durumu - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

durumu



Sens de "durumu" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
Colloquial
durumu case of n.
Idioms
durumu a case of (something) adj.
Medical
durumu posture n.

Sens de "durumu" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
hava durumu weather n.
durumu değerlendirmek consider v.
General
çok soğuk olma durumu frostiness n.
eğitim durumu educational background n.
hızlı büyüme durumu growthiness n.
kıpkırmızı olma durumu flushness n.
hazine durumu treasure state n.
kişilik sahibi olmama durumu commonplaceness n.
belirtme durumu the accusative case n.
ılımlı olma durumu equableness n.
merak uyandırma durumu piquantness n.
dalgın olma durumu absent state n.
eğlenceli olma durumu enjoyableness n.
aksi tesir yaratma durumu reactiveness n.
aklını verme durumu raptness n.
zorluk çıkarma durumu obstructiveness n.
sağlık durumu condition n.
geçerli olma durumu validity n.
kılı kırk yarma durumu meticulousness n.
öne çıkmaya çalışma durumu pushiness n.
farkındalık durumu awareness stage n.
savaş durumu warfare n.
başlıca olma durumu essentialness n.
hava durumu tahmini weather forecasting n.
sultan olma durumu sultanate n.
sızma durumu leakiness n.
eğitim durumu summary of one's education n.
ulusa özgü olma durumu nationality n.
uyanık olma durumu wakefulness n.
dünya çapında olma durumu worldwideness n.
yabancıları sevme durumu xenophilia n.
bir ulusa ait olma durumu nationality n.
sinirsizlik durumu nervelessness n.
sağlık durumu state of health n.
tutkudan doğma durumu compulsiveness n.
kölelerin durumu condition of slaves n.
karman çorman olma durumu confusedness n.
cereyanlı olma durumu draftiness n.
eski sevgiliyle barışma durumu rebooty n.
kutsal nesnelere kötü davranma ve kullanma durumu sacrilegiousness n.
nahoş olma durumu infelicity n.
küçümseme durumu disdainfulness n.
loş ve sıkıntı verici olma durumu dismalness n.
bağlı olma durumu consequentialness n.
sudan daha ağır olup batma durumu negative buoyancy n.
allak bullak olma durumu confusedness n.
başkalarına sıkıntı verme durumu pestiferousness n.
solucanımsı olma durumu worminess n.
oksijen durumu oxygenation n.
öfkeli olma durumu wrathfulness n.
kritik olma durumu criticality n.
geçmiş zamanda olma durumu pastness n.
yoldan çıkma durumu perverseness n.
hava durumu haritaları weather map n.
öncelik durumu a matter of priority n.
diğerlerinden farklı olma durumu otherness n.
burnu havada olma durumu prissiness n.
ispat etme durumu demonstrativeness n.
paklanma durumu cleanness n.
görkemli olma durumu gorgeousness n.
zar ile kaplı olma durumu filminess n.
işçinin herhangi bir nedenle işine gelmemesi durumu absenteeism n.
bencil olmama durumu selflessness n.
misk gibi kokma durumu muskiness n.
alarmın çalmasından sonra sürekli kalkmak zorunda olduğunu bilerek uyuma durumu unprotected sleep n.
mantığa aykırı olma durumu paradoxicalness n.
mest olma durumu rapturousness n.
tanjant olma durumu tangence n.
kurmaca olma durumu fictitiousness n.
horlama durumu wheeziness n.
ikinci derecede olma durumu lowliness n.
dengesizlik durumu condition of imbalance n.
sallanma durumu wobbliness n.
para durumu finance n.
inanç öğretilerinden çıkmış olma durumu dogmaticalness n.
ruh durumu mood n.
cürümle ilgili olma durumu feloniousness n.
son derece soğuk olma durumu frigidity n.
kötü olma durumu ominousness n.
acısız olma durumu painlessness n.
kalma durumu locative case n.
imar durumu zoning status n.
koordine etme durumu coordinateness n.
her zaman hissedilme durumu pervasiveness n.
referans durumu reference condition n.
aşağıya doğru aslılı olma durumu pendulousness n.
sağlak veya solak olma durumu handedness n.
birlikte yapılmış olma durumu concertedness n.
esaslı olma durumu essentialness n.
alarm durumu alert n.
durumu gereği force of circumstances n.
satılabilir seviyede olma durumu salably n.
muaf tutma durumu freeness n.
