high - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

high

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"high" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 189 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
high s. yüksek
General
high i. pikap
high i. necip
high i. zirve
high i. büyük vites
high i. uçma
high i. yüksek basınçlı bölge
high i. yüksek yer
high i. yüksek bölge
high i. yüksek derece
high i. üst seviye
high i. yüksek vites
high i. gökyüzü
high i. sema
high i. yüksek nokta
high i. en üst seviye
high i. en üst nokta
high i. akme
high i. güvenlik için ödenen en yüksek ücret
high i. üst tabaka insanlar
high f. öfkelenmek
high f. kabarmak
high f. direnmek
high f. acele etmek
high f. telaşlandırmak
high s. kabarık
high s. üstün
high s. sarhoş
high s. büyük
high s. mağrur
high s. asil
high s. üst
high s. ileri
high s. ulu
high s. dolgun (ücret)
high s. soylu
high s. şiddetli
high s. muhteşem
high s. yüce
high s. kibirli
high s. kendini beğenmiş
high s. uçmuş
high s. uyuşturucu almış
high s. kokmuş (et)
high s. coşkun
high s. baş
high s. neşeli
high s. sert (rüzgar)
high s. aşırı
high s. ağır
high s. rekor
high s. pahalı
high s. lüks (yaşantı)
high s. önemli
high s. yüksek yer
high s. taşkın (neşe)
high s. sert
high s. fahiş (fiyat)
high s. azgın (deniz)
high s. azametli
high s. yüksek
high s. çok
high s. kutuplara yakın
high s. zirvede olan
high s. zirveye yakın
high s. gelişmiş
high s. uzak
high s. kötü kokulu
high s. ciddi
high s. vahim
high s. kritik
high s. elzem
high s. heyecan verici
high s. güzel
high s. hayırlı
high s. avantajlı
high s. aşırı güçlü
high s. abartılı
high s. savurgan
high s. resmi ve tumturaklı
high s. pahalı
high s. yobaz
high s. tutucu
high s. yaylalara ait
high s. iç bölgelere ait
high s. yüksek enerjili
high s. yüksek potansiyel güçlü
high s. hafif lekeli
high s. aşırı yükselmiş
high s. ince sesli
high s. boyu uzun
high s. zirveye ilerlemiş
high s. en yaratıcı döneminde
high s. en gelişmiş döneminde
high s. geç kalmaya yakın
high s. yüksek sesli
high s. cinsel olarak aktif
high s. havası tükenmiş
high s. gazı bitmiş
high s. yüksek dalgalı
high s. çok büyük miktarlı
high s. yoğun
high s. aşırı
high s. kırmızı
high s. parlak
high s. keskin kokulu
high s. aristokrat
high s. nüfuzlu
high s. öncelikli konularla ilgili
high s. en iyi
high s. mükemmel
high s. olağanüstü
high s. diğer medeniyetlerden üstün
high s. toplumlar arasında önde gelen
high s. çok etkileyici
high s. anlaşılması güç
high s. hiddetli
high s. zorba
high s. buyurgan
high s. hevesli
high s. hırslı
high s. istekli
high s. katı
high s. tutkun
high s. çok soyut
high s. anlaşılması zor
high s. yukarı doğru uzanan
high s. ana
high s. baş
high s. kulak tırmalayıcı
high zf. yukarı
high zf. yüksekte
high zf. yükseğe
high zf. lüks bir şekilde
high zf. gösterişli bir şekilde
high zf. yüksek bir şekilde
high zf. üst rütbeli olarak
high zf. yüksek fiyatla
high zf. zengin bir şekilde
high zf. kaynaktan uzakta
high zf. yukarıda
high zf. yüksek miktarda
high zf. yüksek frekansta
Colloquial
high i. coşkunluk
high i. heyecan
high s. heyecanlı
high s. sevinçten havalara uçan
Trade/Economic
high i. en yüksek değer
Technical
high s. yüksek frekanslı
Electric
high i. yüksek voltaj
Automotive
high s. vites yapısıyla ilgili
high s. vites yapısına ait
high s. vites kurulumu olan
Aeronautic
high i. antisiklon
high i. yüksek tazyik sahası
Marine
high zf. pupa yelken olarak rüzgara yakın bir şekilde
Medical
high i. yüksek lineer enerji transfer partikül ışınları
Biology
high s. karmaşık düzenli
Education
high i. (kısaca) lise
Linguistics
high s. tiz
high s. yüksek
high s. üst
high s. yüksek ünlüler ile ilgili
high s. yüksek ünlülere ait
high s. tumturaklı
Religious
high s. yüksek kilise ile ilgili
high s. yüksek kilise'ye ait
high s. yüksek kilise prensiplerini benimseyen
high s. temel
high s. esas
Geography
high s. kutuplara yakın
high s. ekvatordan uzak
Meteorology
high i. (özellikle 24 saatlik bir süre için) en yüksek atmosferik hava sıcaklığı
high s. yüksek
high s. güçlü (rüzgar)
Baseball
high s. omuz hizasından yukarı giden (top)
Card
high i. çekilen en büyük kart
high i. oynanan en büyük kart
high i. as
high i. en yüksek koz
high s. kazanan kombinasyon olan
high s. kazanan kombinasyona sahip
Music
high s. tiz
high s. yüksek perdeden
Slang
high i. sarhoşluk
high i. kafası güzel olma
high s. kafası güzel
high s. kafası kıyak
high s. uyuşturucu etkisi altında

"high" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
high pressure i. yüksek basınç
high price i. yüksek fiyat
high school i. lise
high-school graduate i. lise mezunu
high degree of simulation i. yüksek seviyeli simülasyon
high-five i. beşlik
of high quality s. kaliteli
General
high hat i. silindir şapka
high tide i. doruk
high fidelity i. yüksek sadakat
high seas i. enginler
ottoman junior high school i. rüştiye
high tide i. met
high performance i. yüksek performans
high contracting party i. taraf devlet
high living i. lüks hayat
high chair i. yüksek sandalye
high priest i. başrahip
high technology i. yüksek teknoloji
high level i. yüksek derece
high regard i. yüksek takdir
junior high school i. ortaokul
high water mark i. azami kabarma göstergesi
high society i. sosyete
senior high school i. on, on bir ve on ikinci sınıfların karşılığı olan okul, lise
high sign i. uyarı niteliğinde bakış
a high boot i. sokman
high priest i. yüce rahip
high status i. yüksek statü
technical high school i. meslek okulu
high jinks i. eğlence
high salary i. dolgun ücret
high hat i. büyüklük taslayan kimse
high noon i. tam öğle vakti
through our high quality service i. kaliteli hizmet anlayışımızla
high fidelity i. sesi çok doğal bir şekilde verme
high hurdles i. yüksek engel
high fidelity i. yüksek doğruluk
high seas i. herhangi bir ülkenin egemenliğinde olmayan sular
high latitudes i. kutuplara yakın yerler
high jinks i. şamata
high temperature i. yüksek sıcaklık
getting high i. uçma
high treason i. ağır ihanet
high forest i. koru ormanı
high definition television i. görüntüsü net televizyon
high court of justice i. yüksek mahkeme
high school teachers i. lise öğretmenleri
high altitude i. yüksek rakım
high priest i. öncü/önder
high tide i. met hareketi
high water i. azami kabarma
high pass i. yüksek geçişli
high birth i. asillik
logic high i. 1 bit
high gear i. büyük vites
high society i. yüksek sosyete
high water i. denizin kabarmış hali
high literature i. yüksek edebiyat
high wages policy i. yüksek ücret politikası
high tide i. met hali
the high jump i. yüksek atlama
high dudgeon i. kin hiddeti
high spiritedness i. ateşlilik
high mass i. katolik kilise seremonisi
imam hatip high school i. imam hatip lisesi
high tide i. met zamanı
high echelons i. yüksek seviyede yetki
high flier i. yüksekten uçan
high rise apartment i. çokkatlı yüksek bina
trade vocational high school i. ticaret meslek lisesi
high jinks i. cümbüş
high level language i. yüksek dereceli dil
high jump i. yüksek atlama
high speed trains i. hızlı trenler
high water i. met
high pitched voice i. tiz ses
high tea i. ağır çay ziyafeti
high pressure area i. yüksek basınç alanı
technical and industrial vocational high school i. teknik lise ve endüstri meslek lisesi
high representatives for the cfsp i. odgp yüksel temsilcisi
high places i. yüksek mertebeler
high tide i. zirve
high culture i. yüksek kültür
high hurdles i. yüksek engelli 110 metre koşu
high performance computing i. yüksek performanslı bilgisayar
high commissioner i. yüksek temsilci
junior high school i. ilkokul ile lise arasındaki 7.,8. ve 9 sınıfları kapsayan ortaokul
high gear i. yüksek vites
high court i. yargıtay
high water mark i. suyun en çok yükseldiği nokta
high priest i. başpapaz
high flyer i. yüksekten uçan
high roller i. savurgan
high street i. anacadde
high and low i. zengin fakir
high fidelity i. yüksek duyarlılık
high probable risk areas for disaster i. afetin olabileceği yüksek riskli yerler
high earner i. yüksek kazançlı
high seas i. açık deniz
high water mark i. azami kabarma esnasında suyun ulaştığı düzeyi belirten gösterge
junior high school i. ortaokullar
high echelon i. yüksek seviye
high spirits i. yüksek moral
high cost of living i. hayat pahalılığı
high court i. yüksek mahkeme
high sign i. el işareti
military high school i. askeri lise
high noon i. öğle vakti
high flyer i. üstün başarılı
high tide i. denizin kabarması
very high speed integrated circuits i. yüksek hızlı entegre devreler
high octane gasoline i. yüksek oktanlı benzin
private high school i. kolej
high muck a muck i. önemli kişi
senior high school i. lise
bermuda high i. bermuda yükseği
industrial vocational high school i. endüstri meslek lisesi
high echelon i. yüksek rütbe
high road i. anayol
high school i. yüksekokul
high fidelity i. sesi çok doğal bir şekilde veren (radyo/pikap/hoparlör)
high heels i. yüksek topuklu pabuç
the high sea i. engin deniz
high performance computing i. yüksek performansla hesaplama
high heels i. yüksek topuklar
high and low i. herkes
high rise building i. çok yüksek bina
high tide i. denizin kabarmış hali
high rate i. yüksek oran
high life i. lüks hayat
high holidays i. dini bayramlar (musevilikte)
high holi days i. dini bayramlar (musevilikte)
high salary i. yüksek gelir
high income i. yüksek gelir
very high frequency i. çok yüksek sıklık
high score i. yüksek skor
high quality i. yüksek kalite
high score i. yüksek puan
high level of participation i. yüksek seviyede katılım
high level of participation i. geniş katılım
high level of participation i. yüksek oranda katılım
high discount i. büyük indirim
high mortality i. yüksek ölüm oranı
high risk i. yüksek risk
high time i. tam zamanı
high risk group i. yüksek risk grubu
anatolian technical high school i. anadolu teknik lisesi
high concentration i. yüksek konsantrasyon
high court of appeals i. yüksek yargıtay
private high school i. özel lise
high time i. en uygun zaman
science high school i. fen lisesi
private science high school i. özel fen lisesi
high cost i. yüksek maliyet
high school drop out i. lise terk
high spirits i. keyif
high school teacher i. lise öğretmeni
high summer i. yazın ortası
high summer i. yaz ortası
high school level i. lise düzeyi
high school level i. lise seviyesi
provincial high court and court of appeal i. bölge istinaf mahkemesi
high technology i. üstün teknoloji
high technology i. gelişmiş teknoloji
high technology i. son teknoloji
middle high german i. 11. ve 15. yüzyıllar arasında konuşulan almanca
record high i. rekor seviye
high level of participation i. rekor seviyede katılım
high traffic i. yüksek trafik
high performance i. üstün gayret
high school diploma i. lise diploması
boys' high-school i. erkek lisesi
all-time high i. tüm zamanların en yükseği
high-water mark i. doruk
high-water mark i. en üstün başarı düzeyi
high-end goods i. yüksek kaliteli ve pahalı ürünler
high-angle shot i. plonje
high fidelity sound system i. hi-fi ses sistemi
high-brow i. gösterişçi
high-water i. azami kabarma
high-muck-a-muck i. züppe
high-rise apartment blocks i. yüksek apartmanlar
high-brow i. entelektüel kimse
high-water i. taşkın
high-school student i. liseli
high-pressure living i. baskılı yaşam
high-water mark i. suyun azami kabarma noktası
high water i. denizin gel-git hareketlerinde kabarmasının vardığı en yüksek nokta
high-flier i. havalı tip
high-conflict divorce i. şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma
business high-school i. meslek lisesi
high-quality car i. lüks araba
high-speed rail line i. hızlı tren hattı
high-rise apartment blocks i. çok katlı apartmanlar
high-speed train i. hızlı tren
high-flier i. gözü yüksekte olan kişi
high-sea i. açık deniz
high-hazard area i. yüksek tehlikeye maruz coğrafi alan
high-school girls i. liseli kızlar
regular high-school i. normal lise
superior-high intelligence i. üstün zeka
high-sided open wagon i. açık vagon
high level protocol i. üst düzey protokol
high-grade materials i. kaliteli gereçler
high-rise flats i. çokkatlı apartman
high-rise factory i. çokkatlı fabrika
high definition television i. yüksek tanımlı televizyon
high comedy i. ince komedi
high court i. yüce mahkeme
regular high school i. düz lise
high school i. düz lise
high jinx i. şamata
high jinx i. gürültülü eğlence
high jinks i. gürültülü eğlence
high level i. yüksek düzey
cutting-edge high technology i. ileri teknoloji
high bill i. yüklü hesap
high heel i. yüksek topuk
high heels i. yüksek topuklu ayakkabı
high level of participation i. yüksek düzeyde katılım
high temperature i. yüksek ısı
high level of importance i. yüksek seviyede önem
high profile case i. sansasyonel olay
high hopes i. büyük umutlar
high expectations i. yüksek beklentiler
high activity i. yüksek aktivite
high school life i. lise hayatı
high destructive power i. yüksek tahrip gücü
high explosive power i. yüksek tahrip gücü
high alert i. yüksek alarm
knee-high socks i. diz hizası çorap
high bill i. yüklü fatura
high ground i. üstünlük
high ground i. üstün gelme
high street store i. cadde üzerindeki mağaza
high street shop i. cadde üzerindeki dükkan
high probability i. yüksek ihtimal
runner's high i. özellikle maratoncuların yarışın sonuna doğru hissettikleri aşırı endorfin salgılanmasından kaynaklanan coşku hali
high-calorie foods i. yüksek kalorili besinler
high degree of protection i. yüksek derecede koruma
high school reunion i. yüksek okul mezunlarının yeniden toplanması
high-end flea market i. sosyete pazarı
high hopes i. yüksek beklenti
high expectation i. yüksek beklenti
high-pitched sound i. tiz ses
man of high attainments i. üstün yetenekleri olan
high street i. ana cadde
providing high security i. yüksek güvenlik sağlama
high school girl i. liseli kız
high school friend i. lise arkadaşı
high school friend i. liseden arkadaş
a high-paying firm i. yüksek ücretli bir firma
a man of high moral standing i. yüksek ahlak değerleri olan bir adam
high-heeled boot i. yüksek topuklu çizme/bot
a high school teacher i. lise öğretmeni
high tea i. çayla yenen akşam yemeği
general high school i. düz lise
high-end goods i. lüks ve pahalı ürünler
high-waisted skirt i. yüksek belli etek
hs (high school) i. lise
high speed pursuit i. hızlı takip (polisin suçluyu)
high-earning musician i. çok kazanan müzisyen
sky-high transfer fee i. astronomik transfer ücreti
high top sneakers i. boğazlı spor ayakkabı
high top sneakers i. boğazlı spor ayakkabısı
high commissioner i. ileri düzey temsilci
high accuracy i. yüksek doğruluk
household high-fidelity audio equipment and systems i. evde kullanılan yüksek kaliteli ses cihazları ve sistemleri
all time high i. en yüksek seviye
high relief i. yüksek kabartma
foods with high nutritional value i. yüksek besin değerli gıdalar
high nutritional value foods i. besin değeri yüksek olan gıdalar
foods with high nutritional value i. besin değeri yüksek olan gıdalar
foods with high nutritional value i. besin değerleri yüksek olan gıdalar
high nutritional value foods i. yüksek besin değerli gıdalar
high nutritional value foods i. besin değerleri yüksek olan gıdalar
high nutritional value food i. besin değeri yüksek olan gıda
food with high nutritional value i. besin değeri yüksek olan gıda
high nutritional value food i. yüksek besin değerli gıda
food with high nutritional value i. besin değeri yüksek gıda
food with high nutritional value i. yüksek besin değerli gıda
high nutritional value food i. besin değeri yüksek gıda
high volley i. tenis ve voleybolda smaç
high school party i. lise partisi
high school party i. liseli partisi
high school career i. lise kariyeri
high school students i. lise öğrencileri
high-handedness i. zorbalık
high chair i. mama sandalyesi
high security unit i. yüksek güvenlik birimi
high-school dropout i. liseyi bırakmış
high ranking officers i. yüksek rütbeli memurlar
high school diving team i. lise dalış takımı
high-inference language i. duygu odaklı/yüklü dil/konuşma
high slit i. derin yırtmaç
certificate of high achievement i. üstün başarı belgesi
high merit i. yüksek liyakat
common high school i. genel lise
high-end sector i. lüks/pahalı/marka/(yüksek) kaliteli mal sektörü
high-end sector i. alım gücü yüksek kesime hitap eden sektör
high society i. kibarlar alemi
high-heeled leather boots i. yüksek topuklu deri çizmeler
high school principal i. lise müdürü
high ground i. yüksek yer veya bölge
high waist i. yüksek bel
high-waisted pants i. yüksek belli pantolon
high council of judges and prosecutors i. hakimler ve savcılar yüksek kurulu
high school club i. lise klubü
high pitch i. ince ses
high achiever i. üstün başarılı kimse
high sugar consumption i. yüksek şeker tüketimi
high respect i. yüksek saygı
high-heel shoes i. yüksek topuklu ayakkabı
high chair i. bebek mama sandalyesi
high level summary i. genel kapsamlı özet
high quality sponge i. yüksek kaliteli sünger
high definition television i. yüksek çözünürlüklü televizyon
basic high school i. temel lise
high post i. yüksek mevki
high hill i. yüksek tepe
high pitch i. tiz ses
high level source i. üst düzey kaynak
in high feather i. neşeli
the high road i. kolay yol
the moral high ground i. ahlaki üstünlük
high-handedness i. kibir
high-handedness i. kendini beğenmişlik
high officials i. erkân
high school reunion i. lise mezunlarının bir araya gelmesi
high-mindedness i. asil ruhluluk
high [obsolete] i. düşünce
high [obsolete] i. niyet
high [obsolete] i. kasıt
high [obsolete] i. gaye
high and mighty i. üst zümre
high and mighty i. kalburüstü tabaka
high brass i. üst düzey yetkili
high brass i. üst düzey çalışan
high brass i. yüksek rütbeli çalışan
high camp i. yüksek kamp
high concept i. yüksek konsept
high day i. altın çağ
high day i. parlak devir
high fashion i. yüksek stil
high fashion i. modayı belirleyen trendler
high fashion i. lüks moda kıyafetleri
high fashion i. lüks moda tasarımcıları
high five i. (tebrik için) çak beşlik yapma
high hat i. masa tripodu
high jinks i. eski bir iskoç içki oyunu
high jinks i. sert spor
high jinks i. gürültülü spor
high jinks i. eşek şakası
high jinks i. oyunbazlıklar
high jinks i. gıcık tavırlar
high jinks i. komik tavır
high jinks i. şakacı tavır
high jinks i. düzenbaz tavır
high jinx i. eski bir iskoç içki oyunu
high jinx i. sert spor
high jinx i. gürültülü spor
high jinx i. eşek şakası
high life i. afrika ritimleri ile batı tarzı pop melodilerinin birleştirildiği popüler bir batı afrika dansı
high life i. aşırı harcama
high life i. batı afrika'ya özgü aksak ritimli bir dans
high liver i. lüks hayat süren kimse
high living i. zengin ve güzel yemeklerle beslenme
high places i. yönetici siyasi çevreler
high point i. doruk
high point i. zirve
high priestess i. kadın başkan
high priestess i. kadın lider
high profile i. kamuoyunca iyi bilinen yaklaşım
high-profile i. sansasyonel
high profile i. kamuoyunda iyi tanınan kimse veya şey
high road i. kolay yol
high road i. en iyi yaklaşım
high road i. doğru eylem
high road i. ahlaklı eylem
high road i. yüce davranış
high road i. ahlaka uygun seçim
high sea i. yüksek deniz
high sea i. engin deniz
high sea i. güçlü rüzgarlar nedeniyle çok şiddetli ve tehlikeli hale gelmiş deniz
high spot i. önemli olay
high spot i. vurgu
high spot i. esas sorun
high steel i. yüksek karbonlu çelik
high stepper i. yürürken veya koşarken ayağını yerden kaldıran at
high stepper i. yüksek adım atan kimse
high style i. farklı ve modaya yön veren tarz
high summer i. yazın en sıcak zamanı
high tea i. akşam yemeği vakti
high time i. hoş vakit
high time i. eğlence zamanı
high top i. boğazlı spor ayakkabısı
high tops i. boğazlı spor ayakkabısı
high up i. yüksek rütbeli kimse
high up i. yüksek konumlu kimse
high water i. erişilen en yüksek seviye
high-and-mighty i. üst zümre
high-and-mighty i. kalburüstü tabaka
high-and-mighty i. üst tabaka
high-and-mighty i. kalburüstü sınıf
high-fidelity i. yüksek sadakat
high-five i. çak yapma
high-five i. çift pedro
high-flier i. çok hızlı başarı elde eden kimse
high-flier i. kısa yoldan zengin olan kimse
high-flier i. yüksek değerli hisse
high-flier i. uçan şey
high-flier i. tehlikeli girişim
high-flier i. hisse senedi yüksek olan şirket
high-flier i. yükseklerden uçan kimse
high-flyer i. uçan şey
high-flyer i. tehlikeli girişim
high-flyer i. hisse senedi yüksek olan şirket
high-flyer i. yükseklerden uçan kimse
high-handedness i. keyfilik
high-mindedness i. yüce idealler
high-mindedness i. yüce davranış
high-mindedness i. ideallerin peşinden koşulması gerektiği inancı
high-muck-a-muck i. yüksek mevkili kimse
high-muck-a-muck i. önemli kimse
high-profile i. göze çarpan duruş
high-profile i. göze çarpan iyi tutum
high-rise i. yüksek gidonlu bisiklet
high-rise i. çok katlı bina
high-rise i. çok katlı işhanı
high-rise i. çok katlı büro binası
high-rise i. çok katlı ofis
high-spiritedness i. canlılık
high-spiritedness i. cesur olma
high-spiritedness i. cesaretli olma
high-spiritedness i. atılganlık
high-stepper i. giderken ayaklarını yerden yükseğe kaldırmak üzere eğitilmiş at
high-stepper i. büyük adım atan kimse
high-top i. boğazlı spor ayakkabısı
high gum i. yalnızca vulkanizasyon için gerekli maddeleri içeren kauçuk bileşimi
study in a high school i. lise eğitimi
high-five i. beşlik
health vocational high-school i. sağlık meslek yüksek okulu
high stakes i. büyük risk
high-profile i. bilinirlik
high-profile i. popüler olma
high up f. yüksek bir konuma sahip olmak
fly high f. gözü yükseklerde olmak
be on the high side f. oldukça pahalı olmak
hold one's head high f. başını dik tutmak
ride a high horse f. büyüklük taslamak
build high hopes f. hayale kapılmak
get high f. yükselmek
fly high f. yüksekten uçmak
be in high spirits f. neşesi yerinde olmak
have a high opinion of f. önemsemek
have a high opinion of f. değer vermek
gamble for high stakes f. büyük para için kumar oynamak
set a high value on f. çok kıymet vermek
be in high spirits f. keyfi yerinde olmak
have high temperature f. yanmak
make high f. yükseltmek
make a high pitched cry f. çok tiz sesle bağırmak
be in high spirits f. keyifli olmak
smell to high heaven f. pis kokmak
have a high opinion of oneself f. fasulye gibi kendini nimetten saymak
play for high stakes f. büyük oynamak
stand high with f. birinin gözüne girmiş olmak
search high and low (for) f. fellik fellik aramak
get down off one's high horse f. yelkenleri suya indirmek
have high hopes for f. büyük umutlar bağlamak
have high hopes for f. büyük umutları olmak
hold one's head high f. başı dik durmak
climb high f. yükseğe çıkmak
hang up high f. yükseğe asmak
be high f. yüksek olmak
fall from high f. yüksekten düşmek
hold in high esteem f. çok beğenmek
hold in high esteem f. beğenmek
hold in high esteem f. saygı göstermek
hold in high esteem f. takdir etmek
hold in high esteem f. hayran kalmak
hold in high esteem f. hayran olmak
hold in high esteem f. hürmet etmek
hold something high above f. yüksekte tutmak
keep something high above f. yüksekte tutmak
be on a natural high f. mutlu olmak
be on a natural high f. çok mutlu olmak
be on a natural high f. sevinçten havalara uçmak
ride high f. başarılı olmak
spend at a high rate f. fazla harcama yapmak
have a high opinion of f. önem vermek
reach a record high f. rekor düzeye ulaşmak
reach a record high f. rekor seviyeye ulaşmak
be for the high jump f. zılgıtı yemek
be for the high jump f. azar işitmek
hold-in-high-regard f. çok beğenmek
hold-in-high-regard f. hayran olmak
hold-in-high-regard f. takdir etmek
hold-in-high-regard f. hürmet etmek