kalkmış - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kalkmış



"kalkmış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kalkmış horny s.
kalkmış astir s.
kalkmış erect s.
kalkmış arose s.
Colloquial
kalkmış erect s.
kalkmış erect s.

"kalkmış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 117 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yarı kalkmış penis semi-erect penis i.
yataktan kalkmış olmak be up f.
tedavülden kalkmış ifadeler kullanmak archaise f.
tedavülden kalkmış ifadeler kullanmak archaize f.
hastalıktan kalkmış up and around s.
ayağa kalkmış erect s.
gizliliği kalkmış declassified s.
arka ayakları üzerine kalkmış rampant s.
ayağa kalkmış up s.
şaha kalkmış rampant s.
şaha kalkmış rearing s.
üstündeki lanet kalkmış undamned s.
yataktan kalkmış up s.
götü kalkmış bepuffed s.
kullanımdan kalkmış (makine, silah) obsolescent s.
hastalıktan kalkmış rocky s.
dolaşımdan kalkmış discurrent [obsolete] s.
şaha kalkmış combatant s.
şaha kalkmış combattant s.
şaha kalkmış salient s.
tedavülden kalkmış dead s.
tohuma kalkmış seeded s.
(penis) kalkmış stiff s.
Phrases
(birinden/bir şeyden) önce kalkmış up before (someone or something) expr.
belli bir saatten önce uyanmış/kalkmış up before (something) expr.
belli bir zamandan önce uyanmış/kalkmış up before (something) expr.
(bir şey) olmadan önce kalkmış up before (something) expr.
(bir şeyden) önce kalkmış up before (something) expr.
(bir şeyden) evvel uyanmış/kalkmış up before (something) expr.
Proverb
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma never halloo before you are out of the woods
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma never halloo until you are out of the woods
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma never whistle till you are out of the woods
tamamen çözülmeden problemi ortadan kalkmış sayma never whistle until you are out of the woods
Colloquial
götü kalkmış a big head i.
rafa kalkmış in cold storage s.
sol tarafından kalkmış like a bear with a sore head expr.
kalkmış bir de of all the expr.
kalkmış bir şey yapmış he/she has gone/been and done something expr.
(bir şeyin) altından kalkmış out from under (something) expr.
Idioms
rafa kalkmış konu moot question i.
ayağa kalkmış olma the land of the living i.
midesi kalkmış olmak be green about the gills f.
üzerinden bir yük kalkmış olmak be a weight off one's shoulders f.
rafa kalkmış bir konu olmak be a moot point f.
rafa kalkmış bir konu olmak be a moot question f.
çok erken kalkmış up with the chickens s.
sabahın köründe kalkmış up with the chickens s.
midesi kalkmış green about the gills s.
midesi kalkmış green around the gills s.
midesi kalkmış greenat the gills s.
yataktan kalkmış up and about s.
sinirleri ayağa kalkmış up on (one's) ear [us] s.
midesi kalkmış green about the gills s.
midesi kalkmış green around the gills s.
midesi kalkmış green at the gills s.
erken rafa kalkmış dead on arrival s.
üzerindeki yük kalkmış off back s.
vaktinde kalkmış/uyanmış up and at 'em zf.
ayağa kalkmış up and about expr.
ayağa kalkmış on one's feet expr.
hastalıktan kalkmış out and about expr.
hastalıktan yeni kalkmış up and about expr.
rafa kalkmış on the shelf expr.
havaya kalkmış at the high port expr.
ayağa kalkmış on your hind legs expr.
konuşma yapmak üzere ayağa kalkmış on your hind legs expr.
tekrar ayağa kalkmış back on (one's) feet expr.
finansal olarak ayağa kalkmış back on (one's) feet expr.
tersinden kalkmış got up on the wrong side of bed expr.
ters tarafından kalkmış got up on the wrong side of bed expr.
sol tarafından kalkmış got up on the wrong side of bed expr.
rafa (kalkmış) into cold storage expr.
(hastalıktan, zor durumdan) ayağa kalkmış on (one's) feet expr.
(konuşma yapmak için) ayağa kalkmış on (one's) hind legs expr.
yerinden kalkmış on (one's) hind legs expr.
ayağa kalkmış on your feet expr.
altından kalkmış out from under expr.
sıkıntının/borcun altından kalkmış out from under expr.
yükü (birinin) omzundan kalkmış out of (one's) hair expr.
yükü birinin omzundan kalkmış out of someone's hair expr.
karga bokunu yemeden kalkmış up with the crows [australia] expr.
karga bokunu yemeden kalkmış up with the lark [old-fashioned] [uk] expr.
karga bokunu yemeden kalkmış up with the larks [old-fashioned] [uk] expr.
karga bokunu yemeden kalkmış up with the roosters expr.
horozlar öter ötmez kalkmış/uyanmış up with the roosters expr.
midesi kalkmış your gorge rises expr.
Speaking
omzumdan büyük bir yük kalkmış gibi hissediyorum I feel like there's a great weight off my back expr.
sırtımdan büyük bir yük kalkmış gibi hissediyorum I feel like there's a great weight off my back expr.
Trade/Economic
abd'de tedavülden kalkmış gümüş üç sent trime i.
ispanya, portekiz ve kolonilerinin kullandığı tedavülden kalkmış para birimi escudo i.
(japonya'da) tedavülden kalkmış olan dikdörtgen şeklindeki altın sikke kobang i.
tedavülden kalkmış pulları ucuza satmak remainder f.
üretimden kalkmış out-of-production s.
Technical
erken tohuma kalkmış pancar early bolter i.
kalkmış yüzey double skin i.
Textile
önü yukarı kalkmış şapka cock–up i.
önü yukarı kalkmış şapka cockup i.
Automotive
tohuma kalkmış pancar bolter i.
Aeronautic
uçağın pistten tam anlamıyla kalkmış olması clear of the runway i.
Physiology
kalkmış (cinsel organ) tumid s.
Food Engineering
erken tohuma kalkmış pancar early bolter i.
Agriculture
tohuma kalkmış pancar bolter i.
Linguistics
kullanımdan kalkmış sözcük ya da ifadenin kullanımı archaicism i.
kullanımdan kalkmış sözcük ya da ifadenin kullanımı archaism i.
kullanımdan kalkmış (ifade) obsolete s.
Archaic
diken gibi havaya kalkmış horrent s.
Slang
kalkmış penis horn i.
kalkmış penis joystick i.
yataktan yeni kalkmış gibi bedroomy s.
midesi kalkmış pukey s.
midesi kalkmış pukish s.
götü kalkmış smelling (oneself) s.
götü kalkmış cocky s.
sen bir de kalkmış halini gör a grower, not a shower expr.
penisi kalkmış on the horn [dated] expr.
British Slang
yarı kalkmış penis lazy lob i.
ters tarafından kalkmış olmak get the arse-on f.