önceki durumu former rank n.
hile yapma durumu manipulativeness n.
bandıra durumu ensigncy n.
birlikte hareket etme durumu concertedness n.
şok olma durumu scandalisation n.
serin olma durumu draftiness n.
bir tartışmanın herhangi bir sorundan dolayı sonuca varamaması durumu aporia n.
askerlik durumu military service n.
karşı olma durumu averseness n.
hoşa gitme durumu pleasurableness n.
aile durumu personal status n.
çiçek açabilirlik durumu floriferousness n.
yaratık gibi olma durumu creatureliness n.
kızgın olma durumu wrathfulness n.
gazlı olma durumu gaseity n.
ustalıkla durumu idare etme finessing n.
kendinden geçme durumu rapturousness n.
yemek seçme durumu olmayan öğün set meal n.
azami derecede olma durumu fulness n.
gaz halinde olma durumu gaseousness n.
kıskanma durumu jealousness n.
arka arkaya gelme durumu consecutiveness n.
zor bir durumu atlatma negotiation n.
kritik olma durumu supercriticality n.
yorgun olma durumu wanness n.
hava durumu weather forecast n.
mutsuz olma durumu broodiness n.
çıkmaza saplanmışlık durumu deadlocked situation n.
kıkırdaksı olma durumu gristliness n.
aynı kökten türemiş olma durumu conjugateness n.
bayrak sancak durumu ensigncy n.
verimli olma durumu yieldingness n.
bir yere sahip olma durumu whereness n.
vicdanen rahatsız olma durumu qualmishness n.
beş parçadan olma durumu peniamerism n.
endişe durumu anxiety state n.
kutsal nesnelere veya kişilere saygısız olma durumu sacrilegiousness n.
titreme durumu wobbliness n.
eğitimli olma durumu scholarliness n.
düşük seviyede olma durumu lowliness n.
savaş durumu state of war n.
aşırma durumu priggishness n.
savaş durumu belligerence n.
ulusal olma durumu nationality n.
bir karakterin ortaya çıkmasından sorumlu olan farklı genler arasında baskılayıcı etkilerin olması durumu epistatic n.
gayretli olma durumu zealousness n.
rölanti durumu idle position n.
babasının ölümünden sonra doğmuş olma durumu posthumousness n.
dağlı olma durumu mountainousness n.
banka hesap durumu bank statement n.
bilgiçlik taslama durumu donnishness n.
endişeli olma durumu broodiness n.
düşük dereceli olma durumu lowliness n.
sevinç neşe durumu jubilance n.
yüzey durumu condition of surface n.
tam katları kadar kromozom içerme durumu euploidy n.
doymuş olma durumu saturity n.
hava durumu weather condition n.
arabanın çarpışmalara dayanıklı olma durumu crashworthiness n.
sonucu olma durumu consequentialness n.
her tarafa yayılma durumu pervasiveness n.
buz gibi olma durumu frigidness n.
kılı kırk yarma durumu persnicketiness n.
çabuk kavrama durumu receptiveness n.
hayali bir düşman ya da gölge ile savaşma durumu sciamachy n.
şeffaf olma durumu limpidity n.
savaş durumu belligerency n.
kriz durumu tahliyesi crisis relocation n.
ulusa özgü olma durumu veya ulusal olma durumu nationality n.
gösterişli olma durumu dressiness n.
hava durumu radarı weather radar n.
