toplum - Turc Anglais Dictionnaire

toplum

Sens de "toplum" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
toplum society n.
Their research can make a true impact on society.
Araştırmaları toplum üzerinde sahici bir etki yaratabilir.

More Sentences
General
toplum world n.
Go out into the world today and love the people you meet.
Bugün topluma karış ve tanıştığın insanları sev.

More Sentences
toplum society n.
The national police force's monopoly on the use of force is a basic rule in a democratic society.
Ulusal polis gücünün güç kullanma tekeli demokratik bir toplumda temel bir kuraldır.

More Sentences
toplum community n.
Since then the situation has got even worse for the community there.
O zamandan bu yana oradaki toplum için durum daha da kötüleşti.

More Sentences
Politics
toplum community n.
Community resources are being deployed to improve safety.
Toplum kaynakları güvenliği artırmak için kullanılıyor.

More Sentences
Biochemistry
toplum population n.
Macro-economic progress has yet to trickle down into tangible economic benefits for the population at large.
Makro-ekonomik ilerleme henüz toplumun geneli için somut ekonomik faydalara dönüşmemiştir.

More Sentences
General
toplum monde n.
toplum gesellschaft n.
toplum hetairia n.
toplum superorganism n.
toplum soc. (society) abrev.
Idioms
toplum joe public n.
toplum john q public n.
Politics
toplum soc. (socialist) abrev.
Social Sciences
toplum common n.

Sens de "toplum" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 492 résultat(s)

Turc Anglais
General
açık toplum open society n.
We must not become enemies of the open society ourselves.
Biz de açık toplumun düşmanları haline gelmemeliyiz.

More Sentences
toplum mühendisliği social engineering n.
They are trying to do social engineering.
Toplum mühendisliği yapmaya çalışıyorlar.

More Sentences
sivil toplum civil society n.
Our 700 000 sports clubs are pillars of Europe's civil society.
700.000 spor kulübümüz Avrupa'nın sivil toplumunun temel direkleridir.

More Sentences
toplum hayatı community life n.
We must, once again, inspire citizens with the desire to vote and the desire to become involved in community life.
Vatandaşlarımıza bir kez daha oy kullanma ve toplum hayatına katılma arzusu aşılamalıyız.

More Sentences
sivil toplum kuruluşu ngo n.
She works in an NGO as a volunteer.
Bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak çalışıyor.

More Sentences
totaliter toplum totalitarian society n.
Totalitarian societies hold the primacy of the law in contempt both at national level and in international relations.
Totaliter toplumlar hem ulusal düzeyde hem de uluslararası ilişkilerde hukukun üstünlüğünü hor görürler.

More Sentences
ilkel toplum primitive society n.
The basis of primitive society was gathering and hunting.
İlkel toplumun temeli toplayıcılık ve avcılıktı.

More Sentences
toplum dışına itilmiş kimse outcast n.
He was a rebel and an artist who loved contacting the outcasts of society.
O, asi ruhlu biriydi ve toplumun dışladığı kişilerle irtibat kurmayı seven bir sanatçıydı.

More Sentences
bilim ve toplum science and society n.
We propose to double the spending on science and society.
Bilim ve topluma yönelik harcamaların iki katına çıkarılmasını öneriyoruz.

More Sentences
burjuva toplum bourgeois society n.
These are the crises in the bourgeois society.
Bunlar burjuva toplumunun krizleridir.

More Sentences
yerel toplum local community n.
This is a major concern of local communities and non-governmental organisations.
Bu, yerel toplumlar ve sivil toplum örgütleri için büyük bir endişe kaynağıdır.

More Sentences
eşitlikçi toplum egalitarian society n.
Denmark is one of the most egalitarian societies in the world.
Danimarka dünyadaki en eşitlikçi toplumlardan biridir.

More Sentences
uluslararası toplum international community n.
I am convinced that the onus is on the international community and especially on the Quartet.
Sorumluluğun uluslararası topluma ve özellikle de Dörtlü'ye ait olduğuna inanıyorum.

More Sentences
demokratik toplum democratic society n.
These 23 million people and their democratic society are excluded from international organisations.
Bu 23 milyon insan ve onların demokratik toplumu uluslararası örgütlerden dışlanmaktadır.

More Sentences
toplum hizmeti community service n.
Useful and essential community services cost money.
Faydalı ve temel toplum hizmetleri paraya mal olur.

More Sentences
küresel toplum global society n.
Today's global society requires us continually to improve our preparation for the challenges that face us.
Günümüzün küresel toplumu, karşımıza çıkan zorluklara karşı hazırlığımızı sürekli olarak geliştirmemizi gerektiriyor.

