sığ - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

sığ



Sens de "sığ" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sığ shallow adj.
General
sığ shoal n.
sığ superficial adj.
sığ shoaly adj.
sığ shallow adj.
sığ shelvy adj.
sığ shallowing adj.
sığ shallowed adj.
sığ groundling adj.
sığ choplogic adj.
sığ choplogical adj.
sığ depthless adj.
sığ pedantic adj.
sığ populist adj.
sığ populistic adj.
sığ flue [dialect] [uk] adj.
sığ shoal adj.
Colloquial
sığ showbizzy adj.
Physics
sığ surface-level adj.
Archaic
sığ pedantical adj.

Sens de "sığ" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 319 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sığ kayalık reef n.
General
sığ kayalık barrier reef n.
sığ yer shallow n.
sığ yer ford n.
alçak veya sulak kesimler yahut sığ sular üzerinden geçen yükseltilmiş yol causeway n.
ırmakta yürüyerek geçilen sığ yer ford n.
sığ geçit ford n.
sığ hendek creep trench n.
sığ su shallow water n.
havuzun sığ kenarı the shallow end of the pool n.
sığ bilgi shallow knowledge n.
sığ görüş shortsightedness n.
kuyruğunu suyun yüzünde tutarak sığ suda beslenen balık tailer n.
genellikle iki kulplu olan sığ ahşap kase caup [scottish] n.
sınır belirlemek için kullanılan sığ hendek trig [dialect] n.
uzun ve sığ bir sepet türü trug [brit] n.
sığ oval tabak ashet [dialect] n.
sığ alan crawl n.
(denizde) sığ yer bank n.
sığ görüş balloon n.
açık, sığ ve yuvarlak bir kabın alabileceği miktar basin n.
sığ tekne keeler n.
sığ suluk whiskin n.
sığ su glide n.
sığ tartışma choplogic n.
sığ geçit ryth n.
sığ davranan kimse cliché n.
kenarsız ve sığ kase coupe n.
su yosunlarının hızlı büyümesiyle havuzlarda ve sığ göllerde oluşan yatak feather-bed n.
su yosunlarının hızlı büyümesiyle havuzlarda ve sığ göllerde oluşan yatak featherbed n.
(plaser madenciliğinde) metal ayrıştırmada kullanılan yuvarlak sığ kutu pan n.
sığ ırgat palamar babası yuvası saucer n.
sığ çöküntü saucer n.
sığ suda oynama plodge n.
sığ çukur scrape n.
büyük içi sığ hasır sepet scull [scotland] n.
büyük su kütlesinin sığ alanlar içeren kısmı shallows n.
sığ olma (su) shoalness n.
sığ karakter shallow character n.
sığ karakter flat character n.
(avlanacak su samurunun diğer tarafa geçmemesi amacıyla) gölün sığ bölümüne dizilmiş insan sırası stickle n.
sığ tip superficial n.
sığ kimse superficialist n.
sığ tip superficiality n.
sığ yüzey superficies n.
sığ tip surface n.
sığ suda oynamak wade v.
içinden yürüyerek geçmek (sığ su/çamur) wade through v.
sığ suda gezinmek paddle v.
sığ suda yürümek wade v.
sığ yerden yürüyerek geçmek ford v.
sığ olandan kurtarmak devulgarise v.
birden fazla yönde akan küçük ve sığ şaftlarla madencilik yapmak coyote [dialect] v.
sığ suda oynamak plotter [dialect] v.
sığ suda oynamak plouter [scotland] v.
sığ hale getirmek shallow v.
sığ hale gelmek shallow v.
(su samurunu) sığ sulara sürmek shoal v.
sığ alanda yüzmek sink v.
suyun yürünerek geçilebilecek kadar sığ olma durumu wadable adj.
en sığ shallowest adj.
daha sığ shallower adj.
yürünerek geçilebilecek kadar sığ olan (su için) wadeable adj.
sığ düşünceli low-thoughted adj.
sığ fikirli low-thoughted adj.
sığ delikleri olan coyote adj.
sığ çöküntülü cuppy adj.
sığ yerlerle dolu shoaly adj.
sığ bir şekilde shallowly adv.
sığ biçimde shallowly adv.
sığ sularda on soundings adv.
sığ yere doğru shallow adv.
sığ yerde shallow adv.
sığ sularda in soundings expr.
Phrasals
(sığ su, çamur) yürüyerek geçmek wade across something v.
gemiyi tüm yelkenlerini açarak sığ bir yerden/kum yığını üzerinden geçirmeye çalışmak forge over [obsolete] v.
Idioms
sığ sularda yelken açmak make foul water v.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the bottom v.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the ground v.
Trade/Economic
sığ piyasa shallow market n.
sığ piyasa thin market n.
Tourism
ingiltere'de sığ göllerden oluşan bir turizm merkezi broads n.
Technical
sığ çekme shallow drawing n.
sığ sertleşen çelikler shallow hardenable steels n.
sığ kuyu shallow well n.
sığ temel shallow footing n.
sığ temel natural foundation n.
sığ temel spread foundation n.
sığ derinlik shallow depth n.
sığ temel shallow foundation n.
sığ sertleşmiş çelik shallow hardened steel n.
sığ temel flat foundation n.
sığ sertleşme shallow hardening n.
sığ sertleşme shallow hardened n.
sığ akım sheet flow n.
sığ sertleşen çelikler shallow hardening steels n.
yansımalı fırında sığ ocak open hearth n.
portatif çatıyla örtülü geniş ve sığ tuz düzlüğü cover n.
sığ yerden geçme shallow fording n.
yapılan sığ kazı sink n.
nehirde sığ kısımları derinleştirmede kullanılan bir tür hareketli baraj bear-trap dam n.
sığ su dibindeki yapışkan çamur putty n.
sığ sertleşen shallow hardening adj.
sığ sertleşen shallow hardenable adj.
Architecture
tarih öncesi çağlarda göllerin sığ bölgelerinde kazıklar üzerine inşa edilmiş ev lacustrine dwellings n.
Construction
don korumalı sığ temel frost-protected shallow footing n.
içinde harç karılan sığ kap mortar bed n.
suyu çiy ve yoğuşmayla elde edilen genellikle yapay olan sığ göl dew pond n.
Railway
hareket halindeki buharlı lokomotifin su alabilmesi için raylar arasına yerleştirilmiş uzun ve sığ oluk track pan n.
Aeronautic
kapalı bir fan veya pervane tarafından itilen sığ sular ve bataklıklarda kullanılan tekne air-boat n.
Marine
sığ sularda kullanım için tasarlanmış, teknenin kıç bölümünde bulunan motor tunnel stern n.
bir adayı çevreleyen sığ bölge insular shelf n.
bir geminin sığ suda zemine saplanması aground n.
çok sığ su dalgaları very shallow water waves n.
derin denizle sığ deniz arasındaki bölge transitional zone n.
geminin sığ suya oturması squat of ship n.
lagün kanalının ortasında oluşan sığ bölge middle-ground shoal n.
sığ akış sheet flow n.
sığ sahil shallow beach n.
sığ; büyük balık sürüsü shoal n.
sığ su shoal n.
sığ su gel-giti shallow water tide n.
sığ suda yüzey dalgaları surface waves in shallow sea n.
sığ deniz shallow sea n.
sığ su shallow water n.
sığ deniz balıkçılığını geliştirme planı planning of development of fishing ground in shallow water n.
sığ sularda yapılan dalışlarda kullanılan kapalı devre dalış aparatı rebreather n.
sığ su rıhtımı shallow water wharf n.
sığ su dalgaları shallow water waves n.
sığ su alıcısı low sea suction n.
sığ karst shallow karst n.
sığ sis shallow fog n.
sığ su rıhtımı shallow water quay n.
sığ kanallarda kullanılan altı düz küçük bir tekne john boat n.
sığ kanallarda kullanılan altı düz küçük bir tekne jon boat n.
sığ kanallarda kullanılan kıçı kare şeklinde ve düz altlı küçük tekne jon boat n.
geçilmesi zor olan küçük ve sığ koy gunkhole n.
hızlı ilerleyen geniş ve sığ okyanus akıntısı drift n.
çakıltaşı, kumtaşı ve şeylden oluşan sığ su çökeltisi culm n.
sığ draftlı yüksek hızlı sürat teknesi scooter n.
daha sığ sulara seyretmek shoal v.
(gemi) sığ suda seyir yapmak squat v.
(sığ su tabanı) çapa atılamayan foul adj.
(sığ su tabanı) çapa tutmayan foul adj.
Petrol
sığ petrol kuyusu posthole n.
Mining
sığ derinlikler shallow depths n.
sığ derinlik shallow depth n.
Medical
sığ nefes alma inhibited breathing n.
Anatomy
kürek kemiğinin üst kısmındaki sığ boşluğun kenarını oluşturan lifli kıkırdak halkası labrum n.
(kemikte) geniş ve sığ çukurluk venter n.
kürek kemiğinde bulunan ve üst kol kemiğinin omuz kemeri ile eklemlenmesini sağlayan sığ kavite glenoid cavity n.
kürek kemiğinin üst kısmındaki sığ boşluğun kenarını oluşturan lifli kıkırdak halkasıyla ilgili labral adj.
sığ bir kaviteye benzer glenoid adj.
sığ bir kaviteye sahip glenoid adj.
pürüzsüz ve sığ bir çukur biçiminde olan (eklem yuvası) glenoidal adj.
kürek kemiğinde bulunan ve üst kol kemiğinin omuz kemeri ile eklemlenmesini sağlayan sığ kaviteye ait veya ilişkin glenoidal adj.
Psychology
sığ işleme shallow processing n.
Pathology
anormal derecede yavaş ve sığ nefes alma hypopnea n.
genellikle solunum hızında azalmayla birlikte görülen anormal şekilde sığ nefes alma hypopnoea n.
Gastronomy
sapı da olabilen sığ ve açık servis tabağı nappy n.
sığ, oval, topraktan güveç tian n.
sığ, oval, topraktan güveçte pişmiş yemek tian n.
bir tür sığ ve dikdörtgen tava drip pan n.
bir tür sığ ve dikdörtgen tava dripping pan n.
geniş sığ tavada tek parça halinde pişirilen hamurişi sheet n.
yiyeceğin poşe tarzı pişirilmesine yarayan sığ bir kap poacher n.
ayaklı sığ kase sundae n.
Biology
sığ oyukları olan lacunate adj.
sığ oyukları olan lacunose adj.
Marine Biology
batı atlantik, meksika körfezi ve karayip denizi'nin florida-brezilya arası kısmındaki sığ su resiflerinde yaşayan altın ve mavimsi-mor renklerde bir çırçır balığı ladyfish (bodianus rufus) n.
doğu yarımkürenin sığ tropik sularında yaşayan bir örümcek kabukluları cinsi lambis n.
atlantik’in sığ sularında sürü halinde yüzen tehlikeli bir köpekbalığı lemon shark (negaprion brevirostris) n.
sığ yer shoal n.
sığ sularda yaşayan küçük tarakların kası bay scallop n.
batı atlantik'in sığ sularında görülen bir balık belted sandfish (serranus subligarius) n.
batı atlantik'in sığ sularında görülen bir balık serranus subligarius n.
güney afrika'nın sığ sularında görülen basık gövdeli bir balık black bream [africa] n.
güney afrika'nın sığ sularında görülen basık gövdeli bir balık galjoen n.
güney afrika'nın sığ sularında görülen basık gövdeli bir balık dichistius capensis n.
sığ kıyılarda görülen, gümüşi gri renkte bir avustralya sofra balığı blackfish (girella tricuspidata) n.
sığ sularda görülen basık bir av ve spor balığı blackfish (dichistius capensis) n.
florida sahilindeki sığ sularda yaşayan bir balık mangrove snapper n.
florida sahilindeki sığ sularda yaşayan bir balık gray snapper n.
florida sahilindeki sığ sularda yaşayan bir balık grey snapper n.
florida sahilindeki sığ sularda yaşayan bir balık lutjanus griseus n.
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı queenfish n.
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı queen croaker n.
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı seriphus politus n.
tropik sığ sularda yaşayan ve kayabalıklarına akraba olan küçük balıkları içeren bir familya microdesmidae n.
tropik sığ sularda yaşayan ve kayabalıklarına akraba olan küçük balıkları içeren bir familya family microdesmidae n.
kayabalığıyla akraba olup az bilinen tropikal bir sığ su balıkları familyası worm fish n.
albulidae familyasına ait, sıcak ve sığ sularda görülen, gümüşi bir deniz balığı bonefish n.
albulidae familyasına ait, sıcak ve sığ sularda görülen gümüşi bir deniz balığı bonyfish n.
atlantik okyanusu'nun kuzeyindeki sığ sularda yaygın bir şekilde görülen yılanbalığı benzeri küçük balıklara verilen ad bracketed blenny n.
atlantik okyanusu'nun kuzeyindeki sığ sularda yaygın bir şekilde görülen yılanbalığı benzeri küçük balıklara verilen ad gunnel n.
aynı anda kullanabildiği birden fazla diş dizisine sahip olup sığ ve tropikal denizlerde yaşayan bir köpekbalığı cinsi ginglymostoma n.
atlantik okyanusu'na özgü, keskin ve sivri dişleri olup sığ sularda yaşayan bir köpek balığı sand tiger (odontaspis taurus) n.
tipik olarak sığ sularda veya gelgit havuzlarında bulunan ince bir deniz balığı rock cook n.
sığ su foku rock seal n.
sığ kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir balık türü bismer (gasterosteus spinachia) n.
batı atlantik'in sığ ve tropikal sularına özgü bir lapina slippery dick (halichoeres bivittatus) n.
sığ sularda yaşayan uzun ve basık gövdeli balıkları içine alan bir balık familyası pempheridae n.
sığ sularda yaşayan uzun ve basık gövdeli balıkları içine alan bir balık familyası family pempheridae n.
atlas okyanusu'nun sığ sularında yaşayan bir köpekbalığı sand shark n.
pasifik okyanusu'nun tropikal bölgelerindeki sığ sularda yaşayan yassı gövdeli bir köpekbalığı familyası orectolobidae n.
sığ kuzey denizlerinde görülen sırt yüzgeci dikenli bir balık prickleback n.
(denizkestanesine ait dış çıkıntıların çevresinde görülene benzer) sığ oyuk scrobicula n.
(denizkestanesine ait dış çıkıntıların çevresinde görülene benzer) sığ oyuk scrobicule n.
sığ kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir balık sea adder (gasterosteus spinachia) n.
sığ kıyı bölgelerinde yaşayan küçük bir balık bismore (gasterosteus spinachia) n.
florida sahilindeki sığ sularda yaşayan bir balık sea lawyer n.
kaliforniya'nın sığ kıyı sularında yaşayan gümüşi mavimsi bir trampet balığı seatrout n.
hint-pasifik okyanusunun tropik ve sığ sularında yaşayan uzun ince balıkları içeren, levreksiler takımına mensup bir familya sillaginidae n.
sığ sularda yaşayan tropik bir balık sleeper goby n.
sığ sularda yaşayan tropik bir balık valenciennea strigata n.
sığ sulara gömülen kabukluları içine alan bir kabuklu familyası family squillidae n.
atlas okyanusu'nun sığ sularında yaşayan bir balık soapfish (rypticus saponaceus) n.
sığ sulara gömülen kabukluları içine alan bir kabuklu familyası squillidae n.
kıyı şeridine yakın sığ denizlerde yaşayan neritic adj.
kıyı şeridine yakın sığ denizlerle ilgili neritic adj.
