bağımlılık - Turc Anglais Dictionnaire

bağımlılık

Sens de "bağımlılık" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 33 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bağımlılık dependency n.
Her dependency on her mother is worrisome.
Annesine olan bağımlılığı endişe vericidir.

More Sentences
bağımlılık dependence n.
The country needs to reduce its dependence on oil.
Ülkenin petrole olan bağımlılığını azaltması gerekiyor.

More Sentences
bağımlılık addiction n.
He is now fighting his addiction to heroin.
Bugünlerde eroin bağımlılığıyla mücadele ediyor.

More Sentences
General
bağımlılık habit n.
His drug habit cost his family money and time.
Adamın uyuşturucu bağımlılığı ailesinin parası ve zamanına mal oluyor.

More Sentences
bağımlılık addiction n.
I am thinking in particular of information campaigns and programmes to treat addiction to smoking.
Özellikle bilgilendirme kampanyalarını ve sigara bağımlılığının tedavisine yönelik programları düşünüyorum.

More Sentences
Trade/Economic
bağımlılık dependence n.
Is the dependence on technology in our daily lives healthy?
Günlük hayatımızda teknolojiye olan bağımlılık sağlıklı mı?

More Sentences
bağımlılık interdependence n.
There is a mutual interdependence of the two.
İkisi arasında karşılıklı bir bağımlılık vardır.

More Sentences
Politics
bağımlılık dependency n.
We welcome the fact that in November the Council gave serious consideration to this issue of coffee dependency.
Kasım ayında Konseyin kahve bağımlılığı konusunu ciddi bir şekilde ele almış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

More Sentences
Telecom
bağımlılık dependency n.
We welcome the fact that in November the Council gave serious consideration to this issue of coffee dependency.
Kasım ayında Konsey'in kahve bağımlılığı konusunu ciddi bir şekilde ele almış olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

More Sentences
Statistics
bağımlılık dependence n.
Of course, we must also add to this the problem of our dependence on outside sources of energy supply.
Elbette buna enerji tedarikinde dışa bağımlılığımız sorununu da eklemeliyiz.

More Sentences
Linguistics
bağımlılık dependence n.
For essential products, our deficit, and hence our dependence on imports of uncertain quality, has become greater.
Temel ürünler için açığımız ve dolayısıyla kalitesi belirsiz ithalata olan bağımlılığımız daha da artmıştır.

More Sentences
General
bağımlılık servitude n.
bağımlılık bondage n.
bağımlılık subservience n.
bağımlılık fixation n.
bağımlılık indulgence n.
bağımlılık subjection n.
bağımlılık inveteracy n.
bağımlılık dependance n.
bağımlılık jones n.
bağımlılık addictedness n.
bağımlılık serviceage [obsolete] n.
bağımlılık subordinacy n.
bağımlılık subordinance n.
bağımlılık subordinancy n.
Trade/Economic
bağımlılık dependance n.
Psychology
bağımlılık codependence n.
Logic
bağımlılık subsumption n.
Statistics
bağımlılık dependance n.
Linguistics
bağımlılık boundedness n.
bağımlılık connection n.
bağımlılık dependance n.
bağımlılık connexion n.

Sens de "bağımlılık" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 165 résultat(s)

Turc Anglais
General
cinsel bağımlılık sexual addiction n.
More research is needed to determine whether or not sexual addiction exists as a disorder.
Cinsel bağımlılığın bir hastalık olarak var olup olmadığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

More Sentences
bağımlılık yapmak addict v.
This website is more addicting than Facebook, and infinitely more useful.
Bu site Facebook'tan daha bağımlılık yapıcı ve çok daha kullanışlı.

More Sentences
bağımlılık yaratan addictive adj.
Checkers is a straightforward, classic, free, enjoyable and addictive game for 1 or 2 gamers.
Dama, 1 veya 2 oyuncu için basit, klasik, ücretsiz, eğlenceli ve bağımlılık yaratan bir oyundur.

