Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
row
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"row"
in Turkish English Dictionary : 93 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
row
n.
sıra
2
Common Usage
row
n.
dizi
General
3
General
row
n.
sandal gezintisi
4
General
row
n.
tabur
5
General
row
n.
atışma
6
General
row
n.
maraza
7
General
row
n.
şamata
8
General
row
n.
ağız kavgası
9
General
row
n.
arbede
10
General
row
n.
kargaşa
11
General
row
n.
gürültülü kavga
12
General
row
n.
kavga
13
General
row
n.
sıra evler
14
General
row
n.
hır
15
General
row
n.
tartışma
16
General
row
n.
sandal gezisi
17
General
row
n.
sıra evleri olan sokak
18
General
row
n.
kürek çekme
19
General
row
n.
ağız dalaşı
20
General
row
n.
gürültü
21
General
row
n.
çıngar
22
General
row
n.
evlerin hiza çizgisi
23
General
row
n.
sıralı evleri olan sokak
24
General
row
n.
hırgür
25
General
row
n.
patırtı
26
General
row
n.
dizi
27
General
row
n.
sıra
28
General
row
n.
(yün) yumak
29
General
row
n.
(yün) top
30
General
row
n.
(belirli bir iş alanının domine ettiği) sokak
31
General
row
n.
(belirli bir iş alanının domine ettiği) bölge
32
General
row
n.
dikiş çizgisi
33
General
row
n.
halı püskülü
34
General
row
n.
püskül dizisi
35
General
row
n.
halıda bulunan ortalama püskül sayısı
36
General
row
n.
geçiş hakkı
37
General
row
v.
münakaşa etmek
38
General
row
v.
gürültülü bir şekilde kavga etmek
39
General
row
v.
sözlü olarak kavga etmek
40
General
row
v.
sandalla gezdirmek
41
General
row
v.
kürekle donatmak
42
General
row
v.
kıyameti koparmak
43
General
row
v.
kavgaya karışmak
44
General
row
v.
kürek çekmek
45
General
row
v.
kürekle yürütmek
46
General
row
v.
(belirli sayıda kürek ile) donatılmak
47
General
row
v.
sıraya koymak
48
General
row
v.
sarmak
49
General
row
v.
yumak oluşturmak
50
General
row
v.
yumak yapmak
51
General
row
v.
top yapmak
52
General
row
v.
top haline getirmek
53
General
row
adj.
saf
Colloquial
54
Colloquial
row
n.
ağız dalaşı
55
Colloquial
row
n.
gürültü
56
Colloquial
row
n.
tartışma
Technical
57
Technical
row
n.
dizi
58
Technical
row
n.
sıra
59
Technical
row
n.
yataç
60
Technical
row
v.
kürek çekmek
Computer
61
Computer
row
n.
dizeç
62
Computer
row
n.
satırlar
63
Computer
row
n.
sıra satır
64
Computer
row
n.
satır
Marine
65
Marine
row
n.
(kayıkta) kürek değişimi
66
Marine
row
n.
kürek çekme
67
Marine
row
v.
kürek çekmek
Medical
68
Medical
row
n.
dizi
69
Medical
row
n.
satır
Math
70
Math
row
n.
satır
71
Math
row
n.
satır dizisi
72
Math
row
n.
yatay lineer sayı, miktar veya terim dizisi
Chemistry
73
Chemistry
row
n.
satır
Agriculture
74
Agriculture
row
n.
ekili bitki dizisi
Sport
75
Sport
row
v.
yarış ekibinde yer almak
76
Sport
row
v.
kürek yarışında yer almak
77
Sport
row
v.
kürek çekerek ilerlemek
78
Sport
row
v.
kürek çeker gibi gitmek
79
Sport
row
v.
(kürek yarışına) katılmak
80
Sport
row
v.
(kürek yarışında) rakibi olmak
81
Sport
row
v.
(kürek yarışında) karşı takımda yarışmak
82
Sport
row
v.
takımda kürek çekmek
Weight Lifting
83
Weight Lifting
row
n.
kolların arkaya doğru çekilmesi ile gerçekleştirilen bir egzersiz
Chess
84
Chess
row
n.
(satranç tahtasında) kare dizilimi
Theatre
85
Theatre
row
n.
yan yana seyirci koltukları
Archaic
86
Archaic
row
n.
homojen grup
87
Archaic
row
n.
sınıf
88
Archaic
row
n.
kategori
89
Archaic
row
n.
set
90
Archaic
row
v.
zorla ilerlemek
91
Archaic
row
v.
uğraşmak
92
Archaic
row
v.
saldırıya uğramak
93
Archaic
row
v.
hırpalamak
Meanings of
"row"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
row crop
n.
çapa ürünü
2
General
row housing
n.
bitişik düzen
3
General
row houses
n.
sıraevler
4
General
death row
n.
ölüm hücresi
5
General
five in a row
n.
beşi bir arada
6
General
first row
n.
birinci sıra
7
General
tough row to hoe
n.
çetin ceviz
8
General
hard row to hoe
n.
çetin ceviz
9
General
row-crop tractor
n.
çapa traktörü
10
General
row house
n.
şehir evi
11
General
row pitch
n.
satır aralığı
12
General
front row
n.
ön sıra
13
General
row z
n.
(gösteri salonunda/stadyumda) en arkadaki/üstteki sıra
14
General
frow (front row)
n.
defileleri izlemek için ön sırada bulunan en prestijli ve arzu edilen koltukların bulunduğu alan
15
General
back row
n.
arka sıra
16
General
back row
n.
rugby'de iki takımın sekiz oyuncusunun birbirine kenetlenmesi sırasında arka bölümdeki uç oyuncuları
17
General
tow-row
n.
patırtı
18
General
tow-row
n.
gürültü
19
General
christcross-row
n.
alfabe
20
General
row [obsolete]
n.
ölçülü mısra
21
General
have a row
v.
ağız dalaşı yapmak
22
General
make a row
v.
çıngar çıkarmak
23
General
row against the tide
v.
akıntıya karşı kürek çekmek
24
General
kick up a row
v.
patırtı çıkarmak
25
General
row against the tide
v.
güçlüklere karşı çabalamak
26
General
kick up a row
v.
hır çıkarmak
27
General
kick up a row
v.
karışıklık çıkarmak
28
General
raise a hell of a row
v.
kızılca kıyameti koparmak
29
General
kick up a row
v.
çıngar çıkarmak
30
General
have a row with
v.
atışmak
31
General
kick up a row
v.
kıyameti koparmak
32
General
have a row
v.
tartışmak
33
General
arrange in a row
v.
dizmek
34
General
have a row with
v.
kavga etmek
35
General
arrange in a row
v.
dizilemek
36
General
kick up a row
v.
gürültü çıkarmak
37
General
have a row
v.
ağız kavgası etmek
38
General
have a row with
v.
tartışmak
39
General
make a row
v.
kıyameti koparmak
40
General
kick up a row
v.
ortalığı birbirine katmak
41
General
kick up a row
v.
gürültü yapmak
42
General
kick up a row (about something)
v.
mesele çıkarmak
43
General
kick up a row (about something)
v.
kavga çıkarmak
44
General
kick up a row
v.
kavga çıkarmak
45
General
kick up a row
v.
yeri göğü inletmek
46
General
row a boat
v.
kürek ile yürütmek (sandalı vb)
47
General
win five games in a row
v.
peş peşe beş maç kazanmak
48
General
win five games in a row
v.
arka arkaya beş maç kazanmak
49
General
be champion three years in a row
v.
üç sene üst üste şampiyon olmak
50
General
tow-row
v.
gürültü yapmak
51
General
tow-row
v.
patırtı çıkarmak
52
General
in the row state
adj.
sıralı
53
General
in the row state
adj.
bir sırada
54
General
row upon row
adj.
bir sürü
55
General
inter-row
adj.
diziler arası
56
General
inter-row
adj.
sıralar arası
57
General
row upon row
adv.
alay alay
58
General
two in a row
adv.
ikisi bir arada
59
General
twice in a row
adv.
art arda iki kez
60
General
in a row
adv.
art arda
61
General
two years in a row
adv.
iki sene üst üste
62
General
two years in a row
adv.
iki yıl üst üste
63
General
two years in a row
adv.
iki yıl arka arkaya
64
General
four years in a row
adv.
dört yıl üst üste
65
General
in a row
adv.
ardı ardına
66
General
in a row
adv.
üst üste
67
General
those on the back row
pron.
arka sıradakiler
68
General
a good row clears the air
expr.
iyi bir kavga havayı yumuşatır.
Phrasals
69
Phrasals
row over
v.
kürek yarışında rakibini geçip yarışı kazanmak
70
Phrasals
row over
v.
kürek çekerek geçip gitmek
71
Phrasals
row back [uk]
v.
kararını geri çekmek
72
Phrasals
row back [uk]
v.
tutumunu tam tersine çevirmek
73
Phrasals
row back [uk]
v.
fikrini aksi yönde değiştirmek
74
Phrasals
row back [uk]
v.
sözünü geri almak
75
Phrasals
row out to (something or some place)
v.
kayıkla (bir şeye/yere) ulaşmak
76
Phrasals
row out to (something or some place)
v.
kayıkla (bir şeye/yere) gitmek
77
Phrasals
row out to (something or some place)
v.
kayıkla (bir şeye/yere) ulaştırmak
78
Phrasals
row out to (something or some place)
v.
kayıkla (bir şeye/yere) götürmek
79
Phrasals
row out to (something or some place)
v.
kayıkla (bir şeye/yere) taşımak
80
Phrasals
row out to (something or some place)
v.
kayıkla (bir şeye/yere) teslim etmek
81
Phrasals
row out to (something or some place)
v.
kayıkla (bir şeye/yere) sevk etmek
82
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla bir yere götürmek
83
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan alıp bir yere götürmek
84
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan uzak bir yere götürmek
85
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan açıktaki bir yere götürmek
86
Phrasals
row out to
v.
kayıkla (bir şeye/yere) ulaşmak
87
Phrasals
row out to
v.
kayıkla (bir şeye/yere) gitmek
88
Phrasals
row out to
v.
kayıkla (bir şeye/yere) ulaştırmak
89
Phrasals
row out to
v.
kayıkla (bir şeye/yere) götürmek
90
Phrasals
row out to
v.
kayıkla (bir şeye/yere) taşımak
91
Phrasals
row out to
v.
kayıkla (bir şeye/yere) teslim etmek
92
Phrasals
row out to
v.
kayıkla (bir şeye/yere) sevk etmek
Phrases
93
Phrases
on the front row
expr.
ön sırada
94
Phrases
at the front row
expr.
ön sırada
95
Phrases
row after row
expr.
sıra sıra
Colloquial
96
Colloquial
skid-row bum
n.
ipsiz sapsız
97
Colloquial
skid-row bum
n.
evsiz barksız
98
Colloquial
skid-row bum
n.
yersiz yurtsuz
99
Colloquial
skid-row bum
n.
derbeder
100
Colloquial
skid-row bum
n.
berduş
101
Colloquial
skid-row bum
n.
başıboş
102
Colloquial
skid-row bum
n.
serseri
103
Colloquial
skid-row bum
n.
evsiz
104
Colloquial
skid-row bum
n.
dilenci
105
Colloquial
skid-row bum
n.
ipi kırık
106
Colloquial
skid-row bum
n.
ipsiz
107
Colloquial
skid-row bum
n.
it kopuk
108
Colloquial
skid-row bum
n.
alkolik
109
Colloquial
skid-row bum
n.
müptela
110
Colloquial
skid-row bum
n.
sefil
111
Colloquial
skid-row bum
n.
bağımlı
112
Colloquial
skid-row bum
n.
ayyaş
113
Colloquial
skid-row bum
n.
düşkün
114
Colloquial
skid-row bum
n.
beş parasız
115
Colloquial
skid-row bum
n.
meteliksiz
116
Colloquial
skid-row bum
n.
sefalet/yoksulluk içinde kimse
117
Colloquial
a row of beans
n.
önemsiz, değersiz, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
118
Colloquial
a row of beans
n.
incir çekirdeğini doldurmayacak önemde
119
Colloquial
a row of beans
n.
beş para etmez
120
Colloquial
be in the back row
v.
arka sırada olmak
121
Colloquial
get into a row
v.
birbirine girmek
122
Colloquial
three years in a row
expr.
üç yıl üst üste
123
Colloquial
three years in a row
expr.
üç sene üst üste
124
Colloquial
three years in a row
expr.
üç sene arka arkaya
125
Colloquial
three years in a row
expr.
üç yıl arka arkaya
Idioms
126
Idioms
a long row to hoe
n.
zorlu bir süreç
127
Idioms
hard row to hoe
n.
çetin ceviz
128
Idioms
tough row to hoe
n.
çetin ceviz
129
Idioms
a tough row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
130
Idioms
a hard/tough row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
131
Idioms
a hard row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
132
Idioms
a hard/tough row to hoe
n.
zor/güç durum
133
Idioms
hard row to hoe
n.
zor görev
134
Idioms
tough row to hoe
n.
zor görev
135
Idioms
skid row
n.
ucuz meyhanelerin/birahanelerin bulunduğu bölge
136
Idioms
skid row
n.
serserilerin/ayyaşların takıldığı bölge
137
Idioms
skid row
n.
fakir bölge
138
Idioms
a hard row to hoe
n.
zor görev
139
Idioms
a hard row to hoe
n.
zor iş
140
Idioms
a hard row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
141
Idioms
a tough row to hoe
n.
zor görev
142
Idioms
a tough row to hoe
n.
zor iş
143
Idioms
a tough row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
144
Idioms
a row of beans
n.
önemsiz/değersiz/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey
145
Idioms
a row of beans
n.
beş para etmez şey
146
Idioms
a long row to hoe
n.
zor bir iş
147
Idioms
a long row to hoe
n.
meşakkatli bir iş/süreç
148
Idioms
a long row to hoe
n.
başa çıkması güç bir durum/iş/süreç
149
Idioms
a tough row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
150
Idioms
a tough row to hoe
n.
başarması zor iş
151
Idioms
a tough row to hoe
n.
halledilmesi güç iş
152
Idioms
a tough row to hoe
n.
yapılması zor iş
153
Idioms
a tough row to hoe
n.
izlenmesi zor bir yol
154
Idioms
a hard row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
155
Idioms
a hard row to hoe
n.
başarması zor iş
156
Idioms
a hard row to hoe
n.
halledilmesi güç iş
157
Idioms
a hard row to hoe
n.
yapılması zor iş
158
Idioms
a hard row to hoe
n.
izlenmesi zor bir yol
159
Idioms
a long row to hoe
n.
üstesinden gelinmesi zor durum
160
Idioms
a long row to hoe
n.
başarması zor iş
161
Idioms
a long row to hoe
n.
halledilmesi güç iş
162
Idioms
a long row to hoe
n.
yapılması zor iş
163
Idioms
a long row to hoe
n.
izlenmesi zor bir yol
164
Idioms
a row to hoe
n.
gerçekleştirilmesi gereken görev
165
Idioms
a row to hoe
n.
yerine getirilmesi gereken sorumluluk
166
Idioms
hoe one's row
v.
kendi payına düşeni yapmak
167
Idioms
be caught up in a row with
v.
arası açılmak
168
Idioms
be caught up in a row with
v.
bozuşmak
169
Idioms
row in the same boat
v.
bir kazanda kaynamak
170
Idioms
have a row with someone about something
v.
birisiyle bir konu hakkında tartışmak
171
Idioms
get one's ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
172
Idioms
have one's ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
173
Idioms
kick up a row
v.
hır çıkarmak
174
Idioms
kick up a fuss/row/stink
v.
hır çıkarmak
175
Idioms
get one's ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
176
Idioms
have one's ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
177
Idioms
have one's ducks in a row
v.
işleri nizam içinde yürütmek
178
Idioms
get one's ducks in a row
v.
işleri düzenlemek
179
Idioms
have one's ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
180
Idioms
get one's ducks in a row
v.
işleri nizam içinde yürütmek
181
Idioms
have ducks in a row
v.
işleri muntazamca yapmak
182
Idioms
have one's ducks in a row
v.
işleri muntazamca yapmak
183
Idioms
have one's ducks in a row
v.
işleri düzenlemek
184
Idioms
have ducks in a row
v.
işleri nizam içinde yürütmek
185
Idioms
get one's ducks in a row
v.
işini yoluna koymak
186
Idioms
have ducks in a row
v.
işleri düzenlemek
187
Idioms
get one's ducks in a row
v.
işleri muntazamca yapmak
188
Idioms
get one's ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
189
Idioms
kick up a row
v.
mesele çıkarmak
190
Idioms
hoe one's own row
v.
kendi işine bakmak
191
Idioms
kick up a row
v.
kavga çıkarmak
192
Idioms
kick up a fuss/row/stink
v.
olay çıkarmak
193
Idioms
kick up a row
v.
kıyameti koparmak
194
Idioms
kick up a row
v.
olay çıkarmak
195
Idioms
be caught up in a row with
v.
külahları değişmek
196
Idioms
be caught up in a row with
v.
kavga etmek
197
Idioms
kick up a fuss/row/stink
v.
kıyameti koparmak
198
Idioms
kick up a row
v.
rahatsızlık yaratmak
199
Idioms
kick up a row
v.
sorun çıkarmak
200
Idioms
be caught up in a row with
v.
