benefit - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

benefit

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"benefit" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 66 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
benefit i. menfaat
benefit i. çıkar
benefit i. fayda
benefit i. yarar
benefit f. yararlanmak
General
benefit i. istifade
benefit i. iyilik
benefit i. leh
benefit i. kazanç
benefit i. ayrıcalık
benefit i. yardım parası
benefit i. yetki
benefit i. kar
benefit i. atiyye
benefit i. intifa
benefit i. imtiyaz
benefit i. avantaj
benefit i. hak
benefit i. fayda
benefit i. yarar
benefit i. yardım (parası)
benefit i. çıkar
benefit i. yardım toplama faaliyeti
benefit i. işsizlik parası
benefit f. yaramak
benefit f. faydası olmak
benefit f. yararlı olmak
benefit f. yarar sağlamak
benefit f. istifade etmek
benefit f. iyi gelmek
benefit f. yararı olmak
benefit f. nasiplenmek
benefit f. yarar görmek
benefit f. yararına olmak
benefit f. yararı dokunmak
benefit f. fayda görmek
benefit f. -e yararlı olmak
benefit f. -e yararı dokunmak
benefit f. fayda göstermek
benefit f. fayda getirmek
benefit f. fayda vermek
benefit f. fayda sağlamak
benefit f. yararlı olmak
benefit f. faydalı olmak
benefit f. faydalanmak
Trade/Economic
benefit i. çıkar hak
benefit i. çıkar
benefit i. ek ödemeler
benefit i. fayda
benefit i. imtiyaz yetki
benefit i. kar
benefit i. menfaat
benefit i. personel sosyal yardımları
benefit i. yarar
benefit i. yan ödeme
benefit i. işsizlik yardımı
benefit i. (işsizlik) tazminat
Law
benefit i. nefi
Politics
benefit i. fayda
benefit i. istifade
benefit i. kar
benefit i. menfaat
benefit i. yarar
Insurance
benefit i. sosyal sigorta ödeneği
Archaic
benefit i. kibarlık
benefit i. nezaket

"benefit" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 464 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
benefit from f. yararlanmak
General
fringe benefit i. emeklilik sigortası gibi işçiye ücreti dışında sağlanan herhangi bir şey
maternity benefit i. doğum yardımı
training benefit i. eğitim zammı
legal benefit i. hukuki fayda
public benefit i. amme menfaati
unemployment benefit i. işsizlik parası
child benefit i. çocuk parası
sickness benefit i. hastalık yardımı
sick benefit i. hastalık yardımı
benefit of clergy i. kilisenin resmi onayı
equalisation benefit i. denkleştirme ödemesi
personal benefit i. şahsi menfaat
assignments for benefit of creditors i. alacağın temliki
benefit concert i. yardım amacıyla düzenlenen konser
cost benefit analysis i. fayda maliyet analizi
gross economic benefit i. brüt ekonomik fayda
benefit-sharing i. fayda paylaşımı
jobless check-help-benefit i. işsizlik yardımı
lump-sum-payment-benefit i. kesenek iadesi
legal benefit i. hukuki menfaat
benefit of society i. toplumun çıkarı
benefit of society i. toplum çıkarı
benefit of society i. toplumun yararı
benefit of society i. toplum yararı
benefit concert i. yardım konseri
side benefit i. yan fayda
personal benefit i. kişisel çıkar
benefit ball i. para toplamak amacıyla düzenlenen balo
benefit ball i. yardım balosu
accident benefit i. kaza tazminatı
public benefit society i. kamu yararına dernek
sole benefit i. yegane fayda/yarar
side benefit i. yan hak
benefit concert i. hayır işi konser
benefit concert i. hayır amacıyla düzenlenen konser
benefit performance i. hayır amacıyla yapılan tiyatro veya müzik gösterisi
cafeteria benefit i. kafeterya çalışanlarına sunulan barınma, tatil, sigorta gibi ek faydalar
standard housing benefit i. standart konut yardımı
standard housing benefit i. standart kira yardımı
standard housing benefit i. kiranın belirli bir bölümünde indirim sağlayan devlet desteği
benefit from an opportunity f. değerlendirmek (bir fırsatı vb)
benefit from f. yararlanmak
provide benefit f. yarar sağlamak
benefit from f. avantajdan faydalanmak
