devlet - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

devlet



Sens de "devlet" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
devlet state n.
General
devlet the community n.
devlet commonwealth n.
devlet commonweal n.
devlet the state n.
devlet government n.
devlet power n.
devlet reame [italian] n.
devlet gubernance [obsolete] n.
devlet superorganism n.
devlet official adj.
devlet governmental adj.
devlet state adj.
Trade/Economic
devlet government n.
devlet polity n.
devlet state n.
devlet power n.
Law
devlet crown n.
devlet government n.
Politics
devlet power n.
devlet realm n.
devlet state n.
devlet governance n.
devlet polity n.
devlet crown n.
devlet weal [obsolete] n.

Sens de "devlet" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kral, padişah gibi taht sahibi devlet başkanı sovereign n.
General
mini devlet microstate n.
devlet memuriyeti yemini official oath n.
devlet kredisi state credit n.
devlet yazışmaları government correspondence n.
devlet bakanı state minister n.
ekonominin devlet eliyle yönetimi etatism n.
devlet memurluğu civil service n.
anlaşma (iki devlet arasında olan) accord n.
devlet tahvili funds n.
komünist devlet communist state n.
devlet hizmeti reformu civil service reform n.
devlet idaresi state administration n.
elektronik devlet electronic state n.
devlet yönetimi etatisme n.
manda uygulayan devlet mandatary n.
devlet idaresi statecraft n.
devlet yayınları government publications n.
kilise ve devlet church and state n.
tarım ve devlet agriculture and state n.
devlet borçları public debt n.
hindistan'da yazları devlet görevlilerine tahsis edilen yüksek rakımdaki siteler hill station n.
devlet dairesi government office n.
bir antlaşmaya imza atan devlet signatory state n.
lehdar devlet recipient state n.
sosyal devlet social state n.
devlet borcu national debt n.
devlet meteoroloji işleri genel müdürlüğü general directorate of meteorology n.
devlet müdahalesi state intervention n.
bireyci devlet individualistic state n.
devlet güvenliği government security n.
devlet bakanı minister of state n.
devlet kapitalizmi state capitalism n.
devlet memurluğu the civil service n.
devlet tahvilleri consols n.
bürokratik devlet bureaucratic state n.
devlet idaresi conduct of state n.
devlet ilişkileri government relations n.
liberal devlet liberal state n.
spor ve devlet sport and state n.
devlet yardımı state assistance n.
korporatif devlet corporate state n.
devlet geliri public revenues n.
devlet memuru public servant n.
devlet bakanlığı ministry of state n.
din ve devlet religion and state n.
birleşik devlet corporate state n.
devlet müdahalesi intervention of the state n.
müteşebbis devlet enterprising state n.
devlet başkanları heads of state n.
devlet işleri raporu white book n.
devlet tahvili government bond n.
dine dayalı devlet theocratic state n.
devlet kanunu act of state n.
bağımsız devlet free state n.
sanat ve devlet art and state n.
hiyerarşik devlet hierarchical state n.
devlet kuruluşu public body n.
ulusal devlet national state n.
devlet muhasebesi government accounting n.
federal devlet federal state n.
devlet hastanesi public hospital n.
devlet desteği subvention n.
devlet kuşu godsend n.
devlet hesabına seyahat etme junketing n.
devlet yönetimi state government n.
tahsisat (devlet bütçesinde) subsidy n.
devlet borcu public debt n.
devlet alım işleri government purchasing n.
devlet bilgisi government information n.
devlet bankası national bank n.
devlet denetimi government auditing n.
devlet başkanı head of the state n.
devlet adamı politico n.
teknoloji ve devlet technology and states n.
direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında) hot line n.
ulusal devlet durum çalışmaları national state case studies n.
güçlü bir devletin koruma ve denetimi altında olan devlet protectorate n.
eğitim ve devlet education and state n.
devlet memurları the civil service n.
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet satellite state n.
tiyatro ve devlet theater and state n.
özgürlükçü devlet liberal state n.
devlet politikası government policy n.
devlet dairelerinin ve ticari işletmelerin de çoğunun kapalı olduğu gün public holiday n.
devlet okullarında din religion in the public schools n.
anayasalı devlet state with constitution n.
devlet tahvilleri government monopolies n.
devlet hizmeti civil service n.
uydu devlet satellite n.
dikey devlet hierarchical state n.
devlet felsefesi state philosophy n.
reformcu devlet reformist state n.
taraf devlet high contracting party n.
iktisadi devlet kuruluşları public economic enterprises n.
hızır gibi yetişen devlet kuşu godsend n.
devlet dairesi office n.
devlet otlağını kiralayan kimse squatter n.
