bölge - Türkçe İngilizce Sözlük

bölge

"bölge" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 64 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
bölge area i.
They produce fine wine in this area.
Bu bölgede kaliteli şaraplar üretiyorlar.

More Sentences
bölge region i.
They are sending troops to the region.
Bölgeye askeri birlikler gönderiyorlar.

More Sentences
bölge district i.
Some of the Arab districts of Jaffa were destroyed.
Yafa'daki bazı Arap bölgeleri tahrip edilmiştir.

More Sentences
bölge zone i.
But, as we all know, these routes are in a highly sensitive zone.
Ancak hepimizin bildiği gibi bu güzergahlar son derece hassas bir bölgede yer almaktadır.

More Sentences
Genel
bölge ward i.
The new mayor had the upper hand nearly on all wards through the city.
Yeni belediye başkanı şehirdeki neredeyse tüm bölgelerde üstünlüğü ele geçirmişti.

More Sentences
bölge parts i.
We have also identified this in other parts of the world.
Bu durumu dünyanın diğer bölgelerinde de tespit ettik.

More Sentences
bölge belt i.
Tom lives in the Bible belt.
Tom dini yönden tutucu bölgede yaşıyor.

More Sentences
bölge section i.
This is a business section of Tokyo.
Bu, Tokyo'nun bir iş bölgesidir.

More Sentences
bölge department i.
The cane-sugar rum sector provides almost 40 000 jobs in three of the four French overseas departments.
Şeker kamışı sektörü Fransa'nın dört denizaşırı bölgesinden üçünde yaklaşık 40.000 kişiye istihdam sağlamaktadır.

More Sentences
bölge quarter i.
Our restaurant is located in the historic quarter of the city.
Restoranımız şehrin tarihi bölgesinde yer alıyor.

More Sentences
bölge tract i.
Secondly, at the end of 1999 unbelievable storms raged bringing death and destruction to vast tracts of the EU.
İkinci olarak, 1999 yılının sonunda kopan inanılmaz fırtınalar AB'nin geniş bölgelerine ölüm ve yıkım getirmiştir.

More Sentences
bölge climate i.
The seeds were modified for cold climates.
Tohumlar soğuk bölgelere uygun şekilde modifiye edilmiştir.

More Sentences
bölge locality i.
There are no ports in the locality.
Bölgede hiç liman yok.

More Sentences
bölge area i.
Per capita GDP in the disadvantaged areas was only 61% of the national average in 1986.
1986 yılında, geri kalmış bölgelerde kişi başına GSMH, ulusal ortalamanın ancak % 61'iydi.

More Sentences
bölge district i.
Those districts which have not suffered losses will therefore see their incomes decrease in any case.
Bu nedenle zarar görmeyen bölgelerin gelirleri her halükarda azalacaktır.

More Sentences
bölge territory i.
Mike will be taking over your sales territory.
Mike senin satış bölgeni devralacak.

More Sentences
bölge zone i.
This problem is referred to in specialist literature as the grey zone.
Bu sorun uzman literatüründe gri bölge olarak adlandırılmaktadır.

More Sentences
bölge region i.
She had pain in that region of her stomach.
Karnının o bölgesinde ağrı vardı.

More Sentences
bölge state i.
Fadil grow up in the prairie state of Illinois.
Fadıl Illinois'in çayırlık bölgesinde büyüdü.

More Sentences
bölge colony i.
Her grandfather came to the colony from Europe.
Büyükbabası bölgeye Avrupa'dan gelmiş.

More Sentences
bölge country i.
They unanimously approved a joint memorial which calls for peace in the Basque country.
Bask bölgesinde barış çağrısında bulunan ortak bir bildiriyi oybirliğiyle onayladılar.

More Sentences
bölge pocket i.
Because even in the southeast of England, there are pockets of deprivation.
Çünkü İngiltere'nin güneydoğusunda bile mahrumiyet bölgeleri var.

More Sentences
bölge sector i.
The attack on the military sector was condemned.
Askeri bölgeye yapılan saldırı kınandı.

More Sentences
bölge neck i.
We are fully aware of Turkey's concerns, especially, as regards, possible action in its neck of the woods.
Türkiye'nin özellikle de kendi bölgesindeki olası eylemlere ilişkin endişelerinin tamamen farkındayız.

More Sentences
bölge part i.
The privatisation method expounded at Lisbon is not going to provide better services in our part of the world.
Lizbon'da açıklanan özelleştirme yöntemi dünyanın bizim bölgemizde daha iyi hizmetler sağlamayacaktır.

More Sentences
Konuşma Dili
bölge turf i.
This is Tom's turf.
Burası Tom'un bölgesi.

More Sentences
Ticaret/Ekonomi
bölge area i.
The average citizen will not venture into certain areas of our big cities after dusk.
Ortalama bir vatandaş büyük şehirlerimizin belirli bölgelerine hava karardıktan sonra girmeyecektir.

More Sentences
bölge locality i.
If they speak to any of the residents in that locality, they will see what a silly amendment that is.
Eğer o bölgede yaşayanlardan herhangi biriyle konuşurlarsa, bunun ne kadar saçma bir değişiklik olduğunu göreceklerdir.

More Sentences
Hukuk
bölge district i.
The Opera House is also in this district.
Opera Binası da bu bölgededir.

More Sentences
Siyasal
bölge district i.
Santo Domingo, the capital, is designated Distrito Nacional (National District).
Başkent Santo Domingo, Distrito Nacional (Ulusal Bölge) olarak belirlenmiştir.

More Sentences
bölge region i.
Let us, then, set about improving the position of women, hoping for peace and stability in the region.
O halde bölgede barış ve istikrar umuduyla kadınların konumunu iyileştirmeye başlayalım.

More Sentences
Teknik
bölge site i.
Archaeologists returned to the site in 1999.
Arkeologlar 1999 yılında bölgeye geri döndüler.

More Sentences
bölge area i.
My group in the Parliament has always argued for the promotion of tolerance in the Mediterranean Sea area.
Parlamento'daki grubum her zaman Akdeniz bölgesinde hoşgörünün teşvik edilmesini savunmuştur.

More Sentences
bölge zone i.
This gap, the famous grey zone, is sometimes giving rise to one or two years' delay.
Meşhur gri bölge olarak adlandırılan bu boşluk bazen bir ya da iki yıllık gecikmeye yol açmaktadır.

More Sentences
Bilgisayar
bölge realm i.
A realm can be controlled by a dark lord.
Bir bölge karanlık bir lord tarafından kontrol edilebilir.

More Sentences
Matematik
bölge region i.
The European Union is always firmly committed to helping to resolve the problem in the region.
Avrupa Birliği bölgedeki sorunun çözümüne yardımcı olma konusunda her zaman kararlıdır.

More Sentences
Genel
bölge latitude i.
bölge precinct i.
bölge sky i.
bölge phase i.
bölge compartment i.
bölge circumscription i.
bölge terrain i.
bölge corner i.
bölge division i.
bölge precincts i.
bölge confine i.
bölge place i.
bölge range i.
bölge reame [italian] i.
bölge oblast i.
bölge demesne i.
bölge coast [obsolete] i.
bölge doorstep i.
bölge climature [obsolete] i.
bölge point i.
Deyim
bölge areous i.
Ticaret/Ekonomi
bölge range i.
Teknik
bölge place i.
bölge spot i.
Bilgisayar
bölge state/prov i.
bölge state/province i.
Havacılık
bölge spool i.
Kısaltma
bölge terr i.

"bölge" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
serbest bölge free zone i.
The Free Zone of Belize is only a 10-minute drive away.
Belize Serbest Bölgesi arabayla sadece 10 dakika uzaklıktadır.

More Sentences
Genel
tampon bölge buffer zone i.
I have attempted to answer the honourable Member's point about a buffer zone.
Sayın Üyenin tampon bölge ile ilgili sorusuna cevap vermeye çalıştım.

More Sentences
yasak bölge forbidden zone i.
The Forbidden Zone was once a Paradise.
Yasak Bölge bir zamanlar cennetti.

More Sentences
arktik bölge the arctic i.
In external relations it encompasses the Baltic Sea and Barents Sea areas and the whole of the Arctic region.
Dış ilişkilerde Baltık Denizi ve Barents Denizi bölgeleri ile Arktik bölgesinin tamamını kapsar.

More Sentences
coğrafi bölge geographical region i.
For B2B businesses, you may want to target specific geographical regions, various product applications, or different distribution channels.
B2B işletmeler için belirli coğrafi bölgeleri, çeşitli ürün uygulamalarını veya farklı dağıtım kanallarını hedeflemek isteyebilirsiniz.

More Sentences
federal bölge federal district i.
It is located in the Volga Federal District.
Volga Federal Bölgesi'nde yer almaktadır.

More Sentences
iç bölge hinterland i.
The rural hinterland has changed drastically.
İç bölge büyük ölçüde değişti.

More Sentences
bölge müdürlüğü regional directorate i.
It has 12 regional directorates.
12 bölge müdürlüğüne sahiptir.

More Sentences
turistik bölge tourist area i.
Thousands of troops and police guard tourist areas of the French capital.
Binlerce asker ve polis, Fransız başkentinin turistik bölgelerini koruyor.

More Sentences
kurak bölge arid region i.
This arid region is considered one of the most uninhabitable places on the planet.
Bu kurak bölge, gezegendeki en yaşanmaz yerlerden biri olarak kabul ediliyor.

More Sentences
bölge müdürü district manager i.
What Is the Role of a District Manager?
Bölge Müdürünün Rolü Nedir?

More Sentences
bitişik bölge contiguous zone i.
Contiguous zones and exclusive economic zones are not included.
Bitişik bölgeler ve münhasır ekonomik bölgeler dahil değildir.