inure to the benefit f. faydası dokunmak
be for the benefit of f. yararına olmak
benefit from f. hayrını görmek
enure to the benefit of somebody f. biri lehine yürürlüğe girmek
inure to the benefit f. yürürlüğe girmek
benefit from f. faydalanmak
somebody else to get the benefit f. parsayı başkası toplamak
look after one's benefit f. çıkar gözetmek
benefit from one's experience f. tecrübesinden yararlanmak
benefit from one's experience f. deneyiminden faydalanmak
benefit from one's experience f. tecrübesinden faydalanmak
benefit from one's experience f. deneyiminden yararlanmak
be to one's benefit to f. çıkarına olmak
benefit from the advantages provided by f. sunduğu avantajlardan yararlanmak
benefit from the advantages of f. sunduğu avantajlardan yararlanmak
benefit from the advantages being offered by f. sunduğu avantajlardan yararlanmak
benefit from the advantages provided by f. sunduğu avantajlardan istifade etmek
benefit from the advantages being offered by f. sunduğu avantajlardan istifade etmek
benefit from the advantages of f. sunduğu avantajlardan istifade etmek
reap benefit f. fayda elde etmek
get benefit f. fayda elde etmek
derive benefit f. fayda elde etmek
receive benefit f. fayda elde etmek
gain benefit f. fayda elde etmek
obtain benefit f. fayda elde etmek
benefit from the service f. hizmetten yararlanmak
benefit from a service f. hizmetten yararlanmak
benefit from f. yaramak
fail to benefit from f. hakkını kaybetmek
bring benefit f. yarar getirmek
benefit from the services f. hizmetlerden faydalanmak
benefit from f. -den faydalanmak
make benefit of f. -den yararlanmak
have no benefit out of (a situation) for oneself f. çıkarı olmamak
get no benefit out of (a situation) for oneself f. çıkarı olmamak
benefit from the opportunities of something f. imkanlarından istifade etmek
benefit from the opportunities of something f. imkanlarından yararlanmak
benefit from the law f. yasadan yararlanmak
inure to the benefit of f. lehine hüküm ifade etmek
reap the benefit of f. sunduğu avantajdan faydalanmak
reap the benefit of f. istifade etmek
reap the benefit of f. yararını görmek
reap the benefit of f. birşeyin yararını görmek
reap the benefit of f. birşeyin faydasını görmek
reap the benefit of f. faydasını görmek
benefit from someone's experience f. tecrübesinden yararlanmak
benefit from someone's experience f. tecrübesinden faydalanmak
benefit from someone's experience f. tecrübesinden istifade etmek
benefit from equally f. eşit derecede faydalanmak
benefit from the services f. hizmetlerden istifade etmek
benefit from the services f. hizmetlerden yararlanmak
benefit from the advantage of f. avantajından yararlanmak
benefit from the opportunity of f. avantajından yararlanmak
benefit from the opportunity of f. imkanından faydalanmak
benefit from the advantage of f. imkanından faydalanmak
benefit from the right of f. hakkından yararlanmak
benefit from the right of f. hakkından faydalanmak
benefit from a windfall f. başına talih kuşu konmak
see the benefit (of something) f. yararını görmek
offer something for the benefit of someone f. yararına sunmak
derive an improper personal benefit f. haksız kazanç sağlamak
stand to benefit f. faydalanmak
benefit outweigh the costs f. yapılan yatırımın karşılığını almak
benefit outweigh the costs f. yatırım yapmaya değecek fayda elde etmek
bring benefit to f. fayda getirmek
get unemployment benefit f. işsizlik ödeneği almak
enjoy the benefit f. yararını görmek
enjoy the benefit f. faydalanmak
for the benefit of ed. menfaatine
for the benefit of ed. yararına
for the benefit of ed. lehine
for the benefit of ed. çıkarına
Phrasals
benefit from something f. bir şeyden nemalanmak
benefit by something f. bir şeyden istifade etmek
benefit by something f. bir şeyden nemalanmak
