faydalanmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

faydalanmak



"faydalanmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 51 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
faydalanmak exploit f.
faydalanmak make use of f.
faydalanmak take advantage of f.
General
faydalanmak utilize f.
faydalanmak draw advantage from f.
faydalanmak benefit from f.
faydalanmak take f.
faydalanmak profit by f.
faydalanmak milk f.
faydalanmak capitalize f.
faydalanmak nap f.
faydalanmak make use of f.
faydalanmak take advantage of f.
faydalanmak turn f.
faydalanmak trade on f.
faydalanmak rejoice in f.
faydalanmak cash in on f.
faydalanmak use f.
faydalanmak tap into f.
faydalanmak cash in f.
faydalanmak drive profit f.
faydalanmak make advantage of f.
faydalanmak make profit f.
faydalanmak make use f.
faydalanmak take advantage of something f.
faydalanmak stand to benefit f.
faydalanmak capitalise f.
faydalanmak utilise f.
faydalanmak take f.
faydalanmak tap f.
faydalanmak make much of f.
faydalanmak embrace f.
faydalanmak enjoy the benefit f.
faydalanmak benefit f.
faydalanmak countervail f.
faydalanmak fee [dialect] [uk] f.
faydalanmak pounce f.
faydalanmak practice [obsolete] f.
Phrasals
faydalanmak capitalize upon f.
faydalanmak capitalize on f.
faydalanmak pander to f.
faydalanmak trade upon f.
faydalanmak call upon f.
Colloquial
faydalanmak work f.
Idioms
faydalanmak avail one's self of f.
faydalanmak come over f.
faydalanmak make a convenience of f.
Trade/Economic
faydalanmak profit f.
Archaic
faydalanmak improve f.
faydalanmak subserve f.
Slang
faydalanmak frack (fuck) f.

"faydalanmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 108 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yüksek uçan kuşların dairesel yukarı yönlü hava akımından faydalanmak için bir araya gelmesi kettle i.
zaafından faydalanmak take advantage of f.
bir şeyden azami derecede faydalanmak make the most of something f.
avantajdan faydalanmak make use of an advantage f.
avantajdan faydalanmak take the advantage of f.
avantajdan faydalanmak benefit from f.
avantajdan faydalanmak use an advantage f.
bir haktan faydalanmak avail oneself of the right to f.
bir haktan faydalanmak enjoy a right f.
haktan faydalanmak take advantage of a right f.
tecrübesinden faydalanmak benefit from one's experience f.
deneyiminden faydalanmak benefit from one's experience f.
deneyiminden faydalanmak make use of someone's experience f.
tecrübesinden faydalanmak make use of someone's experience f.
deneyiminden faydalanmak make use of someone's knowledge f.
tecrübesinden faydalanmak make use of someone's knowledge f.
birisinden faydalanmak take advantage of someone f.
birisinden faydalanmak make use of someone f.
hizmetlerden faydalanmak benefit from the services f.
-den faydalanmak avail oneself of f.
-den faydalanmak benefit from f.
-den faydalanmak capitalize on f.
-den faydalanmak take advantage of f.
(bir şeyden) faydalanmak take advantage of f.
teknolojinin nimetlerinden faydalanmak make the most of technological opportunities f.
nimetlerinden faydalanmak make use of f.
nimetlerinden faydalanmak make the most of f.
durumdan faydalanmak exploit the situation f.
durumdan faydalanmak make the most of an opportunity f.
durumdan faydalanmak make use of the situation f.
durumdan faydalanmak take advantage of the situation f.
sunduğu avantajdan faydalanmak reap the benefit of f.
örneklerden faydalanmak make use of examples f.
tecrübesinden faydalanmak benefit from someone's experience f.
eşit derecede faydalanmak benefit from equally f.
imkanından faydalanmak benefit from the advantage of f.
imkanından faydalanmak benefit from the opportunity of f.
hakkından faydalanmak benefit from the right of f.
yetersiz faydalanmak underexploit f.
diğerlerini engelleyerek faydalanmak monopolize f.
diğerlerini engelleyerek faydalanmak monopolise f.
(bir şeyden) faydalanmak gain f.
(eğlence ve medya sektöründe) bedava gösteri ve atıştırmalıktan faydalanmak için bir işe dahil olmak lig f.
fırsattan faydalanmak grab f.
mantıktan faydalanmak logicize f.
mantıktan faydalanmak logicise f.
aşırı faydalanmak overutilise f.
sürekli faydalanmak overwork f.
palpasyon tekniğinden faydalanmak palpate f.
iyi yönlerinden azami derecede faydalanmak flatter f.
sorumluluk almaksızın imkanlardan faydalanmak freeload f.
sembollerden faydalanmak symbol f.
sembollerden faydalanmak symbolise f.
sembollerden faydalanmak symbolize f.
Phrasals
bir şeyden faydalanmak benefit from something f.
bir şeyden faydalanmak benefit by something f.
bir şeyden faydalanmak/yararlanmak gain from something f.
birinin/bir şeyin bir şeyinden faydalanmak milk someone/something for something f.
'-den faydalanmak benefit by f.
(bir şeyden) faydalanmak call upon (something) f.
(bir şeyden) yararlanmak/faydalanmak capitalize on (something) f.
(bir şeyden) faydalanmak play upon (something) f.
(bir şeyden) faydalanmak play on (something) f.
(birinden/bir şeyden) faydalanmak prey upon (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden) faydalanmak prey on (someone or something) f.
(bir şeyden) faydalanmak profit by (something) f.
(bir şeyden) faydalanmak profit from (something) f.
(bir şeyden) faydalanmak ride (on) a wave of (something) f.
(bir şeyden) faydalanmak tap into (something) f.
(bir şeyden) faydalanmak trade on (something) f.
…den faydalanmak cotton on f.
Colloquial
-den faydalanmak tap f.
karşılıksız almak/faydalanmak take a free ride f.
'-den faydalanmak milk it f.
birinden faydalanmak jerk over f.
bir şeyden sonuna kadar faydalanmak milk f.
etinden sütünden faydalanmak milk f.
etinden sütünden faydalanmak be milking f.
Idioms
birinin avantajlarından sonuna kadar yararlanmak/faydalanmak press home (one's) advantage f.
birinden faydalanmak make capital out of f.
bir şeyden olabileceğince faydalanmak make the most of something f.
(zayıflığından) faydalanmak play upon f.
zaafından faydalanmak scent blood f.
zaafından faydalanmak take advantage of f.
karşılıksız almak/faydalanmak get/take a free ride f.
etinden sütünden faydalanmak squeeze an orange f.
etinden sütünden faydalanmak suck an orange f.
(bir şeyden) faydalanmak cash in on (something) f.
evlilik yasalarındaki özgürlükten faydalanmak için bir bölgeye gitmek elope to gretna green f.
(bir şeyden) en iyi şekilde faydalanmak get the most out of (something) f.
(birinden) faydalanmak give (one) the shaft f.
birinden faydalanmak give somebody the shaft [us] f.
(birinden/bir şeyden) faydalanmak make use of (someone or something) f.
(bir şeyden) sonuna kadar faydalanmak/istifade etmek play (something) for all (something) is worth f.
(bir şeyden) faydalanmak ride (on) the wave (of something) f.
(birinden/bir şeyden) faydalanmak take advantage of (someone or something) f.
içinde bulunulan durumdan faydalanmak find oneself f.
(bir şeyden) faydalanmak için içinde in (something) for (someone) expr.
Politics
uygunluk şartları (bir yasal haktan faydalanmak için) eligibility requirements i.
Technical
(boştaki sermaye veya eşyadan) faydalanmak desterilize f.
(boştaki sermaye veya eşyadan) faydalanmak desterilise f.
Marine
(seyir halindeki başka geminin) daha büyük yelken kapasitesinden faydalanmak overbear f.
Botanic
hindistan'da yetişen, gece açıp gündüz kapanan, genellikle süs ağacı olarak veya gölgesinden faydalanmak için yetiştirilen bir ağaç maple-leaved bayur i.
hindistan'da yetişen, gece açıp gündüz kapanan, genellikle süs ağacı olarak veya gölgesinden faydalanmak için yetiştirilen bir ağaç mayeng i.
hindistan'da yetişen, gece açıp gündüz kapanan, genellikle süs ağacı olarak veya gölgesinden faydalanmak için yetiştirilen bir ağaç pterospermum acerifolium i.
Literature
hitabet sanatından faydalanmak rhetorize f.
hitabet sanatından faydalanmak rhetorise f.
Engineering
plançeteden faydalanmak plane-table f.