bilet - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

bilet



Sens de "bilet" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
bilet ticket n.
General
bilet ticket book n.
bilet bill n.
Colloquial
bilet duck n.
Technical
bilet ticket n.
Mechanic
bilet billet n.
Transportation
bilet transportation [us] n.
Sport
bilet ticket n.
Abbreviation
bilet tkt n.

Sens de "bilet" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 223 résultat(s)

Turc Anglais
General
bilet simsarı ticket tout n.
otobüs vs bilet ücreti carfare n.
bilet koçanı ticket stub n.
peşin ödenmiş bilet ihbarı prepaid ticket advice n.
aktarmasız bilet through ticket n.
uydu bilet yazıcısı satellite ticket printer n.
yarım bilet half fare n.
bilet acentası ticket agent n.
bilet hattı ticket line n.
otomatik bilet ve geçiş kartı automated ticket and boarding pass n.
gösteri veya konser vb yerine ilerisi için verilen bilet rain check n.
otomatik bilet makinası ticket machine n.
bir yere gidişi ve oradan dönüşü kapsayan bilet return ticket n.
otomatik bilet makinası cashomat n.
bilet ofisi ticket office n.
ordu ya da devletçe çıkarılan ve bilet ya da başka seyahat dokümanlarıyla değiştirilebilen belge warrant n.
hasılat (maç/konser/sirk vb'nde bilet satışından sağlanan) gate n.
tam bilet full fare n.
bilet gişesi box office n.
uydu bilet yazıcısının konumlandığı yer satellite printer location n.
bilet ücreti passage n.
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi surrender n.
bilet acentesi ticket agent n.
mevsimlik bilet season ticket n.
bilet parası carfare n.
elektronik bilet electronic ticketing n.
bilet gişesi ticket booth n.
bilet satış ticket sales n.
bilet yazıcısı ticket printer n.
açık bilet open ticket n.
bilet penceresi ticket window n.
bilet parçası (tiyatro/sinema vb'ne girdikten sonra müşterinin elinde kalan) stub n.
bilet satışı ticket sale n.
bilet gişesi tollbooth n.
bilet gişesi tolbooth n.
bilet gişesi booking office n.
bilet ücreti fare n.
bilet gişesi ticket office n.
bilet karaborsacısı ticket tout n.
bilet hasılatı gate n.
bilet gişesi ticket agency n.
yolculuğun sonuna kadar geçerli bilet through ticket n.
tam bilet ticket at full fare n.
kayıp bilet lost ticket n.
bilet fiyatları ticket prices n.
bilet gişesi (sinema/tiyatro) box office n.
bilet opsiyonu ticket option n.
hava terminalinde bilet ve bagajın kontrol edildiği tezgah check-in desk n.
bilet sahibi ticket-holder n.
yarım bilet half fare ticket n.
bilet karaborsacısı tout n.
aktarma bilet transfer ticket n.
bilet satış noktası booking office n.
bilet satış noktası ticket office n.
bilet alma booking n.
bilet fiyatı ticket price n.
karaborsa bilet black market ticket n.
yolculuğun sonuna kadar olan bilet through ticket n.
bilet satıcısı booking clerk n.
bilet satıcısı ticket agent n.
indirimli bilet low rate ticket n.
indirimli bilet discount ticket n.
ucuz bilet cheap ticket n.
bayan yanına bilet seat next to a female passenger n.
ertelenen gösteri için seyirciye verilen bilet rain check n.
bilet gişesi booking hall n.
bilet boyutu ticket size n.
tam bilet adult ticket n.
bilet koçanı ticket book n.
bilet görevlisi ticket agent n.
yeni bilet new ticket n.
kadın yanına bilet seat next to a female passenger n.
bilet kontrol ticket control n.
bilet kontrolü ticket control n.
pul, bilet, seyahat kuponları vs. saklandığı defter carnet n.
bilet satıcısı ticket seller n.
bilet hamili ticket holder n.
bilet sırası ticket line n.
bilet sırası ticket queue n.
bilet kesme ticketing n.
bilet gişesi tolsel [dialect] n.
bilet gişesi tolsey [dialect] n.
bilet gişesi tolzey [dialect] n.
etiket ve bilet yollamakta kullanılan sert karton tough check n.
genel bilet general admission n.
genel bilet ücreti general admission n.
konser salonu veya stadyumda koltuk numarası olmayan (rezerve edilmemiş) bölümün bilet ücreti general admission n.
londra ulaşımında kullanılan bir elektronik bilet zip card n.