benefit from something f. bir şeyden istifade etmek
benefit from something f. bir şeyden yararlanmak
benefit from something f. bir şeyden faydalanmak
benefit by something f. bir şeyden yararlanmak
benefit by something f. bir şeyden faydalanmak
benefit by f. -den nemalanmak
benefit by f. '-den istifade etmek
benefit by f. '-den yararlanmak
benefit by f. '-den faydalanmak
Phrases
for his own benefit expr. babasının hayrına değil
with the benefit of hindsight expr. geçmiş tecrübelerden edinilmiş bilgilerle
with the benefit of hindsight expr. edinilmiş bilgi ve tecrübenin verdiği avantajla
for his own benefit expr. kendi yararına
for the benefit of expr. -nın yararına
with the benefit of hindsight expr. tecrübeyle sabit ki
with the benefit of hindsight expr. tecrübeyle sabittir ki
Colloquial
for her own benefit expr. kendi yararına
of benefit (to someone) expr. yararına
of benefit expr. yararına
of benefit expr. çıkarına
of benefit expr. lehine
of benefit expr. menfaatine
Idioms
confer a benefit f. avantaj sağlayacak şekilde davranmak
give someone the benefit of the doubt f. birine inanmaya karar vermek
give the benefit of the doubt f. doğru kabul etmek
give the benefit of the doubt f. doğru olduğunu varsaymak
give someone the benefit of the doubt f. hüsnüzanla yaklaşmak
give the benefit of the doubt f. haklı kabul etmek
give someone the benefit of the doubt f. olumlu düşünmek
give someone the benefit of the doubt f. kötü düşünmemek
give the benefit of the doubt f. suçsuz kabul etmek
give someone the benefit of the doubt f. sözüne inanmak
reap the benefit f. semeresini görmek
confer a benefit f. yararlı biçimde davranmak
give (one) the benefit of (something) f. (birine anlatmaması gereken bir şeyi) detaylıca anlatmak
give (one) the benefit of (something) f. (birine bilememesi gereken bir şeyin) bütün detaylarını vermek
give (one) the benefit of (something) f. (birine bir şeyi) açık etmek
give (one) the benefit of (something) f. (biriyle bir şeyin) tüm detaylarını paylaşmak
give someone the benefit of f. birinin yararlanması için her şeyi anlatmak
give someone the benefit of f. birine uzun uzun anlatmak
give someone the benefit of f. birine her şeyi sayıp dökmek
give someone the benefit of f. birine tüm hikayeyi anlatmak
give someone the benefit of f. biriyle tüm hikayeyi paylaşmak
have the benefit of the doubt f. (önce yargılanmak/eleştirilmektense) şüphe lehinde yorumlanmak
have the benefit of the doubt f. (önce yargılanmak/eleştirilmektense) haklı kabul edilmek
have the benefit of the doubt f. (önce yargılanmak/eleştirilmektense) hakkında olumlu düşünülmek
have the benefit of the doubt f. (önce yargılanmak/eleştirilmektense) suçsuz kabul edilmek
have the benefit of the doubt f. (önce yargılanmak/eleştirilmektense) sözüne inanılmak
give/have the benefit of the doubt f. (aksi bir kanıt olmadığı sürece) şüpheyi lehinde yorumlamak
give/have the benefit of the doubt f. (aksi bir kanıt olmadığı sürece) haklı kabul etmek
give/have the benefit of the doubt f. (aksi bir kanıt olmadığı sürece) hakkında olumlu düşünmek
give/have the benefit of the doubt f. (aksi bir kanıt olmadığı sürece) suçsuz kabul etmek
give/have the benefit of the doubt f. (aksi bir kanıt olmadığı sürece) sözüne inanılmak
get the benefit of the doubt f. (yeterli bilgi/kanıt yokken) haklı kabul edilmek
get the benefit of the doubt f. (yeterli bilgi/kanıt yokken) suçsuz kabul edilmek
get the benefit of the doubt f. tarafsız yaklaşılmak
give (someone or something) the benefit of the doubt f. (birine/bir şeye) inanmaya karar vermek
give (someone or something) the benefit of the doubt f. (birine/bir şeye) hüsnü zanla yaklaşmak
give (someone or something) the benefit of the doubt f. (biri/bir şey hakkında) olumlu düşünmek
give (someone or something) the benefit of the doubt f. (biri/bir şey hakkında) kötü düşünmemek