More Sentences
bağımlılık yapan addictive adj.
Some drugs can only be bought with special prescriptions as they are highly addictive.
Bazı ilaçlar yüksek oranda bağımlılık yaptığı için özel reçeteyle satın alınabilirler.

More Sentences
bağımlılık düzeyindeki compulsive adj.
James wants to go to a psychiatrist about his compulsive gambling.
James bağımlılık düzeyindeki kumarbazlığı nedeniyle bir psikiyatriste gitmek istiyor.

More Sentences
Trade/Economic
karşılıklı bağımlılık interdependence n.
The interdependence between macropolicy and full employment is evident.
Makro politika ve tam istihdam arasındaki karşılıklı bağımlılık açıktır.

More Sentences
Politics
karşılıklı bağımlılık interdependence n.
The trend towards greater economic interdependence and globalisation is a reality with which we must all contend.
Daha fazla ekonomik karşılıklı bağımlılık ve küreselleşme eğilimi, hepimizin mücadele etmesi gereken bir gerçektir.

More Sentences
Technical
karşılıklı bağımlılık interdependence n.
There is massive interdependence between farming and its rural infrastructure.
Çiftçilik ve kırsal altyapı arasında büyük bir karşılıklı bağımlılık vardır.

More Sentences
Medical
bağımlılık yapan maddeler addictive substances n.
This recommendation does not come down for or against the legalisation of addictive substances.
Bu tavsiye bağımlılık yapan maddelerin yasallaştırılması lehinde ya da aleyhinde değildir.

More Sentences
Psychology
fiziksel bağımlılık physical dependence n.
There is a difference between addiction and physical dependence.
Bağımlılık ile fiziksel bağımlılık arasında fark vardır.

More Sentences
davranışsal bağımlılık behavioral addiction n.
Welcome to the age of behavioral addiction.
Davranışsal bağımlılık çağına hoş geldiniz.

More Sentences
Biology
birbirine bağımlılık interdependence n.
There is a constant interdependence between animals and plants.
Hayvanlar ve bitkiler arasında sürekli bir birbirine bağımlılık vardır.

More Sentences
Biochemistry
bağımlılık yaratan addictive adj.
Practicing the same low intensity for two to three months will be addictive and ineffective.
Aynı düşük yoğunluğu iki ila üç ay boyunca uygulamak bağımlılık yaratacak ve etkisiz olacaktır.

More Sentences
General
bağımlılık ihtiyacı dependency need n.
aşırı bağımlılık overreliance n.
dışa bağımlılık external dependence n.
bağımlılık oranı dependency rate n.
dış ülkelere bağımlılık dependency on foreign countries n.
bağımlılık kuramı dependence theory n.
tek taraflı bağımlılık dependency n.
bağımlılık teorisi dependency theory n.
toplumsal bağımlılık social dependency n.
ulusal bağımlılık national dependence n.
dış bağımlılık external dependency n.
dış bağımlılık foreign dependency n.
aşırı bağımlılık over-reliance n.
rasgele bağımlılık stochastic dependence n.
karşılıklı bağımlılık mutual dependence n.
karşılıklı bağımlılık reciprocal dependence n.
dünya çapında karşılıklı bağımlılık worldwide interdependence n.
kişisel bağımlılık personal dependency n.
aşırı bağımlılık overdependence n.
bağımlılık yapan ilaç addictive drug n.
aşırı bağımlılık overdependency n.
uyuşturucu kullanıcılarının çektiği bağımlılık krizleri withdrawals n.
keyif için alınan, bağımlılık yapmayan uyuşturucu recreational drug n.
keyif için alınan ve bağımlılık yapmayan bir uyuşturucu olarak tüketilen, kenevir ve baldan yapılan fas'a özgü bir macun majoun n.
alkollü veya bağımlılık yapıcı maddelerden arınma detox n.
karşılıklı bağımlılık co-dependence n.
bağımlılık araştırmaları bilimi addictology n.
bağımlılık yapmak cause addiction v.
bağımlılık yaratmak cause an addiction v.
bağımlılık yaratmak lead to an addiction v.
tehlikeli ve bağımlılık yapan (madde) hard adj.
bağımlılık yapmayan nonaddicting adj.
bağımlılık yaratmayan nonaddictive adj.
bağımlılık yaratmayan nonaddicting adj.
bağımlılık yaratmayan nonhabituating adj.
bağımlılık yapmayan nonaddictive adj.
bağımlılık oluşturan addictive adj.
daha az bağımlılık yapan less addictive adj.
bağımlılık yapmayan addiction free adj.
bağımlılık yaratan dependence-producing adj.
aşırı bağımlılık yapan (alkol) heavy adj.
bağımlılık yaratarak addictively adv.
Colloquial
basit bağımlılık mickey mouse habit [old-fashioned] n.
gelip geçici alışkanlık/bağımlılık mickey mouse habit [old-fashioned] n.
bağımlılık yapan uyuşturucu jockey n.
bağımlılık yapan uyuşturucu jocky n.
bağımlılık yapmayan uyuşturucu light stuff n.
bağımlılık yaratmak hook v.
(eroin gibi yasadışı veya bağımlılık yapıcı maddeleri) ana damara doğrudan enjekte etmek mainline v.
Idioms
bir aktiviteye olan bağımlılık drug of choice n.
bağımlılık derecesinde alışkanlık drug of choice n.
Trade/Economic
ihracata bağımlılık export dependence n.
bağımlılık oranı dependency ratio n.
yapısal bağımlılık structural interdependence n.
karşılıklı bağımlılık mutual interdependence n.
bağımlılık modeli interdependence model n.
teknolojik bağımlılık technological dependence n.
ekonomik yönden karşılıklı bağımlılık economic interdependence n.
dışa bağımlılık foreign-source dependency n.
bağımlılık program yönetimi kılavuzu guide to dependability programme management n.
bağımlılık kuramı dependence theory n.
işe/işletmeye bağımlılık business dependency n.
bağımlılık yönetimi dependability management n.
piyasaya bağımlılık market dependence n.
borca bağımlılık reliance on debt n.
birbirine bağımlılık derecesi degree of interdependency n.
satıcıya bağımlılık proprietary lock-in n.
satıcıya bağımlılık customer lock-in n.
satıcıya bağımlılık vendor lock-in n.
bağımlılık oranı dependency ratio n.
dışa bağımlılık external dependence n.
Politics
dışa bağımlılık dependence on foreign sources n.
dış yardıma bağımlılık dependence on foreign aid n.
karşılıklı ekonomik bağımlılık economic interdependence n.
gönüllülere bağımlılık volunteerism n.
Insurance
bağımlılık oranı dependency ratio n.
Technical
bağımlılık hizmeti dependency service n.
dairesel bağımlılık circular dependency n.
doğrusal bağımlılık linear dependence n.
olasılıksal bağımlılık stochastic dependence n.
rasgele bağımlılık stochastic dependence n.
sıra bağımlılık noncommutativity n.
Computer
rastgele bağımlılık stochastic dependence n.
döngüsel bağımlılık circular dependency n.
patikaya bağımlılık path dependence n.
Informatics