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet protectorate n.
sovyetler birliği olarak bilinen devlet union of soviet socialist republics n.
devlet olma statehood n.
devlet okulu state school n.
devlet kurumları government agencies n.
devlet memurları public officers n.
devlet giderleri public expenditures n.
devlet memuru officeholder n.
yasakçı devlet prohibitive state n.
devlet memuru civil servant n.
bir memleketin sanayi ve tarımının devlet eliyle yürütülmesi etatism n.
devlet adamı statesman n.
devlet hizmeti government service n.
kukla devlet puppet state n.
devlet geliri internal revenue n.
savaşan devlet belligerent n.
devlet başkanın eşi first lady n.
devlet şurası council of state n.
devlet adamı government man n.
devlet memurları bureaucracy n.
iki devlet arasındaki dar toprak parçası corridor n.
ulaştırma ve devlet transportation and state n.
bilim ve devlet science and state n.
devlet başkanlarının eşleri presidents' spouses n.
ulus devlet nation state n.
tüzel devlet corporate state n.
devlet geliri revenue n.
devlet hazinesi public purse n.
devlet okulu public school n.
devlet baba the state n.
plüralist devlet pluralistic state n.
devlet tutanakları government paperwork n.
devlet bakanı government minister n.
devlet bakanı junior minister n.
devlet oluşturan halk kitlesi body politic n.
bilim ve devlet science and states n.
devlet memuru office holder n.
devlet arşivleri public records n.
devlet hastanesi nonprofit hospital n.
ev sahibi devlet host state n.
sosyalist devlet socialist state n.
devlet ormanlarında görevli ormancı forest ranger n.
devlet dairesi agency n.
devlet hesabına gezi junket n.
bir devlet sırrı a state secret n.
devlet hazinesi fisc n.
devlet okulları public schools n.
devlet yönetimi government n.
finlandiya devlet nişanı order of white rose of finland n.
süper devlet superpower n.
devlet denetimi state supervision n.
devlet sırrı secret of the state n.
başında tek bir hükümdar olan devlet veya ülke monarchy n.
devlet ve basın government and press n.
federe devlet federation n.
bazı ülkelerde devlet ve hükümet başı president n.
sivil devlet memurları civil service n.
devlet hastanesi state hospital n.
kadro (devlet kuruluşundaki) staff n.
devlet başkanları presidents n.
hukuk ve devlet law and state n.
devlet töreni state ceremony n.
spor ve devlet sports and state n.
devlet geliri public revenue n.
devlet kuşu windfall n.
devlet adamları statesmen n.
vatandaşlarının ortak dil, tarih vb faktörlerce birbirlerine bağlı olduğu egemen devlet nation state n.
devlet hazinesi state treasury n.
anayasal devlet constitutional state n.
hakem devlet adjudicator state n.
mahkeme önünde suçlandırmak (devlet memurunu) impeach n.
teknoloji ve devlet technology and state n.
devlet misyonları government missions n.
devlet mülkiyeti government ownership n.
devlet adamlığı statesmanship n.
devlet işleri state affairs n.
devlet bütçesi government budget n.
devlet memurluğunda başarıya göre atama ve terfi sistemi merit system n.
devlet adamı politician n.
devlet tabanlı teknoloji bilgisi technocratic n.
devlet hazinesi the exchequer n.
demokratik devlet democratic state n.
teokratik devlet theocratic state n.
devlet memuru government official n.
devlet konutu official residence n.
donanması güçlü devlet sea power n.
paternalist devlet paternal state n.
abd yaşlılar için devlet sağlık sigortası medicare n.
piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet state bound by market and price mechanism n.
devlet hizmeti görevleri civil service positions n.
baba devlet paternal state n.
yüksek eğitim ve devlet higher education and state n.
devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli servant n.
uydu devlet satellite state n.
devlet desteği subsidy n.
muhatap devlet state party n.
bir devlet ya da ulusa mensup kişi citizen n.
varlığını yabancı güçlerden alan devlet puppet state n.
yenilikçi devlet reformist state n.
devlet borçları public debts n.
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet democracy n.
minimal devlet minimal state n.
