away with - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

away with



Sens de "away with" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 3 résultat(s)

Anglais Turc
Colloquial
away with expr. gözüm görmesin
away with expr. yıkıl karşımdan
away with expr. defol git

Sens de "away with" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 229 résultat(s)

Anglais Turc
General
doing away with n. tasfiye
run away with v. kaçmak
walk away with v. çalmak
run away with v. en çok başarı kazanan biri olmak (bir konuda)
do away with v. işini bitirmek
make away with v. öldürmek
do away with v. kaldırmak
do away with v. yok etmek
get away with v. yapılan iş yanına kar kalmak
make away with v. ortadan kaldırmak
make away with v. yürütmek
have it away with somebody v. mercimeği fırına vermek
run away with v. alıp kaçmak
make away with v. alıp götürmek
do away with v. defterini dürmek
do away with v. yürürlükten kaldırmak
do away with v. icabına bakmak
do away with v. feshetmek
get away with it v. ettiği yanına kar kalmak
make away with v. yok etmek
do away with v. durdurmak
break away with someone v. ipleri koparmak
walk away with v. yürütmek
do away with v. öldürmek
do away with somebody v. canına kıymak
do away with v. ortadan kaldırmak
make away with v. kurtulmak
run away with v. kaçmak (aşığı ile)
walk away from the accident with only minor injuries v. hafif sıyrıklarla kurtulmak
walk away from the accident with only minor injuries v. hafif sıyrıklarla atlatmak
do away with v. izale etmek
get away with v. çalıntıyla birlikte kaçmak
get away with v. yanına kar kalmak
get away with v. cezasını görmemek
get away with v. bedelini ödememek
get away with v. çalıp kaçmak
get away with v. cezalandırılmamak
run away with v. alıp götürmek
run away with v. çalmak
get away with v. yanına kalmak
come away with someone v. birisiyle seyahat etmek
run away/elope with a man she met online/on internet v. internette tanıştığı adama kaçmak
run away/elope with a man she met online/on internet v. internetten tanıştığı adama kaçmak
Phrasals
make away with v. öldürmek
run away with v. aceleyle götürmek
run away with v. aşırmak
make away with v. hakkından gelmek
run away with v. ele geçirmek
make away with v. harcamak
make away with v. araklamak
run away with v. yük parçasını sıkıca tutarak güverte boyunca koşmak
run away with v. performansıyla göze çarpmak
run away with v. diğerlerini gölgede bırakmak
send someone away with something v. birini bir şey ile yollamak/göndermek
do away with something v. bir şeyden kurtulmak
do away with something v. başından savmak
do away with something v. defetmek
be done away with v. geçersiz kılınmak
run away with v. geride bırakmak
do away with (oneself) v. intihar etmek
walk away with v. kolayca kazanmak (ödülü/yarışmayı)
be done away with v. lağvedilmek
walk away with something v. kolayca kazanmak/yenmek
run away with v. kontrolünü (bir şeye) bırakmak
be done away with v. (kurum) kaldırılmak
run away with v. yenmek
get away with something v. (birinin yaptığı bir şey) yanına kar kalmak
run away with someone v. (sevgili vb.) birisiyle kaçmak
go away with (someone) v. (biriyle) çıkıp gitmek
go away with (someone) v. (biriyle) gitmek
go away with (someone) v. (biriyle) tatile çıkmak/gitmek
get away with v. tüketmek
get away with v. tüketerek bitirmek
get away with v. yiyip bitirmek
get away with v. içip bitirmek
run away with v. sınırların ötesine taşımak
walk away with (someone or an animal) v. (biriyle/bir hayvanla) yürüyüp gitmek
walk away with (someone or an animal) v. (biriyle/bir hayvanla) birlikte yürümek
walk away with (someone or an animal) v. (birini/bir hayvanı) alıp gitmek
walk away with (someone or an animal) v. (birini/bir hayvanı) alıp götürmek
walk away with (someone or an animal) v. (birine/bir hayvana) öncülük etmek
walk away with (someone or an animal) v. (birini/bir hayvanı) önüne katıp götürmek
come away with v. ile seyahat etmek
come away with v. ile uzağa gelmek/gitmek
come away with (one) v. (biriyle) seyahat etmek
do away with (someone, something, or oneself) v. (kendini, birini, bir şeyi) öldürmek
do away with (someone, something, or oneself) v. icabına bakmak
do away with (someone, something, or oneself) v. işini bitirmek
do away with (someone, something, or oneself) v. intihar etmek
do away with (something) v. (bir şeyi) durdurmak
do away with (something) v. (bir şeyi) kaldırmak
do away with (something) v. (bir şeye) son vermek
do away with (something) v. (bir şeyden) kurtulmak
get away with someone or something v. biriyle/bir şeyle kaçmak
get away with someone or something v. birini/bir şeyi alıp kaçmak
go away with v. ile çıkıp gitmek
go away with v. ile gitmek
go away with v. ile tatile çıkmak/gitmek
go away with someone or something v. biriyle/bir şeyle çıkıp gitmek
go away with someone or something v. biriyle/bir şeyle gitmek
go away with someone or something v. birini/bir şeyi alıp gitmek
run away with (one) v. (biriyle) kaçmak
run away with (one) v. (biriyle) sıvışmak
run away with (one) v. (biriyle) kaçıp gitmek
run away with (one) v. (sevgilisiyle) birlikte kaçmak
run away with (one) v. (birinin) duygularını/düşüncelerini ele geçirmek
run away with (one) v. (birinin) duygularını/düşüncelerini kontrolü altına almak
run away with (one) v. (birinin) duygularını/düşüncelerini etkisi altına almak
run away with (something) v. (bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak
run away with (something) v. (bir oyunu, yarışı) alıp götürmek
run away with (something) v. (bir şeyde) en iyi performansı göstermek/kolayca başarı elde etmek
run away with (something) v. (bir fikre, inanca) kapılmak
run away with (something) v. (bir şeyin) doğru/gerçek olabileceğine inanmak
run away with (something) v. (bir şey) fikrine/sanısına kapılmak
run away with (something) v. (bir şey) olduğunu zannetmek
send away with v. ile yollamak/göndermek
Phrases
with a wish locked away inside expr. içe hapsedilmiş bir arzu ile
with a wish locked away inside expr. içe gömülmüş bir arzu ile
Proverb
while two dogs are fighting for bone, a third one runs away with it iki kişi bir şey için kavga ederken/çekişirken üçüncü kişi o şeyi alır gider
Colloquial
make away with v. çalıp kaçmak
make away with v. çalıp götürmek
make away with v. ile ortadan kaybolmak
make away with v. kaldırıp götürmek
get away with it v. yakayı ele vermeden kaçmak
run away with the idea v. düşüncesine kapılmak
run away with the idea v. fikrine kapılmak
run away with the idea v. yanlış yönlendirilmek
run away with the idea v. sanısına kapılmak
run away with the idea v. olduğunu sanmak
run away with the idea v. olduğunu zannetmek
run away with the notion v. düşüncesine kapılmak
run away with the notion v. fikrine kapılmak
run away with the notion v. yanlış yönlendirilmek
run away with the notion v. sanısına kapılmak
run away with the notion v. olduğunu sanmak
run away with the notion v. olduğunu zannetmek
get carried away with (someone or something) v. (birine/bir şeye) kendini kaptırmak
get carried away with (someone or something) v. (birine/bir şeye) kapılmak
get carried away with (someone) v. (bir şeyi) abartmak
have it away (with someone) v. (biriyle) mercimeği fırına vermek
have it away (with someone) v. (biriyle) işi pişirmek
have it away (with someone) v. (biriyle9 yatmak
have it away (with someone) v. (biriyle) cinsel ilişkiye girmek
have it away with v. ile mercimeği fırına vermek
have it away with v. ile işi pişirmek
have it away with v. ile yatmak
have it away with v. ile cinsel ilişkiye girmek
get away with you! expr. hadi be ordan!
get away with you! expr. külahıma anlat!
get away with you! expr. yok yaa!
get away with you! expr. yok devenin nalı!
away with (someone or something) expr. git
away with (someone or something) expr. git buradan
away with (someone or something) expr. çık dışarı
away with (someone or something) expr. çık git buradan
away with something expr. yeter, bıktım bu şeyden
away with something expr. bir şeyi gözüm görmesin
away with something expr. bir şey defolsun gitsin
you won't get away with it [cliché] expr. paçayı kurtaramayacaksın
you won't get away with it [cliché] expr. yakayı sıyıramayacaksın
you won't get away with it [cliché] expr. bu yanına kar kalmaz
you won't get away with it [cliché] expr. kaçışın/kurtuluşun yok