tartışmak
201
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
202
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
her şeyi düzene/sıraya koymak
203
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
işlerini muntazamca yapmak
204
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
205
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
işlerini düzenlemek
206
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
tamamen hazır ve organize olmak
207
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
208
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
209
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
her şeyi düzene/sıraya koymak
210
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
işlerini muntazamca yapmak
211
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
212
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
işlerini düzenlemek
213
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
tamamen hazır ve organize olmak
214
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
215
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
216
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
her şeyi düzene/sıraya koymak
217
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
işlerini muntazamca yapmak
218
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
219
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
işlerini düzenlemek
220
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
tamamen hazır ve organize olmak
221
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
222
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
223
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
her şeyi düzene/sıraya koymak
224
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
işlerini muntazamca yapmak
225
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
226
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
işlerini düzenlemek
227
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
tamamen hazır ve organize olmak
228
Idioms
get all one's ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
229
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
230
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
her şeyi düzene/sıraya koymak
231
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
işlerini muntazamca yapmak
232
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
233
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
işlerini düzenlemek
234
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
tamamen hazır ve organize olmak
235
Idioms
have all one's ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
236
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
237
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
her şeyi düzene/sıraya koymak
238
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
işlerini muntazamca yapmak
239
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
240
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
işlerini düzenlemek
241
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
tamamen hazır ve organize olmak
242
Idioms
get all (of) (one's) ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
243
Idioms
get (all) your ducks in a row [us]
v.
(bütün) hazırlıklarını tamamlamak
244
Idioms
get (all) your ducks in a row [us]
v.
(bütün) işlerini yoluna koymak
245
Idioms
get (all) your ducks in a row [us]
v.
(her şeyi) düzene/sıraya koymak
246
Idioms
get (all) your ducks in a row [us]
v.
(tamamen) hazır ve organize olmak
247
Idioms
have (all) your ducks in a row [us]
v.
(bütün) hazırlıklarını tamamlamak
248
Idioms
have (all) your ducks in a row [us]
v.
(bütün) işlerini yoluna koymak
249
Idioms
have (all) your ducks in a row [us]
v.
(her şeyi) düzene/sıraya koymak
250
Idioms
have (all) your ducks in a row [us]
v.
(tamamen) hazır ve organize olmak
251
Idioms
get ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
252
Idioms
get ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
253
Idioms
get ducks in a row
v.
işleri düzenlemek
254
Idioms
get ducks in a row
v.
işleri muntazamca yapmak
255
Idioms
get ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
256
Idioms
get ducks in a row
v.
işini yoluna koymak
257
Idioms
get ducks in a row
v.
işleri nizam içinde yürütmek
258
Idioms
get your ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
259
Idioms
get your ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
260
Idioms
get your ducks in a row
v.
işleri muntazamca yapmak
261
Idioms
get your ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
262
Idioms
get your ducks in a row
v.
işini yoluna koymak
263
Idioms
get your ducks in a row
v.
işleri düzenlemek
264
Idioms
get your ducks in a row
v.
işleri nizam içinde yürütmek
265
Idioms
have your ducks in a row [us]
v.
deveyi düze çıkarmak
266
Idioms
have your ducks in a row [us]
v.
hazırlıklarını tamamlamak
267
Idioms
have your ducks in a row [us]
v.
işleri muntazamca yapmak
268
Idioms
have your ducks in a row [us]
v.
işlerini yoluna koymak
269
Idioms
have your ducks in a row [us]
v.
işini yoluna koymak
270
Idioms
have your ducks in a row [us]
v.
işleri düzenlemek
271
Idioms
have your ducks in a row [us]
v.
işleri nizam içinde yürütmek
272
Idioms
get/have your ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
273
Idioms
get/have your ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
274
Idioms
get/have your ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
275
Idioms
get/have your ducks in a row
v.
işleri muntazamca yapmak
276
Idioms
get/have your ducks in a row
v.
işleri düzenlemek
277
Idioms
get/have your ducks in a row
v.
işleri nizam içinde yürütmek
278
Idioms
get/have (all) your ducks in a row [us]
v.
deveyi düze çıkarmak
279
Idioms
get/have (all) your ducks in a row [us]
v.
hazırlıklarını tamamlamak
280
Idioms
get/have (all) your ducks in a row [us]
v.
işlerini yoluna koymak
281
Idioms
get/have (all) your ducks in a row [us]
v.
işleri muntazamca yapmak
282
Idioms
get/have (all) your ducks in a row [us]
v.
işleri düzenlemek
283
Idioms
get/have (all) your ducks in a row [us]
v.
işleri nizam içinde yürütmek
284
Idioms
have (all) your ducks in a row [us]
v.
deveyi düze çıkarmak
285
Idioms
have (all) your ducks in a row [us]
v.
işleri muntazamca yapmak
286
Idioms
have (all) your ducks in a row [us]
v.