give (someone or something) the benefit of the doubt f. (birinin/bir şeyin) sözüne inanmak
give (someone or something) the benefit of the doubt f. (birinden/bir şeyden) yana düşünmek
give (someone or something) the benefit of the doubt f. (biri/bir şey) hakkında nötr olmak
give somebody the benefit of the doubt f. hüsnü zanla yaklaşmak
give somebody the benefit of the doubt f. birini masum/suçsuz kabul etmek
of benefit (to someone) expr. (birinin) yararına/çıkarına
for someone's benefit expr. (birinin) iyiliği için
for somebody's benefit expr. birinin yararına
for somebody's benefit expr. birinin hatırına
for somebody's benefit expr. biri için
for (one's) benefit expr. (birinin) iyiliği için
for (one's) benefit expr. (biri) için
for (one's) benefit expr. (birinin) yararına
Speaking
may you get no benefit from it expr. haram olsun
Trade/Economic
advance death benefit i. önceden ödenen ölüm yardımı
defined benefit pension plan i. belirlenmiş emeklilik planı
defined benefit obligation based on present value i. belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri
council tax benefit i. belediye vergisi yardımı
defined benefit liability i. belirlenmiş tazminat borcu
defined benefit plans i. belirlenmiş fayda esaslı planlar
defined-benefit plan i. belirli yararlar planı
defined benefit obligation i. belirlenmiş tazminat yükümlülüğü
defined benefit model i. belirlenmiş fayda modeli
present value of defined benefit obligation i. belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri
benefit principle i. bu hizmetlerden yararlandıkları ölçüde vergi ödemeleri ilkesi
prevention of benefit-oriented criminal organizations law i. çıkar amaçlı suç örgütleriyle mücadele kanunu
multi-employer benefit plans i. çok sayılı işverenli sosyal yardım planları
multi-employer benefit plans i. çok sayıda işverenin dahil olduğu sosyal yardım planları
pecuniary benefit i. çıkar
cost-benefit analysis i. değer ve kar analizi
external marginal benefit i. dışsal marjinal fayda
widow’s or widower’s benefit i. dul kalma yardımı
maternity benefit i. doğum yardımı
maternity benefit i. doğum yardımı
retirement benefit i. emeklilik maaşı
benefit principle i. ekonomide reel ücretler yükseldikçe arz edilen işgücünün önce artıp sonra azalacağını gösteren eğri
post-employment benefit plans i. emeklilikteki sosyal yardım planları
industrial benefit i. endüstriyel fayda
benefit primary i. emekli aylığı
benefit supplementary i. emekli olan kimsenin eşine emeklilik maaşı haricinde her ay ödenen ücret
fringe benefit i. ek ücret
nursing benefit i. emzirme ödeneği
retirement benefit plans i. emeklilik sosyal yardım planları
plan assets of an employee benefit plan i. emeklilik fon yatırımları
extra benefit i. ek tazminat
benefit primary i. emekli maaşı
pension benefit i. emeklilik geliri
income-tested benefit i. gelir hesaplı yardım
benefit cost ratio i. fayda maliyet oranı
accounting and reporting by retirement benefit plans i. fayda esaslı emeklilik planlarının muhasebesi ve raporlaması
benefit analysis i. fayda analizi
future economic benefit i. gelecekteki ekonomik yarar
benefit and cost analysis i. fayda ve maliyet analizi
benefit-cost analysis i. fayda maliyet analizi
benefit for temporary incapacity i. geçici iş göremezlik ödeneği
cost-benefit analysis i. fayda maliyet analizi
benefit segmentation i. fayda bölümlendirmesi
benefit segmentation i. firmanın piyasayı tüketicilerin maldan sağlayacakları faydaya göre bölümlere ayırması
cost-benefit analysis i. fayda-maliyet analizi
benefit theory i. fayda teorisi
cost benefit analysis i. fiyat kazanç analizi
benefit tracking i. getiri takibi
mutual benefit association i. hayır cemiyeti
mutual benefit association i. hayır kurumu
hospital benefit insurance i. hastalık masrafları sigortası
sickness benefit fund i. hastalık yardımı fonu
