row - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

row

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"row" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 93 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
row i. sıra
row i. dizi
General
row i. sandal gezintisi
row i. tabur
row i. atışma
row i. maraza
row i. şamata
row i. ağız kavgası
row i. arbede
row i. kargaşa
row i. gürültülü kavga
row i. kavga
row i. sıra evler
row i. hır
row i. tartışma
row i. sandal gezisi
row i. sıra evleri olan sokak
row i. kürek çekme
row i. ağız dalaşı
row i. gürültü
row i. çıngar
row i. evlerin hiza çizgisi
row i. sıralı evleri olan sokak
row i. hırgür
row i. patırtı
row i. dizi
row i. sıra
row i. (yün) yumak
row i. (yün) top
row i. (belirli bir iş alanının domine ettiği) sokak
row i. (belirli bir iş alanının domine ettiği) bölge
row i. dikiş çizgisi
row i. halı püskülü
row i. püskül dizisi
row i. halıda bulunan ortalama püskül sayısı
row i. geçiş hakkı
row f. münakaşa etmek
row f. gürültülü bir şekilde kavga etmek
row f. sözlü olarak kavga etmek
row f. sandalla gezdirmek
row f. kürekle donatmak
row f. kıyameti koparmak
row f. kavgaya karışmak
row f. kürek çekmek
row f. kürekle yürütmek
row f. (belirli sayıda kürek ile) donatılmak
row f. sıraya koymak
row f. sarmak
row f. yumak oluşturmak
row f. yumak yapmak
row f. top yapmak
row f. top haline getirmek
row s. saf
Colloquial
row i. ağız dalaşı
row i. gürültü
row i. tartışma
Technical
row i. dizi
row i. sıra
row i. yataç
row f. kürek çekmek
Computer
row i. dizeç
row i. satırlar
row i. sıra satır
row i. satır
Marine
row i. (kayıkta) kürek değişimi
row i. kürek çekme
row f. kürek çekmek
Medical
row i. dizi
row i. satır
Math
row i. satır
row i. satır dizisi
row i. yatay lineer sayı, miktar veya terim dizisi
Chemistry
row i. satır
Agriculture
row i. ekili bitki dizisi
Sport
row f. yarış ekibinde yer almak
row f. kürek yarışında yer almak
row f. kürek çekerek ilerlemek
row f. kürek çeker gibi gitmek
row f. (kürek yarışına) katılmak
row f. (kürek yarışında) rakibi olmak
row f. (kürek yarışında) karşı takımda yarışmak
row f. takımda kürek çekmek
Weight Lifting
row i. kolların arkaya doğru çekilmesi ile gerçekleştirilen bir egzersiz
Chess
row i. (satranç tahtasında) kare dizilimi
Theatre
row i. yan yana seyirci koltukları
Archaic
row i. homojen grup
row i. sınıf
row i. kategori
row i. set
row f. zorla ilerlemek
row f. uğraşmak
row f. saldırıya uğramak
row f. hırpalamak

"row" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
row crop i. çapa ürünü
row housing i. bitişik düzen
row houses i. sıraevler
death row i. ölüm hücresi
five in a row i. beşi bir arada
first row i. birinci sıra
tough row to hoe i. çetin ceviz
hard row to hoe i. çetin ceviz
row-crop tractor i. çapa traktörü
row house i. şehir evi
row pitch i. satır aralığı
front row i. ön sıra
row z i. (gösteri salonunda/stadyumda) en arkadaki/üstteki sıra
frow (front row) i. defileleri izlemek için ön sırada bulunan en prestijli ve arzu edilen koltukların bulunduğu alan
back row i. arka sıra
back row i. rugby'de iki takımın sekiz oyuncusunun birbirine kenetlenmesi sırasında arka bölümdeki uç oyuncuları
tow-row i. patırtı
tow-row i. gürültü
christcross-row i. alfabe
row [obsolete] i. ölçülü mısra
have a row f. ağız dalaşı yapmak
make a row f. çıngar çıkarmak
row against the tide f. akıntıya karşı kürek çekmek
kick up a row f. patırtı çıkarmak
row against the tide f. güçlüklere karşı çabalamak
kick up a row f. hır çıkarmak
kick up a row f. karışıklık çıkarmak
raise a hell of a row f. kızılca kıyameti koparmak
kick up a row f. çıngar çıkarmak
have a row with f. atışmak
kick up a row f. kıyameti koparmak
have a row f. tartışmak
arrange in a row f. dizmek
have a row with f. kavga etmek
arrange in a row f. dizilemek
kick up a row f. gürültü çıkarmak
have a row f. ağız kavgası etmek
have a row with f. tartışmak
make a row f. kıyameti koparmak
kick up a row f. ortalığı birbirine katmak
kick up a row f. gürültü yapmak
kick up a row (about something) f. mesele çıkarmak
kick up a row (about something) f. kavga çıkarmak
kick up a row f. kavga çıkarmak
kick up a row f. yeri göğü inletmek
row a boat f. kürek ile yürütmek (sandalı vb)
win five games in a row f. peş peşe beş maç kazanmak