(bütün) işleri düzenlemek
287
Idioms
get (all) your ducks in a row [us]
v.
deveyi düze çıkarmak
288
Idioms
get (all) your ducks in a row [us]
v.
işleri muntazamca yapmak
289
Idioms
get (all) your ducks in a row [us]
v.
(bütün) işleri düzenlemek
290
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
deveyi düze çıkarmak
291
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
hazırlıklarını tamamlamak
292
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
işlerini yoluna koymak
293
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
işleri muntazamca yapmak
294
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
işleri düzenlemek
295
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
işleri nizam içinde yürütmek
296
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
her şeyi düzene/sıraya koymak
297
Idioms
have all (of) (one's) ducks in a row
v.
tamamen hazır ve organize olmak
298
Idioms
hoe own row
v.
kendi işine bakmak
299
Idioms
on skid row
expr.
fakirlik içinde
300
Idioms
on skid row
expr.
yoksulluk içinde
301
Idioms
on skid row
expr.
sefillik içinde
302
Idioms
on skid row
expr.
sefalet içinde
303
Idioms
on skid row [us]
expr.
varoşta
304
Idioms
on skid row [us]
expr.
şehrin batak bölgelerinde
305
Idioms
on skid row [us]
expr.
şehrin yoksul bölgelerinde
306
Idioms
on skid row [us]
expr.
her şeyini kaybetmiş
307
Idioms
on skid row [us]
expr.
her şeyini yitirmiş
308
Idioms
on skid row [us]
expr.
kaybedecek bir şeyi kalmamış
309
Idioms
on skid row [us]
expr.
evsiz barksız kalmış
310
Idioms
on skid row [us]
expr.
sefil olmuş
311
Idioms
on skid row [us]
expr.
beş parasız kalmış
312
Idioms
on skid row [us]
expr.
meteliksiz kalmış
313
Idioms
on skid row [us]
expr.
sahip olduğu her şeyi kaybetmiş
314
Idioms
on skid row [us]
expr.
sefalet/yoksulluk içinde
315
Idioms
on skid row [us]
expr.
sersefil olmuş
Law
316
Law
death row inmates
n.
idam mahkumları
Politics
317
Politics
deepening political row
n.
Derinleşen Politik Anlaşmazlık
318
Politics
diplomatic row
n.
diplomatik anlaşmazlık
Technical
319
Technical
one row of sliver cans
n.
band hazırlama
320
Technical
single row self-aligning roller bearing
n.
bir sıra oynak makaralı rulmanlı yatak
321
Technical
single row self-aligning roller bearing
n.
bir sıra oynak makaralı rulman
322
Technical
double row labyrinth seal
n.
çift sıra labirent keçe
323
Technical
double-row radial engine
n.
çift sıra radyal motor
324
Technical
double row
n.
çift sıra
325
Technical
double row ball bearing
n.
çift sıra bilyalı yatak
326
Technical
double row bearings
n.
çift sıralı rulmanlı yataklar
327
Technical
double-row ball bearing
n.
çift sıralı bilyalı yatak
328
Technical
rotating blade row
n.
hareketli kanat kademesi
329
Technical
moving blade row
n.
hareketli kanat kademesi
330
Technical
double row-self aligning ball bearings
n.
iki/çift sıralı, kendinden hizalı bilyalı yataklar
331
Technical
two-row velocity stage
n.
iki sıralı hız kademesi
332
Technical
double row-self aligning ball bearings
n.
iki sıra bilyalı oynak yataklar
333
Technical
binary row
n.
ikili satın
334
Technical
row binary
n.
ikili sayı sırası
335
Technical
blade row
n.
kanat sırası
336
Technical
blade row
n.
kanat kademesi
337
Technical
card row
n.
kart satırı
338
Technical
pile row
n.
kazık sırası
339
Technical
row of spikes
n.
kirpiparmaklık
340
Technical
row of piles
n.
kazık sırası
341
Technical
row of struts
n.
payanda sırası
342
Technical
row matrix
n.
satır matris
343
Technical
row rank
n.
satır kertesi
344
Technical
row parity check
n.
satır boyu eşlik denetimi
345
Technical
stationary blade row
n.
sabit kanat sırası
346
Technical
binary row
n.
satır delgili kart
347
Technical
row pitch
n.
satır aralığı
348
Technical
single row connector with non-removable ribbon cable contact
n.
sabit şerit kablo kontaklı tek sıralı konektör
349
Technical
row-stone
n.
sıra taşlı (kuyumculuk)
350
Technical
row spacing
n.
sıra arası
351
Technical
inter-row mowing unit
n.
sıra-arası çayır biçme ünitesi
352
Technical
split row planter
n.
sıralı mibzer
353
Technical
single-row turbine
n.
tek basamaklı türbin
354
Technical
single-row velocity stage
n.
tek basamaklı hız kademesi
355
Technical
single row grouting
n.
tek sıralı enjeksiyon
356
Technical
single row ball bearing
n.
tek sıralı bilyalı yatak
357
Technical
reversing blade row
n.
yönlendirme kademesi
358
Technical
double row
adj.