(bilet, hisse) tek bir birim olarak işlem gören kısım block n.
ızgaralı bilet satış penceresi grill n.
ızgaralı bilet satış penceresi grille n.
bedava bilet ile girenlerden oluşan seyirci grubu paper house n.
sirk ve karnavallarda çığırtkandan sonra bilet satışını açan kimse shill n.
son dakika bilet bulmaya çalışan yolcu standby n.
damga ile bilet veya başka bir belgeyi onaylamak stamp v.
bilet almak take ticket v.
bilet kesmek sell tickets v.
bilet veya güzergahın rotasını değiştirmek re-route v.
bayan yanına bilet verilmek be seated next to a female v.
bilet almak buy ticket v.
bilet ayırtmak book a ticket v.
bilet almak pick up a ticket v.
(ileri bir tarihe) bilet kestirmek book a ticket v.
bilet satın almak buy a ticket v.
ertelenme dolayısıyla daha başka bir zamanda bilet almayı kabul etmek take a rain check v.
bilet kesmek ticket v.
bedava bilet dağıtarak seyirci doldurmak paper v.
(bilet) gidiş one-way adj.
(bilet) gidiş-dönüş return adj.
tekyön (bilet) gidiş one-way adj.
(bilet) açık open adj.
Phrasals
birine bir yere gitmesi için bilet vermek ticket someone for some place v.
kimlik, belge, bilet gösterip geçmek/girmek check through v.
kimlik, belge, bilet gösterip geçiş izni almak check through v.
kimlik, belge, bilet kontrolünden geçmek check through v.
Phrases
kazanmak istiyorsan bilet almalısın you've got to be in it to win it expr.
tek kişilik (bilet) admit one expr.
Colloquial
bilet gişesi bo (box office) n.
bilet gişesi box office n.
tiyatronun bilet satışı gibi işleriyle ilgilenen kısmı front of house n.
bir yere bilet ticket for some place n.
bilet gişesi troll booth n.
Idioms
altın bilet golden ticket n.
ertelenen gösteri için seyirciye verilen bilet rain check (on something) n.
tiyatro, kulüp, sinema girişinde bilet kesen görevli olmak be on the door v.
Speaking
bu akşam için iki bilet lütfen two tickets for tonight, please interj.
bir bilet almak istiyorum I would like to buy a ticket expr.
iki bilet aldım I bought two tickets expr.
sana bilet buldum I found you a ticket expr.
sekiz matinesine iki bilet lütfen two for the eight o'clock show expr.
sekiz matinesine iki bilet lütfen two for the eight o'clock showing expr.
... 'ya gidiş dönüş iki bilet lütfen two return tickets to ... expr.
... 'ya gidiş dönüş iki bilet lütfen two round-trip tickets to ... expr.
Trade/Economic
açık tarihli bilet open date ticket n.
aktarmasız bilet through ticket n.
bilet gişesi ticket window n.
bilet karaborsacısı scalper n.
bir spor müsabakasında bilet satışlarından elde edilen hasılat gate receipts n.
günü geçmiş bilet ticket out of date n.
indirimli bilet ticket at reduced rate n.
kolektif bilet party ticket n.
muhasebe amaçlı kullanılan bilet veya voucher kuponu veya koçanı auditor's coupon n.
tam ücrete tabi bilet full fare ticket n.
ucuz tarifeli bilet reduced rate ticket n.
elektronik bilet e-ticket n.
e-bilet e-ticket n.
insanların daha önce (telefonla, internetten) ayırttığı ürünleri (bilet) alabildiği bir gişe veya masa will-call n.
özel indirimli bilet supersaver n.
bilet almak book v.
(bilet) karaborsa satmak scalp v.
Politics
genel bilet sistemi general ticket system n.
Tourism
açık tarihli bilet open-date ticket n.
aktarmalı bilet interlining ticket n.
bağlantılı bilet connection ticket n.
bilet gişesi box office n.
belirli bir dönem içinde seyahat için geçerli olan bilet season ticket n.
bir kaybı tazmin etmek amacıyla verilen bedava bilet complimentary ticket n.
bilet payı ticket allocation n.
bilet stoku ticket stock n.
bir rezervasyonun konfirme edilip edilmediğini belirten bilet üzerindeki kutucuk status box n.
bir bilet veya rezervasyonun ayrıntısını değiştirme süreci revalidation n.
bir seyahat veya etkinlik için bilet sahibi kimse ticket-holder n.
dönüşü açık bilet open date return ticket n.
otomatik bilet makinesi satellite ticket printer n.
pass bilet on duty free pass n.
sezonluk bilet season ticket n.
sezonluk bilet commutation ticket n.
serbest bilet rover ticket n.
teyidi yapılmış bilet confirmed ticket n.
ücretsiz bilet complimentary ticket n.
yolcuda kalan bilet kuponları passenger coupon n.
yolcunun bilet parası ödediğinin başka bir noktaya bildirilmesi prepaid ticket advice n.
bir günden daha uzun süre geçerli olan (paso, bilet) multiday adj.
Technical
bilet gişesi box office n.
bilet yenileme ticket renewal n.
bilet ısıtma fırını billet heating furnace n.
bilet zımbası ticket punch n.
zilli bilet makinesi bell punch n.
Informatics
elektronik bilet electronic ticket n.
elektronik bilet virtual ticket n.
Automotive
tek bilet uygulaması integrated ticketing n.
Transportation
bilet makinesi çalışmıyor the ticket machine isn't working expr.
Traffic
akıllı bilet smart ticket n.
(karayolu) bilet gişesi toll booth n.
(karayolu) bilet gişesi toll house n.
(karayolu) bilet gişesi toll gate n.
(karayolu) bilet gişesi toll bar n.
(karayolu) bilet gişesi toll plaza n.
(karayolu) bilet gişesi toll station n.
Railway
bilet basılan turnike ticket gate [brit] n.
avrupa demiryolları işletmeleri tarafından uygulanan ucuz ulaşım olanağı sağlamayı amaçlayan bir bilet uygulaması interrail pass n.
bilet bürosu booking office n.
bilet satış bürosu booking office n.
bilet kontrolörü platform ticket controller n.
Aeronautic
bilet kontrol makinelerine yerleştirilmiş ve taşıyıcının adını bilet veya başka bir dokümana yazan k carrier identification plate n.
birleştirilmiş bilet conjunction tickets n.
gidiş dönüş bilet return ticket n.
havayollarında yönü belli ve tarihi değiştirilebilen bilet türü open ticket n.
mevsimlik bilet alarak her gün aynı noktalar arasında yolculuk yapan kimse commuter n.
tek yön bilet one way ticket n.
tek yönlü bilet one way ticket n.
birçok havayolu şirketinin sık uçan yolcularına yönelik geliştirdiği ve bedava uçuş veya başka ödüller kazanmaya yönelik uçulan mil miktarı veya bilet fiyatına göre bir puan toplama sistemi airline-mile n.
History
sarı bilet yellow ticket n.
rusya imparatorluğu'na hayat kadınlığı izni veren sarı bilet yellow ticket n.
Military
2. Dünya savaşından sonra İngiliz askeri birliklerinin diğer ülkelerdeki harcamalarında kullanmaları için verilen bilet/makbuz bafs/bafv's n.
Sport
yağmur nedeniyle etkinlik (maç, yarışma vb.) iptal edilirse ileriki bir tarihte geri kabul edilmesine izin veren bir bilet raincheck n.
kombine bilet season pass n.
kombine bilet season ticket n.
Wagering
kombine bilet combined ticket n.
lotoda ödül kazanan bilet benefit [obsolete] n.
Theatre
hamiline belirtilen fiyata iki bilet hakkı tanıyan ücretsiz kupon twofer n.
bilet satış yeri box-office n.
bilet gişesi box-office n.
bilet kulübesi box-office n.
ücretsiz bilet annie oakley n.
tiyatroda ücretsiz bilet dağıtmak paper v.
Cinema
bilet kesme ticket collecting n.
bilet kesici ticket collector n.
sadece önceden belirtilen bir zamanda kullanılabilen (bilet) timed adj.
Slang
indirimli bilet day saver n.
tam günlük bilet day saver n.
sadece belli bir yerde para yerine geçen fiş, pul, bilet funny money n.
ücretsiz bilet (tiyatro) oakley n.