ölümün eşiğinde olma durumu feyness n.
ahlak durumu moral conditions n.
hor görme durumu archness n.
mecazi olma durumu figurativeness n.
tepeden bakma durumu archness n.
papazlığa ait olma durumu pastoralness n.
işkolik olma durumu workaholism n.
cinsel ilişkiden zevk almama durumu frigidness n.
zirveye çıkma durumu peakedness n.
solucana benzeme durumu worminess n.
adam yerine koymama durumu disrespectfulness n.
hırlama durumu wheeziness n.
en kutsal ve mukaddes olma durumu veya seviyesi sacrosanctity n.
kutsal olma durumu veya seviyesi sacredness n.
daha kötü olma durumu deteriority n.
sağlık durumu health n.
daha kuvvetli bir ışık altında mum ışığının görülememesi durumu shadowing n.
uzakta olma durumu awayness n.
pes etme durumu seposition n.
ayrım yapma durumu segregating n.
ekşi olma durumu mordacity n.
sağlam olma durumu sempiternity n.
acı olma durumu mordacity n.
keskin olma durumu mordacity n.
kostik olma durumu mordacity n.
daima var olma durumu sempiternity n.
yakıcı olma durumu mordacity n.
eğilimli olma durumu slopeness n.
sığlık olma durumu shoaliness n.
hava durumu tahlili weather analysis n.
tipik olmama durumu atypism n.
mülkiyet durumu ownership status n.
dul olma durumu (erkek için) widowerhood n.
hava durumu (hava tahmini) weather forecast n.
puan durumu score history n.
uzman durumu expert status n.
senkronize olamama durumu asynchrony n.
kadının eşcinsel olması durumu lesbianism n.
devamsızlık durumu noncontinuance n.
kayıt olmama durumu nonregistration n.
öğrenim durumu educational background n.
uluslararası olma durumu internationality n.
içeride olma durumu internality n.
içeride olma durumu interiority n.
gelir durumu income state n.
gelir durumu income statue n.
son durumu final situation n.
genel sağlık durumu general state of health n.
aşırı suçlu olma durumu criminousness n.
yol durumu road condition n.
yıllara göre karlılık durumu profitability by years n.
içip ağlama durumu muadlinism n.
mekanik olma durumu mechanicalness n.
kabul durumu acceptance status n.
sürekli tetikte olma durumu alarmism n.
fiziksel dürtülerle hareket etme durumu physicality n.
birey olma durumu personhood n.
çıkma durumu ablative n.
bir şeyi değersiz bulma durumu veya alışkanlığı floccinaucinihilipilification n.
bir şeyi değersiz görme durumu veya alışkanlığı floccinaucinihilipilification n.
çiçek durumu inflorescence n.
aşırı abartılı olma durumu theatricality n.
açık olmama durumu unclarity n.
erbap olma durumu connoisseurship n.
sağlık durumu medical condition n.
hava durumu sunucusu weather man n.
hava durumu sunucusu weather presenter n.
havanın durumu condition of the air n.
yönelme durumu dative n.
çalışamazlık durumu disabled state n.
ihtilaf durumu conflict situation n.
uyku durumu dormant state n.
enerji durumu energy state n.
denge durumu equilibrium condition n.
denge durumu equilibrium n.
yol durumu going n.
işleme durumu on-position n.
durumu güçleştiren şey complication n.
ruh ve beden durumu fettle n.
sağlık durumu physical condition n.
ortodoks mezhebinden olmama durumu unorthodoxy n.
medeni durumu marital status n.
cevap alamama durumu nonresponse n.
karşılıklı olma durumu mutualism n.
işlerin durumu state of affair n.
daha avantajlı olma durumu one upmanship n.
bilgili olma durumu initiation n.
öğrenim durumu state of education n.
gaz durumu gas state n.
bir yerin yerlisi olma durumu denizenship n.
budizme göre insanın aşırı istek ve tutkularından kurtularak eriştiği salt mutluluk durumu nirvana n.
obje olma durumu objecthood n.
hava durumu programı sunan kimse forecastman n.
sahte/uydurma olma durumu inauthenticity n.
hava durumu sunucusu weather reporter n.
mankafa olma durumu blockheadedness n.
algıladığımız ortam durumu air n.
sonsuz olma durumu unboundedness n.
yeni/ilk günkü durumu fresh state n.
karı koca olarak bir araya gelme durumu conjugality n.
olması gerektiği gibi olma durumu oughtness n.
tebeşirli olma durumu chalkiness n.
abonelik durumu status of subscription n.
kaygısız-tasasız olma durumu insouciance n.
hazır olma durumu state of readiness n.
ilişki durumu relationship status n.
yarı uyur yarı uyanıklık durumu half awake half asleep state n.
bulunma durumu availability n.
yerel hava durumu local weather forecast n.
yabancı kültürlere ve adetlere ilgi duyma/gösterme durumu xenophilia n.
dilimin ucunda hali/durumu tip-of-the-tongue state n.
içeride olma durumu internity n.
şahısları karıştırma durumu case of mistaken identity n.
tek olma durumu oneliness n.
aynı anda hem özne hem de nesne konumunda olma durumu assujetissement n.
sorgulanmaksızın kabul edilme durumu taken-for-grantedness n.
cepte sanma/diye düşünme durumu taken-for-grantedness n.
kredi durumu credit situation n.
hava durumu sunucusu weathergirl n.
hava durumu sözlüğü weather dictionary n.
problem durumu problem status n.
yansıtıcı olma durumu specularity n.
alçakça olma durumu despicableness n.
aşağılık olma durumu despicableness n.
kıpırdayamama durumu immotility n.
atalara/geleneklere aşırı bağlı olma/hayranlık duyma durumu filiopietistic n.
simetrik olma durumu balancing n.
öngörülemeyen hava (durumu) unpredictable weather n.
soyut olma durumu incorporeity n.
soyut olma durumu incorporeality n.
yaşayış/yaşam durumu living status n.
iki uç arasında tarafsız olma durumu fence-sitting n.
çift olma (durumu/hali) coupledom n.
şok olma durumu scandalization n.
satılabilir seviyede olma durumu saleably n.
serin olma durumu draughtiness n.
cereyanlı olma durumu draughtiness n.
kılı kırk yarma durumu pernicketiness n.
öteki olma durumu alterity n.
dinamik olma durumu dynamicity n.
üretilebilir olma durumu producibility n.
arıza durumu fault condition n.
arıza durumu fault status n.
evlilik durumu marriage status n.
iç durumu internal state n.
katılım durumu participation status n.
katılım durumu participation n.
inatçı olma durumu obstinacy n.
sektörün durumu situation of the sector n.
kendinden emin olma durumu self-assuredness n.
iklim durumu climate condition n.
hava durumu raporu weather report n.
zorlama olmaması durumu noncoercion n.
siparişin durumu order status n.
siparişin durumu status of order n.
bilgin olmama durumu unscholarliness n.
denge durumu state of balance n.
büyüme durumu growth state n.
cinsel ilişkiye girmeme durumu chastity n.
ağır basma durumu overridingness n.
denge durumu state of balance n.
tiksindirici olma durumu abominableness n.
aktör olma durumu actorness n.
kireçli olma durumu calcareousness n.
dokunsal olma durumu tactuality n.
temiz ve kirletici maddelerden arınmış olma durumu taintlessness n.
evcil olmama durumu tamelessness n.
yavan, sıkıcı ve sıradan olma durumu tameness n.
çenebaz olma durumu talkiness n.
geveze olma durumu talkiness n.
fahişe olma durumu tartiness n.
akışkan olmama durumu nonfluency n.
onay durumu approval status n.
savaş durumu aggressivity n.
kanatlı olma durumu alation n.
maruz kalma durumu receving end n.
kedi olma durumu cathood n.
orgazmı güçlendirmek için kendi kendini nefessiz bırakma durumu erotic asphyxiation n.
karşılıklı birbirini sevme durumu redamancy n.
üstün olma durumu paramountcy n.
çırılçıplak olma durumu naturals [obsolete] n.
maddi durumu iyi olan kimse nonpoor n.
durumu kötüye gitme relapsing n.
maddi durumu yetersiz kimse needy n.
etrafında olup bitenlerden, kaygı ve endişelerden uzaklaşma, habersiz, bilinçsiz olma durumu blissful oblivion n.
dilin yazılı metinlerde kullanıldığı haliyle durumu veya niteliği textuality n.
bir süre devam etme durumu semipermanence n.
yasal ve etik sınırların ötesine geçme durumu twilight zone n.
