area - Türkçe İngilizce Sözlük

area

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"area" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 34 sonuç

İngilizce Türkçe
Yaygın Kullanım
area i. alan
They found my wallet in the parking area.
Cüzdanımı park alanında bulmuşlar.

More Sentences
area i. bölge
They produce fine wine in this area.
Bu bölgede kaliteli şaraplar üretiyorlar.

More Sentences
area i. saha
Genel
area i. yöre
The language is indigenous to the area.
Dil yöreye özgüdür.

More Sentences
area i. civar
These figures are all in the area of 400 to 500 to 600 litres per head of population.
Bu rakamların hepsi de nüfus başına 400 ila 500 ila 600 litre civarındadır.

More Sentences
area i. yüzölçümü
Indonesia is a massive country, both in terms of population and area.
Endonezya hem nüfus hem de yüzölçümü açısından büyük bir ülkedir.

More Sentences
area i. bölge
Per capita GDP in the disadvantaged areas was only 61% of the national average in 1986.
1986 yılında, geri kalmış bölgelerde kişi başına GSMH, ulusal ortalamanın ancak % 61'iydi.

More Sentences
Ticaret/Ekonomi
area i. bölge
The average citizen will not venture into certain areas of our big cities after dusk.
Ortalama bir vatandaş büyük şehirlerimizin belirli bölgelerine hava karardıktan sonra girmeyecektir.

More Sentences
area i. yüzölçümü
Asia is not only huge in terms of area.
Asya sadece yüzölçümü bakımından çok büyük değil.

More Sentences
Siyasal
area i. konu
Despite these restrictions, the media frequently criticise the authorities for their actions in other policy areas.
Bu kısıtlamalara rağmen, medya, başka politika konularındaki icraatları nedeniyle yetkilileri sık sık eleştirmektedir.

More Sentences
Teknik
area i. bölge
My group in the Parliament has always argued for the promotion of tolerance in the Mediterranean Sea area.
Parlamento'daki grubum her zaman Akdeniz bölgesinde hoşgörünün teşvik edilmesini savunmuştur.

More Sentences
area i. yer
I use a flashlight to illuminate dark areas.
Karanlık yerleri aydınlatmak için el feneri kullanıyorum.

More Sentences
Genel
area i. mesaha
area i. iata'nın üç coğrafi bölgesinden biri
area i. bir toprak parçası veya alanı
area i. mıntıka
area i. bodrum girişi
area i. boşluk
area i. yüzey
area i. yüz
area i. satıh
area i. arazi
area i. kapsam
area i. faaliyet alanı
area i. avlu
Siyasal
area i. faaliyet alanı
Teknik
area i. saha
area i. toprağın bir parçası
area i. yüzey
Bilgisayar
area i. bilgisayar belleğinde belirli türde verileri depolaması için atanan kısım
Mimarlık
area i. binanın yanında bulunan, üzeri açık ve zemin seviyesinin altındaki geçit
Anatomi
area i. serebral korteksin çeşitli bölgeleri
Matematik
area i. yüzölçü
Kimya
area i. meydan

"area" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
surface area i. yüzölçümü
Some of these regions are larger, in terms of surface area and population, than the small Member States.
Bu bölgelerden bazıları yüzölçümü ve nüfus bakımından küçük Üye Devletlerden daha büyüktür.

More Sentences
open area i. açık alan
Due to the fleet concentration in the open areas, vulnerable areas are being over-fished.
Filonun açık alanlarda yoğunlaşması nedeniyle hassas alanlar aşırı avlanmaktadır.

More Sentences
penalty area i. ceza sahası
In the 21st minute of the first half, Prso was brought down inside the Japanese penalty area.
İlk yarının 21. dakikasında Prso, Japon ceza sahası içinde yere düşürüldü.

More Sentences
production area i. üretim alanı
Today we serve local and international markets in our 26000 m2 production area.
Bugün 26000 m2 üretim alanımızda yerel ve uluslararası pazarlara hizmet vermekteyiz.

More Sentences
marginal area i. marjinal alan
Many border regions are already marginal areas with large structural deficits.
Birçok sınır bölgesi zaten büyük yapısal açıkları olan marjinal alanlardır.

More Sentences
catchment area i. havza
On a territorial level, there is competition for the overlapping catchment areas (such as Alsace-Lorraine).
Bölgesel düzeyde, örtüşen havza alanları (Alsace-Lorraine gibi) için rekabet vardır.

