go through - Turc Anglais Dictionnaire

go through

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "go through" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 101 résultat(s)

Anglais Turc
General
go through v. geçirmek (hastalık/sıkıntı vb'ni)
The world of marketing has gone through an evolution.
Pazarlama dünyası bir evrim geçirdi.

More Sentences
go through v. incelemek
Anyone who went through the Article 13 discrimination package could see this.
Madde 13 ayrımcılık paketini inceleyen herkes bunu görebilir.

More Sentences
go through v. yapmak
Why did we go through this long explanation?
Bu uzun açıklamayı neden yaptık?

More Sentences
go through v. katlanmak
The pain you go through because of love is by far sweeter than any other pleasure.
Aşktan dolayı katlandığın acı herhangi bir zevkten çok daha tatlıdır.

More Sentences
go through v. gözden geçirmek
The Danish Presidency should also go through the 85 000 pages of EU laws with a fine-toothed comb.
Danimarka Dönem Başkanlığı ayrıca 85.000 sayfalık AB yasalarını ince dişli bir tarakla gözden geçirmelidir.

More Sentences
go through v. kabul edilmek
We are also very pleased that the amendment widening the definition of the family went through.
Aile tanımını genişleten değişikliğin kabul edilmesinden de büyük memnuniyet duyuyoruz.

More Sentences
go through v. konuşmak
You will want to go through each of these speech exercises at least three times.
Bu konuşma alıştırmalarının her birini en az üç kez yapmak isteyeceksiniz.

More Sentences
go through v. yaşamak
Something must be done about what the humanitarian organisations are going through over there.
İnsani yardım kuruluşlarının orada yaşadıkları konusunda bir şeyler yapılmalı.

More Sentences
go through v. çekmek
Tom went through a lot of hardship.
Tom çok zorluklar çekti.

More Sentences
Phrasals
go through v. kontrolünden geçmek
Once your payment transaction is registered, it will go through a security check.
Ödeme işleminiz kaydedildikten sonra bir güvenlik kontrolünden geçecektir.

More Sentences
go through v. üstünden geçmek
Going through a network makes that difficult.
Bir ağ üzerinden geçmek bunu zorlaştırır.

More Sentences
go through v. gözden geçirmek
But we will have a chance to go through all that.
Ancak tüm bunları gözden geçirme şansımız olacak.

More Sentences
go through v. delip geçmek
The nail went through the wall.
Çivi, duvarı delip geçti.

More Sentences
go through v. girmek
When this legislation finally goes through we will hear paeans of self-congratulation.
Bu mevzuat nihayet yürürlüğe girdiğinde, kendi kendimizi tebrik eden övgüler duyacağız.