you won't get away with this [cliché] expr. paçayı kurtaramayacaksın
you won't get away with this [cliché] expr. yakayı sıyıramayacaksın
you won't get away with this [cliché] expr. bu yanına kar kalmaz
you won't get away with this [cliché] expr. kaçışın/kurtuluşun yok
you'll never get away with it [cliché] expr. kaçışın/kurtuluşun yok
you'll never get away with it [cliché] expr. paçayı kurtaramayacaksın
you'll never get away with it [cliché] expr. yakayı sıyıramayacaksın
you'll never get away with it [cliché] expr. yaptığın cezasız kalmayacak
you'll never get away with it [cliché] expr. yaptığın yanına kar kalmayacak
you'll never get away with this [cliché] expr. kaçışın/kurtuluşun yok
you'll never get away with this [cliché] expr. paçayı kurtaramayacaksın
you'll never get away with this [cliché] expr. yakayı sıyıramayacaksın
you'll never get away with this [cliché] expr. yaptığın cezasız kalmayacak
you'll never get away with this [cliché] expr. yaptığın yanına kar kalmayacak
Idioms
be carried away with one's temper v. ağzından çıkanı kulağı işitmemek
make away with v. altından girip üstünden çıkmak
send somebody away with a flea in their ear v. birisini kovmak
send somebody away with a flea in their ear v. başından kovmak
make away with v. birini satmak
make away with v. birini ekmek
make away with v. birinden kurtulmak
get away with murder v. cezasız kalmak
send somebody away with a flea in their ear v. defetmek
get away with murder v. her şeyi yapıp cezalandırılmamak
be away with the fairies v. hafif kaçık olmak
be away with the fairies v. hayal dünyasında olmak
send someone away with a flea in his ear v. kulağını bükmek
send somebody away with a flea in their ear v. kapı dışarı etmek
make away with v. tüketmek
make away with v. yok etmek
get away with blue murder v. yapılan bir hatanın cezasını çekmemek
get away with something v. yaptığı yanına kar kalmak
get away with murder v. yanına kar kalmak
get away with murder v. (cinayet) yanına kar kalmak
get away with murder v. yapılan bir hatanın cezasını çekmemek
not let someone get away with something v. yanına bırakmamak
give with one hand and take away with the other v. bir elle verdiğini öbür elle almak
make away with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak
make away with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) alıp/çalıp götürmek
make away with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ortadan kaybolmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. kuyruğunu kıstırıp kaçmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp kaçmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. utanarak kaçmak
run away with (one's) tail between (one's) legs v. süklüm püklüm kaçmak
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] v. (birini) kovmak
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] v. (birini) defetmek
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] v. (birini) kapı dışarı etmek
send (one) away with a flea in (one's) ear [uk/australia] v. (birini) başından kovmak
away with the fairies adj. aklını kaçırmış
away with the fairies adj. aklı uçmuş
away with the fairies adj. aklı başından gitmiş
away with the fairies expr. hayaller aleminde
away with the fairies expr. hayal dünyasında
Speaking
you'll never get away with it expr. bu yanına kar kalmaz
there are things you can get away with expr. bu dünyada yanına kar kalacak şeyler vardır
I can't let you get away with it expr. bunun yanına kalmasına izin veremem
you'll never get away with it expr. kaçışın/kurtuluşun yok
you'll never get away with it expr. paçayı kurtaramayacaksın
he didn’t get away with it expr. yaptıkları yanına kalmadı
you'll never get away with it expr. yaptığın yanına kar kalmayacak
you'll never get away with it expr. yaptığın cezasız kalmayacak
you'll never get away with it expr. yakayı sıyıramayacaksın
Trade/Economic
make away with valuables v. değerli şeyleri çalıp gitmek
do away with v. tasfiye etmek
Slang
get away with you! expr. bırak şimdi bu ayakları!
British Slang
away with the mixer expr. ayağı yere basmayan
away with the mixer expr. hayaller aleminde