More Sentences
sivil toplum örgütü ngo n.
My best friend works for an NGO in Afghanistan.
En iyi arkadaşım Afganistan'da bir Sivil Toplum Örgütü için çalışıyor.

More Sentences
sıkı bir düzene sokmak (toplum/kurum vb'ni) regiment v.
The college imposes a very regimented lifestyle on its students.
Üniversite, öğrencilerine çok katı bir yaşam tarzı dayatıyor.

More Sentences
sivil toplum (kuruluş, örgüt) civil adj.
The event will be held by a civil organization.
Etkinlik bir sivil toplum kuruluşu tarafından düzenlenecektir.

More Sentences
toplum tarafından socially adv.
Your manners are socially unacceptable.
Davranışlarınızın toplum tarafından kabul görmesi mümkün değil.

More Sentences
Colloquial
özgür toplum free society n.
The ability to deliver terrorist assaults on free societies is much easier in open societies.
Özgür toplumlara terörist saldırılar düzenleyebilmek açık toplumlarda çok daha kolaydır.

More Sentences
Trade/Economic
kapitalist toplum capitalist society n.
Thus he exonerates the dealers and capitalist society and condemns young people.
Böylece tüccarları ve kapitalist toplumu temize çıkarırken gençleri mahkum etmektedir.

More Sentences
Politics
sivil toplum örgütü non-governmental organisation n.
Together with non-governmental organisations, the committee arranged a conference for women from Afghanistan.
Komisyon, sivil toplum örgütleriyle birlikte Afganistan'dan gelen kadınlar için bir konferans düzenledi.

More Sentences
sivil toplum kuruluşu non-governmental organization n.
The Society for Protection of Nature is a non-profit, non-governmental organization.
Doğayı Koruma Derneği, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur.

More Sentences
toplum hizmeti community service n.
Useful and essential community services cost money.
Faydalı ve temel toplum hizmetleri maliyetlidir.

More Sentences
sivil toplum örgütleri non-governmental organisations n.
Now, many aid organisations and non-governmental organisations are desperately waiting to receive money.
Şu anda birçok yardım kuruluşu ve sivil toplum örgütü umutsuzca para almayı bekliyor.

More Sentences
feodal toplum feudal society n.
The economic structure of capitalist society has grown out of the economic structure of feudal society.
Kapitalist toplumun ekonomik yapısı, feodal toplumun ekonomik yapısından doğmuştur.

More Sentences
kırsal toplum rural community n.
I stress that farms are also important employers in our rural communities.
Çiftliklerin de kırsal toplumlarımızda önemli işverenler olduğunu vurgulamak isterim.

More Sentences
sivil toplum forumu civil society forum n.
This process has been launched with the ACP Civil Society Forum.
Bu süreç ACP Sivil Toplum Forumu ile başlatılmıştır.

More Sentences
sosyalist toplum socialist society n.
A free socialist society needs the active participation of millions of people.
Özgür bir sosyalist toplumun milyonlarca insanın aktif katılımına ihtiyacı vardır.

More Sentences
uluslararası toplum international community n.
Why did the international community set up this International Criminal Court?
Uluslararası toplum neden bu Uluslararası Ceza Mahkemesini kurdu?

More Sentences
açık toplum open society n.
Either way, it is a creeping venom seeping into our open society and becoming a burden on it.
Her iki durumda da açık toplumumuza sızan ve onun üzerinde bir yük haline gelen sürünen bir zehirdir.

More Sentences
sivil toplum civil society n.
The annual report placed emphasis on the importance of dialogue and cooperation between governments and civil society.
Yıllık raporda hükûmetler ve sivil toplum arasındaki diyalog ve işbirliğinin önemine vurgu yapılmıştır.

More Sentences
sivil toplum civil society n.
Nonetheless, part of the balance can undoubtedly be restored by a strong civil society in the countries concerned.
Bununla birlikte, söz konusu ülkelerde güçlü bir sivil toplum ile dengenin bir kısmı şüphesiz yeniden kurulabilir.

More Sentences
Institutes
sivil toplum kuruluşları non-governmental organisations n.
In every case, however, they are non-governmental organisations.
Ancak her durumda bunlar birer sivil toplum kuruluşu.

More Sentences
Social Sciences
sınıflı toplum class society n.
Revolutionary war is inevitable in the class society.
Sınıflı toplumda devrimci savaş kaçınılmazdır.

More Sentences
Linguistics
çok kültürlü toplum multicultural society n.
A concrete example of this so-called multicultural society is the fact that Muslims occupy high government offices.
Bu sözde çok kültürlü toplumun somut bir örneği, Müslümanların yüksek devlet makamlarını işgal etmesidir.