More Sentences
General
go through v. onaylanmak (bir kanun tasarısı vb)
go through v. geçmek (sınav sınıf vb'ni)
go through v. kontrol etmek
go through v. geçmek (tasarı/teklif vb meclisten)
go through v. zor bir zamanı geçirmek
go through v. arayıp taramak
go through v. muayene etmek
go through v. zor bir durumu atlatmak
go through v. durmadan geçmek (bir taşıt durması gereken bir yerden)
go through v. onaylanmak
go through v. araştırmak
go through v. geçirmek (zor bir zamanı)
go through v. harcamak (parayı)
go through v. göz atmak
go through v. sunmak
go through v. yoklamak (cepleri)
go through v. bitirmek (okulu)
go through v. ince eleyip sık dokumak
go through v. tüketmek
go through v. harcamak
go through v. yoklamak
go through v. başına gelmek
Phrasals
go through v. (bir olay/sorun/süreç) yaşamak
go through v. (kanun/karar) geçmek
go through v. (fiziksel olarak) bir yerden geçmek
go through v. bir yeri geçmek
go through v. kontrolünden geçirmek
go through v. birinden geçmek
go through v. irdelemek
go through v. dikkatlice incelemek
go through v. iyice gözden geçirmek
go through v. iyice incelemek
go through v. her şeye rağmen devam etmek
go through v. her şeye rağmen sürdürmek
go through v. planlanmış bir şeyi ne olursa olsun yapmak
go through v. bir şeye katlanmak
go through v. bir şeye tahammül etmek
go through v. zor bir duruma dayanmak
go through v. kötü bir duruma katlanmak
go through v. kötü bir süreç geçirmek
go through v. kötü bir süreç yaşamak
go through v. dışkılamak
go through v. vücuttan atmak (yediklerini)
go through v. delmek
go through v. içine girmek
go through v. tekrar etmek
go through v. üstünden geçmek
go through v. prova etmek
go through v. pratik yapmak
go through v. alıştırma yapmak
go through v. onaylanmak
go through v. (onaydan) geçmek
go through v. tüketmek
go through v. bitirmek
go through v. dibini bulmak
go through v. (email/telefon yoluyla) ulaşmak
go through v. telefonla bağlanmak
go through v. (telefon/email yoluyla) iletişim kurmak
go through v. diğer aşamaya geçmek
go through v. bir sonraki aşamaya geçmek
go through v. (bir yerden/içinden) gitmek
go through v. başka birinden geçmek
go through v. başka biri tarafından görüntülenmek
go through v. başka biri tarafından işleme alınmak
go through v. her şeye rağmen dediğini yapmak
go through v. her şeye rağmen sözünden/planından dönmemek
go through v. içine girmek
go through v. batmak
go through v. başarıyla ulaşmak (telefon ile, e-posta ile)
go through v. yerine ulaşmak (telefon, e-posta)
go through v. diğer aşamaya geçmek
go through v. diğer aşamadan devam etmek
go through v. tamamına erdirmek
go through v. sonuçlandırmak
go through v. sonuca vardırmak
go through v. başarıyla göndermek/iletmek
go through v. tekrar üstünden geçmek
go through v. olumsuz bir şey yaşamak/deneyimlemek
go through v. olumsuz bir deneyimden geçmek
go through v. baştan sona yapmak
go through v. sonunu getirmek
go through v. sonuca ulaştırmak
go through v. yapmayı başarmak
go through v. (birinin) becerisini sınamak
go through v. (birini) sınava tabi tutmak
go through v. bir ucundan diğerine gitmek
go through v. (kıyafet) giyerek aşındırmak

Sens de "go through" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 314 résultat(s)

Anglais Turc
General
go through with v. tamamlamak
Are you sure you want to go through with this?
Bunu tamamlamak istediğinden emin misin?

More Sentences
go through with v. gerçekleştirmek
You must go through with your plan.
Planını gerçekleştirmelisin.

More Sentences
go through customs v. gümrükten geçmek
I dislike going through customs at the airport because it takes so long.
Havaalanında gümrükten geçmeyi sevmiyorum çünkü çok uzun sürüyor.

More Sentences
Trade/Economic
go through customs v. gümrükten geçmek
All commercial goods and packages from abroad go through customs.
Yurtdışından gelen tüm ticari mallar ve paketler gümrükten geçer.

More Sentences
Medical
go through menopause v. menopoza girmek
I went through menopause 10 years ago.
10 yıl önce menopoza girdim.

More Sentences
General
go through the motions v. isteksizce yapmak
go through with v. yürütmek
go through the motions v. rutine bağlamak
go through the motions v. bir işi isteksizce yapmak
go through the mill v. büyük zorluklar atlatmak
go through with v. tamamen bitirmek
go through a sorrow v. acıyı yaşamak
go through a difficult patch v. çok çile çekmek
go through with v. planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak
go through pain v. acıyı yaşamak
go through the motions v. bir işi keyif almadan yapmak
go through the mill v. feleğin çemberinden geçmek
go through a crisis v. buhran geçirmek
go through a grave crisis v. ağır kriz geçirmek
go through changes v. değişikliklerden geçmek
go through border v. sınırdan geçmek
go through a phase v. aşama geçmek
go through the phase of v. aşamasından geçmek
go through a tunnel v. tünelden geçmek
go through a phase v. safhadan geçmek
go through physical examinations v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
go through health inspections v. sağlık kontrollerinden geçmek (işyeri vb)
go through physical tests v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
go through physical evaluations v. sağlık kontrollerinden geçmek (insanlar)
go through the door v. kapıdan geçmek
go out through the door v. kapıdan geçmek
go out through the door v. kapıdan çıkmak
go through the door v. kapıdan çıkmak
go through examination v. kontrolden geçmek
go through inspection v. kontrolden geçmek
go through passport control v. pasaport kontrolünden geçmek
go through a trauma v. travma geçirmek
go through a severe trauma v. ağır bir travma geçirmek
go through passport check v. pasaport kontrolünden geçmek
go through the menopause v. menopoza girmek
go through a crisis v. krize girmek
go through a phase v. aşamadan geçmek
go through a rough period v. zor bir evreden geçmek
go through a difficult time v. zor bir evreden geçmek
go through a process v. bir süreçten geçmek
go through a rough phase v. zor bir evreden geçmek
go through a difficult phase v. zor bir evreden geçmek
go through a process v. süreçten geçmek
go through a difficult period v. zor bir evreden geçmek
go through a trouble v. zahmetine katlanmak
go through a trouble v. sıkıntı/sorun yaşamak
go through a cross-examination v. sorgulanmak
go through an interrogation v. sorgudan geçmek
go through an interrogation v. sorgulanmak
go through a cross-examination v. sorgudan geçmek
go through life knowing that people hate him v. insanların ondan (kendisinden) nefret ettiğini bilerek yaşayabilmek
go through medical examinations v. sağlık kontrollerinden geçmek
go through medical tests v. sağlık kontrollerinden geçmek
go through medical tests/examinations v. tıbbi kontrollerden geçmek
go through difficulties/tough times/hardship v. zorlukları atlatmak
go through difficulties/tough times/hardship v. badire atlatmak
go through one’s wallet v. birinin cüzdanını karıştırmak
go through the motions v. idare-i maslahat etmek
Phrasals
go through someone v. (birinin) aracılığıyla yapmak
go through someone v. vücudunda dolaşmak
go through someone v. (birinin) vasıtasıyla yapmak
go through someone v. vücudunun içinden geçmek
go through someone v. (birini) aracı olarak kullanmak
go through something v. hızlıca tüketmek
go through someone or something v. birine/bir şeye girmek
go through something v. bir şeyi prova etmek
go through (one) v. (birinin) vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go through something v. bir şeyde aramak
go through something v. bir şeyi taramak
go through someone or something v. birinin/bir şeyin içinden geçmek
go through (one) v. (bir aracı) vasıtasıyla iletişim kurmak
go through something v. bir şeye katlanmak
go through something v. bir şeyi tekrar etmek
go through something v. bir şey yaşamak/deneyimlemek
go through something v. birçok aşamadan/işlemden geçmek
go through something v. bir hikayenin/anlatımın üstünden geçmek
go through (one) v. (birinin) yediği/içtiği vücudunda kalmamak
go through something v. bir yerden sığmak
go through (one) v. (biri) aracılığıyla ulaşmak
go through with (something) v. (bir şeyi) gerçekleştirmek
go through with (something) v. planlanmış (bir şeyi) gerçekten yapmak
go through with (something) v. (bir şeyi) tamamlamak
go through with (something) v. (bir şeyi) her şeye rağmen sürdürmek/tamamlamak/yürütmek
Colloquial
go (right) through someone v. cırcır yapmak
go (right) through someone v. motoru bozmak
go (right) through someone v. midesini bozmak
go (right) through someone v. midesine dokunmak
do we have to go through all that again? expr. hepsini tekrar baştan tartışmak/konuşmak zorunda mıyız?
do we have to go through all that again? expr. tekrar baştan mı başlayalım?
do we have to go through all that again? expr. başa mı dönelim?
Idioms
go through a bad patch v. talihi ters gitmek
go through the roof v. küplere binmek
go through a bad patch v. başına bir iş gelmek
go through the roof v. çok sinirlenmek
go through the motions v. üstünkörü yapmak
go through the roof v. tepesi atmak
go through fire and water v. her türlü riski almak
go through fire and water for someone v. birisi için her şeye göğüs germek
go through the hoop v. zor bir sınavdan geçmek
go through the motions v. (bir şeyi) yalandan yapmak
go through the motions v. yapıyormuş gibi görünmek
go through the hoops v. köşeye sıkıştırmak
go through the proper channels v. doğru kanaldan girmek
go through the proper channels v. doğru adım atmak
go through the motions v. iş yapıyor görünmek
go through fire and water for someone v. başka birisi için sıkıntıya girmek
go through the proper channels v. uygun yöntemleri kullanmak
go through the motions v. çalışıyor görünmek
go through the card v. çalmadık kapı bırakmamak
go through the card v. tüm olasılıkları düşünmek
go through the card v. tüm olasılıkları denemek
go through with a fine-tooth comb v. derinlemesine araştırmak
go through with a fine-tooth comb v. ıcığını cıcığını çıkarmak
go through with a fine-tooth comb v. didik didik etmek
go through the mill v. çok çekip hayatta pişmek
go through the mill v. feleğin sillesinden geçmek
go through the mill v. saçları değirmende ağartmak
go through the motions v. baştan savma yapmak
go through the floor v. dibe vurmak
go through the floor v. ayağa düşmek
go through the floor v. değeri yerlerde sürünmek
go through the floor v. taban yapmak
go through hoops v. karşılaşılan tüm engellerin üstesinden gelmek
go through hoops v. engelleri birbir aşmak
go through hoops v. meşakkatlere katlanmak
go through the roof v. fiyatlar çok yükselmek
go through the roof v. tepesinin tası atmak
go through the roof v. fiyatlar tavan yapmak
go someone through the wringer v. canına okumak
go someone through the wringer v. anasından emdiği sütü burnundan getirmek
go someone through the wringer v. köşeye sıkıştırmak
go someone through the wringer v. yakasını bırakmamak
go someone through the wringer v. perişan etmek
go through something like a hot knife through butter v. kolayca kesmek
go through the changes v. (hayatında vb) değişiklik yapmak
go through the changes v. değişime uğramak
go through the changes v. değişim yapmak
go through something with a fine-tooth comb v. didik didik aramak
go through something with a fine-tooth comb v. didik didik etmek
go through something with a fine-tooth comb v. altını üstüne getirmek
go through something with a fine-tooth comb v. ıcığını cıcığını çıkarmak
go through the roof v. (bahisler/fiyatlar) tavan yapmak
go right through someone like a dose of the salts v. midesine dokunmak
go through someone like a dose of the salts v. midesine dokunmak
go right through someone like a dose of the salts v. (bir şey) midesini bozmak
go through someone like a dose of the salts v. (bir şey) midesini bozmak
go right through someone like a dose of the salts v. cırcır yapmak
go right through someone like a dose of the salts v. motoru bozmak
go through someone like a dose of the salts v. cırcır yapmak
go through someone like a dose of the salts v. motoru bozmak
go through the floor v. dibi görmek
go through fire and water v. (bir amaca ulaşmak için) birçok badire atlatmak
go through hell v. çok sıkıntılar çekmek
go through hell v. feleğin çemberinden geçmek
go/jump through hoops v. badirelerden geçmek
go/jump through hoops v. badireler atlatmak
go through the cracks v. unutulup gitmek
fall/drop/go/slip through the cracks v. arada kaynamak
go through the roof v. dinden imandan çıkmak
go through fire and water v. yolundan şaşmamak
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) çok yükselmek
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) tavana vurmak
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) tavana vurmak
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) aşırı artmak
go through the roof v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) çok yükselmek
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) tavan yapmak
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) aşırı artmak
go through the roof v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) aşırı artmak
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) çok yükselmek
go through the ceiling v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) tavan yapmak
go through the roof v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) tavan yapmak
go through the roof v. (fiyatlar, sayılar, ilgi) tavana vurmak
go through the change v. menopoza girmek
go through the change v. menopozda olmak
go through the change v. yaş dönümünde olmak
go through the change v. menopoz döneminde olmak
go through the change v. adetten kesilmek
go through/hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönemde olmak
go through/hit a sticky patch v. zorluk/güçlük çekmek
go through/hit a sticky patch v. tatsız/zor zamanlar yaşamak
go through/hit a sticky patch v. dara/sıkıntıya düşmek
go through/hit a sticky patch v. berbat bir döneme girmek
go through/hit a sticky patch v. tatsız/zorlu bir döneme girmek
go through/hit a sticky patch v. güç bir dönemde olmak
go through/hit a sticky patch v. güç bir dönem geçiriyor olmak
go through/hit a sticky patch v. yokluk/cefa çekmek
go through/hit a sticky patch v. sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak
go through/hit a sticky patch v. sıkıntı çekmek
go through/hit a sticky patch v. tatsızlık/zorluk yaşamak
go through your paces v. becerini sınamak
go through a lean patch v. başarısızlıklarla dolu bir önem yaşamak
go through a lean patch v. çöküş dönemi yaşamak
go through a lean patch v. kötü bir dönemden geçmek
go through a lean patch v. gerileme dönemi yaşamak
go through a lean patch v. kötü bir dönem yaşamak
go through a rough patch v. problemli bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. zor bir dönemden geçmek
go through your paces v. sınava tabi tutmak
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. zor bir dönem geçirmek
go through hell and high water [uk] v. bin türlü engeli aşmak
go through a bad/sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
go through hell and high water [uk] v. türlü badirelere göğüs germek
go through-stitch v. gerçekleştirmek
go through one v. birinin vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go through one v. birinin yediği/içtiği vücudunda kalmamak
go through a rough patch v. problemli bir dönemden geçmek
go through hell and high water [uk] v. bata çıka ilerlemek
go through a sticky patch v. sıkıntılı bir dönem geçirmek
go through hell and high water [uk] v. türlü zorlukla/sıkıntıyla baş etmek
go through one v. biri aracılığıyla ulaşmak
go through-stitch v. tamamlamak
go right through one (like a dose of salts) v. birinin vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönem yaşamak
go through a sticky patch v. problemli bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönem yaşamak
go through hell and high water [uk] v. bin türlü zorlukla uğraşmak
go through a rough patch v. zor bir dönem yaşamak
go through hell and high water [uk] v. bin türlü problemle mücadele etmek
go through a sticky patch v. zor bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. can sıkıcı bir dönemden geçmek
go through one v. bir aracı vasıtasıyla iletişim kurmak
go through hell and high water [uk] v. düşe kalka ilerlemek
go through hell and high water [uk] v. türlü badirelerle karşılaşmak
go through a bad/sticky patch v. zor bir dönemde olmak
go through hell and high water [uk] v. bin bir güçlükle karşılaşmak
go through hell and high water [uk] v. bin bir güçlüğe katlanmak/göğüs germek
go right through one (like a dose of salts) v. birinin yediği/içtiği vücudunda kalmamak
go through hell and high water [uk] v. birçok güçlük/zorluk yaşamak
go through a rough patch v. sıkıntılı bir dönemden geçmek
go through-stitch v. dikiş tutturmak
go through a sticky patch v. can sıkıcı bir dönem geçirmek
go through a rough patch v. problemli bir dönem yaşamak
go through hell and high water [uk] v. zor zamanlar geçirmek
go through-stitch v. sonunu getirmek
go through something with a fine-tooth comb v. ince eleyip sık dokumak
go through the hoop v. sıkı bir denetleme/kovuşturma geçirmek
go through the hoop v. titiz/sıkı bir incelemeden geçmek
go through hell and back v. cehennemi yaşamak
go through hell and back v. çok sıkıntı çekmek
go through hell and back v. ölüp ölüp dirilmek
go through hell and back v. çok zor/kötü bir duruma dayanmak/göğüs germek
go through hell and back v. badirelere göğüs germek
go through hell and back v. öbür tarafa gidip gelmek
go through hell and back v. çok zor günler yaşamak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyi ince eleyip sık dokumak
go right through one v. birinin vücudundan hızlıca geçip çıkmak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyin ıncığını cıncığını çıkarmak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyi didik didik aramak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyin altını üstüne getirmek
go right through one v. birinin yediği/içtiği vücudunda kalmamak
go through something with a fine-tooth comb v. bir şeyi didik didik etmek
go through fire v. her şeye göğüs germek
go through channels v. uygun yöntemleri kullanmak
go through the mill v. zorluk çekmek
go through the motions (of doing something) v. (bir şeyi) yalandan yapmak
go through the wringer v. canına okunmak
go through the mill v. canına okunmak
go through the wringer v. anasından emdiği sütü burnundan getirmek
go through the wringer v. perişan olmak
go through your paces v. hünerlerini sergilemek
go through your paces v. meziyetlerini göstermek
go through the mill v. zor zamanlar yaşamak
go through a bad patch v. zor bir dönemden geçmek
go through (one's) paces v. becerilerini göstermek/sergilemek
go through the wringer v. anasından emdiği süt burnundan gelmek
go through channels v. doğru prosedürü kullanmak/uygulamak
go through the mill v. perişan olmak
go through a sticky patch v. zor bir dönemden geçmek
go through channels v. doğru adım atmak
go through the wringer v. köşeye sıkışmak
go through a sticky patch v. zor bir dönemde olmak
go through a bad patch v. zor bir dönemde olmak
go through the motions (of doing something) v. (bir şey yapmaya) katlanmak
go through fire v. birçok badire atlatmak
go through the motions (of doing something) v. (bir şeyi) isteksizce yapmak
go through (one's) paces v. yeteneklerini göstermek/sergilemek
go through fire v. her türlü riski almak
go through channels v. doğru kanaldan girmek
go through with a fine-toothed comb v. etraflıca incelemek
go through with a fine-toothed comb v. ince eleyip sık dokumak
go through with a fine-toothed comb v. didik didik etmek
go through a difficult patch v. zor dönemden geçmek
it is easier for a camel to go through the eye of a needle expr. yapılması imkansız/çok zor bir şey
it is easier for a camel to go through the eye of a needle expr. iğne deliğinden deve geçirmekten daha kolay
it is easier for a camel to go through the eye of a needle expr. deveye hendek atlatmaktan daha zor
Speaking
go through one's things v. birinin eşyalarını karıştırmak
we'll go through this together expr. bunun üstesinden beraber geleceğiz
we'll go through this together expr. bunu beraber aşacağız/yeneceğiz
let's not go through all that again expr. buna başlamayalım yine!
I will not go through this with you again expr. bu konuyu tekrar açmayacağım
I'm not gonna go through it again expr. bu konuşmayı tekrar etmeyeceğim
I'm not gonna go through it again expr. bu konuyu tekrar açmayacağım
I will not go through this with you again expr. bu konuşmayı tekrar etmeyeceğim
Trade/Economic
not go through customs v. gümrükten geçememek
not go through customs v. gümrük engeline takılmak
drop/fall/go through the floor v. taban yapmak
Law
go through one's mail v. muhaberatını okumak
go through one's mail v. muhaberatını cevaplandırmak
Traffic
go through the traffic lights v. kırmızıda geçmek
go through the traffic lights v. trafik ışıklarını geçmek
go through the traffic lights v. kırmızı yanarken geçmek
go through the traffic lights v. ışıkları geçmek
Medical
go through early menopause v. erken menopoza girmek
Sport
go through training v. antrenmana çıkmak
go through to final v. finale çıkmak
go through to final v. finale yükselmek
Slang
go through a hoop v. akla karayı seçmek