mutual benefit association i. hayır derneği
unjustified benefit i. haksız kazanç
unemployment benefit i. işsizlik ödentisi
industrial injuries disablement benefit i. iş kazası maluliyet yardımı
industrial death benefit i. iş kazası ölüm yardımı
post-employment benefit plans i. işten ayrılma sonrasında fayda sağlayan planlar
unemployment benefit i. işsizlik yardımı
extra benefit i. ilave fayda
unemployment benefit i. işsizlik ödeneği
benefit close i. istifade klozu
fringe benefit i. işçi tazminatı
unemployment benefit i. işsizlik tazminatı
incapacity benefit i. iş göremezlik yardımı
defined benefit plans i. işverence prim ödenerek oluşturulan tazminat planları
benefit severance i. işten ayrılan veya tekaüt edilen bir kimsenin işin bitiminde elde ettiği bir miktar para
benefit principle i. kamu hizmetlerinden yararlanan kimselerin
mutual benefit i. karşılıklı çıkar
benefit cost ratio i. karlılık endeksi
benefit obligation i. kıdem tazminatı yükümlülüğü
present value of defined benefit obligation i. kesinleşmiş tazminat yükümlülüğü bugünkü değeri
defined benefit liability i. kesinleşmiş tazminat borcu
benefit severance i. kıdem tazminatı
defined benefit liability i. kesinleşmiş tazminat kesintisi
defined benefit obligation i. kesinleşmiş tazminat yükümlülüğü
benefit to users i. kullanıcılara sağlanan yarar
housing benefit i. konut yardımı
benefit to users i. kullanıcılara sağlanan faydalar
housing benefit i. konut kira yardımı
cost benefit analysis i. maliyet-fayda analizi
cost-benefit-analysis i. maliyet-fayda analizi
cost-benefit analysis i. maliyet-fayda analizi
disability benefit i. maluliyet tazminatı
marginal social benefit i. marjinal sosyal fayda
cost-benefit analysis i. maliyet fayda analizi
cost/benefit analysis i. maliyet/fayda analizi
marginal benefit i. marjinal fayda
disability benefit i. malüliyet tazminatı
disability benefit i. maluliyet maaşı
disability benefit law i. maluliyet tazminatı kanunu
cost-benefit analysis i. maliyet-fayda
cost benefit analysis i. maliyet fayda analizi
cost-benefit analysis i. maliyet-yarar çözümlemesi
defined benefit pension plan i. maaş esaslı emeklilik planı
cost benefit i. maliyet kazanç
projected accumulation benefit i. muhtemel birikim
pecuniary benefit i. nakdi çıkar
net benefit i. net kar
common benefit i. ortak çıkar
private marginal benefit i. özel marjinal yararı
death benefit i. ölüm yardımı
employee benefit plan i. personel sosyal yardım planı
potential benefit i. potansiyel yarar
pecuniary benefit i. parasal çıkar
disability benefit i. sakatlık maaşı
pecuniary benefit i. parasal menfaat
potential benefit i. potansiyel fayda
pecuniary benefit i. para menfaati
pecuniary benefit i. para veya para cinsinden ölçülebilen menfaat
employee benefit plans i. personel sosyal yardım planları
interest cost for an employee benefit plan i. personel sosyal yardım planı faiz maliyeti
group administration employee benefit plans i. personel sosyal yardımlaşma grup yönetim planları
pecuniary benefit i. parasal fayda
benefit obligation i. sağlanan faydalara ilişkin yükümlülükler
war disablement benefit i. savaş maluliyet yardımı
accrued-benefit cost method i. sağlanan yarar maliyeti yöntemi
disability benefit i. sakatlık tazminatı
settlement of employee benefit obligations i. sosyal güvenlik yükümlülüklerini ödeme
social benefit i. sosyal fayda
benefit primary i. sosyal güvence
social marginal benefit i. sosyal marjinal yarar
return on plan assets of an employee benefit plan i. sosyal güvenlik planı yatırım getirisi
electronic benefit transfer i. sosyal güvenlik ödemelerinin elektronik olarak dağıtılması
total benefit i. toplam fayda
basic benefit i. temel yarar
present value of a defined benefit obligation i. tanımlanmış sosyal yardım yükümlülüğünün bugünkü değeri