More Sentences
ayrılmış bölge reservation i.
The total area of all reservations is 56,200,000 acres.
Ayrılmış bölgelerin tamamı toplamda 56.200.000 dönüm alana sahiptir.

More Sentences
dağlık bölge highlands i.
Why are citizens from Vietnam's central highlands fleeing to the neighbouring country of Cambodia?
Vietnam'ın orta dağlık bölgelerinden vatandaşlar neden komşu ülke Kamboçya'ya kaçıyor?

More Sentences
yasak bölge restricted area i.
You're in a restricted area.
Yasak bölgedesin.

More Sentences
bölge halkı locals i.
We can trade with the locals.
Bölge halkıyla ticaret yapabiliriz.

More Sentences
bölge genelinde throughout the region i.
Definitely, a more effective allocation of water throughout the region is needed.
Bölge genelinde daha etkin bir su tahsisine kesinlikle ihtiyaç vardır.

More Sentences
hassas bölge sensitive area i.
I would therefore like to ask colleagues to recognise the importance of boxes in scientifically sensitive areas.
Bu nedenle meslektaşlarımdan bilimsel açıdan hassas bölgelerdeki kutuların önemini kabul etmelerini rica ediyorum.

More Sentences
dağlık bölge mountain region i.
In my view, both Parliament and the Commission have treated policy on mountain regions rather shabbily.
Bana göre hem Parlamento hem de Komisyon dağlık bölgelere ilişkin politikayı oldukça kötü bir şekilde ele almıştır.

More Sentences
kırsal bölge rural region i.
The multifunctionality of the rural regions can thus be strengthened and increased.
Böylece kırsal bölgelerin çok işlevliliği güçlendirilebilir ve arttırılabilir.

More Sentences
kentsel bölge urban district i.
One urban district post office after another is being closed down.
Kentsel bölge postaneleri birbiri ardına kapatılıyor.

More Sentences
bölge papazı vicar i.
The wedding will be conducted by the vicar.
Nikah bölge papazı tarafından kıyılacak.

More Sentences
hedef bölge the target area i.
With sophisticated technology, strong energy is delivered directly to the target area.
Gelişmiş teknoloji ile güçlü enerji doğrudan hedef bölgeye iletilir.

More Sentences
uzak bölge remote region i.
Thirdly, the importance of the Aegean islands' acquiring the same privileges as the remote regions of the Union.
Üçüncü olarak, Ege adalarının Birliğin uzak bölgeleriyle aynı ayrıcalıklara sahip olmasının önemi.

More Sentences
celile (israil'de bir bölge) galilee i.
Then Jesus came from Galilee to the Jordan to be baptized by John.
Sonra İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den Şeria Irmağı'na geldi.

More Sentences
bölge toplantısı regional meeting i.
The ILO European Regional Meeting takes place every four years.
ILO Avrupa Bölge Toplantısı dört yılda bir yapılıyor.

More Sentences
genital bölge genital area i.
Genital areas are the most delicate areas of our body.
Genital bölgeler vücudumuzun en hassas bölgeleridir.

More Sentences
tropik bölge tropical area i.
They are found in Australia, the Philippines and other tropical areas.
Avustralya, Filipinler ve diğer tropik bölgelerde bulunurlar.

More Sentences
idari bölge riding i.
He is from the East Riding.
Kendisi Doğu İdari Bölge'den geliyor.

More Sentences
(sınırları belirli) bölge enclosure i.
Military enclosure, do not enter.
Askeri bölgedir, girilmez.

More Sentences
idari bölge district i.
He was appointed to cover the northern districts of the city.
Şehrin kuzeydeki idari bölgelerini denetlemekle görevlendirilmişti.

More Sentences
güvenli bölge safety i.
The soldier tried to take me to safety, but I refused to leave my wife behind.
Asker beni güvenli bölge götürmeye çalıştı ama ben karımı geride bırakmayı reddettim.

More Sentences
kalkınmak (ülke/bölge) develop f.
It is not possible for a country to develop without the labor and contribution of women.
Kadınların emeği ve katkısı olmadan bir ülkenin kalkınması mümkün değildir.

More Sentences
(bölge vb.) tarafsız hale getirmek neutralize f.
The region was neutralized by the UN.
Bölge BM tarafından tarafsız hale getirildi.