win five games in a row f. arka arkaya beş maç kazanmak
be champion three years in a row f. üç sene üst üste şampiyon olmak
tow-row f. gürültü yapmak
tow-row f. patırtı çıkarmak
in the row state s. sıralı
in the row state s. bir sırada
row upon row s. bir sürü
inter-row s. diziler arası
inter-row s. sıralar arası
row upon row zf. alay alay
two in a row zf. ikisi bir arada
twice in a row zf. art arda iki kez
in a row zf. art arda
two years in a row zf. iki sene üst üste
two years in a row zf. iki yıl üst üste
two years in a row zf. iki yıl arka arkaya
four years in a row zf. dört yıl üst üste
in a row zf. ardı ardına
in a row zf. üst üste
those on the back row zm. arka sıradakiler
a good row clears the air expr. iyi bir kavga havayı yumuşatır.
Phrasals
row over f. kürek yarışında rakibini geçip yarışı kazanmak
row over f. kürek çekerek geçip gitmek
row back [uk] f. kararını geri çekmek
row back [uk] f. tutumunu tam tersine çevirmek
row back [uk] f. fikrini aksi yönde değiştirmek
row back [uk] f. sözünü geri almak
row out to (something or some place) f. kayıkla (bir şeye/yere) ulaşmak
row out to (something or some place) f. kayıkla (bir şeye/yere) gitmek
row out to (something or some place) f. kayıkla (bir şeye/yere) ulaştırmak
row out to (something or some place) f. kayıkla (bir şeye/yere) götürmek
row out to (something or some place) f. kayıkla (bir şeye/yere) taşımak
row out to (something or some place) f. kayıkla (bir şeye/yere) teslim etmek
row out to (something or some place) f. kayıkla (bir şeye/yere) sevk etmek
row (someone or something) out to something f. (birini/bir şeyi) kayıkla bir yere götürmek
row (someone or something) out to something f. (birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan alıp bir yere götürmek
row (someone or something) out to something f. (birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan uzak bir yere götürmek
row (someone or something) out to something f. (birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan açıktaki bir yere götürmek
row out to f. kayıkla (bir şeye/yere) ulaşmak
row out to f. kayıkla (bir şeye/yere) gitmek
row out to f. kayıkla (bir şeye/yere) ulaştırmak
row out to f. kayıkla (bir şeye/yere) götürmek
row out to f. kayıkla (bir şeye/yere) taşımak
row out to f. kayıkla (bir şeye/yere) teslim etmek
row out to f. kayıkla (bir şeye/yere) sevk etmek
Phrases
on the front row expr. ön sırada
at the front row expr. ön sırada
row after row expr. sıra sıra
Colloquial
skid-row bum i. ipsiz sapsız
skid-row bum i. evsiz barksız
skid-row bum i. yersiz yurtsuz
skid-row bum i. derbeder
skid-row bum i. berduş
skid-row bum i. başıboş
skid-row bum i. serseri
skid-row bum i. evsiz
skid-row bum i. dilenci
skid-row bum i. ipi kırık
skid-row bum i. ipsiz
skid-row bum i. it kopuk
skid-row bum i. alkolik
skid-row bum i. müptela
skid-row bum i. sefil
skid-row bum i. bağımlı
skid-row bum i. ayyaş
skid-row bum i. düşkün
skid-row bum i. beş parasız
skid-row bum i. meteliksiz
skid-row bum i. sefalet/yoksulluk içinde kimse
a row of beans i. önemsiz, değersiz, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
a row of beans i. incir çekirdeğini doldurmayacak önemde
a row of beans i. beş para etmez
be in the back row f. arka sırada olmak
get into a row f. birbirine girmek
three years in a row expr. üç yıl üst üste
three years in a row expr. üç sene üst üste
three years in a row expr. üç sene arka arkaya
three years in a row expr. üç yıl arka arkaya
Idioms
a long row to hoe i. zorlu bir süreç
hard row to hoe i. çetin ceviz
tough row to hoe i. çetin ceviz
a tough row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a hard/tough row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a hard row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a hard/tough row to hoe i. zor/güç durum
hard row to hoe i. zor görev
tough row to hoe i. zor görev
skid row i. ucuz meyhanelerin/birahanelerin bulunduğu bölge
skid row i. serserilerin/ayyaşların takıldığı bölge
skid row i. fakir bölge
a hard row to hoe i. zor görev
a hard row to hoe i. zor iş
a hard row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a tough row to hoe i. zor görev
a tough row to hoe i. zor iş
a tough row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a row of beans i. önemsiz/değersiz/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
a row of beans i. beş para etmez şey
a long row to hoe i. zor bir iş
a long row to hoe i. meşakkatli bir iş/süreç
a long row to hoe i. başa çıkması güç bir durum/iş/süreç
a tough row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a tough row to hoe i. başarması zor iş
a tough row to hoe i. halledilmesi güç iş
a tough row to hoe i. yapılması zor iş
a tough row to hoe i. izlenmesi zor bir yol
a hard row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a hard row to hoe i. başarması zor iş
a hard row to hoe i. halledilmesi güç iş
a hard row to hoe i. yapılması zor iş
a hard row to hoe i. izlenmesi zor bir yol
a long row to hoe i. üstesinden gelinmesi zor durum
a long row to hoe i. başarması zor iş
a long row to hoe i. halledilmesi güç iş
a long row to hoe i. yapılması zor iş
a long row to hoe i. izlenmesi zor bir yol
a row to hoe i. gerçekleştirilmesi gereken görev
a row to hoe i. yerine getirilmesi gereken sorumluluk
hoe one's row f. kendi payına düşeni yapmak
be caught up in a row with f. arası açılmak
be caught up in a row with f. bozuşmak
row in the same boat f. bir kazanda kaynamak
have a row with someone about something f. birisiyle bir konu hakkında tartışmak
get one's ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
have one's ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
kick up a row f. hır çıkarmak
kick up a fuss/row/stink f. hır çıkarmak
get one's ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
have one's ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
have one's ducks in a row f. işleri nizam içinde yürütmek
get one's ducks in a row f. işleri düzenlemek
have one's ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get one's ducks in a row f. işleri nizam içinde yürütmek
have ducks in a row f. işleri muntazamca yapmak
have one's ducks in a row f. işleri muntazamca yapmak
have one's ducks in a row f. işleri düzenlemek
have ducks in a row f. işleri nizam içinde yürütmek
get one's ducks in a row f. işini yoluna koymak
have ducks in a row f. işleri düzenlemek
get one's ducks in a row f. işleri muntazamca yapmak
get one's ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
kick up a row f. mesele çıkarmak
hoe one's own row f. kendi işine bakmak
kick up a row f. kavga çıkarmak
kick up a fuss/row/stink f. olay çıkarmak
kick up a row f. kıyameti koparmak
kick up a row f. olay çıkarmak
be caught up in a row with f. külahları değişmek
be caught up in a row with f. kavga etmek
kick up a fuss/row/stink f. kıyameti koparmak
kick up a row f. rahatsızlık yaratmak
kick up a row f. sorun çıkarmak
be caught up in a row with f. tartışmak
get all one's ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
get all one's ducks in a row f. her şeyi düzene/sıraya koymak
get all one's ducks in a row f. işlerini muntazamca yapmak
get all one's ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get all one's ducks in a row f. işlerini düzenlemek
get all one's ducks in a row f. tamamen hazır ve organize olmak
get all one's ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
have all one's ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
have all one's ducks in a row f. her şeyi düzene/sıraya koymak
have all one's ducks in a row f. işlerini muntazamca yapmak
have all one's ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
have all one's ducks in a row f. işlerini düzenlemek
have all one's ducks in a row f. tamamen hazır ve organize olmak
have all one's ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
get all (of) (one's) ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
get all (of) (one's) ducks in a row f. her şeyi düzene/sıraya koymak
get all (of) (one's) ducks in a row f. işlerini muntazamca yapmak
get all (of) (one's) ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get all (of) (one's) ducks in a row f. işlerini düzenlemek
get all (of) (one's) ducks in a row f. tamamen hazır ve organize olmak
get all (of) (one's) ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
get all one's ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
get all one's ducks in a row f. her şeyi düzene/sıraya koymak
get all one's ducks in a row f. işlerini muntazamca yapmak