More Sentences
service area i. hizmet alanı
We see the Patient Services area as a profession.
Hasta Hizmetleri alanını bir meslek olarak görüyoruz.

More Sentences
surrounding area i. etraf
The surrounding area was very quiet.
Etraf çok sessizdi.

More Sentences
application area i. uygulama alanı
The focus of the application areas is on industrial applications where signals are transmitted to the PCB.
Uygulama alanlarının odak noktası, sinyallerin PCB'ye iletildiği endüstriyel uygulamalardır.

More Sentences
tourist area i. turistik bölge
Thousands of troops and police guard tourist areas of the French capital.
Binlerce asker ve polis, Fransız başkentinin turistik bölgelerini koruyor.

More Sentences
coverage area i. kapsama alanı
Though efficient for personal use, the coverage area is limited.
Kişisel kullanım için verimli olsa da kapsama alanı sınırlıdır.

More Sentences
residential area i. yerleşim bölgesi
In a residential area, it is often used as an additional locking device.
Bir yerleşim bölgesinde, genellikle ek bir kilitleme cihazı olarak kullanılır.

More Sentences
rural area i. kırsal alan
These units would be built in rural areas.
Bu birimler kırsal alanlarda inşa edilecektir.

More Sentences
conservation area i. koruma alanı
It is a conservation area because of its endemic plants and traditional wooden houses.
Endemik bitkileri ve geleneksel ahşap evleri nedeniyle koruma alanıdır.

More Sentences
urban area i. kentsel alan
I tabled an amendment which requested the inclusion of urban areas in the final paragraph.
Son paragrafa kentsel alanların da dahil edilmesini talep eden bir değişiklik önergesi verdim.

More Sentences
area of activity i. faaliyet alanı
Our opinion sets out a few points from our area of activity on which we would like clarification.
Görüşümüz, faaliyet alanımızla ilgili olarak açıklığa kavuşturulmasını istediğimiz birkaç noktayı ortaya koymaktadır.

More Sentences
area of interests i. ilgi alanı
Another area of interest for the enlarged Europe is its eastern borders.
Genişleyen Avrupa için bir diğer ilgi alanı da doğu sınırlarıdır.

More Sentences
closed area i. kapalı alan
It is mostly applied in closed areas.
Çoğunlukla kapalı alanlarda uygulanır.

More Sentences
low pressure area i. alçak basınç alanı
A low pressure area covers all of Scandinavia with alternating wind and rain.
Alçak basınç alanı İskandinavya'nın tamamını dönüşümlü rüzgar ve yağmurla kaplar.

More Sentences
geographical area i. coğrafi alan
We also approve of the proposal that members should be drawn from a broad geographical area.
Üyelerin geniş bir coğrafi alandan seçilmesi önerisini de onaylıyoruz.

More Sentences
coastal area i. kıyı bölgesi
That is what I am constantly asked as a Member for a coastal area.
Bir kıyı bölgesi üyesi olarak bana sürekli sorulan şey budur.

More Sentences
restricted area i. yasak bölge
You're in a restricted area.
Yasak bölgedesin.

More Sentences
unit area i. birim alan
Mangroves, which store more carbon per unit area than most tropical forests, are moving towards the poles.
Birim alan başına çoğu tropik ormandan daha fazla karbon depolayan mangrovlar kutuplara doğru ilerliyor.

More Sentences
area of expertise i. uzmanlık alanı
Her areas of expertise are international relations, European studies and international political economy.
Uzmanlık alanları uluslararası ilişkiler, Avrupa çalışmaları ve uluslararası politik ekonomidir.

More Sentences
sensitive area i. hassas alan
Without this balance, no progress would be possible in this sensitive area.
Bu denge olmadan bu hassas alanda ilerleme kaydedilmesi mümkün olmayacaktır.

More Sentences
technical area i. teknik alan
A player or substitute who has been sent off must leave the vicinity of the pitch and the technical area.
İhraç edilen oyuncu veya yedek oyuncu sahanın çevresini ve teknik alanı terk etmelidir.

More Sentences
working area i. çalışma alanı
The President presented four major working areas for the next six-month period.
Başkan önümüzdeki altı aylık dönem için dört ana çalışma alanı sundu.

More Sentences
sensitive area i. hassas bölge
I would therefore like to ask colleagues to recognise the importance of boxes in scientifically sensitive areas.
Bu nedenle meslektaşlarımdan bilimsel açıdan hassas bölgelerdeki kutuların önemini kabul etmelerini rica ediyorum.

More Sentences
non-smoking area i. sigara içilmeyen yer
I hate people who smoke in non-smoking areas.
Sigara içilmeyen yerlerde sigara içen insanlardan nefret ediyorum.

More Sentences
parking area i. otopark
We will be expanding the parking area.
Otopark alanını genişleteceğiz.

More Sentences
safe area i. güvenli alan
Where is the nearest safe area that has respirable air?
Solunabilir havaya sahip en yakın güvenli alan nerede?

More Sentences
area of use i. kullanım alanı
With Kärcher original accessories, you can optimise the power and extend the areas of use of your cleaning machines.
Kärcher orijinal aksesuarları ile temizlik makinelerinizin gücünü optimize edebilir ve kullanım alanlarını genişletebilirsiniz.

More Sentences
subject area i. konu alanı
Ulrichsweb covers more than 900 subject areas.
Ulrichsweb 900'den fazla konu alanını kapsamaktadır.

More Sentences
picnic area i. piknik alanı
When you walk up the picnic areas, you reach the waterfall.
Piknik alanlarından yukarı doğru yürüdüğünüzde şelaleye ulaşıyorsunuz.

More Sentences
smoking area i. sigara içilen alan
Neither Members nor anyone else should smoke anywhere other than in the designated smoking areas.
Ne Üyeler ne de bir başkası belirlenmiş sigara içme alanları dışında herhangi bir yerde sigara içmemelidir.

More Sentences
the target area i. hedef bölge
With sophisticated technology, strong energy is delivered directly to the target area.
Gelişmiş teknoloji ile güçlü enerji doğrudan hedef bölgeye iletilir.

More Sentences
sitting area i. oturma alanı
There is a small sitting area in each room.
Her odada küçük bir oturma alanı bulunmaktadır.

More Sentences
disaster area i. felaket bölgesi
That applies not just to the disaster areas in Germany and Austria.
Bu sadece Almanya ve Avusturya'daki felaket bölgeleri için geçerli değildir.

More Sentences
disaster area i. afet bölgesi
The Red Cross constantly supplies food to the disaster areas.
Kızıl Haç afet bölgelerine sürekli olarak gıda sağlar.

More Sentences
research area i. araştırma alanı
The European Framework Programme is an aspect of the European Research Area.
Avrupa Taslak Programı, Avrupa Araştırma Alanı'nın bir parçasıdır.

More Sentences
genital area i. genital bölge
Genital areas are the most delicate areas of our body.
Genital bölgeler vücudumuzun en hassas bölgeleridir.

More Sentences
area of specialization i. uzmanlık alanı
Molecular biology is a related area of specialization in marine biology.
Moleküler biyoloji, deniz biyolojisinde ilgili bir uzmanlık alanıdır.

More Sentences
area of law i. hukuk alanı
Attorneys specialize in an area of law, such as contracts, criminal cases, or patent litigation.
Avukatlar, sözleşmeler, ceza davaları veya patent davaları gibi bir hukuk alanında uzmanlaşmıştır.

More Sentences
tropical area i. tropik bölge
They are found in Australia, the Philippines and other tropical areas.
Avustralya, Filipinler ve diğer tropik bölgelerde bulunurlar.

More Sentences
area of development i. gelişim alanı
It is a development area that follows a parallel course with other areas of development of the person and is connected.
Kişinin diğer gelişim alanları ile paralel bir seyir izleyen ve bağlantılı olan bir gelişim alanıdır.

More Sentences
camping area i. kamp alanı
The sea of the camping area is really beautiful.
Kamp alanının denizi gerçekten çok güzel.

More Sentences
area of expertise i. uzmanlık alanı
That's not my husband's area of expertise.
Bu kocamın uzmanlık alanı değil.

More Sentences
suburban area i. banliyö
Dan was assigned to patrol a suburban area.
Dan banliyö bölgesinde devriye gezmekle görevlendirildi.

More Sentences
Deyim
disaster area i. felaket bölgesi
There were three hundred cardboard boxes filled with old clothes ready to be sent to the disaster area.
Felaket bölgesine gönderilmek üzere eski giysilerle dolu üç yüz karton kutu vardı.

More Sentences
Ticaret/Ekonomi
customs area i. gümrük alanı
In the customs area, there is almost full alignment.
Gümrükler alanında, hemen hemen tam uyumlulaşma vardır.

More Sentences
industrial area i. sanayi alanı
Industrial areas are being transformed into office blocks.
Sanayi alanları ofis bloklarına dönüştürülüyor.

More Sentences
area of activity i. faaliyet alanı
The fact is that the United States is not a partner in any area of activity.
Gerçek şu ki, Amerika Birleşik Devletleri hiçbir faaliyet alanında ortak değildir.

More Sentences
port area i. liman bölgesi
Especially in the port area of the city.
Özellikle şehrin liman bölgesinde.

More Sentences
free-trade area i. serbest ticaret bölgesi
The free-trade area will bring about profound changes to Lebanese commerce.
Serbest ticaret bölgesi Lübnan ticaretine köklü değişiklikler getirecektir.

More Sentences
area of employment i. istihdam alanı
As I have already said, we are still facing a difficult situation in the area of employment.
Daha önce de söylediğim gibi, istihdam alanında hala zor bir durumla karşı karşıyayız.

More Sentences
indoor area i. kapalı alan
The indoor area of the apartment is 87 m2, and the area of the balcony with garden is 15 m2.
Dairenin kapalı alanı 87 m2, bahçeli balkon alanı ise 15 m2'dir.

More Sentences
exhibition area i. sergi alanı
We recommend buying tickets for the Portikus exhibition area and the Sculpture Museum.
Portikus sergi alanı ve Heykel Müzesi için bilet almanızı öneririz.

More Sentences
euro area i. euro bölgesi
The three biggest economies in the euro area, however, have not done enough up till now.
Ancak Euro bölgesinin en büyük üç ekonomisi bugüne kadar yeterince çaba sarf etmedi.

More Sentences
rural area i. kırsal alan
We agree that the rural areas should be seen as targeted units.
Kırsal alanların hedeflenen birimler olarak görülmesi gerektiği konusunda hemfikiriz.

More Sentences
spread (the area) f. alana yayılmak
Spread as thinly as that, this sum will not be very effective in preventing fires.
Bu kadar geniş bir alana yayılan bu meblağ yangınların önlenmesinde çok etkili olmayacaktır.

More Sentences
Genel
disposal area i. boşaltım yeri
area unit i. yüzölçümü birimi
protected area i. koruma alanı
service area i. servis alanı
development promotion area i. gelişim teşvikli alan
catchment area i. kapma havzası
catchment area i. kaynak havzası
bordering area i. çevre alan
unrestricted area i. serbest alan
nesting area i. yuva alanı
area recommended for improvement i. iyileştirme tavsiye edilen alan
designated area i. tayin edilen bölge
service area i. yakıt almak veya dinlenmek için otoyol kenarlarında bulunan alan
traffic conference area i. trafik konferans bölgesi
high pressure area i. yüksek basınç alanı
emergency response planning area i. acil müdahale planlama alanı
the security of the main entrance area of the building i. bina önü güvenliği
depth area duration analysis i. derin alan süre araştırması
hotel area i. otel bölgesi
expertise area i. ihtisas konusu
area 3 i. bölge 3
level area i. düz alan
assembly area i. toplanma alanı
dune area i. kumul yöresi
area ratio i. alan oranı
area of special observation i. özel gözlem alanı
area requiring corrective action i. düzeltilmeye muhtaç kısım
emergency planning area i. acil durum planlama alanı
area manager i. bölge müdürü
staging area i. depo alanı
slum area i. yoksul yer
service area i. tesis
favored area i. kayrılan alan
catchment area i. beslenme havzası
storage area networks i. veri depolama ağı
marsh area i. bataklık alan
list area i. liste alanı
hardship area i. mahrumiyet bölgesi
conservation area i. zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge
drainage area i. drenaj alanı
nature reserve area i. tabiatı koruma alanı
scenic area i. görmeye değer manzara
remote area i. sapa yer
pacific area i. pasifik bölgesi
regulated area i. düzenlenmiş alan
Wildlife protection area i. yaban hayatı koruma sahası
area 2 i. bölge 2
landing area i. iniş sahası
gross floor area i. toplam zemin alanı
area 3 i. uzakdoğu, avustralya, yeni zelanda ve pasifik adalarını kapsayan iata bölgesi
limited area i. kısıtlanmış bölge
impact area i. etki alanı
area for the protection of wildlife i. yaban hayatı koruma sahası
special environmental area i. özel çevre koruma alanı
area of precipitation i. yağış alanı
holding area i. bekleme sahası
wetland area i. sulak alan
area shaded by a building i. bina gölgeleme alanı
pilot area i. pilot bölge
pasture area i. mera alanı
catchment area/basin i. beslenme bölgesi
rural area i. kır
catchment area i. birikme havzası
irrigation area i. sulama alanı
execution area i. uygulama alanı
area board i. bölge sağlık müdürlüğü
triangular area i. üçgensel bölge
area of focus i. faaliyet alanı
network local area i. ağ yerel alanı
storage area i. depo alanı
lateral area i. yanal alan
target area i. hedef alanı
exhibition area i. sergi sahası
area 1 i. bölge 1
caved area i. göçük alan
landing area i. iniş alanı
migration area i. göç alanı
area code i. bölge kodu
congested area i. aşırı nüfuslu bölge
total floor area of a building i. bina toplam oturma alanı
underground shopping area i. yeraltı alışveriş merkezi
primitive area i. doğal yöre
tourism and recreation area i. turistik ve eğlenme araçlı alan
critical area i. kritik alan
area director i. bölge müdürü
permanent water area i. sürekli su alanı
recreation area i. rekreasyon sahası
traffic conference area i. dünyanın ana havayolu rotalarını üç bölgeye ayıran iata'nın resmi sınıflaması
hazardous area i. tehlikeli bölge
area of usage i. kullanım alanı
grade 1 natural site area i. 1. derece doğal sit alanı
a service area i. a yayın alanı
restricted area i. kontrollü giriş sağlanan alan
catchment area i. beslenme bölgesi
launch area i. hedef alanı
development area i. pilot bölge
production area i. üretim sahası
disaster area survey team i. afet inceleme ekibi
cultivated area i. tarım alanı
picnic area i. piknik yeri
green area i. yeşillik alan
natural hazard area analysis i. doğal tehlike alanı analizi
prohibited area i. yasak bölge
catchment area i. su toplama sahası
parking area i. park yeri
local area network i. yerel ağlar
catchment area i. tutma havzası
key area i. kilit bölge
rest area i. arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep
zoning area i. imar alanı
rain area i. yağmur bölgesi
floor area i. yüz ölçüsü
residence area i. meskun bölge
circular area i. çembersel bölge
baltimore metropolitan area i. baltimore metropolitan alanı
caribbean area i. karayip bölgesi
estuarine area conservation i. haliç bölgesi korunması
wide area i. geniş coğrafya
london metropolitan area i. londra metropoliten alanı
new york metropolitan area i. new york metropolitan alanı
assembly area i. içtima alanı
measurement of ground area i. arazi ölçüm
evacuation (of people, an area) i. bir bölgenin tahliye edilmesi
area of interest i. ilgi alanı
disposal area i. boşaltma yeri
protected area i. sit alanı
area sales representative i. bölge satış sorumlusu
rest area i. konaklama tesisi
strict wilderness area i. mutlak koruma alanı
sanctuary preservation area i. mutlak koruma alanı
preservation area i. mutlak koruma alanı
strict protected area i. mutlak koruma alanı
small industrial area i. küçük sanayi sitesi
grey area i. boz alan
grey area i. gri saha
greenhouse area i. sera alanı
area of activity i. faaliyet konusu
closed area i. yasak alan
damaged area i. bozuk alan
effective area i. etkili alan
effective area i. etkin alan
exchange area i. santral hizmet bölgesi
working area i. iş alanı
extension area i. gelişme alanı
equal-area i. eşit yüzölçümü
built-up area i. meskun yer
built-up area i. yerleşim alanı
high-hazard area i. yüksek tehlikeye maruz coğrafi alan
built-up area i. yapılaşmış alan
no-go area i. yetkili olmayanların girmelerinin yasak olduğu alan
gross area i. brüt alan
face area i. ön yüz
area 2 i. avrupa, ortadoğu ve afrika'yı kapsayan iata bölgesi
area 1 i. kuzey, orta ve güney amerika'yı kapsayan iata bölgesi
shared area i. ortak kullanım alanı
communal area i. ortak kullanım alanı
level area i. düzlük
level area i. düz yer
level area i. düz arazi
area of a triangle i. (bir) üçgenin alanı
off-limits area i. hudut dışı alan
safe area i. güvenlikli alan
safe area i. güvenilir alan
waiting area i. bekleme odası
virgin area i. bakir alan
unbuilt area i. yapılanmamış arsa
waiting area i. bekleme salonu
residential area i. meskun bölge
apparent area i. belirgin alan
apparent area i. görünür alan
area cleaning i. mıntıka temizliği
forestry area i. ormanlık bölge
concert area i. konser alanı
mobilization area i. mobilizasyon alanı
usage area i. kullanım alanı
subject area i. konu bölümü
work area plan i. çalışma alanı krokisi
resting area i. dinlenme yeri
open air area i. üstü açık alan
outdoor area i. üstü açık alan
main living area i. esas yaşama alanı
picnic area i. mesire alanı
ceremony area i. seremoni alanı
ceremony area i. tören alanı
unpopulated area i. nüfusun olmadığı bölge
snow covered area i. karla kaplı alan
unexplored area i. keşfedilmemiş alan
undiscovered area i. keşfedilmemiş alan
natural protected area i. doğal sit alanı
proposed area of research i. önerilen araştırma alanı/konusu
target area i. hedef bölge
no smoking area i. sigara içilmesi yasak bölge
non-smoking area i. sigara içilmesi yasak bölge
area of expertise i. uzlanım dalı
area of expertise i. uzlanım alanı
growth area i. gelişim sahası
growth area i. gelişme bölgesi
area of social responsibility i. sosyal sorumluluk alanı
total pile mass per unit area i. birim alan başına toplam hav kütlesi
tourist area i. turist bölgesi
area rug i. parça halı
area studies i. bölge/alan çalışmaları
area studies i. bölge/alan araştırmaları
drop-off and pick-up area i. yolcu indirme/bindirme alanı
urban area i. mücavir alan
archaeological area i. arkeolojik bölge
display area i. tanıtım alanı
coverage area i. kapsama bölgesi
coastal region/area i. sahil kesimi
area of utilization i. kullanım alanı
area study i. alan araştırması
area code i. telefon kodu
distressed area i. fakirliğin yoğun olduğu bölge
malaria-infested area i. sıtmanın bulaştığı bölge
malaria-infested area i. sıtmanın vurduğu bölge
loading area i. yükleme bölümü/alanı
recreation area i. mesire yeri
security restricted area i. güvenlik tahditli alan
reading area i. okuma salonu
designated area i. belirlenmiş/belirlenen alan
grass area i. çim alan
scientific area i. bilimsel alan
scientific area i. bilim alanı
area code i. il kodu
total area of surface i. yüzeyin toplam alanı
foyer area i. fuaye alanı
intimate area i. özel bölge
intimate area i. genital bölge
land area i. arsa alanı
key area i. can alıcı nokta
lay down area i. stok/depolama alanı
genital area i. intim bölgesi
conservation area i. koruma altına alınmış bölge
occupied area i. işgal alanı
tiny area i. küçük alan
camping area i. kamp yeri/alanı
catchment area i. bir kurum tarafından hizmet verilen yakın alan/çevre (okul, hastane, sosyal hizmetler vs.)
responsible area i. sorumlu alan
pergamon multi-layered cultural landscape area i. pergamon çok katmanlı kültürel peyzaj alanı
nearest inhabited area i. en yakın yerleşim
nearest inhabited area i. en yakın yerleşim bölgesi
wilderness area i. yasalarla koruma altında olup eğlence ve endüstriyel amaçlı kullanımı kısıtlı olan bölge
breakfast area i. (evde) kahvaltı yeri
affluent area i. varlıklı bölge
departure area i. gidiş alanı
departure area i. giden yolcu bölümü
dining area i. yemek yenen alan
dining area i. ziyafet için ayrılan alan
dining area i. akşam yemeği yenen yer
culture area i. ortak kültürel özelliklere sahip coğrafi alan
seating area i. oturma yerleri bulunan alan
welcoming area i. karşılama alanı
submarine exercise area coordinator i. denizaltı eğitim sahası koordinatörü
submarine operations area i. denizaltı harekat sahası
suburban area i. yörekent
suburban area i. şehir dışındaki yerleşim bölgesi
resort area i. tatil bölgesi
resort area i. turistlerin uğrak yeri
wooded area i. ağaçlık alan
fleed the area f. olay yerinden kaçmak
patrol the area f. kol gezmek
leave it out of the coverage area f. kapsama alanı dışında bırakmak
fall into one’s area of responsibility f. görev alanına girmek
spread on a large area f. geniş alana yayılmak
reports of sporadic clashes poured from the area f. bölgeden yer yer çatışma haberleri gelmek
live within one's assigned area f. kendisine tahsis edilen/verilen alan/bölge içerisinde/dahilinde yaşamak
search the area extensively f. bölgeyi iyice aramak
contain the damage to a small area f. zararı küçük bir alan(l)a sınırlamak
select an area of interest f. bir ilgi alanı seçmek
come within one's area of expertise f. uzmanlık alanına girmek
doesn't come within one's area of expertise f. uzmanlık alanına girmemek
doesn't fall within one's area of expertise f. uzmanlık alanına girmemek
fall within one's area of expertise f. uzmanlık alanına girmek
cross the ball into the penalty area f. ceza sahasına orta yapmak
be within one's area of interest f. ilgi alanına girmek
cordon off the area f. bölgeyi güvenlik çemberine almak
of equal area s. eşit yüzölçümünde
area-weighted s. alan ağırlıklı
in the academic area zf. akademik alanda
in the design field/area zf. tasarım alanında
in a particular area zf. belirli bir alan içinde
at the project area zf. proje mahallinde
cmsa (consolidated metropolitan statistical area) kısalt. birleştirilmiş istatistiksel bölge
İfadeler
in confined area zf. sınırlı alanda
in confined area zf. dar alanda
Deyim
grey area i. bir konunun belirsiz bölümü
a disaster area i. (oda vb. gibi) karman çorman ve düzensiz yer
a gray area i. belirsiz alan/saha
gray area i. hakkında emin olunamayan şey
gray area i. ikilemde kalınan konu
grey area i. ikilemde kalınan konu
grey area i. hakkında emin olunamayan şey
disaster area i. afet bölgesi
a disaster area i. çıfıt çarşısı
a disaster area i. dağınık yer
a disaster area i. karman çorman olmuş yer
disaster area i. tehlike bölgesi
disaster area i. çıfıt çarşısı
a disaster area i. fiyaskoyla sonuçlanacak durum
disaster area i. karman çorman olmuş yer
a disaster area i. felaket bölgesi
a disaster area i. afet bölgesi
disaster area i. dağınık yer
disaster area i. fiyaskoyla sonuçlanacak durum/fikir/plan
disaster area i. çöplüğe dönmüş yer
kiss and cry area i. ağlayıp öpücük yollama yeri/alanı
kiss and cry area i. puanlarını bekleme yeri/alanı
kiss and cry area i. buz pateninde kayakçıların gösteriden sonra alacakları puanları bekledikleri yer
kiss and cry area i. (buz pateni) puanları bekleme yeri
disaster area i. kötü organize edilmiş fikir
disaster area i. kötü planlanmış durum
a grey area i. arada kalmış/net olmayan bir alan
a grey area i. belirsiz alan/saha
a no-go area i. tehlikeli bir bölge
a no-go area i. herkesin girişine açık olmayan bir bölge
a no-go area i. erişimi sınırlı bir alan
a no-go area i. yasak bölge
a no-go area [uk] i. polisin/askerin (bile) giremediği bir yer (semt/mahalle)
a no-go area i. gidilmesi/girilmesi tehlikeli olan bir bölge
a no-go area i. yetkili olmayanların girmesinin yasak olduğu bir bölge
area of influence i. kontrol alanı
area of influence i. etki alanı
area of influence i. nüfuz alanı
Konuşma
the most painful area i. en acı veren bölge
which area of the city do you live in? expr. şehrin hangi bölgesinde yaşıyorsun?
you're out of my area here expr. bu beni aşar
it's out of my area expr. bu beni aşar
there was another shooting in the area last night expr. dün gece aynı bölgede bir cinayet daha işlendi
did you see anyone else in the area? expr. bölgede başkasını gördünüz mü?
this matter doesn't come within my area of expertise expr. bu konu benim uzmanlık alanıma girmiyor
this matter doesn't fall within my area of expertise expr. bu konu benim uzmanlık alanıma girmiyor
what is your area of specialization? expr. uzmanlık alanın nedir?
is there anything in this area worth seeing? expr. bu bölgede görülmeye değer bir yer var mı?
it's my area of expertise expr. benim uzmanlık alanımdır
Ticaret/Ekonomi
area of job freedom i. tüm kısıtlamalar uygulandıktan sonra görevliye kalan serbest hareket alanı
unguarded area i. korumasız alan
area of job freedom i. iş alanı serbestliği
customs area i. gümrüğün coğrafi bölgesi
unguarded area i. bekçisiz alan
north america free trading area i. nafta
optimal currency area i. optimum para alanı
guarded area i. serbest bölge gibi etrafı korunmuş alan
sterling area i. para birimleri ingiltere'ninkine bağlı olan ve aralarında olağan kur kontrollerinin işlemediği ülkeler için kullanılan eski terim
common currency area i. ortak para alanı
north american free trade area i. kuzey amerika serbest ticaret bölgesi
marketing area i. malların pazarlandığı bölge
single area payment scheme i. tek alan ödemesi programı
booth area i. stand alanı
sterling area i. sterlin bölgesi
booth area i. stant alanı
free trade area i. serbest ticaret bölgesi
optimum monetary area i. optimum para alanı
marketing area i. pazarlama bölgesi
area agreement i. toplu sözleşme
common exchange area i. ortak para alanı
guarded area i. korumalı alan
sterling area i. sterlin sahası
regulated area i. düzenlenmiş alan
regulatory area i. düzenlenmiş alan
regulatory area i. zorunlu alan
voluntary area i. gönüllü alan
backward area i. gelişmemiş bölge
development area i. geliştirme bölgesi
depressed area i. geri bölge
customs area i. gümrük bölgesi
optimum service area i. optimum hizmet alanı
free area i. serbest bölge
trading area i. ticari alan
free trade area i. serbest bölge
selling area i. satış yeri
sales area i. satış bölgesi
distressed area i. yoğun işsizlik bölgesi
free trade area of the americas i. amerika kıtası serbest ticaret bölgesi
operational area i. işletme sahası
activity-area i. faaliyet alanı
non-regulated area i. düzenlenmemiş alan
one-stage area sampling i. tek aşamalı alan örneklemesi
non-harmonised area i. düzenlenmemiş alan
dollar area i. dolar sahası
work area i. iş alanı
area of activity i. iştigal konusu
work area i. çalışma alanı
area of concern i. iştigal konusu
labour market area i. iş ve işçi piyasasının genişliği
labour market area i. işçi piyasası
shipment area i. sevkiyat alanı
despatch area i. sevkiyat alanı
handling area i. elleçleme bölgesi
employment area i. istihdam alanı
area wide bargaining i. tüm bölgeyi kapsayan toplu görüşmeler
critical area i. kritik saha
customs area i. gümrük sahası
trading area i. ticaret bölgesi
area sampling i. bölge örneklemesi
area sample i. bölge örneği
area agreement i. bölge sözleşmesi
area of assessment i. değerlendirme alanı
area of assessment i. değerlendirme sahası
project implementation area i. proje uygulama alanı
business area i. iş bölgesi
customs area i. gümrükleme yeri
global data area i. global veri alanı
global data area i. küresel veri alanı
area of investigation i. inceleme alanı
exhibition area i. sergileme alanı
major area of activity i. ana faaliyet konusu
main area of activity i. ana faaliyet konusu
net lettable area i. kiralanabilir net alan
area sales manager i. bölge satış müdürü
net leasable area i. kiralanabilir net alan
net rentable area i. kiralanabilir net alan
rentable area i. kiralanabilir alan
leasable area i. kiralanabilir alan
borrow area i. ariyet sahası/alanı
area of responsibility i. sorumluluk alanı
area of responsibility i. mesuliyet sahası
retail area manager i. perakende bölge müdürü
area of common prosperity i. ortak refah alanı
central business area i. merkezi iş bölgesi
central business area i. merkezi ticaret bölgesi
area manager i. bölge yöneticisi
area of profession i. meslek alanı
area of residence i. yaşanan bölge
corporate area i. kurumsal bölge
investment area i. yatırım alanı
area of investment i. yatırım alanı
customs bonded area i. gümrüklü saha
bonded area i. gümrüklü saha
cultivation area i. ekili alan
Agreement on the European Economic Area i. avrupa ekonomik alanı anlaşması
trade area i. ticaret alanı
north american free trade area i. kuzey amerika serbest ticaret alanı
optimal currency area i. optimal para alanı
muster area i. (iş yerinde) tahliye sonrası toplanma alanı
single euro payments area (sepa) i. avrupa tek ödeme alanı
support area i. (düşen bir piyasada) sabit kalan fiyat seviyesi
european free trading area kısalt. efta
Hukuk
front line area assembly i. ileri toplama merkezi
adjacent area i. mücavir alan
area of jurisdiction i. kaza dairesi