More Sentences
kurak bölge dry land i.
oturmaya ayrılmış bölge residential district i.
kendi kilisesi ve cemaati olan bölge parish i.
endonezya'da bir bölge jambi i.
açık bölge free zone i.
tayin edilen bölge designated area i.
arşidük idaresindeki bölge archduchy i.
yabancı ülkelerle kuşatılmış bir bölge enclave i.
çin halk cumhuriyeti'nin güney kıyılarında bulunan bir bölge kwangtung i.
idari olarak ayrı olan bölge veya alan district i.
rusya'da bir bölge kuban i.
bataklık bölge marshy region i.
iç bölge territorial enclave i.
orta ve kuzey ispanya'da bir bölge ve eski bir krallığın adı castile i.
bölge veya iklim anlamında kullanılan kısa ifade clime i.
ayırt edilir özelliklere sahip bölge/yöre zone i.
merkeze yakın bölge zone of interior i.
eski yunanistan'da bulunan bir bölge laconia i.
güney california'da bir bölge orange county i.
bölge tarama sector scan i.
bölge 2 area 2 i.
başpiskoposun idaresi altındaki bölge archbishopric i.
başdiyakozun idaresi altındaki bölge archdeaconry i.
arşidükün yönetimindeki bölge archduchy i.
idari bölge county i.
bir liman veya başka bir merkezin geçiş sağladığı bölge hinterland i.
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge waterfront i.
kamboçya, laos, malezya, myanmar, singapur, tayland ve vietnam'ı kapsayan coğrafi bölge indochina i.
bölge okulu district school i.
zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge conservation area i.
dağlık bölge upland i.
sıcak bölge torrid zone i.
bölge papazı rector i.
bölge 3 area 3 i.
mısır yetiştiren bölge corn belt i.
bölge komutanı section commander i.
kendi yerel yönetim teşkilatı olan şehir veya bölge municipality i.
bölge papazının konutu rectory i.
sahilin ardındaki bölge hinterland i.
danimarka, norveç ve isveç'i kapsayan coğrafi bölge scandinavia i.
bölge hayvanlarının tümü fauna i.
kuzey kore'de bir bölge kyongsong i.
bölge müdürü area manager i.
geri kalmış bölge boondocks i.
ortalamadan daha fazla güneş ışığı alan bölge sunbelt i.
devletçe kamunun kullanımı ve yararı için korunan ve doğal güzellik ve özelliklere sahip bölge national park i.
kısıtlanmış bölge limited area i.
arktik bölge arctic zone i.
bölge müdürü regional director i.
güneydoğu fransa ve kuzeybatı italya'da akdeniz kıyısında popüler turistik bölge riviera i.
idari bölge shire i.
kuzeydoğu rusya'da bir bölge kolyma i.
eflak (bölge olarak) wallachia i.
pilot bölge pilot area i.
alçak (bölge) lowland i.
bölge kent conurbation i.
yerleşimin yoğun olduğu ve trafiğin zorlayıcı olmayan yöntemlerle engellenmeye çalışıldığı sokak veya bölge home zone i.
bölge sağlık müdürlüğü area board i.
üçgensel bölge triangular area i.
mısır yetiştirilen bölge corn belt i.
bölge posta kodu zip code i.
tarafsız bölge neutral zone i.
tarafsız bölge zone of neutrality i.
bölge temsilciliği regional representative i.
bölge 1 area 1 i.
küçük bölge zonula i.
tıkalı bölge congested district i.
çöplerin atıldığı bölge scrapheap i.
kırsal bölge the country i.
koruma altındaki bölge protected environment i.
bölge kodu area code i.
kuzey irlanda'nın altı ilçesiyle cavan, donegal ve monaghan ilçelerini kapsayan coğrafi bölge ulster i.
belçika, lüksemburg ve hollanda'yı kapsayan coğrafi bölge low countries i.
aşırı nüfuslu bölge congested area i.
vahşi kıyı, barcelona'da turistik bölge costa brava i.
kaymakamlığa benzer idari bölge parish i.
bölge müdürü area director i.
ölü bölge birimi dead zone unit i.
tehlikeli bölge hazardous area i.
bölge müdürlüğü district office i.
ekolojik bölge ecological zone i.
sibirya'da çok geniş alana yayılan iğne yapraklı ağaçla kaplı bölge taiga i.
kırsal bölge countryside i.
pilot bölge development area i.
başpiskoposun yönetimindeki bölge archdiocese i.
limanın gerisindeki bölge hinterland i.
geri kalmış bölge backwoods i.
bir yerel bölge içinde ve civarında işleyen ulaşım seferi local service i.
olağanüstü hal bölge valisi emergency rule governor i.
şehirleşmiş bölge conurbation i.
tehlikeli bölge danger zone i.
bölge (şehir içinde) precinct i.
erojen bölge erogenous zone i.
tropik bölge tropical zone i.
yasak bölge prohibited area i.
sahilin arkasındaki bölge hinterland i.
bölge müdürü divisional manager i.
dış bölge exterior region i.
çok tehlikeli bölge no man's land i.
