Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
bir süre için
"bir süre için"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
bir süre için
for a while
zf.
2
Genel
bir süre için
for some time
zf.
"bir süre için"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 94 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
belirli bir süre için ücretli iş
engagement
i.
2
Genel
bir yolcunun seferler arasında aktarma yapabilmesi için gereken asgari süre
minimum connecting time
i.
3
Genel
belirli bir süre için her yıl ödenen ve emek karşılığı olmayan maaş
annuity
i.
4
Genel
bir bireyin belirli bir eylemi yapması için gereken süre
body clock
i.
5
Genel
geçici bir süre için işbirliği yapanlardan oluşan grup
task force
i.
6
Genel
yerine çalıştırma (geçici bir süre için)
substitution
i.
7
Genel
yerine kullanma (geçici bir süre için)
substitution
i.
8
Genel
başkasının yerine geçen kimse (geçici bir süre için)
substitute
i.
9
Genel
bir süre için kalma
sojourn
i.
10
Genel
belirsiz bir süre için devam etme özelliğine sahip
self-perpetuating
i.
11
Genel
abd'ye geçici bir süre için giren yabancı kimse
nonimmigrant [usa]
i.
12
Genel
sınırlı bir süre için sağlanan anlaşma
temporizing
i.
13
Genel
belirli bir mesafeyi kat etmek için geçen süre
drive time
i.
14
Genel
çırak veya göçmenlerin belirli bir süre bir kimse için çalışmasını zorunlu kılan sözleşme
indenture
i.
15
Genel
gök cismi etrafında bir tam tur dönüşü tamamlamak için geçen süre
orbit period
i.
16
Genel
başkasının yerine çalışmak (geçici bir süre için)
substitute
f.
17
Genel
izin almak (belirli bir süre için)
take something off
f.
18
Genel
geçici bir süre için başkasının yerine çalışmak
substitute
f.
19
Genel
kısa bir süre için şuurunu kaybetmek
black out
f.
20
Genel
bir işi (bir süre için) geciktirmek
set something back
f.
21
Genel
bir süre için ilkel şartlar içinde yaşamak
rough it
f.
22
Genel
bir süre için inanç ve prensiplerinden vazgeçmek
lapse
f.
23
Genel
dayanmak (belirli bir süre için)
be good for
f.
24
Genel
yerine çalışmak (geçici bir süre için başkasının)
substitute
f.
25
Genel
(bir iş) için (belirli bir süre) harcanmak
go into
f.
26
Genel
bir iş için belirli bir süre harcanmak
go into
f.
27
Genel
sınırlı bir süre için emanet vermek
bail
f.
28
Genel
uzun bir süre için bırakmak
park
f.
29
Genel
başkasının yerine geçen (geçici bir süre için)
substitute
s.
30
Genel
geçmişteki bir süre için de geçerli olan
retroactive
s.
31
Genel
başkasının yerine çalışan (geçici bir süre için)
substitute
s.
32
Genel
belirli bir hizmet veya süre için işe alınan
job
s.
33
Genel
kısa bir süre için
awhile
zf.
34
Genel
kısa bir süre için
transiently
zf.
35
Genel
kısa bir süre için
for a short time
zf.
36
Genel
kısa bir süre için
for a brief period
zf.
37
Genel
kısa bir süre için
for the time
zf.
38
Genel
geçici bir süre için
temporarily
zf.
39
Genel
kısa bir süre için
shortly
zf.
Phrasals
40
Öbek Fiiller
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak
burn in
f.
41
Öbek Fiiller
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak
burn into
f.
42
Öbek Fiiller
kısa bir süre için gelmek
pop in
f.
43
Öbek Fiiller
belirli bir süre için yeterli olmak
bridge over
f.
44
Öbek Fiiller
(bir süre) için sürmek/devam etmek
last for
f.
45
Öbek Fiiller
(bir süre) için yetmek
last for
f.
46
Öbek Fiiller
(belli bir süre) için sürmek/devam etmek
last for (some period of time)
f.
47
Öbek Fiiller
(belli bir süre) için yetmek
last for (some period of time)
f.
48
Öbek Fiiller
(birini bir süre) için tok tutmak
set (someone) up for (something)
f.
49
Öbek Fiiller
(bir süre) için durmak
stop for (something)
f.
50
Öbek Fiiller
(bir süre için) değişmek
trade for (something)
f.
Phrases
51
İfadeler
çok çok kısa bir süre için
for far too brief a time
expr.
Colloquial
52
Konuşma Dili
bir süre için işe/okula gelememek
be out for (something)
f.
53
Konuşma Dili
(yasa vb) yürürlüğe girmeden önce bir süre için askıya alınmak
go into abeyance
f.
54
Konuşma Dili
kısa bir süre için
for a season
expr.
55
Konuşma Dili
uzun bir süre için
for long
expr.
Idioms
56
Deyim
bir şeyi bir süre için elde tutmak
sit on
f.
Speaking
57
Konuşma
kısa bir süre için
for a while
expr.
58
Konuşma
sınırlı bir süre için
for only so long
expr.
Trade/Economic
59
Ticaret/Ekonomi
belli olmayan bir süre için akdedilen ortaklık
partnership at will
i.
60
Ticaret/Ekonomi
bir üretimden diğerine geçmek için gereken süre
set up time
i.
61
Ticaret/Ekonomi
bir siparişin ilk bölümünü üretmek için gereken süre
first piece time
i.
62
Ticaret/Ekonomi
bir hisse senedinin piyasada tutunabilmesi için geçmesi gereken süre
seasoning
i.
63
Ticaret/Ekonomi
ekonomik yatırımları olan politikacıların kamuoyunda tartışmalara mahal vermemek için görevde bulundukları süre içerisinde malvarlıklarının yönetimini devrettikleri bir çeşit kayyum müessesesi
blind trust
i.
64
Ticaret/Ekonomi
ödeme tarihi gelmiş olan bir borç için verilen ek süre
days of grace
i.
65
Ticaret/Ekonomi
şirketle ilişkisi kesilen çalışanın belirlenen süre boyunca (rakip bir şirkette çalışmaya hemen başlamaması için) maaşı ödenir
garden leave
i.
66
Ticaret/Ekonomi
vadesi gelen bir senedin ödenmesi için borçluya tanınan süre
grace period
i.
67
Ticaret/Ekonomi
vade tarihinin bitiminden itibaren ödeme için tanınan ek kısa bir süre
grace period
i.
68
Ticaret/Ekonomi
belli bir süre için
once off
expr.
Law
69
Hukuk
geçici bir süre için (bir başka hakimin) yerine bakan hakim
acting judge
i.
70
Hukuk
kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm
sunset provision
i.
71
Hukuk
kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm
sunset clause
i.
72
Hukuk
mahkemenin aldığı boşanma kararının belirli bir süre içinde itiraz olunarak kararın iptali için geçerli neden gösterilmediği takdirde kesinleşmesi
decree nisi
i.
73
Hukuk
hücrede kalan bir suçlunun topluma dönüş için hazırlık olarak dışarıda geçirmesine izin verilen süre
mobility
i.
74
Hukuk
genellikle memur veya çalışanlara verilen, bir süre için belirli şartlar altında hisse senedi satın alma hakkı
option
i.
Insurance
75
Sigortacılık
bir yıldan fazla süre için akdedilen hayat poliçesi dışındaki poliçe için geçerli olan indirimli oran
term rate
i.
76
Sigortacılık
bir yıldan fazla bir süre için akdedilen hayat dışı poliçe
term policy
i.
Technical
77
Teknik
kısa bir süre için parlayan
flashy
s.
Computer
78
Bilgisayar
(bilgisayar oyunlarında) kullanılan bir yetenek, eşyanın tekrar kullanılabilmesi için beklenecek minimum süre
cool down
i.
Transportation
79
Ulaştırma
revizyonlar arasındaki aylar kadar bir süre için çeşitli malzemelerin gemide depolanması
endurance loading
i.
Marine
80
Denizcilik
bir gemiye yükleme veya boşaltma için tanınan süre
lay time
i.
81
Denizcilik
bir gemiye yükleme veya boşaltma için tanınan süre
lay days
i.
Medical
82
Medikal
bir tümörün iki katına çıkması için geçen süre
doubling time
i.
83
Medikal
bir ilacın alınması sonrası etkinleşmesi için gereken süre
bioavailability
i.
Physics
84
Fizik
heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre kısa bir süre için var olan ve varlığının devamı enerjinin korunumu yasasını ihlal edecek olan atom altı parçacık
virtual particle
i.
85
Fizik
ışığın veya radyo sinyallerinin dünya ile bir gök cismi arasında seyahat etmesi için geçen süre
one-way light time
i.
Agriculture
86
Tarım
mera veya otlak bitkilerinin sınırlı bir süre için otlanılabilecek bölümü
break
i.
Meteorology
87
Meteoroloji
(özellikle 24 saatlik bir süre için) en yüksek atmosferik hava sıcaklığı
high
i.
Military
88
Askeri
bir görevin tamamlanması için gerekli süre
precise frequency
i.
89
Askeri
bir görevin tamamlanması için gerekli süre
precise time
i.
90
Askeri
belirli bir alanda sürmekte olan operasyonlara belirsiz bir süre için tayin edilmiş müşterek görev kuvveti
semi-permanent joint task force
i.
Sport
91
Spor
takım oyuncularının antrenman yapmak veya potansiyel yeni oyuncuları değerlendirmek için kısa süre bir araya geldikleri yer
minicamp
i.
Archaic
92
Eski Kullanım
bir süre için kalma
tarriance
i.
Engineering
93
Engineering
bir işin bitmesi için gereken süreyi ya da belirsiz süre içinde yapılabilecek iş miktarını ölçmek için atanan iş miktarı
amount limit
i.
Slang
94
Argo
(bir süre için) içkiyi kesmek
go on the wagon
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir süre için
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy