Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
heavy
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Sens de
"heavy"
dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 153 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
heavy
adj.
ağır
General
2
General
heavy
n.
eşkıya
3
General
heavy
n.
haydut
4
General
heavy
v.
ağır çekmek
5
General
heavy
v.
trajik rol oynamak
6
General
heavy
v.
ciddi rol oynamak
7
General
heavy
v.
ağırlaştırmak
8
General
heavy
v.
üzmek
9
General
heavy
adj.
hazmı güç (yemek)
10
General
heavy
adj.
çok miktarda (oy kullanımı)
11
General
heavy
adj.
kantarlı
12
General
heavy
adj.
zor (iş)
13
General
heavy
adj.
sıkıcı
14
General
heavy
adj.
üzücü
15
General
heavy
adj.
ağırlıklı
16
General
heavy
adj.
çok
17
General
heavy
adj.
ağırlaşmış (göz)
18
General
heavy
adj.
baygın
19
General
heavy
adj.
şiddetle
20
General
heavy
adj.
zarafetsiz
21
General
heavy
adj.
uyku basmış
22
General
heavy
adj.
kuvvetli (yağmur/rüzgar/fırtına)
23
General
heavy
adj.
rüzgar
24
General
heavy
adj.
kabarmış (deniz)
25
General
heavy
adj.
fazla
26
General
heavy
adj.
baskın
27
General
heavy
adj.
yoğun (trafik)
28
General
heavy
adj.
beceriksiz
29
General
heavy
adj.
önemli
30
General
heavy
adj.
okkalı
31
General
heavy
adj.
boğucu (koku)
32
General
heavy
adj.
ezici
33
General
heavy
adj.
aşırı
34
General
heavy
adj.
bulutlu
35
General
heavy
adj.
kaba
36
General
heavy
adj.
incelikten yoksun
37
General
heavy
adj.
kapalı (gök)
38
General
heavy
adj.
bozuk
39
General
heavy
adj.
sıkıntılı
40
General
heavy
adj.
lök
41
General
heavy
adj.
kalın (elbise)
42
General
heavy
adj.
şiddetli
43
General
heavy
adj.
usandırıcı
44
General
heavy
adj.
ciddi
45
General
heavy
adj.
derin (sessizlik)
46
General
heavy
adj.
fırtınalı
47
General
heavy
adj.
sert
48
General
heavy
adj.
hamile
49
General
heavy
adj.
kalın (kar tabakası)
50
General
heavy
adj.
zalim
51
General
heavy
adj.
kederli
52
General
heavy
adj.
güç
53
General
heavy
adj.
ağır
54
General
heavy
adj.
koyu
55
General
heavy
adj.
kopkoyu
56
General
heavy
adj.
zor
57
General
heavy
adj.
kapalı
58
General
heavy
adj.
(hava) bulutlu
59
General
heavy
adj.
güçlü
60
General
heavy
adj.
yoğun
61
General
heavy
adj.
verimli
62
General
heavy
adj.
randımanlı
63
General
heavy
adj.
büyük ölçekli katılım gösteren
64
General
heavy
adj.
kil dolu ve doymuş
65
General
heavy
adj.
bezgin
66
General
heavy
adj.
büyük kapasiteli
67
General
heavy
adj.
zor işler için tasarlanmış
68
General
heavy
adj.
ağır sanayi ile ilgili
69
General
heavy
adj.
ağır sanayiye ait
70
General
heavy
adj.
ciddi dramatik rol ile ilgili
71
General
heavy
adj.
yüksek sesli
72
General
heavy
adj.
katı
73
General
heavy
adj.
şişman
74
General
heavy
adj.
sıkıcı ve yavan
75
General
heavy
adj.
gösterişli
76
General
heavy
adj.
göz alıcı
77
General
heavy
adj.
sakar ve yavaş
78
General
heavy
adj.
heybetli
79
General
heavy
adj.
kötü adam rolü oynayan
80
General
heavy
adj.
aşırı bağımlılık yapan (alkol)
81
General
heavy
adj.
derin (uyku)
82
General
heavy
adj.
zulmedici
83
General
heavy
adj.
dik
84
General
heavy
adj.
sarp
85
General
heavy
adj.
uyku sersemi
86
General
heavy
adj.
sarp
87
General
heavy
adj.
keskin
88
General
heavy
adj.
ağır alkollü
89
General
heavy
adj.
kaynama noktası yüksek
90
General
heavy
adj.
büyük sayıda zarlı
91
General
heavy
adj.
vurgulu
92
General
heavy
adj.
bariz titreşimli
93
General
heavy
adj.
uzun
94
General
heavy
adj.
(çamur, kum, kil nedeniyle) ilerlemesi zor
95
General
heavy
adj.
idare etmesi zor
96
General
heavy
adj.
sıcak ve nemli
97
General
heavy
adv.
ağır şekilde
98
General
heavy
adv.
ağır basarak
Colloquial
99
Colloquial
heavy
n.
ciddi gazete
100
Colloquial
heavy
adj.
büyük miktarlı
101
Colloquial
heavy
adj.
büyük miktarlar kullanan
Idioms
102
Idioms
heavy
adj.
çok iyi
Trade/Economic
103
Trade/Economic
heavy
adj.
çok miktarda (alım satım) (borsada)
104
Trade/Economic
heavy
adj.
düşük fiyatlı
Industry
105
Industry
heavy
adj.
büyük ölçekli üretim yapan (sanayi)
Technical
106
Technical
heavy
adj.
ağır iş
Aeronautic
107
Aeronautic
heavy
n.
büyük çok motorlu uçak
Veterinary
108
Veterinary
heavy
adj.
soluğan hastalığına yakalanmış
109
Veterinary
heavy
adj.
soluğan hastalığı olan
Gastronomy
110
Gastronomy
heavy
adj.
(hamur işi) iyice kabarmamış
111
Gastronomy
heavy
adj.
hamur olmuş
112
Gastronomy
heavy
adj.
tıkız olmuş
Physics
113
Physics
heavy
n.
ağır (izotop)
Chemistry
114
Chemistry
heavy
adj.
yüksek yoğunluklu
115
Chemistry
heavy
adj.
ağır iyon ile ilgili
116
Chemistry
heavy
adj.
ağır iyonlu element içeren bileşik ile ilgili
Tobacco
117
Tobacco
heavy
adj.
ağır tavlı
118
Tobacco
heavy
adv.
gramajı fazla
Linguistics
119
Linguistics
heavy
adj.
ağır hece ile ilgili
120
Linguistics
heavy
adj.
ağır heceye ait
121
Linguistics
heavy
adj.
birincil vurgu olan
Military
122
Military
heavy
n.
büyük filo birimi
123
Military
heavy
n.
büyük kalibreli silah
124
Military
heavy
n.
ağır süvari
125
Military
heavy
n.
ağır top
126
Military
heavy
n.
ağır bombardıman uçağı
127
Military
heavy
adj.
ağır teçhizatlı
128
Military
heavy
adj.
büyük mermileri ateşleyecek kadar büyük
129
Military
heavy
adj.
maksimum konsantre ateş gücüne sahip (silah)
Sport
130
Sport
heavy
n.
ağır siklet
131
Sport
heavy
adj.
yumuşak ve çamurlu (hipodrom)
Theatre
132
Theatre
heavy
n.
ciddi rol
133
Theatre
heavy
n.
trajik rol
Cinema
134
Cinema
heavy
n.
fedai
135
Cinema
heavy
n.
kötü adam rolü
136
Cinema
heavy
n.
başrol oyuncusu
Printery
137
Printery
heavy
adj.
kalın yazı tipiyle basılmış
138
Printery
heavy
adj.
ağır baskılı
139
Printery
heavy
adj.
11 punto kalınlığında
Slang
140
Slang
heavy
n.
çeteci
141
Slang
heavy
n.
gangster
142
Slang
heavy
n.
çok önemli kimse
143
Slang
heavy
n.
etkileyici kimse
144
Slang
heavy
n.
kapıcı
145
Slang
heavy
n.
koruma görevlisi
146
Slang
heavy
adj.
çok popüler
147
Slang
heavy
adj.
çok önemli
148
Slang
heavy
adj.
muhteşem
149
Slang
heavy
adj.
güçlü tempolu
150
Slang
heavy
adj.
şiddet kullanan
151
Slang
heavy
adj.
endişe verici
152
Slang
heavy
adj.
korkutucu
153
Slang
heavy
adj.
anlaması güç
Sens de
"heavy"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
heavy smoker
n.
ağır tiryaki
General
2
General
heavy machine gun
n.
ağır makineli tüfek
3
General
heavy water
n.
ağır hidrojenli su
4
General
heavy shower
n.
sağanak
5
General
heavy cream
n.
ağır krema
6
General
heavy petrol
n.
ağır benzin
7
General
heavy increase
n.
hızlı artış
8
General
heavy fuel
n.
ağır yakıt
9
General
heavy damage
n.
ağır hasar
10
General
heavy goods
n.
ağır yük
11
General
heavy oil
n.
ağıryağ
12
General
heavy weapon
n.
ağır silah
13
General
heavy with child
n.
ağırayak
14
General
a heavy cotton cloth
n.
revendük
15
General
heavy particle
n.
ağır parçacık
16
General
a heavy sea
n.
dalgalı deniz
17
General
heavy leather
n.
ağır deri
18
General
heavy drinker
n.
içkici
19
General
heavy soil
n.
ağır toprak
20
General
heavy vehicle
n.
ağır araç
21
General
heavy fine
n.
ağır para cezası
22
General
heavy ions
n.
ağır iyonlar
23
General
heavy with child
n.
hamile
24
General
heavy drinking
n.
içki alışkanlığı
25
General
heavy clay
n.
ağır kil
26
General
heavy oil
n.
ağır petrol reservi
27
General
heavy rain
n.
şiddetli yağmur
28
General
heavy metal poisoning
n.
ağır metal zehirlenmesi
29
General
heavy oil
n.
ağır yağ
30
General
heavy rainfall
n.
şiddetli yağmur
31
General
heavy guns
n.
ağır silahlar
32
General
heavy traffic
n.
ağır trafik
33
General
heavy industry
n.
ağır endüstri
34
General
heavy water
n.
ağırsu
35
General
heavy with child
n.
gebe
36
General
heavy fuel
n.
ağıryağ
37
General
heavy hand
n.
baskı
38
General
heavy hand
n.
tiranlık
39
General
heavy hand
n.
zalim
40
General
heavy hand
n.
zorbalık
41
General
heavy hand
n.
sakar
42
General
heavy hand
n.
despot
43
General
heavy hand
n.
otorite
44
General
heavy hand
n.
zorba
45
General
heavy hand
n.
baskıcı
46
General
heavy vehicle
n.
ağır vasıta
47
General
heavy density
n.
ağır yoğunluk
48
General
heavy working conditions
n.
ağır çalışma şartları
49
General
heavy rain
n.
yoğun yağış
50
General
heavy snow
n.
yoğun kar yağışı
51
General
heavy traffic
n.
yoğun trafik
52
General
heavy demand
n.
yoğun talep
53
General
heavy fuel oils
n.
ağır yakıtlar
54
General
heavy losses
n.
ağır kayıplar
55
General
heavy work load
n.
ağır iş yükü
56
General
heavy loss
n.
ağır bilanço
57
General
heavy loss
n.
ağır kayıp
58
General
heavy tonnage
n.
ağır tonajlı
59
General
heavy truck
n.
ağır kamyon
60
General
heavy responsibility
n.
aşırı sorumluluk
61
General
heavy schedule
n.
yoğun mesai
62
General
heavy schedule
n.
yoğun program
63
General
heavy schedule
n.
yoğun takvim
64
General
heavy industry
n.
ağır sanayi
65
General
heavy price
n.
ağır bedel
66
General
heavy matters
n.
ağır konular
67
General
heavy matters
n.
önemli konular
68
General
serious-heavy imbecility
n.
ağır zeka geriliği
69
General
heavy burden
n.
ağır yük
70
General
heavy burden
n.
külfet
71
General
heavy criticism
n.
sert eleştiri
72
General
heavy criticism
n.
ağır eleştiri
73
General
heavy criticism
n.
acımasız eleştiri
74
General
heavy telephone traffic
n.
yoğun telefon trafiği
75
General
heavy responsibility
n.
ağır sorumluluk
76
General
heavy make-up
n.
ağır makyaj
77
General
a heavy criticism
n.
ağır bir eleştiri
78
General
heavy exercise
n.
ağır egzersiz
79
General
heavy clothes
n.
kalın giysiler
80
General
heavy fuel burns
n.
ağır yakıt yanıkları
81
General
heavy swear
n.
sinkaflı küfür
82
General
heavy job workload
n.
ağır iş yükü
83
General
a pair of heavy shoes
n.
bir çift ağır/büyük ayakkabı
84
General
light in weight but heavy in value
n.
yükte hafif pahada ağır
85
General
heavy vegetation
n.
yoğun bitki örtüsü
86
General
warm/heavy clothing
n.
kalın elbiseler
87
General
warm/heavy clothing
n.
kalın kıyafetler
88
General
heavy petting
n.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks
89
General
heavy object
n.
ağır cisim
90
General
heavy horse
n.
koşum atı
91
General
heavy-heartedness
n.
kederlilik
92
General
heavy fog
n.
yoğun sis
93
General
a night of heavy rain
n.
sağanak yağışlı gece
94
General
a night with heavy rain
n.
sağanak yağışlı gece
95
General
heavy fall of snow
n.
yoğun kar yağışı
96
General
heavy shoes
n.
postal
97
General
heavy perfume
n.
ağır parfüm
98
General
heavy sleeper
n.
uykusu ağır kimse
99
General
a heavy slap
n.
okkalı bir tokat
100
General
heavy bill
n.
kabarık hesap
101
General
heavy bill
n.
yüksek fatura/hesap
102
General
heavy jacket
n.
kalın ceket
103
General
heavy coat
n.
kalın palto
104
General
heavy cream
n.
yoğun krema
105
General
heavy screen time
n.
yoğun oranda ekrana maruz kalma
106
General
heavy dish
n.
ağır yemek
107
General
heavy cloud
n.
kapalı hava
108
General
heavy lives
n.
ağır yaşamlar
109
General
heavy [scotland]
n.
sert acı bira
110
General
heavy breather
n.
zor nefes alan kimse
111
General
heavy breather
n.
hırıltılı nefes alan kimse
112
General
heavy breather
n.
hırıltılı nefes sesi çıkaran telefon sapığı
113
General
heavy drop
n.
paraşütle ağır yük dağıtma sistemi
114
General
heavy industry
n.
ağır hammadde üretimi
115
General
heavy lifting
n.
ağır şeyler kaldırma
116
General
heavy weight
n.
aşırı ağır şey
117
General
heavy weight
n.
önemli kimse
118
General
heavy weight
n.
nüfuzlu kimse
119
General
heavy haulage
n.
ağır nakliyat
120
General
heavy haulage
n.
ağır yük nakliyatı
121
General
have a heavy foot
v.
arabayı çok hızlı sürmek
122
General
lie heavy on the stomach
v.
mideye oturmak
123
General
take a heavy toll
v.
bir şeye çok zarar vermek
124
General
take a heavy toll
v.
büyük bir kayba sebep olmak
125
General
be heavy
v.
ağır çekmek
126
General
get a heavy tan
v.
arap gibi olmak
127
General
make heavy weather of something
v.
birşeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
128
General
lie heavy on somebody
v.
yüklenmek
129
General
draw heavy attention
v.
yoğun ilgi görmek
130
General
walk with heavy steps
v.
gürültülü yürümek
131
General
suffer heavy losses
v.
ağır kayıplara uğramak
132
General
inflict heavy losses
v.
ağır kayıplar verdirmek
133
General
suffer heavy losses
v.
ağır kayıplar vermek
134
General
make heavy weather of
v.
gözünde büyütmek
135
General
pay a heavy price for
v.
bedelini ağır ödemek
136
General
lift heavy
v.
ağır kaldırmak
137
General
be in heavy debt
v.
çok borcu olmak
138
General
carry heavy loads
v.
ağır yükler taşımak
139
General
inflict heavy damage
v.
ağır zarar vermek
140
General
face heavy criticism
v.
ağır eleştirilere maruz kalmak
141
General
draw heavy criticism
v.
ağır eleştirilere maruz kalmak
142
General
come under heavy criticism
v.
ağır eleştirilere maruz kalmak
143
General
lift heavy things
v.
ağır şeyler kaldırmak
144
General
borrow with heavy interest
v.
yüksek faizle borçlanmak
145
General
borrow with heavy interest
v.
yüksek faizle borç almak
146
General
levy a heavy tax on
v.
ağır vergi koymak
147
General
go a little heavy on the eye makeup
v.
göz makyajını biraz abartmak
148
General
get heavy
v.
ağırlaşmak
149
General
not lift heavy things
v.
ağır şeyler kaldırmamak
150
General
carry heavy things
v.
ağır şeyler taşımak
151
General
carry heavy things
v.
ağır şeyler kaldırmak
152
General
one's stomach feels heavy
v.
midesinde ağırlık hissetmek
153
General
feel heavy
v.
ağır hissetmek
154
General
feel heavy
v.
ağırlık hissetmek
155
General
feel heavy
v.
ağırlaşmak
156
General
heavy handed
adj.
beceriksiz
157
General
heavy handed
adj.
eli ağır
158
General
heavy-duty
adj.
ağır yük
159
General
very heavy
adj.
balyoz gibi
160
General
very heavy
adj.
kurşun gibi
161
General
very heavy
adj.
gülle gibi
162
General
top heavy
adj.
en ağır
163
General
heavy footed
adj.
ağır hareket eden
164
General
heavy enough
adj.
yeterince ağır
165
General
heavy-duty
adj.
ağır iş
166
General
heavy handed
adj.
zalim
167
General
heavy handed
adj.
sert
168
General
heavy handed
adj.
sakar
169
General
heavy-handed
adj.
beceriksiz
170
General
heavy-duty
adj.
dayanıklı
171
General
heavy-hearted
adj.
kederli
172
General
heavy-hearted
adj.
karamsar
173
General
heavy-footed
adj.
gürültülü yürüyen
174
General
heavy-eyed
adj.
mahmur
175
General
heavy-hearted
adj.
üzgün
176
General
heavy-fisted
adj.
eli ağır
177
General
heavy-handed
adj.
eli ağır
178
General
heavy-duty
adj.
ağır iş için elverişli
179
General
top-heavy
adj.
yıkılacak gibi
180
General
top-heavy
adj.
havaleli
181
General
nose-heavy
adj.
burnu ağır
182
General
tail-heavy
adj.
kuyruğu ağır
183
General
top-heavy
adj.
gerekenden fazla yönetici bulunan (bir yönetim)
184
General
under heavy artillery fire
adj.
ağır top ateşi altında
185
General
quite heavy
adj.
bir hayli ağır
186
General
heavy-coated
adj.
kalın paltolu
187
General
heavy-duty
adj.
yoğun
188
General
heavy-duty
adj.
önemli
189
General
heavy-duty
adj.
öne çıkan
190
General
heavy-duty
adj.
çok ciddi
191
General
heavy-footed [dialect]
adj.
hamile
192
General
heavy-footed
adj.
aşırı sürat yapan
193
General
heavy-footed
adj.
sakar
194
General
heavy-footed
adj.
hantal
195
General
heavy-haded
adj.
sakar
196
General
heavy-haded
adj.
beceriksiz
197
General
heavy-haded
adj.
hantal
198
General
heavy-handed [dialect]
adj.
eli bol
199
General
heavy-handed [dialect]
adj.
kaba
200
General
heavy-handed [dialect]
adj.
acımasız
201
General
heavy-handed [dialect]
adj.
gaddar
202
General
heavy-handed [dialect]
adj.
despot
203
General
heavy-handed [dialect]
adj.
hantal
204
General
heavy-headed
adj.
uykulu
205
General
heavy-headed
adj.
uyku bastırmış
206
General
heavy-laden
adj.
bıkmış
207
General
heavy-laden
adj.
usanmış
208
General
heavy-laden
adj.
çok yorgun
209
General
heavy-laden
adj.