şehir merkeziyle dış kesimleri arasında kalan bölge midtown i.
avlanma yasağı olan bölge hunting reserve i.
ılıman bölge temperate zone i.
fransa'nın güneyinde bir bölge languedoc i.
kilit bölge key area i.
hayati bölge vital zone i.
askeri bölge prohibited zone i.
bir papazın yönetimindeki bölge parish i.
çölümsü bölge semidesert i.
yasak bölge prohibited zone i.
papaz idaresindeki bölge parish i.
meskun bölge residence area i.
çembersel bölge circular area i.
olurlu bölge feasible region i.
kırsal bölge stili country style i.
kırsal bölge stili rural style i.
kurak bölge tarımı arid regions agriculture i.
kurak bölge bitkileri arid regions plants i.
apalachian dağlarının güneyindeki bölge appalachia i.
fransa'da bir bölge alsace i.
ingiltere'nin güneydoğusunda bir bölge weald i.
bölge müdürü regional manager i.
güneydoğu pensilvanya'da bir bölge new hope i.
sınır bölge boundary layer i.
batı ukrayna'da bir bölge podolia i.
kırsal bölge the land i.
orman bölge müdürlüğü regional directorate of forestry i.
bölge satış sorumlusu area sales representative i.
bölge satış sorumlusu regional sales manager i.
bölge halkı local community i.
bölge yöneticisi district manager i.
bölge istinaf mahkemesi provincial high court and court of appeal i.
bölge halkı community i.
ultraviyole bölge ultraviolet region i.
üretken bölge blanket i.
bölge sakini community dweller i.
iklimlendirilmiş bölge conditioned space i.
yönetilen bölge dominion i.
bölge ülkeleri countries in the region i.
bölge ülkeler countries in the region i.
yasaklanmış bölge forbidden zone i.
hassas bölge vulnerable zone i.
arka bölge personal-private territory i.
bölge dışı etkinlik off-site event i.
sabit bölge immobile layer i.
kanada'nın toronto kenti güneybatısında yüksek teknoloji endüstrisinin yoğunlaştığı bölge canadian technology triangle i.
idari bölge administrative zone i.
korumalı bölge protected zone i.
korunmuş bölge protected zone i.
kırsal bölge rural zone i.
göz etrafındaki kaz ayağı tabir edilen kırışık bölge crow's foot i.
kentsel bölge urban zone i.
kentsel bölge urban region i.
sağlıksız bölge unsanitary zone i.
kentucky'de bir bölge bluegrass i.
yasak bölge forbidden ground i.
meskun bölge residential area i.
meskun bölge residential district i.
eski ve bakımsız binaların yoğun olduğu semt veya bölge tenement district i.
güneydoğu ingiltere'de bölge chelsea i.
hedef bölge göstergesi objective zone indicator i.
gelişmemiş bölge greenfield i.
sri lanka'da bir bölge tamil eelam i.
ormanlık bölge forestry area i.
yunanistan'ın kuzeyindeki dağlık bölge aetolian i.
kızılderililere ayrılmış bölge indian reservation i.
yedi coğrafi bölge seven geographical regions i.
arktik çorak bölge barrens i.
bölge ziyareti visit to region i.
bölge sınırı county line i.
batı hindistan'da bir bölge maharashtra i.
petrol yönünden zengin bölge oilfield i.
petrol yönünden zengin bölge oil field i.
metropoliten bölge metropolitan region i.
tekin olmayan yer/bölge underbelly i.
nüfusun olmadığı bölge unpopulated area i.
kurak bölge dry zone i.
kel bölge/alan bald patch i.
hedef bölge target area i.
sigara içilmesi yasak bölge no smoking area i.
sigara içilmesi yasak bölge no smoking zone i.
sigara içilmesi yasak bölge non-smoking zone i.
sigara içilmesi yasak bölge non-smoking area i.
bölge sağlık müdürlüğü district health directorate i.
silahsız bölge gun-free zone i.
bölge komitesi regional committee i.
bölge komitesi district committee i.
uzak bölge far-off locale i.
londra'da çoğu ulusal gazetenin ofislerinin bulunduğu bölge fleet street i.
bölge/alan çalışmaları area studies i.
bölge/alan araştırmaları area studies i.
arkeolojik bölge archaeological area i.
doğduğu bölge province of birth i.
(cepheler arasındaki) tarafsız bölge no man's land i.
düşman işgalindeki/kontrolündeki bölge enemy-held territory i.
batı mısır'dan atlantik okyanusu'na kadar uzanan bölge barbary i.
dernek bölge kuruluşu chapter i.
bölge kilise görevlisi district visitor i.
fakirliğin yoğun olduğu bölge distressed area i.
bölge başsavcısı district attorney i.
sıtmanın bulaştığı bölge malaria-infested area i.
sıtmanın vurduğu bölge malaria-infested area i.
belirli bir bölge ile sınırlandırma localisation i.
belirli bir bölge ile sınırlandırma localization i.
aydaki karanlık bölge mare i.
doğu londra'da bir bölge dagenham i.
new york'un manhattan bölgesinin kuzeydoğu bölümünde bulunan zenci nüfusun çoğunlukta olduğu bir bölge harlem i.
tampon bölge oluşturma establishing a buffer zone i.
bölge şerifi county sheriff i.
pilot bölge testing ground i.
yüksek yer veya bölge high ground i.
genital bölge intimate area i.
özel bölge intimate area i.
londra'da bir bölge mayfair i.
amerika birleşik devletlerinde bulunan bir bölge yosemite i.
bölge ölçeği region scale i.
koruma altına alınmış bölge conservation area i.
tek bir bölge a single region i.
telefon kullanılmasına müsaade edilmeyen bölge quiet zone i.
bölge papazı incumbent i.
sakin bölge calm zone i.
yetiştiği bölge range i.
kamış dolu bölge canebrake i.
tenha bölge moonscape i.
kuzey batı ingiltere'de, manchester'da bulunan üniter bir bölge tameside i.
yerli mülk sahiplerinden elde edilen vergi gelirlerinin toplanmasından ve ödenmesinden sorumlu olan idari bölge taluk i.
çin'de bölge yöneticisi taotai i.
(avustralya/yeni zelanda) taşra, kırsal bölge backblocks i.
yüz köyden oluşan bölge cantred i.
isyancılar tarafından yönetilen bölge rebeldom i.
geri kalmış bölge backwater i.
karayolu veya toplu taşıma ile erişilemeyen ıssız bölge backcountry i.
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge sakini backvelder i.
karayolu veya toplu taşıma ile erişilemeyen ıssız bölge backland i.
(güney afrika'da) uzak, nüfusu az ve genellikle az gelişmiş bölge backveld i.
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge backland i.
çok az insanın yaşadığı kırsal bölge backcountry i.
alçak bölge lallan [scottish] i.
geçilmez bölge no-passing zone i.
direnişçilerin elindeki bölge rebel-held territory i.
isyancıların tuttuğu bölge rebel-held territory i.
direnişçilerin tuttuğu bölge rebel-held territory i.
isyancıların elindeki bölge rebel-held territory i.
güneybatı azerbaycan'da özerk bir bölge nagorno-karabakh autonomous region i.
genellikle lübnan, suriye, ırak, israil, ürdün, suudi arabistan ve arap yarımadası'nın diğer ülkeleri de dahil olmak üzere güneybatı asya ülkelerini kapsadığı düşünülen coğrafi bölge near east i.
(geçmişte) new york'ta yolsuzluk ve rüşvet ile bilinen bölge tenderloin [usa] i.
şehirde rıhtım, ofis ve diğer binaların bulunduğu bölge the docks i.
gelgite maruz kalan bölge tidal zone i.
şehir sınırları dahilindeki bölge city proper i.
geçiş gişelerinin bulunduğu bölge toll plaza i.
bir bölge üzerinden sürekli geçilmesiyle oluşmuş doğal yol trackway i.
bir patikanın yan tarafındaki bölge trailside i.
dış bölge end i.
manhattan'da bir zamanlar adı suçla, gecekondularla, kötü olaylarla anılan bir bölge hell's kitchen i.
keşfedilmemiş bölge unknown region i.
bilinmeyen bölge unknown region i.
çukurluk bölge lap i.
ingiltere'nin güneydoğusunda bir idari bölge epsom and ewell i.
bölge kilisesi olan köy kirkton i.
bölge kilisesi olan şehir kirkton i.
çorak ve ıssız bölge wild i.
kemik gibi sert bir yüzey üstündeki yumuşak bölge facette i.
özellikle doğu avrupa'da aynı bölge veya şehirden gelen akran yahudi landsman i.
sovyetlerde kırsal bir bölge volost i.
dört kısımlı bölge quadripartition i.
tehlikeli bölge black spot i.
alevin etrafında sıcak gaz bulunan bölge mantle i.
çayırlık bölge ham [uk] [dialect] i.
hassas bölge quick i.
yasalarla koruma altında olup eğlence ve endüstriyel amaçlı kullanımı kısıtlı olan bölge wilderness area i.
dış bölge wing i.
ele geçirilen bölge winning i.
fethedilen bölge winning i.
geri kalmış bölge woods i.
bohemlerin yaşadığı bölge bohemia i.
limana komşu olan bölge harborside i.
limanın yakınındaki bölge harbourside i.
florida'da belediyeye ait olmayan bölge meridian i.
iki nehir arasında yer alan bölge mesopotamia i.
güneybatı asya'da, dicle ve fırat nehirleri arasında yer alan bir bölge mesopotamia i.
meskit ağaçlarının yoğun olduğu bölge mesquite i.
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge middle atlantic states i.
abd'nin doğusunda yer alan, new york, pennsylvania ve new jersey ile genellikle delaware ve maryland'i içeren bölge mid-atlantic states i.
güneydoğu ingiltere'de eski bir idari bölge middletown i.
abd'de büyük göller ve mississippi nehri vadisi'nin üst kısmını kapsayan kesin sınırları olmayan bölge middle west i.
