|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
sing a song f.
|
şarkı söylemek |
|
I only sang a song and moved a little.
Sadece bir şarkı söyledim ve biraz hareket ettim.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
sing f.
|
şarkı söylemek |
|
As the President-in-Council stated a moment ago, we sang and lamented behind the scenes, but to no avail.
Konsey Başkanının da biraz önce ifade ettiği gibi perde arkasında şarkılar söyledik, ağıtlar yaktık ama nafile.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
sing f.
|
ötmek |
|
Birds sing early in the morning.
Kuşlar sabah erkenden öter.
More Sentences
|
4 |
Yaygın Kullanım |
sing f.
|
söylemek |
|
In Denmark, we have a lovely song that our family often sings.
Danimarka'da ailemizin sık sık söylediği güzel bir şarkımız vardır.
More Sentences
|
General |
|
5 |
Genel |
sing f.
|
şakımak |
|
The birds are singing.
Kuşlar şakıyorlar.
More Sentences
|
6 |
Genel |
sing f.
|
şarkı söylemek |
|
All right, so I want to sing you a little song.
Pekâlâ, sana ufak bir şarkı söylemek istiyorum.
More Sentences
|
7 |
Genel |
sing a lullaby f.
|
ninni söylemek |
|
Ann sang a lullaby for her little sister.
Ann küçük kız kardeşine bir ninni söyledi.
More Sentences
|
8 |
Genel |
sing karaoke f.
|
karaoke yapmak |
|
I'm bad at singing karaoke.
Karaoke yapmakta kötüyüm.
More Sentences
|
9 |
Genel |
sing well f.
|
iyi şarkı söylemek |
|
Tom sings well, but he can't dance.
Tom iyi şarkı söyler ama dans edemez.
More Sentences
|
Phrasals |
|
10 |
Öbek Fiiller |
sing along f.
|
(şarkıyı) birlikte söylemek |
|
You don't know this song, so don't try to sing along.
Bu şarkıyı bilmiyorsun, bu yüzden birlikte söylemeye çalışma.
More Sentences
|
11 |
Öbek Fiiller |
sing along f.
|
(şarkıyı söylerken) eşlik etmek |
|
I didn't know any of the songs you sang, so I couldn't sing along.
Söylediğin şarkıların hiçbirini bilmiyordum, o yüzden eşlik edemedim.
More Sentences
|
Idioms |
|
12 |
Deyim |
sing soprano f.
|
soprano söylemek |
|
He sings soprano.
O soprano söylüyor.
More Sentences
|
General |
|
13 |
Genel |
sing i.
|
terennüm |
|
14 |
Genel |
sing i.
|
şarkı söyleme |
|
15 |
Genel |
sing-along i.
|
koro halinde/hep birlikte şarkı/marş söyleme |
|
16 |
Genel |
star sing i.
|
burç |
|
17 |
Genel |
sing f.
|
ıslık gibi ses çıkarmak |
|
18 |
Genel |
sing small f.
|
yelkenleri suya indirmek |
|
|
19 |
Genel |
sing f.
|
vızıldamak |
|
20 |
Genel |
sing another tune f.
|
alttan almak |
|
21 |
Genel |
sing the praises of f.
|
göklere çıkarmak |
|
22 |
Genel |
sing a song f.
|
türkü söylemek |
|
23 |
Genel |
sing f.
|
şiir okumak |
|
24 |
Genel |
sing the praises of f.
|
öve öve bitirememek |
|
25 |
Genel |
sing f.
|
ötmek (kuş/böcek) |
|
26 |
Genel |
sing f.
|
şakımak (kuş) |
|
27 |
Genel |
sing f.
|
söylemek (şarkı) |
|
28 |
Genel |
sing out f.
|
bağırmak |
|
29 |
Genel |
sing out f.
|
ötmek |
|
30 |
Genel |
sing a baby to sleep f.
|
bebeği ninni söyleyerek uyutmak |
|
31 |
Genel |
sing somebody's praise f.
|
göklere çıkarmak |
|
32 |
Genel |
sing one's own praises f.