çift sıralı
359
Technical
double-row
adj.
çift sıra
360
Technical
multi-row
adj.
çok sıralı
361
Technical
single-row
adj.
tek sıralı
Computer
362
Computer
bottom row
n.
alt satır
363
Computer
header row
n.
başlık satırı var
364
Computer
crl row id
n.
crl satır kimliği
365
Computer
variable-size row matrix
n.
değişken boyutlu satır dizeyi
366
Computer
matrix row spacing
n.
dizey satır aralaması
367
Computer
minimum row height
n.
en az satır yüksekliği
368
Computer
equal row heights
n.
eşit satır yükseklikleri
369
Computer
row binary
n.
ikili sayı sırası
370
Computer
binary row
n.
ikili satırı
371
Computer
first row
n.
ilk satır
372
Computer
card row
n.
kart satırı
373
Computer
row-level locking
n.
kayıt seviyesinde kilitleme
374
Computer
macro row
n.
makro satırı
375
Computer
previous row
n.
önceki satır
376
Computer
row height
n.
satır yüksekliği
377
Computer
row height
n.
satır yüksekliği
378
Computer
row boundary
n.
satır sınırı
379
Computer
row height
n.
satır yükseklik
380
Computer
row height rule
n.
satır yüksekliği kuralı
381
Computer
row by row
n.
satır satır
382
Computer
binary row
n.
satır delgili kart
383
Computer
row grand total
n.
satır genel toplamı
384
Computer
row header
n.
satır başlığı
385
Computer
start of row
n.
satır başlangıcı
386
Computer
row range
n.
satır aralığı
387
Computer
error in row
n.
satırda hata
388
Computer
row direction
n.
satır yönü
389
Computer
row height
n.
satır yüksekliği
390
Computer
end of row mark
n.
satır sonu imi
391
Computer
row heading
n.
satır başlığı
392
Computer
end of row
n.
satır sonu
393
Computer
row height
n.
satır genişliği
394
Computer
row properties
n.
satır özellikleri
395
Computer
row input cell
n.
satır girdi hücresi
396
Computer
row pitch
n.
satır aralığı
397
Computer
row width
n.
satır genişliği
398
Computer
row area
n.
satır alanı
399
Computer
row limit
n.
satır sınırı
400
Computer
row headers
n.
satır başlıkları
401
Computer
row column
n.
satır sütun
402
Computer
row spacing
n.
satır aralığı
403
Computer
row source type
n.
satır kaynak türü
404
Computer
fields per row
n.
satır başına düşen alan
405
Computer
row auto-insert
n.
satır otomatik ekleme
406
Computer
delete row
n.
satır silmeyi
407
Computer
row insert
n.
satır ekleme
408
Computer
row labels
n.
satır etiketleri
409
Computer
row truncation
n.
satır kesilmesi
410
Computer
number across row
n.
satırdaki sayı
411
Computer
row & column headings
n.
satır ve sütun başlıkları
412
Computer
row drop area
n.
satır bırakma alanı
413
Computer
row type
n.
satır türü
414
Computer
row and column headers
n.
satır sütun başlıkları
415
Computer
row input cell
n.
satır giriş hücresi
416
Computer
row source
n.
satır kaynağı
417
Computer
row and column headings
n.
satır ve sütun başlıkları
418
Computer
error in row
n.
satırında hata
419
Computer
row differences
n.
satır farklılıkları
420
Computer
row totals
n.
satır toplamları
421
Computer
row alignment
n.
satır hizalama
422
Computer
next row
n.
sonraki satır
423
Computer
last row
n.
son satır
424
Computer
column row
n.
sütun satır
425
Computer
odd row stripes
n.
tek numaralı satır şeritleri
426
Computer
entire row
n.
tüm satır
427
Computer
entire row
n.
tüm satırı
428
Computer
table row
n.
tablo satırı
429
Computer
start import at row
n.
veri alma başlangıç satırı
430
Computer
top row
n.
üst satır
431
Computer
field names in header row
n.
üstbilgi satırındaki alan adları
432
Computer
header row
n.