assets held by a long- term employee benefit fund i. uzun vadeli emeklilik fonlarının sahip olduğu varlıklar
tax benefit i. vergi karı
goods and values held by third parties in their name but at risk to and for the benefit of the enterprise i. üçüncü şahıslar tarafından elinde bulunan ancak risk ve menfaatleri şirkete ait olan mallar ve kıymetler
creditors in respect of goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties i. üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetlere ilişkin alacaklılar
benefit theory i. vergide yarar teorisi
assets held by a long-term employee benefit fund i. uzun vadeli emeklilik fonlarının sahip olduğu varlıklar
assets held by a long-term employee benefit fund i. uzun vadeli emeklilik fonları tarafından edinilen varlıklar
eligibility, participation, vesting or benefit accrual i. uygunluk, katılım, imtiyaz ya da haklar
goods and values held on behalf of, or at risk to and for the benefit of third parties i. üçüncü şahısların adına ve menfaatine elde tutulan mallar ve kıymetler
tax benefit i. vergi dışı gelir miktarı
tax benefit i. vergi indirimi
retirement benefit i. yaşlılık maaşı
benefit-loss rate i. yarar kayıp oranı
benefit plans i. yardım planları
benefit theory i. yarar esası teorisi
benefit receipt i. yardım makbuzu
benefit principle i. yarar ilkesi (vergide)
benefit receipt i. yardım dekontu
tax benefit rule i. zararların karlarla mahsubu kuralı
tax benefit rule i. zararların karlarla mahsubuna imkan veren kural
benefit claim i. (sağlık/sosyal) yardim talebi
child benefit i. çocuk yardımı
cost-of-living benefit i. fiyatlar arttıkça para gelirleri otomatik artanların elde ettiği fayda
multi-employer benefit plan i. çok sayıda işverenin dahil olduğu sosyal yardım planı
supplementary benefit i. sosyal yardım
supplementary benefit i. devlet yardımı
gain benefit f. çıkar sağlamak
gain benefit f. çıkar temin etmek
achieve economic benefit f. ekonomik fayda temin etmek
yield benefit f. kazanç getirmek
have benefit from f. kar etmek
yield a benefit f. kazanç getirmek
bring a benefit f. kazanç getirmek
enure to the benefit of f. yararına hüküm ifade etmek
cost-benefit s. işlem, prosedür veya programın maliyet etkinliğine sayısal değer atayan (ekonomik analiz)
Law
advance death benefit i. önceden veraset geliri
advance death benefit i. önden ödenen vefat tazminatı
advance death benefit i. önceden ödenen cenaze yardımı
advance death benefit i. önden ödenen ölüm yardımı
public benefit i. amme menfaati
benefit of amnesty i. aftan istifade
benefit certificate i. bazı koşulların oluşması sonrası belli bir meblağın ödenmesine dair yazılı taahhüt
contract for benefit of third person i. başkası lehine şart
contract for benefit of third person i. başkası lehine sözleşme
benefit of discussion i. bir borcun ödenmesinde ilk olarak asli borçlunun malına tedbir konulmasını talep hakkı
benefit of cession i. borçlunun mallarını vererek hapis cezasından kurtulması
death benefit i. cenaze yardımı
securing benefit by claiming intimacy with government officials i. devlet memurlarına intisap iddiasıyla menfaat temin eyleyenler
irrevocable benefit i. değişmez kar
irrevocable benefit i. dönülmez kar
benefit of fail i. düşme yararı
irrevocable benefit i. gayrikabili rücu kar
unjustified benefit i. haksız mal edinme
unjustified benefit i. haksız mal iktisabı
public benefit association i. kamu yararına dernek
benefit clause i. kar klozu
material benefit i. maddi menfaat
benefit of counsel i. mahkemeden avukat tayin edilmesini isteme hakkı
benefit of division i. müşterek kefillerin sadece kendi payına düşen miktarda ödeme yapma hakkı
benefit of fall i. navlun düşmesinden istifade
death benefit i. ölüm yardımı
death benefit certificate i. ölüm yardımı sözleşmesi
benefit of clergy i. papazlık dokunulmazlığı
benefit of counsel i. sanığın bir müdafi tayin edilmesini mahkemeden talep hakkı
unjustified benefit i. sebepsiz mal edinme
benefit of the doubt i. şüphenin ilgili lehine yorumlanması
compensation benefit limit i. tazminat yararlanma sınırı
contract for benefit of third person i. üçüncü şahıs yararına akit
death benefit i. vefat tazminatı
death benefit i. veraset geliri
power to benefit i. yararlanma yetkisi
survivor's benefit i. yetim/dul yardımı
benefit of inventory i. varisin miras bırakana ait borçlardan sadece iktisap ettiği şeylerin değeri oranında sorumlu olma hakkı
reasonable benefit i. makul yarar
reasonable benefit i. makul menfaat
benefit of the doubt i. şüpheden sanık yararlanır prensibi
for the benefit of another immovable expr. başka gayrimenkulün lehine
Politics
family tax benefit i. aile vergi yardımı
council tax benefit i. belediye vergisi yardımı
means-tested benefit i. bütçe hesaplı yardım
child care benefit i. çocuk bakım yardımı
state's benefit i. devletin çıkarı
state benefit i. devlet yardımı
benefit society i. hayır kurumu
benefit society i. hayır derneği
discretionary housing benefit i. ihtiyari kira yardımı
unemployment benefit i. işsizlik yardımı
right to benefit i. istifade etme hakkı
public benefit i. kamu yararı
public benefit i. kamu çıkarı
housing benefit i. kira yardımı
benefit of clergy i. papaz dokunulmazlığı
health benefit plans i. sağlık yardım planları
social benefit i. toplumsal fayda
long-term benefit insurance i. uzun vadeli menfaat sigortası
benefit period i. yardım süresi
benefit society i. yardımlaşma derneği
benefit period i. yardım dönemi
right to benefit i. yararlanma hakkı
benefit period i. yardım alma süresi
benefit society i. yardım kurumu
benefit society i. yardım cemiyeti
benefit society i. yardım derneği
receive a benefit in kind f. ayni yardım almak
welfare benefit yoksul/düşük gelirli insanlara ve hasta olanlara verilen yardım
welfare benefit yoksullara yardım
Insurance
defined benefit model i. belirlenmiş fayda modeli
pension benefit i. emeklilik geliri
accidental death benefit i. kaza sonucu vefat tazminatı
invalidity benefit i. maluliyet tazminatı
income benefit i. sağlık sigortası tahtında sigortalıya sakatlık devresinde ödenen tazminat
insurance benefit i. sigortadan sağlanan menfaat
defined benefit pension plan i. tanımlanmış fayda planı
long service death benefit i. vefat tazminatı
benefit fraud i. (ingiltere'de) sosyal yardım yolsuzluğu
benefit in kind i. ayni yardım
widow's benefit i. dul kalma yardımı
widow's benefit i. (eskiden) dul bir kadına yapılan haftalık ödeme
disablement benefit [uk] i. iş kazası veya hastalığı nedeniyle engellilere ödenen primsiz yardım ödemesi
without benefit of salvage expr. sovtaj'dan yararlanılmaksızın
wbs (without benefit of salvage) kısalt. sovtajdan yararlanılmaksızın
Technical
flood control benefit i. feyezan korunma faydası
indirect benefit i. indirek fayda
indirect benefit i. indirekt fayda
annual benefit i. senelik fayda
annual benefit i. senelik gelir
annual benefit i. yıllık gelir
annual benefit i. yıllık yarar
Informatics
fringe benefit i. ikincil fayda
fringe benefit i. yan fayda
Telecom
cost-benefit analysis i. fayda-maliyet analizi
Medical
employee health benefit plans i. işçi sağlık yardım planları
health benefit fund (hbf) i. sağlık yardımı fonu
health benefit i. sağlık yardımı
high benefit-risk ratio i. yüksek yarar-risk oranı
Environment
cost-benefit analysis i. maliyet-fayda analizi
risk-benefit analysis i. risk-yarar analizi
Geology
cost-benefit analysis i. maliyet-fayda analizi
Sport
benefit of the doubt i. (hakem) takdir hakkı
Wagering
benefit [obsolete] i. lotoda ödül kazanan bilet
Music
benefit album i. bir sanatçının çalışmalarını derleyen albüm
Abbreviation
ebt (electronic benefit transfer) i. elektronik yardım transferi
Ottoman Turkish
benefit of the doubt i. hüsn-ü zan