oyuncu - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

oyuncu



Sens de "oyuncu" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 43 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
oyuncu performer n.
oyuncu actress n.
oyuncu player n.
oyuncu playful adj.
General
oyuncu hoaxer n.
oyuncu gamester n.
oyuncu gambler n.
oyuncu trickster n.
oyuncu thespian n.
oyuncu trickier n.
oyuncu practical joker n.
oyuncu histrion n.
oyuncu thesp n.
oyuncu actor n.
oyuncu gamesman n.
oyuncu role player n.
oyuncu play actor n.
oyuncu gamer n.
oyuncu tricksy adj.
oyuncu frolicsome adj.
oyuncu frisky adj.
oyuncu tricky adj.
oyuncu sportive adj.
oyuncu toyful [obsolete] adj.
oyuncu espiègle adj.
oyuncu jiggish adj.
oyuncu kiddyish adj.
oyuncu feisty [us] [canada] adj.
oyuncu playsome adj.
Politics
oyuncu agent n.
Sport
oyuncu ballplayer n.
oyuncu player n.
Theatre
oyuncu luvvie n.
oyuncu luvvy n.
oyuncu roscius n.
oyuncu showboater n.
Archaic
oyuncu stager n.
oyuncu toysome adj.
Slang
oyuncu prankster n.
oyuncu tricker n.
oyuncu hoaxer n.
oyuncu trickster n.
oyuncu cut-up n.

Sens de "oyuncu" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yedek oyuncu substitute n.
vuruş yapan oyuncu batter n.
erkek oyuncu actor n.
General
yedek oyuncu doublure n.
baş oyuncu protagonist n.
turneye çıkan oyuncu barnstormer n.
top atan oyuncu bowler n.
seyircilerin arasında oturup rol yapan oyuncu plant n.
yardımcı oyuncu support n.
beyzbolda üç temel pozisyonda bulunan oyuncu sacker n.
oyuncu kadrosu casting n.
hayali oyuncu dummy n.
fasulyeden oyuncu makeweight n.
en iyi oyuncu powerhouse n.
yardımcı oyuncu understudy n.
yedek oyuncu substitute player n.
oyunu yöneten oyuncu quarterback n.
topa vuran oyuncu batsman n.
servis atan oyuncu server n.
kilit rol üstlenen yardımcı oyuncu featured actor n.
oyuncu seçimi casting n.
amerikan futbolu oyunu idare eden oyuncu quarterback n.
takıma alınmayan oyuncu scrub n.
yedek oyuncu reserve n.
büyük oyuncu plunger n.
acemi oyuncu ham n.
kadın oyuncu actress n.
atış yapan oyuncu striker n.
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi showstopper n.
yedek oyuncu emergency man n.
başrolü paylaşan oyuncu co-star n.
alaylı oyuncu self-educated performer n.
oyuncu grubu troupe n.
oyuncu olma heveslisi stage struck n.
oyuncu arkadaş fellow actor n.
yıldız oyuncu star player n.
geri oyuncu backmarker n.
oyun alanının gerisindeki oyuncu backmarker n.
arka oyuncu backmarker n.
topa vuran oyuncu batter n.
en kötü oyuncu booby n.
yedek oyuncu kulübesi bull pen n.
başrolü paylaşan oyuncu costar n.
yakışıklı oyuncu handsome actor n.
abartılı oynayan yeteneksiz oyuncu ham actor n.
seçilen oyuncu player selected n.
akıllı oyuncu smart player n.
oyuncu menajeri/temsilcisi talent agent n.
oyuncu istatistikleri game player stats n.
paf takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu call-up n.
genç takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu call-up n.
briç oyununda ortağının bahsini artıran eş oyuncu raiser n.
oyuncu kadrosunu değiştirme recast n.
yeni oyuncu kadrosuyla üretilen yapım recast n.
ismi henüz halk tarafından bilinmeyen sporcu, oyuncu, vb. no-name n.
oyuncu kimse toyer n.
oyuncu seçmelerine katılan kimse auditioner n.
(satranç, dama) siyah taşlarla oynayan oyuncu black n.
(satranç, briç) belirli bir sayıda turnuva kazanmış oyuncu master n.
ilk oyuncu leader n.
ilk oyuncu leadoff n.
başlangıç yapan oyuncu leadoff n.
ilk oyuncu lead-off n.
başlangıç yapan oyuncu lead-off n.
kart oyunundaki oyuncu hand n.
her oyuncu bir el çektikten sonra kalan domino taşları boneyard n.
her oyuncu bir el çektikten sonra kalan domino taşları stock n.
taklit yapan oyuncu mimicker n.