üstbilgi satırı
433
Computer
new row or col
n.
yeni satır veya sütun
434
Computer
multi row
adj.
çok satırlı
435
Computer
omit row name if same
expr.
aynı ise satır adını gözardı et
436
Computer
insert paste row
expr.
araya satır yapıştır
437
Computer
omit row name if same row
expr.
aynı satırsa satır adını geç
438
Computer
no header row
expr.
başlık satırı yok
439
Computer
multiple cell row
expr.
çok hücreli satır
440
Computer
first row contains field names
expr.
ilk satır alan adları içerir
441
Computer
first row contains
expr.
ilk satır içeriği
442
Computer
categories x values in first row
expr.
kategoriler x değeri ilk satırda
443
Computer
row headings
expr.
satır başlıkları olarak
444
Computer
add row field
expr.
satır alanı ekle
445
Computer
print row & column headings
expr.
satır ve sütun başlıklarını bas
446
Computer
exclude row
expr.
satır dışla
447
Computer
include row
expr.
satır içer
448
Computer
row height must be between 0 and 409
expr.
satır yüksekliği 0 ile 409 arasında olmalıdır
449
Computer
row for
expr.
satır için
450
Computer
display row
expr.
sıra görüntüle
451
Computer
by row
expr.
satıra göre
452
Computer
series names y labels in first row
expr.
seri adları y etiketleri ilk satırda
453
Computer
print row and column headings
expr.
satır ve sütun başlıklarını bas
454
Computer
add row
expr.
satır ekle
455
Computer
select row
expr.
satır seç
456
Computer
delete row
expr.
satır sil
457
Computer
series names in first row
expr.
seri adları ilk satırda
458
Computer
exclude row/col
expr.
satır/sütun dışla
459
Computer
include row/col
expr.
satır/sütun içer
460
Computer
move to row
expr.
satıra taşı
461
Computer
hide row
expr.
satır gizle
462
Computer
use row and column names
expr.
satır ve sütun adlarını kullan
463
Computer
exclude row
expr.
satırı dışla
464
Computer
delete entire row
expr.
tüm satırı sil
465
Computer
no header row
expr.
üstbilgi satırı yok
466
Computer
deal next row
expr.
yeni sırayı dağıt
467
Computer
header row
expr.
üstbilgi satırı var
Informatics
468
Informatics
row rank
n.
matrisin satır kertesi
469
Informatics
row matrix
n.
satır matris
Textile
470
Textile
double row
n.
çift dizi
471
Textile
single row
n.
tek dizi
Architecture
472
Architecture
row house
n.
sıra ev
473
Architecture
row house
n.
(tek tip mimari yapıya sahip) ev dizisi
474
Architecture
row house
n.
en az bir duvarı yan bina ile bitişik ev
Construction
475
Construction
row of spikes
n.
duvar kirpisi
476
Construction
column row
n.
kolon sırası
477
Construction
row houses
n.
sıraevler
478
Construction
row of bricks
n.
tuğla sırası
Automotive
479
Automotive
multi-row chain
n.
çok sıralı zincir
480
Automotive
additional row seat belts
n.
ilave koltuk sırası için emniyet kemeri
481
Automotive
second row seat belts
n.
ikinci sıra koltuk emniyet kemerleri
482
Automotive
rear row of seats
n.
sıra tipi arka koltuklar
Mining
483
Mining
row of holes
n.
delik dizisi
484
Mining
prop row
n.
direk dizisi
Medical
485
Medical
multi-detector row ct angiography
n.
çok detektör sıralı bt anjiyografi
486
Medical
multidetector row ct pulmonary angiography
n.
multi detektör bilgisayarlı tomografi pulmoner anjiografi
487
Medical
proximal row carpectomy
n.
proksimal sıra karpektomi
488
Medical
single-detector row ct angiography
n.
tek detektör sıralı bt anjiyografi
Math
489
Math
row matrix
n.
satır matrisi
490
Math
row rank
n.
satır rankı
491
Math
row vector
n.
satır vektörü
492
Math
row space
n.
satır uzayı
493
Math
elementary row operations
n.
yalın dizeç işlemleri
494
Math
elementary row operations
n.
yalın satır işlemleri
Geometry
495
Geometry
row of points
n.
nokta dizisi
496
Geometry
row of points
n.
sıralı noktalar
Agriculture
497
Agriculture
row crop
n.
çapa ürünü
498
Agriculture
row crop tractor
n.
çapa traktörü
499
Agriculture
narrow row planting
n.
dar sıra ekim
500
Agriculture
row irrigation
n.
karık usulü sulama
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of row
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy