgisayara doğru artan eğilim
Aeronautic
rapid plunge toward earth n. uçağın yere çakılması
rapid plunge toward earth n. uçağın düşmesi
Statistics
regression toward the mean n. seçilen x değerleri ile gözlenen y değerleri arasındaki ilişki
regression toward the mean n. ortalamaya doğru regresyon
regression toward the mean n. ortalamaya bağlanım