|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
| Yaygın Kullanım |
|
| 1 |
Yaygın Kullanım |
kızarmış ekmek (dilim halinde) |
toast i.
|
|
Would you like to have a slice of toast for breakfast?
Kahvaltıda bir dilim kızarmış ekmek ister misin?
More Sentences
|
| Genel |
|
| 2 |
Genel |
kızarmış yumurta |
fried egg i.
|
|
Two fried eggs and coffee, please.
İki tane kızarmış yumurta ve kahve, lütfen.
More Sentences
|
| 3 |
Genel |
yüzü kızarmış |
flushed s.
|
|
She came with a flushed face after the workout.
Antrenmandan sonra yüzü kızarmış bir şekilde geldi.
More Sentences
|
| Mutfak |
|
| 4 |
Mutfak |
kızarmış tavuk |
fried chicken i.
|
|
Tom likes fried chicken.
Tom kızarmış tavuk sever.
More Sentences
|
| 5 |
Mutfak |
kızarmış pilav |
fried rice i.
|
|
Tom wants to eat fried rice.
Tom kızarmış pilav yemek istiyor.
More Sentences
|
| Genel |
|
| 6 |
Genel |
kızarmış hamur tatlısı |
crumpet i.
|
|
|
|
| 7 |
Genel |
kızarmış balık |
fish fry i.
|
|
| 8 |
Genel |
kızarmış patates |
french fries i.
|
|
| 9 |
Genel |
küp biçiminde doğranmış kızarmış ekmek (çorbaya konulan) |
crouton i.
|
|
| 10 |
Genel |
kızarmış et parçası |
roast i.
|
|
| 11 |
Genel |
yağda kızarmış şekerli çörek |
doughnut i.
|
|
| 12 |
Genel |
kızarmış kömür |
gleed i.
|
|
| 13 |
Genel |
kızarmış ekmek |
toast i.
|
|
| 14 |
Genel |
kızarmış ekmek |
toasted bread i.
|
|
| 15 |
Genel |
kızarmış ekmek üzerine kırılmış iki yumurta |
adam and eve on a raft i.
|
|
| 16 |
Genel |
kırmızı/kızarmış gözler |
red eyes i.
|
|
| 17 |
Genel |
kızarmış ekmek |
fried bread i.
|
|
| 18 |
Genel |
yağda kızarmış şekerli çörek |
donut i.
|
|
| 19 |
Genel |
kızarmış ekmek dilimi |
toss [scottish] i.
|
|
| 20 |
Genel |
(yemek) kızarmış yüzey |
birsle i.
|
|
| 21 |
Genel |
ödülün kızarmış piliç olduğu çekiliş |
chook raffle i.
|
|
| 22 |
Genel |
kızarmış et |
rost [obsolete] i.
|
|
| 23 |
Genel |
kızarmış ekmek dilimi |
rouse [obsolete] i.
|
|
| 24 |
Genel |
yüzü kızarmış |
ablush s.
|
|
| 25 |
Genel |
kızarmış göz |
bleary s.
|
|
| 26 |
Genel |
soğuktan kızarmış şişmiş |
chilblained s.
|
|
|
|
| 27 |
Genel |
(göz) kızarmış |
bleary s.
|
|
| 28 |
Genel |
yüzü kızarmış |
red-faced s.
|
|
| 29 |
Genel |
kızarmış göz |
blear-eyed s.
|
|
| 30 |
Genel |
kızarmış göz |
bleary-eyed s.
|
|
| 31 |
Genel |
nar gibi kızarmış |
golden roast/roasted s.
|
|
| 32 |
Genel |
yüzü kızarmış |
abashed s.
|
|
| 33 |
Genel |
yüzü kızarmış |
abawed s.
|
|
| 34 |
Genel |
yüzü kızarmış |
reddened s.
|
|
| 35 |
Genel |
çevresi kızarmış |
red-rimmed s.
|
|
| 36 |
Genel |
soğuktan eli ayağı kızarmış |
kiby s.
|
|
| 37 |
Genel |
soğuktan eli ayağı kızarmış |
kibed s.
|
|
| 38 |
Genel |
gözü kızarmış |
blear-eyed s.
|
|
| 39 |
Genel |
yüzü kızarmış |
blushful s.
|
|
| 40 |
Genel |
yüzü kızarmış |
hectic s.
|
|
| 41 |
Genel |
yüzü kızarmış |
hectic s.
|
|
| 42 |
Genel |
yüzü kızarmış |
scarlet s.
|
|
| 43 |
Genel |
kızarmış bir halde |
blearily zf.
|
|
| Konuşma Dili |
|
| 44 |
Konuşma Dili |
üzerine malt sirkesi dökülmüş kızarmış balık ve patates |
greasies [new zealand] i.
|
|
| 45 |
Konuşma Dili |
(bir şeyden) yüzü kızarmış |
flushed with (something) s.
|
|
| 46 |
Konuşma Dili |
(bir şeyden dolayı) yüzü kızarmış |
flushed with (something) s.
|
|
| 47 |
Konuşma Dili |
yüzüm kızarmış olmalı |
(boy,) is my face red! expr.
|
|
| 48 |
Konuşma Dili |
yüzüm kızarmış mı! |
is my face red! expr.
|
|
| 49 |
Konuşma Dili |
yüzüm kızarmış olmalı! |
is my face red! expr.
|
|
| Deyim |
|
| 50 |
Deyim |
utançtan kızarmış surat |
a red face i.
|
|
| 51 |
Deyim |
yüzü kızarmış |
red in the face s.
|
|
| 52 |
Deyim |
utançtan, sinirden, sıcaktan yanakları kızarmış |
(as) red as a beetroot s.
|
|
| 53 |
Deyim |
(utançtan, güneşten, fiziksel hareketten) kızarmış |
red as a beet s.
|
|
| 54 |
Deyim |
yüzü kızarmış |
red as a beet s.
|
|
| 55 |
Deyim |
(utançtan) yüzü kızarmış |
red as a beetroot s.
|
|
| 56 |
Deyim |
pancar gibi kızarmış |
red as a beet s.
|
|
| 57 |
Deyim |
pancar gibi kızarmış |
red as a beetroot s.
|
|
| 58 |
Deyim |
nar gibi kızarmış |
as brown as a berry expr.
|
|
| 59 |
Deyim |
yüzüm kızarmış mı! |
(boy,) is my face red! expr.
|
|
| 60 |
Deyim |
(biri) utancından kulaklarına kadar kızarmış |
(one's) ears are red expr.
|
|
| Teknik |
|
| 61 |
Teknik |
kızarmış biber |
fried green pepper i.
|
|
| 62 |
Teknik |
(metal) kızarmış |
red-hot s.
|
|
| Medikal |
|
| 63 |
Medikal |
kızarmış gözlü |
sore-eyed s.
|
|
| Mutfak |
|
| 64 |
Mutfak |
ekmek kırıntılarıyla yapılan baharatlı bir yemek (kızarmış hindi ile yenilen) |
dressing i.
|
|
| 65 |
Mutfak |
kızarmış ekmek dilimi |
toast i.
|
|
| 66 |
Mutfak |
kızarmış patates |
fries i.
|
|
|
|
| 67 |
Mutfak |
tereyağlı kızarmış ekmek |
buttered toast i.
|
|
| 68 |
Mutfak |
çorba ile sunulan küçük kızarmış ekmek parçası |
crouton i.
|
|
| 69 |
Mutfak |
kızarmış patates |
chips i.
|
|
| 70 |
Mutfak |
fransız usulü kızarmış ekmek |
french toast i.
|
|
| 71 |
Mutfak |
kızarmış piliç |
roasted chicken i.
|
|
| 72 |
Mutfak |
üzerine malt sirkesi dökülmüş kızarmış balık ve patates |
fish and chips i.
|
|
| 73 |
Mutfak |
kızarmış ekmek |
toasted bread i.
|
|
| 74 |
Mutfak |
kızarmış küçük ekmek parçası |
crouton i.
|
|
| 75 |
Mutfak |
kızarmış ekmek üzerine fırnda kızartılmış fasulye |
baked beans on toast i.
|
|
| 76 |
Mutfak |
kızarmış ekmek üzerine fırnda kızartılmış fasulye |
beans on toast i.
|
|
| 77 |
Mutfak |
kızarmış et |
roasted meat i.
|
|
| 78 |
Mutfak |
kızarmış jambon kabuğu |
crackling i.
|
|
| 79 |
Mutfak |
kızarmış dondurma |
fried ice cream i.
|
|
| 80 |
Mutfak |
yumurtanın sarısına batırılıp pişirilmiş kızarmış ekmek |
eggs and soldiers i.
|
|
| 81 |
Mutfak |
kızarmış piliç |
roast chicken i.
|
|
| 82 |
Mutfak |
italyan usulü kızarmış ekmek |
crostini i.
|
|
| 83 |
Mutfak |
bir tür kızarmış erişte yemeği |
chow mein i.
|
|
| 84 |
Mutfak |
çifte kızarmış muz dilimleri |
tostones i.
|
|
| 85 |
Mutfak |
çifte kızarmış muz dilimleri |
patacones i.
|
|
| 86 |
Mutfak |
kızarmış domuz derisi |
pork rinds i.
|
|
| 87 |
Mutfak |
kızarmış domuz derisi |
cracklings i.
|
|
| 88 |
Mutfak |
kızarmış şerit bifteklerden oluşan acılı meksika yemeği |
carne asada i.
|
|
| 89 |
Mutfak |
erimiş peynir ve birayla yapılan sosun kızarmış ekmeğe dökülmesiyle yapılan gal yemeği |
rarebit i.
|
|
| 90 |
Mutfak |
kızarmış köfte |
cecils i.
|
|
| 91 |
Mutfak |
kızarmış tortilla ekmeği arasına et, peynir, doğranmış sebze ve yeşillik koyularak hazırlanan yemek |
chalupa i.
|
|
| 92 |
Mutfak |
malezya kızarmış pirinci |
nasi goreng i.
|
|
| 93 |
Mutfak |
kızarmış pirincin yanında başka malzemelerle servis edildiği malezya menşeli bir yemek |
nasi goreng i.
|
|
| 94 |
Mutfak |
kızarmış ekmek dilimi koyma aparatı |
toast rack i.
|
|
| 95 |
Mutfak |
kızarmış tostu suya batırıp süzerek yapılan su |
toast water i.
|
|
| 96 |
Mutfak |
yumurta, domuz pastırması, kızarmış ekmek ve çay veya kahve ile yapılan zengin kahvaltı |
english breakfast i.
|
|
| 97 |
Mutfak |
kızarmış küçük ve yassı kek |
bake [caribbean] i.
|
|
| 98 |
Mutfak |
kızarmış domuz kabukları |
chicharrones i.
|
|
| 99 |
Mutfak |
üzerine malt sirkesi dökülmüş kızarmış balık ve patates |
machi chips [hinglish] i.
|
|
| 100 |
Mutfak |
kızarmış etten çıkan su |
jus i.
|
|
| 101 |
Mutfak |
kızarmış beyaz ekmek |
white toast [canada] i.
|
|
| 102 |
Mutfak |
sütlü bir sos ile servis edilen kızarmış tavuk |
maryland chicken i.
|
|
| 103 |
Mutfak |
sütlü kızarmış ekmek |
milk toast i.
|
|
| 104 |
Mutfak |
kızarmış tam buğday ekmeği |
brown toast [canada] i.
|
|
| 105 |
Mutfak |
sarımsak, zeytinyağı ve kızarmış domuz etiyle baharatlanıp kızartılan yeşil muz veya manyokun püre haline getirilmesiyle yapılan bir karayip yemeği |
mofongo i.
|
|
| 106 |
Mutfak |
muz püresi, sarımsak ve kızarmış domuz etiyle yapılan bir porto riko yemeği |
mofongo i.
|
|
| 107 |
Mutfak |
krepe sarılarak servis edilen ve wok tavada kızarmış sebze, yumurta, et veya balıktan oluşan bir çin yemeği |
moo-shu i.
|
|
| 108 |
Mutfak |
krepe sarılarak servis edilen ve wok tavada kızarmış sebze, yumurta, et veya balıktan oluşan bir çin yemeği |
moo shu i.
|
|
| 109 |
Mutfak |
yumurta ve kızarmış soğandan oluşan baharatlı bir yemek |
moonshine i.
|
|
| 110 |
Mutfak |
kızarmış tereyağlı ekmek veya pilav üzerinde servis edilen newburg soslu ıstakoz |
lobster a la newburg i.
|
|
| 111 |
Mutfak |
kızarmış tereyağlı ekmek veya pilav üzerinde servis edilen newburg soslu ıstakoz |
lobster newburg i.
|
|
| 112 |
Mutfak |
kızarmış pilav |
chinese fried rice i.
|
|
| 113 |
Mutfak |
kızarmış ekmek dilimi |
rusk i.
|
|
| 114 |
Mutfak |
pastırma dilimlerine sarılıp kızarmış ekmek üzerinde servis edilen ekşi kuru erik |
devils-on-horseback i.
|
|
| 115 |
Mutfak |
kızarmış domuz derisi |
pork rind i.
|
|
| 116 |
Mutfak |
kızarmış domuz derisi cipsi |
pork rind i.
|
|
| 117 |
Mutfak |
kızarmış domuz derisi cipsi |
pork scratchings i.
|
|
| 118 |
Mutfak |
kızarmış mısır ekmeği hamuru |
corndodger [dialect] i.
|
|
| 119 |
Mutfak |
kızarmış mısır ekmeği hamuru |
corn dab i.
|
|
| 120 |
Mutfak |
kızarmış mısır ekmeği hamuru |
corn dodger i.
|
|
| 121 |
Mutfak |
kızarmış mısır ekmeği hamuru |
dodger i.
|
|
| 122 |
Mutfak |
ana malzemesi kızarmış balık olan yemek |
fish fry i.
|
|
| 123 |
Mutfak |
şeker, portakal kabuğu rendesi ve az miktarda portakal suyu ile hazırlanan tereyağlı kızarmış ekmek |
orange toast i.
|
|
| 124 |
Mutfak |
bir kızarmış piliç markası |
oven stuffer® i.
|
|
| 125 |
Mutfak |
bir kızarmış piliç markası |
oven stuffer roaster® i.
|
|
| 126 |
Mutfak |
kızarmış domuz cipsi |
scruncheon [canada] i.
|
|
| 127 |
Mutfak |
kızarmış şey |
scrump [dialect] [uk] i.
|
|
| 128 |
Mutfak |
kızarmış domuz cipsi |
scrunchion [canada] i.
|
|
| 129 |
Mutfak |
kızarmış ekmek veya pilav üzerinde servis edilen newburg soslu deniz mahsulü |
seafood newburg i.
|
|
| 130 |
Mutfak |
kızarmış fasulye ile doldurulmuş yassı tortilla |
bean tostada i.
|
|
| 131 |
Mutfak |
kızarmış ve şekerli olarak servis edilen yassı oval bir çörek |
beaver tail® i.
|
|
| 132 |
Mutfak |
çubukta kızarmış sosis |
pogo i.
|
|
| 133 |
Mutfak |
kızarmış yemeklerde usta aşçı |
fry cook i.
|
|
| 134 |
Mutfak |
bir porsiyon kızarmış et |
fry [us] i.
|
|
| 135 |
Mutfak |
sütlü, kızarmış ekmek |
soft toast f.
|
|
| 136 |
Mutfak |
peynirli kızarmış ekmek |
welsh rabbit f.
|
|
| 137 |
Mutfak |
vog tavada kızarmış |
stir-fried s.
|
|
| 138 |
Mutfak |
içi az pişmiş olan kızarmış et |
rare-roasted s.
|
|
| 139 |
Mutfak |
kızarmış soğanlı patatese ilişkin |
lyonnaise s.
|
|
| 140 |
Mutfak |
(asya mutfağında) vok tavada kızarmış baharatlı yemeklere uygulanan |
drunken s.
|
|
| Argo |
|
| 141 |
Argo |
kızarmış kişi |
crispy critter i.
|
|
| 142 |
Argo |
(büfede, restoranda) kızarmış ekmek siparişi |
down i.
|
|
| 143 |
Argo |
utançtan kızarmış |
(as) red as a beetroot [uk] s.
|
|
| 144 |
Argo |
pancar gibi kızarmış |
(as) red as a beetroot [uk] s.
|
|
| 145 |
Argo |
yüzü pancar gibi kızarmış |
(as) red as a beetroot [uk] s.
|
|
| 146 |
Argo |
kızarmış ekmek üzerinde |
down zf.
|
|
| Star Wars |
|
| 147 |
Star Wars |
tan-tek'in kızarmış yağlı bantha kaburgaları |
tan-tek's roast-basted bantha ribs i.
|
|