|
övünmek |
|
33 |
Genel |
sing small f.
|
aşağıdan almak |
|
34 |
Genel |
sing out f.
|
şakımak |
|
35 |
Genel |
sing f.
|
çağırmak |
|
36 |
Genel |
sing a song f.
|
türkü çağırmak |
|
37 |
Genel |
sing f.
|
okumak (şiir) |
|
38 |
Genel |
sing somebody's praise f.
|
övmek |
|
|
39 |
Genel |
sing f.
|
vınlamak |
|
40 |
Genel |
sing small f.
|
alçaktan almak |
|
41 |
Genel |
sing f.
|
çağlamak |
|
42 |
Genel |
sing f.
|
okumak |
|
43 |
Genel |
sing someone's praises f.
|
çok methetmek |
|
44 |
Genel |
sing someone's praises f.
|
övgüyle söz etmek |
|
45 |
Genel |
sing out f.
|
detone olmak |
|
46 |
Genel |
sing to the tune of something f.
|
bir şeyin nakaratında söylemek |
|
47 |
Genel |
sing to the tune of something f.
|
bir şeyin tonunda söylemek |
|
48 |
Genel |
sing one's heart out f.
|
içini dökmek |
|
49 |
Genel |
sing one's heart out f.
|
derdini dökmek |
|
50 |
Genel |
sing out f.
|
bülbül kesilmek |
|
51 |
Genel |
sing someone's praises f.
|
methiye düzmek |
|
52 |
Genel |
sing gently f.
|
terennüm etmek |
|
53 |
Genel |
sing pleasantly f.
|
terennüm etmek |
|
54 |
Genel |
sing much better than f.
|
(şarkı vb) çok daha iyi söylemek |
|
55 |
Genel |
sing national anthem f.
|
milli marş söylemek |
|
56 |
Genel |
sing an anthem f.
|
marş söylemek |
|
57 |
Genel |
sing covers of songs f.
|
şarkılara cover yapmak |
|
58 |
Genel |
sing f.
|
hayalinde tekrar tekrar duyulmak |
|
59 |
Genel |
sing f.
|
yankılanmak |
|
60 |
Genel |
sing f.
|
vokal yoruma uygun olmak |
|
61 |
Genel |
sing f.
|
kanıt sunmak |
|
62 |
Genel |
sing f.
|
bilgi vermek |
|
63 |
Genel |
sing f.
|
net ve yankılı bir şekilde ilan etmek |
|
64 |
Genel |
sing f.
|
net ve yankılı bir şekilde duyurmak |
|
65 |
Genel |
sing f.
|
şarkı söyleyerek def etmek |
|
66 |
Genel |
sing (single) s.
|
tek |
|
67 |
Genel |
sing (singular) s.
|
tekil |
|
68 |
Genel |
sing. (singular) s.
|
tekil |
|
69 |
Genel |
sing-song s.
|
inişli-çıkışlı ses |
|
70 |
Genel |
sing-song s.
|
melodik ses |
|
Irregular Verb |
|
71 |
Irregular Verb |
sing f.
|
sang - sung |
|
Phrasals |
|
72 |
Öbek Fiiller |
sing along with someone f.
|
biri şarkı söylerken (ona) enstrüman vb ile eşlik etmek |
|
73 |
Öbek Fiiller |
sing of someone f.
|
şarkı söyleyerek yad etmek |
|
74 |
Öbek Fiiller |
sing someone to sleep f.
|
şarkı/ninni söyleyerek uyutmak |
|
75 |
Öbek Fiiller |
sing along with someone f.
|
şarkısında eşlik etmek |
|
76 |
Öbek Fiiller |
sing together f.
|
(şarkıyı) birlikte söylemek |
|
77 |
Öbek Fiiller |
sing to someone f.
|
(şarkıyı) birine/biri için söylemek |
|
78 |
Öbek Fiiller |
sing down f.
|
daha düşük bir tondan şarkı söylemek |
|
|
79 |
Öbek Fiiller |
sing down f.
|
bir notayı, şarkıyı, parçayı daha düşük bir oktavdan söylemek |
|
80 |
Öbek Fiiller |
sing of f.
|
şarkı söyleyerek yad etmek |
|
81 |
Öbek Fiiller |
sing of f.
|
hakkında bir hikaye anlatmak |
|
82 |
Öbek Fiiller |
sing of f.
|
-den övgüyle bahsetmek |
|
83 |
Öbek Fiiller |
sing of (someone or something) f.
|
(biri/bir şey) hakkında bir hikaye anlatmak |
|
84 |
Öbek Fiiller |
sing of (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) övgüyle bahsetmek |
|
85 |
Öbek Fiiller |
sing to f.
|
-e/için şarkı söylemek |
|
86 |
Öbek Fiiller |
sing up f.
|
daha yüksek bir tondan şarkı söylemek |
|
87 |
Öbek Fiiller |
sing up f.
|
bir notayı, şarkıyı, parçayı daha yüksek bir oktavdan söylemek |
|
88 |
Öbek Fiiller |
sing up f.
|
daha yüksek sesle şarkı söylemek |
|
Proverb |
|
89 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
|
90 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
sabah gülen akşam olmadan ağlar |
|
91 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
|
92 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
dereyi görmeden paçayı sıvama |
|
93 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
acele işe şeytan karışır |
|
94 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before night
|
acele yürüyen yolda kalır |
|
95 |
Atasözü |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
|
96 |
Atasözü |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
sabah gülen akşam olmadan ağlar |
|
97 |
Atasözü |
sing before breakfast, you'll cry before night
|
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
|
98 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
kahvaltıdan önce şarkı söyleyen akşam olmadan ağlar |
|
99 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
sabah gülen (gülüp eğlenen) akşam olmadan ağlar |
|
100 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
sabah gülersen akşam olmadan ağlarsın |
|
101 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
dereyi görmeden paçayı sıvama |
|
102 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
acele işe şeytan karışır |
|
103 |
Atasözü |
(if you) sing before breakfast, (you'll) cry before supper
|
acele yürüyen yolda kalır |
|
Idioms |
|
104 |
Deyim |
sing a different tune i.
|
birisine karşı tutumunu değiştirmek (kötüden iyiye) |
|
105 |
Deyim |
sing another tune i.
|
birisine karşı tutumunu değiştirmek (kötüden iyiye) |
|
106 |
Deyim |
sing off the same songbook f.
|
aynı telden çalmak |
|
107 |
Deyim |
sing off the same songbook f.
|
aynı fikirde olmak |
|
108 |
Deyim |
sing off the same songbook f.
|
hemfikir olmak |
|
109 |
Deyim |
hear a bird sing f.
|
gizli konuşmaları duymak |
|
110 |
Deyim |
sing placebo f.
|
biriyle aynı görüşte olmak |
|
111 |
Deyim |
hear a bird sing f.
|
(gizli durum) kulağına çalınmak |
|
112 |
Deyim |
sing placebo f.
|
müsamaha göstermek |
|
113 |
Deyim |
sing from the same songbook f.
|
aynı telden çalmak |
|
114 |
Deyim |
sing from the same songbook f.
|
aynı fikirde olmak |
|
115 |
Deyim |
sing from the same songbook f.
|
hemfikir olmak |
|
116 |
Deyim |
sing from the same songbook f.
|
aynı kafada olmak |
|
117 |
Deyim |
sing from the same songbook f.
|
uyuşmak |
|
118 |
Deyim |
sing from the same songbook f.
|
aynı frekansta olmak |
|
119 |
Deyim |
sing off the same hymnbook f.
|
aynı telden çalmak |
|
120 |
Deyim |
sing off the same hymnbook f.
|
aynı fikirde olmak |
|
121 |
Deyim |
sing off the same hymnbook f.
|
hemfikir olmak |
|
122 |
Deyim |
sing off the same hymnbook f.
|
aynı kafada olmak |
|
123 |
Deyim |
sing off the same hymnbook f.
|
uyuşmak |
|
124 |
Deyim |
sing off the same hymnbook f.
|
aynı frekansta olmak |
|
125 |
Deyim |
sing another tune f.
|
ağız değiştirmek |
|
126 |
Deyim |
sing a different tune f.
|
ağız değiştirmek |
|
127 |
Deyim |
sing someone's praises f.
|
aşırı övmek |
|
128 |
Deyim |
sing one's heart out f.
|
avazı çıktığı kadar bağırarak şarkı söylemek |
|
129 |
Deyim |
sing from the same hymnsheet f.
|
aynı ağzı kullanmak |
|
130 |
Deyim |
sing the same tune f.
|
aynı ağzı kullanmak |
|
131 |
Deyim |
sing from the same songsheet f.
|
aynı ağzı kullanmak |
|
132 |
Deyim |
sing from the same hymnbook f.
|
aynı fikirde olmak |
|
133 |
Deyim |
sing the same tune f.
|
aynı şeyi söylemek |
|
134 |
Deyim |
sing from the same songsheet f.
|
aynı şeyi söylemek |
|
135 |
Deyim |
sing from the same hymnsheet f.
|
aynı şeyi söylemek |
|
136 |
Deyim |
sing from the same hymnbook f.
|
aynı telden çalmak |
|
137 |
Deyim |
sing from the same hymn sheet f.
|
aynı telden çalmak |
|
138 |
Deyim |
sing from the same song sheet f.
|
aynı telden çalmak |
|
139 |
Deyim |
sing like a bird f.
|
bülbül gibi ötmek |
|
140 |
Deyim |
sing like a canary f.
|
bülbül gibi ötmek |
|
141 |
Deyim |
make one's heart sing f.
|
çok mutlu etmek |
|
142 |
Deyim |
sing from the same hymnbook f.
|
hemfikir olmak |
|
143 |
Deyim |
sing someone's praises f.
|
göklere çıkarmak |
|
144 |
Deyim |
sing the praises of f.
|
göklere çıkarmak |
|
145 |
Deyim |
lay low and sing small f.
|
gizlenmek |
|
146 |
Deyim |
sing like a canary f.
|
kuş gibi ötmek |
|
147 |
Deyim |
sing someone's praises f.
|
methiye düzmek |
|
148 |
Deyim |
lay low and sing small f.
|
kendini gizlemek |
|
149 |
Deyim |
sing small f.
|
kuyruğunu kısmak |
|
150 |
Deyim |
sing someone's praises f.
|
methiyeler düzmek |
|
151 |
Deyim |
sing like a bird f.
|
kuş gibi ötmek |
|
152 |
Deyim |
sing the blues f.
|
şikayet etmek |
|
153 |
Deyim |
sing talk up a storm f.
|
şevkle yapmak |
|
154 |
Deyim |
sing one's heart out f.
|
yanık yanık/içli içli söylemek |
|
155 |
Deyim |
sing a different song f.
|
birden ağız değiştirmek |
|
156 |
Deyim |
sing a different song f.
|
bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek |
|
157 |
Deyim |
sing a different song f.
|
bir anda/aniden fikrini değiştirmek |
|
158 |
Deyim |
sing a different song f.
|
bir anda bakış açısını değiştirmek |
|
159 |
Deyim |
sing a different song/tune f.
|
fikrini değiştirmek zorunda kalmak |
|
160 |
Deyim |
sing a different song/tune f.
|
görüşünü/düşüncesini değiştirmek zorunda kalmak |
|
161 |
Deyim |
sing a different song/tune f.
|
birden ağız değiştirmek |
|
162 |
Deyim |
sing a different song/tune f.
|
bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek |
|
163 |
Deyim |
sing a different song/tune f.
|
bir anda/aniden fikrini değiştirmek |
|
164 |
Deyim |
sing a different song/tune f.
|
bir anda bakış açısını değiştirmek |
|
165 |
Deyim |
sing in tribulation f.
|
işkence altında ötmek |
|
166 |
Deyim |
sing in tribulation f.
|
işkenceye dayanamayıp suçunu itiraf etmek |
|
167 |
Deyim |
sing in tribulation f.
|
işkenceye dayanamayıp ötmek/konuşmak |
|
168 |
Deyim |
sing the same tune f.
|
aynı telden çalmak |
|
169 |
Deyim |
lie low and sing small f.
|
gizlenmek |
|
170 |
Deyim |
lie low and sing small f.
|
kendini gizlemek |
|
171 |
Deyim |
lie low and sing small f.
|
ortalarda görünmemek |
|
172 |
Deyim |
lie low and sing small f.
|
sakin vakit geçirmek |
|
173 |
Deyim |
lie low and sing small f.
|
kendi kendine kalmak |
|
174 |
Deyim |
lie low and sing small f.
|
kendi halinde olmak |
|
175 |
Deyim |
sing (someone's or something's) praises f.
|
(birinden/bir şeyden) övgüyle söz etmek |
|
176 |
Deyim |
sing (someone's or something's) praises f.
|
(birini/bir şeyi) çok methetmek |
|
177 |
Deyim |
sing (someone's or something's) praises f.
|
(birine/bir şeye) methiye düzmek |
|
178 |
Deyim |
sing (someone's or something's) praises f.
|
(birini/bir şeyi) aşırı övmek |
|
179 |
Deyim |
sing (someone's or something's) praises f.
|
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak |
|
180 |
Deyim |
sing for (one's) supper f.
|
ekmeğini hak etmek |
|
181 |
Deyim |
sing for (one's) supper f.
|
ekmeğini çalışarak kazanmak |
|
182 |
Deyim |
sing for (one's) supper f.
|
istediğini önce hak etmek |
|
183 |
Deyim |
sing for your supper [old-fashioned] f.
|
ekmeğini hak etmek |
|
184 |
Deyim |
sing for your supper [old-fashioned] f.
|
ekmeğini çalışarak kazanmak |
|
185 |
Deyim |
sing for your supper [old-fashioned] f.
|
istediğini önce hak etmek |
|
186 |
Deyim |
sing from the same hymn book f.
|
aynı fikirde olmak |
|
187 |
Deyim |
sing from the same hymn book f.
|
aynı telden çalmak |
|
188 |
Deyim |
sing from the same hymn book f.
|
hemfikir olmak |
|
189 |
Deyim |
sing like a birdie f.
|
bülbül gibi ötmek |
|
190 |
Deyim |
sing like a birdie f.
|
kuş gibi ötmek |
|
191 |
Deyim |
sing off the same hymn sheet [uk] f.
|
aynı fikirde olmak |
|
192 |
Deyim |
sing off the same hymn sheet [uk] f.
|
aynı telden çalmak |
|
193 |
Deyim |
sing off the same hymn sheet [uk] f.
|
hemfikir olmak |
|
194 |
Deyim |
sing off the same song sheet [uk] f.
|
aynı fikirde olmak |
|
195 |
Deyim |
sing off the same song sheet [uk] f.
|
aynı telden çalmak |
|
196 |
Deyim |
sing off the same song sheet [uk] f.
|
hemfikir olmak |
|
197 |
Deyim |
sing somebody's/something's praises f.
|
birini/bir şeyi övmek |
|
198 |
Deyim |
sing somebody's/something's praises f.
|
birinden/bir şeyden övgüyle bahsetmek |
|
199 |
Deyim |
sing somebody's/something's praises f.
|
birini/bir şeyi çok övmek/methetmek |
|
200 |
Deyim |
sing somebody's/something's praises f.
|
birine/bir şeye methiyeler düzmek |
|
201 |
Deyim |
sing somebody's/something's praises f.
|
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak |
|
202 |
Deyim |
sing somebody's/something's praises f.
|
(birini/bir şeyi) öve öve bitirememek |
|
203 |
Deyim |
sing the praises of (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak |
|
204 |
Deyim |
sing the praises of (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) öve öve bitirememek |
|
205 |
Deyim |
sing the praises of (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi) çok övmek/methetmek |
|
206 |
Deyim |
sing the praises of (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) methiyeler düzmek |
|
207 |
Deyim |
sing the praises of (someone or something) f.
|
(birinden/bir şeyden) büyük övgüyle bahsetmek |
|
208 |
Deyim |
sing up a storm f.
|
hevesle/neşeyle şarkı söylemek |
|
209 |
Deyim |
sing up a storm f.
|
hevesle/neşeyle şarkı söyleyip durmak |
|
Speaking |
|
210 |
Konuşma |
can you sing a song for me? expr.
|
benim için bir şarkı söyleyebilir misin? |
|
211 |
Konuşma |
what kind of songs do you sing? expr.
|
ne tür şarkılar söylüyorsun? |
|
212 |
Konuşma |
what kind of songs do you sing? expr.
|
ne tür şarkılar söylüyorsunuz? |
|
213 |
Konuşma |
we sing covers of songs expr.
|
şarkılara cover yapıyoruz |
|
214 |
Konuşma |
I like to sing songs expr.
|
şarkı söylemekten hoşlanıyorum |
|
215 |
Konuşma |
can you sing? expr.
|
şarkı söyleyebiliyor musun? |
|
216 |
Konuşma |
I like to sing songs expr.
|
şarkı söylemekten hoşlanırım |
|
217 |
Konuşma |
sing me to sleep expr.
|
uyumam için bana şarkı söyle |
|
Technical |
|
218 |
Teknik |
propitiatory sing i.
|
yaklaşma imi |
|
Telecom |
|
219 |
Telekom |
voice-operated device anti-sing i.
|
sesle çalışan tek yönlü iletim sağlayan cihaz |
|
Electric |
|
220 |
Elektrik |
sing f.
|
(elektrik yükseltici sistem) istenmeyen ve kendi kendine süren bir salınım üretmek |
|
Railway |
|
221 |
Demiryolu |
rail-sing mechanism i.
|
yükseltme mekanizması |
|
Marine |
|
222 |
Denizcilik |
sing out f.
|
ahoy etmek |
|
223 |
Denizcilik |
sing out f.
|
coşkuyla seslenmek |
|
Zoology |
|
224 |
Zooloji |
sing-sing (kobus defassa unctuosus) i.
|
batı afrika'ya özgü bir su antilobu |
|
Botanic |
|
225 |
Botanik |
sing-kwa i.
|
pakistan'da yetişen lif kabağı |
|
Literature |
|
226 |
Edebiyat |
sing f.
|
şiir yazmak |
|
Linguistics |
|
227 |
Dilbilim |
sing sing theory i.
|
müzik kökenli dil kuramı |
|
Religious |
|
228 |
Dini |
sing [obsolete] f.
|
dine uygun olarak şarkı söylemek |
|
229 |
Dini |
sing [obsolete] f.
|
ilahi söylemek |
|
230 |
Dini |
sing [obsolete] f.
|
ilahiyi makamlı okumak |
|
Music |
|
231 |
Müzik |
sing i.
|
birlikte şarkı söyleme |
|
232 |
Müzik |
sing i.
|
büyük bölümünde ilahilerin söylendiği tören |
|
233 |
Müzik |
sing-along i.
|
sabit tempolu şarkı |
|
234 |
Müzik |
sing-along i.
|
eşlik edilen şarkı |
|
235 |
Müzik |
sing-sing i.
|
okyanusya'ya özgü müzikli ve danslı bir tören |
|
236 |
Müzik |
sing-song i.
|
şarkı söylemek için bir araya gelme |
|
237 |
Müzik |
sing-song i.
|
şarkı söylemek için toplanma |
|
238 |
Müzik |
t the sing f.
|
işarete dönmek |
|
239 |
Müzik |
sing false f.
|
yanlış okumak |
|
240 |
Müzik |
sight-sing f.
|
provasız çalmak |
|
241 |
Müzik |
sight-sing f.
|
(müziği) ilk kez görülen partisyon üzerinden çalmak |
|
Latin |
|
242 |
Latince |
sing (singulorum) expr.
|
her birine ait |
|
243 |
Latince |
sing (singulorum) expr.
|
her birinin |
|