More Sentences
General
çoğulcu toplum pluralistic society n.
toplum katılımı community participation n.
sanayi sonrası toplum post industrial society n.
kabul görmüş toplum ahlakı social ethics n.
toplum önüne ilk çıkış debut n.
toplum kalkınması community development n.
toplum bilimci social scientist n.
müzik ve toplum music and society n.
öğretmenler ve toplum teachers and community n.
toplum bilimi sociology n.
sanat ve toplum art and society n.
organize olmuş toplum body politic n.
toplum ve okul community and school n.
toplum üyesi member of the public n.
toplum mühendisleri society engineers n.
mimarlar ve toplum architects and community n.
bir toplum veya topluluğa özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü culture n.
edebiyat ve toplum literature and society n.
sınıfsız toplum classless society n.
toplum kurallarına uymayan nonconformist n.
toplum bilimcisi population scientist n.
aşırı yönetilen toplum overmanaged society n.
hazırlıklı toplum prepared community n.
toplum faktörü social factors n.
sivil toplum social society n.
toplum yaşamı community life n.
mimarlık ve toplum architecture and society n.
toplum kurallarına uymayan kimse nonconformist n.
toplum dışı bırakılmış kimse pariah n.
toplum dışına itme ostracism n.
hür toplum free society n.
kadınlarca yönetilen toplum gynecocracy n.
toplum yasalarına aklını kullanarak, kendi özgür istemiyle boyun eğen kişi satyagrahi n.
tüm toplum tarafından aptal olduğu düşünülen kimse celebutard n.
ilkel bir toplum a primitive society n.
reklamlardan etkilenen toplum admass n.
toplum baskısı social influence n.
toplum ve edebiyat society and literature n.
sivil toplum civilians n.
toplum standartı community standard n.
toplum önüne çıkma coming out n.
medeni toplum civilized society n.
toplum psikolojisi social psychology n.
toplum bilimci sociologist n.
toplum destekli polislik community policing n.
avcı ve toplayıcı toplum hunter and gatherer tribe n.
sivil toplum kuruluşu non governmental organization n.
tek yönetim altında bulunan örgütlü siyasal toplum state n.
toplum psikiyatrisi community psychiatry n.
toplum sözleşmesi social contract n.
dinsel toplum religious community n.
toplum merkezleri centers for family consulting n.
toplum kurallarına uyan kimse conformist n.
sivil toplum civilian population n.
toplum bilimleri social sciences n.
toplum bilinci public consciousness n.
federal bir cumhuriyetin bir parçasını oluşturan örgütlü siyasal toplum state n.
tüketici toplum consumer society n.
çoğulcu toplum plural society n.
sosyal toplum social community n.
toplum psiko analiz sociopsychoanalysis n.
toplum polisi riot police n.
toplum bilimleri social studies n.
temiz toplum decent society n.
toplum kurallarına karşı olan akım nonconformism n.
sosyalizm ve toplum socialism and society n.
savaş ve toplum war and society n.
toplum eğitimi community education n.
tiyatro ve toplum theater and society n.
toplum psikolojisi community psychology n.
sivil toplum kuruluşları nongovernmental organizations n.
savaşçı toplum warrior society n.
müslüman toplum muslim community n.
toplum düzeni social order n.
erkek egemen toplum male-dominant society n.
sanayi öncesi toplum pre-industrial society n.
toplum merkezcilik socio-centrism n.
durgun toplum stationary-stagnant society n.
post-modern toplum post industrial society n.
polis-toplum ilişkileri police-community relations n.
sanayi sonrası toplum post-industrial society n.
varlıklı toplum well-off society n.
toplum bilimleri social science n.
toplum düzeyi social scale n.
kağıtsız toplum paperless society n.
toplum mühendisi community engineer n.
kırsal toplum rural society n.
kapalı toplum closed society n.
sağlıklı toplum healthy society n.
toplum ilişkileri programı community relations programme n.
toplum ilişkileri community relations n.
toplum içinde yaşayan bireyler community-residing persons n.
toplum çıkarı benefit of society n.
toplum yararı benefit of society n.
yazıyı bilmeyen toplum preliterate n.
toplum beklentisi expectation of the public n.
para ve toplum money and society n.
toplum odaklı felsefe community-oriented philosophy n.
toplum yararının korunması safeguarding the public interest n.
toplum çevirmenliği community interpreting n.
toplum sözleşmesi social compact n.
toplum afet gönüllüleri community disaster volunteers n.
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme deinstitutionalisation n.
toplum içine yerleştirmek amacıyla bir akıl hastasını kurumsal bir bakım yerinden taburcu etme deinstitutionalization n.
kadınlarca yönetilen toplum gynaecocracy n.
toplum hizmeti community work n.
toplum önüne çıkma public appearance n.
toplum önüne çıkış public appearance n.
kadın sivil toplum kuruluşları women's non-governmental organizations n.
toplum temelli örgütler community-based organizations n.
toplum tercumanlığı/çevirmenliği institutional interpreting n.
toplum tarafından bilinme public recognition n.
ilçe toplum sağlığı merkezi district community health center n.
erdemli toplum virtuous society n.
toplum tasarımı society design n.
antik toplum ancient society n.
afet sonrası çabuk toparlanabilen toplum disaster resilient society n.
bir toplum tarafından paylaşılan tüm bilgi ve değerler acculturation n.
parçalanmış toplum fragmented society n.
küfürlü bir kelimenin toplum tarafından kabul edilecek şekilde değiştirilmesi taboo deformation n.
toplum geleneklerine, adetlere ve yerleşik düzene karşı isyan etme titanism n.
toplum yanlılığı prosociality n.
toplum baskısı public pressure n.
(çatışan iki toplum) diğer tarafı suçlayıp geçmişteki olaylara atıfta bulunma whataboutery n.
toplum tarafından dışlanmış gariban kimse wreckage n.
standartlara körü körüne bağlı toplum herd n.
toplum kurallarına göre yaşamayı reddeden genç hippie n.
toplum kurallarına karşı çıkan genç hippy n.
toplum kurallarına karşı çıkan genç hippie n.
toplum kurallarına göre yaşamayı reddeden genç hippy n.
toplum dikkati ride n.
kibar toplum tarafından doğru bulunan davranış standartları decencies n.
toplum dışına itilmiş kimse offscourings n.
toplum dışına itilmiş kimse offscouring n.
bir sivil toplum örgütü rotary n.
hristiyanların yoğun olduğu toplum christian-intensive society n.
hristiyan yoğun toplum christian-intensive society n.
müslüman yoğun toplum muslim-intensive society n.
Müslümanların yoğun olduğu toplum muslim-intensive society n.
erişim ve ulaşımı kısıtlı toplum remote community n.
toplum içine çıkma coming-out n.
eğitimli toplum üyesi fellow n.
ekonomik ve sosyal toplum refahı sarvodaya [india] n.
sivil toplum kuruluşunda başkanlık veya icra komitesi praesidium n.
pre-kapitalist toplum üyesi precapitalist n.
(sivil toplum örgütünde) başkanlık komitesi presidium n.
(sivil toplum örgütünde) yürütme kurulu presidium n.
toplum dışına itilenler scurf n.
toplum kurallarına uymayan kimse free spirit n.
toplum önünde ayıplama public shaming n.
alt toplum subsociety n.
alt toplum sub-society n.
geniş toplum superclub n.
önemli toplum superclub n.
toplum ahlakından sapan eylem indiscretion n.
toplum dışı kalan tip outcasting n.
toplum dışına itmek ostracize v.
toplum içine çıkmak go out in public v.
önemseyen/ilgi/şefkat gösteren bir toplum oluşturmak/inşa etmek build a caring society v.
duyarlı bir toplum yaratmak/inşa etmek build a caring society v.
toplum dışına itmek ostracise v.
toplum tarafından seçilmek elected by the public v.
toplum içinde küçük düşürmek throw shade v.
toplum dışına itmek tabu v.
toplum dışına itmek taboo v.
sivil toplum kuruluşuna bağış yapmak donate to a non-governmental organization v.
birisini toplum içinde açıkça suçlamak denounce somebody v.
pastoral toplum yapısına çevirmek pastoralize [us] v.
pastoral toplum yapısına çevirmek pastoralise [uk] v.
kırsal toplum yapısına çevirmek pastoralize [us] v.
kırsal toplum yapısına çevirmek pastoralise [uk] v.
toplum dışına itilmiş outcast adj.
sınıfsız (toplum) classless adj.
toplum kökenli community-onset adj.
toplum kaynaklı community-onset adj.
toplum eğilimli community oriented adj.
toplum yanlı community oriented adj.
toplum harici extra societal adj.
toplum dışı extra societal adj.
toplum değerlerini küçümseyen cynical adj.
topluluk/toplum yararını gözeten/düşünen community-minded adj.
toplum yanlısı prosocial adj.
(toplum tarafından) beğenilmeyen unpopular adj.
toplum kurallarına uymayan unconformist adj.