işlevsel bağımlılık functional dependence n.
olasılıksal bağımlılık stochastic dependence n.
Medical
çapraz bağımlılık cross dependency n.
alkole bağımlılık alcohol dependence n.
bağımlılık yapan madde addictive drug n.
ölüme yol açan bağımlılık addiction leading to death n.
ölüme neden olan bağımlılık addiction leading to death n.
bağımlılık derecesi dependency level n.
bağımlılık derecesi degree of dependency n.
bağımlılık derecesi addiction level n.
nikotin bağımlılık düzeyi nicotine dependence level n.
fagerstom nikotin bağımlılık testi fagerstrom test for nicotine dependence n.
amerikan bağımlılık tibbi cemiyeti american society of addiction medicine n.
amerikan bağımlılık tıp derneği american society of addiction medicine n.
kan oksijenizasyonu bağımlılık düzeyi blood oxygenation level dependence n.
tütüne olan bağımlılık tabacism n.
tütüne olan bağımlılık tabagism n.
morfinden daha az bağımlılık yapan analjezik ilaç markası talwin n.
(bağımlılık, akıl hastalığı vb. için) rehabilitasyon merkezi rehab n.
afyon, eroin veya morfin gibi narkotik uyuşturuculara olan bağımlılık narcotism n.
Psychology
fizyolojik bağımlılık physiological dependence n.
kimyasal bağımlılık chemical dependency n.
oral bağımlılık oral dependence n.
karşılıklı bağımlılık co-dependency n.
karşılıklı bağımlılık codependence n.
eş bağımlılık codependency n.
eş bağımlılık codependence n.
karşılıklı bağımlılık codependency n.
sanal bağımlılık virtual addiction n.
sanal bağımlılık cyber addiction n.
sanal bağımlılık internet addiction n.
başkalarına olan psikolojik bağımlılık anaclisis n.
bağımlılık yapan ilacı veya maddeyi bırakma withdrawal n.
ilaca karşı psikolojik bağımlılık habituation n.
zihinsel bağımlılık concubinage n.
eş bağımlılık co-dependence n.
partnere sağlıksız düzeyde bağımlılık co-dependence n.
karşılıklı bağımlılık co-dependence n.
intoksikatif uçucu maddelerin dumanını solumaya olan bağımlılık solvent abuse n.
bağımlılık yapan ilacı kesmek withdraw v.
bağımlılık yapan maddeyi bırakmak withdraw v.
pasif bağımlılık ve saldırganlık kişilik özellikleriyle ilgili oral adj.
(bağımlılık) bozukluğa rağmen işlev görebilen functional adj.
(fiziksel veya obsesif) bağımlılık anlamı veren son ek -holism suf.
Pathology
anne karnında veya doğumda bağımlılık yapan ilaçlara maruz kalmış bebekte görülen şiddetli ağlama, titreme, ateş, terleme ve kusma gibi yoksunluk semptomları neonatal abstinence syndrome n.
Pharmaceutics
güçlü fiziksel ve psikolojik etkileri olan bağımlılık yapıcı ilaç hard drug n.
morfine benzeyip daha az bağımlılık yaratan sentetik bir narkotik ilaç methadone hydrochloride n.
aynı hukuki kontrollere ve kısıtlamalara tabi olan ilaçların bulundukları resmi listede belirtilen istismar veya bağımlılık derecelerinden biri schedule n.
Food Engineering
yöne bağımlılık anisotropy n.
Math
lineer bağımlılık linear dependency n.
Statistics
istatistiksel bağımlılık statistical dependence n.
Biology
bazı bitki ve böceklerde karıncalara bağımlılık veya yakın yaşama durumu myrmecophilism n.
Biochemistry
bağımlılık yaratma özelliği addictivity n.
Marine Biology
cinsiyete bağımlılık ölümü depensation mortality n.
Social Sciences
teknolojiye bağımlılık addiction to technology n.
kullanımı sonrası kokain veya eroin gibi daha tehlikeli ve bağımlılık yapıcı maddelere geçiş yapılacağı düşünülen uyuşturucu gateway drug n.
Linguistics
dilbilgisel bağımlılık grammatical dependency n.
yapı bağımlılık structure-dependence n.
cümlelerin bağlaçlarla olan bağımlılık ilişkisi hypotaxis n.
Geology
yönlere bağımlılık anisotropy n.
Slang
insan üstü güzelliğe sahip ve bağımlılık yapan (kadın) nymphetamine n.
bağımlılık yapan ilaç chemical n.
güçlü, bağımlılık yapan uyuşturucu stumble-bumble [dated] n.
burundan çekerek kullanılan uyuşturuculara olan bağımlılık nose habit n.
eroin veya kokain gibi burundan çekerek kullanılan uyuşturuculara olan bağımlılık nose habit n.
Modern Slang
bağımlılık yaratma ihtimali addictability n.
başkalarına olan psikolojik bağımlılık üzerinden uygulanan bir psikolojik tedavi anaclitic therapy n.