(körebe oyununda) gözü bağlı oyuncu hoodman n.
oyuncu kimse gamer n.
yetenekli oyuncu gamesman n.
yedek oyuncu designated hitter n.
maskeli oyuncu guiser [scotland] n.
noel zamanı kapı kapı dolaşan kostümlü amatör oyuncu guiser [scotland] n.
(yazı tura oyununda) parası diğer iki oyuncunun parasından farklı tarafta gelen bir oyuncu odd-man n.
(oyuncu, şarkıcı) bir kimsenin yerini dolduran diğer kimse double n.
yardımcı oyuncu double n.
iki oyuncu çifti ile oynanan oyun doubles n.
sert tarzı ve kavgacılığı ile bilinen agresif oyuncu (buz hokeyi) goon n.
rakibin gözünü korkutan oyuncu goon n.
oyuncu topluluğu condescension n.
daha güçsüz bir rakibe sürekli ve kolayca yenilen oyuncu cousin n.
kazanma ihtimali yüksek oyuncu fave n.
ara gösteri yapan oyuncu interluder n.
çeşitli oyunlarda diğer tüm oyunculara karşı oynayan oyuncu player n.
(spor takımı) rakiplere zarar vermesi muhtemel oyuncu danger man n.
boş ifadeli oyuncu deadpan n.
(operada/konserde) baş kadın oyuncu prima donna n.
dörtlü oyuncu grubu four n.
dört oyuncu ile oynanan maç four-square n.
(antik yunan tiyatrosunda) koro ile diyaloga giren ilk oyuncu protagonist n.
deneyimli oyuncu superagent n.
(filmlerde) sanal oyuncu synthespian n.
oyuncu seçimi draft n.
yedek oyuncu stand-in n.
oynamak (oyuncu/sanatçı) perform v.
oyuncu olmak go on the stage v.
oyuncu seçmek draft v.
oyuncu kadrosunu değiştirmek recast v.
oyuncu seçmelerine katılmak audition v.
(remi kart oyununda) her oyuncu bir el daha oynadıktan sonra oyunun biteceğini duyurmak break v.
(remi kart oyununda) kartları karıştıracak ilk oyuncu olmak break v.
(takım, oyuncu veya profesyonel boksör) daha güçlü rakip ile eşleşmek overmatch v.
saf dışı (oyuncu/asker) out of action adj.
kadar oyuncu as playful as adj.
çok üstün yetenekli (oyuncu vb) highly talented adj.
oyuncu olmayan unplayful adj.
yıldız gibi olmayan (şarkıcı, oyuncu) unstarry adj.
uygun olmayan role verilmiş (oyuncu) miscast adj.
enerjik ve oyuncu coltish adj.
icra edilebilmesi için oyuncu, gösterici gibi bir aracı gerektiren (sanat) interpretive adj.
dört oyuncu ile oynanan fourhanded adj.
dört oyuncu gerektiren fourhanded adj.
oyuncu olma hevesine kapılmış stagestruck adj.
oyuncu olmak isteyen stagestruck adj.
oyuncu olmak için çıldıran stagestruck adj.
oyuncu olmak isteyen stage-struck adj.
oyuncu olmak için çıldıran stage-struck adj.
baş oyuncu gibi starlike adj.
Phrasals
(oyuncu) repliğini unutmak dry up v.
(oyuncu repliğine) çabucak cevap vermek pick up v.
(yedek oyuncuyu) (bir başka oyuncu) ile değiştirmek/oyuna almak send someone in for someone v.
bazı spor dallarında (buz hokeyi) iki rakip oyuncu arasında top atarak karşılaşmayı/mücadeleyi başlatmak face off v.
hokey gibi oyunlarda iki rakip oyuncu arasında topun serbest bırakarak oyunu başlatmak face off v.
(beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak fly out v.
Colloquial
en sevdiğim oyuncu my favorite actor n.
en sevdiğim oyuncu my favorite actress n.
en sevdiğim oyuncu my favorite player n.
hokeyde oyunun başında veya devre arasından sonra iki rakip oyuncu arasında yapılan ve oyunu başlatan top atışı face-off n.
(beyzbol) atış bölgesinde topa vuran oyuncu bad-ball hitter n.
bencil oyuncu ball hog n.
pas vermeyen oyuncu ball hog n.
top eline/ayağına yapışan oyuncu ball hog n.
sakat oyuncu listesi the dl (down low) n.
beysbolda her üç kalede de oyuncu varken erişilen sayı turu grand slam n.
(sporda) agresif oyuncu banger n.
tecrübeli oyuncu oldbie n.
deneyimli oyuncu oldbie n.
kıdemli kimse/oyuncu oldbie n.
burssuz olarak takıma katılan oyuncu walk-on n.
çok kullanıcılı bir bilgisayar oyununda özel yönetici ayrıcalıklarına sahip olmayıp karakteri öldürülebilen bir oyuncu mort n.
belirli bir rolün tek oyuncuya yüklenmeyip birkaç oyuncu arasında paylaşıldığı takım oyuncusu grubu committee [us] n.
(buz hokeyinde) pas vermek istemeyen oyuncu puck hog n.
iskambilde nadiren blöf yapan oyuncu bear n.
yıldız oyuncu superplayer n.
çok başarılı oyuncu superplayer n.
önde gelen oyuncu superplayer n.
duayen oyuncu superplayer n.
sakat oyuncu listesinde olmak be on the dl v.
Idioms
büyük oyuncu big-time operator n.
büyük oyuncu bto (big time operator) n.
büyük oyuncu bto (big time operator) n.
rol çalan oyuncu back-cloth star n.
dikkatleri üstüne çeken oyuncu back-cloth star n.
(sporda) oyuncu maaşları için kullanılabilecek para cap space n.
sinema ve edebiyatta iyi huylu veya sihirli güçleri olan, siyahi yardımcı oyuncu saintly black character n.
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi a show-stopper n.
devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş paralı oyuncu crisis actor n.
başarısız oyuncu tinhorn gambler n.
sahnenin gerisinde durup diğer oyuncuları sırtları seyirciye dönük olmaya zorlayan oyuncu back-cloth star n.
fon önünde durup dikkatleri üzerine çeken oyuncu back-cloth star n.
yıldız oyuncu matinée idol [old-fashioned] n.
kağıt oyununda bir oyuncu a hand for (something) n.
(iskambilde) oyuncu a hand for (someone) n.
(kağıt oyununda) oyuncu a hand for (someone) n.
yedekte beklerken sürekli öneride/nasihatte bulunan oyuncu bench jockey n.
ikinci sınıf oyuncu bench warmer n.
ikinci derece oyuncu bench warmer n.
çoğunlukla yedekte bekleyen oyuncu bench warmer n.
doğduğu yerde/memleketinde popüler olan sanatçı, politikacı, oyuncu somebody's favourite son n.
memleketinin gözdesi sanatçı, politikacı, oyuncu somebody's favourite son n.
oyuncu temsilcisi ten percenter n.
ikinci yedek oyuncu (oyuna ilk çıkan oyuncunun yerine geçen oyuncunun da değiştirilmesi sonucu oyuna üçüncü sırada giren yedek oyuncu) third string n.
(sporda) oyuncu maaşları için kullanılabilecek bütçe oluşturmak free up cap space v.
oyuncu takası veya bazı oyuncularla ilişkiyi kesip bütçe yaratmak free up cap space v.
kötü oyuncu olmak couldn't act (one's) way out of a paper bag v.
oyuncu olmak be on the stage v.
oyuncu olmak go on the stage v.
kötü oyuncu olmak couldn't act (one's) way out of a wet paper bag v.
en usta oyuncu bile bir gün kaybeder the cards beat all the players [obsolete] expr.
kevin bacon'un oynamadığı/bağlantısı olmayan oyuncu kalmamıştır six degrees of kevin bacon expr.
görevini iyi yapan hiçbir öğretmen, oyuncu no teacher/actor worth their salt expr.
mesleğinde iyi olan hiçbir öğretmen, oyuncu no teacher/actor worth their salt expr.
işin erbabı hiçbir öğretmen, oyuncu no teacher/actor worth their salt expr.
Speaking
hiç de iyi bir oyuncu değilsin you're not such a good actor expr.
hiç de iyi bir oyuncu değilsin you're not such a good actress expr.
senden iyi bir oyuncu olurdu you would've made a great player expr.
voleybol 6 oyuncu ile oynanır volleyball is played with six players expr.
voleybol altı oyuncu ile oynanır volleyball is played with six players expr.
voleybol 6 oyuncu ile oynanır volleyball is played with 6 players expr.
voleybol altı oyuncu ile oynanır volleyball is played with 6 players expr.
Trade/Economic
oyuncu temsilcisi actor's agent n.
bir oyuncu için diğer oyuncunun stratejisi ne olursa olsun en iyi olan strateji dominant strategy n.
hakim oyuncu dominant player n.
iktisadi oyuncu economic agent n.
kadın oyuncu actress n.
Law
fifa oyuncu statüsü komitesi ifa players' status committee n.
oyuncu statüsü komitesinin ve uyuşmazlık çözüm dairesinin prosedürlerini düzenleyen kurallar rules governing the procedures of the players' status committee and the dispute resolution chamber (fifa) n.
Media
yeni oyuncu kadrosu ve yenilenmiş senaryo ile geri dönen tv programı reboot n.
yeni oyuncu kadrosu ve yenilenmiş senaryo ile geri dönmek reboot v.
Computer
çoklu oyuncular için tasarlanmış, oyun akışının oyuncu kararlarına göre geliştiği video oyun türü alternate reality game n.
bilgisayar oyuncu adları computer player names n.
çoklu bilgisayar oyunlarında diğer oyuncuları rahatsız eden ve bundan zevk alan oyuncu griefer n.
çoklu oyuncu multiplayer n.
fps oyunlarında otların arkasına saklanan oyuncu bush wookie n.
oyuncu ismi/etiketi player tag n.
oyuncu denetimleri player controls n.
oyuncuya karşı oyuncu player versus player n.
oyuncu olmayan karakter npc (non player character) n.
deneyimsiz oyuncuları kolayca yenebilmek amacıyla yeni bir hesap oluşturan ve kendisini amatör gibi gösteren deneyimli oyuncu smurf n.
(bilgisayardaki yarış oyunlarında) hayalet oyuncu ghost n.
(çevrimiçi oyunlarda) her oyuncu için ayrı verilen alan instance n.
(çevrimiçi oyunlarda) erişimin bir oyuncu veya grupla sınırlı olduğu bölge instanced dungeon n.
bilgisayar oyunlarında oyunun büyük bir kısmı boyunca aynı noktada kalıp oradan geçen diğer oyuncuları vuran oyuncu camper n.
(çevrimiçi rol üstlenme oyununda) sistemin kaynaklarını tüketecek sayıda oyuncu bulundurmayan bağımsız sanal dünya shard n.
oyun içi satın alımlarda büyük miktarda gerçek para harcayan oyuncu whale n.
(çevrimiçi oyunlarda) her oyuncu veya gruba özel olarak birbirinin kopyası alanlar yaratmak instance v.
aynı oyuncu için iki kez oy kullandın you have voted twice for the same player expr.
aynı oyuncu için iki kere oy kullandın you have voted twice for the same player expr.
oyuncu sayısını seç select players expr.
Telecom
yerleşik oyuncu established player n.
Television
konuk yıldız oyuncu guest n.
Marine Biology
oyuncu bir balık türü skipjack n.
Education
üniversite spor takımlarına yeni oyuncu alınması college recruiting n.
Literature
üçüncü oyuncu tritagonist n.
Geography
geri kanatta pas bekleyen oyuncu fl (florida) abrev.
Sport
bonservisi elinde olan oyuncu ile mevcut kulübünden habersiz temas kurulması tapping up n.
gol atan oyuncu scorer n.
golf gibi sporlarda kaptanın inisiyatif kullanarak takıma oyuncu seçmesi captain's pick n.
orta sahanın uç kısmında oynayan oyuncu center forward n.
sağ elini kullanan oyuncu için sağa, sol elini kullanan oyuncu için sola sapan bowling topu backup n.
top süren rakip takım oyuncusunu kasıtlı olarak iten oyuncu charging n.
krikette vurucunun bulunduğu kalenin tam karşısındaki kalede duran oyuncu nonstriker n.
krikette vurucunun bulunduğu kalenin tam karşısındaki kalede duran oyuncu non-striker n.
takımdaki sakat oyuncu listesi the disabled list [usa] n.
kadın lacrosse oyununda (hokey benzeri oyun) topu defanstan forvete taşıyan oyuncu third home n.
kadın lacrosse oyununda (hokey benzeri oyun) topu defanstan forvete taşıyan oyuncu third man n.
ragbide top yakalayıcının sağındaki oyuncu tight head n.
top süren takım arkadaşını yakından takip eden oyuncu trailer n.
krikette top atan oyuncu trundler n.
beyzbolda sayı vuruşu yapıp tüm base'leri kat eden oyuncu circuit slugger n.
(krikette) yedek oyuncu twelfth man n.
yıldız oyuncu all-star n.
acemi oyuncu rabbit n.
amerikan futbolunda oyunu yöneten oyuncu quarterback n.
arka oyuncu back line player n.
arkadaşlarına alan açan (boş alan yaratan) oyuncu dummy runner n.
birinci takıma alınmayan oyuncu scrub n.
blok yapan oyuncu blocker n.
bonservisi elinde olan oyuncu free agent n.
çok sert oynayan oyuncu head-hunter n.
çok sert oynayan oyuncu headhunter n.
çaylak oyuncu rookie player n.
deneyimli emekli oyuncu veteran player n.
en iyi oyuncu top player n.
gol pozisyonuna yakın olan oyuncu full forward n.
golcü oyuncu scorekeeper n.
golfte acemi oyuncu rabbit n.
iyi sıçrayan oyuncu leaper n.
kilit oyuncu (amerikan futbolu) quarterback n.
maçın en önemli anında strese yenik düşüp bekleneni veremeyen oyuncu choker n.
lisanslı oyuncu registered player n.
oyuncu değiştirme replacement n.
pas veren oyuncu passer n.
ribaundda çok iyi olan oyuncu rebounder n.
sağ iç oyuncu inside right n.
sert vuran oyuncu slugger n.
serbest atış yapan oyuncu free thrower n.
sol iç oyuncu inside left n.
sert oynayan oyuncu slugger n.
sopayla vuran oyuncu batter n.
top süren oyuncu dribbler n.
tribünlere oynayan oyuncu grandstander n.
takımı zor maçlarda kurtaran forvet oyuncu go-to n.
top kontrolü yüksek oyuncu, beyzbol oyuncusu ballplayer n.
topsuz koşu yapan oyuncu dummy runner n.
topu oyuna sokan oyuncu thrower in n.
uluslararası oyuncu international player n.
usta oyuncu journeyman n.
yedek oyuncu reserve player n.
yedek oyuncu bench player n.
yabancı oyuncu sınırı foreign player quota n.
yedek oyuncu backup n.
yabancı oyuncu foreign player n.
yedek oyuncu scrub n.
vuruş yapan oyuncu booter n.
yıldız oyuncu top player n.
yıldız oyuncu ace n.
krikette ilk atışta sıfır puanla elenen/oyun dışı kalan oyuncu golden duck n.
yedek oyuncu emergency [new zealand] n.
beysbol, softbol ya da krikette vuruşları çok kuvvetli olan ve uzağa giden oyuncu power hitter n.
rakibin gözünü korkutan oyuncu enforcer n.
rakibe karşı koyan oyuncu enforcer n.
bencil oyuncu ball hog n.
takım sporlarında pas vermeyen oyuncu ball hog n.
top çalan oyuncu ball-winner [uk] n.
galibiyete katkılarından dolayı takım tarafından oyuncu veya koça verilen top game ball n.
top çalan oyuncu ballhawk n.
top çalan oyuncu ball-hawking n.
(paten derbisinde) diğerlerini geçerek puan kazanmaya çalışan oyuncu jammer n.
birden çok pozisyonda oynayabilen oyuncu utility player n.
oynamamasına rağmen sayı toplayan oyuncu utility player n.
bonservisi elinde olan oyuncu free agent n.
takımıyla sözleşmesi bitmiş oyuncu free agent n.
nadiren oyuna giren yedek oyuncu bench warmer n.
newcastle united futbol kulübü ile taraftar, oyuncu, koç olarak ilişiği bulunan kimse magpie n.
sahanın daha az oyuncu bulunan tarafı weak side n.
amerikan futbolunda ileriler arkasındaki oyuncu quarter back n.
puan veya sayı alarak kendi takımına maçı kazandıran oyuncu match-winner n.
(kriket) vurucunun arkasındaki oyuncu leg n.
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapan oyuncu marker n.
hücum çizgisindeki oyuncu halfback n.
(ragbide) oyuncu dizilişinin dışında konumlanmış iki forvet oyuncusundan her biri wing-forward n.
takım oyununda forvet hattının kanadındaki oyuncu wing-forward n.
saha kenarına yakın forvet pozisyonunda oynayan oyuncu wing n.
saha kenarına yakın pozisyonda oynayan oyuncu wingman n.
as oyuncu/değerli eleman blue chipper n.
(amerikan futbolu) yıldırım hücumu yapan oyuncu blitzer n.
takımın kazanmasını sağlayan az tanınmış/deneyimsiz oyuncu bolter [new zealand] n.
(golf turnuvasında) skorun yapılan toplam vuruş sayısı ile belirlendiği müsabakayı kazanan oyuncu medal winner n.
(golf turnuvasında) skorun yapılan toplam vuruş sayısı ile belirlendiği ve sonucunda finale çıkacakların belli olduğu müsabakada en az vuruşu yapan oyuncu medalist n.
(golf turnuvasında) skorun yapılan toplam vuruş sayısı ile belirlendiği ve sonucunda finale çıkacakların belli olduğu müsabakada en az vuruşu yapan oyuncu medallist n.
(beyzbol) vurucunun başına top atan oyuncu headhunter n.
(buz hokeyi) rakibin başına vurmak için hokey sopasını kullanan oyuncu headhunter n.
(beyzbol) vurucunun başına top atan oyuncu head-hunter n.
(buz hokeyi) rakibin başına vurmak için hokey sopasını kullanan oyuncu head-hunter n.
alt lig takımına mensup oyuncu minor-leaguer n.
geçen sezondan takımda kalan oyuncu holdover n.
(lakros) rakibin kalesine en yakın iki oyun konumundan birinde oynayan oyuncu home n.
şehirlerarası spor müsabakalarında kendi ilini temsil için seçilen oyuncu (ragbi, futbol) representative [new zealand] n.
ıslak veya çamurlu sahada iyi oynayan oyuncu mudder n.
yeteneksiz oyuncu bush leaguer n.
(ragbi) hücum hattının ikinci sırasını oluşturup ön hattaki forvetlere destek olan iki oyuncu lock n.
(ragbi) hücum hattının ikinci sırasını oluşturup ön hattaki forvetlere destek olan iki oyuncu lock forward n.
sağlak oyuncu right hander n.
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu right hander n.
sağlak oyuncu righthander n.
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu righthander n.
sağlak oyuncu right-hander n.
sağ elini sol elinden daha ustaca kullanan oyuncu right-hander n.
son anda yapılan oyuncu değişikliği ring in n.
geçen sezondan takımda kalan oyuncu holdover n.
(squash veya badminton) servis atan oyuncu hand-in n.
topa vuran oyuncu chipper n.
(hokeyde) hareketleriyle oyun kurucuları destekleyen oyuncu grinder n.
(kriket) alan dışı savunmada yer alan oyuncu long-off n.
(kriket) alan dışı savunmada yer alan oyuncu long-on n.
(basketbolda) iki oyuncu ile oynanan, oyuncuların sırayla hücum ve savunma oyuncusu olduğu oyun one-on-one n.
(kriket) ilk iki atış sırasından birinde atış yapan oyuncu opener n.
(ragbide) hücum çizgisinde savunmadakinden daha fazla oyuncu bulunması overlap n.
takıma anlamlı katkıda bulunan oyuncu role player n.
oyuncu listesi roster n.
(pas veren oyuncu veya vurucuya karşı işlenen) faul roughing n.
tüm kalelerden geçen kroket topunu kullanan oyuncu rover n.
(avustralya futbolunda) sahada sabit bir konumları olmayıp topun peşinden giden üç oyuncu ruck n.
yedek oyuncu second-stringer n.
genç ve deneyimsiz oyuncu colt n.
gençler takımında oyuncu colt n.
krikette bir oyuncu pozisyonu cover point n.
lakrosta bir oyuncu pozisyonu cover point n.
krikette bir oyuncu pozisyonu coverpoint n.
lakrosta bir oyuncu pozisyonu coverpoint n.
kriket ve lakrosta point adı verilen bölgeyi koruyan oyuncu cover-point n.
(kriket) baskın taraftan atış yapan oyuncu cut n.
profesyonel bir spor takımının seçtiği oyuncu draftee n.
(futbolda) yere düşen top zemine değer değmez şut atan oyuncu dropkicker n.
(kriket) topu hızlı atan oyuncu pace bowler n.
(kriket) topu hızlı atan oyuncu paceman [australia/india] n.
(tenis) her topu karşılayıp rakibin hata yapmasını bekleyen oyuncu counterpuncher n.
sol iç oyuncu inside n.
sağ iç oyuncu inside n.
(hokeyde takım oyuncu sayısı eksildiğinde) rakibin sayı almaması için gönderilen iyi oyuncu penalty killer n.
karışıklık hallerinde takımı koordine eden oyuncu pivot n.
kilit oyuncu pivotman n.
yerden vuruşla gol atan oyuncu placekicker n.
yerden vuruşla gol atan oyuncu place-kicker n.
(bilardoda) beyaz topu oynayan oyuncu plain n.
spor kulübünde aynı zamanda oyuncu olarak görev alan yönetici player-manager n.
(buz hokeyi) pistin köşesinde top hakimiyetini sağlayan oyuncu cornerman n.
atış kazanmak için çelme takılmış gibi kendini yere atan oyuncu diver n.
as oyuncu kadrosu first string n.
sahaya çıkan oyuncu kadrosu first string n.
as oyuncu kadrosu first-string n.
sahaya çıkan oyuncu kadrosu first-string n.
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu flanker n.
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu flanker back n.
(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirme çalışan oyuncu forechecker n.
(buz hokeyinde) topa kendi defans alanında sahip olan rakip oyuncu ile mücadele etme fore-checking n.
(ragbide) forvet harici oyuncu outside n.
sağ açık oyuncu outside n.
sol açık oyuncu outside n.
(ragbide) hafbek oyuncu outside half n.
(ragbide) hafbek oyuncu out-half n.
müsabakada seribaşı olan oyuncu seed n.
rakibe yakın savunma yapan oyuncu shadow n.
(krikette) kendi sağında savunma pozisyonu alan oyuncu short leg n.
skorer oyuncu shotmaker n.
yedek oyuncu alanı sidelines n.
oyunu götüren sekiz güçlü oyuncu forwards n.
belirli bir pozisyonda oynayan oyuncu point n.
kriket sahasının top gönderim bölümünde savunma yapan oyuncu square leg n.
(ragbi) altı numaralı oyuncu standoff n.
sopa ile maç oynayan oyuncu stickman n.
yedek kulübesindeki oyuncu substitute n.
spor müsabakasında en yüksek skoru yapan oyuncu olmak topscore v.
en skorer oyuncu olmak topscore v.
oyuncu değişimi istemek request substitution v.
(oyuncu veya koçu) oyundan atmak dismiss v.
(futbol) savunma için iki oyuncu kullanmak double-team v.
(ragbide daire şeklindeki) oyuncu barajını etrafında döndürmek screw v.
(oyuncu) topa vurmak slice v.
yakınlarında rakip olmayan (oyuncu) wide-open adj.
handikaplı (oyuncu) handicapped adj.
en değerli (oyuncu) most-valuable adj.
oyuncu kontrolü dışında (top) loose adj.
krikette koşuya başlayacağı sırada vücudunun veya sopasının herhangi bir noktasıyla wicket'ı yıkan (oyuncu) hit wicket adj.
sahada az oyuncu bulunan tarafa ait veya ilgili weakside adj.
(oyuncu) ceza nedeniyle kupa maçında oynayamayan cup-tied adj.
oyun dışı kalmış (oyuncu) dead adj.
(oyuncu) as first-string adj.
(oyuncu) en iyi first-string adj.
(oyuncu) gözde first-string adj.
(oyuncu) en başarılı first-string adj.
(oyuncu) yedek scrub adj.
oyuncu topa yan çizginin üzerinden vurduğunda rakibe verilen (atış) push-in adj.
(futbolda) stoperin sağında bulunan oyuncu rfb (right fullback) abrev.
en az değerdeki oyuncu lvp (least valuable player) abrev.
geri kanatta pas bekleyen oyuncu fl (football flankerback) abrev.
Basketball
atılan sayı sonrası rakibin moralini bozmak amacıyla tahrik edici söz söyleyen oyuncu trash talker n.
boş oyuncu open man n.
bütün zor işleri yapan oyuncu horse n.
bölge savunmasının önünde oynayıp, saldırgan savunması ile rakip oyuncuları kötü pas atmaya zorlayan oyuncu chaser n.
bonservisi elinde olan oyuncu free agent n.
çok sert faul yapan oyuncu hatchet man n.
çok seyrek şut kaçıran oyuncu deadly shooter n.
çok uzun boylu olmayan ancak son derece hareketli olup iyi sıçrayan ve sayı üreten oyuncu swingman n.
çaylak sözleşmesinden çıkmış oyuncu veteran free agent n.
çok iyi oyuncu superstar n.
daha uzun bir oyuncu olduğu için kısa oyuncunun zıplayıp top alma şansı olmaması shadowing n.
diskalifiye olmaya yaklaşan ve bu yüzden daha dikkatli oynaması gereken oyuncu foul trouble n.
düdük çalması sırasında şutu atıp basket yapan oyuncu buzzer beater n.
en değerli oyuncu most valuable player (mvp) n.
fiziksel özellikleri sebebiyle kısa forvet ile uzun forvet pozisyonları arasında kalmış ve genellikle ikisinde de başarısız olan oyuncu. tweener n.
fast break’te topu ortadan götüren oyuncu middleman n.
faul limitini doldurup oyundan çıkarılan oyuncu disqualified player n.
faul yapan oyuncu butcher n.
geriye doğru sıçrayarak şut atabilen oyuncu fadeaway jumper n.
hiç pas vermeyip topu hep kendi kullanan “bencil” oyuncu gunner n.
hem sayı atıp hem ribaunt alan oyuncu power forward n.
herhangi bir takımla kontratının süresi sona ermiş oyuncu free agent n.
karşılaşmanın sonlarına doğru başa baş giden maçı attığı üçlükle veya kritik bir sayıyla döndüren oyuncu rainmaker n.
karşılaşmanın sonlarına doğru başabaş giden maçı attığı üçlükle veya kritik bir sayıyla döndüren oyuncu rainmaker n.
kolay sayı yapan oyuncu cherry picker n.
kolayca geçilen oyuncu turkey n.
oyuncu transferinde kurallara uymayan okul outlaw school n.
potaya doğru boş bir atış için koşan oyuncu basket hanger n.
potaya yakın oynayan uzun oyuncu pivot player n.
perdeleyen oyuncu screen n.
ribaunt ortalaması yüksek oyuncu glass cleaner n.
rakibin hatalarından yararlanmasını bilen zeki oyuncu heady player n.
sayısının çoğunu uzak mesafeden atan oyuncu perimeter shooter n.
seyircinin gözüne hoş gelecek oyun ve atışları yapan oyuncu fancy dan n.
sezon başında yapılan oyuncu seçmesi tryouts n.
sürekli şut denemesi yapan oyuncu gunner n.
takımının hücum sistemini yöneten oyuncu guard n.
top girmediğinde ribaundu almak için avantajlı sayı pozisyonu yakalayan oyuncu trailer n.
takımı geri koşarken hücum sahasında kalıp pas bekleyen oyuncu hanger n.
uzun dönem kontrat yaptıktan sonra iyi performans göstermeyen oyuncu franchise-killer n.
5 oyuncu ile yapılan örme five man weave n.
3 saniye koridoruna yakın oynayan oyuncu post player n.
oyunun başında hakemin iki rakip oyuncu arasına attığı top jump ball n.
Football
iki oyuncu arasından koşarak pasöre yapılan hücum red dog n.
iki oyuncu arasından koşarak pasöre hücum yapmak red-dog n.
takımdaki ilk yedek oyuncu nineteenth man [aus] n.
hakemin iki rakip oyuncu arasında topu yere bırakarak oyuna sokması throwdown n.
(amerikan futbolunda) hücum çizgisindeki bir oyuncu lineman n.
on ikinci oyuncu twelfth man n.
bek oyuncu fullback n.
bonservisi kendinde olan oyuncu free agent n.
bonservisi elinde olan oyuncu free agent n.
oyuncu çıkış tüneli player exit tunnel n.
oyunun gidişatını değiştirmek için sonradan oyuna dahil edilen oyuncu fresh leg n.
sakatlanan oyuncu injured player n.
sol iç oyuncu left inner n.
top kapan oyuncu tackler n.
yedek oyuncu fresh leg n.
(amerikan futbolunda) sahanın daha az oyuncu bulunan tarafındaki defans oyuncusu will n.
(avustralya futbolunda) kanat pozisyonunda oynayan oyuncu wingman n.
tek oyuncu tarafından atılan iki gol brace n.
atılan topa koşan oyuncu returner n.
topu yakalayan oyuncu returner n.
(amerikan futbolunda) penaltı veya dönüşüm vuruşu yapan oyuncu goalkicker n.
(amerikan futbolunda) tekmeyle vuruş tarafındaki oyuncu gunner n.
merkez sıçramalarda ve taç atışlarında rol alan genellikle uzun boylu ve atletik oyuncu ruckman [australia] n.
top taşıyıcı ile merkez sıçramalarda ve taç atışlarında rol alan oyuncu arasında bir rolü olan oyuncu ruck-rover [australia] n.
kilit oyuncu pivot n.
(ragbide) oyuncu barajının ortasında ve iç merkezde pozisyon alan oyuncu five-eighth [australia/new zealand] n.
(ragbide) orta sahada pozisyon alan oyuncu five-eighth [australia/new zealand] n.
hücum hattının gerisinde pas almak için bekleyen oyuncu flankerback n.
dizilme çizgisinin gerisinde değişken konum alabilen on ikinci oyuncu flying wing [canada] n.