üniter devlet unitary state n.
devlet istatistik enstitüsü (die) state institute of statistics n.
müşfik devlet benevolent state n.
devlet baba benevolent state n.
devlet kuşu (konmak) a windfall n.
devlet kuşu (konmak) unexpected good luck n.
devlet binası state building n.
devlet memuru civil service employee n.
devlet hisseleri public securities n.
devlet tahvilleri public securities n.
sosyal bilimler ve devlet social sciences and state n.
devlet adamları stattesmen n.
edebiyat ve devlet literature and state n.
islam ve devlet islam and state n.
devlet hizmet ahlakı civil service ethics n.
totaliter devlet totalitarian state n.
devlet kapısı government office n.
devlet koruması legal protection n.
devlet baba the government n.
devlet görevlisi government officer n.
devlet görevlisi government official n.
devlet konservatuvarı state conservatory n.
İktisadi devlet teşekkülü state economic enterprise n.
devlet organı government body n.
devlet organları government bodies n.
devlet başkanlığı presidency n.
müdahaleci devlet interventionalist government n.
devlet memuru city official n.
devlet baskısı government pressure n.
devlet konutu state housing n.
devlet müessesesi federal agency n.
devlet müessesesi government agency n.
devlet karayolu state highway n.
devlet karayolu state road n.
devlet karayolu state route n.
devlet memurları civil service n.
devlet yetkisini kullanma exercising state authority n.
devlet egemenliği state sovereignty n.
devlet desteği government grant n.
devlet kurumu governmental institution n.
devlet orkestrası state orchestra n.
devlet hazinesi exchequer n.
devlet tiyatrosu state theatre n.
özerk bir devlet a self-governing state n.
laik devlet laic-secular state n.
devlet hastanesi sağlık hizmetleri health-service hospital n.
devlet kontrolünde olmayan okul free state-run school n.
e-devlet electronic state n.
devlet-ordu ilişkileri civil-military relations n.
adem-i merkeziyetçi devlet decentralize state n.
devlet okulu grant-maintained n.
ulus-devlet nation-state n.
ab üyesi olmayan devlet non-member state n.
devlet dışı aktör non-state actor n.
devlet okulu state-run school n.
adem-i merkeziyetçi devlet non-centralist state n.
milli devlet nation-state n.
denk bütçeli devlet well-balanced budget state n.
devlet kurumu state-owned company n.
kilise ile devlet arasındaki anlaşma concordat n.
ikamet edilen devlet state of residence n.
devlet güçlerini kullanma yetkisi imperium n.
devlet güçlerini kullanma hakkı imperium n.
devlet yolu state highway n.
devlet çiftliği state farm n.
devlet tahvili stock n.
devlet aygıtı state apparatus n.
devlet radyosu public radio n.
devlet opera ve bale binası state opera and ballet building n.
devlet radyosu state radio n.
devlet televizyonu public television n.
devlet televizyonu state television n.
devlet hastanesi state-run hospital n.
devlet halk dansları topluluğu the state folk dances group n.
devlet tiyatroları ve özel tiyatrolar state and private theatres n.
devlet piyangosu state lottery n.
devlet okulu state-funded school n.
devlet onayı government approval n.
dinle devlet işlerini birbirinden ayırma secularization n.
dinle devlet işlerini birbirinden ayırma secularisation n.
devlet fonu state fund n.
devlet ormanı state-owned forest n.
sanal devlet virtual state n.
devlet memuru state official n.
devlet yapısı state structure n.
devlet başkanı karısı/eşi first lady n.
resmi devlet yapıları/kurumları formal government structures n.
devlet üniversitesi public university n.
devlet okulu governmental school n.
devlet okulu government school n.
devlet hizmet yükümlülüğü civil service obligation n.
(19. yy abd'sinde) devlet okulu common school n.
devlet görevlisi administrative official n.
bir devlet kurumu tarafından belirlenmiş, nesli tükenmekte olan bitki ya da hayvan türü candidate species n.
yüksek rütbeli devlet memuru makamı cancellariate n.
(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavı agrégation n.
(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavını geçen aday agrégé n.
devlet kuşu catch n.
devlet hazinesi chamber [obsolete] n.
modern devlet modern state n.
devlet hazinesi checker [obsolete] n.
beceriksiz devlet memuru throttlebottom n.
devlet tarafından düzenlenmiş fotoğraf a government-issued photo n.
çin'de 1949 yılına kadar çeşitli devlet kurumlarına verilen isim yamen n.
fikir danışılan çok deneyimli eski devlet adamı elder statesman n.
roma'da devlet gelirlerini tahsil etmekle görevli yüksek dereceli memur quaestuary n.
önceden çeşitli ülkelerde yüksek rütbeli devlet görevlilerine verilen onursal bir unvan marshall n.
sikke yapımı ile görevlendirilen devlet dairesi mint n.
madeni paraların, banknotların ve nişanların devlet otoritesi altında üretildiği yer mint n.
diğerleri üzerinde hakimiyeti olduğu düşünülen ülke veya devlet mistress n.
devlet kayıtlarını içeren kitap liber n.
devlet konutu lodgings n.
devlet törenlerinde altın başlı sopayı taşımaya yetkili kimse gold stick n.
(devlet yönetiminde) sivil haklar, yükümlülük ve hususi adalet dayanışması civility n.
devlet veya hükümdara ait topraklar demean [obsolete] n.
devlet arazisi demean [obsolete] n.
devlet veya hükümdara ait topraklar demeane [obsolete] n.
devlet arazisi demeane [obsolete] n.
devlet veya hükümdara ait topraklar demeanes n.
devlet arazisi demeanes n.
devlet kaydı diploma n.
(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisi gestapo n.
devlet arazisinde koyun yetiştiriciliği yapan kimse grazier [australia] n.
devlet yönetimi gubernance [obsolete] n.
devlet adamları officiality n.
(devlet kurumu) kokuşma rot n.
(devlet kurumu) karışıklık rot n.
devlet malı government property n.
özerk devlet commonalty [obsolete] n.
kendi kendini yöneten devlet commonalty [obsolete] n.
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet commonalty [obsolete] n.
irlanda devlet arması ireland n.
ihtiyaç sahiplerinin barındığı devlet destekli yapı poor farm n.
devlet töreni state funeral n.
asayişi sağlayıp bazı ufak yargı görevleri bulunan devlet memuru constable n.
bazı yeni ingiltere koloni ve eyaletlerinde devlet adamlarının ibadet ve oruç tatili ilan ettiği gün fast day n.
iskoçya'da yazın ibadet ve oruç için devlet adamlarınca ilan edilen yasal tatil fast day n.
devlet mührü taşıyan kart postcard n.
hakim devlet power n.
mahkeme, devlet dairesi gibi resmi kurumlara sunulan belge filing n.
kadın devlet başkanının eşi first gentleman n.
devlet memuru fiscal n.
papa, piskopos gibi devlet erkanının törenlerde kullandığı yelpaze flabellum n.
hükümdar veya devlet eliyle verilen itibara sahip bir grup insan order n.
fransız devlet görevlisi prefect n.
(fransız) devlet görevliliği prefectship n.
devlete veya devlet başkanına bağlı egemenlik hakkı prerogative n.
devlet okulu binası public school n.
devlet memuriyeti sırasında gerçekleşen gizli suiistimal prevarication n.
mesleki eğitim sağlayan devlet destekli kuruluş skillcentre [uk] n.
komünist bir devlet soviet n.
devlet adamı sovran n.
(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü spread eagle n.
(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü spread-eagle n.
devlet arazisine konan kimse squatterism n.
devlet arazisine çökme squatterism n.
devlet arazisine çöken kimse squatterism n.
kiranın belirli bir bölümünde indirim sağlayan devlet desteği standard housing benefit n.
devlet ve bölgesel savunma amaçlı hava ikmali state and regional defense airlift n.
devlet büyüklerince kullanılan gösterişli fayton state carriage n.
resmi devlet etkinliklerinde kullanılan kılıç state sword n.
devlet erkanı summit n.
(bazı abd eyaletlerinde) yüksek oy ile seçilen devlet görevlisi supervisor n.
ulus-devlet yanlısı nationalist n.
baba devlet anlayışı paternalism n.
büyük bir devlet memurunu görevindeki kusurdan dolayı yüce divanda suçlamak impeach v.
devlet çeşitli yatırımlarla ekonomiyi canlandırmaya çalışmak prime the pump v.
devlet kuşu (konmak) a godsend (occur) v.
devlet kurmak establish a state v.
devlet kurmak found a state v.
bir devlet memurunu sorgulamak interpellate v.
devlet kurmak form a government v.
(devlet) el koymak expropriate v.
devlet mührünü bir komisyon üyesine teslim etmek put the great seal into commission v.
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma yapmak means-test v.
devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma gerektirmek means-test v.
devlet desteği başvurusunda mali duruma yönelik teste tabi olmak means-test v.
devlet kurumunu dairelere ayırmak bureaucratize v.
devlet dairelerinin sayısını artırmak bureaucratize v.
devlet kurumunu dairelere ayırmak bureaucratise v.
devlet dairelerinin sayısını artırmak bureaucratise v.
bir devlet dairesinde çalışırken diğerinden emekli maaşı almak double-dip v.
(birini) devlet memuru adayı olmak için ikna etmek draft v.
(birini) devlet memuru adayı olmak için zorlamak draft v.
devlet yardımıyla teşvik edilmek featherbed v.
(kilisedeki, devlet memuriyetindeki veya devlet makamındaki) üyeliğinden etmek sequester [obsolete] v.
(devlet görevlisini) usulsüz harcamalardan sorumlu tutmak surcharge [uk] v.
görkemli bir şekilde yapılan (dini tören/devlet töreni) solemn adj.
devlet adamına yakışmayan unstatesmanlike adj.
devlet adamına yakışır statesmanlike adj.
devlet tarafından yapılan (tören/ziyafet vb) state adj.
devlet garantili state guaranteed adj.
devlet güdümlü state-controlled adj.
devlet tarafından işletilen state-run adj.
devlet destekli state-sanctioned adj.
devlet destekli state-sponsored adj.
devlet sponsorluğunda state-sponsored adj.
ekonomide devlet müdahaleciliğini savunan dirigiste adj.
yöneticileri ve erk sahiplerinin yozlaşması ile nitelenen (hükümet, devlet) kleptocratic adj.
(ingiltere'deki devlet okullarında) aynı soyada sahip öğrencilerin en küçüğü minimus adj.
(ingiltere'deki devlet okullarında) aynı soyada sahip iki veya daha çok oğlan çocuğu arasında yaş veya derece bakımından ikinci sırada gelen minor adj.
(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisine ait gestapo adj.
(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisiyle ilgili gestapo adj.
(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisine özgü gestapo adj.
(devlet) bağımlı client adj.
şirket usulü devlet yönetimini savunan corporatist adj.
(krallık veya devlet) yabancı bir devletin boyunduruğunda olan feudatory adj.
devlet desteksiz private adj.
fransız devlet görevlisine ait prefectorial adj.
fransız devlet görevlisi ile ilgili prefectorial adj.
devlet okuluna giden public adj.
devlet okuluna kayıtlı public adj.
devlet sırrının bir alt gizlilik derecesinde olan secret adj.
din ve devlet işlerinin ayrı olmasını isteyen secularist adj.
grup veya devlet kontrolünde olan socialised adj.
grup veya devlet kontrolünde olan socialized adj.
devlet büyüğüne yakışan statesmanly adj.
devlet adamına layık statesmanly adj.
devlet destekli state-supported adj.
(devlet dairesi) yüce sudder adj.
devlet kurum ve programlarının varlıklarını sürdürebilmeleri için periyodik olarak gözden geçirilmesini şart koşan sunset adj.
(federal fiyat destek programı altında) devlet tarafından satılan, stoklanan veya dağıtılan mallar ile ilgili surplus adj.
devlet tarafından publically adv.
devlet anlamına gelen son ek -dom suf.
devlet geliri rev (revenue) abrev.
devlet geliri rev (revenue) abrev.
Phrases
çin devlet başkanı mao zedong'un 1956 yılında çin hükümetinin eleştirilebilmesinin yolunu açmak için kullandığı bir ifade let a hundred flowers bloom expr.
Proverb
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi health is better than wealth
devlet personeli public official
devlet personeli civil servant
Colloquial
eski devlet görevlilerinin çalıştıkları dönemde iş yürüttükleri özel firmalarca işe alınması revolving door n.
erkek devlet görevlisi hizzoner [us] n.
(ingiltere'de) çalışanlarına sosyal sigorta yardımı yapmakla yükümlü devlet dairesi social [uk] n.
işçi sınıfının iyileştirilmesi için devlet yardımı yapılması gerektiğini savunan bir grup alman siyasal iktisatçı socialism of the chair n.
ya devlet başa ya kuzgun leşe make or break expr.
paylaşılması yasak (devlet belgesi) nodis (no distribution) expr.
dağıtımı yasak (devlet belgesi) nodis (no distribution) expr.
gizli tutulması gereken (devlet belgesi) nodis (no distribution) expr.
devlet sırrı nodis (no distribution) expr.