çift olma durumu twoness n.
alarm durumu alerting n.
belirli bir yerde olma durumu ubeity n.
belirli bir yeri işgal etme durumu ubeity n.
bir yere sahip olma durumu ubeity n.
gerekenden daha fazla süre işte bulunma durumu presenteeism n.
bilinçli çabadan ziyade sezgilerle hareket edilen sakin dikkatlilik durumu zen n.
rastlantısal olma durumu randomity n.
maddi durumu iyi olan aileler affluent families n.
daha avantajlı olma durumu upmanship n.
zombiye dönüşme durumu zombification n.
zombi olma durumu zombiism n.
zevksiz olma durumu kitschness n.
taşlık olma durumu lapillation n.
kurtlu olma durumu maggotiness n.
genç kız olma durumu maidenship [obsolete] n.
daha büyük olma özelliği veya durumu majority [obsolete] n.
kadın hava durumu sunucusu weatherwoman n.
kadın hava durumu sunucusu weather woman n.
sınır durumu limit state n.
yararlı ve iyi olma durumu wholesomeness n.
oturum durumu mansionry [obsolete] n.
kuruyup zayıflama veya cılızlaşma durumu marcidity [obsolete] n.
büyük bir kaos veya karışıklık durumu mare's nest n.
belirli bir yerde olma durumu whereness n.
dul olma durumu (kadın için) widowhood n.
çiçeklenme durumu bloomingness n.
azami gelişim durumu blossom n.
sersemleme durumu mazedness n.
sıska veya güçsüz olma durumu measliness n.
ölçüsüz olma durumu measurelessness n.
ortada olma durumu mediateness n.
hatırlama durumu memory n.
görünüşte makul olma durumu meretriciousness n.
(mecazi olarak) çevrili olma durumu midst n.
müsaitlik durumu availability status n.
uygunluk durumu availability status n.
refah durumu fair-world n.
bir birimin, toplumun durumu health n.
yıkım durumu hell n.
kişinin hayatının mevcut durumu here and now n.
özerk olmama durumu heteronymy n.
ahlaki özgürlüğü olmama durumu heteronymy n.
insan olma durumu humanhood n.
artan telkin edilebilirlik ve yönlendirilmeye açık olmayla karakterize yapay bilinç durumu hypnotism n.
melankoli durumu misery n.
ihtiyaç durumu mister [scotland] n.
var olma durumu mode n.
var olma durumu modification n.
yenilenme durumu renewedness n.
durumu değiştirme retreat n.
iyi durumu muhafaza edememe reverting n.
ödülü hak etme durumu rewardableness n.
serbestlik durumu loose [obsolete] n.
aşık olma durumu love n.
kas dağılımı ve gelişim durumu muscling n.
bileşenin çalışabilirlik durumu go no-go n.
sistemin çalışabilirlik durumu go no-go n.
belirli bir durumu kontrol ettiği düşünülen hayali güç veya varlık god n.
ilk kez yaşanan bir olayın ve sahnenin yaşanmış gibi hatırlanması durumu déjàvu n.
hali hazırda sürdürülen ve nihai durumu belirleyecek olan faaliyet ve işlevsel davranış destinies n.
emekli olma durumu grass n.
taban durumu ground level n.
cezayı hak etme durumu guilt [obsolete] n.
saldırı durumu offensive n.
dengede olmama durumu overbalance n.
immatür olma durumu impuberty n.
koni olma durumu conicality n.
koni olma durumu conicalness n.
zamanlı iki durumu ayıran zamansız nokta instant n.
araç durumu instrumental n.
kelimenin araç durumu instrumental n.
iyi kalitede olma durumu state of good quality n.
belirli bir kaliteyi veya durumu muhafaza eden şey bastion n.
durumu kavrama bead n.
vücudun genel durumu complexion [obsolete] n.
doğa üstü olma durumu paranormality n.
pi olma durumu pi n.
pi'nin durumu pi n.
çok sayıda farklı form bulunması durumu polymorphy n.
hızlı ilerleme durumu fast-forward n.
baba olma durumu fathership n.
avantaj durumu position n.
kamusal hizmetlerin bölgeden bölgeye farklılık göstermesi durumu postcode lottery [uk] n.
sağlığa uygunluk durumu sanitary condition n.
sıhhi temizlik durumu sanitary condition n.
kesişme durumu coincidency n.
çakışma durumu coincidency n.
yaptıklarının doğruluğuna ikna olma durumu conviction n.
şekil verilebilme durumu figurability n.
değişkenin sabit durumu flatline n.
kendinden daha zengin veya makamca yüksek kimselere yaltaklanmaya hazır olma durumu flunlyism n.
zihinsel karışıklık durumu fog n.
parçacığın kuvvet alanında hareket ederken enerji, açısal momentum gibi faktörler tarafından belirlenen durumu orbit n.
sağlık durumu plight n.
sağlık durumu ply [dialect] n.
beden veya zihnin genel durumu schesis n.
bir şeyin diğer şeylere göre durumu schesis n.
bir bölgenin belirli bir yönden diğer bölgelere göre çekicilik durumu seat n.
öz ile var olma durumu self-existence n.
öz ile var olma durumu self-life [obsolete] n.
yarı trans durumu semitrance n.
kübik olma durumu cubicalness n.
kayıp veya hayal kırıklığı ile başa çıkmak için alınan ve genellikle kişinin bir durumu inkar etmesine yol açan mecazi bir afyon copium n.
iç sese sahip olmama durumu anauralia n.
kayak tesislerindeki kar miktarını ve hava koşullarını bildiren hava durumu raporu snow report n.
bazı bölgesel lehçelerde olan abartılı burundan konuşma durumu snuffle n.
burkulma sonrası gelişen şişlik, iltihaplanma, kanama ve renk değişikliği durumu sprain n.
boş mülke çökme durumu squatterism n.
terk edilmiş bir mülkiyete yerleşme durumu squatterism n.
şaşı bakma durumu squinny n.
ışıl ışıl olma durumu starriness n.
baskı uygulanma durumu superincumbence n.
bir kimsenin çıkarına olma durumu superiority n.
mucizevi olma durumu supernaturality n.
mucizevi olma durumu supernaturalness n.
mucizevi olma durumu supernature n.
yeri değiştirilme durumu supplantation n.
sanısına kapılma durumu supposition n.
hayrete düşme durumu surprisingness n.
kefilin kefil olduğu mahkumu adalete teslim etmesi durumu surrender n.
doğal afetlerin eşit ölçüde birbirine karışma durumu symmetry n.
birebir olma durumu syntypicism n.
bir kişiyi veya durumu hoş bir biçimde betimlemek vignette v.
durumu tam anlayamamak get something wrong v.
durumu bozulmak get into financial straits v.
bir durumu anlamak/kavramak sum something up v.
durumu anlatmak put someone in the picture v.
ustalıkla durumu idare etmek finesse v.
zor bir durumu atlatmak get through v.
durumu düzelmek get better v.
iyiye gitmek (hastanın durumu) gain ground v.
durumu iyi olmak be well off v.
durumu değerlendirmek take stock v.
durumu kötüye gitmeye başlamak take a turn for the worse v.
zor bir durumu atlatmak go through v.
durumu bozulmak sink v.
kötüye gitmek (hastanın durumu) lose ground v.
bir durumu olduğu gibi kabul edip ona göre davranmak face the issue v.
durumu tam anlayamamak get it wrong v.
yumuşatmak (gergin/zor bir durumu) help v.
zor bir durumu atlatmak negotiate v.
durumu anlatmak put in the picture v.
durumu birinin aleyhine çevirmek tip the scales against someone's favor v.
durumu kötü olmak do badly v.
durumu düzelmek improve v.
durumu tersine çevirmek turn the tables on v.
değerlendirmek (durumu/kendini) take stock of v.