get all one's ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get all one's ducks in a row f. işlerini düzenlemek
get all one's ducks in a row f. tamamen hazır ve organize olmak
get all one's ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
have all one's ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
have all one's ducks in a row f. her şeyi düzene/sıraya koymak
have all one's ducks in a row f. işlerini muntazamca yapmak
have all one's ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
have all one's ducks in a row f. işlerini düzenlemek
have all one's ducks in a row f. tamamen hazır ve organize olmak
have all one's ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
get all (of) (one's) ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
get all (of) (one's) ducks in a row f. her şeyi düzene/sıraya koymak
get all (of) (one's) ducks in a row f. işlerini muntazamca yapmak
get all (of) (one's) ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get all (of) (one's) ducks in a row f. işlerini düzenlemek
get all (of) (one's) ducks in a row f. tamamen hazır ve organize olmak
get all (of) (one's) ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
get (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) hazırlıklarını tamamlamak
get (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işlerini yoluna koymak
get (all) your ducks in a row [us] f. (her şeyi) düzene/sıraya koymak
get (all) your ducks in a row [us] f. (tamamen) hazır ve organize olmak
have (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) hazırlıklarını tamamlamak
have (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işlerini yoluna koymak
have (all) your ducks in a row [us] f. (her şeyi) düzene/sıraya koymak
have (all) your ducks in a row [us] f. (tamamen) hazır ve organize olmak
get ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
get ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
get ducks in a row f. işleri düzenlemek
get ducks in a row f. işleri muntazamca yapmak
get ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get ducks in a row f. işini yoluna koymak
get ducks in a row f. işleri nizam içinde yürütmek
get your ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
get your ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
get your ducks in a row f. işleri muntazamca yapmak
get your ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get your ducks in a row f. işini yoluna koymak
get your ducks in a row f. işleri düzenlemek
get your ducks in a row f. işleri nizam içinde yürütmek
have your ducks in a row [us] f. deveyi düze çıkarmak
have your ducks in a row [us] f. hazırlıklarını tamamlamak
have your ducks in a row [us] f. işleri muntazamca yapmak
have your ducks in a row [us] f. işlerini yoluna koymak
have your ducks in a row [us] f. işini yoluna koymak
have your ducks in a row [us] f. işleri düzenlemek
have your ducks in a row [us] f. işleri nizam içinde yürütmek
get/have your ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
get/have your ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
get/have your ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
get/have your ducks in a row f. işleri muntazamca yapmak
get/have your ducks in a row f. işleri düzenlemek
get/have your ducks in a row f. işleri nizam içinde yürütmek
get/have (all) your ducks in a row [us] f. deveyi düze çıkarmak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. hazırlıklarını tamamlamak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işlerini yoluna koymak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işleri muntazamca yapmak
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işleri düzenlemek
get/have (all) your ducks in a row [us] f. işleri nizam içinde yürütmek
have (all) your ducks in a row [us] f. deveyi düze çıkarmak
have (all) your ducks in a row [us] f. işleri muntazamca yapmak
have (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işleri düzenlemek
get (all) your ducks in a row [us] f. deveyi düze çıkarmak
get (all) your ducks in a row [us] f. işleri muntazamca yapmak
get (all) your ducks in a row [us] f. (bütün) işleri düzenlemek
have all (of) (one's) ducks in a row f. deveyi düze çıkarmak
have all (of) (one's) ducks in a row f. hazırlıklarını tamamlamak
have all (of) (one's) ducks in a row f. işlerini yoluna koymak
have all (of) (one's) ducks in a row f. işleri muntazamca yapmak
have all (of) (one's) ducks in a row f. işleri düzenlemek
have all (of) (one's) ducks in a row f. işleri nizam içinde yürütmek
have all (of) (one's) ducks in a row f. her şeyi düzene/sıraya koymak
have all (of) (one's) ducks in a row f. tamamen hazır ve organize olmak
hoe own row f. kendi işine bakmak
on skid row expr. fakirlik içinde
on skid row expr. yoksulluk içinde
on skid row expr. sefillik içinde
on skid row expr. sefalet içinde
on skid row [us] expr. varoşta
on skid row [us] expr. şehrin batak bölgelerinde
on skid row [us] expr. şehrin yoksul bölgelerinde
on skid row [us] expr. her şeyini kaybetmiş
on skid row [us] expr. her şeyini yitirmiş
on skid row [us] expr. kaybedecek bir şeyi kalmamış
on skid row [us] expr. evsiz barksız kalmış
on skid row [us] expr. sefil olmuş
on skid row [us] expr. beş parasız kalmış
on skid row [us] expr. meteliksiz kalmış
on skid row [us] expr. sahip olduğu her şeyi kaybetmiş
on skid row [us] expr. sefalet/yoksulluk içinde
on skid row [us] expr. sersefil olmuş
Law
death row inmates i. idam mahkumları
Politics
deepening political row i. Derinleşen Politik Anlaşmazlık
diplomatic row i. diplomatik anlaşmazlık
Technical
one row of sliver cans i. band hazırlama
single row self-aligning roller bearing i. bir sıra oynak makaralı rulmanlı yatak
single row self-aligning roller bearing i. bir sıra oynak makaralı rulman
double row labyrinth seal i. çift sıra labirent keçe
double-row radial engine i. çift sıra radyal motor
double row i. çift sıra
double row ball bearing i. çift sıra bilyalı yatak
double row bearings i. çift sıralı rulmanlı yataklar
double-row ball bearing i. çift sıralı bilyalı yatak
rotating blade row i. hareketli kanat kademesi
moving blade row i. hareketli kanat kademesi
double row-self aligning ball bearings i. iki/çift sıralı, kendinden hizalı bilyalı yataklar
two-row velocity stage i. iki sıralı hız kademesi
double row-self aligning ball bearings i. iki sıra bilyalı oynak yataklar
binary row i. ikili satın
row binary i. ikili sayı sırası
blade row i. kanat sırası
blade row i. kanat kademesi
card row i. kart satırı
pile row i. kazık sırası
row of spikes i. kirpiparmaklık
row of piles i. kazık sırası
row of struts i. payanda sırası
row matrix i. satır matris
row rank i. satır kertesi
row parity check i. satır boyu eşlik denetimi
stationary blade row i. sabit kanat sırası
binary row i. satır delgili kart
row pitch i. satır aralığı
single row connector with non-removable ribbon cable contact i. sabit şerit kablo kontaklı tek sıralı konektör
row-stone i. sıra taşlı (kuyumculuk)
row spacing i. sıra arası
inter-row mowing unit i. sıra-arası çayır biçme ünitesi
split row planter i. sıralı mibzer
single-row turbine i. tek basamaklı türbin
single-row velocity stage i. tek basamaklı hız kademesi
single row grouting i. tek sıralı enjeksiyon
single row ball bearing i. tek sıralı bilyalı yatak
reversing blade row i. yönlendirme kademesi
double row s. çift sıralı
double-row s. çift sıra
multi-row s. çok sıralı
single-row s. tek sıralı
Computer
bottom row i. alt satır
header row i. başlık satırı var
crl row id i. crl satır kimliği
variable-size row matrix i. değişken boyutlu satır dizeyi
matrix row spacing i. dizey satır aralaması
minimum row height i. en az satır yüksekliği
equal row heights i. eşit satır yükseklikleri
row binary i. ikili sayı sırası
binary row i. ikili satırı
first row i. ilk satır
card row i. kart satırı
row-level locking i. kayıt seviyesinde kilitleme
macro row i. makro satırı
previous row i. önceki satır
row height i. satır yüksekliği
row height i. satır yüksekliği
row boundary i. satır sınırı
row height i. satır yükseklik
row height rule i. satır yüksekliği kuralı
row by row i. satır satır
binary row i. satır delgili kart
row grand total i. satır genel toplamı
row header i. satır başlığı
start of row i. satır başlangıcı
row range i. satır aralığı
error in row i. satırda hata
row direction i. satır yönü
row height i. satır yüksekliği
end of row mark i. satır sonu imi
row heading i. satır başlığı
end of row i. satır sonu
row height i. satır genişliği
row properties i. satır özellikleri
row input cell i. satır girdi hücresi
row pitch i. satır aralığı
row width i. satır genişliği
row area i. satır alanı
row limit i. satır sınırı
row headers i. satır başlıkları
row column i. satır sütun
row spacing i. satır aralığı
row source type i. satır kaynak türü
fields per row i. satır başına düşen alan
row auto-insert i. satır otomatik ekleme
delete row i. satır silmeyi
row insert i. satır ekleme
row labels i. satır etiketleri
row truncation i. satır kesilmesi
number across row i. satırdaki sayı
row & column headings i. satır ve sütun başlıkları
row drop area i. satır bırakma alanı
row type i. satır türü
row and column headers i. satır sütun başlıkları
row input cell i. satır giriş hücresi
row source i. satır kaynağı
row and column headings i. satır ve sütun başlıkları
error in row i. satırında hata
row differences i. satır farklılıkları
row totals i. satır toplamları
row alignment i. satır hizalama
next row i. sonraki satır
last row i. son satır
column row i. sütun satır
odd row stripes i. tek numaralı satır şeritleri
entire row i. tüm satır
entire row i. tüm satırı
table row i. tablo satırı
start import at row i. veri alma başlangıç satırı
top row i. üst satır
field names in header row i. üstbilgi satırındaki alan adları
header row i. üstbilgi satırı
new row or col i. yeni satır veya sütun
multi row s. çok satırlı
omit row name if same expr. aynı ise satır adını gözardı et
insert paste row expr. araya satır yapıştır
omit row name if same row expr. aynı satırsa satır adını geç
no header row expr. başlık satırı yok
multiple cell row expr. çok hücreli satır
first row contains field names expr. ilk satır alan adları içerir
first row contains expr. ilk satır içeriği
categories x values in first row expr. kategoriler x değeri ilk satırda
row headings expr. satır başlıkları olarak
add row field expr. satır alanı ekle
print row & column headings expr. satır ve sütun başlıklarını bas
exclude row expr. satır dışla
include row expr. satır içer
row height must be between 0 and 409 expr. satır yüksekliği 0 ile 409 arasında olmalıdır
row for expr. satır için
display row expr. sıra görüntüle
by row expr. satıra göre
series names y labels in first row expr. seri adları y etiketleri ilk satırda
print row and column headings expr. satır ve sütun başlıklarını bas
add row expr. satır ekle
select row expr. satır seç
delete row expr. satır sil
series names in first row expr. seri adları ilk satırda
exclude row/col expr. satır/sütun dışla
include row/col expr. satır/sütun içer
move to row expr. satıra taşı
hide row expr. satır gizle
use row and column names expr. satır ve sütun adlarını kullan
exclude row expr. satırı dışla
delete entire row expr. tüm satırı sil
no header row expr. üstbilgi satırı yok
deal next row expr. yeni sırayı dağıt
header row expr. üstbilgi satırı var
Informatics
row rank i. matrisin satır kertesi
row matrix i. satır matris
Textile
double row i. çift dizi
single row i. tek dizi
Architecture
row house i. sıra ev
row house i. (tek tip mimari yapıya sahip) ev dizisi
row house i. en az bir duvarı yan bina ile bitişik ev
Construction
row of spikes i. duvar kirpisi
column row i. kolon sırası
row houses i. sıraevler
row of bricks i. tuğla sırası
Automotive
multi-row chain i. çok sıralı zincir
additional row seat belts i. ilave koltuk sırası için emniyet kemeri
second row seat belts i. ikinci sıra koltuk emniyet kemerleri
rear row of seats i. sıra tipi arka koltuklar
Mining
row of holes i. delik dizisi
prop row i. direk dizisi
Medical
multi-detector row ct angiography i. çok detektör sıralı bt anjiyografi
multidetector row ct pulmonary angiography i. multi detektör bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiografi
proximal row carpectomy i. proksimal sıra karpektomi
single-detector row ct angiography i. tek detektör sıralı bt anjiyografi
Math
row matrix i. satır matrisi
row rank i. satır rankı
row vector i. satır vektörü
row space i. satır uzayı
elementary row operations i. yalın dizeç işlemleri
elementary row operations i. yalın satır işlemleri
Geometry
row of points i. nokta dizisi
row of points i. sıralı noktalar
Agriculture
row crop i. çapa ürünü
row crop tractor i. çapa traktörü
narrow row planting i. dar sıra ekim
row irrigation i. karık usulü sulama