Idioms
dürüst devlet adamı statesman of integrity n.
(işleri yokuşa süren) gıcık devlet memuru civil serpent n.
devlet kuşu manna from heaven n.
devlet kuşu pennies or manna from heaven n.
devlet kuşu bunce n.
devlet kuşu boom n.
devlet kuşu windfall n.
devlet kuşu bonanza n.
devlet kuşu godsend n.
devlet kuşu gold rush n.
devlet kuşu gravy n.
komplo teorisyenlerine göre bir olayda, devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş kişi crisis actor n.
devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş paralı oyuncu crisis actor n.
politikasında çevresel konuların etkin rol oynadığı ülke/devlet green state n.
politikasında çevresel konulara son derece önem veren ülke/devlet green state n.
çevreci ülke/devlet green state n.
çevreye önem veren ülke/devlet green state n.
politikasında çevresel konuları gözeten ülke/devlet green state n.
devlet başkanının resmi olmayan fakat çok etkili olduğu düşünülen danışman grubu kitchen cabinet n.
fikir danışılan çok deneyimli eski devlet adamı an elder statesman n.
(birine) direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında) a hot line (to somebody) n.
cömert yönetici/devlet benevolent overlord n.
özellikle vergi artışı yoluyla devlet harcamalarını finanse etmek feed the beast [us] v.
(çocuğu) devlet gözetimine vermek put (someone) into care v.
başına devlet kuşu konmak have a stroke of great luck v.
başına devlet kuşu konmak hit the jackpot v.
başına devlet kuşu konmak have manna from heaven v.
devlet lehine şahitlik etmek turn queen's evidence v.
devlet lehine şahitlik etmek turn king's evidence v.
devlet lehine şahitlik etmek turn state's evidence v.
devlet gözetiminden uzakta yaşamak live off the grid v.
devlet gözetiminden uzakta off the grid adj.
ya devlet başa ya kuzgun leşe neck or nothing expr.
olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. health is better than wealth expr.
çalışmayan ve devlet yardımı almayan on the panel [old-fashioned] expr.
genelde devlet daireleri veya müşteri temsilciliklerinde esnek ve akla yatkın olmayan reddedilme/bir şeylerin kabul edilmeme durumunu belirten bir ifade computer says no [cliché] expr.
Formal
saygıdeğer unvanının resmi olarak verildiği çeşitli üst düzey ingiliz devlet memurlarına verilen ad honorable n.
saygıdeğer unvanının resmi olarak verildiği çeşitli üst düzey ingiliz devlet memurlarına verilen ad honourable n.
Trade/Economic
piyasa fiyatı önceden belirlenmiş bir düzeye ulaştığında piyasaya yavaş yavaş sunulan devlet tahvili tap n.
bankaların borç verme eğilimini ölçmede kullanılan, üç ay vadeli devlet tahvili ile eurodolar arasındaki fark ted spread n.
devlet tekeliyle satılan veya tedarik edilen tütün ürünleri regie n.
belli bir seviyeyi aşan vergi oranlarının ekonomik büyümeyi engelleyerek devlet gelirlerini azalttığı teorisini gösteren bir eğri laffer curve n.
meclis tarafından belirlenen ve devlet borçlarının aşmaması gereken miktarı gösteren en üst sınır national debt ceiling n.
görev yeri değişen çalışanın işveren veya devlet kurumunca ödenen masrafları relocation costs n.
görev yeri değişen çalışanın işveren veya devlet kurumunca ödenen masrafları relocation expenses n.
avrupa birliği devlet ve hükümet başkanları konseyi European Council n.
alacaklı devlet kurumu government payee n.
bağımsız devlet free state n.
bağımsız devlet eylemleri doktrini acts of state doctrine n.
belirli görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş devlet dairesi veya makam agency n.
bütçe açığına dayalı devlet harcaması deficit spending n.
devlet iç borçlanma senetleri (dibs) government debt securities n.
devlet borçları public debts n.
devlet tarafından yönetilen şirket state-run company n.
devlet tahvili treasury bond n.
devlet kredisi government credit n.
devlet otoritesinin özel şirketlere verdiği kamu yararına çalışır belgesi certificate of public convenience and necessity n.
devlet sigortası state insurance n.
devlet tahvili state bond n.
devlet mülkiyeti state ownership n.
devlet muhasebesi administrative accounting n.