çok sıkıntılı
210
General
heavy-laden
adj.
bunalmış
211
General
heavy-limbed
adj.
ağır uzuvlu
212
General
heavy-set
adj.
boylu poslu
213
General
heavy-set
adj.
iri yapılı
214
General
heavy-set
adj.
kısa ve kalın
215
General
heavy-set
adj.
bodur
216
General
heavy-set
adj.
tıkız
217
General
heavy-heartedly
adv.
karamsarca
218
General
heavy-heartedly
adv.
kederli bir şekilde
219
General
in hails of buckshot. under heavy gunfire
adv.
ağır ateş (silah) altında
220
General
quite heavy
adv.
oldukça ağır
221
General
the snow is very heavy
expr.
kar çok şiddetli
222
General
hy (heavy)
abrev.
ağır
Phrases
223
Phrases
this is too heavy
expr.
bu çok ağır
224
Phrases
with a heavy hand
expr.
sıkıntı verir surette
225
Phrases
because of heavy snow
expr.
yoğun kar yağışından dolayı
Proverb
226
Proverb
a heavy purse makes a light heart
paran varsa rahatsın
227
Proverb
a heavy purse makes a light heart
paran var huzurun var
228
Proverb
light purse makes a heavy heart
boş cüzdan kederden başka bir şey getirmez
229
Proverb
heavy is the head that wears the crown
büyük başın derdi büyük olur
230
Proverb
heavy hangs the head that wears a crown
büyük başın derdi büyük olur
231
Proverb
heavy hangs the head that wears the crown
büyük başın derdi büyük olur
232
Proverb
heavy lies the crown
büyük başın derdi ağır olur
233
Proverb
a light purse makes a heavy heart
parasızlık mutsuzluk getirir
234
Proverb
a light purse makes a heavy heart
paranı çarçur edersen üzülürsün
235
Proverb
a light purse makes a heavy heart
cebinde para kalmazsa üzülürsün
236
Proverb
a light purse makes a heavy heart
cüzdanın boşalırsa üzülürsün
Colloquial
237
Colloquial
heavy hitter
n.
ağır top
238
Colloquial
heavy hitter
n.
kodaman
239
Colloquial
heavy hitter
n.
ensesi kalın kişi
240
Colloquial
heavy hitter
n.
önemli kimse
241
Colloquial
heavy hitter
n.
nüfuz sahibi kişi
242
Colloquial
the heavy mob [uk]
n.
badigard
243
Colloquial
the heavy mob [uk]
n.
koruma
244
Colloquial
the heavy mob [uk]
n.
goril
245
Colloquial
the heavy mob [uk]
n.
fedai
246
Colloquial
the heavy brigade [uk]
n.
badigard
247
Colloquial
the heavy brigade [uk]
n.
koruma
248
Colloquial
the heavy brigade [uk]
n.
goril
249
Colloquial
the heavy brigade [uk]
n.
fedai
250
Colloquial
a heavy decision
n.
ağır bir karar
251
Colloquial
heavy smoker
n.
ağır sigara tiryakisi
252
Colloquial
heavy drinker
n.
alkolik
253
Colloquial
heavy drinker
n.
ayyaş
254
Colloquial
heavy drinker
n.
bekri
255
Colloquial
a heavy date
n.
büyük randevu
256
Colloquial
heavy drinker
n.
içkici
257
Colloquial
a heavy hearted
n.
içi hüzün dolu
258
Colloquial
heavy drinker
n.
rakı şişesinde balık
259
Colloquial
a heavy date
n.
(kadın-erkek arasında) önemli randevu/buluşma
260
Colloquial
heavy hitter
n.
başarılı sporcu
261
Colloquial
heavy hitter
n.
başarılı beysbolcu
262
Colloquial
heavy hitter
n.
skorları yüksek sporcu/beysbolcu
263
Colloquial
heavy lifting
n.
ciddi iş
264
Colloquial
heavy lifting
n.
zor iş
265
Colloquial
heavy on
v.
bir şeyden çok fazla içermek
266
Colloquial
heavy on
v.
bir şey yönünden ağır basmak
267
Colloquial
heavy on
v.
çok fazla bir şey içermek
268
Colloquial
heavy on
v.
çok fazla kullanmak
269
Colloquial
heavy on
v.
ağır basmak
270
Colloquial
walk heavy
v.
önemli olmak
271
Colloquial
heavy [australia/new zealand]
v.
nüfuz kullanmak
272
Colloquial
heavy [australia/new zealand]
v.
baskı yapmak
273
Colloquial
heavy-hearted
adj.
içi üzüntü dolu
274
Colloquial
heavy-hearted
adj.
üzüntülü
275
Colloquial
heavy-hearted
adj.
yüreği üzüntü dolu
276
Colloquial
wing heavy
adj.
sarhoş
277
Colloquial
wing heavy
adj.
zilzurna sarhoş
278
Colloquial
wing heavy
adj.
körkütük sarhoş
279
Colloquial
hot and heavy
adj.
heyecanlı ve hararetli
280
Colloquial
hot and heavy
adj.
cinsel/romantik açıdan tutkulu
281
Colloquial
hot and heavy
adj.
ateşli ve yoğun
282
Colloquial
hot and heavy
adj.
ateşli ve tutkulu
283
Colloquial
hot and heavy
adj.
coşkulu ve heyecanlı
284
Colloquial
hot and heavy
adj.
şehvetli
285
Colloquial
hot and heavy
adj.
ihtiraslı
286
Colloquial
hot and heavy
adj.
tutkulu
287
Colloquial
hot and heavy
adj.
şehvet dolu
288
Colloquial
heavy [india]
adv.
çok
289
Colloquial
with a heavy hand
expr.
çok sıkı
290
Colloquial
with a heavy hand
expr.
denetleyerek
291
Colloquial
with a heavy hand
expr.
güç kullanarak
292
Colloquial
with a heavy hand
expr.
sert bir biçimde
293
Colloquial
with a heavy hand
expr.
zorbalıkla
294
Colloquial
with a heavy hand
expr.
ölçüsüz şekilde
295
Colloquial
with a heavy hand
expr.
otoriter şekilde
296
Colloquial
with a heavy hand
expr.
baskıcı şekilde
297
Colloquial
with a heavy hand
expr.
ezici şekilde
298
Colloquial
with a heavy hand
expr.
ağır şekilde
299
Colloquial
with a heavy hand
expr.
zalimce
300
Colloquial
with a heavy hand
expr.
beceriksizce
301
Colloquial
with a heavy hand
expr.
acemice
302
Colloquial
with a heavy hand
expr.
plansızca
303
Colloquial
with a heavy hand
expr.
yöntemsiz şekilde
304
Colloquial
with a heavy hand
expr.
şiddetle
305
Colloquial
with a heavy hand
expr.
sert biçimde
Idioms
306
Idioms
heavy atmosphere
n.
gergin ortam
307
Idioms
heavy silence
n.
gergin sessizlik
308
Idioms
heavy atmosphere
n.
rahatsız edici ortam
309
Idioms
heavy silence
n.
fırtına öncesi sessizliği
310
Idioms
heavy silence
n.
rahatsız edici sessizlik
311
Idioms
heavy artillery
n.
ağır top
312
Idioms
heavy cost
n.
ağır bedel
313
Idioms
heavy cost
n.
ağır maliyet
314
Idioms
a heavy hitter
n.
ağır top
315
Idioms
heavy petting
n.
birini öpüp koklama
316
Idioms
heavy right foot
n.
gazı kökleme
317
Idioms
heavy-handed force
n.
kaba kuvvet
318
Idioms
heavy going
n.
konusu ağır kitap vb.
319
Idioms
heavy silence
n.
ağır bir sessizlik
320
Idioms
heavy silence
n.
sıkıntılı bir sessizlik
321
Idioms
heavy atmosphere
n.
gergin hava
322
Idioms
heavy atmosphere
n.
sıkıntılı hava
323
Idioms
heavy atmosphere
n.
gergin ortam
324
Idioms
heavy scene
n.
karmaşık durum
325
Idioms
heavy scene
n.
uğraştırıcı durum
326
Idioms
heavy scene
n.
çetrefilli durum
327
Idioms
heavy scene
n.
sıkıntılı durum
328
Idioms
heavy scene
n.
zorlayıcı durum
329
Idioms
heavy scene
n.
ağır durum
330
Idioms
heavy scene
n.
ciddi vaziyet/durum
331
Idioms
heavy scene
n.
duygu yüklü bir sahne/görüntü
332
Idioms
a heavy hand
n.
sert kontrol
333
Idioms
a heavy hand
n.
zorbalık
334
Idioms
a heavy hand
n.
otoriterlik
335
Idioms
a heavy hand
n.
baskıcılık
336
Idioms
a heavy hand
n.
zalimlik
337
Idioms
a heavy hand
n.
şiddet
338
Idioms
a heavy silence
n.
gergin bir sessizlik/ortam
339
Idioms
a heavy silence
n.
rahatsız edici bir sessizlik/ortam
340
Idioms
a heavy silence
n.
sıkıntılı bir sessizlik/ortam
341
Idioms
a heavy atmosphere
n.
gergin bir sessizlik/ortam
342
Idioms
a heavy atmosphere
n.
rahatsız edici bir sessizlik/ortam
343
Idioms
a heavy atmosphere
n.
sıkıntılı bir sessizlik/ortam
344
Idioms
a heavy heart
n.
mutsuzluk
345
Idioms
a heavy heart
n.
morali bozuk olma
346
Idioms
a heavy heart
n.
dertli olma
347
Idioms
a heavy heart
n.
keyifsizlik
348
Idioms
a heavy heart
n.
karamsarlık
349
Idioms
heavy lifting
n.
ağır iş
350
Idioms
heavy lifting
n.
zor iş
351
Idioms
heavy lifting
n.
ciddi iş
352
Idioms
be (a bit) on the heavy side
v.
ağır/kilolu gibi durmak/gözükmek (bir şeyin ya da bir kimsenin ağırlığının kestirilemediğini belirten ifade)
353
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına üstlenmek
354
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına sırtlanmak
355
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına yüklenmek
356
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına üzerine almak
357
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına omuzlamak
358
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
(ağır bir/bütün) yükü/sorumluluğu tek başına taşımak
359
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
(ağır bir/bütün) yük/sorumluluk (birine) kalmak
360
Idioms
lie heavy on
v.
ağırlık vermek
361
Idioms
heavy into someone
v.
birinin üzerine düşmek
362
Idioms
heavy into something
v.
bir şeyi takıntı haline getirmek
363
Idioms
take a heavy toll on
v.
büyük bir kayba sebep olmak
364
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birisini ağır biçimde eleştirmek
365
Idioms
lay a heavy trip on someone
v.
birisini ağır biçimde eleştirmek
366
Idioms
make heavy weather of
v.
bir bardak suda fırtına yaratmak
367
Idioms
take a heavy toll on
v.
bir şeye çok zarar vermek
368
Idioms
make heavy weather of
v.
gereğinden sıkı tutmak
369
Idioms
make heavy weather of
v.
gözünde büyütmek
370
Idioms
make heavy weather of
v.
gereğinden fazla çaba harcamak
371
Idioms
with a heavy heart
v.
içinden gelmeyerek
372
Idioms
with a heavy heart
v.
içi parçalanarak
373
Idioms
make heavy weather of
v.
işi zora sokmak
374
Idioms
with a heavy heart
v.
içine sinmeyerek
375
Idioms
come the heavy hand with someone
v.
ikna etmeye çalışmak
376
Idioms
make heavy weather of
v.
işi zorlaştırmak
377
Idioms
play the heavy
v.
kötü adamı oynamak
378
Idioms
play the heavy
v.
kötü adam rolünü üstlenmek
379
Idioms
sit heavy on someone's stomach
v.
midesine oturmak
380
Idioms
play the heavy
v.
kimsenin üstlenmediği kötü görevleri yerine getirmek
381
Idioms
make heavy weather of
v.
zora sürmek
382
Idioms
time lies heavy on somebody's hands
v.
zaman geçmek bilmemek
383
Idioms
time hangs heavy on someone's hands
v.
zaman geçmek bilmemek
384
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
ağır bir yükün altına girmek
385
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
zor bir sorumluluk üstlenmek
386
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
altından kalkması güç bir sorumluluğu olmak
387
Idioms
have a (heavy) cross to bear
v.
bütün sorumluluğu tek başına üstlenmek
388
Idioms
have a heavy heart
v.
hüzünlü olmak
389
Idioms
have a heavy heart
v.
berbat durumda olmak
390
Idioms
have a heavy heart
v.
perişan durumda olmak
391
Idioms
have a heavy heart
v.
çok dertli olmak
392
Idioms
have a heavy heart
v.
çok mutsuz olmak
393
Idioms
have a heavy heart
v.
depresif olmak
394
Idioms
have a heavy heart
v.
morali bozuk olmak
395
Idioms
have a heavy heart
v.
canı sıkkın olmak
396
Idioms
have a heavy heart
v.
keyifsiz olmak
397
Idioms
have a heavy heart
v.
karamsar olmak
398
Idioms
hang heavy
v.
havada asılı kalmak
399
Idioms
hang heavy
v.
hoş olmayan şekilde devam etmek
400
Idioms
hang heavy
v.
hoş olmayan şekilde uzayıp gitmek
401
Idioms
hang heavy
v.
olumsuz bir şey havada asılı kalmak
402
Idioms
hang heavy
v.
üzerinde derin etki bırakmak
403
Idioms
hang heavy
v.
üzerinde uzun süren bir huzursuzluk bırakmak
404
Idioms
hang heavy
v.
üzerindeki etkisi geçmemek
405
Idioms
hang heavy
v.
etkisi uzun süre üzerinde kalmak
406
Idioms
make heavy going of (something)
v.
(bir şeyi/işi) zorlaştırmak
407
Idioms
make heavy going of (something)
v.
(bir şeyi/işi) daha zahmetli hale getirmek
408
Idioms
make heavy going of (something)
v.
(bir şeyi/işi) yorucu hale getirmek
409
Idioms
make heavy weather
v.
çırpınmak
410
Idioms
make heavy weather
v.
debelenmek
411
Idioms
hang/lie heavy (on somebody/something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek
412
Idioms
hang/lie heavy (on somebody/something)
v.
(birinin/bir şeyin)üstünde yoğunlaşmak
413
Idioms
hang/lie heavy (on somebody/something)
v.
(birinde/bir şeyde) ağır bir şekilde asılı kalmak
414
Idioms
hang/lie heavy (on somebody/something)
v.
(birini/bir şeyi) rahatsız hissettirmek
415
Idioms
hang/lie heavy (on somebody/something)
v.
(birini/bir şeyi) huzursuz etmek
416
Idioms
hang/lie heavy (on somebody/something)
v.
(birini/bir şeyi) kaygılandırmak
417
Idioms
hang/lie heavy (on somebody/something)
v.
(birini/bir şeyi) endişelendirmek
418
Idioms
lie heavy
v.
havada çok miktarda asılı kalmak
419
Idioms
lie heavy
v.
havada yoğun bir şekilde asılı kalmak
420
Idioms
lie heavy
v.
ağırlık yaratmak
421
Idioms
lie heavy
v.
olumsuz şekilde çökmek
422
Idioms
lie heavy
v.
belirgin şekilde kalmak
423
Idioms
lie heavy
v.
olumsuz baskı yaratmak
424
Idioms
lie heavy
v.
ağır ve kalıcı huzursuzluk hissi yaratmak
425
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birini ağır) şekilde eleştirmek
426
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birine fena) çıkışmak
427
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birini fena) azarlamak
428
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birine ağır) trip atmak
429
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birini çok) üzmek
430
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birinin) kafasını (çok) karıştırmak
431
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birini çok) şaşırtmak
432
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birine büyük) şaşkınlık yaşatmak
433
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birini) şaşkına çevirmek
434
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birine) kendini suçlu hissettirmek
435
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birine) suçluluk hissettirmek
436
Idioms
lay a (heavy) trip on (one)
v.
(birine) duygu sömürüsü yapmak
437
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birini (ağır) şekilde eleştirmek
438
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine (fena) çıkışmak
439
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birini (fena) azarlamak
440
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine (ağır) trip atmak
441
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birini (çok) üzmek
442
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birinin kafasını (çok) karıştırmak
443
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birini (çok) şaşırtmak
444
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine (büyük) şaşkınlık yaşatmak
445
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birini şaşkına çevirmek
446
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine kendini suçlu hissettirmek
447
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine suçluluk hissettirmek
448
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine duygu sömürüsü yapmak
449
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine ciddi bir bilgi açıklamak
450
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak
451
Idioms
lay a (heavy) trip on someone
v.
birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek
452
Idioms
sit heavy on the stomach
v.
mideye oturmak
453
Idioms
sit heavy on the stomach
v.
mideyi rahatsız etmek
454
Idioms
sit heavy on the stomach
v.
midede sindirememek
455
Idioms
sit heavy on the stomach
v.
sindirimi zor olmak
456
Idioms
sit (heavy) on the stomach
v.
sindirimi uzun sürmek
457
Idioms
sit (heavy) on the stomach
v.
uzun süre sindirilememek
458
Idioms
be (a bit) on the heavy side
v.
(biraz) ağır gibi olmak/durmak
459
Idioms
make heavy weather of doing something
v.
bir şeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
460
Idioms
be heavy going
v.
zor olmak
461
Idioms
be heavy going
v.
ağır olmak
462
Idioms
be heavy going
v.
ağır gitmek
463
Idioms
hang heavy
v.
çökmek
464
Idioms
hang heavy
v.
yoğunlaşmak
465
Idioms
hang heavy
v.
ağır bir şekilde asılı kalmak
466
Idioms
hang heavy
v.
rahatsız hissettirmek
467
Idioms
hang heavy
v.
huzursuz etmek
468
Idioms
hang heavy
v.
kaygılandırmak
469
Idioms
hang heavy
v.
endişelendirmek
470
Idioms
lie heavy
v.
çökmek
471
Idioms
lie heavy
v.
yoğunlaşmak
472
Idioms
lie heavy
v.
ağır bir şekilde asılı kalmak
473
Idioms
lie heavy
v.
rahatsız hissettirmek
474
Idioms
lie heavy
v.
huzursuz etmek
475
Idioms
lie heavy
v.
kaygılandırmak
476
Idioms
lie heavy
v.
endişelendirmek
477
Idioms
be heavy into
v.
-i takıntı haline getirmek
478
Idioms
be heavy into
v.
'-in üzerine düşmek
479
Idioms
be heavy into
v.
'-e kafayı takmak
480
Idioms
be heavy into
v.
'-i saplantı haline getirmek
481
Idioms
be heavy into someone or something
v.
birini/bir şeyi takıntı haline getirmek
482
Idioms
be heavy into someone or something
v.
birinin/bir şeyin üzerine düşmek
483
Idioms
be heavy into someone or something
v.
birine/bir şeye kafayı takmak
484
Idioms
be heavy into someone or something
v.
birini/bir şeyi saplantı haline getirmek
485
Idioms
time hangs heavy (on your hands)
v.
zaman geçmek bilmiyor
486
Idioms
time hangs heavy (on your hands)
v.
zaman geçmek bilmemek
487
Idioms
time lies heavy (on your hands)
v.
zaman geçmek bilmiyor
488
Idioms
time lies heavy (on your hands)
v.
zaman geçmek bilmemek
489
Idioms
heavy going
adj.
ağır giden
490
Idioms
heavy going
adj.
ağır
491
Idioms
heavy going
adj.
ağır ilerleyen
492
Idioms
heavy going
adj.
ağır işleyen
493
Idioms
heavy going
adj.
ağır yürüyen
494
Idioms
hot and heavy
adj.
yoğun ilgi/arzu
495
Idioms
heavy going
adj.
zor
496
Idioms
(as) heavy as a dead donkey
adj.
eşek ölüsü gibi
497
Idioms
(as) heavy as a dead donkey
adj.
eşek ölüsü kadar ağır
498
Idioms
with a heavy heart
expr.
büyük üzüntü içinde
499
Idioms
with a heavy heart
expr.
buruk yürekle
500
Idioms
with a heavy heart
expr.
güç bela
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of heavy
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy