gig - Türkçe İngilizce Sözlük

gig

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"gig" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 69 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
gig i.
Real journalism is not an easy gig.
Gerçek gazetecilik kolay bir değildir.

More Sentences
gig i. kısa süreli iş
He has lived on gigs for years.
Yıllarca kısa süreli işlerle geçindi.

More Sentences
gig i. konser
The band started to play the gig.
Grup konseri vermeye başladı.

More Sentences
gig i.
You got a low maitenance gig in human resources industry.
İnsan kaynakları sektöründe düşük maaşlı bir işiniz var.

More Sentences
gig i. gb (gigabayt)
I need at least 32 gigs of the flash disc.
En az 32 gb flash diske ihtiyacım var.

More Sentences
gig f. konser
This gig poster for the famous band has been designed by Dawid Ryski.
Ünlü grubun bu konser posteri Dawid Ryski tarafından tasarlandı.

More Sentences
gig i. zıpkın
gig i. flika
gig i. sahneye çıkma
gig i. çalgı
gig i. gösteri
gig i. dönen şey
gig i. tuhaf tip
gig i. garip kimse
gig i. kaptanın özel kullanımı için tasarlanmış tekne
gig i. hız yapmak için tasarlanmış tekne
gig i. atla çekilen çift tekerli hafif araba
gig i. hafif gezinti arabası
gig i. fırıldak
gig i. tek gecelik iş
gig i. tek gecelik ilişki
gig i. performans sergileme
gig i. hafifmeşrep kız
gig i. hoppa kız
gig f. zıpkın ile balık yakalamak
gig f. ileri geri hareket etmek
gig f. rahatsız etmek
gig f. sinir etmek
gig f. oluşturmak
gig f. neden olmak
gig f. vücuda getirmek
gig f. meydana çıkarmak
gig s. kısa süreli bir işe ait
gig s. kısa süreli bir işle ilgili
gig s. belirsiz süreli bir işe ait
gig s. belirsiz süreli bir işle ilgili
Konuşma Dili
gig i. tek seferlik iş
gig i. bir bağlantı
gig i. görevlendirme/ödev olarak verilen iş
gig i. tek seferlik iş/görev
gig i. sinir bozucu iş
gig i. sıkıntılı iş
gig i. başa bela iş
gig i. kıkırdama
gig i. kahkaha
gig i. gigabayt
gig f. çalmak (müzik)
gig f. icra etmek (müzik)
Teknik
gig f. kik ile gezi yapmak
gig f. şardonlamak
gig f. tüylendirmek
Tekstil
gig i. (yün) kumaşları tüylendirmek için kullanılan döner silindir
gig i. şardonlama silindiri
gig f. şardonlamak
gig f. tüylendirmek
Denizcilik
gig i. kik
gig i. küçük tekne
Balıkçılık
gig i. balık sürüsünü sürükleyerek kancalamak için kullanılan dört kancalı cihaz
Askeri
gig i. ihtar
gig i. kusurlu davranış
Bahisçilik
gig i. piyango çarkından çekilecek sayılar arasında görünmek üzere seçilen üç rakamlı kombinasyon
Eski Kullanım
gig i. şaka
gig i. heves
gig i. kapris
Argo
gig i. askeri kuralların ihlaline ilişkin resmi rapor
gig i. askeri kuralların ihlaline ilişkin resmi rapor sonucu verilen ceza veya ihtar
gig f. askeri kuralların ihlalini rapor etmek
gig f. kural ihlali için ihtar vermek
gig f. kural ihlali için hafif ceza vermek

"gig" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
gig [dialect] i. eğlence
side gig i. ek iş
side gig i. ilave iş
side gig i. ekstra iş
gig [dialect] f. kışkırtmak
gig [dialect] f. dürtmek
Konuşma Dili
high paying gig i. yüksek ücretli iş
side gig i. yan iş
play a gig f. sahne almak
Ticaret/Ekonomi
gig economy i. şirketlerin çalışanlarıyla belirsiz süreli sözleşme yapmak yerine geçici ve kısa dönemli kontratlar yaptığı çalışma biçimi
Hukuk
gig economy i. esnek ekonomi
gig economy i. şirketlerin çalışanlarıyla belirsiz süreli sözleşme yapmak yerine geçici ve kısa dönemli kontratlar yaptığı çalışma biçimi
Mekanik
gig saw i. mekanik oyma testeresi
gig saw i. kafesoymada süslü desenler yapmak için kullanılan dar ve dikey testereli tezgah
gig saw i. kavisli ve düzensiz çizgiler kesmek için kullanılan dar ve dikey testereli tezgah
Tekstil
gig mill i. şardonlama silindiri
gig mill i. (yün) kumaşları tüylendirmek için kullanılan döner silindir
gig machine i. kumaşı tüylendirmek için kullanılan makine
Coğrafya
gig harbor i. washington eyaletinde şehir
Spor
racing gig i. dar ve hafif bir yarış teknesi
Müzik
guerrilla gig i. yer altı treni, çatı katı gibi alışılagelmedik mekanlarda gerçekleştirilen doğaçlama müzik performansı
get a gig f. iş almak
Argo
gig-lamps [obsolete] i. gözlük