Zoology
sığ oluklu fossulate adj.
Botanic
sığ su veya bataklıkta yetişen püsküllü çok yıllık bir bitki arrow grass (triglochin maritima) n.
sığ su veya bataklıkta yetişen püsküllü çok yıllık bir bitki arrowgrass (triglochin maritima) n.
sığ su veya bataklıkta yetişen püsküllü çok yıllık bir bitki sea arrowgrass n.
sığ su veya bataklıkta yetişen püsküllü çok yıllık bir bitki seaside arrowgrass n.
sığ su veya bataklıkta yetişen püsküllü çok yıllık bir bitki common arrowgrass n.
sığ su veya bataklıkta yetişen püsküllü çok yıllık bir bitki shore arrowgrass n.
sığ su veya bataklıkta yetişen püsküllü çok yıllık bir bitki goose grass n.
göl ve sığ sularda yetişen bitkilerden oluşan bir familya pondweed family n.
göl ve sığ sularda yetişen bitkilerden oluşan bir familya family potamogetonaceae n.
göl ve sığ sularda yetişen bitkilerden oluşan bir familya potamogetonaceae n.
sığ sularda yetişen bir bitki familyası potamogetonaceae n.
sığ sularda yetişen bir bitki familyası family potamogetonaceae n.
sığ sularda yetişen bir bitki familyası pondweed family n.
Agriculture
sığ kök sistemi shallow root system n.
sığ kök yapısı shallow root system n.
fidelerin konulduğu sığ kutu flat n.
sığ çukurlarına yumurta yerleştirilen sıkıştırılmış kağıt bölme flat n.
(soğanları) sığ kutuya koymak flat v.
(fideleri) bir yerden çıkarıp sığ bir kutuya dikmek flat v.
Fishery
(olta balığı) yüksek hızda zıplayıp sığ dalış yapmak greyhound v.
Education
sığ öğrenme shallow learning n.
Religious
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti sepulcher [us] n.
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti sepulchre [uk] n.
Environment
sığ doz shallow dose n.
sığ doz eşdeğeri shallow dose equivalent n.
sığ deprem shallow earthquake n.
sığ su dalgası shallow water wave n.
sığ sulu ve çamurlu arazi swamp n.
bitki örtüsü oluşturan sığ göl veya bataklık çöküntüsü cowal [australia] n.
Geography
avustralya'nın kuzeyindeki çok geniş ve sığ körfez carpentaria n.
avustralya'nın kuzeyindeki çok geniş ve sığ körfez gulf of carpentaria n.
uganda ve kongo sınırında, büyük rift vadisi'nde yer alan sığ göl lake albert n.
uganda ve kongo sınırında, büyük rift vadisi'nde yer alan sığ göl lake albert nyanza n.
batı macaristan'da yer alan büyük ve sığ göl lake balaton n.
orta avustralya’da yer alan, ülkedeki en büyük göl ve kıtanın en düşük noktası olan sığ tuz gölü lake eyre n.
iran'ın türkiye'ye bakan batı sınırı ile kuzeyindeki tebriz arasında yer alan sığ tuzlu göl lake urmia n.
dar ya da sığ alanda bulunan bulunan su kütlesi laguna n.
etrafı kara ile çevrili sığ su lagoon n.
ırmağın sığ geçit yeri ford n.
sığ kayalık reef n.
sığ deniz çökeli shallow marine sediment n.
sığ deniz adaları continental islands n.
sığ deniz fasiyezi shallow marine facies n.
zambiya'da bir sığ bir nehir bangweulu n.
zambiya'da bir sığ bir nehir lake bangweulu n.
(kanada'da) kum setinden oluşan sığ lagün barachois n.
orta uganda'da papirüs bataklıklarıyla dikkat çeken sığ bir göl kyoga n.
orta uganda'da papirüs bataklıklarıyla dikkat çeken sığ bir göl kyoga lake n.
genellikle düz zeminli ve suya dolu olan, geniş ve sığ infilak krateri maar n.
(güneybatı asya ve kuzey afrika'da) çöl belgesinde sığ ve keskin hatlı bir çöküntü wady n.
ingiltere'de yer alan sığ göller takımı broads n.
uganda ve kongo sınırında bulunan sığ bir göl mobuto lake n.
akarsu yatağındaki sığ bölge rift n.
avustralya'nın iç kesimlerinde toprakları delik deşik eden sığ deliklerden her biri melon hole n.
atlantik okyanusu'nda bir sığ bölge grubu grand banks n.
(doğu norfolk ve suffolk'ta) sığ göl broad [dialect] [uk] n.
(abd'nin güneydoğu kıyılarında) sığ çöküntü alanı bay n.
(abd'nin güneydoğu kıyılarında) sığ çöküntü alanı carolina bay n.
dover boğazı'nın girişinde bulunan tehlikeli sığ bir alan goodwin sands n.
derin ve sığ vadi comb n.
vadiden daha sığ veya açık olan doğal su yolu draw n.
sığ yataklı küçük ve doğal su yolu draw n.
sığ sularla çevrili arazi alanı fenland n.
macaristan'da büyük ve sığ bir göl plattensee n.
iran'ın kuzeybatısında sığ ve suyu tuzlu bir göl daryacheh-ye orumiyeh n.
genellikle ana akarsu ile yeniden birleşen nispeten dar ve sığ kol snye [canada] n.
Geology
kıta içlerine kadar uzanan sığ deniz epicontinental sea n.
kıta içlerine kadar uzanan sığ deniz epeiric sea n.
sığ denizel çökeller shallow marine sediments n.
sığ denizel karbonatlar shallow marine carbonates n.
sığ jeofizik near surface geophysics n.
sığ yeraltı yapıları shallow subsurface structures n.
sığ s-dalgası kesitinin çıkarılması shallow s-wave truncation n.
sığ denizel kırıntılılar shallow marine clastics n.
sığ denizel ortam shallow marine environment n.
sığ deniz yığıntısı terrigenous sediment n.
sığ sismik shallow seismic n.
kil ve silt bakımından zengin sığ çöküntü claypan [australia] n.
çakıltaşı, kumtaşı ve şeylden oluşan sığ su çökeltisinin meydana getirdiği alt karbonifer oluşumu culm n.
çakıltaşı, kumtaşı ve şeylden oluşan sığ su çökeltisinin meydana getirdiği alt karbonifer oluşumu culm measures n.
sığ gelgit noktası sublittoral n.
sıcak ve sığ sularda oluşmuş mineraller ile ilgili epithermal adj.
sığ gelgit noktasında yer alan sublittoral adj.
Military
sığ sudan geçme kabiliyeti shallow fording capability n.
sığ su mayın taraması skim minesweeping n.
(tankta) su altında kalmayı sağlayarak sığ su kütlelerini aşmaya yarayan içe çekilebilir boru snorkel n.
Sport
sarp kayalık yüzeyindeki büyük ve sığ çentik dièdre n.
sarp kayalıktaki büyük ve sığ köşe dièdre n.
(golf topu) sığ ve ufak çukurda duran cupped adj.
Archaic
sığ yer schoole n.
sığ kayalık shelve n.
sığ su shelve n.
Reptiles
ılık çamurlu sığ sularda yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa snapping turtle (chelydra serpentina) n.
ılık çamurlu sığ sularda yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa snapping turtle (macroclemys temmincki) n.
ılık çamurlu sığ sularda yaşayan güçlü çeneli, kafası geniş, ısırmaya yatkın bir kaplumbağa loggerhead (chelydra serpentina) n.
Slang
sığ ve materyalist olarak görülen popüler zengin avrupalı eurotrash n.
sığ ve materyalist olarak görülen popüler zengin avrupalılara ait eurotrash adj.
Star Wars
sığ marş tedarik deposu shallow march supply depot n.