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge midatlantic states i.
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge middle atlantic states i.
abd'nin doğusunda new york, pensilvanya ve genellikle delaware ve maryland'i kapsayan bir bölge middle states i.
belirli bir topluluğa süt sağlayan bölge milkshed i.
zihinsel özelliklerin canlı örneği olan bölge sakinleri mind i.
dağlık bölge braes [scotland] i.
tampon bölge buffer i.
yüksek bölge high i.
batmış bölge hollow [us] i.
çökük bölge hollow [us] i.
yaşanan bölge home i.
evin bulunduğu bölge homeland i.
bir misyonere atanmış olan bölge mission i.
(hindistan'da) kırsal bölge mofussil [india] i.
üzümleri tek bir şaraphane tarafından kullanılan bölge monopole i.
dağlık bölge mountain i.
varlıklı bölge affluent area i.
(özellikle yeni zelanda, avustralya, afrika ve kanada'da) yerleşimin az olduğu bölge bush i.
yerleşimin az olduğu bölge bush i.
zengin ve iyi ekilmiş bölge garden i.
(özellikle fransa'da) kırsal bölge polis memuru gendarme i.
bölge kilisesine gelir getiren arazi glebe land i.
bölge kilisesine ait arazi glebe land i.
çocuk oyunlarında güvenli bölge goal i.
prestiji olmayan bölge demiworld i.
izole bölge demimonde i.
izole bölge demiworld i.
prestiji olmayan bölge demimonde i.
kentucky'de özerk bir bölge denton i.
çorak bölge derelict i.
susuz kalmış bölge derelict i.
siyaset ve ekonomi açısından önemli bir grubu oluşturan ve bağımsız bir oy kaynağı teşkil eden kırsal bölge halkı grass roots i.
hayat kadınlığına izin verilen bölge green light district i.
çekirdek bölge hearth i.
amerika'da geleneksel değerlerin baskın olduğu merkezi coğrafi bölge heartland i.
dağlık bölge heights i.
buzlu bölge ice field i.
kabuklu bölge roin [obsolete] i.
bozkır bölge rosland i.
(belirli bir iş alanının domine ettiği) bölge row i.
kırsal bölge rus in urbe i.
new england ve midwest'te yer alan kentsel bölge rustbelt i.
uzun süredir orada bulunduğu için bir coğrafi bölge hakkında ayrıntılı bilgisi olan kimse old hand i.
geniş coğrafi bölge compages i.
geniş coğrafi bölge compage i.
bir grup insanın yaşadığı bölge community i.
bölge sınırı district line i.
lojmanlardan oluşan bölge dormitory i.
dorsal bölge dorsel i.
başarı, zenginlik, nüfuz gibi özellikler ile öne çıkan üçgenimsi bölge golden triangle i.
yunanistan'da bir bölge aegean macedonia i.
komutanın veya valinin yetkisi altındaki bölge commandry i.
komutanın veya valinin yetkisi altındaki bölge commandery i.
av yeri bakımından zengin bölge coverside i.
kaynak bölge cradleland i.
fransiskenler'e ait küçük idari bölge custody i.
bağlı bölge dominion i.
kıraç bölge dry [australia] i.
eski bir kırsal bölge oyunu dust-point i.
(cevherin geçici saklanması veya kirin temizlenmesi için) kazı alanı çevresindeki bölge paddock i.
küçük bölge pad i.
(louisiana dini bölgesinde) bölge jürisi police jury i.
(bina, bölge) temizleme police i.
(bina, bölge) düzene sokma police i.
iki bölge arasındaki kısım interzone i.
balığın boğazında solungaçlar arasındaki etli bölge isthmus i.
tam görüş alanı sağlayan bölge panopticon i.
özerk bölge peculiar i.
özerk dini bölge peculiar i.
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölge penumbra i.
kenar bölge penumbra i.
grafikte bağımlı değişkende değişikliğin olmadığı bölge plateau i.
maaşı birden fazla din adamı tarafından paylaşılan bölge papazı portionist i.
idari bölge gücü posse i.
hükümdara veya devlete tabi bölge possession i.
idari bölge gücü posse comitatus i.
karadeniz'in doğusunda bulunan bir antik bölge colchis i.
bölge polis çavuş yardımcısı corporal i.
bölge veya alanın kendine ait olanları basmadan önce kullandığı posta pulu forerunner i.
sınır ötesi bölge outside i.
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge pergunnah [india] i.
bir grup yerleşim yerinden oluşan idari bölge pargana [india] i.
bölge kilisesine bağlı olma parochiality i.
papaz idaresindeki bölge parochine [scotland] i.
papaz idaresindeki bölge parochin [obsolete] [scotland] i.
ingiltere'ye bağlı lincoln yerleşiminin üç ana bölümünden herhangi birini oluşturan bölge parts i.
bölge tanımı periegesis i.
belirli bir bölge üzerinden ödenek alma prebendary [obsolete] i.
papaz ödeneğinin kaynağı olan bölge prebendary [obsolete] i.
belirli bir bölge üzerinden ödenek alma prebend i.
papaz ödeneğinin kaynağı olan bölge prebend i.
trafiğe kapalı bölge precinct i.
dini bölge sorumlusu polis precinct i.
sınırları belirli bölge precinct i.
sınırları belirli bölge precincts i.
(anglo-sakson ve töton kanunlarında) tutuklanmadan muafiyet sağlayan güvenli bölge precinct i.
(new england dominyonu'nda) bir kasabaya ait dini bölge precinct i.
derebeyine ait bölge seignory i.
eskiden fransa'da bulunan bir idari bölge seine i.
fransa'nın ile-de-france bölgesinde bulunan bir idari bölge seine-et-marne i.
fransa'nın yukarı normandiya bölgesinde bulunan bir idari bölge seine-maritime i.
fransa'nın ile-de-france bölgesinde bulunan idari bölge seine-saint-denis i.
(koloni dönemi abd'sinde) idari bölge shire i.
idari bölge shire wick i.
bir sınırın bağlı olduğu bölge shore i.
belirli aylarda avlak olarak kullanılabilen özel bölge shooting preserve i.
yan bölge sidelines i.
bilişim teknolojisi ile ilişkili şirketlerin new york kentinde yoğun bulunduğu bölge silicon alley i.
tüm bölge four corners i.
yatalak hastada statik pozisyon ve sıkışma nedeniyle dolaşım sorunu yaşanabilen bölge pressure point i.
kasabada baltacıların bolca yaşadığı bölge skid road [dialect] i.
ayyaşların takıldığı bölge skid road i.
güneş alan bölge sollar [obsolete] i.
güneşli bölge sollar [obsolete] i.
yaşanabilir bölge habitable zone i.
bilinen bölge familiar territory i.
çorak bölge badland i.
idari bölge beat i.
ekmek ve şarap hazırlığının yapıldığı bölge prothesis i.
başpiskoposun yetkisindeki idari bölge province i.
jeolojik geçmişin her noktada yaklaşık aynı olduğu bölge province i.
karla kaplı bölge snow i.
(almanya'da) sovyet işgaline uğramış bölge soviet zone i.
mutlu ve kutsal bölge sphere i.
new england'da bir bölge squadron [obsolete] i.
(polonya'da) bir bölge yöneticisine kraliyetin verdiği mülk starosty i.
(polonya'da) bir asilzade yönetiminde bulunan bölge starosty i.
(polonya'da) idari bölge yöneten asilzade starost i.
kırsal bölge sticks i.
terk edilmiş bölge street i.
mesleğe özgü bölge street i.
fakir bölge street i.
gelişmemiş bölge street i.
yoksul bölge street i.
sahipsiz bölge street i.
yakın bölge suburb i.
civar bölge suburb i.
bir yöneticinin yetkisi altında bulunan bölge superintendency i.
piskopos yetkisi altındaki bölge superintendency i.
protestan hristiyan bakan sorumluluğunda yer alan bölge superintendency i.
konsil yönetiminde yer alan dini bölge synod i.
(vücutta vb.) bölge region i.
bölge halkı population i.
kırsal bölge countryside i.
sorun yaşanan bölge hot spot i.
ağaçlık bölge hoult [obsolete] i.
kırsal bölge outback [australia/new zealand] i.
önemsiz bölge periphery i.
çatışmalarla dolu bölge hotspot i.
kırsal bölge yerlisi outbacker i.
ıssız bölge outback [australia/new zealand] i.
sınırları belirli bölge pale i.
ikincil bölge periphery i.
belirli yetki alanında bulunan bölge pale i.
önceliksiz bölge periphery i.
yetkilinin/kuruluşun sorumluluğundaki bölge patch i.
maden açısından zengin bölge pay i.
belirli sınır dahilinde kalan bölge pale i.
bölge papazı persona i.
özerk bölge partition i.
imtiyaz sahibi olunan bölge pale i.
uzak bölge faraway i.
afrika kırsal bölge halkı ful i.
kendine bölge arayan ordu swarm i.
kırsal bölge sakini swain i.
(bölge üzerinde) harekat sweep i.
(bölge vb.) tarafsız hale getirmek neutralise f.
şehir/bölge turuna çıkmak go sightseeing f.
kendisine tahsis edilen/verilen alan/bölge içerisinde/dahilinde yaşamak live within one's assigned area f.
tampon bölge oluşturmak establish a buffer zone f.
başka alan koduyla aynı bölge sınırlarına sahip yeni bir alan kodu oluşturmak overlay f.
(bölge veya halkı) roma'nın siyasal, kültürel veya ticari etkisi altına almak romanize f.
(bölge veya halkı) roma'nın siyasal, kültürel veya ticari etkisi altına almak romanise f.
belirli bir bölge dahilinde hareket ettirmek pass f.
haritada gösterilmeyen bölge off the map s.
bölge kilisesine bağlı parochial s.
yasak bölge off limits s.
bataklık bölge ile ilgili paludal s.
vahşi (bölge) rude s.
keşfedilmemiş ya da haritası yapılmamış bölge uncharted s.
bölge dışı exterritorial s.
bazı kentsel özellikler taşıyan bölge semiurban s.