toplum veya grubun hakim değerlerine ve tutumlarına uyumlu olan mainstream adj.
toplum veya grubun hakim değer ve tutumlarını yansıtan mainstream adj.
toplum tarafından bilinmeyen dark adj.
uygar toplum düzeyinin altında degraded adj.
toplum hizmetlerini artırmakla ilgili outreach adj.
tikelci bir toplum ile ilişkili particularistic adj.
toplum ile ilgili societary adj.
toplum düzenine ve yasalara uygun prosocial adj.
toplum içindeki tehlikelerden koruyan protective adj.
toplum yararına hizmet eden prosocial adj.
sivil toplum (kuruluş, örgüt) civil adj.
(toplum, ülke) çok sayıda endüstrisi olan industrial adj.
toplum açısından tehlikeli pestiferous adj.
(toplum, ülke) sanayileşmiş industrial adj.
toplum düzeyinde on a people-to-people level adv.
toplum olarak as a society adv.
toplum içerisinde socially adv.
toplum anlamına gelen ön ek socio- pref.
Phrasals
toplum dışına itmek alienate from v.
toplum içinde görünmek come out v.
toplum içine çıkmak come out v.
toplum önüne ilk kez çıkmak come out v.
Colloquial
sosyal bir ortamda/toplum içerisinde kabul edilemez davranış party foul n.
geleneği ileri kuşaklara taşıyan toplum üyesi folk n.
toplum kurallarını umursamayan, başıboş laid-back adj.
Idioms
toplum düzeninin tamamen yıkılması the end of civilization as we know it n.
toplum kurallarına uyan kimse white sheep n.
insan yaşamını ileri götüreceği düşünülen fakat genellikle yeni problemlere yol açan değişen/yeni dünya/toplum düzeni a brave new world n.
toplum kesimi a walk of life n.
düşmanca davranarak toplum dışı bırakmak freeze out v.
toplum tarafından tanınmak be in the public eye v.
topluluk/toplum/grup tarafından kabul edilmek come in from the cold v.
bir şeyin (kariyer/toplum vb) en yüksek basamağı olmak be the highest rung on the ladder v.
toplum tarafından talep edilen normlara/kurallara takılmamak dispense with (the) formalities v.
toplum ahlakına/düzenine aykırı (simply/just) not done expr.
toplum içerisinde iyi durumda at the top of the pile/heap expr.
toplum içerisinde kötü durumda at the bottom of the pile/heap expr.
toplum içerisinde daha iyi durumda at the top of the pile/heap expr.
toplum içerisinde daha kötü durumda at the bottom of the pile/heap expr.
Speaking
sanat toplum içindir art is for people expr.
(biriyle) toplum içine çıkılmaz (one) can't take (someone) anywhere expr.
Trade/Economic
toplum ekonomisi social economy n.
elektronik bilgi işleme yöntemlerinin ve bilgisayar ağlarının endüstri hayatında egemen olduğu toplum knowledge society n.
toplum yatırımcıları geliştirme kuruluşu community investors development agency n.
sanayi ötesi toplum knowledge society n.
rant yaratan toplum rent seeking society n.
baskı gruplarını içeren toplum pluralistic society n.
üretim araçlarını toplum mülkiyetine vermek isteyen iktisadi ve siyasi görüş collectivism n.
nakitsiz toplum cashless society n.
tarımsal toplum agrarian society n.
tarifeler sonucu etkin olmayan kaynak kullanımı ile yurt içi üretimin artırılması ve tüketimde ortaya çıkan bozulmaların toplum açısından toplam maliyeti protection costs of a tariff n.
pederşahi toplum patriarchal society n.
sanayi sonrası toplum postindustrial society n.
göçebe toplum nomadic society n.
zengin toplum affluent society n.
bilgiye dayalı toplum knowledge-based society n.
sivil toplum örgütleri non-governmental organization n.
rantçı toplum rent-seeking society n.
değişen toplum ihtiyaçları changing societal needs n.
toplum refahını artırmak için kurulmuş iş adamları ve meslek adamları derneği apex club [australia] n.
toplum çıkarı güden şirket community interest company n.
Law
toplum sözleşmesi social contract n.
antisosyal davranışlar göstererek toplum düzenini bozan kimselere verilen ceza anti-social behaviour order (asbo) n.
toplum katılımını engellemeye yönelik açılmış dava strategic lawsuit against public participation (sapp) n.
sivil toplum örgütü non-governmental organization n.
on yedi yaşından büyük suçluların hapse girmek yerine toplum hizmeti vermesini gerektiren mahkeme emri community-service order [uk] n.
(13. ve 15. yüzyıllarda) toplum refahını tehdit eden lüks tüketime koyulan yasaklar sumptuary law n.
toplum töresine aykırı indecent adj.
Politics
toplum içindeki değişik gruplar arasında meydana gelen ayrılık communal subversions n.
toplum adına in the name of the public n.
çok etnikli toplum multiethnic society n.
küresel sivil toplum global civil society n.
sivil toplum hareketi civil society movement n.
sivil toplum sosyetesi jetset of civil society n.
politik toplum political society n.
çoğul toplum plural society n.
komünizm ve toplum communism and society n.
şirket tarafından kurulmuş sivil toplum kuruluşu bongo (business-organized non-governmental organization) n.
kendi kendini yöneten toplum self-regulating society n.
sivil toplum örgütü non-governmental organization n.
toplum yararına çalışan kuruluşlar utility corporations n.
toplum sağlığı community health care n.
toplum refahı public welfare n.
burma'da yaşayan moğol kökenli toplum karen n.
sivil toplum katılımcılığı civil society participation n.
toplum gönüllüleri community volunteers n.
sivil toplum kuruluşu civil society organization n.
toplum bilinci public awareness n.
demokratik toplum partisi democratic society party n.
sivil toplum diyaloğu civil society dialogue n.
sanayi sonrası toplum post industrial society n.
sivil toplum bilinci civil society awareness n.
sivil toplum örgütü yetki onayı cso accreditation n.
sivil toplum kuruluşu (stk) civil society organization (cso) n.
sivil toplum kuruluşları non-governmental organizations (ngos) n.
sivil toplum politika forumu civil society policy forum n.
küresel toplum global community n.
siyahilere uygulanan şiddete karşı mücadele eden afrika-amerika kökenli bir sivil toplum hareketi black lives matter n.
sivil toplum kuruluşları non-governmental organizations n.
sivil toplum kuruluşu non-governmental organization (ngo) n.
avrupa konseyi uluslararası sivil toplum kuruluşları konferansı conference of international non-governmental organizations n.
bilim insanları, mühendisler ve teknik uzmanların yönetimine dayalı devlet düzeni veya toplum sistemi technocracy n.
tüm gıda ve diğer malzeme ihtiyaçlarının kimyasal süreçlerle hazırlandığı ütopik toplum chemocracy n.
sivil toplum örgütü nongovernmental organization n.
tanrının isteği olduğu düşünülen kurallara göre yönetilen toplum theodemocracy n.
üyelerine önemli ölçüde özgürlük tanıyan toplum open society n.
hükümdar ve tebaası arasında toplum sözleşmesi bulunduğu fikrine dayanan bir siyaset teorisi contractualism n.
toplum önünde yapılan tartışma public debate n.
toplum kökenli community-based adj.
demokratik toplum için öğrenciler sds (students for a democratic society) abrev.
Institutes
hükümet tarafından oluşturulan sivil toplum örgütü government organized non-governmental organization n.
sivil toplum örgütleri non-governmental organizations n.
toplum gönüllüleri derneği community volunteers foundation n.
sivil toplum örgütü temsilcisi non-governmental organization representative n.
çok amaçlı toplum merkezi (çatom) multi-purpose community center n.
aile ve toplum hizmetleri genel müdürlüğü directorate general of family and community services n.
sivil toplum iletişim ve kültür başkanlığı directorate of civil society, communication and culture n.
i̇slam dünyası sivil toplum kuruluşları birliği union of ngos of the islamic world n.
emziren kadınlara destek, bilgi ve eğitim vermeyi amaçlayan, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu la leche league n.
i̇slam dünyası sivil toplum kuruluşları birliği (idsb) union of the ngos of the islamic world (uniw) n.
kar amacı gütmeyen bir toplum hizmeti ve afet hazırlık kurumu zombie squad n.
Computer
kağıtsız toplum paperless society n.
Informatics
kağıtsız toplum paperless society n.
Architecture
mimarlar ve toplum architects and community n.
mimari ve toplum architecture and society n.
Medical
toplum ruh sağlığı merkezleri community mental health centers n.
toplum hekimliği community medicine n.
toplum sağlığı hemşireliği community health nursing n.
toplum sağlığı yardımcıları community health aides n.
toplum ruh sağlığı hizmetleri community mental health services n.
toplum sağlığı hizmetleri community health services n.
toplum sağlığı eğitimi community health education n.
toplum psikiyatrisi community psychiatry n.
toplum hastanesi community hospital n.
hasta ve toplum ihtiyaçları patient and community needs n.
toplum sağlığı hedefi public health goal n.
toplum içinde yaşayan yaşlılar community-dwelling older adults n.
toplum temelli tarama population-based screening n.
toplum kaynaklı üriner sistem enfeksiyonları community-acquired urinary tract infections n.
giderek artan bir toplum sağlığı sorunu an increasing public health problem n.
toplum kökenli pnömoni community-acquired pneumonia n.
erişkin popülasyonda toplum kökenli pnömoni community-acquired pneumonia in adult population n.
toplum içinde sınırlı bağımsız yürüyebilen limited community ambulator n.
küresel toplum sağlığı global public health n.
toplum kökenli infeksiyon etkenleri community-acquired pathogens n.
toplum kökenli üriner sistem enfeksiyonu community acquired urinary tract infection n.
toplum kökenli ürosepsis community acquired urosepsis n.
toplum sağlığı genomikleri public health genomics n.
toplum düzeyinde bağışıklık community immunity n.
toplum bağışıklaması community immunity n.
toplum bağışıklaması herd immunity n.
toplum düzeyinde bağışıklık herd immunity n.
Psychology
toplum yanlısı saldırganlık prosocial aggression n.
toplum merkezcilik sociocentrism n.
toplum yanlısı davranış prosocial behavior n.
toplum dinamikleri social dynamics n.
toplum psikolojisi community psychology n.
başsız toplum acephalous society n.
modern toplum modern community n.
toplum içinde konuşma korkusu glossophobia n.
toplum nefreti antisociality n.
Mental Health
toplum geleneği social convention n.
Gastronomy
sanayi öncesi toplum preindustrial society n.
Chemistry
toplum sağlığı tehlikesi bulunmuyor no public health hazard n.
belirsiz toplum sağlığı tehlikesi no apparent public health hazard n.
belirsiz toplum sağlığı tehlikesi nonapparent public health hazard n.
Biology
klimaks toplum climax community n.
Social Sciences
toplum bilinci public awareness n.
örgütlü toplum organized society n.
örgütlü toplum organised society n.
yerleşik toplum düzeni sedentary society n.
yerleşik toplum settled society n.
yerleşik toplum sedentary society n.
yerleşik toplum düzeni settled society n.
örgüt-toplum ilişkileri organization-public relationships n.
sınıflara bölünmüş toplum class-divided society n.
toplum baskısı social pressure n.
toplum baskısı social oppression n.
toplum yaşlanması aging of society n.
eğitimli toplum educated society n.
eğitimli toplum learned society n.
(sınıf/toplum/grup vb) içerisindeki bazı kimselerin olumsuz yönlerinin diğerlerini de etkilemesi few bad apples excuse n.
(sınıf/toplum/grup vb) içerisindeki bazı kimselerin olumsuz yönlerinin diğerlerini de etkilemesi bad apples excuse n.
ev sahibi/konakçı toplum host society n.
çift/karı-koca merkezli toplum couple-oriented society n.
kıtlık-sonrası toplum post-scarcity society n.
toplum merkezi community center n.
toplum merkezi community centre n.
toplum psikolojisi socio-psychology n.
anaerkil toplum matriarchate n.
iş yoğunluğu teknoloji temelli olan veya teknolojiye önem veren toplum technopolis n.
toplum düzeni regime n.
ırk ayrımcılığı yapmayan toplum color blind society n.
alternatif toplum alternative society n.
geleneksel olmayan yapıdaki toplum alternative society n.
grup veya toplum üyelerinin birbirine karşıt veya düşmanca yaklaşması atomism n.
toplum içinde ezilen kimliklere karşı göze çarpmayan düşmanca çarpmayan davranışlar microaggression n.
ataerkil toplum patriarchal society n.
villalar ve sakinlerinden oluşan toplum villadom [uk] n.
karmaşık toplum complex society n.
avcı toplayıcı toplum hunting and gathering society n.
medeniyet, toplum veya kurumun sürekli düşüşte olduğu inancı declinism n.
bir medeniyet, toplum veya kurumun sürekli düşüşte olduğuna inanan kimse declinist n.
robert owen'in komünist toplum yapılanmasına ilişkin politik ve sosyal teorileri owenism n.
toplum sağlığı merkezi community health centre n.
internet üzerinden gelişen toplum cyberculture n.
toplum buzdolabı community fridge n.
şirketlerin baskın ekonomik ve siyasi güce sahip olduğu toplum corpocracy n.
kooperatif toplulukların küçük gruplar halinde bir arada yaşadığı bir toplum modeli phalansterism n.
kooperatif toplulukların küçük gruplar halinde bir arada yaşadığı bir toplum modeli phalansterianism n.
adil toplum just society n.
toplum için tehlike arz eden kimse menace to society n.
sivil toplum örgütü non-governmental organization (ngo) n.
toplum yanlısı prosocial adj.
toplum merkezci socio-centric adj.
keskin şekilde farklı ve bağımsız bireylerden oluşan (toplum) atomistical adj.
keskin şekilde farklı ve bağımsız bireylerden oluşan (toplum) atomistic adj.
karışık olmayan (toplum) unintegrated adj.
karma olmayan (toplum) unintegrated adj.
reisi kadın olan (aile veya toplum) matriarchic adj.
kan bağı anne tarafından takip edilen (aile veya toplum) matriarchic adj.
endüstriyel kalkınması yüksek (toplum) highly-developed adj.
(toplum) kendi iç meselelerini önceliğe alan inward-looking adj.
toplum kaynaklı sociogenic adj.
toplum tarafından empoze edilen sociogenic adj.
toplum kökenli sociogenic adj.
süper organik toplum yapısına ait veya ilgili superorganic adj.
sosyokültürel toplum yapısına özgü superorganic adj.
süper organik toplum yapısına özgü superorganic adj.
sosyokültürel toplum yapısı ile ilgili superorganic adj.
Education
insan ve toplum bilimleri bölümü department of humanities and social sciences n.
kültür ve toplum culture and society n.
toplum bilimleri felsefesi philosophy of socaial sciences n.
toplum ve cevre society and environment n.
karşılaştırmalı ekonomi ve toplum incelemeleri economy and society in comparative perspective n.
toplum ve devlet felsefesi social and political philosophy n.
karşılaştırmalı devlet ve toplum incelemeleri state and society in comparative perspective n.
din ve toplum religion and society n.
orta doğu’da toplum ve siyaset politics and society in the middle east n.
Literature
sefalet ve baskının hüküm sürdüğü hayal edilen yer veya toplum anti-utopia n.
Linguistics
dilsel toplulukta konuşmanın bölgesel ya da sosyal çeşitliliğinin toplum dilbilimi ya da fonksiyonellik kimliği içinde olması lect n.
toplum dilbilim sociolinguistics n.
History
toplum kurallarına başkaldırma beatnikism n.
hristiyanlık öncesi toplum tarihine ait veya ilgili pre-christian adj.
(toplum) hristiyanlık öncesi var olan pre-christian adj.
Religious
toplum yaşamını vurgulayan manastır geleneği cenobitic monasticism n.
toplum yaşamını vurgulayan manastır geleneği coenobitic monasticism n.
hristiyanların toplum ve yönetim faaliyetlerinde karar veren kutsal varlığa sahip olduğunu öne süren bir teori dominionism n.
Philosophy
toplum felsefesi social philosophy n.
fourier sisteminde toplum sarayları phalanstere n.
fourier sisteminde toplum sarayları phalanstery n.
kadının toplum üzerindeki etkisini kutsama matriotism n.
Environment
klimaks toplum climax n.
(ekolojide) çıplak toprak aşamasından klimaks toplum aşamasına uzanan birincil gelişim evresi prisere n.
Military
1989 yılında yürürlüğe giren, küçük işletmeler, sivil toplum örgütleri ve yerel hükümetler gibi küçük oluşumlar üzerindeki düzenlemelerin etkilerini ele almak için birtakım devlet kurumlarının açılmasını gerekli kılan federal bir yasa rfa (regulatory flexibility act) abrev.
Art
sanat ve toplum art and society n.
Abbreviation
toplum kurallarına uymayan kimse noncon (nonconformist) n.
Slang
toplum tarafından tepki çeken tarafı kollayan kimse devil's advocate n.
toplum tarafından tepki çeken tarafı kollayan kimse advocatus diaboli n.
toplum kurallarına aykırı yönler freak flag n.
toplum içinde cinsel organlarını gösterme flashing n.
toplum içinde cinsel organlarını göstermek flash v.
toplum içinde (ağaç dibine/çiçeklerin üzerine vb) işemek water the flowers v.
British Slang
toplum içinde yapılan seks dogging n.
toplum içinde insanların suratına vurup kaçma happy slapping n.
Modern Slang
karşı ekonomi yoluyla insanlar arasındaki tüm ilişkilerin karşılıklı rızaya bağlı olduğu bir toplum yaratma fikrine dayalı özgürlükçü bir sosyal felsefe agorism n.
alternatif toplum hareketi alternative society movement n.
özgür toplum için devletin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan ideoloji anarcho-libertarianism n.
toplum bilincini ve sevgisini kötüye kullanıp prim yapmak angelmask v.
Anthropology
okuryazarlığı olmayan toplum oral society n.
kadının kocasının kabilesiyle yaşadığı (toplum düzeni) patrilocal adj.